• Sonuç bulunamadı

YAYIN OKUMA ve DANIŞMA KURULU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YAYIN OKUMA ve DANIŞMA KURULU"

Copied!
248
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

sayı 231

Yayın Dili: Türkçe

***

İmtiyaz Sahibi Vergi Müfettişleri Derneği Adına

Genel Başkan Özgür KUBUŞ

***

Genel Yayın Editörü Tuğrul CEYLAN

***

Editör Yardımcısı Önal AKÇAY

***

Yayın Kurulu Üyeleri Serdar KILIÇ Ömer Faruk ASLAN

Murat GÖKKAYA Sabri OZAN M. Kemal ARAN Mevlüt Serdar MUSTAFAOĞLU

***

Yayın Danışmanı (Çeviriden Sorumlu) Serdar KILIÇ

Nahide Meriç URAK

***

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Serkan DOĞAN

***

Yayın Sorumlusu Zeynep TURAN

***

Yönetim ve Yazışma Adresi Cihan Sokak No: 13/7

Sıhhiye / ANKARA Tel: (0.312) 231 80 19 (pbx)

Fax: (0.312) 231 80 65 e-posta: bilgi@vergiraporu.com.tr

***

ISSN 1303 - 6920

***

Grafik Tasarım Aren Tanıtım Ltd. Şti.

Dr. Mediha Eldem Sok. 38/15 Kızılay/ANKARA Tel: (0.312) 430 70 81-82 www.arentanitim.com.tr e-mail: tasarim@arentanitim.com.tr

***

Baskı

EPAMAT Basım Yayın Ambalaj Reklam Promosyon Ltd. Şti.

Ağaç İşleri Sanayi Sit. 1357. Sk. No:41 Ostim/ANKARA

(0312) 394 48 63 - 64

***

Basım Tarihi: 06.12.2018 Yayın Türü: Yaygın Süreli

Gazi Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Prof. Dr. Ahmet Burçin YERELİ Hacettepe Üniversitesi İİBF Prof. Dr. Ali ÇIMAT

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Prof. Dr. Aslı TÜREL

İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Dilek YILMAZCAN Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Doğan ŞENYÜZ Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Elif SONSUZOĞLU

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Prof. Dr. Erhan GÜMÜŞ

Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü Prof. Dr. Erkan ÜYÜMEZ

Anadolu Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Prof. Dr. Ersan ÖZ

Pamukkale Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Doç. Dr. Gökhan Kürşat YERLİKAYA Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Gülsen GÜNEŞ Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Prof. Dr. Hakan SARITAŞ

Pamukkale Üniversitesi İİBF İngilizce İşletme Bölümü Prof. Dr. Hasan Hüseyin BAYRAKLI Afyon Kocatepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Hüseyin ŞEN

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü Prof. Dr. İbrahim ORGAN

Pamukkale Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Prof. Dr. Kadir GÜRDAL

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Prof. Dr. Keramettin TEZCAN Katip ÇELEBİ Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Prof. Dr. Mehmet TOSUNER Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Prof. Dr. Mehmet YÜCE

Uludağ Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Prof. Dr. Metin TAŞ

İstanbul Gedik Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Prof. Dr. N. Semih ÖZ

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü Prof. Dr. Nagihan OKTAYER

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Prof. Dr. Nihal SABAN

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Nurettin BİLİCİ Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Osman PEHLİVAN Karadeniz Teknik Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Rahmi YAMAK

Karadeniz Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Recai DÖNMEZ Anadolu Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Prof. Dr. Recep PEKDEMİR İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Remzi ÖRTEN Gazi Üniversitesi Turizm Fakültesi Prof. Dr. S. Ateş OKTAR

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Prof. Dr. Seval Kardeş SELİMOĞLU Anadolu Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Prof. Dr. Şafak Ertan ÇOMAKLI Polis Akademisi Prof. Dr. Tekin AKDEMİR Yildirim Bayezit Üniversitesi Maliye Bölümü Prof. Dr. Temel GÜRDAL Sakarya Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Prof. Dr. Yakup KÜÇÜKKALE Karadeniz Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Yusuf KILDİŞ

Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Prof. Dr. Zeynep ARIKAN Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Doç. Dr. Adem ÇAYLAK

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi SBF Doç. Dr. Ahmet TÜREL İstanbul Üniversitesi Doç. Dr. Coşkun KARACA Cumhuriyet Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Doç. Dr. Engin HEPAKSAZ Katip ÇELEBİ Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Doç. Dr. Evren Dilek ŞENGÜN İstanbul Üniversitesi Doç. Dr. Fahrettin ÖNDER

Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doç. Dr. Fatih SARAÇOĞLU

Gazi Üniversitesi İİBF Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Sakarya Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Doç. Dr. Gülfen TUNA Sakarya Üniversitesi İİBF Doç. Dr. Hasan ABDİOĞLU Balıkesir Üniversitesi İİBF Doç. Dr. İhsan Cemil DEMİR

Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Doç. Dr. Lütfi ERDEN

Hacettepe Üniversitesi İİBF Doç. Dr. Mahmut KAŞIKÇI İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doç. Dr. Mustafa ÇOLAK Kamu İhale Kurumu Doç. Dr. Mustafa YILDIRAN Akdeniz Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Doç. Dr. Seyfi YILDIZ

Kırıkkale Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Doç. Dr. Şaban NAZLIOĞLU

Pamukkale Üniversitesi İİBF Ekonometri Bölümü Doç. Dr. Ümit Süleyman ÜSTÜN Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Abdullah ÇELİK

Anayasa Mahkemesi Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Abdullah TEKBAŞ

Anayasa Mahkemesi Raportörü Dr. Arif AYLUÇTARHAN İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü Dr. Aynur AKPINAR

KTO Karatay Üniversitesi İşletme Yönetim Bilimleri Fakültesi Dr. Bumin DOĞRUSÖZ

Marmara Üniversitesi İİBF

Arif GÜLOĞLU Bağışhan YÜKSEL Cem KARABULUT Coşkun ÇEKİCİLER Devrim Emre MUTLU Durmuş Erdem ARSLANOĞLU Ebubekir MUTLU Elvan ÇAĞATAY Emine KARACAOĞLU Emrah TUNCER Emre AKIN Ergin ÖZEL Ertan SANGU Ertuğrul Çağrı TOPAKTAŞ Ertunç AKSÜMER Esat YAMAÇ Fatih AYDINLI Fatma YANGIN Fedai AYDIN (EVM) Feyzullah DURGUT Filiz ÖZDEMİR Gökhan KORHAN Göksal ALTUN (EVM) Gürcü GÜNGÖR H. İbrahim YOL Hakan GÜNER Halil AKDEMİR Harika Melek BAŞAK (EVM) Harun AKBEY (EVM) Hasan DEMİR Hasan SARI Hüseyin AÇAY Hüseyin ÖZALP İh san AKAR (EVM) İlhan ÖZKAN Dr. İs ma il PA MUK (EVM) İsmet POLAT Levent EMRE Mahmut ÇOLAK Mahmut ŞAHİN Mehmet ÇANDIR Mehmet ÇUBAN (EVM) Mete AKÇAKIN Murat GÖKKAYA Mustafa MERT Mustafa TEKEŞ Necmettin GÜNDÜZ Neslihan İÇTEN İNCE Niyazi Koray GÜRHAYTA Oktay GÜN Onur DEMİRCİ Onur GÖK Ömer ALANLI Ömer GEZER Ömer Faruk ZENGİN Önal AKÇAY Öz can TÜR KAN Özgüç ERKAN Dr. Özgür ÖZKAN (EVM) Pe ri han AKAN AL TUN CU (EVM) Ramazan KAPAN

Raşit UÇAN (EVM) Sabri OZAN Dr. Seçkin KILIÇ (EVM) Sedat İÇEL Serçin YÜKSEL Ser dar KUŞCU (EVM) Serdar MERMUTLU Serkan ATA Serkan BAŞYURT Semra ERSOY Soner Dündar DEMİRCAN Suat SARIGÜL Ümit ERKAN Ümit GÜNER Ümit KAYA Ümman CERİT

Dr. Vedat Ender TUNA (EVM) V. Cumhur ENSARİOĞLU Volkan GÜZEL Volkan NURDAĞ Yasin ŞEN Yılmaz TÜCCAR (EVM) Yusuf GÜLER Yusuf YILDIRIM Zafer DEMİRKOL Dergimiz, TUBİTAK ULAKBİM Sosyal

(4)

VERGİ RAPORU DERGİSİ YAZIM KURALLARI

1. GENEL KURALLAR

Gönderilen makaleler için herhangi bir sayfa sınırlaması olmamakla birlikte, makalelerin, 3 ila 20 sayfa A4 boyutunda sayfa olmak üzere kısa ve öz olması tercih nedenidir.

