• Sonuç bulunamadı

Doğmalık Penis Kıvrıklığı (Hipopadias Olmaksızın Kordi)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğmalık Penis Kıvrıklığı (Hipopadias Olmaksızın Kordi)"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ıurK n a ş ı Ger JJerg (.îyyuj Uüt:I, Kayı:2

DOĞMALIK PENİS KIVRIKLIĞI (HİPOSPADİAS OLMAKSIZIN KORDİ)

Seyhan ÇENETEOĞLU, Can İ. ENGİN, Ferit DE MİR KAN, Cemaletlİn ÇELEBİ, Namık K. BARAN, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik ve Rekonstrüktıf Cerrahi ABD, Aşikara

SU M M ARY

CO NGENITAL P E N IIJl CURVATU RE (CHORDEE WİT- H O V T H YPO SPADİAS)

Chordee, which is a hard fibrotic tissue, cemse s ventral euıva- ture o f penis congenitally. ît results from an arrest o f embryo - logical. development o f tissue s that are going to surroumi the urethral ınucosa. Clinical defonnity İs called cuıvature, Peni- le curvature is most frequently associated jith hypospadias, isoiated cases are seldom reported. The cun>ature which has heen accepted as a physiological. phase in a. laiğe percenlcıge o f fetuses, disappears usually at birth ov w ilkin the jirst fwo years o f life, Betsveen 1983 and 1992, 13 cases o f congenital penile cuıvature were admitted and 12 ofthem were operated on. We preseni and discuss o ur surgical technixues, which lead us to conciude that urethral. reconstruction w itli tubed skin grafts İs ınandatoıy in each case, re y a n Hess o f the type o f the defonnity.

Key Words : Hypospadias, Chordee, Urethra.

Penisin konjenital olarak ventral yönde kıvrıklığına neden olan kordi, fibrotik bir dokudur. Oluşan klinik de- formite kurvatür olarak adlandırılmaktadır (Resim 1).

Hİpospadias olmaksızın görülen kurvatür anomalisi, hi- pospadiasla birlikte olan kıvrıklığa oranla daha az sıklık­

la görülmektedir1

Penisin fetal gelişim devresinde fizyolojik olduğu kabul edilen kurvatür, fetal hayatta büyük oranda göz­

lenmekte olup, doğumla birlikte veya eııgeç ilk iki yıl içinde kaybolmaktadır6.

Hİpospadias ile birlikte sıklıkla görülen bu anato­

mik deformite, daha az bir sıklıkla Chordee Wıthout Hy­

pospadias (CWH) olarak da görülmektedir. Doğmalık penis kıvnkrıklığı olgularının, kordili lıipospadias olgu- lannııı yaklaşık % 4 ile % 10’unu oluşturduğu rapor edilmiştir2-6. Meamn normal anatomik yerleşimde ol­

duğu bu patolojide primer etken, ürtera mukozasını çev­

releyen dokuların embriyolojik gelişim eksikliğidir, Doğmalık penis kıvrıklığı anomalisi ilk kez 1926 yı­

lında Sievers tarafından rapor edilmiştir1. Omredanne, Young ve Mclndoe, tedavi prensiplerini tespit etmişler­

dir. Bergerhof ve Gelbke'ııin iki tip olarak inceledikleri

ÖZET

DOĞM ALIK PENİS KIVRIKLIĞA (HİPOSPADİAS OL­

M AK SIZ IN KORDİ)

Penisin konjenital olarak ventral yönde kıvrıklığına neden olan kordi, iiretra mukozasını çevreleyen dokuların embriyolo­

jik gelişim eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan fibrotik bir dokudur. Oluşan klinik deformite kurvatür olarak da adlandı­

rılmaktadır. Hİpospadias olmaksızın görülen kuıvatür anoma­

lisi, hipospadiasla birlikte olan kıvrıklığa oranla, daha az sık­

lıkla görülmektedir. Penisin fetal gelişim devresinde, fizyolojik olduğu kabul edilen kurvatür, doğumla birlikte veya en geç iki yıl içinde kaybolmaktadır. 1983-1992 yılları arasında- kliniği­

mize 13 adet doğmalık penis kıvrıklığı olan hasta başvurmuş ve 12 hasta ameliyat edilmiştir. Makalede uygulanan cerrahi teknikler ve elde edilen sonuçlar sunularak tartışılmış; bütün tiplerde üretramn tüp greft. ile. reko nstrüks Uy o n un un gerekli olduğu sonucuna varılmıştır.

