• Sonuç bulunamadı

Arşiv Malzemesini Tahrib Eden Unsurlar, Bunlara Karşı Korunma Metodları ve Arşiv Malzemesinin Restorasyonu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Arşiv Malzemesini Tahrib Eden Unsurlar, Bunlara Karşı Korunma Metodları ve Arşiv Malzemesinin Restorasyonu"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARŞIV MALZEMESINI TAHRIB EDEN

UNSURLAR, BUNLARA KARŞı KORUNMA

METODLARı VE ARŞIV MALZEMESININ

RESTORASYONU

ismet B İ N A R K

N

amık el-huruf vakanüvis olduk­ tan sonra Topkapu Sarayında bulunan evrtk ve vesâik-i atîka-i resmî-yenin muayene ve tedkikine memur ol­ dum. Evrdk Kubbealtı nam mevkie mutta­ sıl mahzenlerde olub başka yerde evrâka desti'fes olunamadı... Vaktüki iki refik ile geçen haziranda gittik; otuz seneden beru açılmayan kapusını açdırub içen girdik, ağlanacak bir hal-i perişanf ve sefalet yüreklerimizi sızlatdı. Bodrumla­ ra ve şirvanlara varıncaya kadar sandık ve torba doluları evrttk üst üste yığıirtjış. otuz seneden beru sak fin hemen her ta­ rafı yağmurlarda aktığından sandıklar ve torbalar çürümüş. Evrâk darmadağın, ru­ tubetten tefessüh edüp duruyor, öyle bir taaffün ki içeride bir çarik duramadık... Kâğıt parçaları meyanında siyah külçeler görülüyordu. Dikkatle muayene etdıkde rutubetten biri birine yapışan kâğıtlar mürûr-ı zemtn ile birer kütle-i fahmıyye şeklini almış ve kara taş kesilmiş öldüğü­ nü vtkıf olduk. Bu külçeler öyle asâr-ı atîkedendir ki bilmem dünyanın başka tarafında emsaline tesadüf olunabilir mi?... Külçeler teseyyübümüzün ve biçâre evrâk hakkında reva gördüğümüz zulm ve gadrin birer şâhid-i adlidir..

Gelelim evrâkımızın hâline bunların bir kısmı parça parça olmuşdur. Sigara kâğıdı büyüklüğünde parçalar dahi var­ dır. Bir oda dolduran ve varâkpâreleri siyâk ve sibâk ibareyi bularak birbirine yapışdırub asıllarını ihya etmek belki mümkündür: fakat sabr-ı Eyyübe mâlik ve meraklı âdemler bulmalıdır. Bir kısmı da yarı yarıya çürümüş ve yazıları kıs­ men bozulmuş vesikalardır kı bunların tamiri kabildir. Bir üçüncü kısmı da kâ­

ğıdın nefâset ve metânetine mebni sağlam kalmış olan evrâk ve defâtirdir..."

*

Y u k a r ı d a k i satırlar.1853-1925 yıl­ ları a r a s ı n d a yaşamış. Telif Eserleri Tetkik Komisyonu üyeliği, V a k ' a n ü v i s ­ l i k , Tarih-i Osmanî Encümeni Reisliği gibi görevlerde bulunmuş olan tarihçi Abdurrahman Şeref(*) Bey'in, Tarih-ı

( • J 1853-1925 y ı l l a n arasında y a l a m ı ş olan

Abdurrahman Şeref, Osmanlı İmparatorluğu'nun son Vak'anüvisi'dir.

İlk Öğrenimini E y ü p Mahalle Mektebi'nde ta­ m a m l a m ı ş , bilâhare E y ü p Rüştiyesi'ne devam etmiş, 1873'de Mekteb-i Sultanî'yi (Galatasaray Lisesi) bitirmiştir. Önce Mahreçi Aklâm adh okulda tarih hocalığı y a p m ı ş , -daha sonra Mektebi Sultanî'de gra­ mer ve imlâ, Muallim Mektebi'nde de tarih o k u t m u ş ­ tur. M ü l k i y e Mektebi'ne müdür olunca, coğrafya, Os­ manlı tarihi, İslâm tarihi, istatistik ve ahlâk dersleri hocalığı yapmif, »onr» da Dârülfünun'a devlet\«r tarihi bocan olmuftur.

A b d u r r a h m a n Şerel Bey, daha sonra Defter-i Ha-k a n î Neaareti'ne, A y a n Meclisi üyeliğine ve Maarif N â z ı r l ı f ı ' n a getirilmiştir. İki defa Maarif N a ı ı r l ı ğ ı ' n d a b u l u n m u ş t u r . B u arada kendisine, Te'lıf Ererleri T e d -kik Komisyonu üyeliği, vak'anüvislik. Tarihi Osmanî E n c ü m e n i Reisliği, A y a n Heyeti İkinci Reisliği gibi g ö ­ revler de verilmiştir.

Birinci D ü n y a Harbi'nin sonunda İttihad ve T e ­ rakki H ü k ü m e t i iktidardan çekilince, yeni kurulan M ü ş i r İ t ı e t P a ş a Kabinesi'ne önce Posta ve Telgraf N â ı ı n , sonra da Devlet Şûrası Bafk&nı olmuştur Salih P a ş a Kabinesi'nde önce v e k â l e t e n , bilâhare de asaleten Maarif Natırlığı yapmıştır.Salih P a ş a istifa edince a ç ı k t a kalmış, K u v a y ı Millîye İstanbul'a gelince. A y a n Heyeti lağvedildiğinden, âyan üyeliği de d ü ş m ü ş t ü r .