Makaleler word formatında hazırlanmalı, sayfa yapısı sağdan ve soldan 2 cm, üstten ve alttan 2,5 cm boşluk bırakacak şekilde ayarlanmalıdır. Times New Roman 12 punto yazı karakteri kullanılmalı, metin iki yana yaslanarak hizalanmalı, paragraflar arasında bir satır boşluk bırakılmalıdır. Tablo, şekil, dipnot ve kaynakçada 10 punto kullanılmalı, tablo ve şekillere sıra numarası verilmeli, kaynakçaları altında belirtilmelidir. Çalışmanın birinci derece başlıkları 1- şeklinde, koyu ve büyük harflerle, ikinci derece alt başlıklar 1.1- formatında, koyu ve ilk harfleri büyük olacak şekilde sınıflandırılmalıdır.

Üçüncü ve dördüncü derece başlıklar da 1.1.1- ve 1.1.1.1- formatında, koyu ve ilk harfleri büyük olacak şekilde sınıflandırılmalıdır. Giriş ve sonuç bölümlerine numara verilmez.

Gönderilen makaleler; - Girişten önce 150 kelimeyi geçmeyecek, makalenin içeriğini genel ifadelerle, tek cümle olmayacak şekilde öz içermeli, konu sınıflandırmasının yapılabilmesi için en az 3 en fazla 5 adet anahtar kelime verilmelidir, - Giriş, gelişme, sonuç bölümlerini içerecek şekilde ve başlıklara numara verilmeli, bilimsel yazım kurallarına uygun hazırlanmalıdır.

Yayımlanmasına karar verilen makalelerdeki yazım hataları, yazara gönderilmesine gerek olmaksızın yayın kurulunca düzeltilecektir.

2. DİPNOT YAZIM TEKNİĞİ

Alıntılarda uluslararası kaynak gösterme kurallarından “The Chicago Manual of Style (CMS)” kabul edilir. Ancak akademik çalışmalarda “American Psychological Association (APA)”(tüm versiyonlar) Yöntemi de kabul edilmektedir.

1.1. Kitaplar

• Tek yazarlı eserlerde yazar adı ve soyadı, eser adı (varsa cilt numarası), (varsa çeviren), yayınevi, yayımlandığı yer ve tarih, sayfa numarası yer alır.

Dipnot örneği: Yavuz Çalık, Hasılat Paylaşım Yöntemine Göre Teslim Alınan Arsalar Üzerine Yapılan Özel İnşaat İşlerinin Vergilendirilmesi ve Muhasebeleştirilmesi, Vergi Müfettişleri Derneği, Ankara, Temmuz 2013, s.85

• İki yazarlı eserlerde birinci yazarın adı ve soyadı, ikinci yazarın adı ve soyadı, eser adı (varsa cilt numarası), (varsa çeviren), yayınevi, yayımlandığı yer ve tarih, sayfa numarası yer alır.

Dipnot örneği: Coşkun ÇEKİCİLER, Onur GÖK, Kurumlar Vergisi Revizyonu, Vergi Müfettişleri Derneği, Ankara 2018, s.25

• İkiden fazla yazarlı eserlerde, kaynakta belirtildiği sıraya göre birinci yazarın adı ve soyadı, “ve diğerleri” ifadesi, eser adı (varsa cilt numarası), (varsa çeviren), yayınevi, yayımlandığı yer ve tarih, sayfa numarası yer alır.

Dipnot örneği: Aydın Karapınar ve diğerleri, Bağımsız Denetçilik Sınavlarına Hazırlık Kitabı, Gazi Kitapevi, Ankara Temmuz 2013, s. 28.

(5)

Kullanılması Nedeniyle Doğacak Vergisel Yükümlülükler, Vergi Raporu Dergisi, Sayı 175, 2014, s. 97.

2.3. Tezler

• Yazar adı ve soyadı, tezin adı, tezin yapıldığı kurum ve enstitu, (yayınlanıp yayınlanmadığı), yapıldığı yer ve tarih, sayfa numarası yer alır.

Dipnot örneği: Kadir Şahin, Türkiye’de Organize Sanayi Bölgelerine Sağlanan Teşviklerin İncelenmesi ve Değerlendirilmesi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (yayımlanmamış yüksek lisans tezi), Ankara 2012, s. 210.

2.4. Elektronik Kaynaklar

• Yazar adı ve soyadı, yazı/rapor adı, (varsa çeviren), (varsa kaynağın tarihi), internet adresi, erişim tarihi yer alır.

Dipnot örneği: İlhan Taşpınar, Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Talebi Bulunup Bulunmadığının Mükellefe Sorulması Zorunlu Mudur?, http://www.vergiraporu.com.tr/makaleler/vergi-raporu-temmuz-2014- online_702, (Erişim tarihi: 04 Temmuz 2014).

3. KAYNAKÇA YAZIM TEKNİKLERİ

Metin içindeki her alıntı kaynakçada mutlaka yer almalıdır. Metin içinde alıntı yapılmayan eserler kaynakçada verilmemelidir. Kullanılan kaynaklar, Kaynakça başlığı altında, metnin sonunda soyadına göre alfabetik sıralanarak konulmalıdır. Eğer yazar adı yoksa yapıt adı esas alınır.

• Tek Yazarlı Eser Kaynakça Örneği: ÇALIK, Y. (2013). Hasılat Paylaşım Yöntemine Göre Teslim Alınan Arsalar Üzerine Yapılan Özel İnşaat İşlerinin Vergilendirilmesi ve Muhasebeleştirilmesi.

Vergi Müfettişleri Derneği. Ankara Temmuz 2013.

• İki Yazarlı Eser Kaynakça Örneği KARA, M.S., AYDIN A. (2013). KDV Tevkifatı Uygulama Rehberi.

Vergi Müfettişleri Derneği. Ankara Haziran 2013.

• İkiden Fazla Yazarlı Eser Kaynakça Örneği: KARAPINAR A., BAYIRLI R., ALTAY A., ÇINA BAL E., BAL H., TORUN S., (2013). Bağımsız Denetçilik Sınavlarına Hazırlık Kitabı. Gazi Kitapevi. Ankara.

• Makale Kaynakça Örneği: KALAYCI, S. (2014). Sermaye Kaynakları ile Geçmiş Yıl Zararlarının Sermaye Azaltımında Kullanılması Nedeniyle Doğacak Vergisel Yükümlülükler, Vergi Raporu Dergisi, Sayı 175, s. 97-109

• Tez Kaynakça Örneği: ŞAHİN, K. (2012). Türkiye’de Organize Sanayi Bölgelerine Sağlanan Teşviklerin İncelenmesi ve Değerlendirilmesi. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

(yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ankara.

• Elektronik Yayın Kaynakça Örneği: TAŞPINAR İ. (2014). Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Talebi Bulunup Bulunmadığının Mükellefe Sorulması Zorunlu Mudur?. http://www.vergiraporu.com.tr/

makaleler/vergi-raporu-temmuz-2014-online_702. Erişim tarihi: 04 Temmuz 2014.

(6)

VERGİ RAPORU DERGİSİ ETİK KURALLARI

Yazarlar İçin Etik Kurallar:

Yazarın makalesini, Vergi Raporu Dergisi Yazım Kuralları ile Yayın Politikasına uygun hazırlaması etik olarak sorumluluğundadır. Söz konusu kural ve politikalara www.vergiraporu.com.tr adresinden ulaşılabilir.

Gönderilen makaleler başka bir yerde yayımlanmış ya da yayımlanmak üzere gönderilmiş olması etik kuralların ihlalidir.