Key Words : Hypospadias, Chordee, Urethra.

anomali Hortoıı ve Devine tarafından 1973 yılında üç;

1981 yılında da Kraıner tarafından corpus eavemosu- muıı veııtralde kısa kaldığım gösterdiği bir grubu İlave etmesi ile dört tipde İncelenmektedir1-2. Konjenital kısa üretrada üretin gelişimi, anatomik tabaktılar! ile tam ol­

makta, ancak penis boyundan kısa kalmaktadır. Bu dur­

um, üretramn glans penisi öne doğru çekmesi ile sonuç- lanır ki bu da kurvatüre neden olmaktadır. Son yıllarda Hortoıı ve Devine, izole konjenital kısa üretra vakakala- rıııa nadir olarak rastladıklarını bildamekle birlikte; bu anomaliyi CWH Sınıflamasında Tip V olarak göster­

mektedirler7, (Tablo I).

Tarihi gelişimi içinde bu patolojiyi adlandırmada hypospadism ıvithout hypospadias, congenital short urethra ve chordee without hypospadias terimleri kulla­

nılmışta-. Hypospadism wittıoul hypospadias terimine dalıtı çok Fransız ve Alman literatüründe karşılaşıLmak- ta, ancak çoğunluk tarafından chordee without hypospa­

dias terimi kullanılmaktadır1.

Erkek dış geııital organlarının, embriyonun bipotan- siyel primordiasmdan gelişiminin normal Olması, teslis­

lerin yeterli gelişimine bağlıdır. Zira embriyonel testisin 133

(2)

DOĞMALIK PENİS KIVRIKLIĞI

T a b in I.

TİP Cor. Spong. Buck’s Dartos Kordi

I +

II + — +

III + + - +

IV + + + (T,Alb.Kısalığı)

V + + . +

(Kısa Üretra)

Tahin I. Dolmalık, Penis Kıvrıklığı s: m flaması (Horıon-Drv'me 'a f’iirv., 19H7).

anormal olarak gelinmeleri de kordi dokusunu oluşturur GEREÇ VE YÖNTEM

1983-1992 yıllan arasında kliniğimize 13 adet doğ malık penis kıvrıklığı vakası başvurmuş ve bunlarda 12'si öpere edilmiştir. Vakaların hiçbirinde hipospadia;

mevcut değildir. Vakalarda mevcut patoloji haricindi sistemik veya metabolik başka bir patoloji saptanma iniştir. Hastaların yaş ve CWH sınıflamasına göre ti plendirilmeleri, ameliyat tekniği ve komplikasyonla Tablo H'de gösterilmiştir. Vakaların hepsi genel aneste

Tablo II.

No: Tip: Ameliyat Tekniği Komplikasyon:

R e k ü rre n s , fistiil

1 I

2 I

3 I T ü p g re ft ile ü re tra re k o n s t. B y a rs H ep leri

4 II R e k k iirre n s , fis tü l

5 I I R e k ü rre n s

6 II R e k ü rre n s

7 II T iip g re ft ile ü re tra r e k o n s t. B y a rs H epleri 8 II P re p is y a l a d a L e b i ile re k o n s t. P rim e r

9 m

10 III T ü p g re ft ile ü re tra re k o n s t. B y a rs fle p le ri 11 III T ü p g re f t İle ü re tra re k o n s t. B y a rs H ep leri 12 V T ü p g re ft ile ü re tra re k o n s t. B y a rs H ep leri

Tablo II, 1983-1992 yılları arasımla oprır edilen slognıalık]ieııis kıvrıklığı <>i pıtlarımızın tiplere göre dağılımı, uygulanan ameliyat teknikleri ve ortaya çıkan komplikasyonlar.

interstisyel hücreleri tarafından salman maddeler erkek yönde gelişime sebep olurlar. Üre Ira, genital tüberkülini dorsal yüzünden üretral plak hücrelerin oluşturdukları oluğun iki kenarının birbiri ile birleşmesi ile oluşur.

Üretral oluk kenarlarının füzyonundan sonra üretra etra­

fında gelişen mezenşim birleşir; üretra önce coıpus spongiosum ile çevrelenir, sonra Buck's Fa s yası sarar, en son aşamada Dartos Fasyası tarafından çevrelenıüü Tip I CWH'de füzyon bu aşamada rudimenter bir koıpus spongiosum ile sonlanır. Buck's ve Dartos fasyalaımıu

(3)

zi altında, kliniğimizin cerrahi yaklaşım prensipleri doğ­

rultusunda öpere edilmiş ve bir hafta boyunca uygun çapta Foley Kateter ile üriner diversiyon sağlanmıştır.