(2)

M L

Osmant Encümeni Mecmuası' nda neşre­ dilmiş, Hazine-i Evrâk hakkında bilgi veren, en önemlisi, arşivlerimizin ne­ relerde ve ne şekilde muhafaza edilmiş ve nasıl ihmale uğramış olduğunu anla­ tan ve ibretle okunarak, üzerinde ö-nemle durulması gereken "Evrâk-ı atîka ve vesâik-i tarihiycmiz "adlı makale­ sinden (xx) alınmıştır.

Dün bu durumda olan arşivlerimi­ zin, bugünkü durumları da pek iç açıcı değildir. Arşivlerimizde bulunan Os­ manlı dönemine ait belgelerin tamamı­ na yakın bir bölümü hasta durumda veya hasta olmaya namzet bir haldedir. Osmanlı dönemi arşiv belgelerinde, bi­ yolojik unsurların tahribi neticesi, leke ve küflenme çok sıkça görülmektedir. Ayrıca rutubetden meydana gelen ufa­ lanma, yufkalaşma ve dökülmelere de rastlanmaktadır.

Böcekler ve kemiriciler tarafından yenmiş, kemirilmiş bu döneme ait çok sayıda belge, arşivlerimizi doldurmak­ tadır.

Bunların yanı sıra, arşivlerimizde, yırtılmış, kesilmiş, koparılmış ve bil­ gisizce restore edilmeğe çalışılmış çok sayıda arşiv belgesi de bulunmaktadır.

Cumhuriyet dönemine ait kâğıt bel­ geler ise, nisbeten daha i y i durumdadır.

Özel restorasyonu gerektiren arşiv dokümantasyonu ise, bâzı kuruluşlar dışında, bugüne kadar hiç bir restoras­ yon işlemine tâbi tutulmamışlardır.

En önemlisi, arşivlerimize, günümüz restorasyon teknikleri ve anlayışı gir­ mediği gibi bu sahada yetişmiş restora-tör de bulunmamaktadır.

Günümüzde, ileri arşivcilik metod ve tekniklerine sahip ülkelerin arşiv­ lerinde, çeşitli türdeki arşiv belgele­ rinin, tahrip unsurlarına karşı korun­ ması ve restorasyonu konusunda, çok değişik teknikler uygulanmakta ve bu tür malzemenin kaybı önlenmektedir.

Bu incelemede, önce arşiv malze­ mesini tahrip eden unsurlar ve bunlara karşı korunma ve mücadele metodlan nelerdir, bunlar üzerinde durulacak; daha sonra da arşiv malzemesinin res­

torasyonu ve kullanılan teknikler a-çıklanacaktır. İncelemenin sonunda, ko­ nu ile ilgili seçme k a y n a k l a r ı n g ö s t e r i l ­ diği kısa bir bibliyografyaya a y r ı c a yer verilmiştir.

Arşivcilik konusu ile i l g i l i olarak, 1972 ve 1977 yıllarında L o n d r a ' d a B r i ^ tish Museum (British L i b r a r y - İ r ^ g i ü j . MiUt Kütüphanesi)'da, ö z e l l i k l e Public Record Office (İngiliz Devlet A r ş i v i ) ' , de ve Helsinki'de V a l t i o n a r k i s t o ( F i n Milit Arşivi)'da y a p t ı ğ ı m ı z ç a l ı ş m a l a r .

Büyük Mill«t MeclUi'nin ikinci » « ç i m d « v r e » i n d e (1923), İft»abul Milletvekili o l m u » y « A n k a r a ' y a git^ miftir. B u arada K ı t ı l a y ' a b a ş k a n s e ç i l m i ş t i r .

MiUetvekilliti « r a j m d a h a e t a l a n d ı ğ m d a n İ s ­ tanbul'a dönmek »orunda k a l m ı ş ve 1925 y ı l ı n d a vefat etmiştir.

Abdurrahman Şeref B e y , bir devlet a d a m ı o l m a k ­ tan çok, kültür h a y a t ı m ı » d a , ö » e U i k l e t a r i h » a h a e ı n d a hi»met etmiş ve e»er v e r m i ş bir fikir a d a m ı d ı r .

Eierleri ; T&rih-i D ü v e l - i İgl&mive ( İ s l â m D e v l e t ­ leri Tarihi Ö»eti), İ»tanbul, 1885; T â r i h - i r > » y l ^ 0»m&niye ( 0 » m » n h Devleti T a r i h i ) , İ e t a n b u l , 189S-1896, 2.b». 1899-1902; F e ı l e k e - i T â r i h - i D e v U t , ; 0 » m t o i y e (0»manlı Devleti T a r i h i Ö e e t i ) , İ s t a n b u l , 1899; !^|ifh4et-ül-Kı«a» (Kı«»aların Ö ı ü ) , İ s t a n b u l , 1899-1900; T&rih-i A»r-ı H&tır ( Y a t a d ı g ı m ı t A«r.n Tarihi); ^ a r b - ı Hfainn M e n » e ' i ( Ş i m d i k i H a r b i n Ç ı k ı ­ şı), İ«tanbul, 1918; Sultan A b d ü l h a m i d - i S â n i ' y e D â i r (Ahmed Refık-Altınay ile beraber), İ s t a n b u l , 1918; Tltri>ı ^ u » a h a b e l e r i ( T a r i h Sohbetleri), U l a n b u l , 1929 (Tarih Mu»ahabeleri' adlı kitapda toplanan y a n l a r . Sabah ve Vakit g a ı e t e l e r i n d e y a y ı n l a n m ı ş t ı r . B u y a n ­ lar, 1815'lerden 1920' lere kadar u ı a n a n bir d ö n e m i içerisine almaktadır.'Tarih Musahabeleri', E ş r e f E ş -refoflu tarafmdan 'Tarih K o n u ş m a l a r ı ' b a ş l ı ğ ı a l t ı n d a yeniden baskıya hasırlanmış ve 1978'de K a v r a m Y a -ymlannın 11 numaralı kitabı olarak y a y ı n l a n m ı ş t ı r ) ; llmumt Coip-afva; Cotr&fıva-vı Umrfcnî ( B a y ı n d ı r l ı k Coğrafyası); İlm-i A h l i k ve İ s t a t i s t i k .

