• Sonuç bulunamadı

TÜRK BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA SAKLAMA (VEDİA) SÖZLEŞMELERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRK BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA SAKLAMA (VEDİA) SÖZLEŞMELERİ"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA SAKLAMA (VEDİA)

SÖZLEŞMELERİ

Av. Belce BARIŞ

ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

03.11.2017

belce@eryigithukuk.com

(2)

Saklama sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda1 561-580 maddeleri arasında düzenlenmektedir. TBK 561. madde hükmüne göre; Saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı, güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlenmiş olduğu sözleşmelere, saklama sözleşmeleri denir. TBK 561 ve devamı maddelerinde, öncelikle “genel saklama sözleşmesi” düzenlenmiş olup, 570 ve devamı maddelerinde ise saklama sözleşmelerinin özel türleri düzenlenmiştir. Bunlar; “misli şeylerin saklanması”, “ardiyeciye bırakma”, “konaklama yeri, garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlere bırakma” sözleşmelerinden oluşmaktadır.

Saklama sözleşmesinin tüm öğelerini yansıtacak biçimde bir tanım vermek gerekirse;

“Saklama, saklatan tarafından verilen bir taşınırın, saklayan tarafından kabul edilerek güvenli bir yerde saklanması ve saklatanın dilediği zaman istemesiyle onu saklatana geri vermesi yükümlülüğünü yükleyen bir sözleşmedir.” 2

Saklayanın Borçları

Saklayan, saklamayı üstlenmiş olduğu şey kendisine verildiği zaman, TBK 561.

maddesinde görüldüğü üzere, bunu kabul etmek ve güvenli bir yerde saklama borcu altına girmektedir;

“MADDE 561- Saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmedir.”

Bu durumda saklayan, taşınırın zarara uğramasını ve yok olmasını engelleyecek önlemleri almakla ve onu özenle saklamakla yükümlüdür. Aksi halde, saklatana karşı tazminat ödemek durumunda kalacaktır. 3

Günümüzde, bazı mağaza veya alışveriş merkezlerinin otoparklarındaki araçların içerisinde bırakılan değerli eşyaların başına gelebilecek olumsuzluklara karşı müessesenin sorumlu olmadığına ilişkin tabelalar bulunmaktadır. Bu uygulama yukarıda izah etmiş olduğumuz üzere, TBK 561. madde hükmüne aykırı olmakla beraber, ilgili Yargıtay İçtihatları tarafından da kabul görmemektedir;

“T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2008/4120 K. 2008/9661 ve T.

9.7.2008

ÖZET: Alışveriş merkezi otoparkında park halinde bulunan araçta meydana gelen zarardan mağaza sahibi sorumludur. Mağaza yönetimi bu sorumluluktan ancak, gerekli tüm tedbirleri aldıkları halde zararın meydana gelmesini önleyemediklerini ispat ettikleri takdirde kurtulabilir.”4

1 (Türk Borçlar Kanunu *TBK+, 2011)

2 Zevkliler, Aydın. Gökyayla, Emre. Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, s.667

3 Zevkliler, Aydın. Gökyayla, Emre. Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, s.670

4 Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, E. 2008/4120, K. 2008/9661, T. 9.7.2008

(3)

“T.C. YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ, E. 2007/4601, K. 2007/4310 ve T.

20.11.2007

ÖZET: Dava niteliği ve içeriği itibarıyla sözleşme ile üstlenilen edimin gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zararın tahsili istemine ilişkindir. Alışveriş merkezine gelen müşterilerin araçları için otopark tahsis eden şirketin, alışveriş merkezine gelerek aracını otoparka parkeden müşterilerin araçlarını koruma yükümlülüğünü de üstlendiği kabul edilmelidir. Bu nedenle davalı şirket otoparka bırakılan araçtaki zarardan sorumludur.”5

Bunun yanı sıra, TBK 563. madde hükmü6 uyarınca, saklayan kullanım yasağına tabidir; saklatanın izni olmadıkça saklananı kullanamaz. Bu yasağa aykırı davranırsa, saklatana uygun bir kullanım bedeli ödemekle yükümlü olduğu gibi, kullanmamış olsaydı bile bu zararın doğacağını ispat etmedikçe, beklenmedik halden doğacak zararlardan da sorumlu olur. Ancak bu, emredici bir kural değildir. Saklatan, kullanımına izin verir ise saklayan, sakladığı taşınırı kullanabilir.

