• Sonuç bulunamadı

İHRAMCIZÂDE İSMAİL HAKKI TOPRAK EFENDİMİN SOHBETİ-SESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İHRAMCIZÂDE İSMAİL HAKKI TOPRAK EFENDİMİN SOHBETİ-SESİ"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İHRAMCIZÂDE İSMAİL HAKKI TOPRAK EFENDİMİN SOHBETİ-SESİ

SOHBETİ DİNLE

Gavs’ül-âzam Ġhramcızâde Hacı Ġsmail Hakkı Toprak Sivasî kaddese’llâhü sırrahu’l-azizin (1967-1968 yıllarında olabilir) Ankara’da Hamamcı ġaban Aydın Efendinin evine teĢrif buyurduklarında o zamanın Ģartlarına göre çekilmiĢ ses kasetini dinleyenler açısından daha iyi anlaĢılabilmesi için bazı kısımlarını imkânımız miktarınca yazıya aktarmaya çalıĢtık. Allah Teâlâ büyüklerimizden razı olsun.

Amin.

1

Tedbîrini terk eyle, takdir Hudâ’nındır.

(2)

Sen yoksun o benlikler hep vehm-ü gümânındır.

Birden bire bul aĢkı bu tühfe bulanındır Devrân olalı devrân Erbâb-ı safânındır.

ÂĢıkta keder neyler gam halk-ı cihânındır Koyma kadehi elden söz Pir-i Mugân’ındır.

2

Meyhâneyi seyrettim uĢĢâka mutâf olmuĢ Teklîfü tekellüften sükkân-ı muâf olmuĢ Pür neĢ-e olup meclis bî-havf-ı hilâf olmuĢ Gam sohbeti yâd olmaz, meĢrepleri sâf olmuĢ ÂĢıkta keder neyler gam halk-ı cihânındır Koyma kadehi elden söz Pir-i Mugân’ındır.

3

Ey dil sen o dildâre layık mı değilsin ya Dâvâyı muhabbette sadık mı değilsin ya Özr-ü nedir Azrâ’nın Vamık mı değilsin ya Bu gâm ne gezer sende âĢık mı değilsin ya ÂĢıkta keder neyler gam halk-ı cihânındır Koyma kadehi elden söz Pir-i Mugân’ındır.

4

Mahzun idi bir gün dil meyhâne-i mânâ’da Ġnkâra döĢenmiĢtim efkâr düĢüp yâda Bir pir gelip nâgâh pend etti alel-âde Al destine bir bâde derdi gamı ver yâde ÂĢıkta keder neyler gam halk-ı cihânındır Koyma kadehi elden söz Pir-i Mugân’ındır.

5

Bir bâde çek, efzûn kalıp mecliste zeber-dest ol Atma ayağın taĢra meyhânede pâ-best ol Alçağa akarsular, pay-i hümâ düĢ mest ol Pür çûĢ olayım dersen GÂLĠB gibi ser-mest ol ÂĢıkta keder neyler gam halk-ı cihânındır Koyma kadehi elden söz Pir-i Mugân’ındır. [1]

(3)

—Bismillahirrahmanirrahim

—…..

—Birbirinizde mahvolun. GardaĢlarım!

—Birbirinizde mahvolun.

—Yok olun.

—Yok

—Yok olan var olur.

—Lailahe illallah.

—Nihayet, Lamevcude illallah

—Hiçbir mevcud yok Allah var

—Yok olunca Allah var olur.

—Hacı ġaban Efendi

—Doktor Ahmet Köksal’ı Sivas’a almanın kolayı Hamamcı ġaban Aydın ―ĠnĢallah Efendim‖

—Doktor Ahmet Köksal’ı Sivas’a almanın kolayı.

—Kiminen görüĢeceksen görüĢ.

— Doktor Ahmet Köksal Sivas’taydı, görüĢürdük.

—Bir hanımla geldi.