Cerrahi Tedavi

Vakalarımızın hepsinde koronal sirkumferensiyel insizyon uyguladık. Tavsiye ettiğimiz bu yaklaşım ile üretra ve kordi dokusunu daha iyi disseke etmek mümkün olmaktadır. Vakalarımızda penis ventralinin kapatılmasında sünnet derisi varsa Byars Flepleri kulla­

nılmış, yoksa primer sütür uygulanmıştır.

Tİp I, üç adet vakanın birinde (Resim 2), mukazal üretra, korunmaya çalışılmadan deriden disseke edildi ve proksimalde normal üretranm tam olarak gözlendiği yerden, distalde koronal seviyeye kadar olan kısım, yani hopoplastik üretra parçası eksize edildi. Daha sonra kor­

di eksizyonu yapıldı. Oluşan üretral defekt, vaka sürnıet- siz olduğu için prepisyum iç yüzünden alınan deri gref- tinin tüp haline getirilmesi ve bunun proksimal ve distal üretral anastomozlanmn yapılması ile onarıldı. Penis ventralindeki kordi dokusunun eksizyonu ile ortaya çı­

kan deri eksikliği Byars Flepleri İle kapatıldı. Diğer iki vakada ise sıkça uygulanan bir yöntem kullanılarak üre­

tra korundu ve sadece kordi eksizyonu yapılarak ventral yüz kapatıldı. Bu son iki vakanın birinde post-op 1. yı­

lın sonunda kurvatur rekürrensi ve ürteral tistül görül­

mesi üzerine ilk vakada uygulanan yöntem kullanıldı.

Diğer vakanın üç yıllık takibinde rekkürrens görülmedi.

Bütün vakalarda üretranm glanüler kısmı intakt bırakıl­

dı.

Tip II, toplam beş adet vakanın üçünde; üretranm proksimalinde corpus spongiosum mevcutken, distale yaklaştıkça bu yapınm kaybolduğu ve sadece mukozal bir üretra halini aldığı görüldü. 1980'li yıllarda başvuran bu üç hastaya da sadece kordi eksizyonu yapılarak ven­

tral yüz primer kapatıldı. Ancak her üçünde de rekür- rens görüldüğü için vakalar reopere edilerek konjenital

R E SİM 1. Doğmalıkpenis kıvrıklığının ereksiyon halindeki görünümü.

Türk Plast Cer Derg (1993) Cilfcl, Sayı:2

olarak defektif bulunan üretra kısmı eksize edildi ve tüp greft ile rekonstrüksiyon yapıldı. Edindiğimiz bu deney­

imden sonra diğer Tİp II vakalarda sadece kordi eksiz­

yonu ile yeünilmeyerek, defektif üretra eksizyonu da yapıldı ve üretral tüp (greft veya flep) rekonstrüksiyonu uygulandı.

Toplam üç adet Tip III vakada, üretra bütünlüğü ko­

runarak sadece kordi eksizyonu yapıldı, penis ventrali Byars Hepleri ile kapatıldı.

Tip V, bir adet kısa üretra vakamızda; Üretra, deri ve corpus cavemosumlardan disseke edildikten sonra orta seviyeden kesildi. Ereksiyon testi yapılarak ölçülen üretral defekt, kasıktan alınan full thickness deri grefti ile tüp şeklinde rekonstrükte edildi. Penis ventrali Byars Hepleri ile kapatıldı (Resim 3).

TARTIŞMA

Doğmalık penis kıvrıklığı, periüretral dokuların em- briyogenezinin değişik evrelerde durmasına bağlı olarak ortaya çıkan, meanın normal anatomik yerinde bulun­

duğu fakat penis şaftının öne eğik olduğu ve ereksiyon- da tam düzleşmenin sağlanamadığı bir klinik tablodur.

Bazı otörlerce bu durumun spontan olarak düzelebildiği kabul edilmektedir5. Kliniğimize 1983-1992 yılları ara­

sında 443 adet hipospadıas ve 13 adet hipospadiassız kordi vakası başvurmuştur10. 13 adet hipospadiassız kordi vtıkasınm toplam hipospadias vakamıza oranı % 2.85 olarak bulunmuş ve literatürde verilen oranlarla karşılaştırıldığında elde edilen oranın daha düşük ol­

duğu saptanmıştır2-6.