Saklatan, söz konusu taşınırı her zaman isteme yetkisine sahip olduğu gibi; saklayan da bu istem üzerine, sözleşme uyarınca bir süre belirlenmiş olsa dahi, saklananı tüm çoğalmalarıyla birlikte geri vermekle yükümlüdür. Ancak, bir süre belirlenmiş ise saklatan, belirlenen süreyi dikkate alarak, saklayanın yapmış olduğu masrafları ödemekle yükümlü hale gelecektir. Ayrıca saklanan şeyin geri verileceği yer de kanunda belirlenmiştir. TBK 566. madde hükmü7 uyarınca, saklananın geri verileceği yer, korunması gereken yerdir.

Ayrıca kişilerin taşınırı birlikte saklamak üzere almaları halinde, doğacak zararlardan saklatana karşı müteselsil sorumlu olacaklardır.

Saklama sözleşmesine konu olan saklanan şey üzerinde, üçüncü bir kişinin üstün hak iddiasında bulunması da olağandır; Kişi, sözleşme konusu taşınırın kendisine ait olduğu iddiasında bulunabilir. Ancak, saklanan haczedilmedikçe veya saklanana karşı istihkak davası açılmadıkça saklayan, saklatana iade etmekle yükümlüdür ve üçüncü bir kişiye veremez.

Saklatanın Borçları

Taraflar arasında ücret öngörülmüşse veya koşullar bir ücret ödenmesini gerektirmekte ise; ücret, saklama sözleşmesinin zorunlu ögesi olmamasına rağmen, saklatan, saklama bedeli olarak bu ücreti ödemekle yükümlü hale gelir.

Bunun yanı sıra saklatan, kendi kusurundan ileri gelmediğini kanıtlayamadıkça, söz konusu taşınırın saklanması dolayısıyla doğan zararlardan da sorumlu olup, bunları gidermekle yükümlüdür.

5 Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, E. 2007/4601, K. 2007/4310, T. 20.11.2007

6 TBK,2011: madde 563 - Saklayan, saklatanın izni olmadıkça saklananı kullanamaz.

Bu yasağa aykırı davranırsa, saklatana uygun bir kullanım bedeli ödemekle yükümlü olduğu gibi, kullanmamış olsaydı bile bu zararın doğacağını ispat etmedikçe, beklenmedik hâlden doğacak zararlardan da sorumlu olur.

7 TBK, 2011: madde 566 - Saklanan, masrafları ve hasarı saklatana ait olmak üzere, korunması gereken yerde geri verilir.

(4)

Misli Şeylerin Saklanması

Misli şeyler de saklama sözleşmesine konu olabilmektedir. TBK 570. madde hükmü ile para hakkında özel bir düzenlemeye yer verilmiştir.8 Hükme göre, kendisine bırakılan parayı aynen geri vermek zorunda olmadan mislen geri vermesi açıkça veya örtülü olarak kararlaştırılmışsa, saklayan parayı kullanabilir. Bu durumda yarar ve hasar da kendisine ait olacaktır.

Ancak, bu durum yalnızca para için geçerli olmakla birlikte, söz konusu madde ile saklayanın eşyayı kullanmama borcuna istisna niteliği getirilmiştir. 9

Ardiyeciye Bırakma

Taşınır malın saklamak üzerine ardiyeciye bırakılmasına ilişkin hükümler, TBK 571 ila 575 madde hükümleri uyarınca düzenlenmektedir. Ticari malların saklandığı ve korunduğu yeri işleten ardiyeci, kendisine bırakılan malları bir komisyoncu gibi özenle saklamak ve mallarda ayrıca önlem alınmasını gerektiren bir değişiklik olursa, durumu imkân ölçüsünde saklatana bildirmekle yükümlüdür. Ayrıca ardiyeci, açıkça yetkili kılınmadıkça, aynı tür ve nitelikteki misli şeyleri birbirine karıştırmamakla da yükümlüdür. Ancak yetkiye dayanarak karıştırılmışsa, saklatanlardan her biri hakkı ile orantılı pay talep edebilecektir.

Ardiyecinin yükümlülükleri gibi hakları da kanun koyucu tarafından belirlenmiştir;

Ardiyeci, ardiye ücretini ve saklamadan doğmayan bakım, taşıma ve gümrük gibi bütün giderlerini isteyebilmektedir. Ayrıca, söz konusu mallar üzerinde zilyet bulunduğu veya tasarruf etme yetkisine sahip olduğu müddetçe, alacakları için bu malları üzerinde hapis hakkına da sahiptir.