Hakemlerin objektif değerlendirmesini temin etmek için, hakemlerle yazarlara ilişkin bilgiler paylaşılmamaktadır. Bu nedenle yazarlar makale metninin içerisinde kendilerine ait bilgilere yer vermemelidirler.

İntihal, başkasına ait fikir veya düşüncelerin kendisine aitmiş gibi göstermektir. Bu fikir ve düşüncüler kullanılacaksa mutlaka atıf yapılmalıdır.

Yazarlar atıf kurallarını aşmamalıdır. Örneğin bir paragraf, bütün olarak kopyala – yapıştır yöntemi ile alınamaz. Doğrudan alıntı yapılan hallerde, yazarın bu bölüme tırnak içerisinde yana yatık (italik) olarak yer vermesi ve kaynağına atıfta bulunması gerekir.

Vergi Raporu Dergisi Yayın Politikasının amacı, yayın konularında yeni görüş ve fikirlerin ortaya konulmasıdır. Bu kapsamda makalelerin, herhangi bir katkıda bulunulmaksızın mevcut yasal ve idari düzenlenmelerin derlenmesinden ibaret olması etik ilkelere ve Vergi Raporu Dergisi Yayın Politikasına aykırıdır.

Hakemler İçin Etik Kurallar:

Hakemler yazar tarafından emek verilerek hazırlanan makalelere, yeterli önemi vermeli ve detaylı değerlendirmelerde bulunmalıdırlar. Hakemlerin makaleyi yeterince değerlendirecek zaman ayırmadan, nihai işlem uygulaması etik kurallara aykırıdır.

Onaylanması durumunda, onaylanmasını sağlayan kriterler; reddedilmesi durumunda, reddedilmesine neden olan hususlar; düzeltilmesini istenmesi durumunda, hangi hususların neden düzeltilmesi gerektiğine detaylı olarak yer verilmelidir.

Hakemlerin makale hakkında hakaret içeren, küçümseyici ve itham edici ifadelerde bulunmaları etik ilkelere aykırıdır.

Hakemler, yeterli uzmanlığa sahip olmadıkları, yazarın kim olduğunu herhangi bir şekilde tespit ettikleri makaleleri değerlendirmeksizin geri göndermelidirler.

Hakemler, makaleler hakkındaki değerlendirmelerini gizli tutmalı, yazarın itibarını sarsacak veya makalede yayınlanmadan önce paylaşılması uygun olmayan bilgilerin paylaşılması sonucunu doğuracak davranışlardan kaçınmalıdırlar.

Hakemlerin değerlendirmesi makalenin içeriğinin doğru olması, yayın politikasına, yazım kurallarına ve etik kurallara uygun olması ile sınırlıdır. Hakemlerin, yazardan farklı düşünmesi makalenin reddedilmesini gerektirmez.

Hakemler, kendilerine tanınan süre içerisinde makaleleri değerlendirmelidir. Şayet değerlendirme yapmayacaklarsa, makul bir süre içerisinde dergiye bildirmelidirler.

Editörler İçin Etik Kurallar:

Editörlerin, gelen makaleleri herhangi bir çıkar çatışmasına girmeksizin değerlendirmeye alması, yazarın kimliğine bakmaksızın yayın konusu ve uzmanlık alanlarına göre hakem belirlemesi etik sorumluluğundadır.

Dergiye gönderilen makalelerin ön inceleme, hakemlik, düzenleme ve yayınlama süreçlerinin vaktinde ve sağlıklı bir şekilde tamamlanması editörlerin görevidir.

(7)

Dergi, her ay basılı ve elektronik olarak (vergiraporu.com.tr adresinde) yayınlanmakta ve ULAKBİM’de taranmaktadır. Yayın dili Türkçe olup, öz kısımları hem Türkçe, hem de İngilizcedir.

1. Amaç

Vergi Raporu Dergisi, aşağıda belirtilen kapsamdaki konularda uygulayıcılara yol göstermek, bu konuda ortaya çıkacak görüş ve önerilere katkıda bulunmak, yeni fikir ve görüşlerin ortaya konulmasını sağlamayı amaçlamaktadır.

2. Kapsam

Yayın konusu hukuk, iktisat ve maliye alanlarıdır.

Bu kapsamda vergi hukukuna ilave olarak, kamu harcamaları, mali suçlar, sosyal güvenlik hukuku, disiplin hukuku da derginin yayın alanına dahildir.

Ayrıca dergimizde, vergi hukukunun diğer bilim dalları (ekonomi, işletme, muhasebe, sosyoloji, istatistik ve planlama, siyaset bilimi gibi) ile ilişkili olduğu konularda da makaleler yayınlanmaktadır.

3. Makale Kabul Kriterleri

Gönderilen makaleler başka bir yerde yayımlanmamış ya da yayımlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır. Aksi halde yazara telif ücreti ödenmeyeceği gibi, söz konusu yazarın daha sonra göndereceği makaleler yayımlanmayacaktır.

Makalelerin kabul edilebilmesi için, Vergi Raporu Dergisi Yayın ve Yazım Kurallarına uygun olmalıdır.

Makaleler; yazarın unvanı, çalıştığı kurum gibi hususlara bakılmaksızın kabul edilmektedir.

Bu kapsamda bir kişinin makalesinin yayınlanması için sahip olması gereken herhangi bir unvan bulunmamaktadır.

Bir kişinin makalesinin kabul edilmesi için Vergi Müfettişleri Derneğine üyelik veya Vergi Raporu Dergisine abone olma zorunluluğu yoktur. Ancak telif politikası bu kapsamda değildir.

Makalelerde yer alan görüşler, yazarların kişisel görüşleri olup, fikri sorumluluk kendilerine aittir.

4. Makale Değerlendirme Kriterleri

Bir konuda makalenin daha önce yayınlanmış olması, daha sonra aynı konuda makale yayınlanmasına engel değildir.

Makalelerin değerlendirilmesinde aşağıdaki kriterlere öncelik verilmektedir;

a) Konusunda daha önce yayınlanmış makalelere göre özgün olması, b) Yeni fikir ve önerilerde bulunması,

c) Güncel konulara değinilmiş olması, ç) Yeterli kaynak araştırması yapılmış olması, d) Dilinin sade ve anlaşılır olması,

e) Konuya ilişkin örnek ve uygulamalara yer verilmiş olmasıdır.

(8)

Makalelerin değerlendirilmesinde olumsuz kriterlere aşağıda yer verilmiştir;

a) Daha önce intihal yapılmış olarak makale ileten yazarların yazıları, b) Paragrafın tamamının alıntı yapılması,

c) Doğrudan alıntı yapıldığı halde, yazarın ilgili bölüme kendi yazısı gibi yer vermesi, ç) Yazının, yasal ve idari düzenlemelerin derlenmesinden ibaret olmasıdır.

5. Makale Değerlendirme Sistemi

Makaleler yalnızca vergiraporu.com.tr adresinden kullanıcı üye girişi yapıldıktan sonra yüklenerek kabul edilmektedir.

Yazarlar; yükledikleri makalelerin kabul, değerlendirme ve yayınlanma aşamalarını sistem üzerinden takip edebilmektedirler.

Yüklenen makaleler, konusunda uzman en az iki hakem tarafından değerlendirilmektedir.

Makalelerin yayınlanmasına yayın kurulu tarafından karar verilmektedir.

6. Telif Politikası

Vergi Raporu Dergisinde yayınlanan makaleler için, makalenin Dergide yayınlanmasından sonra telif ödemesi yapılır.

Vergi Raporu Dergisinde yayınlanması uygun görülmeyip, internet sitesinde yayınlanması uygun görülen makaleler için telif ödenmez. Söz konusu makaleler için yazarlara, kitap hediye edilir.

Yayın Kurulu, telif politikasında değişiklik yapma hakkına sahiptir.

7. Makalelerin Yayınlanması Politikası

Dergimizde yayımlanmasına karar verilen makalelerin yazılı ve elektronik ortamlardaki tüm yayın hakları Vergi Raporu Dergisine aittir. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.

Yayınlanmasına karar verilen makaleler, basılı olarak Vergi Raporu Dergisinde ve dijital olarak internet sayfasında (vergiraporu.com.tr) yayınlanmaktadır.