—Bu hanım kim, dedim

—―Ailem‖ dedi.

—Bende dedim ki

—Oruç tutar mı dedim.

—―Yok ne oruç ne namaz bir Ģey yok‖ dedi

—Orda ne olduysa o kadına oa dakikada orucada baĢladı, namaza da baĢladı.

—ġimdi Albistan’dalar, Albistanda

—Ne bileyim iĢte hayali hal

—O Hayali hal

—Bu ne

Hacı Berber Bekir ―ġey KonuĢtuğunu alıyor, Efendim‖

—Biz de adamakıllı konuĢamıyoruz ki.

Bende sanırdım ayrıyem dost gayrıdır ben gayriyem Benden görüp iĢiteni bildim ki ol canan imiĢ.

(4)

—Ben yoğmuĢum o varmıĢ.

—Ben yoğmuĢum.

—..

Derman arardım derdime derdim bana derman imiĢ Burhan arardım aslıma aslım bana burhan imiĢ Sağım solum gözler idim dost yüzünü görsem deyu Ben taĢrada arar idim ol can içinde canan imiĢ Öyle sanurdum ayrıyam dost gayridir ben gayriyam Benden görüp iĢiteni bildim ki, ol canan imiĢ

Savm-u salât u hac ile sanma biter zâhid iĢin Ġnsan-ı kâmil olmağa lâzım olan irfan imiĢ Kanden gelir yolun senin ya kande varır menzilin Nerden gelip gittiğini anlamayan hayvan imiĢ MürĢid gerektir bildire Hakk’ı sana hakke’l-yakîn MürĢidi olmayanların bildikleri güman imiĢ Her mürĢide dil verme kim, yolunu sarpa uğradır MürĢidi kâmil olanın gayet yolu âsân imiĢ

Anla heman bir söz dürür yokuĢ değildir düzdürür Âlem kamu bir yüzdürür gören anı hayran imiĢ ĠĢit Niyâzi’nin sözün bir nesne örtmez Hak yüzün Hakk’tan ayan bir nesne yok gözsüzlere pünhan imiĢ[2]

—…….

Ġhramcızâde Ġsmail Hakkı Efendi ile Mehmet ġen Veli aralarında konuĢuyorlar. Ve ziyaretine gelen misafirlere

—MaĢallah süphanallah, maĢallah maĢallah

—Çok memnun olduk,

—Çok yaĢa, berhudar olun, berhudar olun.

Elini öpenlere;

—Berhudar olun, berhudar olun

—….

—Bunlarda NevĢehirliler!

—Nevzad değil mi?

—Çok memnun olduk, çok müĢerref olduk.

(5)

—Eden eyleyen Allah. Vela havle vela kuvvete illa billlah.

—Eden eyleyen Allah.

Bir kiĢi yola çıkacaklarını söylüyor.

—Hı..

Hakkın kullarını bazı kul eyler Anı kul eylemez yine ol eyler Alan veren odur eyler içinde

Kimin bay-u kimini yoksul eyler [3]

—Bizde yarın burda kalmayı, artık borç ettik. ĠnĢaallah!

—Yarın kalacağız.

—….. Bunlarla böyle bir geldik gece. Bunlarda Sivas’a geldiler, bizi Sivas’tan getirdiler….

—….

—GardaĢlarım!

—ġimdi,

—Hava iyi olursa, Sivas’a gelen misafirleri sahraya götürüyoruz. Hava iyi olmazsa evde, vekalemiz var, odamız var… evde…

—Pazar perĢembe akĢamları muhakkak evde hatim okuyoruz.

—Bugün günlerden ne Cuma değil mi?

Hacı Berber Bekir:

―Cuma‖

—Yarın cumartesi, Pazar günü muhakkak yine hatmimiz var orda, orda bulunmamız lazım

—Ahh…

—Himmetin var olsun.