Genel saklama sözleşmesinde olduğu gibi, ardiyeci de saklanan ticari malları geri vermekle yükümlüdür.

Konaklama Yeri İşletene Bırakma

Kanun koyucu, TBK 576. madde hükmü ile; otel, motel, pansiyon, tatil köyü gibi konaklama yerleri işletenlerin, konaklayanların getirdikleri eşyanın yok olması, zarara uğraması veya çalınması halinde sorumlu olduklarını düzenlemiştir.10 Ancak

8 TBK, 2011: madde 570 - Saklayanın kendisine bırakılan parayı aynen geri vermek zorunda olmaksızın mislen geri vermesi açıkça veya örtülü olarak kararlaştırılmışsa, o paranın yararı ve hasarı kendisine ait olur.

Paranın mühürsüz ve açık olarak bırakılmış olması, örtülü anlaşma sayılır.

Saklayan, saklatan tarafından kendisine açıkça yetki verilmedikçe, saklanan diğer mislî eşya veya kıymetli evrak üzerinde tasarrufta bulunamaz.

9 Zevkliler, Aydın. Gökyayla, Emre. Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, s.672

10 TBK, 2011: madde 576 - Otel, motel, pansiyon, tatil köyü gibi yerleri işletenler, konaklayanların getirdikleri eşyanın yok olması, zarara uğraması veya çalınmasından sorumludurlar. Ancak işletenler, zararın bizzat konaklayana veya onu ziyarete gelen ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat etmekle, bu sorumluluktan kurtulurlar.

(5)

işletenler, zararın konaklayana yükletilebilecek kusurdan veya mücbir sebepten veya eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat ettikleri takdirde, sorumluluktan kurtulabilmektedirler.

Ayrıca kanun koyucu, konaklama yerleri işletenlerin konaklayanların getirdiği eşyalardan dolayı sorumluluğuna istisna getirmektedir. Buna göre; eğer ki, kıymetli eşya veya oldukça önemli miktarda para veya kıymetli evrak işletene saklanması için bırakılmamışsa, işleten ancak kendisinin veya çalışanlarının kusuru halinde sorumlu olacaktır. Ancak işleten, bunları saklamak üzere almış veya almaktan kaçınmışsa, eşyanın tam değerinden yine sorumlu olacaktır.11

Konaklayan zararını öğrenir öğrenmez işletene bildirmezse istem hakkını kaybedecek olup, işletenin sorumluluğu da ortadan kalkacaktır.

Garaj, Otopark Ve Benzeri Yerleri İşletenlere Bırakma

Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenler, kendilerine bırakılan taşıt, araç ve bunların eklentilerinin yok olmasından, zarara uğramasından veya çalınmasından sorumlu tutulmaktadırlar. Ancak işletenler, zararın saklatan veya ziyaretçisi ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat ettikleri takdirde bu sorumluktan kurtulabilmektedirler. 12

Bunların yanı sıra, TBK’daki “kiraya verenin hapis hakkına ilişkin hükümler”13 kıyas yolu ile “konaklama yeri, garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlere bırakma”

hükümlerine ilişkin olarak da uygulanmaktadır. Buna göre; işletenler, kendilerine bırakılan veya konaklama yerlerine, garaj, otopark ve benzeri yerlere konulan eşya

11 TBK, 2011: madde 577

12 TBK, 2011: madde 579 - Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenler, kendilerine bırakılan veya çalışanlarınca kabul edilen hayvan, at arabası, bunlara ait koşum ve benzeri eşya ile motorlu taşıt ve eklentilerinin yok olmasından, zarara uğramasından veya çalınmasından sorumludurlar. Ancak işletenler, zararın saklatan veya ziyaretçisi ya da beraberinde veya hizmetinde bulunan kimseye yükletilebilecek kusurdan, mücbir sebepten ya da eşyanın niteliğinden doğduğunu ispat etmekle, bu sorumluktan kurtulurlar.

13 TBK, 2011: madde 336 - Taşınmaz kiralarında kiraya veren, işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan altı aylık kira bedelinin güvencesi olmak üzere, kiralananda bulunan ve kiralananın döşenmesine veya kullanılmasına yarayan taşınırlar üzerinde hapis hakkına sahiptir.