Bir makalenin basılı olarak yayınlanmamış olması, dijital olarak yayınlanmasına engel değildir.

Basılı olarak yayınlanan makalelerden her ay bir tanesi, dijital olarak internet sayfasında ücretsiz yayınlanır. Diğer makalelerin dijital görüntülenebilmesi için abone olunması gerekmektedir.

Ancak Yayın Kurulu söz konusu makalelerden bir kısmının veya tamamının dijital olarak ücretsiz yayınlanmasına karar verebilir.

Makalesi yayınlanan yazarlara, makalenin yayınlandığı ay basılı dergiden üç nüsha hediye edilir.

(9)

düşünce ve görüşlerini bizlerle paylaşan yazarlarımız, hakemlerimiz, yayın kurulumuz ve siz değerli okurlarımıza teşekkür ederiz.

Bu sayımızda ise 15 makalenin yer aldığı ‘Makaleler’ bölümümüz ile açılış yapıyoruz. Dergi kapağımızda yer alan çalışmaların yanı sıra değerli yazarlarımızın hazırladığı ‘Kdv Tevkifat İadesi İle İndirimli Orana Tabi Kdv İadesinin Aynı Dönemde Talep Edilmesi’, ‘Bilgisayar Programı Yazılımı, Web Tasarımı ve Uygulamaları Faaliyetlerinin Vergilendirilmesi’, ‘5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanununda Belirtilen Kısıtlamalara Uyulmaması Nedeniyle Verilen İdari Para Cezaları Anayasaya Aykırı Mıdır?’

, ‘7144 Sayılı Kanun İle Taşınmazların Yeniden Değerlemesi’ , ‘İnternet Üzerinden Yapılan Anketlerin Vergisel Boyutu’ , ‘657 Sayılı Kanunun 68/B Bendi Kapsamında Üst Derecelere Atanmalarda İdarenin Takdir Yetkisinin Analizi’ , ‘Döviz Olarak Elde Edilen Hasılatlarda Götürü Gider Uygulaması ve Götürü Gider Şartlarının Değerlendirilmesi’ , ‘Enflasyon Düzeltmesi Kavramı’ başlıklı çalışmalar yer almak- tadır.

‘Makaleler’ bölümünün ardından ‘Soru & Cevap’ , ‘Yargı Kararları & Özelgeler’ ve ‘Pratik Bilgiler’ bölümlerimizi sizlere sunmaktayız.

2019 yılının ülkemize ve milletimize mutluluk ve güzellikler getirmesini, birlik ve beraberliğimizin pekiştiği, sağlıklı ve başarılarla dolu bir yıl olmasını dileriz.

Bir sonraki sayımızda görüşmek umuduyla, hoşça kalın.

(10)

İÇİNDEKİLER

Necmettin GÜNDÜZ | Mustafa Sefa KARA

18

KONKORDATO ve VERGİSEL SONUÇLARI

Boğaç İNAN

150

ENFLASYON DÜZELTMESİ KAVRAMI Tanju GÜNDÜZ

65

TÜRKİYE’DE KENTSEL RANTLARIN VERGİLENDİRİLMESİ

Durmuş Erdem ARSLANOĞLU

87

7144 SAYILI KANUN ile TAŞINMAZLARIN YENİDEN DEĞERLEMESİ

Fatih PEKŞEN

57

BİLGİSAYAR PROGRAMI YAZILIMI, WEB TASARIMI ve UYGULAMALARI FAALİYETLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ Ahmet KORKMAZ

30

YURT DIŞINDAN MARKA KULLANMA HAKKI SATIN ALINMASI HALİNDE VERGİLENDİRME

Ramazan GÜNGÖR

43

KDV TEVKİFAT İADESİ ile İNDİRİMLİ ORANA TABİ KDV İADESİNİN AYNI DÖNEMDE TALEP EDİLMESİ Erhan TEKİN

11

ARABULUCULUK MÜESSESİNİN VERGİ KANUNLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

185

SORU & CEVAP

193

YARGI KARARLARI & ÖZELGELER

227

PRATİK BİLGİLER

İÇİNDEKİLER

Yunus SÜRMELİ

108

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (IV) SAYILI LİSTEDE BELİRTİLEN PARFÜM ve KOLONYA AYRIMI

Özge YILDIRAN

113

İNTERNET ÜZERİNDEN YAPILAN ANKETLERİN VERGİSEL BOYUTU

İsmail KARAKOÇ

177

İFLAS ERTELEME SONRASI KONKORDATO MÜESSESESİ ve VERGİSEL ETKİLERİ Mehmet Emrah BİNİCİ | Yaşar BARUT

124

657 SAYILI KANUNUN 68/B BENDİ KAPSAMINDA ÜST DERECELERE ATANMALARDA İDARENİN “TAKDİR YETKİSİNİN” ANALİZİ

Mehmet SARI

135

DÖVİZ OLARAK ELDE EDİLEN HASILATLARDA GÖTÜRÜ GİDER UYGULAMASI ve GÖTÜRÜ GİDER ŞARTLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Ufuk ÜNLÜ

78

5015 SAYILI PETROL PİYASASI KANUNUNDA BELİRTİLEN KISITLAMALARA UYULMAMASI NEDENİYLE VERİLEN İDARİ PARA CEZALARI ANAYASAYA AYKIRI MIDIR?

Ertuğrul TURAN

94

TÜRK OTOMOTİV SANAYİ ve BAZI TAŞITLARDA KULLANILAN (IV) SAYILI LİSTEDEKİ MALLAR İÇİN ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ İADESİ

Nagihan ÖZKANCA ANDIÇ | Mehmet ÖZGÜN

162

BİR KAMU HARCAMASI OLARAK EĞİTİM HARCAMASI ve EKONOMİK KALKINMA İLİŞKİSİ

(11)
(12)
(13)

ÖZ

Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden bir olan arabulucuk müessesi 6325 sayılı Ka- nunla hukuk düzenimize girmiş bulunmaktadır.

Anlaşmazlıkların dava yolu ile çözümü yerine ta- rafların karşılıklı uzlaşarak çözüme kavuşturma- ları modern hukuk sisteminin önemli uygulama- larından birisidir. Taraflar arasından yapılan bu anlaşmaların vergi hukuku açısından da bir de- ğeri bulunabilir. Arabulucuk uygulaması sonucu yapılan anlaşmaların ve arabulucuların elde ettiği gelirlerin vergi kanunları karşısındaki durumu çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Arabuluculuk, Tazmi- nat, Değersiz Alacak

ABSTRACT

The mediation system, which is one of the alternative dispute resolution methods, has entered into our legal system by Law No. 6325.

It is one of the important implementations of the modern legal system to settle the disputes by means of litigation rather than by the parties.

These agreements between the parties may also have a value in terms of tax law. The status of the agreements made by the mediation and the income of the mediators against the tax laws is the subject of our study.

Keywords: Mediation, Compensation, Worthless Receivables

ARABULUCULUK MÜESSESİNİN VERGİ KANUNLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

EVALUATION OF MEDIATION UNDER TAX LAWS

* Vergi Müfettişi, Hazine ve Maliye Bakanlığı, erhan.tekin@vdk.gov.tr M.G.T.: 02.11.2018 / M.K.T.: 20.11.2018

Erhan TEKİN*

(14)

işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır.