T.ütft Tarihi'nin » e k i ı i n c i cildini de h a t ı r l a m ı ş olan Abdurrahman Şeref Bey'in, T & r i h - i O s m a n î E n ­ cümeni ve Türk T a r i h E n c ü m e n i m e c m u a l a r ı n d a bir­ çok makalesi neşredilmiştir.

{ - n ) pvrâk-1 atîka ve ves&ik-i t a r i h i y e m i » . T O E M , I, l(Ni»»n 1326), 9-19. s«.

Makalenin transkripsiyonu y a p ı l m ı ş m e t n i için bkı.:

İsmet Binark: Arsivlerimitin d e ğ e r i ve »on V a k ' -«ı^iivis Abdurrahman Şeref B e y ' i n " E v r â k - ı a t î k a ve ves&ik-i tarihiyemi»" adlı va»ı»ı. T ü r k K ü t ü p h a n e c i l e r D e m e ğ i Bülteni, X X I X . 1(1980), 23-38. s».

(3)

A R Ş İ V M A L Z E M F S İ N t T ^ ı ^ p j p K H F N T T N 9 T T P T A P

J42

1986 yılında Public Recard Office vc Archives N a t i o n a l c s ( F r a n s ı z Millî Arşi­ vimde y a p t ı ğ ı m ı z incelemeler, bu ince­ leme ve çalışmalar neticesinde edindi­ ğimiz bilgiler ve konu ile i l g i l i kaynak taramalarımız, a r ş i v c i l i ğ i n çeşitli konu­ larının, t a r a f ı m ı z d a n derlenmesine ve telifine i m k â n sağlamıştır.

Burada söz kpnusu edilen inceleme de, bu çerçeve i ç e r i s i n d e d e ğ e r l e n d i -rilmiştir. ARStV M A L Z E M E S İ N t T A H R İ R f.-n F N M İ K R O O R G A N İ Z M A V E Rf>r F K L E R E K A R S I K O R U N M A M F -T O D L A R I

Arşiv malzemesini t a h r i p eden un­ surlar çok çeşitli olup, b u n l a r ı aşağıda belirtildiği şekilde g r u p l a n d ı r m a k m ü m k ü n d ü r :

Bivoloiik Unsurlar: a- Mikroorganizmalar:

-Mantarlar : Ascomycdtes, Adelom-ycfetes ve Bacidiomyc6tes,

-Bakteriler: Eubactiries, Mycobac-tferies ve g r u p l a r ı . b- Böcekler: -Thysanoures (kâğıt güvesi). -Dictyoptires (hamam b ö c e k l e r i ) , -Isoptferes (termitler), -Psocoptfcres (kitap b i t l e r i ) ,

-Col6opt6res (tahta k u r d u , teke böceği ve arşivler için çok z a r a r l ı olan ptinusfur'lar).

c- Kemiriciler:

Fare ve benzeri k e m i r i c i l e r i n arşiv malzemesini t a h r i b i , % 20 nispetinde-dir. F i z i k i Unsurlar : a- Işık. b- Sıcaklık ve k u r u hava, c- Rutubet ve nem. K i m v e v t Unsurlar: a- Hava kirlenmesi, b- Toz,

c- Asit ve benzeri z a r a r l ı maddeler.

Mekanik T a h r i p U n s u r l a r ı :

Bu çeşit tahripler, sağlıklı olmayan depolama, malzemenin bilgisizce dosya­ l a n m a s ı ve restorasyonu gibi sebepler­ den d o l a y ı ortaya çıkar.

Diğer Tahrip U n s u r l a r ı : a- Ç a l ı n m a ,

b- Y a n g ı n ,

c- Harp hali ve sabotaj,

ç- Su baskını ve diğer t a b i î âfetler. Burada, özellikle biyolojik tahrip u n s u r l a r ı ü z e r i n d e d u r u l a c a k t ı r .

Arşiv malzemesini taprip eden bö­ cek ve mantarlara karşı korunma ve te­ sirli m ü c a d e l e metodları ile, b u n l a r ı or­ tadan k a l d ı r m a k m ü m k ü n d ü r . Bu mü­ cadele ise, arşiv depo ve b i n a l a r ı n ı , b u n l a r ı n istilâsından korumak, istilaya u ğ r a m ı ş arşiv depo ve b i n a l a r ı ile arşiv malzemesinin dezenfeksiyonu gibi deği­ şik metodlarla yapılır.

Mikroorganizmalar : Mantarlar :

Arşiv depolarında,22°C den fazla sı­ caklık ve % 65'den fazla nem, mantar s p o r l a r ı n ı n filizlenmesine ve bakteri­ lerin ü r e m e s i n e sebep olur. Böyle bir durumda, mantar sporları arşiv malze­ mesi veya kitaplar ile temas ederek, beyazımsı renkte bir t ü y l e n m e yapar­ lar. M i ç e l i u m denilen bu tüylenme es­ n a s ı n d a , mantar sporları üremck ve ge­ lişmek için, temas ettikleri kâğıt, par­ şömen, deri ve zamkda b u l d u k l a r ı orga­ n i k bileşikleri tüketmeğe çalışırlar. Bu ise, d o k u l a r ı n ayrışmasına sebep olur ve mantar sporları, ifraz ettikleri sal­ gılarla renkli lekeler b ı r a k a r a k çoğalır­ lar.