—Hadi ġemsi’den bir Ģey oku da, dinleyek.

(Ġlahiyi okuyan Hacı Berber Bekir’dir.) Cânân ilinin güllerinin bağı göründü Dost ikliminin lâlesinin dağı göründü Envâr-ı Muhammed doğuben tuttu cihanı ġakka’l kamerin mu’cize parmağı göründü Kaygu gecesi gitti kamu kalmadı korku Vuslat gülünün gül yüzünün hâli göründü Yakub’a bugün Yusuf’unun kokusu geldi

(6)

Eyyûb’a dahi sıhhatinin çağı göründü (Mecnun gibi sahraları ağlayı gezerken Leylâ gülünün gülyüzünün âlı göründü.) [4]

AĢkınla bugün ġemsi yine vecde eriĢti Var ise bugün dostunun otağı göründü —GardaĢlarım!

— Cenab-ı Hakk kendini de verir bize,

— Kendini de verir.

—Nihayet Ģöyle söyleyim.

—Mecnun, Leyla vardır.

—ÂĢık, âĢık

—Nihayet, Leylanın derdinden yanıyor Mecnun.

—Leyla gelmiĢ, Mecnunun yanına

—Mecnun; ―Sen kimsin? demiĢ‖

—ġöyle bir yoluna düĢ git demiĢ haber al…..

—Leylayım, demiĢ.

—Öyle deyince Mecnun

—Ya ben neyim? demiĢ.

—Mecnun kendi Leyla olmuĢ.

—GardaĢlarım!

—Allah istediğini verir insana, hadi, kendini de verir.

—Allah kendini de verir.

—GardaĢlarım.

—Hadi ..

—Çayları için, çayları için bakıyım.

—Allah’ın hikmetinden sual olunmaz ki;

—….fevkalade bir iĢ oldu.

Çay getirene

—Ben yorgunum.

—Daha içmeyim.. GardaĢım…

—Getirmesin.

—Bir damla ağzıma alakta,

—Bismillah.

(7)

Hakkın kullarını bazı kul eyler Anı kul eylemez yine ol eyler

—Eden eyleyen Allah. Vela havle vela kuvvete illa billlah.

—GardaĢlarım!

—Nevzad büyüdü mü?

―Büyüdü Efendim‖

—Hı,hı

—O..maĢallah maĢallah, berhudar olun, berhudar olun

—Berhudar olun, berhudar olun

— GardaĢlarım!

—Ooo maĢallah maĢallah

—Elhamdulillah, görüĢtük.

—Ooo..Elhamdulillah, görüĢtük

—Fî emânillah, Fî emânillah,…

—Fî emânillah, Fî emânillah,…

—Yani Allah’ın emanetinde olun.

—Fî emânillah, Fî emânillah,…

………

—Aleykümselam

—… Sen geldin bizde geldik

—Fî emânillah, Fî emânillah,…

—Allah’ın emanetinde olun.

—Nihayet (Allah) bilmek istedi

……..

—Himmet dediğin gönüle yazmak imiĢ.

—Ruha yazdık.

—Alem bir hayal

—Hayali hal

—Bir hayal

—Artık çayı kaldırın GardaĢlarım

—Çayı Kaldırın

—Ġzin verdik

(8)

—Yarın buradayız görüĢürüz inĢallah

—Hepinize izin veriyorum hadi

—Hadi görüĢtük ya,

—De hadi,

—Fî emânillah, Fî emânillah,…

—….

—Herkese izin verdim.

—izin veriyorum hadi

Mehmet ġen Veli ―yerimiz var Efendim, rahat edersiniz.‖

— GardaĢlarım!

—Ġzin size,

—De hadin NevĢehirliler, izin verdim size Hacı Berber Bekir ―Hulusi (AteĢ) Efendi‖

—Ooo, ……Haber aldık, Hulusi Efendi —Geldin mi?…..

