• Sonuç bulunamadı

EVLADI HAFIZLIK YAPAN/YAPACAK OLAN AİLELERE TAVSİYELER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "EVLADI HAFIZLIK YAPAN/YAPACAK OLAN AİLELERE TAVSİYELER"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

PENDİK MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 1

EVLADI HAFIZLIK YAPAN/YAPACAK OLAN AİLELERE TAVSİYELER

(Ortaokul Seviyesinde Okulla Beraber Yürütülen Hafızlık Eğitimine Destek Niteliğinde Ailelere Tavsiyeler)

A. HAFIZLIK NEDİR?

Hafız (ظفاحلا), Arapça ‘da “korumak, ezberlemek” anlamına gelen hıfz (ظفح) kökünden türemiş bir sıfattır ve “ezberleyen, koruyan, gözeten, esirgeyen” demektir.

Hafızın çoğulu “huffâz”dır. Allah’ın yüce isimlerinden birisi “hafîz” dır. Kur’ân-ı Kerîm’in tamamını korumayı ve gelecek nesillere sahih bir şekilde aktarmayı hedef görüp ezberleyen kişiye hafız denir. Hâfız karşılığında ayrıca “hâmil” kelimesi de kullanılmıştır. Kelime çoğul olarak “hameletü’l-Kur’ân” hadislerde geçmektedir (Dârimî,

“Rü‘yâ”, 13, “Fezâ‘ilü’l-Ḳurʾân”, 33). Kur’ân-ı Kerîm’le meşgul olanlara ehlü’l-Kur’ân ve sâhibü’l-Kur’ân da denilmiş, bir hadiste ehl-i Kur’ân, “ehlüllâh ve Allah’ın has kulları”

olarak nitelendirilmiştir (Müsned, III, 128, 242; Dârimî, “Fezâ‘ilü’l-Ḳurʾân”, 1).

Kur’ân-ı Kerîm’in öğrenilmesi, öğretilmesi, ezberletilmesi, hafızaya alınması ve amel edilmesi sahabeyle başlayıp o zamandan beri nesilden nesile nakledilmektedir. Bu eğitim günümüzde de hassasiyet, gönüllülük ve fedakârlık içerisinde devam etmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’in tamamının ezberlenmesi her müslümana farz kılınmamıştır. Ancak her inananın yeterli miktarda âyet ezberlemesi namazın farzlarından olan kıraatin bir gereğidir. Yüce kitabımızın tamamını ezberleyerek hafız olmak ve Kur’ân-ı Kerîm’i hafızasında ömür boyunca muhafaza etmek ise “farz-ı kifaye” dir.

B. NEDEN HAFIZ OLUNUR?

Allahü Teâlâ Kur’ân’ı Kerîm’de “Muhakkak ki zikri (Kur'ân-ı Kerim'i), biz indirdik.

O’nun koruyucusu (da) mutlaka biziz” buyurmaktadır (el-Hicr 15/9). Kur’an’ı Kerim’in kıyamete kadar korunmasına vesile olmak hafızlara nasip olmuştur. Hafızlıktan maksatta hafızlık yapmak isteyen kişinin bu Kur’an’ı Kerim’deki müjdeye erişmek istemesidir. Kur’an’ı Kerim’in korunmasına vesile olan hafızlardan birisi olmak için hafız olunur. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem’in bir hadisinde, Kur’an’ı

(2)

PENDİK MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 2

ezberledikten sonra unutmayan hâmil-i Kur’ân’a saygının dolaylı olarak Allah’a saygı demek olduğu ifade edilir. (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 20).

C. HAFIZLIĞIN ÖNEMİ

Kur’ân-ı Kerîm’in tamamını ezberleyerek hafız olmak bir müslümanın dünyada elde edeceği en önemli faziletlerden biridir. Hz. Abdullah b. Abbas radıyallahu anh’dan Resûlullah sallallāhu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edildi: “Ümmetimin şereflileri Kur‘ân-ı Kerîm’i ezberleyenlerdir.” (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-kebîr, 12: 125, hadis nr.