Arşiv belgeleri ve diğer grafik bel­ geler için zararlı olan, 600'den fazla mantar cinsinin b u l u n d u ğ u tcsbit edil­ miştir.

Bakteriler :

Bakterilerin çoğalması da aynı şe­ kildedir. Bunlar havada üreyen bakteri­ ler olup, Eubactfcries ve Mycobact6rics g r u p l a r ı n a ayrılırlar. Bakterilere ar­ şivlerde, mantarlar kadar sık rastlan­ maz.

(4)

İ<^X^T BTNARK BSççkler :

Bunlar, arşiv malzemesini tahrip e-den unsurların başında gelirler. Pek çok çeşitleri vardır. Kâğıt güvesi, kitap b i t i , hamam böceği ve termitler en çok görülenlerdir. Bunların bir arşiv depo­ sunda bulunduğu, yaptıkları tahribat i -le anlaşılır. Meselâ bunlardan kâğıt gü­ vesi, kâğıt üzerinde delikler, dantelâ şeklinde oyuklar ve belge tomarları üzerinde yılankavt dehlizler açar. Ayrı­ ca, belgelerin dış kısmı ile kâğıt tomar­ ları ve defterlerin iç kısımlarında bı­ raktıkları yumurtalarla da, bunların mevcudiyeti anlaşılır. Hamam böcekleri ise gözle görülürler.

Bunlara Karşı Korunma ve Mücadele Metodları :

Mikroorganizmaların ve böceklerin istilâsı, ister yukarıda anlatıldığı şe­ kilde gözle görünür biçimde tesbit edil­ miş olsun veya sadece şüphe edilmiş ol­ sun, bu konuda başvurulacak en basit yol, bu tür arşiv malzemesini, diğerle­ rinden ayırmaktır.

Bunun yanı sıra, başvurulacak diğer korunma ve mücadele metodları şunlar olmalıdır:

t - Arşiv depolarında, mantar spor­ larının üremesine imkân vermeyecek bir çevre hazırlanmalıdır. Bunun için

15°-16°C civarında bir sıcaklık ve % 50 nem derecesi, devamlı hava akımı ve normal güneş ışınları sağlanmalıdır.

b- Depolarda, uçucu böceklerin ve mantar sporlarının girişini engelleyecek hava süzgeçleri kullanılmalıdır.

c- Depolardaki arşiv dokümantasyo­ nunun havalandırılması ve temizliği, belirli sürelerle yapılmalıdır.

ç- Depolardaki nem derecesi de­ vamlı kontrol altında tutulmalı, aşın rutubet ve nemin ortaya çıkmasına im­ kân sağlayacak kanalizasyon, çatı ve yağmur oluklarındaki kaçak ve akıntı­ lara zamanında gerekli müdahale yapıl­ malıdır.

d- Bir diğer metod da, gelen arşiv dokümantasyonunu, dezenfekte etme­ den kabul etmemektir. Arşiv doküman­ tasyonunun giriş yaptığı mahal, zaman zaman böcek ve mantar öldürücü

de-zenfeksiyon metodları ile temizlenmeli­ dir.

e- Bütün bu tahrip u n s u r l a r ı y l a ya­ pılacak mücadele, üç safhada m ü t a l â a edilmelidir. Bunların b i r i n c i s i ; a r ş i v depolarının korunması yolunda a l ı n a ­ cak tedbirler ve m ü c a d e l e m e t o d l a r ı , ikincisi; istilâya u ğ r a m ı ş a r ş i v bina­ larının dezenfekte edilmesi, ü ç ü n c ü s ü ; istilâya uğramış arşiv malzemesinin de­ zenfekte edilmesidir.

f- Binaların k o r u n m a s ı ile i l g i l i ola­ rak, özel inşaat malzemesi k u l l a n ı l m a s ı ­ nın yanı sıra, arşiv d e p o l a r ı n ı n inşa e-dilmiş olduğu araziye muntazam a r a l ı k ­ larla ve belirli sürelerde D D T p ü s k ü r ­ tülmesi, b i n a n ı n temel ve d u v a r l a r ı n ı n tecrit edilmesi, kanalizasyon, havalan­ dırma ve geçit yerlerinin gerekli ted­ birlerle kontrol altına a l ı n m a s ı d ü ­ şünülmelidir.

İstilâya uğramış arşiv d e p o l a r ı için başvurulacak m ü c a d e l e metodu ise, der­ hal bu mahallerin dezenfekte edilmesi­ dir. Bu dezenfekte m e t o d l a r ı ise t a h r i ­ batın özelliğine göre d e ğ i ş i k l i k g ö s t e r e ­ cektir.

Başvurulacak b i r diğer metod da, yukarıda belirtildiği g i b i , i s t i l â y a u ğ r a ­ mış malzemenin dezenfekte edilmesi­ dir..

Arşiv Malzemesinin Dezenfeksivon M e t o d l a r ı :

Dezenfeksiyon t e r i m i ( İ n g . d i s i n ­ fection: Fr. disinfection: A i m . Desin-fektion), arşiv d o k ü m a n l a r ı n ı t a h r i p e-den biyolojik u n s u r l a r ı n giderilmesi konusunda b a ş v u r u l a n metod ve tek­ nikleri ifade eder. Değişik dezenfekte metodları vardır. Dezenfekte t e k n i k l e r i seçilirken, dikkat edilecek hususlar, kullanılacak metodun tesirli o l m a s ı n ı n yanı sıra, arşiv malzemesi ve a r ş i v per­ soneli için zararsız o l m a s ı d ı r .

Arşiv d o k ü m a n t a s y o n u n u n dezen­ fekte edilmesi konusunda, t e c r ü b e edilmiş çok sayıda b a k ı m metodu var­ dır. Burada, bunlardan b i r k a ç ı n a k ı s a ­ ca temas edilecektir.