—inĢallah iyisin

—Gelin nasıl iyi inĢallah

―Evet‖

—…..Ġyi mi

—Elhamdulillah. Yarın görüĢürüz ĠnĢallah, yarın orda görerik ĠnĢallah.[5]

—..

—Bende hatim yerini onu arıyorum. Hacı Hasan Efendi var orda. Darende’de. Bu da (Hulusi Efendi) daha çocuk. …Bende Hacı Hasan Efendi’yi arıyorum diyince, bu dedi ki ―ben gösteririm‖ dedi. Gönlünden demiĢ ki ―Bana para verirse almayım, himmet isteyim.‖

—Himmet gönüle yazmak imiĢ.

—Elhamdulillah.

Mehmet ġen Veli ―Sırrı Bey, Sırrı Bey geldi.‖

—Haber aldık.

—Epey gezdin, dolaĢtın mı?

—Epey gezdirdin mi, Sırrı Efendiyi?

—Berhudar olun, berhudar olun

(9)

—(öpenlere) Etme..Canım…

—Cümleten merhaba hoĢ geldiniz sefa geldiniz.

—Biz yorgunuk, bize izin verin istirahat edeceğiz. Bende size izin veriyim. Hadi bakıyım Hacı Berber Bekir ―Yarın burdayık Allah nasip ederse, inĢallah burdayız‖

—Yarın burdayız ĠnĢallah

―Çok konuĢtu.‖

—De hadi, gidin.

—Burda mı?

―Kerimesi var, herhalde Ģey gilde (Orhan Zarifoğlu evinde‖

—Hacı AyĢe mi? (Torunu)

EĢi Orhan Zarifoğlu: ―Hilmi ile görüĢmek istedi.‖

―Gidek te Sırrı Efendi Oğlu Hilmi (Torunu Reyhan’ın eĢi) ile görüĢmek istiyor. Sırrı Efendi ile görüĢsünler. Burda kalmasın.‖

—Sırrı Efendiyi mi götürecek

—Götürsün hadi.

—Hadi …..hepiniz gidin

—ġurayı buna verseniz.

―Hanımlar da seni gözlüyorlar, ecuk onlarda görsün‖

ġen Veli ―Efendim buyrun, istirahat yeriniz hazır.‖

—Yeni gördük

—Hanımlarıda göreyim, geliyim.

—Hacı Bekir

—Beraber

Hacı Bekir; ―Berber yatacık, herhalde.

—De hadi.

—Allah Allah

―Görsün‖

—Her Ģeyde bir hikmetin var.

—Gelin kızlar mı

—MaĢallah.

—Hikmet Hanım mı? Hikmet Hanım mı

—ĠnĢallah iyisiniz..

—Allah sayini meĢkûr etsin.

(10)

—MaĢallah

Hakkın kullarını bazı kul eyler Anı kul eylemez yine ol eyler

—…..

—….. geldik.

—Bir Hasan var. Oraya geldi. Bir araba getirdi. ….Gezdik dolaĢtırdı. . Bugün buraya geldik Elhamdulillah. ….Çok kiĢiyle görüĢtük.

—Memnun olduk. Sizi gördük, muĢereref olduk.

—Buyur canım.

—Yarın burdayız görüĢürüz, yine görüĢürüz ĠnĢallah.

—Validem hacca gitmiĢ. Her makama ―Dua edermiĢ‖

—―Ya rabbi bana evlat ver‖ diye.

—DemiĢler ki; bir çocuk elbisesi yap. Çocuk istiyor ya. Peygamberim ala-s’salavatı görmüĢ.

Onu görmüĢ.[6] Elbise..yi yapmını da bilirmiĢ, söylüyorlar Valideme. O Ģeyi ġeyhimin hanımına söylemiĢ. Validem.

—ġeyhim benden sordu. Tokada gittim.

— ―Nerelisin‖ dedi?