12662.)

Bu sebeple öğretilmesi ve ezberletilerek hafızaya alınması ve amel edilmesi sahabeyle başlayıp o zamandan beri nesilden nesile nakledilmiştir. Ezberleme ve unutmamanın yanında önemli olan Kur’an ehli olabilmek ve amel ederek ahlakıyla ahlaklanmaktır. Evladını hafız görebilmek, hafız anne ve babası olabilmek her ebeveynin arzusudur. Hafız yetiştirmenin ne kadar değerli olduğu hadisi şerifte bildirilmiştir. Hz. Ali b. Ebû Tâlib radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre o şöyle dedi: Resûlullah sallallāhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim Kur‘ân-ı Kerîm’i okuyup ezberler, onun helal kıldıklarını helal kabul eder ve haram kıldıklarını haram sayarsa Allah kendisini Kur‘ân-ı Kerîm sebebiyle cennete girdirir ve onu ev halkından hepsi de cehennemlik olan on kişiye şefaatçi kılar. (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur‘ân, 13, hadis nr:

2905.)

Her asırda zor olan ama özellikle günümüzde daha da zorlaşan çocukları yetiştirebilmenin ve terbiye edebilmenin usul ve esasları bize dinimizce bildirilmiştir.

Hz. Ali radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre o dedi ki: Resûlullah sallallāhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Çocuklarınızı, şu üç (güzel) hasleti öğreterek terbiye ediniz: Peygamberinizin sevgisi, O’nun Ehl-i beytinin sevgisi, Kur’an-ı Kerim’in okunması. Şüphesiz ki hamele-i Kur’an-ı Kerim (onu ezberleyenler, amel edenler, öğretenler) Allah’ın (arşının) gölgesinin dışında hiçbir gölgenin olmadığı günde Peygamberleri ve seçkin kulları ile O’nun gölgesinde olurlar.” (Suyûtî, Câmi‘u’s-sağīr, 1:22)

(3)

PENDİK MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 3

D. AİLELERE TAVSİYELER

Kur’ân-ı Kerîm hafızı olmak, büyük bir çaba, çok yönlü fedakârlık, kararlılık, tutarlılık, kesintisiz istişare, doğru yaklaşım ve doğru tercihlerle birlikte gidilen uzun bir yolun sonunda elde edilecek büyük bir ihsandır. Böyle bir ihsanı kazanabilmek için çıkılan yolda çevredekilerden tebrik ederek her türlü desteği veren kişiler, aileler bulunacaktır. Bunun yanında tam aksine, hiç umulmayan kişilerden beklenmeyen birçok tepkilere de hazır olunmalıdır. Hafızlık veya Kur’an ehli çocuk yetiştirmek, hafız olmaktan ya da Kur’an ehli olmak için çalışmaktan çok daha zordur. Aile buna hazırlıklı olmalıdır. Bu ihsana talip olan ailelere rehber olabilecek çok yönlü tecrübe ve birikimlerin de yer aldığı bazı hususlar şunlardır:

1. Hafızlık eğitiminin yaşı çocuğun gelişimine, ezber kabiliyetine ve aldığı eğitime göre farklılık gösterir. Her çocuk farklıdır. Her çocuğun ezberleme süresi, tekrarı ve hatırlaması bir değildir. Çocuğun hafızlık eğitimini alacak yaşa gelmiş olmasının yanında hafızlık eğitimini kendisi istemeli ve bu konuda kararlı olmalıdır.

Aile, evladında bu isteği oluşturmadan zorla hafızlık eğitimine vermemelidir.

2. Öncelikle böyle kıymetli bir sorumluluğa niyet edildiğinde Rabbimizin bizlere emaneti evlatlarımızın özellikle de ortaokul seviyesinde veya yaşı küçük olan çocuklarımızın maddi-manevi ihtiyaçları, duygusal gelişimi ve kişilik özellikleri iyi değerlendirilmelidir. Bu yaşlarda yatılı ortam az sayıda çocuk için elverişlidir.

