• Sonuç bulunamadı

organik tarım 1950 entansif tarım süratle yayılmış,

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "organik tarım 1950 entansif tarım süratle yayılmış, "

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yeşil Devrim

• 1. ve 2. Dünya savaşları arasında popüler olan

organik tarım 1950 entansif tarım süratle yayılmış,

makineleşme, kimyasal ilaç ve gübreler ile kimyasal

katkı maddeleri kullanılmaya başlanılmıştır. 60’lı

yılların sonunda Avrupa Topluluğu'nun uyguladığı

tarımsal destekleme politikaları, 1970 de

pestisitlerin ve kimyasal gübrenin keşfi de bu

gelişmeye katkıda bulunmuştur.

(2)

• Ancak "Yeşil Devrim" olarak adlandırılan bu

tarımsal üretim artışının dünyadaki açlık sorununa

bir çözüm getirmediğini, aksine doğal dengeyi ve

insan sağlığını süratle bozduğunu gören kişi ve

gruplar bu konuda araştırmalara başlamışlardır.

(3)

Yeşil Devrimin Sonuçları

• Verim artışıyla sağlanan gelir, girdi kullanımıyla tüketilmiştir.

• Yeşil devrim verimi artırmakla açlık sorununu çözecek gibi görünse de monokültürü desteklemiş, üreticiyi girdi kullanımına bağımlı hale getirmiştir.

(4)

Yeşil Devrimin Sonuçları

• Üretim maliyetlerini artırmıştır.

• Kimyasallara bağımlılık, ciddi bir şekilde çevre kirliliğini artırmaktadır.

• Tarımsal doğal kaynakların sürdürülebilirliği, sürekli kullanımı güçleşmektedir.

• Yoğun ve bilinçsiz tarım ilacı ve gübre kullanılması, yanlış toprak işleme uygulamaları, kalıntı riski, toprağın fiziksel yapısının bozulması, organik madde ve canlılığının yitirilmesi ve besin maddesi dengesinin bozulması, tuzlanma, çoraklaşma gibi önemli çevre sorunlarını beraberinde getirmiştir.

(5)

• Bugün, yaklaşık 80.000 sentetik kimyasal madde dünyada kullanılmaktadır. 15.000 kimyasal genel kullanımdadır. Her yıl 1.500 kadar yeni kimyasal madde piyasaya sürülmektedir. Bugün vücudumuzda 60 yıl önce bilinmeyen/bulunmamış yaklaşık 400-500 kimyasal madde taşıdığımız tahmin edilmektedir. Kimyasal maddeler dünyanın aynı zamanda her yerinde bulunabilmekte ve bu insan yapımı kimyasalların kalıntılarına insanlar başta olmak üzere bütün canlılarda rastlanabilmektedir.

(6)

• .

• Bu araştırmaların sonucunda bilim çevreleri ve sivil toplum örgütlerinin baskısıyla 1979 yılından itibaren DDT grubu pestisitlerin kullanımı A.B.D.'den başlayarak tüm dünyada yasaklanmıştır.

• Bu durumda organik tarım tekrar gündeme gelmiş, 1980

yılından sonrada tüketicilerin baskısıyla aile işletmeciliği

şeklinden çıkarak ticari bir boyut kazanmıştır. ABD'de 0-2

yaş grubu çocuk mamalarının imalinde organik ürünlerin

kullanılmasını zorunlu tutan yasanın çıkarılması organik

tarım bir kez daha önemini vurgulamıştır.

(7)

• .

• Organik ürünler ticarete konu olunca beraberinde kontrol ve sertifikasyona ilişkin yasal düzenlemeler gündeme gelmiştir.

Avrupa'da önceleri her ülke kendine göre bazı düzenlemeler yapmış.

• 24 Haziran 1991 tarihinde Avrupa Topluluğu

içinde organik tarım faaliyetlerini düzenleyen

2092/91 sayılı yönetmelik yayınlanarak

yürürlüğe girmiştir.

(8)

• .

• Ülkemizde organik tarım faaliyetleri 1980 li yıllarda Avrupa'daki gelişmelerden farklı şekilde, ithalatçı firmaların istekleri doğrultusunda, ihracata yönelik olarak başlamıştır.

• 14 Ocak 1992 tarihinde yayımlanan 94 /92 sayılı ekinde; Avrupa Topluluğuna organik ürün ihraç edecek ülkelerin uymak zorunda olduğu hususlar ayrıntıları ile belirtilmiş ve ülkelerin kendi mevzuatlarını uygulamaya koymaları ve bu mevzuatın da dahil olduğu çeşitli teknik ve idari konuları içeren bir dosya ile Avrupa Topluluğuna başvurmaları zorunluluğu getirilmiştir.

Ülkemizde Organik Tarımın Gelişimi

(9)

• Avrupa Topluluğu'ndaki bu gelişmelere uyum sağlamak üzere Tarım ve Köyişleri Bakanlığı çeşitli kurum ve kuruluşların işbirliği ile Yönetmelik hazırlama çalışmalarına başlamış ve

"Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik" 24.12.

1994 tarihli ve 22145 sayılı Resmi Gazete' de

yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu

Yönetmeliğin bazı maddelerinde uygulamada

rastlanılan aksaklıkları gidermek ve organik

tarım faaliyetleri sırasında yapılacak kusur ve

hatalara karşı uygulanacak yaptırımların da

yönetmelikte yer alması için, 29.06.1995 tarihli

ve 22328 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan

yönetmelik ile değişiklik yapılmıştır.