Arabuluculuk, “zorunlu arabuluculuk” ve “ih- tiyari arabuluculuk” olmak üzere ikiye ayrılmak- tadır:3

Zorunlu Arabuluculuk: Bazı uyuşmazlıklar için mahkemeye dava açmadan önce arabulucu- ya gitme zorunluluğu vardır. Zorunlu arabulucu- luk, bu uyuşmazlıklar açısından dava şartıdır. Ya- ni, arabulucuya gitmeden açılan dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilir. İş davalarına konu olan bazı talepler (kıdem tazminatı, ihbar taz- minatı, fazla mesai ücreti, maaşlar vb.) zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmıştır.4

İhtiyari Arabuluculuk: İhtiyari arabuluculuk, tarafların bir arabulucuya gitme zorunluluğu ol- madığı halde uyuşmazlığın çözümü için dava aç- madan önce arabulucuya başvurmayı tercih et- mesidir. Taraflar üzerinde tasarruf edebilecekleri her türlü özel hukuk uyuşmazlığıyla ilgili ihtiyari arabuluculuk yoluna başvurabilir.5

Tarafların üzerinde tasarruf edemeyeceği uyuşmazlıklar çoğunlukla kamu hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklardır. İdari yargının yet- kisine giren tam yargı davası ve iptal davası, ver- gi hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar gibi tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edeme- yecekleri hukuki sorunlara ilişkin uyuşmazlıklar arabuluculuk yoluyla çözülemez.6

Arabuluculuk müessesine konu olabilecek bazı hukuki durumlar <işçi-işveren uyuşmaz- lıkları, sözleşmeden kaynaklı alacaklar, tüketici hukuku, maddi-manevi tazminat, sigorta huku- ku, taşınmaz mülkiyeti, ortaklığın giderilmesi, kira – tahliye, idare ile kişi arasındaki özel hukuk GİRİŞ

Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yo- luyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esasları düzenleyen 6325 sayılı Hukuk Uyuşmaz- lıklarında Arabuluculuk Kanunu 22.06.2012 tarih ve 28331 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yü- rürlüğe girmiştir. Söz konusu Kanunun gerekçe- sinde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle uyuşmazlıkların çözümü son yıllarda pek çok ül- kenin kanun koyucularını meşgul ettiği belirtil- dikten sonra uyuşmazlık konusu hususların ara- buluculuk müessesi tarafından çözülmesi adli ve idari yargının iş yükünü azaltacağı şeklinde açık- lamalarda bulunulmuştur. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin geniş kapsamlı ve etkin bir biçimde işlerlik kazanması mahkemelerin iş yü- künün azalmasına katkı sağlayacaktır. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri, aslında yargı sis- temi ile rekabet içinde olmadığı gibi, amaç yargı- sal yollara başvuru imkanını ortadan kaldırmak da değildir. Devlete ait olan yargı yetkisinin mut- lak egemenliğine zarar vermeden uyuşmazlıkla- rın daha basit ve kolay çözümü amaçlanmaktadır.

İhtiyari arabulucuk uygulamasını istatistikle- rine göre 15655 başvurunun %97 sinde anlaşma sağlanmıştır.1 Ayrıca dava şartı arabuluculuk uy- gulama istatistiklerine göre ise %65 lik bir oranla 38667 dosyada arabulucuk görüşmeleri sonunda anlaşma sağlanmıştır.2

1- ARABULUCULUK MÜESSESİNE KONU OLABİLECEK İŞLEMLER

6325 sayılı Kanun, yabancılık unsuru taşıyan- lar da dahil olmak üzere, ancak tarafların üze- rinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya

1 http://www.adb.adalet.gov.tr/sayfalar/istatistikler/istatistikler/ihtiyari.pdf. Erişim Tarihi: 30 Ekim 2018

2 http://www.adb.adalet.gov.tr/sayfalar/istatistikler/istatistikler/davasarti.pdf. Erişim Tarihi:30 Ekim 2018

3 https://barandogan.av.tr/blog/arabuluculuk/arabuluculuk-kanunu-nedir.html.Erişim Tarihi:30 Ekim 2018

4 https://barandogan.av.tr/blog/arabuluculuk/arabuluculuk-kanunu-nedir.html.Erişim Tarihi:30 Ekim 2018

5 https://barandogan.av.tr/blog/arabuluculuk/arabuluculuk-kanunu-nedir.html.Erişim Tarihi:30 Ekim 2018

6 https://barandogan.av.tr/blog/arabuluculuk/arabuluculuk-kanunu-nedir.html.Erişim Tarihi:30 Ekim 2018

(15)

bulucular ile Adalet Bakanlığı arasında bir hizmet sözleşmesi bulunmaması, ücretle- rin taraflarca doğrudan arabulucuya öde- nebilmesi, bu ücret ödemeleri ile ilgili her- hangi bir kayıt tutulmaması ve söz konusu ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapıl- maması hususları göz önüne alındığında, elde edilen gelirin ücretin tüm unsurlarını taşımadığı anlaşıldığından “ücret” olarak vergilendirilmemesi gerekir.

- Arabuluculuk faaliyetinin şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması ve ihtisasa dayanması nedeniyle bu faaliyet

“serbest meslek faaliyeti” olarak değerlen- dirilmekte olup, söz konusu faaliyet için serbest meslek kazanç mükellefiyeti tesis ettirilerek elde edilen serbest meslek ka- zancının yıllık beyanname ile beyan edilme- si gerekmektedir.

- Arabuluculuk ödemelerinin tevkifat yap- makla sorumlu olanlarca yapılması halin- de, Gelir Vergisi Kanununun 94/2-b madde- sine göre %20 oranında gelir vergisi tevki- fatı yapılması gerekmektedir.”

Söz konusu özelgede yapılan açıklamalara göre de “213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172 nci maddesi ile serbest meslek erbabına defter tutma mecburiyeti getirilmiş, 210 uncu madde- sinde serbest meslek erbabının serbest meslek kazanç defteri tutacağı hüküm altına alınmış, 236’ncı maddesinde ise, “Serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşteri de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir.”

hükmüne yer verilmiştir.

Bu itibarla serbest meslek faaliyeti olarak de- ğerlendirilen arabuluculuk faaliyetini icra eden- lerin Vergi Usul Kanununun yukarıda açıklanan uyuşmazılıkları ve fikri ve sınai mülkiyet hakları>

olarak belirtilebilir.6

2- ARABULUCUNUN ELDE ETTİĞİ GELİRİN VERGİLENDİRİLMESİ

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabu- luculuk Kanunu’nun tanımlar başlıklı 2’nci mad- desinde “Arabuluculuk; Sistematik teknikler uy- gulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulun- mak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, ta- rafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçün- cü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini” şeklinde ifade edilmişken arabuluculuk faaliyetini yürüten ve arabulucular siciline kaydedilmiş bulunan gerçek kişilerin de arabulucuyu ifade ettiği belirtilmiştir.

6325 sayılı Kanuna göre arabulucu görevi- ni özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir. Arabulucu yapmış olduğu faaliyet karşı- lığı ücret ve masrafları isteme hakkına sahiptir.

Arabulucu, ücret ve masraflar için avans da talep edebilir. Aksi kararlaştırılmadıkça arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir ve ücret ile masraf taraflarca eşit ola- rak karşılanır.

Arabulucuların elde ettiği gelirin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda yazılı gelir unsurların- dan hangisinin konusuna girdiği yönünde Ankara Vergi Dairesi Başkanlığınca verilen 13.06.2017 tarih ve 81099 sayılı özelgede yapılan açıklama- lar şu şekildedir:

“- Arabuluculuk faaliyetinin şahsen yerine getirilmesi gereken bir faaliyet olması, ara-

6 http://www.adb.adalet.gov.tr/sayfalar/istatistikler/istatistikler/ihtiyari.pdf. Erişim Tarihi: 30 Ekim 2018

(16)

6325 sayılı Kanunun “Tarafların anlaşması”

başlıklı 18 inci maddesine göre;

“(1) Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaş- ma belgesi düzenlenmesi halinde bu belge taraf- lar ve arabulucu tarafından imzalanır.

(2) Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, asıl uyuşmazlık hakkındaki görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemeden talep edilebilir. Davanın görülme- si sırasında arabuluculuğa başvurulması duru- munda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam ni- teliğinde belge sayılır.

(3) Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edile- bilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.

(4) Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşma- ya varılması halinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.”

6325 sayılı Kanun’da yapılan düzenlemelere göre arabulucu nezdinde yapılan anlaşma bel- gesi ilam niteliğinde belge sayıldığından, bu an- laşmaya istinaden yapılan tazminat ödemesinin gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Konu ile ilgili olarak Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 26.07.2017 tarih ve 36026 sayılı özelgede özetle;

“Şirketiniz ile …….. arasında 556 sayılı KHK ve Türk Ticaret Kanunundan doğan haksız rekabet, markaya tecavüz ve marka hükümsüzlüğüne iliş- kin olarak karşılıklı tazminat taleplerinin bulundu- ğu, ancak; Şirketinizin arabuluculuk müessesesini kullanarak anlaşma imzaladığı ve söz konusu an- laşmaya istinaden ……..’ne 80.000,00 TL ödendi- ğinden bahisle, yapılan arabuluculuk masrafları- hükümleri uyarınca serbest meslek kazanç def-

teri tutması ve mesleki faaliyetine ilişkin her türlü tahsilatı için serbest meslek makbuzu düzenle- mesi gerekmektedir.”