Mantar öldürücü (foniisid) dezen-fekşiyon :

(5)

me-A R Ş İ V M me-A L Z E M E S İ N İ Tme-A?^RİP F-HFN U N S U R L me-A R todları içerisinde en tesirlisi, oksit

etilenle otoklavda (etüv cihazı) y a p ı l a n bakımdır. Bu metodda, oksit etilen, ha­ vası önceden boşaltılmış özel otoklav i -çerisinde kullanılır. Oksit etilen mantar öldürücü o l d u ğ u n d a n , havası boşaltıl­ mış otoklavda belgelere tesirli bir şe­ kilde n ü f u z eder. Hava basınçlı cihaz­ larda, gazın tesir.i yavaş ve a y n ı za­ manda sathidir. H a v a s ı boşaltılmış o-toklav içerisinde, arşiv d o k ü m a n l a r ı n ı 1 m3 için 500 gr. oksit etilen h e s a b ı y l a , 20°C de y a k l a ş ı k 6 saat bekletmek icap eder.

Mantar ö l d ü r ü c ü bir diğer dezen-feksiyon metodu da, thymol ile y a p ı l a n bakımdır. Bu m e t o d d a , a r ş i v belgeleri bir oda, dolap veya otoklavda thymol ile bırakılır. 1 m3 lük dolap için 100 gr. thymol k u l l a n ı l ı r . M a n t a r l a r ı n tahri­ batına göre, belgelerin kapalı tutulma süresi değişiktir. Ancak bu süre, i k i günden daha aşağı olamaz. T a t b i k i ko­ lay ve ucuz bir dezenfeksiyon metodu olmakla beraber, her zaman istenilen netice a l ı n m a y a b i l i r . Bu b a k ı m d a n sık sık t e k r a r l a n m a s ı gerekir.

Mantar ö l d ü r ü c ü metodlar içerisin­ de sayacağımız bir diğeri de, bir o-toklav içerisinde arşiv belgelerine, 1 m^ için 250 gr. hesabı ile % 40 formal­ dehit solüsyonu p ü s k ü r t m e k t i r . Bu iş­ lem 30°C de 24 ile 72 saat a r a s ı n d a yapılır. Arşiv belgeleri, m a n t a r l a r ı n yaptığı tahribata göre, 2-4 gün a r a s ı n d a otoklav içerisinde k a l m a l ı d ı r .

Böcek ö l d ü r ü c ü (ensektisid) dezen-feksivon :

Böcek ö l d ü r ü c ü dezenf eksiyon me-todları, bir otoklav içerisinde, oksit eti­ len, formaldehit, paradiklorobenzen, lendan (lindane veya piyasa a d ı ile Ga-meksan). metil b r o m ü r ve D D T kullan­ mak suretiyle tatbik edileceği gibi, belgeler ve dosya ü z e r i n e serpme sure­ tiyle de k u l l a n ı l a b i l i r l e r . Tavsiye e-dilecek olan, kapalı otoklav içerisinde yapılacak dezenfeksiyon işlemidir.

Mantar ve böcek ö l d ü r ü c ü (foniisid-ensektisid) dezenfeksivon :

Değişik dezenfeksiyon tekniklerinde kullanılan oksit etilen'in, hem mantar­ lara hem de böceklere karşı tesirli ol­

duğu, bir karma bakıma en iye cevap verdiği anlaşılmıştır. Ayrıca, oksit etilen'in arşiv belgeleri için zararlı olmadığı ve üstelik nüfuz kabiliyetinin çok fazla olduğu da tesbit edilmiştir.

Bu şekildeki dezenfeksiyon tekni­ ğinde, içerisinde 10 ile 60 mm. arasında m e r k ü r basıncı (0,131 ile 0,789 atmos­ fer basıncına karşılıktır.) için boşluk b ı r a k ı l m ı ş otoklava, oksit etilen (% 27,5 nisbetinde) ve hava (% 72,5 nisbetinde) a y n ı anda ve gaz karışımının dışarı k a ç m a s ı n a mani olmak için, hava ba­ sıncına y a k ı n bir basınç temin edilen-ceye kadar verilir. Bu teknikle, dezen­ feksiyon 20°C de ve 6 saat süre ile ya­ pılır. Dezenfeksiyon sonunda otoklav içerisindeki gaz karışımı emilerek atılır ve içeriye hava verilerek, belgelerin gazdan temizlenmesi sağlanır.

Depo Salonlarının Dezenfeksivonu : Mantar ve böceklerin tahripkar is­ tilâsına uğramış arşiv d o k ü m a n t a s y o ­ nunun b u l u n d u ğ u depo salonları, raflar ve malzemenin taşınmasında kullanılan v a s ı t a l a r , dezenfekte edilmiş arşi\ mal­ zemesinin tekrar yerine konmasından önce. mutlaka dezenfekte edilmelidir­ ler.

Bu dezenfeksiyon, kirlenmenin.man­ tar ve böceklerin tahrip şekline göre f a r k l ı yapılır. Depo salonlarının dczen-feksiyonunda, umumiyetle i k i yol takip edilir:

1- Basınçlı bir hava kompresörü ile, amonyum tuzunun püskürtülmesi şek­ liyle,

2- Organik bir bor bileşiğinin sislendirilmesi suretiyle.

Her i k i prtetodda da, zehirleyici, ha­ va ile patlayıcı karışım yapan maddele­ r i n kullanılmasından kaçınılmalıdır. Bakır, demir ve çinko terkipli maddeler ile. aynı şekilde arşiv personeli için zararlı olacak cıva ve arsenik terkibli maddelerden dikkatle s a k ı n i l m a h d ı r .