—Sıvaslıyım

—Kimlerdensin

—…….., dedim

—Hacı hanımın oğlu musun? diyin

—Evet dedim.

—Bana tuhaf bir Ģey oldu.

—ġeyhim beni sevmiĢ. Elbisenin kavlinden

—Musa aleyhisselâm Turu Sina’da Allah’la konuĢurdu.

—―Ya Musa benim için amel ettin?‖ Diye Cenab-ı Hakk sormuĢ.

—Ya Rabbi namaz kıldım, hacca gittim oruç tuttum, zekât verdim, sadaka verdim‖

—Ya Musa, bunların ahirette karĢılığı var, demiĢ

—Benim için ne amel ettin? diyence —Ya Rabbî sen bilin, deyince

—Ya Musa, benim için bir kul sevdin mi? demiĢ

(11)

—Bizde hepinizi Allah için seviyoruz. Karıncayı da Allah için seviyoruz. Her Ģeyi Allah için seviyoruz.

—ġimdi Bakıyorum dıĢarı çıkıyorum. Neyi görürsem Allah görüyorum. Nereye baksam Allah görüyorum. Ne görürsem Allah görüyorum.

—Bugünde böyle Allah çağırdı, geldik.

Sizleri de de gördük, yine Allah’ı gördük.

—De hadi yiyin hadi,

—Yiyin, yiyin

—Hadi canım hadi,

—De hadi, buyur

—Hikmet hanım lütfen buyur hadi,

—Yiyin, yiyin

—Ben yoğum O varmıĢ.

—Ben yoğum o vardır.

—AĢık maĢuk O’dur.

—….

—Aferin çok yaĢa berhudar ol, berhudar ol,

—Yiyin hadi,

—….

—Canım

—……

―Hikmet Hanım kalsın mı?‖

—…….

—Canım

—…….[7]

SOHBETİ DİNLE

[1]— ġeyh Galip kaddese’llâhü sırrahu’l azizin ilahisini Hacı Berber Bekir okurken karıĢık vezinler ile okuyor. Ancak biz buraya orijinal Ģekli ile yazdık.

Açıklaması

PÎR-Ġ MUGAN: MürĢid-i kâmil

(12)

1-Tedbirini terk et; takdir Allah Teâlâ’nındır. Sen yoksun; o benlikler, hep vehmindir;

zannındır. Birden bire aĢkı bul, bu armağan, bulanındır. Devran, devran olalı, temiz kiĢilerin, ilâhî zevk sahiplerinindir.

ÂĢıkta keder neyler? Gam, dünya halkınındır; feyiz ve neĢe kadehini elinden bırakma, söz pîr-i mugânındır.

2-Meyhaneyi seyrettim; âĢıkların, çevresinde dönüp durdukları yer olmuĢ; orada oturanlar tekliften de affedilmiĢler, tekellüften de. Bir neĢe gelmiĢ; mecliste ne korku kalmıĢ, ne aykırılık; gama dâir sohbet yapılmıyor, gamın bulanıklığı anılmıyor; hepsinin de meĢrebi tertemiz bir hâle gelmiĢ.

ÂĢıkta keder neyler? Gam, dünya halkınındır; kadehi elden bırakma; söz pîr-i mugânındır.

3-Ey gönül, sen o gönül alana lâyık mı değilsin; yoksa sevgi dâvasında gerçek mi değilsin?

Azrâ’nın özrü nedir; sen Vâmık mı değilsin. Sende bu gam ne gezer; yoksa âĢık mı değilsin.

ÂĢıkta keder neyler? Gam, dünya halkınındır; kadehi elden bırakma; söz pîr-i mugânındır.

4-Bir gün gönül, mânâ meyhanesinde mahzundu; hatıra fikirler düĢmüĢtü de inkâra döĢenmiĢtim. Bir pîr, ansızın geldi de alelade Öğüt verdi; eline bir Ģarap kadehi al, derdi de yele ver gitsin, gamı da dedi.