Gelir Vergisi Kanunu’nun 63/1-5’inci mad- desinde “Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarış- ma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler”in ücret olarak vergileneceği hüküm altına alınmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’n- da resmi arabulucuların elde ettiği gelir her ne kadar ücret geliri sayılmış olsa bile söz konusu özelgede “Arabuluculuk faaliyetinin şahsen ye- rine getirilmesi gereken bir faaliyet olması, ara- bulucular ile Adalet Bakanlığı arasında bir hizmet sözleşmesi bulunmaması, ücretlerin taraflarca doğrudan arabulucuya ödenebilmesi” şeklinde yapılan açıklamalar sonrası, arabulucuların elde ettiği gelir serbest meslek kazancı olarak değer- lendirilecektir.

Ayrıca 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanu- nu’nun 1 inci maddesine göre Türkiye’de serbest meslek faaliyeti çerçevesinde hizmetler katma değer vergisine tabidir. Dolayısıyla arabulucular tarafından verilen hizmetler sonucu katma değer vergisi açısından da vergi doğuran olay vukuu bulacaktır.

3- ARABULUCU NEZDİNDE YAPILAN ANLAŞMANIN GELİR VERGİSİ KANUNU’NUN 40/3’ÜNCÜ MADDE KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/3’üncü madde- si hükmüne göre; işle ilgili olmak şartıyla, mu- kavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkündür.

Dolayısıyla arabulucu nezdinde yapılan an- laşma sonucu ödenen tazminatların (kıdem taz- minat, ihbar tazminatı vb.) gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı noktası önem taşımaktadır.

(17)

şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır”

hükmü mevcuttur. Dolayısıyla anlaşmanın ilam niteliğini kazanması için icra edilebilirliğine iliş- kin şerh verilmesinin şart koşulmaması gerek- mektedir. Tarafımızca yapılan değerlendirmeye göre arabulucu nezdinde yapılan anlaşmanın icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteli- ğinde belge sayılması gerekmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/3’üncü madde- sinin uygulamasında bir noktayı hatırlatmakta fayda olduğunu düşünmekteyiz. Kural olarak sulh yapılmak suretiyle ödenen tazminatlar gi- der olarak dikkate alınamaz. Çünkü sulh ya da sulhname niteliğindeki ibraname ve anlaşma olay gerçekleştikten sonra yapılmaktadır.7 Ancak mahkeme devam ederken taraflar arasında yapı- lan sulh mahkemeye sunulur ve mahkeme de bu sulhu onaylarsa bu takdirde ödenen tazminatlar gider yazılabilmelidir. Zira bu durumda da ilama yani mahkeme kararına istinaden ödenen bir tazminat mevzu bahis olmaktadır.8 Gelir İdaresi Başkanlığınca verilen bir özelgede9 “Tarafların tazminat miktarında anlaşmış olmaları nedeniy- le iş mahkemesince taraflar arasındaki sulhun onaylanmasına karar verildiğinden işletme ta- rafından ödenen tazminat tutarlarının Gelir Ver- gisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesinin (3) numaralı bendine göre safi kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır.” şeklinde açıklamada bulunulmuştur.

Arabuluculuk anlaşması sonucu ödenen taz- minatın gider kabul edilmesi noktası ile mahke- me nezdinde yapılan sulh anlaşması sonucu öde- nen tazminatın gider kabul edilmesi noktasında bir fark bulunmadığı kanaatindeyiz. Çünkü ara- buluculuk müessesinin hukuk düzenimize girme sebebi adli ve idari yargının iş yükünü azaltarak uyuşmazlıkların daha basit ve kolay çözümünün sağlanmasıdır.

nın ve ödenen 80.000,00 TL’nin kurum kazancının tespitinde dikkate alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde, ödenen zarar, ziyan ve tazminatların gider olarak yazılabilmesi için işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama veya kanun emrine istinaden ödenmesi şarttır. Ancak, işle ilgili olarak ödenen tazminat- lar sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunsa dahi kurumların ortaklarının, yöneticile- rinin ve çalışanlarının suçlarından kaynaklanma- sı halinde gider olarak dikkate alınamayacaktır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Şirketiniz ile ……… arasında imzalanan anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilerek ilam nite- liğinin sağlanması şartıyla, bu anlaşmaya göre yapılan arabuluculuk masraflarının ve Şirketiniz tarafından adı geçen şirkete ödenen 80.000,00 TL tazminat tutarının, işle ilgili olması ve kuru- munuzun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının kusurlarından kaynaklanmamış olması kaydıyla, kurum kazancının tespitinde gi- der olarak dikkate alınması mümkün bulunmak- tadır.” şeklinde açıklamada bulunulmuştur.

Söz konusu özelgede, arabulucuk müessesi kullanılarak yapılan anlaşmaya istinaden ödenen tazminatın gider olarak dikkate alınabilmesi için anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verile- rek ilam niteliğinin sağlanması şart koşulmuştur.

Bu şekilde yapılan yorumun dayanak noktası da 6325 sayılı Kanunun 18’inci maddesinin 2’nci fık- rasında yer alan “Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.” hükmüdür. Anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi nokta- sında özelgede yapılan bu sınırlamaya katılma- mız mümkün değildir.

Çünkü aynı maddenin 3’üncü fıkrasında da

“Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik

7 Beyanname Düzenleme Rehberi. Gelir Vergisi Kanunu. Vergi Müfettişleri Derneği Yayını. 2018. Sayfa 107

8 a.g.e. Beyanname Düzenleme Rehberi.

9 Gelir İdaresi Başkanlığının 14.02.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.60/6000-2414-12731 sayılı özelgesi

(18)

ve olay ayrı ayrı değerlendirilmeli, ilgili olayın gerçek yönü araştırılmalı, bunlardan sonra vesi- kalar kanaat verici bulunursa; alacağın değersiz hale geldiği kabul edilmelidir.11

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen bir özelgede12 vergi hukuku uygulaması bakımından kanaat verici vesikalara örnek olarak sayılan bel- gelerden bazıları şu şekildedir:

- Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildi- ğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler, - Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato

anlaşması,

- Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakı- mından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar. (Alacaklının tek taraflı irade beyanı ile alınmasından vazgeçilen alacak- ların, değersiz alacak olarak zarar kaydı mümkün değildir.)

Yukarıda sayılan belgelerin hukuki değer- lerine bakıldığı zaman, arabuluculuk müessesi nezdinde düzenlenen anlaşmanın da kanaat ve- rici vesika olarak değerlendirilmesi noktasında bir yanlışlık olmayacaktır. Dolayısıyla arabulucu nezdinde yapılan uzlaşma sonucu değersiz hale gelen bir alacağın zarara geçirilerek yok edilme- sinde bize göre bir sakınca bulunmamaktadır.

5- ARABULUCU NEZDİNDE YAPILAN ANLAŞMANIN DAMGA VERGİSİ KANUNU KAPSAMINDA

DEĞERLENDİRİLMESİ

6325 sayılı Kanun’un 18/3’üncü maddesinde yapılan düzenlemeye göre arabuluculuk sonucu ulaşılan anlaşma belgesi taraflarca icra edilebi- lirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanılmak istenirse, damga vergisi maktu ola- rak alınacaktır.

4- ARABULUCU NEZDİNDE YAPILAN ANLAŞMANIN VERGİ USUL

KANUNU’NUN 322’NCİ MADDE KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Değersiz Alacaklar” başlıklı 322’nci maddesi;

“Kazaî bir hükme veya kanaat verici bir ve- sikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan ala- caklar değersiz alacaktır.

Değersiz alacaklar bu mahiyete girdikleri ta- rihten itibaren tasarruf değerlerini kaybederek, mukayyet değerleri üzerinden zarara geçirilerek yok edilirler.

