• Sonuç bulunamadı

Koronavirüsün Yayılmasını Önlemek Amacıyla Alınan Tedbirlerin Çalışma Hayatı Mevzuatı Kapsamında Değerlendirilmesi ve Çözüm Önerisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Koronavirüsün Yayılmasını Önlemek Amacıyla Alınan Tedbirlerin Çalışma Hayatı Mevzuatı Kapsamında Değerlendirilmesi ve Çözüm Önerisi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KORONAVİRÜSÜN YAYILMASINI ÖNLEMEK AMACIYLA ALINAN TEDBİRLERİN ÇALIŞMA HAYATI MEVZUATI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ VE ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Konu : 03.04.2020 tarih ve 89780865-153 sayılı genelge kapsamında 01.01.2020 tarihinden sonra doğmuş olanların sokağa çıkmalarının yasaklanmasının çalışma hayatı mevzuatına etkileri ve çözüm önerileri ile benzer yöndeki sokağa çıkma yasağının sonuçlarına ilişkin çözüm önerileri hakkındadır.

Açıklamalar :

I) Yukarıda tarih ve sayısı verilen T.C. İçişleri Bakanlığı genelgesi ile “Tüm il ve ilçelerimizde 01.01.2000 tarihinden sonra doğmuş olanların sokağa çıkmaları 03.04.2020 tarihi saat 24:00’den itibaren geçici olarak yasaklanacaktır” şeklinde karar alınmış ve uygulamaya konulmuştur.

65 yaş ve üstü kişiler ile kronik rahatsızlıkları bulunan kişilere ilişkin sokağa çıkma yasağı 03.04.2020 tarihinde alınan karar ile genişletişmiş ve 01.01.2000 tarihinden sonra doğmuş olanlara da sokağa çıkma yasağı getirilmiştir. 65 yaş ve üstü kişiler ile kronik rahatsızlıkları bulunan kişilere ilişkin sokağa çıkma yasağının getiriliş amacı ilgili kişilerin sağlığını korumaktır. Bununla birlikte 01.01.2000 tarihinden sonra doğmuş olanların sokağa çıkmasının yasaklanmasının temel gerekçesi çalışma hayatında olmayan, dışarı çıkması için herhangi bir makul gerekçesi olmayan kişilerin virüsün yayılmasını engellemek amacıyla dışarıda amaçsız bir şekilde dolaşmasının ve söz konusu kişilerin hareketliliğin engellenmesidir.

Yasağın temel amacı ile genelgede yer verilen ifadeler arasındaki farklılık çalışma hayatında kargaşaya neden olmaktadır. Şöyle ki;

Sokağa çıkma yasağı getirilen kişilerin idari izinli sayılmaları karşısında kamu görevlisi olan çalışanlar ile kamuda çalışan diğer statüdeki çalışanlar açısından herhangi bir hukuki tartışma ve uygulamada sıkıntı olmamakla birlikte özel sektörde çalışan kişiler açısından ilgili yasakların hukuki alt yapısının oluşturulması ve konuya ilişkin ya mevcut mevzuat çerçevesinde çözüm bulunması ya da mevzuat değişikliği yapılması gerekir. 4857 sayılı İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Deniz İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve ilgili mevzuatta (özel sektörde çalışanların tabi olduğu çalışma hayatına ilişkin temel kanunlar) idari tatil şeklinde bir dinlenme süresi mevcut değildir. Konu ile ilgili mevzuat hükümleri incelendiğinde;

a) Mazeret izni, b) Yıllık ücretli izin, c) Ücretsiz izin

müesseseleri çerçevesinde konunun değerlendirilmesi gerekir.

Mazeret izni, Kanun’da sayılan hallerle sınırlı olduğundan ilgili yasak kapsamındaki kişilerin mazeret izni kullandıkları mevcut mevzuat çerçevesinde kabul edilemeyecektir.

Yıllık ücretli izine hak kazanmak için aynı işverene ait işyerlerinde en az bir yıl çalışma süresine sahip olmak gerekir. Ayrıca söz konusu kişilerin yıllık izin hakkını bu dönemde kullanabilmesi için henüz iznini kullanmamış olması gerekecektir. 01.01.2000 tarihinden sonra doğanların çalışma hayatına yeni adım atmış kişiler olma ihtimalinin çok yüksek olduğu dikkate alındığında ilgili kişilerin yıllık ücretli izin hakkına sahip olmadığı tespit edilecektir.

Ücretsiz izin uygulaması ise çalışan ile işverenin her dönemde karşılıklı mutabakat halinde uygulayabilecekleri bir müessesedir. Bununla birlikte ilgili dönemde çalışan herhangi bir ücret alamadığı için çalışanın bu yönde talepte bulunmasını beklemek bu tür dönemlerde oldukça zor olduğu gibi sosyo- ekonomik açıdan da gerçekçi değildir.

(2)

Yukarıda özetle belirtilen gerekçelerle alınan idari tedbirlerin temel amaca uygun olması kadar söz konusu tedbirlerin uygulanması sırasında ortaya çıkacak hukuki sorunlar da dikkate alınmalıdır. Buna göre:

- Özel sektörde çalışanların tabi olduğu mevzuat açısından “idari tatil” adı altında herhangi bir dinlenme veya tatilin olmadığı,

- 01.01.2000 tarihinden sonra doğup da çalışma hayatına yeni girmiş kişilerin işlerine devam etmemeleri durumunda iş sözleşmelerinin feshedilme ihtimallerinin yüksek olması, söz konusu kişilerin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunundaki şartları sağlama ihtimallerinin ise düşük olması nedeniyle ciddi mağduriyetlerin ortaya çıkacağı dikkate alınarak yasağın kapsamının:

“01.01.2000 tarihinde sonra doğmakla birlikte çalışma hayatı içerisinde yer alan yönetici, çalışan ya da işyeri sahiplerine bu durumu ispatlayan (SGK kayıt belgesi, vergi levhası, işyerinden alınacak belge) belgeleri ibraz etmeleri şartı ile sokağa çıkma yasağı uygulanmayacaktır” şeklinde değiştirilmesini öneriyoruz.

