• Sonuç bulunamadı

VAKA: KİENBÖCK HASTALIĞIA KIENBOCK’S DISEASE CASE IN THE PRESENCE OF INTERFERENCE FIELDÖzet

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "VAKA: KİENBÖCK HASTALIĞIA KIENBOCK’S DISEASE CASE IN THE PRESENCE OF INTERFERENCE FIELDÖzet"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

www.barnat.com.tr Cilt 9, Sayı 2 : 2015 Bilimsel Tamamlayıcı Tıp, Regülasyon ve Nöralterapi Dergisi | 29

Olgu

39 yaşında kadın hasta

Şikayeti

Sağ el bileğinde ağrı

Kienböck Hastalığı

El bileği eklemini oluşturan 8 kemiğin en önemlilerinden biri ‘Lunatum’ adı verilen yarım ay şeklindeki kemiktir. Ek- lem hareketleri büyük oranda Lunatum ve Skafoid adlı iki küçük el bileği kemiği arasında meydana gelir. (Şekil 1)

Kienböck hastalığı (Lunatomalazi), Lunatumun ilerleyici osteonekrozudur.15-40 yaş arası görülür, erkeklerde daha sık rastlanır. Hastalığın evresine göre özellikle dorsifl eksiyonda hareket kısıtlılığı, şiddetli ağrı ve kavrama gücünde önemli kayıplar ortaya çıkar Tanı radyografi ve MRI ile konur. (şe- kil 2) İlk olarak Peste tarafından 1843 yılında kadavralarda tanımlanmıştır. Ancak 1910 yılında radyolojik özelliklerini ilk kez tanımlayan Avusturyalı radyolog Robert Kienböck’ün adıyla kabul görmüştür.

Yüz yıl önce tanımlanmış olmasına rağmen hastalığın nedeninin kesin olarak ortaya konamamış olması ve bilinen cerrahi tedavi yöntemlerinin yetersiz kalması hem hasta hem de hekim açısından yüz güldürücü sonuçlara ulaşılamaması- na neden olmaktadır.

VAKA: KİENBÖCK HASTALIĞI

A KIENBOCK’S DISEASE CASE IN THE PRESENCE OF INTERFERENCE FIELD

Özet

Nöralterapide bozucu alanların varlığı tedaviye dirençli hastaların kliniğinde önemli bir yer tutar. Bu çalışmada Kienböck hastalığı tanısı almış sağ el bileği ağrısı olan hastanın bulguları ve tedavi süreçleri paylaşılmıştır. Alınan öykü ve tedavi süreçlerindeki gözlemler hastalığın bozucu alan varlığında geliştiğini belirlemiştir. Modern tıpta tedavisinin oldukça güç olduğu bilinen Kienböck hastalığı top- lam altı seans nöralterapi ile başarılı bir şekilde tedavi edilmiştir. MRI bulguları da iyileşmeyi desteklemiştir.

Anahtar sözcükler: Kienböck hastalığı, Nöralterapi, Lokal Anestezik, Bozucu Alan.

Abstract

The interference fields in treatment resistant patients are significant in practice of neuraltherapy. In this case the patient who was suffering from right wrist pain diagnosed Kienbock’s disease was provided treatment process. Medical history and evaluation shows that the presence of interference field which causing the disease. As known in western medicine Kienbock’s disease is quite difficult to treat and have been successfully treated with in total of six neuraltherapy sessions. MRI findings were also supported the recovery.

Key words: Kienböck Disease, NeuralTherapy, Local Anesthetics, Interfererence Field.

Yüksel KÜÇÜKÇELEBİ, MD1,*

1Özel Muayenehane / Private Practice; Ankara - Turkey

* Yazışma Adresi (Adress for Correspondance):

Yüksel Küçükçelebi, MD

Kennedy Cad 24/7 Kavaklıdere/Ankara/Türkiye Tel: 00 90 312 426 82 86

aurabio@gmail.com

OLGU / CASE REPORT

Şekil 1 | Lunatum kemiğinin radyolojik görünümü.