ÂĢıkta keder neyler? Gam, dünya halkınındır; kadehi elden bırakma; söz pîr-i mugânındır.

5-Bir kadeh Ģarap çek, içtikçe iç; mecliste yücel; sözün üstün olsun, yürüsün. Ayağını dıĢarıya atma; meyhanede ayak dire. Sular alçağa akar; sen de küpün ayakucuna düĢ; alçal.

CoĢup köpüreyim dersen Galib gibi sarhoĢ ol.

ÂĢıkta keder neyler? Gam, dünya halkınındır; kadehi elden bırakma; söz pîr-i mugaanındır.

[2] Niyâzi Mısrî kaddese’llâhü sırrahu’l azîz [3]

Hakkın kullarını bazı kul eyler Anı kul eylemez yine ol eyler Alan veren odur bâzâr içinde Kimin bay-u kimini yoksul eyler Kiminin bakırını eder altın Kiminin altununu kara pul eyler Kimini güldürür daim cihanda Kiminin ah-u efganın bol eyler Kiminin sevdiğin alır elinden Kiminin erini alır dul eyler Kimine istemezken verir evlât Kimi ister ana yâd oğul eyler Kimi bulmaz giye çuldan abayı

(13)

Kiminin atına atlas çul eyler Kiminin tatlı balın eder acı Kiminin acısın tatlı bal eyler Kimin bülbül ider güle kılur zâr Kimin pervaneveĢ yakıp kül eyler Eder ak güneĢi geh kara balçık Kara balçığı açar gâh gül eyler Kimi Ġsa nefestir eder ihya Kimi deccal olup sağa öl eyler Çürüğü sağ edip sağı çürük hem Solu sağ sağı gâhi sol eyler Ayağı baĢ eder gâh ayak Dili kulak kulağı hem dil eyler Fili gâhi karınca kursağına Koyup karıncayı gâhi fil eyler Çıkarır gâhi yoldan nice yolcu Gehi yolcuyu göstermez yol eyler Gehi ıssız harabı Ģenlik edip Gehi Ģenliği dağıtıp çöl eyler Anasır ipliğin tab iğnesinden Geçirip onu bu bunu ol eyler Yeli gâhi letafetle eder od Odu gâhi kesafetle yel eyler Suyu dondurup eder taĢ ve toprak TaĢı toprağı akıtıp sel eyler Huruf-ı carre gibi cümle eĢya Birbirine uzanıp el eyler Eder âkilleri çok iĢte âciz Eder öyle bir iĢ san âkil eyler Bu sözün Yunusu Mısrî değildir Lûgaz bunda muammasın ol eyler Niyâzi Mısrî kaddese’llâhü sırrahu’l azîz

[4] OkuyuĢta Niyâzi Misri kaddese’llâhü sırrahu’l azîze ait kısım ile karıĢık vezin kullanılmıĢ.

(14)

Dost illerin menzili ki, âli göründü Derd-i dile derman olan Elmalı göründü.

Tûtilere sükker bağının zevki eriĢti Bülbüllere cânân gülünün dalı göründü.

Mecnun gibi sahralara ağlayı gezerken Leylâ dağının lâlesinin âlı göründü.

Ten Yakub’unun gözleri açılsa aceb mi?

Can Yusuf’unun gül yüzünün hâli göründü.

Kal ehlinin akvalini terk eyle Niyâzi

ġimdiden geru hâl ehlinin ahvali göründü.

Niyâzi Misri kuddise sırruhu’l-azîz

[5] Seyyid Osman Hulusi Efendinin eĢi Naciye Hanım rahatsız olarak Ankara’ya geliyor.

Ġhramcızâde Ġsmail Hakkı Efendi kaddese’llâhü sırrahu’l azîz onun hakkında himmetini âli eylemiĢ Ģifa bulmasını sağlamıĢtır.