İşletme hesabı esasına göre defter tutan mü- kellefler ise, bu madde hükmüne giren değersiz alacakları gider kaydetmek suretiyle yok eder- ler.” şeklindedir.

Görüldüğü gibi değersiz alacak; kaybedil- miş, tahsiline artık imkan kalmamış, değeri sıfı- ra inmiş bir alacaktır. Kanunî düzenlemeye göre alacağın tahsil imkanının kalmadığının, kazaî bir hükümle veya kanaat verici bir vesika ile tevsik edilmesi icap etmektedir.10

Kazai bir hükümden anlaşılması gereken, alacağın tahsili için kanun yollarına başvurul- muş olması, icra takibinin yapılmış bulunması, bu müracaatlar ve takipler sonunda, alacağın ödenmeyeceğine hakim tarafından hükmedilmiş olmasıdır. Kanaat verici vesikadan anlaşılması gerektiği hususunda ise VUK’ta yeterli açıklık bulunmamaktadır. Kanaat verici vesika terimi, ödemeyi imkansız hale getirmiş hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgeler olarak anlaşılma- lıdır. Prensip olarak alacağın değersiz alacak sa- yılabilmesi için, alacaklının bu alacağın tahsili için bütün yasal yolları denemesi ve buna rağmen alacağın fiilen ve hukuken tahsiline artık imkan kalmamış olması gerekir. Bu konuda her belge

10 Beyanname Düzenleme Rehberi, Vergi Usul Kanunu, Vergi Müfettişleri Derneği Yayını, 2018, Sayfa 351

11 A.g.e. Beyanname Düzenleme Rehberi, Sayfa 352

12 Gelir İdaresi Başkanlığının 02.11.2009 tarih ve B.07.1.GİB.0.01.29/2978-322-68-102537 sayılı özelgesi

(19)

ulaşmasının sağlanması amacıyla sirküler veya tebliğ boyutunda yapılmasında fayda olduğunu düşünmekteyiz.

KAYNAKÇA

• Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 13.06.2017 tarih ve 81099 sayılı özelgesi

• Beyanname Düzenleme Rehberi. Gelir Ver- gisi Kanunu. Vergi Müfettişleri Derneği Ya- yını

• Beyanname Düzenleme Rehberi. Vergi Usul Kanunu. Vergi Müfettişleri Derneği Yayını

• Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 14.02.2007 ta- rih ve 12731 sayılı özelgesi

• Gelir İdaresi Başkanlığının 02.11.2009 tarih ve sayılı özelgesi

• KAYHAN, M. (2018). İşçi-İşveren Uyuş- mazliklarinda Dava Şarti Olarak Arabulu- culuk ve Arabuluculukta Vergilendirme, http://www.lebibyalkin.com.tr/mevzuat/

makaleler/lebib-yalkin-mevzuat-dergisi_

mdergi_/2018-temmuz-sayi-175_mder- gi_8754a-00_/

• Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 26.07.2017 tarih ve 36026 sayılı özelgesi

• http://www.adb.adalet.gov.tr

• https://barandogan.av.tr Nitekim 6325 sayılı Kanun gerekçesinde

maktu damga vergisine tabi olunma sebebibi arabuluculuğun özendirilmesi şeklinde açıklan- mıştır.

Bu çerçevede icra edilebilirlik şerhi olan ara- buluculuk belgelerinde herhangi bir damga ver- gisi söz konusu olmazken icra edilebilirlik şerhi olmayan anlaşma belgelerinde maktu damga vergisi hesaplanacaktır.13

SONUÇ

6325 Sayılı Kanun ile hukuk düzenimize gi- ren arabulucuk müessesesi kapsamında yapılan anlaşmaların istatistiki bilgileri göz önünde alın- dığında yargı erkinin iş yükünün azaltıldığı görül- mektedir. Bu müesseseye başvuru sayısınında giderek artacağı düşünülmektedir.

Vergi kanunları açısından arabulucuk mües- sesi sonucu arabulucuların elde ettiği gelir ile arabulucuk anlaşmasının hukuki boyutu önem kazanmaktadır. Konuya ilişkin olarak vergi ida- resi tarafından özelgelerle uygulamaya yönelik açıklamalarda bulunulmuştur. Söz konusu özel- gelere ilişkin gerekli değerlendirmeler yazımızda yapılmıştır.

Arabulucuk müessesinin yaygınlaştığı dü- şünüldüğünde, konuya ilişkin olarak idare ta- rafından yapılan açıklamaların tüm kesimlere

13 Mustafa Kayhan, İşçi-İşveren Uyuşmazliklarinda Dava Şarti Olarak Arabuluculuk ve Arabuluculukta Vergilendirme, http://www.

lebibyalkin.com.tr/mevzuat/makaleler/lebib-yalkin-mevzuat-dergisi_mdergi_/2018-temmuz-sayi-175_mdergi_8754a-00_/, Erişim Tarihi: 02 Kasım 2018

(20)

ÖZ

Konkordato müessesesi son dönemde gün- demde olan konular arasında yer almaktadır. Bu süreç beraberinde bir takım vergisel sonuçlar doğmasına neden olmaktadır. Borçlu açısından borçtan vazgeçilen kısım VUK hükümleri uy- arınca “Vazgeçilen Alacak” olarak değerlendiril- mekte iken, alacaklı açısından tahsil edilmeyen tutar “Değersiz Alacak” niteliği kazanmaktadır.

Özellikle “Vazgeçilen Alacak” ile ilgili tereddüt hasıl olan hususların idare tarafından açıklığa ka- vuşturulması bundan sonraki süreçte yaşanması muhtemel sorunları çözümleyecektir.

Anahtar Kelimeler: Konkordato, Değersiz Alacak, Vazgeçilen Alacak

ABSTRACT

Debt restructuring has become a popular topic recently. This period, however, incurs some inevitable tax results. From debtor point of view the waived part of receivable becomes “waived receivable”, whereas the uncollected part of it then becomes “bad receivable” for the creditor, in accordance with TPL rules. A clarification particularly on the “waived receivable” side by the tax administration would help solving potential tax disputes which may occur at this stage.

Keywords: Debt restructuring, bad receivable, waived receivable

KONKORDATO ve

VERGİSEL SONUÇLARI

DEBT RESTRUCTURING AND ITS TAX RESULTS

* Vergi Müfettişi, Hazine ve Maliye Bakanlığı, necmettin.gunduz@vdk.gov.tr

** Vergi Müfettişi, Hazine ve Maliye Bakanlığı, mustafa.sefa.kara@vdk.gov.tr M.G.T.: 05.11.2018 / M.K.T.: 20.11.2018

Necmettin GÜNDÜZ* Mustafa Sefa KARA*

(21)

lacağına yahut borcu muaccel hale geti- receğine ilişkin hükümler mühlet kararı içinde uygulanmayacaktır. Ayrıca borçlu, taraf olduğu sürekli borç ilişkilerini, ko- miserin uygun görüşü ve mahkemenin onayını aldıktan sonra feshedebilecektir.

7101 sayılı Kanun öncesi konkordato uygu- lamasında yer almayan alacaklılar kurulu, yeni düzenleme ile konkordato sürecinin daha doğru ilerlemesini sağlamaya çalışa- cak bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır.

• Yeni düzenleme ile projenin tasdiki için;

kaydedilmiş olan alacaklıların (adet olarak 1/2) ve alacakların yarısı (tutar olarak 1/2) veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte biri (adet olarak 1/4) ve alacakların üçte ikisini (tutar olarak 2/3) aşan bir çoğunluk tarafından kabul edilmiş olması gerekmek- tedir.

• Yeni düzenleme ile borçlu hakkında kon- kordato talep edilmesi durumunda: 5 ay (3 ay + 2 ay ilave) geçici mühlet, 1.5 yıl (1 yıl + 6 ay ilave) kesin mühlet ve konkordato tas- diki için ilave altı (6) ay olmak üzere toplam 2 yıl 5 aylık süre içinde konkordatonun so- nuçlandırılması gerekmektedir.