(2)

Vaka: Kienböck Hastalığı

30 | Journal of Complementary Medicine, Regulation and Neural Therapy Volume 9, Number 2 : 2015 www.barnat.com.tr mikte gelişen spesifi k avasküler nekrozun temel nedeninin Adler-Langers bulgusuyla da desteklenen 46 numaralı dişte bozucu alan yaratan amalgam dolgu olabileceği ilk olarak akla gelmektedir. Obezite zemininde gelişen ve Kipler bulgu- larının da düşündürdüğü Karaciğer-pankreas-sürrenal dis- fonksiyon ve buna bağlı oluşan hormonal disfonksiyon ikincil vuruş yaparak Kienböck tablosunu ortaya çıkarmış olabilir.

Ayrıca geçirilmiş hepatit B enfeksiyonunun karaciğerde bo- zucu alan oluşturma ihtimalini de atlamamak gerekir.

Tedavi

1. El bileği dorsal tarafta lunat kemik lokalizasyonuna uyan bölgede palpasyon ve perküsyonla hassas bulunan bölge- lere lokal enjeksiyonlar ve çevresine quadel ve üst extre- mite sempatik regülasyon için T2-T8 bilateral segment- lere quadel ve genişletilmiş segmental regülasyon için sağ stellat enj.,

2. Hormonal disfonksiyon için hormon aks enj. ve segment- lerine bilateral quadel enj.,

3. Bozucu alan olarak düşünülen 37 ve 46. Dişlere enj. plan- landı. Hastadan panoramik diş röntgeni istendi. Konsül- tasyonla değerlendirilen panoramik diş grafi sinde anlamlı bulguya rastlanmadı.

İlk üç seansın ardından yapılan değerlendirmede hasta şikâyetlerinde fark edilir bir düzelme olmadığını ayrıca son seanstan 5 gün sonra sağ ayak bileğinde ağrı başladı- ğını ve hareketle arttığını ifade etti. Yapılan muayenesin- de; sağ ayak naviküler kemik lokalizasyonlu tibialis anterior tendonu ve etrafında bastırmakla ortaya çıkan ağrı ve mini- mal ödem vardı. Bu durumun gelişen bir retrograd fenomen olabileceği düşünülerek ayakta bozucu alan oluşturabilecek palpasyonla hassas bulunan bölgelere quadel ve derin enj yapıldı. Akabinde hasta sağ el bileğinin fl eksiyonda ağrısının yok denecek kadar azaldığını ve bilek hareketlerinin rahatla- dığını ifade etti. (sekunden fenomen)

Hastaya ayak bileği ağrısının hikayesi sorulduğunda; ço- cuk yaşlarda düşmeye bağlı bir travma yaşadığını, sağ ayak bileğinin şiştiğini, kısa bir dönem atel kullandığını, daha son- raki yıllarda uzun süren yürüyüşlerde ayak ağrısının ortaya çıktığını ama yürüyüşünü engellemediğini belirtti.

Takip eden 3 seansın ardından hasta şikâyetlerinin yok denecek kadar azaldığını ve elini rahatlıkla kullanabildiğini ifade etti. Tedavisi sonlandırılıp takibe alınan hastadan 7 ay sonra istenen kontrol MRI sonucunda ilk MRI bulgularına kıyasla anlamlı iyileşme bulgusu rapor edilmiştir.

Sonuç ve Değerlendirme

Üç seansın sonunda hastada arzu edilen klinik düzelmenin olmaması ve oluşan retrograd fenomen de göz önünde bu- lundurularak hastanın tekrar anamnezi alınmıştır. Muayene sonucu sağ ayak bileği navukuler kemik ve tibialis anterior tendonunda tespit edilen ve hastalık tablosunu oluşturan bo-

Hikayesi

Yaklaşık bir yıl önce sağ el bileğinde başlayan ağrıları zaman- la sürekli hale geldiğinde yapılan muayene ve çekilen MRI bulgularıyla Kienböck hastalığı tanısı almış. Önerilen operas- yonu kabul etmeyen hasta şu an sağ elini hiç kullanamıyor.

Haftada 3-4 kez ağrı kesici ilaç alıyor. Ağrılarının ilk başla- ması esnası veya öncesinde bir travma öyküsü yok. Uykuları düzensiz, sabahları yorgun kalkıyor.

Öz geçmiş

8 sene önce hepatit B geçirmiş, 2009 yılında sık tekrarlayan baş ve boyun ağrıları nedeniyle yapılan kontrollerde esansiyel Hipertansiyon tanısıyla medikal tedavi başlanmış.15 yaşında apendektomi, 25 yaşında sezaryen operasyonu var.