[6] Hacı AiĢe Hanım, Efendi Hazretlerine hamil iken hac görevlerinden olan Safâ ve Merve’yi say ederken ilham olan aĢağıdaki beyitleri çok tekrar etmiĢ.

Ġsmail’im Âzam sensin Gül yüzlü tazem sensin Dört kitabın hakkı için Gönlümde gezen sensin.

Validesi AiĢe Hanıma rüyasında Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin―BĠZ ĠSMAĠL’Ġ KENDĠ TOPRAĞIMIZDAN YOĞURDUK, EKġĠTMEDĠK VE SANA DA HEDĠYE ETTĠK‖ müjdesine mazhar olduğunu hatırlatırdı.

Bir baĢka sohbetlerinde

―GardaĢlarım! Anamın zürriyeti olmamıĢ anam Hacca gitmiĢ Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin Ravzasında dua etmiĢ demiĢ ki, Ya Rabbî kapına geldim, bu Habibin hürmetine bir evlat ver demiĢ. Zaman gelmiĢ karnımda, hamile olduğunu can bulduğunu fark etmiĢ, iki rekât namaz kılmıĢ, yatmıĢ denilmiĢ ki, ―Ġsmail’i kendi mayamızdan yoğurduk, ekĢitmedik ve sana da hediye ettik‖ sesini Anam duymuĢ. Ġki rekât Hacet namazı kılmıĢ. Bir gün evimizin önünde yılan yüzüme uzandı, yalamaya baĢladı. Anam gördü Ġsmail’i yılan yiyor dedi yılanı kovdu. GardaĢlarım! ġimdi anladık ki, yılan sevgisinden yüzümü yalarmıĢ.

GardaĢlarım (ta ezelden intisabım âlemin seyyidine, düĢtüm aĢkına bu anasır bendine, çok aradım ağladım yüz tutup Hakk’ın kendine, âlemi ervah içinde hubbu Mevlâ olmuĢuz.)‖(Ġsmail Hakkı ALTUNTAġ Gavs-ül Âzam Ġhramcızâde Ġsmail Hakkı Toprak Sivasî NakĢi Haki Tarikati Ġlm-i Ledün Sırları [Kitap]. – Ġstanbul : Gözde Matbaa, 2007.)

[7] Not: Sesleri metne aktaran Ġsmail Hakkı ALTUNTAġ

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak, subkütan heparin enjeksiyonu bölgesine enjeksiyondan önce ya da sonra soğuk uygulama yapılmasının, enjeksiyon tekniğine dikkat edilerek standart bir

Genel olarak bu hastalar anhedoni veya çökkün duygudurum yakýnmasý olmadýðýndan tüm DSM-IV depresyon kategorileri için gerekli olan kriterleri karþýlamamýþ olarak

Dikran Çuhacıyan 184« da İstanbulda doğdu, ilk musiki tahsilini İstanbulda yaptıktan sonra bilgisini genişletmek üze­ re İtalya’ya Milan Konservatuarına

Enjeksiyon yöntemi ile şekil verme Basınç veya vakumla

Fikriye Hanım’ın yanağına süzülen birkaç damla yaşı komşusuna gösterme- mek için özenli davrandığını fark ediyor Şahika:. “O giderken, kendimi

Bu kadar yargı cümlesinden sonra, tanımanın ve yakınlaşmanın nasıl kişiliği- mizi belirlediği, bizi nasıl “kişi” kıldığı üzerine bir şeyler söylemek konuyu uzat-

Simdi bunlann daha ustunde, bunlann, hatta okumug yazmig gibi olan bi- rine geliyoruz, Envefi bu gair.. Bu Envefi

Ziya Aydıntan’ın yazmış olduğu “Çok Kolay Gitar Eşlikli İki Sesli Şarkı Marş ve Türküler I ” isimli kitabın özellikleri nedir?... Ziya Aydıntan’ın