Penis ve üretranm embriyolojik gelişim evrelerine dayanarak Horton ve Devine tarafından sınıflandırmada bu anomali beş tip o kinik değerlendirilmektedir7. Ancak Cendron ve Meliıı, bu tip vakaları, kurvatürle birlikte normal corpus spongiosmnun bulunduğu üretra ve hipo- plastik üretra olarak ayırmışlardır3. Sınıflandırmadaki bu farklı düşünceler anomalinin cerrahi tedavi prensip-

R E SİM 2. Tip I CWH, Kağıt gâ-\ üretra.

(4)

DOĞMALIK PENtS KIVRIKLIĞI

R E S İM 3a. Doğmahk kısa iiretra, preop. görüntüsü. 3h. Disseke edilen iiretranın orta seviyeden kesilerek kıvrıklığın düzeltil­

mesi. 3c. Ereksiyon testi ile İiretral defettin büyüklüğün ün tespit edilmesi. 3d. Üret rai def eklin sol inguinalden alman deri i grefü ile otlarımı. 3e. Ventral yüzü kapatmak için kaldırılan Byars Flepleri.

I ) t E k h z S1 P h

§i 1

n fi

(5)

Türk Plast Cer Derg (1993) Cilt:l, Sayı:2 lerini de etkilemektedir.

Doğmalık penis kıvrıldığı tedavisi diğer tipteki hi- pospadias anomalilerinin tedavisinde olduğu gibi farklı otörlerce değişik şekillerde uygulanmaktadır.

Tip I kurvatür, kavram farklılığmın yaşandığı ve tedavide değişik yaklaşımların uygulandığı bir grup ol­

muştur. Hoıton, Devine, Hurwitz gibi otörler mümkün oldukça çok ince de olsa üretranın korunmasını ve sa­

dece kordi dokusunu eksizyonunu Önermektedirler1*4*7.

PenE ventralinden yapılan paraüretral longitidunal bir insizyonla kordinin rahatlıkla temizlenebildiğim, dissek- sıyonun çok dikkatli yapılması gerektiğini, eğer üretia- da bir delinme olursa bunun da primer onarılabileceğini belirtmektedirler1’2*4. Cendron ve Melin ise Tip I kur- vatürde üretranın hipoplastik olduğunu ve bu kısmın mutlak suretle eksize edilerek rekonstrükte edilmesi ge­

rektiğini ve bunun için Cecil tipi bir yaklaşım yaptıklar­

ını söylemektedirler3. Snyder, Belman gibi otörler ise hipoplastik üretra parçasını prepüsyal ada flebi ile re­

konstrükte etmektedirler4.

Kliniğimizde Tip I kurvatüre yaklaşımımız, Cen­

dron ve Melin gibi üretranın bu parçasının hipoplastik olduğu ve kesinlikle yeni bir üretral yapı ile rekonstrük­

te edilmesi gerektiği şeklindedir. Hunvİtz'İn de belirttiği gibi Tip I üretralannın çoğunun elastikiyeti yoktur ve deriye yapışıktırlar. Bizim de vakalarımızda gözlemle­

diğimiz bu özellikler, bize bu tip üretralann dış (üretral kateterizasyon, vb) ve iç (ürolithiasız) travmalara karşı dayanıksız olacağım ve esneklik göstermeyeceğini düşündürmektedir. Ayrıca gelişme çağmda öpere edile­

rek intakt bırakılan hipoplastik üretranın, penisin gelişi­

mine ayak uyduramayarak tekrar ventral bir eğikliğe neden olabileceğini savunmaktayız. Hudgson, hipoplas­

tik üretranın eksizyonunu, glanüler üretrayı da kürete ederek meaya kadar uzatmakta ve neoüretrayı buraya yerleştirmektedir4. Kliniğimizde ise glanüler üretrayı in­

takt bırakmaktayız.

Tip II üretra yapısına sahip doğmalık penis kıvrık­

lığı tedavisinde genelde bütün otörlerde aynı yaklaşık söz konusudur.

Sünnet insizyonu ile girilerek corpus spongiozumu mevcut üretra disseke edilip, kordi dokusu eksize edil­

dikten sonra eriksiyon testi yapılarak kurvatürün derece­

si değerlendirilir11. Eğer eğiklik minimal ise penis dor- salinde, corpus cavemosumdan Nesbit yöntemi olarak bilinen, bir veya birkaç adet küçük eliptik eksizyon ya­

pılarak primer kapatılır1*2’3’4’7. Veya ventralde corpus cavemosuma yapılan horizontal bir insizyonla oluşturu­

lan defekte dermiş veya tunica vaginalis grefti konur4-7.