Fizik Muayene ve İlk Değerlendirme

Adler-Langer muayenesinde bilateral C3 hassasiyeti, 37 ve 46 nolu dişlerde amalgam dolgular görüldü. Kibler muayenesin- de T10–T5 arasında takılma ve paravertebral hassasiyeti var- dı. Ayrıca serviko-torakal geçişte adipoz dokuda kalınlaşma ve palpasyonla oluşan kızarıklıklar görüldü. Sağ el bileği tüm yönlerde ve özellikle dorsal fl eksiyonda ağrılı idi. (Şekil 3)

Klasik tıpta etiyolojisi tam olarak bilinmeyen Kienböck hastalığı bütünleyici tıp yaklaşımıyla değerlendirildiğinde ilk akla gelmesi gereken neden bozucu alan varlığı olmalıdır.

Bahsedilen vaka değerlendirildiğinde sağ el bileği lunat ke-

Şekil 2 | Lunatomalazinin radyografide görüntülenmesi.

Şekil 2 | Muayenede hassas nokta.

(3)

Vaka: Kienböck Hastalığı

www.barnat.com.tr Cilt 9, Sayı 2 : 2015 Bilimsel Tamamlayıcı Tıp, Regülasyon ve Nöralterapi Dergisi | 31 Kaynaklar

1. Nazlıkul, H: Nöralterapi ders kitabı, Nobel Kitabevi, İstanbul, 2010.

2. Nazlıkul,H.: Nöralterapi ve Tamamlayıcı Tıp Yaklaşımıyla Bozucu alan veya Bozucu Odak olarak diş, BARNAT Dergisi 2012, yıl 6, sayı 15.

3. Dosch Peter, Dosch Mathius Manual of Neuraltherapy according to Hu- neke 2007.

4. Du on Mark, Du on’s Orthopaedic Examina on Evalua on and Inter- ven on, Third Edi on 2012.

5. April Chloe Terrazas, Anatomy & Physiology Part 1: Bones, Muscles, and the Stuff That Connects Bones and Muscles 2014.

zucu alanın tedaviye alınmasından sonra hastada dramatik iyileşme görülmüştür. (SEKUNDEN FENOMEN) Bu olguda toplam altı seans uygulama yapılmış ve sonucunda hastalık semptomları kaybolmuş ve bu durum kontrol MRI bulgula- rıyla da desteklenmiştir.

Tedaviye dirençli durumlarda her zaman bozucu alanla- rın varlığı akla getirilmeli, hastadan oldukça ayrıntılı anam- nez alınmalı ve tedavi süresince oluşan nöralterapi fenomen- lerinin her zaman kıymetli bir veri olduğu unutulmamalıdır.

Modern tıpta tedavisinin oldukça zor olduğu bilinen Kien- böck hastalığı bütünsel değerlendirme ve nöralterapi ile ba- şarıyla tedavi edilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

fiekil 2’de de görüldü¤ü gibi, siyahla betimle- nen bulan›k bir U kümesinin s›n›rlar›, klasik küme- lerde oldu¤u gibi, kesin çizgilerle belirlenemez.. Çünkü

Gene transfer of inducible nitric oxide synthase complementary DNA regresses the fibrotic plaque in an animal model of Peyronie’s disease.. Herati AS,

Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-mail: editor@rumelide.com.

Otozomal resesif olarak kalıtılan hastalık, ül- kemiz gibi akraba evliliğinin sık olduğu bölgelerde daha yay- gın olarak görülmektedir.. Lafora hastalığında görsel nöbetler

Recurring subareolar abscess (Zuska’s disease) is a rare bacterial infection of the breast that is characterized by a triad of draining cutaneous fistula from the subareolar tissue;

Ülkemizden yapılan çalışmalarda yüksek ateşle başvuran ve tatarcık humması saptanan erişkin vakalar bildirilmekle birlikte bizim vaka- mıza kadar daha önce Türkiye’de

Anam- nezde ve muayenede bozucu alanların varlığı tespit edilmiştir, bunları elimine etmek için Nöralterapi ile beraber Akupunktur, Ozon, Bağırsak flora regülasyonu ve

her, Avusturya ekibinde Hopfer Bergmann ve benim 2010 Berlin Chaerite Tıp Fakültesinde yapmış olduğum doktora tezi tarafından yapılan araştırmalarla bir sistem