Mantar ve böceklerin istilasına uğ­ rayan arşiv malzemesinin bakımı, bo­ zulmuş belgelerin ve diğer türdeki mal­ zemenin restorasyonunu takiben, koru­ yucu tedbirler birlikte \ ü r ü t ü l m c l i d i r .

(6)

tSMET BİNARK Dezenfeksivon Metodlarının Tesbit

ve K u l l a n ı l m a s ı n d a Dikkat Edilecek Hususlar:

Dezenfeksiyon teknik ve metodları­ nın tespit ve kullanılmasında dikkat e-dilecek hususlarla ilgili olarak, şunları sıralamak m ü m k ü n d ü r :

1- Değişik dezenfeksiyon teknik ve metodlarıyla, • kullanılacak malzeme arasında tercih yapmanın bir uzmanlık dalı olduğu unutulmamalıdır.

Aksi takdirde,isabetli dezenfeksiyon metodları tesbit edilemez. Dolayısıyla, arşiv dokümantasyonunu tahrip eden biyolojik unsurlardan temizleme ve ba­ kımı konusunda başvurulan bu teknik ve metodlar da anlamını kaybeder, netice de elde edilmez.

2- Dezenfeksiyon metodları tesbit edilirken, kullanılacak cihazın ve kimyevt maddelerin fiyatı, işletmeye getireceği malt portre, cihazın çalış-tırılmasındaki kolaylık ve cihazı kulla­ nacak personelin meslekt formasyonu, üzerinde durulması gerekli hususlardır.

ARŞİV MALZEMESİNİN RESTORASYONU VE K U L L A N I L A N

METODLAR

İngilizce'de "restoration" Fransfz-ca'da "restauration" ve AlmanFransfz-ca'da

"Restaurierung' olarak adlandırılan res­ torasyon; arşiv terminolojisinde, biyolo­ jik, f i z i k i , kimyevt, mekanik veya diğer tahrip unsurlarından biri veya birkaçı sebebiyle tahribe uğramış arşiv malze­ mesinin, aslına uygun bir şekilde ko­ runmasını sağlamak maksadıyla mater­ yal olarak yapılan tamirattır.

Arşivcilikte restorasyon, değişik türdeki arşiv belgelerine tatbik edilen değişik teknik ve metodları ihtiva et­ mektedir.

Restorasvon Çalışmalarında Dikkate Alınacak Temel Prensipler:

Restorasyon çalışmalarında bâzı te­ mel prensiplere uyulması, sıhhatli bir restorasyonun i l k şartıdır. Bunlar şöy­ lece sıralanabilir:

I - Arşiv belgelerinin restorasyonu, bunların kâğıt ve yapıştırıcı malzeme­

ler kullanmak suretiyle kabaca sağlam­ laştırılması demek, değildir.

Restorasyon çalışmalarında belgele­ r i tahrip eden çeşitli unsurlar tesbit edilmeden, bunlara tatbik edilecek tek­ nikler ve kullanılacak malzemeler be­ lirlenmeden yapılacak teşebbüsler, te­ lâfisi mümkün olmayacak zararlar orta­ ya çıkarabilir. Hattâ, arşiv belgelerinin kaybedilmesine bile yol açabilir. Bu şe­ kilde, restorasyon adı altında bilgisizce yapılan müdahaleler neticesi, zarara uğramış arşiv belgelerine a r ş i v l e r d e ç o k sık rastlamak m ü m k ü n d ü r .

2- Restorasyon ç a l ı ş m a l a r ı n ı n a y r ı bir ihtisası gerektirdiği, bunun b i r uz­ manlık dalı olduğu u n u t u l m a m a l ı d ı r .

Arşivlerde restorasyon ç a l ı ş m a l a r ı n ­ da, bu konuda yetiştirilmiş, bu s a h a n ı n uzmanı olan, çeşitli restorasyon t e k n i k ve metodlarını bilen elemanlar (restora-törler) çalıştırılmalıdır. R e s t o r a t ö r i e r , restorasyon teknik ve m e t o d l a r ı n ı n ya­ nı sıra, değişik türdeki arşiv malzeme­ sini, bunlar üzerinde k u l l a n ı l a n m ü r e k ­ kep ve sentetik maddeleri (meselâ Os­ manlı arşiv belgeleri y ö n ü n d e n , yazı ve cilt malzemesi ile, yazı ve süsleme özel­ likleri vb. gibi), ve b u n l a r ı n ö z e l l i k ­ lerini ayrı ayrı bilmek mecburiyetinde­ dirler.

Restorasyon çalışmalarının m u t l a k a bilgi, tecrübe ve ustalık, bunun y a n ı sı­ ra titizlik isteyen ve sabır gerektiren bir iş olduğu gözönünde b u l u n d u r u l a ­ rak, bu sahada yetişmemiş elemanlara arşiv malzemesi b ı r a k ı l m a m a l ı d ı r .

3- Restorasyon ç a l ı ş m a l a r ı n d a d i k ­ kat edilecek en mühim husus, a r ş i v bel­ gelerinin hiçbir şekilde o r j i n a l l i ğ i n i kaybetmemesidir.

Restorasyonda, belgenin o r j i n a l g ö ­ rünüşünü muhafaza etmesine çok d i k ­ kat edilmelidir. Restorasyon neticesin­ de, belge aslından uzak b i r h ü v i y e t kazanmış, estetik z e n g i n l i k l e r i n i ve değerlerini kaybetmiş ise; sahih olma, yâni güvenilir ve doğru olma v a s f ı n d a n da uzaklaşmıştır.

4- Restorasyonda, y a p ı l a n m ü d a h a ­ lenin şekli ve derecesi gözle g ö r ü n ü r olmalıdır.

(7)

A R Ş İ V MAT-ZEMFStNTi TAHRİP F D F N U N S U R L A R Restorasyonda, belgelerin ü z e ­

rindeki e k s i k l i k l e r i n a y n ı cins malzeme ile t a m a m l a n m a s ı n a , a y r ı c a k u l l a n ı l a ­ cak kâğıt malzeme veya p a r ş ö m e n i n -"grain" t â b i r edilen d o k u n u ş y ö n ü n ü n , restore edilecek belgeninki ile a y n ı yönde o l m a s ı n a d i k k a t edilmelidir. Bu yapıldığı t a k d i r d e , hacim genişlemesi ve kuruma neticesinde ç e k i l m e , belge ve restorasyonda k u l l a n ı l a c a k malze­ mede a y n ı y ö n d e olacak ve d o l a y ı s ı y l a , muhtemel k ı r ı ş ı k l ı k ve b ü k ü l m e l e r i n önüne geçilecektir.

Restorasyonda d i k k a t edilecek bir diğer husus da, k u l l a n ı l a n tamir mal­ zemesini, orjinal belgeye f i z i k i g ö r ü n ü ş bakımından uydurmak için, b o y a m a ğ a girişilmemesidir. Bu y ö n d e b i r işlem, yapılan m ü d a h a l e n i n şeklini ve derece­ sini görmeyi engeller.

İki y ü z ü yazılı arşiv belgelerinin restorasyonunun, ipek k â ğ ı d ı , ipek tül veya selüloz asetatlı k â ğ ı t l a r l a y a p ı l ­ masına d i k k a t edilmelidir.

5- Restorasyon i ş l e m i n d e , restore edilecek arşiv belgesi ü z e r i n d e k i met­ nin b o z u l m a m a s ı n a azami d i k k a t göste­ rilmelidir.

Arşiv belgelerinin restorasyonunda kullanılan k i m y e v i maddeler, k a ğ ı d ı n zayıflamasına ve y a z ı l a r ı n d a ğ ı l ı p si­ linmesine sebep olabilir. Bu arada, suda

çözülebilen m ü r e k k e p l e r l e , suda çözül­ düğü takdirde d a ğ ı l a n ve metnin tama­ mını bozan r e n k l i m ü r e k k e p l e r için, ge­ rekli t e d b i r l e r i n a l ı n m a s ı unutulma­ malıdır.

Bizde eskiden yazı yazmak için k u l ­ lanılan m ü r e k k e b e , ' T ü r k m ü r e k k e b i ' veya 'bezir isi m ü r e k k e b i ' d e n i r d i . Koyu siyah renkte olan, k a m ı ş kalemin ucundan k o l a y l ı k l a akarak, kalemin kâ­ ğıt ü z e r i n d e o y n a k l ı ğ ı n ı temin eden bu m ü r e k k e p , y ü z y ı l l a r boyu s i y a h l ı ğ ı n ı , renk t a z e l i ğ i n i muhafaza etmiştir.

Bu m ü r e k k e p l e y a z ı l a n y a z ı l a r , ıs­ lak parmakla veya s ü n g e r l e s i l i n d i ­ ğinde çıkar. Ancak bu husus, onun ka­ litesinin k ö t ü l ü ğ ü n d e n değil, z a m a n ı n ­ da bu özelliğinin i y i addedilmesinden-dir. Z i r â , â h â r l ı kâğıt ü z e r i n e y a z ı l a n yazılarda bir hata olduğu vakit, b ü t ü n yazıyı yeniden yazmak yerine, h a t a l ı

kısmın k a z ı n a r a k veya silinerek düzel­ tilmesi m ü m k ü n olurdu.

Bizde, siyah m ü r e k k e b i n yanı sarı, ' l a ' r ve 'surh' denilen kırmızı renkte m ü r e k k e p de kullanılmıştır.

U f a k bir rutubet, bu m ü r e k k e p l e r l e y a z ı l a n yazıları birbirine yapıştıra­ c a ğ ı n d a n , yazma k i t a p l a r ı n ve belge­ lerin m u h a f a z a s ı n a ayrı bir önem gös­ terilmelidir. Dolayısıyla, bu tür mürek­ keple yazılmış belgelerin m u h a f a z a s ı n a olduğu kadar, restorasyonuna da çok d i k k a t edilmesi gerekir.

6- Restorasyon için kullanılan tamir malzemesi, icabettiği zaman sökülebil-meli ve arşiv malzemesinin asli hüviye­ t i tekrar ortaya çıkarılabilmelidir.

7- Restorasyon işlemlerinde, tamir edilecek arşiv malzemesi için zararsız o l d u ğ u kesinlikle tesbit edilmiş malze­ meler k u l l a n ı l m a l ı d ı r .

8- Restorasyon çalışmaları, özelliği icabı fazla masraflı işlemleri gerektirir. Bu itibarla, k u l l a n ı l a n restorasyon me-t o d l a r ı n m , m ü m k ü n olduğu kadar az bir masrafa karşılık, uzun ömürlü ol­ m a s ı n a dikkat edilmelidir.

9- Restorasyon işlemlerinde kul­ l a n ı l a c a k tamir malzemelerinin daya­ nıklı ve uzun ömürlü, aynı zamartda kolay temin edilebilir cinsten olmasına

da a y r ı c a dikkat edilmelidir.

10- Restorasyon işlemlerine geçil­ meden önce, arşiv malzemesinin, ne tür unsurlarla tahribe uğradığı ve bunun derecesi kesin olarak tesbite çalışılmalı ve restorasyon için kullanılacak metod-1ar bundan sonra belirlenmelidir.