Mümkünse gündüz gidip ders verilip akşam eve dönülerek hafızlık eğitimi yapılmalıdır.

3. Çocuklarımızın, ortaokul, lise, üniversite dâhil her yaşta eğitim alan öğrencilerin ev şartlarını ayarlayabiliyorsak evden gelip gitmesi birçok yönden önemlidir. İleride evlenip yuva kuracak olan çocuğumuzun aile içinde bireylerin birbirlerine karşı davranışlarını, sorumluluklarını, sorunlarla baş etme ve onları çözme yöntemlerini öğreneceği en etkili ortam olan ailesiyle birlikte yaşadığı yuvasıdır.

Çocuğun ev ortamında bulunması onun terbiyesinin bir parçasıdır. Aynı zamanda evden okula gidip gelmek çocuğumuzu dış etkenlere karşı da daha korunaklı kılar.

4. Evladımızı Kur’an kursuna göndermeye karar verdiğimizde yatılı veya gündüzlü tüm kurslar ortam ve fiziksel özellikleri bakımından birbirlerinden farklı

(4)

PENDİK MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 4

olacağı için göndereceğimiz ortamın çocuğumuza ne derece uygun olduğu iyi tahlil edilmelidir. Aile, kursun çok büyük olması veya küçük bir kurs olması, lise seviyesinde öğrencilerin de bulunduğu bir kurs olup olmaması gibi hususiyetlerin her biriyle alakalı değerlendirmede bulunarak bir karar vermelidir.

5. Kur’an kursu ister gündüzlü isterse yatılı olsun her durumda ailenin ulaşımının kolay olması için mümkün mertebe hafızlık eğitimi için gönderilen kursun eve yakın olması tercih edilmelidir.

6. Kur’an kursu binasının fiziki ihtiyaçları, ısıtma, soğutma, küçük de olsa mutlaka bir bahçe, gıda yönüyle öğrencilerin temel ihtiyaçlarını karşılayan, pedagojik yaklaşımı olan hocalarla çalışan bir kurs olması hafızlık eğitimi için önemlidir. Hocasından, idarecisine, işini doğru yapan, hocalar çok önemlidir.

7. Hafızlık eğitimi alan bir çocuğun yatılı ortamda kalmasının uygun olmayacağı anlaşıldığında devam eden süreçte gündüzlü eğitime geçmenin imkanlarını aramalıdır.

8. Çocuğumuzun yaşının, duygusal ve bilişsel gelişiminin, öz bakım becerilerinin hem okul hem hafızlık derslerini belli bir ölçüde götürebilecek kadar sorumluluk duygusunun gelişmiş olması gerekir.

9. Hafızlık eğitimi alan çocuk, okul ve hafızlık şeklinde iki yönü olan bir eğitimde ise önceliğin Kur’ân-ı Kerîm ve hafızlık eğitiminde olduğunu ve okul derslerindeki başarının belli bir ölçüde düşebileceğini aile baştan kabul etmelidir. Okul ders notlarının ve başarısının yüksek olmasını istemek bunun yanında hafızlığını her gün ders vererek başarıyla yapmasını ve bitirmesini beklemek birçok çocuk için yıpratıcı, yorucu ve bıkkınlık verici bir duruma gelebilir. Böyle bir beklenti hem ailenin hem çocuğun hem hocasının belli bir ölçüde yıpranmasına sebep olacaktır. Mümkün mertebe okul derslerini hafifletmeye ve kolaylaştırmaya çalışmak, okul eğitimindeki eksiklikleri hafızlığın tamamlanmasından sonraya bırakmak iyi olur.

10. Hafızlık zorlu bir eğitimdir. Çocuğun istekli olması öncelikli olarak önemlidir.

Önceden bu arzuyu çocuğumuzda uyandıramadıysak ya da hafızlık eğitimi sırasında motive edemezsek sırf biz istiyoruz diye ısrarla ve zorla çocuğu bu eğitime başlatmak ve devam ettirmek, istenmeyen veya pişmanlık sebebi neticeleri meydana getirebilir.