II) Daha önce ilan edilen tedbirler kapsamında sokağa çıkma yasağı getirilen kronik rahatsızlığı bulunan işçilere ilişkin çözüm önerisi: Kronik rahatsızlığı bulunan kişi kamu görevlisi ise söz konusu kişiler idari izinli sayıldıkları için söz konusu kişiler için sorun çözülmüş oldu. Ancak söz konusu kişiler özel sektörde çalışan işçi ise yukarıda özetle ifade edildiği üzere söz konusu kişilere ilişkin olarak çalışma hayatını düzenleyen mevzuatta bir hüküm bulunmadığından ilgili kişilere yönelik olarak aşağıdaki şekilde işlem yapıldığında sağlık, çalışma barışı ve sosyo-ekonomik açıdan sorunun çözüleceğini düşünüyoruz:

“Kronik rahatsızlıkları bulunan kişilerin söz konusu durumunu ispatlamaları durumunda 30 Nisan 2020 tarihine kadar işgöremez olduğu kabul edilmeli ve ilgili kişilerin başvurusu ile 5510 sayılı Kanun kapsamında geçici işgöremezlik ödeneği ödenmelidir”.

Yukarıda belirtilen öneri kabul edilmeyecek ise söz konusu kişiler iş sözleşmelerinin sona erdirilme şartı olmaksızın işsizlik sigortası kapsamında işsizlik ödeneğinden yararlandırılmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda özetle ifade edilen gerekçelerle özel sektörde çalışanların tabi olduğu mevzuat açısından “idari tatil” adı altında herhangi bir dinlenme veya tatilin olmadığı dikkate alınarak:

1) 01.01.2000 tarihinden sonra doğup da çalışma hayatına yeni girmiş kişilerin işlerine devam etmemeleri durumunda iş sözleşmelerinin feshedilme ihtimallerinin yüksek olması, söz konusu kişilerin 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunundaki şartları sağlama ihtimallerinin ise düşük olması nedeniyle ciddi mağduriyetlerin ortaya çıkacağı dikkate alınarak yasağın kapsamının:

“01.01.2000 tarihinde sonra doğmakla birlikte çalışma hayatı içerisinde yer alan yönetici, çalışan ya da işyeri sahiplerine bu durumu ispatlayan (SGK kayıt belgesi, vergi levhası, işyerinden alınacak belge) belgeleri ibraz etmeleri şartı ile sokağa çıkma yasağı uygulanmayacaktır” şeklinde değiştirilmesini,

2) Daha önce ilan edilen tedbirler kapsamında sokağa çıkma yasağı getirilen kronik rahatsızlığı bulunan işçilere ilişkin olarak ise “Kronik rahatsızlıkları bulunan kişilerin söz konusu durumunu ispatlamaları durumunda 30 Nisan 2020 tarihine kadar işgöremez olduğu kabul edilmeli ve ilgili kişilerin başvurusu ile 5510 sayılı Kanun kapsamında geçici işgöremezlik ödeneği ödenmesi ya da söz konusu kişiler iş sözleşmelerinin sona erdirilme şartı olmaksızın işsizlik sigortası kapsamında işsizlik ödeneğinden yararlandırılması

Yönünde gerekli kararların alınması genel sağlığın korunmasına, çalışma hayatındaki barışın sağlanmasına katkı sağlayacağı kanaatindeyiz. 04.04.2020

Dr. Yalçın BOSTANCI

KTO Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmama nedenleri adlı tema için hastalığın çalışma hayatı- na etkisi, hastaların işe alınmamaları, engellilik maaşının çalışma durumunda kesilmesi ve

Bu durumda etnik kökene göre ayrımcılık ifadesinin ortalamasının 4.30 olması katılımcıların ayrımcılığa daha az maruz kaldıklarını göstermektedir ve bu durum

Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı şirketlerde çalışan kadınların diğer şirketlerin çalışanlarına kıyasla pandemi döneminde daha az stres yaşamaları ve

TÜRKİYE, 42.3% Venezuela, 87.9% 0% 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70% 80% 90% 100% Japonya Norveç Danimarka Finlandiya Isveç Almanya Çek Cumhuriyeti Isviçre Çin Estonya Slovakya

Gereç ve Yöntem: Obstrüktif Uyku Apne sendromu semptomları olmayan 47 stabil KOAH’lı hastanın (45’i erkek, ortalama yaş 67,8±7,9, beden kitle indeksi 26,4±3,8

Sonuç olarak Türkiye’de basın sektöründe çalışma koşulları, örgüt- lenme ve diğer ekonomik ve sosyal haklar alanında; gazetecilerin sosyal güvenceden yoksun

Türk tarihinin bir parçası olan 3008 Sayılı İş Kanunu ve bu dönem çalışma hayatının araştırılması, tarihimiz için büyük önem taşımaktadır.. Tarih araştırmacılara

護理系 98 級護理系授服暨點燈儀式 本校護理繫於 5 月 6 日在醫學綜合大樓 16 樓,舉行「98 級護理系授服暨點燈儀式」, 今年共有