Kiraya verenin hapis hakkı, alt kiracının asıl kiracıya olan kira borcunu aşmamak üzere, alt kiracının kiralanana getirdiği aynı nitelikteki taşınırları da kapsar.

Hapis hakkı, kiracının haczedilemeyen malları üzerinde kullanılamaz.

TBK, 2011: madde 337 - Üçüncü kişilerin, kiraya verenin kiracıya ait olmadığını bildiği veya bilmesi gerektiği eşya ile çalınmış, kaybolmuş veya başka bir biçimde malikinin elinden iradesi dışında çıkmış eşya üzerindeki hakları, kiraya verenin hapis hakkından önce gelir.

Kiraya veren, kiracı tarafından kiralanana getirilmiş olan taşınırların kiracının mülkiyetinde olmadığını kira sözleşmesi devam ederken öğrendiği hâlde, sözleşmeyi en yakın fesih döneminin sonu için feshetmezse, bu eşya üzerindeki hapis hakkını kaybeder.

TBK, 2011: madde 338 - Kiracı, taşınmak veya kiralananda bulunan taşınırları başka bir yere taşımak istediği takdirde, kiraya veren, alacağını güvence altına almasını sağlayacak miktardaki taşınırı, sulh hâkiminin veya icra müdürünün kararıyla alıkoyabilir.

Alıkoyma kararının konusu olan eşya, gizlice veya zorla götürülürse, götürülmelerinden başlayarak on gün içinde kolluk gücünün yardımıyla kiralanana geri getirilir.

(6)

veya hayvanlar üzerinde, ücretlerini veya saklama giderlerinden doğan alacaklarını güvenceye almak için hapis hakkına sahiptirler.

Sözleşmenin Sona Ermesi

Genel saklama sözleşmeleri, bir süre kararlaştırılmış olan sözleşmeler için sürenin dolması ile sona erebileceği gibi; bir süre kararlaştırılmış olsun ya da olmasın, saklatanın saklanan şeyi geri istemesi ile de sona erebilmektedir. Önceden öngörülemeyen durumların ortaya çıkması, sözleşmenin devamı halinde saklama konusu şey için tehlikeli olur ya da saklayanın zararına yol açarsa, saklayan da süre bitiminden önce saklanan şeyi geri vererek sözleşmeyi sona erdirebilmektedir. Ancak bu koşullar dışında, kural olarak, saklayan süre dolmadığı takdirde saklanan şeyi geri veremeyecektir.

KAYNAKÇA:

Zevkliler, Aydın. Gökyayla, Emre. Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri. Ankara:

Turhan Kitapevi, 2014.

 Türk Borçlar Kanunu (2011), T.C. Resmi Gazete, 27836, 4.2.2011

 Kazancı İçtihat Bilgi Bankası, www.kazanci.com

Referanslar

Benzer Belgeler

İKİNCİ KISIM: Özel Borç İlişkileri BİRİNCİ BÖLÜM: Satış Sözleşmesi BİRİNCİ AYIRIM: Genel Hükümler A.a. Alıcının seçimlik

513 üncü maddede öngörülen süreler zamanaşımı süresi olarak düzenlenmiş- tir. Oysa bilimsel görüşler ve İsviçre Federal Mahkemesi bu sürenin hak düşümü

Sözün gelimi, temerrüt, sona erme ve tasfiye hükümleri 2000 yılında imzalanan belirli süreli bir kira sözleşmesi hakkında Türk Borçlar Kanunu’nun

Bu halde ortaklığın esas sermayesi çıkarılmış sermaye olur ve kayıtlı sermaye miktarına kadar yeni hisse senetleri çıkarmak suretiyle yönetim kurulu tarafından Türk

TBK madde 71’e göre belirli bir tehlike olgusunun özel tehlike sorumluluğu düzenlemelerindeki tehlike olgularına benzer olması bunun önemli ölçüde tehlikeli

Davacı bu ibraname ve feragatname niteliğindeki belge ile dava hakkından vazgeçtiğini açık ve kesin bir şekilde beyanetmiş olduğuna göre miktarı içeren bu belgenin

Ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapıl- ması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, üçüncü kişi tarafından meydana getirilen yapı arazi malikinin rızasıyla yapılmışsa, bu durumda başkasının malzemesiyle kendi