Yukarıda yer alan yenilikler konkordato talep eden lehine önemli avantajlar getirmiş olup, bu duruma paralel olarak ne yazık ki son dönemde meydana gelen başvuru sayısında gözle görülür bir artış olmuştur. Ortaya çıkan bu tablo top- lumda, 7101 sayılı Kanunla getirilen yeniliklerin borçlular tarafından kötüye kullanıldığı kanaatini ortaya çıkarmıştır. İfade edilen olumsuz kanaatin doğruluğunun kavranabilmesi için çalışmamız- da öncelikle söz konusu müessesenin İcra İflas Kanunu uyarınca genel çerçevesi çizilecek, aka- binde ise doğurduğu vergisel sonuçlar ele alına- caktır.

GİRİŞ

Konkordato, batık durumdaki şirketlerin borçlarını karşılayabilecekleri koşullar dahilinde ödemek için alacaklılarıyla yaptıkları anlaşma olarak tanımlanabilecektir.1 İcra ve İflas Kanu- nu’nun 285 ila 309’uncu maddeleri arasında dü- zenlenmiş olan konkordato, 7101 sayılı “İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapıl- ması Hakkında Kanun” ile yeni bir yapıya dönüş- türülmüştür. Bu yeni yapının amacı 7101 sayılı Kanun gerekçesinde; “… iflasın ertelenmesi ku- rumu, ihdas amacının gerçekleştirilmesi konu- sunda isteneni verememiştir. İflasın ertelenmesi kurumunda alacaklıların herhangi bir şekilde söz sahibi olamaması, sürecin borçlu ve mahkeme arasında yürütülmesi ve yaşanan yargılama so- runları birlikte değerlendirildiğinde bu kurumun tamamıyla yürürlükten kaldırılması ve yerine alacaklılar ile borçlunun bir müzakere sonrasın- da anlaşmaları ve bu anlaşmanın mahkemece tasdiki esasına dayanan konkordato kurumunun daha etkin ve aktif bir şekilde kullanılması ticari ve sosyal hayat bakımından bir ihtiyaç olarak gö- rülmüştür.” şeklinde açıklanmıştır.

Kanun gerekçesinde bahsedilen amaç doğ- rultusunda 7101 sayılı yasa ile konkordato mü- essesesine aşağıdaki yenilikler getirilmiştir:

• Tacir olmayanlar da artık konkordato talep edebilecektir.

• Konkordato sürecinde icra mahkemesi ye- rine asliye ticaret mahkemesi artık görevli olacaktır.

• Yeni düzenleme uyarınca, konkordato tale- bi üzerine mahkeme, geçici mühlet kararı verip, gerekli gördüğü tedbirlerin alınması- na karar verebilecektir.

• Sözleşmelerde borçlunun konkordato ta- lebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayı-

1 https://tr.wikipedia.org, Erişim Tarihi: 22 Kasım 2018

(22)

muhtemel satış fiyatları üzerinden ha- zırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri, borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belge- ler, maddi ve maddi olmayan duran var- lıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.

c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacak- lıların imtiyaz durumunu gösteren liste.

d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacak- lıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.

e) Sermaye Piyasası Kurulu veya Kamu Gö- zetimi, Muhasebe ve Denetim Standartla- rı Kurumunca yetkilendirilen bağımsız de- netim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel ol- duğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları.

Bu madde uyarınca sunulan malî tabloların tarihi, başvuru tarihinden en fazla kırk beş gün önce olabilir.

Borçlu, konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları da ibraz etmek zorundadır.

1.3- Geçici ve Kesin Mühlet

İcra İflas Kanunu’nun 287 ila 289’uncu mad- delerinde yapılan düzenlemelere göre konkorda- to talebi üzerine mahkeme, başvuruda aranan belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tes- pit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır. Ancak konkordato talebi alacaklı tarafından verilmişse, borçlunun söz konusu belgeleri ve kayıtları mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak 1- İCRA İFLAS KANUNU UYARINCA

KONKORDATO

1.1- Konkordato Talebi

Konkordato talebine ilişkin hükümler kanu- nun İcra İflas Kanunu’nun 285’inci maddesin- de yer almaktadır. Buna göre, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde öde- yememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak su- retiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir.

Bununla beraber alacaklıda gerekçeli bir dilek- çeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.

Yetkili ve görevli mahkeme; iflâsa tabi olan borçlu için borçlunun muamele merkezinin bu- lunduğu mahaldeki icra dairesi, iflâsa tabi olma- yan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir.

1.2- Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler

İcra İflas Kanunu’nun 286’ncı maddesi uyarın- ca borçlu, konkordato talebine aşağıdaki belge- leri ekler.

a) Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda ala- caklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapıl- ması için borçlunun mevcut mallarını sa- tıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödeme- lerini yapabilmesi için gerekli malî kay- nağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanı- larak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi.

b) Borçlunun malvarlığının durumunu gös- terir belgeler; borçlu defter tutmaya mec- bur kişilerden ise Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin de- vamlılığı esasına göre hem de aktiflerin

(23)

1.4- Borçlunun Malî Durumunun Düzelmesi Nedeniyle Kesin Mühletin Kaldırılması

İcra İflas Kanunu’nun 291’inci maddesinde yapılan düzenleme uyarınca konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin, kesin mühletin sona er- mesinden önce gerçekleştiğinin komiserin yazılı raporuyla mahkemeye bildirilmesi üzerine mah- kemece resen, kesin mühletin kaldırılarak kon- kordato talebinin reddine karar verilir. Bu karar, ilgili yerlere bildirilir.

Mahkeme, bu madde kapsamında kesin mühletin kaldırılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder;

diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.

1.5- Kesin Mühlet İçinde Konkordato Talebinin Reddi İle İflâsın Açılması İcra İflas Kanunu’nun 292’nci maddesinde yapılan düzenlemeye göre; iflâsa tabi borçlu ba- kımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:

a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.

b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.

c) Borçlu, 297’nci2 maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa.

sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır.

Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde geçici mühlet kararı veril- mez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir. Bu süreçte ise mahkeme geçici bir konkordato komiseri görevlendirir. Ge- çici mühlet normal şartlar altında 3 ay olmakla birlikte 2 ay uzatılarak toplamda en fazla 5 ay olarak uygulanır. Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur.

Mahkeme, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir.

Kesin mühlet hakkında bir karar verilebilme- si için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder.

Konkordatonun başarıya ulaşmasının müm- kün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici ko- miser veya komiserlerin görevine devam etme- sine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder.

Güçlük arz eden özel durumlarda kesin müh- let, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir. Aynı zamanda borçlu da uzat- ma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır. Her iki hâlde de uzatma talebi kesin mühletin sonra ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır.

2 Madde 297- Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir.

Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.

Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir veya 292’nci madde çerçevesinde karar verir.

Birinci ve üçüncü fıkra kapsamında alınan kararlar 288’inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

a) Serbest meslek erbabının; adı, soyadı, vergi dairesi, VKN veya TCKN’si, adresi. b) Müşterinin adı, soyadı veya unvanı, adresi, vergi mükellefi ise vergi dairesi, VKN veya

Yazarın makalesini, Vergi Raporu Dergisi Yazım Kuralları ile Yayın Politikasına uygun hazırlaması etik olarak sorumluluğundadır.. Söz konusu kural ve

Başkanlığımıza iletilen talepler doğrultusunda, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesi ile 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal

M ADDE 5 – (1) (Değişik:RG-21/12/2017-30277) Bu Tebliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren mükellefler (3100 sayılı Kanun ve ilgili

Öte yandan mezkûr Kanununun mükerrer 242 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası ile Maliye Bakanlığı, elektronik defter, kayıt ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi,

Yazarın makalesini, Vergi Raporu Dergisi Yazım Kuralları ile Yayın Politikasına uygun hazırlaması etik olarak sorumluluğundadır.. Söz konusu kural ve

8[8] Bu bilgi sadece e-vergi levhası sorgulama ve vergi levhası doğrulama hizmetinde yer alacaktır... bölümünde sayılan yerlerde bulunduracaklardır. Beyanname verilme

213 say Kanunun 112 nci maddesinin dördüncü f kras nda yer alan &#34;Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen veya vergi kanunlar uyar nca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuat