• Sonuç bulunamadı

ABD NİN ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ABD NİN ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ABD’NİN ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ

ABD Başkanı Barack Obama’nın görevi devralması sonrasında hazırlanarak, 27 Mayıs 2010 tarihinde yayımlanan Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi 52 sayfadan oluşmaktadır. Bir önceki Belge, George W. Bush zamanında 2006 yılında yayımlanmıştır. Belge’de yer alan ve önemli olduğu değerlendirilen hususlardan bazıları aşağıda sunulmuştur:

a. ABD’nin yeni Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nin önsözünde ABD Başkanı Obama;

yaklaşık 10 yıldır şiddet ve nefret ağına karşı bir savaş içinde olduklarını, tehditlerle karşı karşıya kaldıkça, ABD’nin güvenliğini sağlayan ve küresel güvenliği destekleyen askeri üstünlüklerini sürdüreceklerini, ABD’nin önündeki savaşlarla mücadele ederken, bunun ötesindeki ufku da görmesi gerektiğini, sınamaların üstesinden gelmek ve daha güçlü ve güvenli bir dünyaya ulaşmak için ABD’nin, ulusal yenilenmeye ve küresel liderliğe ilişkin bir strateji izlemesi gerektiği üzerinde durmuştur. ABD Başkanı Obama’ya göre bu strateji, ABD’nin gücünün ve nüfuzunun temellerini yeniden inşa etmeli ve bu da ülke içinde atılan adımlarla başlamalıdır.

ABD ordusunun ABD’nin güvenliği için bir köşe taşı olduğunu ancak, güvenliğin diğer unsurlarla da tamamlanması gerektiğini belirten Başkan Obama, genç bir yüzyılın yükünün ABD’nin omuzlarına bırakılamayacağını, eski ittifakları güçlendirerek, yeni sınamalarla mücadele için modernleştireceklerini, uluslararası standartları ve kurumları güçlendireceklerini, yeni ve daha derin ortaklıklar tesis edeceklerini kaydetmiştir.

Amerikalılar ve diğer halklar arasında daha derin bağlar oluşturulması gerektiğini dile getiren ABD Başkanı Obama, ABD’nin uzun dönemli güvenliğinin diğer halklar arasında korku aşılamakla değil, onların umutlarına seslenme kapasitesiyle sağlanacağını vurgulamıştır.

b. ABD’nin Ulusal Güvenlik Stratejisi’nin kısaca özetlendiği Ulusal Güvenlik Stratejisine Genel Bakış başlıklı bölümde üzerinde durulan önemli hususlardan bazıları şu şekildedir:

ABD, gücünün ve etkisinin kaynaklarını geliştirmeli ve 20’nci Yüzyıl’ın rotasının belirlenmesine yardımcı olduğu gibi, 21’inci Yüzyıl’ın sınamalarının üstesinden gelebilecek bir uluslararası ortam şekillendirmelidir.

ABD’nin güvenlik stratejisi Amerikan liderliğinin canlandırılmasına odaklanmaktadır. Bu bağlamda, ABD’nin yaklaşımı, Amerikan liderliği için daha güçlü bir zemin oluşturmaya yönelik taahhütle başlamaktadır.

ABD sınırları içinde meydana gelen olaylar, ABD’nin gücünü ve etkisini onların ötesinde belirleyecektir. ABD’nin refahı, küresel refahla ayrılmaz bir şekilde bağlıdır. ABD’nin güvenliği okyanusun diğer tarafındaki gelişmelerle doğrudan sınanmaktadır.

(2)

2/8

ABD’nin çabalarının merkezinde, Amerikan gücünün kaynağı olan ekonominin canlandırılmasına yönelik taahhüt bulunmaktadır.

Uluslararası kuruluşların güçleri ve eksiklikleri konusunda daha öngörülü olunması gerekmektedir.

ABD’nin, uluslararası sistemin eksikliklerini ve ortaya çıkan yeni sınamaları bu sistemi terk etmek için bir bahane olarak kullanması, hem ABD ulusal güvenliği hem de küresel güvenlik açısından yıkıcı olacaktır. Bunun yerine ABD, uluslararası kuruluşları güçlendirecek ve ortak çıkarlara[1] hizmet edecek kolektif eylemi canlandıracak olan Amerikan angajmanına odaklanmalıdır.

Kolektif eylem için başlangıç noktası ABD’nin diğer ülkelerle angajmanı olacaktır. Bu angajmanın köşe taşı da, ABD ile yakın dostları ve müttefikleri arasındaki ilişki olacaktır.

Hasım milletlerle, niyetlerini test etmek, hükümetlerine yönlerini değiştirme konusunda fırsat vermek, halklarına ulaşmak ve uluslararası koalisyonları harekete geçirmek üzere angajmanlar sürdürülecektir.

Bu angajman, hak ve sorumluluklara dayanan uluslararası düzene ABD’nin bağlılığını destekleyecektir.

Uluslararası kuruluşlar, ortaya çıkmakta olan güçlere yönelik daha fazla hak ve sorumlulukla, 21’nci Yüzyılı daha etkin temsil etmelidir ve küresel çıkarlara ilişkin konularda daha etkin sonuçlar yaratmak amacıyla modernleştirilmedirler.

Kuruluşların modernleştirilmesi, uluslararası normların güçlendirilmesi ve uluslararası hukukun uygulanması[2] sadece ABD’nin değil, aynı düşünceleri paylaşan diğer ülkelerin de görevidir. ABD bu göreve liderlik yapabilir.

ABD’nin çıkarlarının, diğerlerinin çıkarlarına bağlı olduğu inancı, diğer milletler ve halklarla olan angajmana rehberlik etmeyi sürdürecektir.

Ulusal güvenlik stratejisi, uzun dönemde liderliğin canlandırılmasına odaklanırken, öncelikler konusunda acil eylemleri de kolaylaştırmaktadır.

ABD Yönetimi’nin Amerikan halkının güvenliği ve emniyetinden daha büyük bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

[1] Şiddete dayalı aşırılıkla mücadele; nükleer silahların yayılmasının durdurulması ve nükleer materyallerin güvenliğinin sağlanması; dengeli ve sürdürülebilir ekonomik büyüme elde edilmesi ve iklim değişikliği, silahlı çatışma ve salgın hastalık tehditlerine yönelik işbirlikçi çözümler oluşturulması.

[2] Kurallara uyulmalıdır ve uymayanlar bunların sonuçlarına katlanmalıdır.

(3)

Amerikan halkına kitle imha silahlarından daha büyük bir tehdit yoktur. Bu nedenle ABD, yayılmanın önlenmesi ve nükleer güvenliğe ilişkin kapsamlı bir gündem izlemektedir.

ABD, dünyanın en tehlikeli silahlarını güven altına alırken, nefret ve şiddetin kapsamlı ağına karşı savaşmaktadır. ABD, El-Kaide ve yandaşlarını kapsamlı bir stratejiyle dağıtacak ve parçalayacaktır. Bu mücadelenin cephesi Afganistan ve Pakistan’dır.

ABD, Müslüman toplumlarla daha kapsamlı angajman, karşılıklı çıkar ve saygıya dayanan ortaklığı geliştirirken, kritik siyasi ve güvenlik sorunlarında ilerlemeyi teşvik edecektir.

ABD’nin liderliğinin dayandığı ekonomik güç yeniden tesis edilirken, küresel refah ve istikrara dayanan dengeli ve sürdürülebilir büyümenin ilerletilmesi için çalışılmaktadır. Bu durum, hem içerde hem de dışarıda başka bir krizi önlemeye yönelik adımları içermektedir.

Uluslararası ekonomik işbirliği açısından asıl forum olarak G-20’ye odaklanmaya başlanmıştır.

Güvenlik ve refahı artırma çabaları, bazı evrensel değerlerin desteklenmesiyle ilerletilmektedir. ABD, evrensel değerleri ülke içinde hayata geçirerek desteklemektedir. Bu değerleri güç yoluyla empoze etmeye çabalamayacaktır.

Barışı destekleyen uluslararası düzeni şekillendirmeye yönelik ABD çabaları, günümüz sorunlarına hitap edebilecek işbirliğini kolaylaştırmalıdır.

Başarılı olabilmek için, Amerikan gücünün bütün unsurları birleştirilmeli, dengelenmeli ve ulusal güvenlik kapasitesi 21’nci Yüzyıl’a göre güncelleştirilmelidir.

Ordunun asimetrik tehditlere yönelik kapasitesi artırılırken, konvansiyonel üstünlüğü sürdürülmelidir.

ABD’nin önceliklerinin desteklenmesi amacıyla diplomasisi ve kalkınma imkanları modernleştirilmelidir.

İstihbarat ve iç güvenlik çabaları, ulusal güvenlik politikalarıyla ve müttefik ve ortaklarla entegre edilmelidir.

ABD halkı, ABD’nin en büyük varlığıdır.

c. Stratejik Yaklaşım başlıklı bölümde dikkat çeken hususlar ise şunlardır:

Dünya fevkalade bir hızla değişmekte olduğundan ABD, çıkarlarını geliştirmek ve liderliğini sürdürmek için uyum sağlamalıdır.

(4)

4/8

ABD’nin çıkarları süreklilik arz etmektedir. Bu çıkarlar:

- ABD’nin, vatandaşlarının, müttefiklerinin ve ortaklarının güvenliği,

- Fırsat ve refahı artıran serbest bir uluslararası ekonomik sistemde, güçlü, yenilikçi ve büyüyen bir ABD ekonomisi,

- Evrensel değerlere yurtiçinde ve yurt dışında saygı duyulması,

- Güçlü işbirliği aracılığıyla, küresel sınamalarla mücadelede barışı, güvenliği ve fırsatları artıran bir uluslararası düzenin ABD liderliğiyle geliştirilmesidir.

ABD, ABD liderliğine imkan tanıyan güçleri elinde tutmaktadır[3].

Yeni sınamalara neden olan uluslararası sistemdeki akışkanlığa (fluidity), yeni uluslararası işbirlikleri oluşturmak açısından fırsat olarak bakılmalıdır.

Uzun dönemli öncelikler dengelenmeli, böylelikle, günümüzdeki savaşların ötesine geçilerek, dikkat ve kaynaklar daha fazla ülke ve sınama üzerine odaklanmalıdır.

ABD, halkın güvenliğini sağlayacak altyapıyı geliştirirken ve diğer milletlerle işbirliği halinde çalışırken, tehdit ve riskleri ele alacak kapasitenin geliştirilmesine devam edilecektir.

Angajman, sınırlarının ötesindeki ilişkilere ABD’nin aktif katılımıdır. Bu durum, sonuçları şekillendirme yeteneğinden yoksun bırakan izolasyonun karşıtıdır. ABD, hiçbir zaman izolasyon yoluyla başarılı olamamıştır. ABD, dünyaya kapsamlı ve sürdürülebilir bir temelde yeniden angaje olmalıdır. Angajman ABD’nin en yakın dost ve müttefikleri ile başlatılmalıdır. ABD’nin ulusal güvenliği bu canlı ittifaklara dayanmaktadır. Çin, Hindistan ve Rusya’nın dahil olduğu, 21’inci Yüzyıl’ın diğer nüfuz merkezleriyle karşılıklı saygı ve çıkar temelinde işbirliğinin derinleştirilmesine devam edilecektir. Yeni ve başarılı ortakların ortaya çıkışı desteklenecektir.

Yapıcı işbirlikleri spesifik bölgelerin güvenliği ve refahı açısından önemlidir.

Tek bir ülke, bütün ülkeleri sınayan konularda tek başına başarılı olamayacaktır.

Hasım ülkelere karşı ABD bir seçenek sunmaktadır. Uluslararası normlara uymak ve uluslararası topluma daha fazla entegre olmanın getirdiği politik ve ekonomik faydaları elde etmek ya da bu yolu reddederek, bu kararın sonuçlarına katlanmaktır.

ABD, angajman yoluyla farklılıkların giderilmesi için fırsatlar yaratabilir, uluslararası toplumun ABD’nin eylemlerine desteği güçlendirilebilir, kapalı rejimlerin niyetleri hakkında bilgi

[3] ABD toplumu, açıklığı, çeşitliliği, direnci ve angaje olmuş vatandaşlarıyla istisnadır. ABD, dünyanın en büyük ekonomisine ve en güçlü ordusuna, güçlü ittifaklarına, canlı kültürel çekiciliğine ve ekonomik ve sosyal kalkınmadaki tarihi liderliğe sahiptir.

(5)

edinilebilir, o ülkenin halklarına, izolasyondan dolayı kendi hükümetlerini suçlamaları gerektiği gösterilebilir.

Başarılı angajman Amerikan gücünün farklı unsurlarının etkili kullanımı ve entegrasyonuna bağlıdır. Sadece hükümetlerle değil, halklarla da angaje olmaya çalışılacaktır.

ABD’nin angajmanı, adil ve sürdürülebilir bir uluslararası düzeni desteklemektedir. Bu angajman, bütün ülkelerin hak ve sorumluluklarını kabul eden bir uluslararası düzenin oluşturulmasına çalışmaktadır. ABD kurallara dayanan bir uluslararası sistem istemektedir.

ABD, ittifakları ve askeri imkanları güçlendirirken, eğer ülkeler uluslararası düzeni sınar ya da zarar verirlerse, kendilerini izole edilmiş olarak bulmalıdırlar.

d. Çıkarlarımızın Geliştirilmesi başlıklı bölümde yer alan hususlardan dikkat çekenler aşağıya çıkarılmıştır:

ABD stratejik yaklaşımı, istediği dünyaya kavuşmak için dört ulusal çıkarın elde edilmesi yönünde uygulamalıdır. Bu dört çıkar ise;

- Güvenlik: ABD’nin, vatandaşlarının ve müttefikleri ile ortaklarının güvenliği.

- Refah: Fırsat ve refahı artıran açık bir uluslararası ekonomik sistemde, güçlü, yenilikçi ve büyüyen ABD ekonomisi.

- Değerler: Evrensel değerlere yurtiçinde ve yurt dışında saygı duymak.

- Uluslararası Düzen: Küresel sınamalarla mücadelede daha güçlü işbirliği aracılığıyla barış, güvenlik ve fırsatları artıran ABD liderliği tarafından uluslararası düzenin geliştirilmesi.

Bu çıkarların her biri birbiriyle bağlantılıdır. Bunlar, ulusal güvenlik kaygılarının tümünü kapsamamakla birlikte, ABD’nin liderliğini önümüzdeki yıllarda canlandıracak olan özel önceliğe sahip ve ülkenin güvenliği için kritik olan alanları temsil etmektedir.

Güvenlik:

Son 20 yılda ABD’nin güvenliğine yönelik tehditler değişmiştir.

ABD’nin, Amerikan halkını korumaktan daha büyük bir sorumluluğu yoktur. Ayrıca, uluslararası güvenliği geliştirmeye yönelik sorumluluğu da bulunmaktadır.

ABD, uzak bölgelerde büyük boyutlu askeri operasyonları gerçekleştirip sürdürebilecek tek ülkedir.

ABD ülke içinde, tehditler ve tehlikelerle[4] mücadele edebilecek bir strateji izlemektedir.

(6)

6/8

ABD, El-Kaide ve yandaşlarına karşı küresel bir kampanya sürdürmektedir. Bu bağlamda ABD, El - Kaide ve yandaşlarına karşı, ülkeyi koruyan, dünyanın en tehlikeli silahlarını ve materyallerini emniyet altına alan, El-Kaide’yi güvenli sığınaktan mahrum bırakan ve Müslüman toplumlarla olumlu ortaklıklar kuran bir strateji izlemektedir. Başarı, aynı düşüncede olan ülkelerin ve çok uluslu kuruluşların çabalarının yanı sıra ABD gücünün bütün unsurlarının uygulanmasını gerektirmektedir.

ABD, terörizmin kullanılmasını gayri meşru sayacak ve bunu kullananları izole edecektir. Bu bir taktiğe - terörizme ya da dine – İslam’a yönelik küresel bir savaş değildir. ABD, ABD’ye, ortaklarına ve müttefiklerine karşı saldırı çabalarını destekleyen El-Kaide ve onun terörist yandaşlarını içeren spesifik bir ağla savaş içindedir.

Bazen güç kullanımı gerektiğinde, ABD, savaştan önce diğer bütün seçenekleri tüketecektir.

Eyleme geçme ve geçmemenin maliyet ve riskleri dikkatlice tartılacaktır. Güç kullanımı gerektiğinde, ABD bunu, değerlerini yansıtacak ve meşruiyeti güçlendirecek bir biçimde yapmaya devam edecek ayrıca, NATO ve BMGK gibi kuruluşlarla çalışarak kapsamlı bir uluslararası destek arayacaktır. ABD ulusunu ve çıkarlarını savunma amacıyla gerektiğinde tek taraflı olarak hareket etme hakkını muhafaza etmelidir.