(5)

PENDİK MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 5

11. Hafızlık eğitiminde öncelikli hedefin Kur’ân-ı Kerîm okumayı ve dini sevdirme olduğu unutulmamalı, ailenin gözünde hafızlık eğitimi ikinci hedef olmalıdır.

12. Ezberleri yaparken ve özellikle evde çalışırken Diyanet İşleri Başkanlığının

“diyanet hafız” isimli uygulamasını kullanabilir.

13. Hafızlık eğitimi sırasında evladımızın çok ilerlemesi değil hem sağlam ezber yapması hem de bedenen ve ruhen sağlığını muhafaza ederek ilerlemesi önceliğimiz olmalıdır.

14. Çocukların öğrenme, ezberleme şekli ve hızı birbirinden farklıdır. Kimi önceleri yavaş sonraları hızlı, kimi önce hızlı sonra yavaş ilerler. Bazı kişiler de yavaş ezberler ama ezberlediklerini unutmaz. Anne-baba endişeye kapılmamalı, olumsuz duygular içinde olmamalı ve bu tür duyguları olsa dahi çocuğuna yansıtmamalıdır.

Evladını diğer çocuklarla kıyaslama hatasına düşmemelidir.

15. Hafızlığını nice güçlüklerle yapan kişilerin hayatlarından örnekler anlatılmalıdır. Prof. Dr. Emin Işık Hocamızın on yaşında hafızlık yapmasına karar verildiğinde babası ona bir eşek tahsis etmiş ve her gün gidiş geliş dört saat süren bir yolcuğa sabırla göğüs gererek hafızlığını tamamlamıştır.

16. Ezber sürecine girmeden önce öğrencinin harfleri mahreçlerinden çıkarma, tecvîd kurallarını uygulama, seri ve hatasız okuma noktasında belli bir seviyeye gelmiş olması çok önemlidir. Geri kalmasın diye okuyuş eğitimini tam alamadan ezbere geçirilen çocuğun hem ezber hızı ve kuvveti hem de okuyuş kalitesi düşecektir.

17. Çocuğumuza ezberlediklerini ömür boyu unutmaması gerektiğini sık sık hatırlatıp bu bakış açısını uyandırmak, ezberini kuvvetli yapmasına katkı sağlayacaktır.

Ayrıca imkân nispetinde verilen dersin bir gün boyunca namazlarda Fatiha’dan sonra sure yerine okunması ezberleri kuvvetlendirdiği gibi huşu ile namaz kılmaya da etkisi olabilir.

18. Aile, çocuğun evde olduğu zamanlarda mümkün mertebe her türlü programlarını onu rahatlatacak şekilde planlamalı, ev ortamını ona göre düzenlemeli,

(6)

PENDİK MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 6

onunla güzel vakit geçirmeli, temiz hava almasını sağlamalıdır. Ayrıca çocuğumuzu rahatlatmak için Eyüp Sultan Camii gibi manevi iklimi olan mekanları zaman zaman birlikte ziyaret etmek şevk ve bereket vesilesi olacaktır.

19. Çocuğumuz çalışırken oturup onunla beraber Kur’ân-ı Kerim okumak, ezber yapmak, eski ezberleri tekrar etmek ona motivasyon kazandıracak ve okuduklarından ayrı bir lezzet alacaktır.

20. Çocuğumuz hıfzına çalışırken diğer kardeşlerine de benzer meşguliyetler vermek önemlidir. Diğer kardeşler yada anne baba televizyon seyrederken, bilgisayarda oyun oynarken çocuğumuzun ders çalışmak istememesi çocuğun değil ailenin bir sorunudur ve anne baba şartları Kur’ân-ı Kerîm eğitimine elverişli hale getirmekle sorumludur.

21. Maneviyatla çelişen ailevi yaşantı çocukta isteksizlik meydana getirir. Bu sebeple ailenin tüm fertleri dinimizi yaşama hususunda gayretli olmalıdır. Hem anne baba hem de hafızlık yapan kişi her zamankinden daha titiz bir şekilde göz, kulak, dil ve el haramdan korunmalıdır.

22. Kur’ân-ı Kerîm’i ezberlemeyen çocuğumuza ve diğer kardeşlerine yaşları küçük diye dinen caiz olmayacak hususlarda onların ruhlarını incitmeden engellenmeli, müsamahakâr davranılmamalıdır. Aile fertleri hem dışarıda hem de birbirlerinin, anne- babanın yanında giyim kuşamlarına ve yatıp kalkma düzenine dikkat etmelidir.

23. Hafızlık eğitimine devam eden çocuğa baskı uygulayıp yasaklar koymak, diğer çocukları serbest bırakmak da çocukta Kur’ân-ı Kerîm eğitimine karşı soğuma ve olumsuz duygular meydana getirebilir.

24. Hem namaz hususunda hem diğer dini hususlarda bütün çocuklarımızdan beklentilerimiz aynı ve yaşına göre adalet üzere olmalıdır.

25. Çocuğumuz hafızlık yapıyor diye her istediğini yapmak, her istediğini almak doğru değildir. Bilhassa hafızlığını tamamlaması durumunda telefon gibi teknoloji aletlerini vaad etmek şayet çocuk kontrollü kullanamayacaksa ya da aile kontrol

(7)

PENDİK MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 7

edemeyecekse yapılabilecek en büyük yanlışlara dönüşebilir. Böyle bir ödül aile için, çocuğun bütün manevi kazanımlarını heba edecek ya da zarar verecek durumlara sebep olabilir. Bu sebeple gerek hafızlık eğitimi sırasında gerekse hafızlığını bitirince alınacak veya vaad edilecek hediyeler çocuğun durumunu, ihtiyaçlarını, ailenin genel düzeni dikkate alınarak ve göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.

26. Hafızlık eğitimine devam eden çocuğa vaad edilen maddi ödüllerdeki ölçüsüzlüğün, hafızlığını Allah rızası için yapma, Allah rızası için salih amelde bulunma duygusuna ve karakter gelişimine olumsuz etkilerinin olabileceği unutulmamalıdır.

Çocuğumuza vereceğimiz ödüller daha ziyade manevi boyutlar içeren, hafızlığını meclislerde ön plana çıkaran, onu ve diğer kardeşlerini bu yolda heveslendiren nitelikte olmalıdır.

27. İkramlara önce hafızdan başlamak, sofrada eûzü besmeleyi ona çektirmek, yemek duasını ona yaptırmak, namaz sonrası tesbihatını, ezan duasını ondan dinlemek, istediği mekanlara gezmeye ve camileri ziyarete götürmek manevi teşvikler içeren ödüllerdendir.

28. Belirli sayfaların bitiminde ya da yorulduğu dönemlerde çocuğumuzun sevdiği mutlu olacağı bir takım manevi hediyeler mesela deniz kenarında anne-babayla veya ikisinden birisiyle baş başa yürüyüş, ailece piknik yapmak vb. faaliyetlerde bulunmak yada maddi değeri çok yüksek olmayan bir takım ölçülü hediyeler vermek hafızlık eğitimini destekleme, teşvik etme ve ödüllendirme açısından faydalı olacaktır.

29. Osmanlı’da hafız olan kişiye ayrı bir önem verilir, hafızlara isimleriyle değil de eşleri tarafından bile olsa “hafız hanım, hafız bey” şeklinde hitap edilir, yere oturmalarına müsaade edilmeyip koltuklara veya yüksekte bir yere oturtulurdu. Hafızı

“canlı Kur’an” gibi görmeleri nedeniyle abdestsiz dokunmamaları Kur’an’a olan büyük hürmetlerindendi. Bu inceliklere dikkat etmeye çalışmak hem çocuğumuz hem tüm aile fertleri için manevi kazanımlar sağlar.