Kurvatürün oldukça fazla olduğu durumlarda ise erek- siyon testi İle üretral defekt ölçülür ve bu kısım ya tüp greftle, ya da tüp Heplerle rekonstrükte edilir. Penis ventral derisinin kapatılması genellikle Z-plastİ şeklinde

olmaktadır1*7.

Kliniğimizde öpere ettiğimiz beş adet Tip II üretra yapısına sahip doğmalık penis kıvrıklığı vakasının üçünde kordinin başladığı noktadan itibaren distale git­

tikçe corpus spongiosumun tedrici olarak azaldığım gözlemledik. Yani proksimalde coıpus spongiosum sağ­

lam iken distale ilerledikçe üretra, mukoza şeklinde kal­

maktadır (Resim 4). Bu vakaların üç tanesinde literatür-

RESİM 4. Tip 111 CWH vakasında üretranın d is talinde ki taba­

kaların tedrici gelişimi eksikliği (okla işaretli).

de önerildiği şekilde sadece kordi eksizyonu yapıldı, an­

cak nüks kurvatür ortaya çıktığı için bu vakalar ve daha sonrakiler Tip I gibi tedavi edildi.

Tip III vakalarda mevcut kordinin eksizyonu ve üretimin deri ve penisten tamamen disseksiyonu ile kurvatürün tedavi edilebileceği belirtilmektedir1*4. Penis derisi Z-plasti ile kapatılmaktadır. Üç adet Tip III vaka­

mızda üretra disseksiyonu ve kordinin eksizyonu ile eğ­

riliğin düzeldiğini gördük, ancak ventral deride yetersiz­

lik ortaya çıkması nedeni ile Byars Heplerine başvuruldu.

Tip IV üretra vakalarında genel yaklaşım, dorsal ca- vemosumun Nesbit tarzı kesizyon veya plikasyon uygu­

lamasıdır2’12. Horton ve Devine, penisi kısa olan adult vakalarda ventralde, corpus cavemosuma greft uygula­

masını Önermektedirler7. Bennett ve Gittes (1980), püberte öncesi devrede Nesbit operasyonunu, gerek pe­

nis gelişimini engelleyebileceği, gerekse ilerde kur­

vatürün nüks edebileceğini öne sürerek tercih etmediği­

ni bildirmektedir2.

Tip V kısa üretra vakalarında yaklaşım; mevcut anatomik yapısı normal üretranın tüp greft veya He­

plerle rekonstriiksiyonu şeklindedir7. Bir adet vakamız­

da tüp greft+ Byars Hepleri kullanıldı.

SONUÇ

Doğmalık penis kıvrıklığı tedavisi, temelde mevcut anatomik bozukluğun değerlendirilmesine bağlıdır.

(6)

Günümüdc hakim olan görüş, Hor [on ve Devine umûm­

dan peri-üretral tabakaların mevcudiyetine göre sımfkm- dırma yapmak ve cerrahide üretrayı koruma prensibidir.

Ancak kliniğimizde öpere edilen vakalarda gözlemle­

diğimiz şu olmuştur; koıdinin başladığı noktadan itibar­

en distale gittikçe anatomik tabakalar tedrici olmak azalmakta, yani proksimaide corpus spongiosum mev­

cut iken distale doğru ilerledikçe üretrmım ventral yüzünde sadece mukozal tabaka kalmaktadır (Resim 4).

Öpere ettiğimiz 12 vakalık serimizde prensibimiz, kordi dokusunun çok iyi temizlenmesi ile birlikte Tip I hipo- plastik üretramn korunmaya çalışılmadım eksize edil­

mesidir. Ayrıca kordinin başladığı noktanın distaliudeki üretrada, tedrici değişikliğin vakalarımızın % 5()'siııde gözlenmesine dayanarak, üıetral tabakalardaki eksikliğe göre yapılan sınıflandırmada bu noktanın da değerlendi­

rilmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz, tlrelra re- konstrüksiyonun serbest deri grefti ile yapılmasının büyüyen bireylerde üretral kısalmaya neden olmaya­

cağını düşünmekteyiz13. Doğmalık penis kıvrıklığı etiyolojİsinde, üretra embriyolojisindeki defekte ilave­

ten vakalarımızın büyük kısmında gözlemlediğimiz veıı- traldeki deri yetersizliğinin de tedavide göz önüne alın­

ması gerektiğine inanmaktayız.