Amerikan halkı, nükleer silahla yapılacak terörist saldırıdan daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya değildir ve uluslararası barış ve güvenlik yayılmayla tehdit edilmektedir.

Nükleer silahların yayılmasını tersine çevirmek ABD’nin başlıca önceliğidir. Başarı oybirliği ve birlikte gerçekleştirilecek eylemlere bağlıdır.

ABD’nin Ortadoğu’da önemli çıkarları bulunmaktadır. Bunlar: birçok konuda ABD’nin yakın dostu olan İsrail’le kapsamlı işbirliği ve İsrail’in güvenliğine yönelik sarsılmaz taahhüt;

Filistin halkının devlet olmaya yönelik meşru amacının elde edilmesi; Irak’ın bütünlüğü ve güvenliği, demokrasisinin güçlendirilmesi ve bölgeye entegre edilmesi; İran’ın nükleer silah elde etme amacına, terörizme destek vermesine ve komşularına tehdit oluşturmasına ilişkin politikalarının değiştirilmesi; yayılmanın önlenmesi; terörizmle mücadelede işbirliği, enerjiye ulaşım ve bölgenin küresel pazarlara entegre edilmesidir.

Irak’taki savaş, ABD’ye, uluslararası topluma, Irak halkına ve bölgeye önemli bir sınama teşkil etmektedir. ABD’nin kendisinin ve bölgenin güvenliği açısından Irak’a sorumluluğu devrederek, savaşı başarılı bir şekilde sonlandırma sorumluluğu bulunmaktadır. ABD’nin amacı, egemen, istikrarlı ve kendine güvenen bir Irak’tır. ABD, Irak’ın topraklarında ya da kaynaklarında hak iddia etmeyecek ve Irak’ın seçilmiş hükümetine taahhütlerini sürdürecektir.

(7)

ABD, İran’ın uluslararası sorumluluklarını yerine getireceği, uluslararası toplumda yerini alacağı ve halkının hak ettiği siyasi ve ekonomik fırsatlardan faydalandığı bir gelecek istemektedir.

Eğer İran hükümeti uluslararası sorumlulukları yerine getirmezse, daha büyük izolasyonla karşılaşacaktır.

Refah:

Yurt içinde ve küresel ekonomide dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme ABD ekonomisine ivme kazandırmakta ve refahı desteklemektedir. İstikrarlı bir şekilde büyüyen küresel ekonomi, ABD’nin mal ve hizmetleri için genişleyen pazar anlamına gelmektedir. Amerikalıların refahını artırmak amacıyla entegre küresel ekonomiyi ilerletmek için uluslararası topluma liderlik etmeye ihtiyaç duyulacaktır.

ABD, G-20’yi uluslararası ekonomik işbirliği açısından asıl forum olarak desteklemektedir.

Uluslararası Düzen:

Ortak sınamalarla mücadeleye yönelik kolektif eylemi güçlendirecek adil ve sürdürülebilir bir uluslararası düzen, ABD’nin çıkarınadır. Böyle bir uluslararası düzen, güvenlik, refah ve evrensel değerlerin geliştirilmesine ilişkin çabaları destekleyecektir. Bu düzen aynı zamanda kendi başına bir amaçtır. Böyle bir düzen olmadan, istikrarsızlığın ve düzensizliğin güçleri, küresel güvenliğe zarar verecektir. Uluslararası işbirliğini ilerleten etkin mekanizmalar olmadan, sınır tanımayan sınamalar devam edecek ve yayılacaktır.

Ortak çıkarlar bağlamında, ulusal eylemlerin ve uluslararası kuruluşların yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Ortak çıkarlar, yeni işbirliği alanları yaratan ikili, çok taraflı ve küresel stratejilerle desteklenmelidir.

ABD’nin müttefikleriyle ilişkileri sürekli bir şekilde geliştirilmelidir. Bu ilişkiler, sadece ABD’nin çıkarları ve ulusal güvenlik hedefleri açısından vazgeçilmez değildir, aynı zamanda kolektif güvenlik için de esas teşkil etmektedir.

ABD, müttefiklerini eski ve yeni tehditlere karşı savunma kapasitesini sürdürecektir.

ABD, müttefikleri ve ortakları spesifik konularda bazen anlaşmazlık yaşasalar da, karşılıklı saygı temelinde hareket edecekler ve bütün sorumlu uluslararası aktörlerin faydalandığı uluslararası düzeni güçlendirmeye devam edeceklerdir.