30. Eğitim süresince zaten biliyor demeden niçin hafızlık yapıldığı hususunda ara ara konuşmak evladımızın ezber yapma şevkini artıracaktır. Kur’ân-ı Kerîm okumanın Allah-u Teala ile sohbet etmek olduğu, kişinin sevdiğiyle sohbet edeceğini, O’nunla en

(8)

PENDİK MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 8

çok sohbeti kendisinin ettiğini ona sık sık anlatmalı, o Kur’ân-ı Kerîm okudukça ne kadar mutlu olduğumuzu, onu dinlemekten ne kadar feyiz ve lezzet aldığımızı hafızlık yapana tekrar tekrar ifade etmeliyiz.

31. İnsanın Kur’ân-ı Kerîm’i okudukça nurla dolduğu, ezber yaptıkça hafızasının kuvvetlendiğini ve zekasının açıldığını örneklerle izah etmeliyiz. Eskiden bazı hocalar hafız gelince Kur’ân-ı Kerîm’e saygıdan dolayı içerdekileri ayağa kaldırır, mahcup olan çocuğa, sana değil yavrum Kur’ân-ı Kerîm’e saygıdan bu derler, hafızlık şerbetinin lezzetini herkese duyururlardı.

32. Hafızlıkla ilgili özel programları takip etmek, küçüklerden veya büyüklerden hafızları hocaları ziyarete gitmek yine çocuğumuzun şevkini artıracak ve bereket vesilesi olacaktır. Özellikle eğer yaşıyorsa babaanne, anneanne ve dede gibi büyükleri hafızlığa başlarken ve mümkün oldukça ziyarete gitmek, onlara hediyeler götürerek ve evlerinde hizmet ederek dualarını almak hafızlık eğitimini kolaylaştıracak hem büyükleri hem bizi hem de çocuklarımızı mutlu edecektir. Aile büyüklerinin ve yaşlıların duasını almak ve onlardan dua istemek hafızlık eğitiminde özel önem verilmelidir. Hafız olan yaşlı bir hocamız: “Dua alınmadan hafız olunmaz” demektedir.

Vefat ettilerse aile büyüklerinin kabirlerini ziyaret ederek dua etmenin de ayrı bir önemi vardır.

33. Kur’ân-ı Kerîm’i ezberlemeye çalışırken abdeste, giyim ve tesettür ölçülerine, kıbleye dönmeye, adaba riayet etmeye özen göstermek hem hıfzı kolaylaştıracak hem de sevgi, saygı, itina ve muhabbeti artıracaktır.

34. Çocuk eve geldiğinde zaten hafta boyu çalışıyor diye telefon, bilgisayar, internet kullanımında esnek yada sınırsız davranmak doğru olmaz. Bunların kullanımı hem sınırlı hem de gözetim altında olmalıdır. Aynı zamanda çocuk faydasız ve boş şeylerden de korunmalıdır.

35. Kur’ân-ı Kerim kalbi nurla doldurur. Eve gelen çocuğumuzun milli manevi yanlışlar ve haramlar içeren görüntüler, sesler, filmler, reklamlar, çizgi filmler, bozuk karakterlerin kız gibi giyinen erkeklerin, erkek gibi giyinen kızların bulunduğu türde

(9)

PENDİK MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 9

programlar seyretmesi ve bu tarzda teknoloji oyunları oynaması onun kalbindeki nura zarar verir, hafızasını zayıflatır ve ezberini yavaşlatır.

36. Hafızlık eğitimi alan evladımız neyle mutlu oluyor, gayreti artıyorsa onu bulmalı, onunla sevgi dili neyse o dil üzere konuşulmalıyız.

37. Çocuğumuz eve gelir gelmez ders çalış denmemeli, dinlenme, rahatlama, beslenme sürecinde çocuğun strese girmesine sebep olunmamalıdır.