KAYNAKLAR

t. Devine GT Jr, H urton CE; Chorde witbout hypospadias. L Urol. 110:264-271, 1973.

DOĞMALIK PENİS KIVRIKLIĞI

2 Kramer SA. Aydın G, Kel alış PP: Chordee w ithout hypo- spadias in children. J. Urol. 128:559-561, 1982.

3. Cendroıı .1, Meliıı Y: Congenital c ur v a tu re of the penise without hypospadias. Urol. Clîn. N. Amer. 8:389-395, 1981.

4. Hurwitz RS, O zersky D, Kaplan H: Chordee w ithout hy­

pospadias: Complications and m anagem ent of the hypo- plastic uıethra. J.Urol. 138:372-375, 1987.

5 Kaplan GW, Lamın DL: Em hryogenesis of chordee. J.

Urol. 114:769-772, 1975.

6. Culp OS: Strııggles and triumphs with hypospadias and associated aııomalies: Review o f 400 cases. J. Urol, 96:339-351, 1966.

7. Devine CJ Jr, H urton CE, ilhert DA, W inslow BH: Hypo­

spadias, In: Plastic .Suıgery in Infancy and Childhood, eds. ,IC M ustardee, IT Jackson (Churchül Eivingstone).

1 9 88.p p .493-509.

8. Rovvsell AR, Morgan BD: H ypospadias and the em hryo­

genesis of the penile uıehtra: Br. .1. Plas, Snrg. 40 (2):201 -6. 1987.

9. Kaplan GW, Brock WA: The etiology o f chordee. Urol.

Cliu.N. Amer. 8:383-387, 1981.

10. N.K. Baran, C. Çelebi, S, Çenetoğlu, K. Atabuy, O Lati- foğlu, C.t.Engin: Current surgİcal treatınent methods for hypospadias repair and its postoperative çare: Twenty- yeaı* experieııce.

"HYPOS 92" International meeting and vvorksbop for hypospadias surgery. İstanbul, Türkiye. June 16-18,

1992.

11. Gittes RF. M cLaughlin AP: Injection technique to iııduce penile ereetion. Urology, 4:473-474, 1974.

12. Neshit R: OperaLinıı for correction of distal penile cuı va- lure with ur vvithoul hypospadias. J.Urol. 97:720-722, 1967.

13. Baran N.K.. Çenetoğlu S., Atabay K., Çelebi C,: Gı*owing potenlial of skiıı gralls and scars in growing individuals:

A loug term foilow-up. In: Plastic Surgery 1992.Voi. II, U.T. Iliııderer, editör, pp. 95-97.

Referanslar

Benzer Belgeler

Distal vakalarda, kordi oluşumu minimal olduğu için, iki ay ile iki yaş arasında ameliyat edilen vakalarda, kısmen elastik olan bu dokudan yapılan üretra

Bu çalışmada, yeni belirteçlerden miRNA-9 ve miRNA-186’nın doku ve serum düzeyinde ölçümleri ile son yıllarda ortaya çıkıp potansiyel tümör belirteç özelliği olan serum

Orta format fotoğraf makinesinde eğer 4,5x6 cm.lik bir film kullanıyorsak bunun için normal odak uzunluklu objektifi ise 75 mm.dir.. Geniş

 Stoplazmik zar fosfolipid ve protein moleküllerinden ibarettir. Tüm hücre lipidlerinin %70-90’nı sitoplazmik zarda yer alır...  Hücre duvarına sahip olmayan

Primer iç yapı monokotillerde ve dikotillerde (iki çim yapraklılarda ve açık tohumlularda) farklılık gösterir: dikotil bitkilerde primer gövde iç yapısı dıştan

(a) Subklavyen arterin distalinden başlayıp iliyak arterle- re kadar uzanan ve torasik ve abdominal seviyelerdeki aortta bir- çok yeniden girişleri olan tip B aort

Ýleri derecede yaygýn koroner arter lezyonlarý olan ve lezyonlarýn damar boyunca yaygýnlýk gösterdiði hastalarda koroner artere safen ven ile “patchplasty” ve bu yamaya

Kemiklerde morfolojik olarak SNDP/C’in varlığı araştırıldı; morfometrik olarak symphisis pubis uzunluğu, symphisis pubis genişliği, SNDP/C’in inferior ramus