ABD’nin Avrupalı müttefikleriyle olan ilişkisi, ABD’nin dünyayla angajmanında köşe taşıdır.

(8)

8/8

NATO, günümüzde en önde gelen güvenlik ittifakıdır. NATO’nun yeni stratejik konsepti İttifak’ı canlandırmak ve reforme etmek için fırsat yaratacaktır.

ABD, Balkanlarda istikrar ve demokrasiyi geliştirmeye ve Kafkaslarda ve Kıbrıs’ta anlaşmazlıkları çözmeye kendini adamaya devam edecektir. İçinde bulunduğu bölgedeki istikrar başta olmak üzere, Türkiye’yle birçok ortak amaç konusunda angaje olmaya devam edilecektir.

Japonya, Güney Kore, Avustralya, Filipinler ve Tayland gibi ABD’nin müttefikleri, Asya’da güvenliğin temelini ve Asya-Pasifik bölgesinde refahı oluşturmaktadır. 21’nci Yüzyıl’daki stratejik eğilimleri ve bölgenin dinamizmini yansıtmak için ABD, bu ittifakları güncelleştirmeye ve derinleştirmeye devam edecektir.

Kanada ve Meksika ile yürütülen stratejik ortaklık ve benzersiz ilişki ABD’nin ulusal güvenliği için kritiktir ve ülkenin güvenliği üzerinde doğrudan etkisi bulunmaktadır.

Çin, Hindistan ve Rusya gibi ülkelerle olan ilişkiler, karşılıklı çıkar alanlarında daha geniş kapsamlı işbirliği oluşturmak için önem arz edecektir[5].

[5] ABD, Çin’le yapıcı, olumlu ve kapsamlı ilişki istemeye devam edecektir. Sorumlu bir liderlik rolü üstlenen Çin’i ABD memnuniyetle karşılayacaktır. Çin’in askeri modernizasyon programı izlenecek ve ABD’nin ve müttefiklerinin çıkarlarının olumsuz etkilenmemesini sağlayacak şekilde hazırlanılacaktır. Çin barışa, güvenliğe ve refaha katkı sağlayacak seçimler yapması konusunda cesaretlendirilecektir.

ABD ile Çin arasındaki pragmatik ve etkin ilişki 21’inci Yüzyıl’ın sınamalarıyla mücadelede önem arz etmektedir.

ABD, Rusya’yla karşılıklı çıkarlara dayanan istikrarlı, çok boyutlu ve sağlam bir ilişki tesis etmek istemektedir. Güçlü, barışçıl ve refah içinde olan ve uluslararası normlara saygı duyan Rusya, ABD’nin çıkarınadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

* Bilirkişi heyetimiz bu orman alanına turizm alanı, mesire alanı, golf alanı işlevlerinin verilmemesini, orman içinde turistik veya benzeri tesislerin yap ılmaması,

ABD tarafından ülkeye önerilen 'şartlı yardım' (Küba hükümetinin ABD'den bir grup uzmana adada hasar tespiti yapmas ı için izin vermesi) Küba tarafından sert bir

Dünyanın iklim pazarı haline gelmesi karşısında dipten gelenlerin sesini birikten festival “Su ve Yaşam Hakkı” konulu film yarışması sonucunda üretilen 24 ve toplamda

Karap ınar halkı için ekmek teknesi olan, büyük sürüleri besleyip, verimli tarım alanlarını barındıran topraklar nas ıl oldu da böylesine büyük bir çölleşme tehdidi

Derslerin bir ay önce başladığı Kalyoncu Üniversitesi de sırf Cumhurbaşkanının konuşma yapması için ekim ayında ‘akademik yıl açılış töreni’ düzenledi

Göç, yoksulluk ve kentleşmenin sonuçlarından biri olan sokakta çalış(tırıl)an çocuklar olgusu, Türkiye’de başta büyükşehirler olmak üzere birçok kentin

ABD,AB ve Türkiye başta olmak üzere bir çok devletin dış politikalarının şekillenmesinde ve uluslararsı güvenlik ittifaklarının oluşmasında yine Rusya’nın

Opportunity ile en son iletişim kurulan tarihte keşif aracından gelen son sinyaller keşif aracının sıcaklığının -29 santigrat derece ol- duğunu gösteriyordu.. Opportunity