38. Kendi çocuğumuzun ve diğer çocukların derslerini sorup birbiriyle kıyaslamak doğru olmaz. Her çocuğun ve her insanın ezberleme tekrar etme, ezberini unutmama yetenekleri farklıdır ve ona özeldir. Biz prensip olarak hafızlığa devam edenlere ders sormamalı ve dua etmeliyiz. Bizim evladımızın dersini sayfasını soranlara da mümkün olduğunca söylememeli, nazara sebep olmaktan kaçınılmalıyız. Çocuklarımızın sayfalarını soranlara ezbere devam ettiklerini, ilerlediklerini, onun ve arkadaşlarının duaya ihtiyaçları olduğunu, Allah’ın yardımı ve sevdiklerinin dualarıyla daha iyi olabileceklerini söyleyebiliriz. Çocuğumuzun durumu sorulduğunda “Yapmaya çalışıyor, ne zaman biteceğini bilmiyoruz, kolay değil, dualarınıza ihtiyacımız var” şeklinde yalan söylemeden ama doğruyu da olduğu şekilde ifade etmeyen cevaplar vermek suretiyle çocuğumuzu nazardan ve manevi sıkıntılardan korumaya çalışmalıyız.

39. Aileler olarak çocuğumuzla yaşadığımız sıkıntı ve problemler her ne kadar birbirine benzer gibi görünse de her ailenin çözümünün kendine özel olduğu asla göz ardı edilmemelidir.

40. Çocuğu en iyi tanıyabilecek olan anne babadır. Bu sebeple çocuğumuzu iyi gözlemlemeli, çok iyi dinlemeli, anlamaya çalışmalı, hocasıyla ve okulla sık istişarede bulunmalı ve gerektiğinde yöntem değiştirmelidir.

41. Bir sorunla karşılaştığımızda önce el-Fatiha, el-İhlâs, el-Felâk en-Nâs sûreleri ile Âyete’l-kürsî’yi okuyup tevbe ve dua etmeli, tevbe ve hacet namazı kılıp Allah’tan yardım isteme yoluna gidilmelidir. Sadaka vermek suretiyle ilahi yardıma mazhar olmaya çalışmak sorunun çözümünü kolaylaştıracaktır.

(10)

PENDİK MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 10

42. Sıkıntı ve sorunlarla karşılaşıldığında ilk tepki çok önemlidir. Böyle bir durumda ilk etapta çok sakin ve sabırlı olmalıyız. “Düşünelim, konuşalım” şeklinde teskin edip durumu uzun uzun konuşmaya, çocuğumuzu doğru anlamaya ve onu sükûnete kavuşturmaya çalışmak gerekir.

43. Hafızlık yapan evladımız gitmeyeceğim veya hafızlığı bırakacağım diye tutturduğunda aceleyle konuşmamalı ve karar vermemeli, ısrarcı olma veya vazgeçme arasında gidip gelen tutarsız yaklaşımlardan kaçınılmalı ve böyle anlarda çocukla saatlerce, hocalarla etraflıca konuşulup vazgeçmenin altında yatan sebepler aydınlığa kavuşturulmalıdır.

44. Hafızlık döneminde kurs ya da hocalarla evladımızın problemleri olabilir.

Böyle bir sorunla karşılaştığımızda kursu ve hocaları suçlamadan, samimiyetle istişare etme yolu tercih edilmelidir.

45. Çocuğun şikayetleri olduğunda hata kursta bile olsa suçlayıcı konuşulduğunda çocuğun gözünde hocaların itibarı sarsılır. Evladımız sorumluluklarını yerine getirme konusunda direnç göstermeye başlar. Hayatı boyunca kurs ve hocalara uzak durmasına, tepkili ya da suçlayıcı davranmasına sebep olabilir. Her şeye rağmen sıkıntılar devam ediyorsa daha büyük sıkıntıların meydana gelmemesi için istişareler neticesi gerekiyorsa çocuğu kurstan alabilme kararı da verilebilmelidir.

46. Çocuk kurstan alındığında başlanılan böyle bir işin yarım bırakılmış olması, çocukta, anne-babada, hocalar ve arkadaşlarda olumsuz duygu ve düşüncelere sebebiyet verebilir endişesine karşı, öncelikle mümkünse eğitim en azından o yıl sene sonuna kadar devam ettirilir. Yine mümkünse çocuğun kursla bağlantısı tamamen kopartılmaz.