(10)

Daha sonra 11.07.2002 tarihli ve 24812 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” yürürlüğe girmiştir. Organik ürünlerin üretimi, tüketimi ve denetlenmesine dair kanun tasarısı Hükümetin acil eylem planı içerisinde yer almış ve 5262 sayılı “Organik Tarım Kanunu”

03.12.2004 tarihli ve 25659 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu Kanuna gereğince hazırlanan “Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” 10.06. 2005 tarihli ve 25841 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Organik tarım ile ilgili yeni gelişmeleri www.tarim.gov.tr adresinden takip edilmelidir.

(11)

Organik Tarımın Amaçları, Avantajları ve Dezavantajları

• Tüketiciye güvenilir ve kaliteli ürünler sunmak

• İnsan, hayvan ve bitki sağlığını korumak

• Biyo çeşitliliğin ve genetik kaynakların korunmasını sağlamak

• Doğal habitat ve ekosistemlerin korunmasını sağlamak

• Toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısını korumak ve geliştirmek

• Çevre üzerine olumsuz etki yapmayacak yeni tarım teknikleri geliştirmek

• Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak

Amaçları

(12)

• Kirliliğe maruz kalmış doğal kaynaklan ıslaha özendirmek

• Yerel girdi ve bölgesel kaynakların kullanımını teşvik etmek

• Tarımsal üretimde istihdamı geliştirmek ve iş gücünü verimli kullanmak

• Üreticilere yeterli ve güvenilir gelir temin etmek

• Üretici örgütlenmesini ve sözleşmeli tarım

uygulamalarını teşvik etmek

(13)

• Eko-turizmi, İhracatı ve üreticilerin dünya ile bütünleşmesini teşvik etmek

• Toplumda sorumluluk bilincini ve ahlaki davranış biçimini yaygınlaştırmak

• Gelecek nesillere kaynaklardan yeterince

yararlanabilecekleri bir dünya bırakmak

(14)

Avantajları

• Türkiye‟de sentetik kimyasallar çiftçilerin büyük bir kısmı tarafından ya çok az kullanılmakta, ya da hiç kullanılmamaktadır. Bu nedenle ekolojik tarıma geçişin kolay olması beklenebilir.

• Üretici geliri ürüne bağlı olarak artmaktadır. (Ortalama yüzde 10 artış olduğu tahmin edilmektedir).

• Fiyatı hızla artan kimyasal gübre, pestisit ve enerji

girdilerinden tasarruf edilmektedir.

(15)

• Sözleşmeli tarımla üreticinin tüm ürününün alınması garanti edilmektedir. Ekolojik ürünlerin ihraç fiyatı diğer ürünlerden yüzde 10-20 oranında daha yüksektir.

• Organik ürünlerin ihracatı ile Türkiye tarım ürünleri için ilave bir kapasite yaratılmaktadır. Dolayısıyla ihraç edilen her ton daha önce ulaşılamayan tüketici kitlesine gitmektedir.

• Özel bilgi isteyen organik tarım modeli ziraat

mühendisleri ve teknikerleri için yeni istihdam sahaları

yaratmaktadır.

(16)

Dezavantajları

• Türkiye’de tarımsal ürün arzında yıldan yıla önemli

dalgalanmalar görülmektedir. Hızla artıp gençleşen

nüfus, tüketim düzeyinin ve çeşitliliğinin sürekli

artması ve çevredeki ülkelerin hemen hepsinin

tarımsal ürün talep eden özellikleri sebebiyle organik

tarımın (verimde meydana gelebilecek azalma

nedeniyle) kısa vadede gelişmesi zor görünmektedir.

(17)

Dezavantajları

• Organik tarım yöntemiyle bitkisel üretimde ortaya çıkan bir sorun, arazilerin çok küçük, parçalı ve birbirine yakın olmasıdır. Bu durum organik üretimi olumsuz yönde etkiliyor. Çünkü organik üretim yapan bir işletmenin çevrede üretim yapan diğer klasik işletmelerde kullanılan kimyasallardan etkilenmemesi mümkün değildir.

• Ekolojik tarım sisteminde yetiştirilen ürünlerin pazarlanması özellikle iç piyasa için yeni ve belirsiz bir konudur.

• Konunun yeni olması nedeniyle yeterli tarımsal yayım

çalışmaları ve eleman bulunmaması da muhtemel

dezavantajlardan birisidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Tablo-37: Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri’nde Çalışan Öğretmenlerin Cinsiyet Değişkenine Göre Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nden Beklentileri Alt

1) Organik tarım ile sürdürülebilir kısal kalkınma arasında yakın bir ilişki vardır. 2) Organik tarımın ekonomik çarpan etkisi ve kırsal istihdam yaratma potansiyeli

Sonuç: Kadın sığınma evinde yaşayan ve şiddet görmüş kadınlar ile eşiyle birlikte yaşayan ve şiddet görmüş kadınların bağlanma biçimleri arasında istatistiksel bir

Daha önce de belirtildiği gibi, tez Avrupa Birliği’nde organik tarım pazarının hızlı büyüdüğünü ve tüketicilerin her geçen gün daha çok organik

• Organik ürünün üzerindeki etiket, o ürünün organik tarım prensiplerine göre üretilmiş, işlenmiş, etiketlenmiş ve taşınmış olduğunu garanti atına alır.. •

[r]

 Var olan potansiyelin sağladığı avantajlar ile yıllardır entansif tarım yapılan gelişmiş ülkelere göre Türkiye’de organik tarıma geçiş daha kolaydır.. 

Bununla beraber, özellikle dikkatiniz çekmek istediğim husus şudur: “organik tarım” ya da “organik ürünler” sizin hayalinizdeki gibi doğal yetişmiş