Belli bir düzenle gidip gelerek yavaş da olsa eğitime devam edebilir. Veya bir başka yerde devam eden bir ders ortamı sayesinde çocuğumuzun Kur’ân-ı Kerim’le bağı korunabilirse başarısızlık duygusu oluşmaz.

47. Her kursun, her hocanın farklı hususiyetleri, güzellikleri ve meziyetleri vardır.

Başka kursların ve hocaların güzelliklerini, farklı imkanlarını anlatmak çocuğumuzu derse iştiyak noktasında olumsuz etkileyecektir.

(11)

PENDİK MÜFTÜLÜĞÜ AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU 11

48. Hem kendimiz hem çocuk için sükûnet ortamı oluştuğunda sorunları daha kolay ve doğru anlama ve ona göre çözüm bulma imkânı oluşur. Böylece bir ceza vermek icap ediyorsa da bu ceza hem daha hafif hem daha adil olacaktır. Bir Kur’ân-ı Kerîm talebesine karşı şiddet ve dayak ise hiçbir zaman ceza yöntemi olmamalıdır.

49. Bazı durumlarda sesin biraz yükselmesi belki söz konusu olabilir. Fakat bağırıp çağırmak, hakaret etmek, zihni kapasitesine şahsiyetine ahlakına dair söz söylemek ve hesap sormak eğitim için terbiye metodu olarak kullanılmamalıdır.

50. Hangi çocuk olursa olsun bu eğitimin meşakkatli bir eğitim olduğu, inişler ve çıkışlarla yürüyeceği, tutarlılık istişare ve anlamaya dayalı sorun çözmenin, çok yönlü motivasyon kanallarını hep işlek tutmanın çok lüzumlu olduğu baştan kabul edilmelidir.

Cenabı Hak, Kur‘an-ı Kerîm ile bedenleri şifalandırmayı, ruhları diriltmeyi, çocukları “hamele-i Kur‘an” olarak yetiştirebilmeyi Müslümanlara ihsan eylesin.

Hazırlayanlar:

Zehra ÜLGÜR Yasemin DAĞCI

Pendik Müftülüğü Uzman Vaizi Pendik Müftülüğü Uzman Vaizi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Seçici Kurul Toplam Puanlama Formu A) Yarışma Bilgileri.

En’âm sûresinin 25. Fakat onu anlamalarına engel olmak için kalplerinin üstüne örtüler çektik, kulaklarına da ağırlık verdik.” şeklinde mecazen kalbin üzerine

Bu okullara başvuru iş ve işlemlerinin e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi üzerinden İlgi Makam Onayı ekinde yer alan, 2022-2023 eğitim-öğretim yılı için hazırlanan;

Ayette Hz. Mûsâ’ya dokuz tane mucize verildiğinden bahsedildiği halde bu mucizeler hakkında herhangi bir bilgi verilmemektedir. Çünkü Kur’ân’ın daha önce farklı

İşte bu çalışmada Kur’ân’da geçen çok anlamlı kelimelerden biri olan e-h-z fiili ve türevlerinin Türkçe meâllere ne şekilde aktarıldığı irdelenecektir. 4

Mensuplarının gerçek mutluluğu sadece ‗Gökler Ġklimi‘nde bulup, orada yaĢayacağını ifade eden Ġncil‘in bütün satırlarına uhrevîlik ve ruhanîlik sinmiĢ

O halde Kur’ân’ı doğru anlamanın bir diğer şartı, Kur’ân hüküm ve öğretilerinin belli bir zaman veya mekâna ait olmayıp, kıyamete kadar insanlıkla devam edeceği ve

Her kabileye mensup şair kendi övünç yönlerini ve atalarının kahramanlıkla- rını sayardı. Şiir ve şairler her kabilenin kurtuluş belgesi, meşru sermayesiydi. Her dilde