Restorasyonda K u l l a n ı l a n Tamir Malzemeleri :

Restorasyonda kullanılan ana tamir malzemeleri şunlardır:

1- İpek kâğıdı (İng. Tissue paper: Fr. Papier de soie) : Saf selülozdan, ince ve uzun l i f l i olup, çok d a y a n ı k l ı d ı r .

2 İpek muslin (İng. Muslin: Fr. M Q usseline) : Saf ipekten, seyrek d o k u n u ş -l u , y u m u ş a k , h a f i f ve şeffafdır. Daha çok takviye, dublaj ve sırt geçirme i ş l e m l e r i n d e kullanılır. Azami ömrü 25 yıldır.

(8)

3- Keten ve pamuk kumaşlar (İng. Linen cloth: Fr. Lin): Bunlar daha çok, harita ve plan gibi, büyük boy ve ağır d o k ü m a n l a r d a takviye için kullanılır­ lar.

4- Paçavra kâğıdı (İng. Chiffon veya silk gauze: Fr. Gaze de soie): D o k ü m a n l a r ı n tamirinde kullanılan bu malzeme, paçavralardan çıkarılan saf selüloz ve jelatin kolası ile yapıl­ maktadır.

5- Japon kâğıdı (ing. Japanese pa­ per: Fr. Papier jfapan): Bütün dünya arşivlerinde tercih edilen bir malzeme­ dir. Çok ince olup, fazla şeffaf değil­ dir. Yumuşak ve yıpranmış dokümanla­ rın tamirinde, takviye ve boşlukları doldurmada ve laminasyon işlerinde kullanılır. Zamanla mürekkebi solan dokümanların restorasyonunda kulla­ nılması mahzurludur.

6- Parşömen, tirşe ve deri (İng. Par­ chment veya vellum, leather: Fr. parc-hemin veya vfelin, cuir) : Parşömen ve tirşe, yıpranmış dokümanların restoras­ yonunda, deri ise ciltleme işlerinde kullanılır. Bunların hepsinde, kıl, yün ve yağlar temizlendikten sonra tabakla­ ma yapılır.Önceleri şap ve kireç kulla­ narak yapılan temizlik ve tabaklama işlemi, bugün krom ve değişik maddeler kullanılmak suretiyle yapılmaktadır. Bu arada, toz haline getirilmiş saf selülozdan parşömen kâğıdı da imal e-dilmektedir. Bunlarda da zamanla sa­ rarma ve kırılma görülmektedir. Ayrıca parşömen kâğıdının yüzünün parlak ol­ ması, fotoğraf çekiminde bâzı güçlükler çıkartmaktadır.

Parşömen ve diğerleri nem çeken maddeler olduklarından, korunmalarına t i t i z l i k göstermek icabeder. Bunlar çat­ lama ve bükülmelere de mukavim de­ ğildirler.

7- Parafinli ve yağlı kâğıtlar (İng. Oiled paper veya waxed paper: Fr. Pa­ pier huilfe veya papier paraffin^): Çe­ şitli yapıştırıcı maddelerle restorasyonu yapılan vesikaların, birbirine yapışma­ sına mani olmak için kullanılırlar.

8- Sentetik maddeler (İng. Cellulose acetate f i l m : Fr. Pellicule d'ac6tate de celluloce): Bunlar daha çok laminasyon

ve plastifikasyon işlerinde k u l l a n ı l ı r l a r . Bazılarından da, y a p ı ş t ı r ı c ı ö z e l l i k l e ­ rinden dolayı, yapıştırıcı olarak f a y d a ­ lanılır. En çok k u l l a n ı l a n ı , selüloz ase­ tat yapraklarıdır. Bunun d ı ş ı n d a , pol­ yethylene terphthalate, polycarbonate ve polyacrylester y a p r a k l a r ı da k u l l a ­ nılır.

Sentetik maddelerle y a p ı l m a ş yap­ rakların şu özellikleri t a ş ı m a s ı gerekir: a- Bunlar su geçirmez o l m a l ı d ı r l a r . b- Aynı zamanda hava g e ç i r m e z özelliğe sahip b u l u n m a l ı d ı r l a r . c- Mikroorganizma ve b ö c e k l e r e karşı dayanıklı o l m a l ı d ı r l a r . ç- Sıcağa d a y a n ı k l ı ve yanmaz özellik taşımalıdırlar. d- Asitlere ve ultraviyole ı ş ı n l a r ı n a karşı dayanıklı olmalıdırlar.

e Kolayca tahrip o l m a m a l ı , y i r t ı l -mamalı ve uzun ö m ü r l ü o l m a l ı d ı r l a r . 9- Yapıştırıcılar (İng. Adhesives; Fr. Adh6sifs): Restorasyon i ş l e m l e r i n i n devam­ lılığı ve sağlıklı olması b a k ı m ı n d a n , kullanılan yapıştırıcıların seçimi b ü y ü k önem taşır. Bunlarda aranan en b ü y ü k özellikler, asitsiz o l m a l a r ı , a r ş i v do­ kümantasyonunu tahrip eden b ö c e k ve kurtları çekici özellikte b u l u n m a m a l a r ı ve uzun süre yapıştırıcı ö z e l l i k l e r i n i kaybetmemeleridir.

Buğday, pirinç, n i ş a s t a d a n y a p ı l a n kolalar, tutkal, zamk eskiden beri b i l i ­ nen ve kullanılan y a p ı ş t ı r ı c ı malzeme­ lerdir. G ü n ü m ü z d e ise sentetik y a p ı ş t ı ­ rıcılar (nylon, terylene, p o l y v i n y l ace-tate,methly cellulose vb.) k u l l a n ı l m a k ­ tadır.

Restorasvondan Ö n c e Y a p ı l a c a k Çalışmalar :

Restorasyondan önce y a p ı l a c a k ön çalışmalar, şu şekilde s ı r a l a n a b i l i r :

1- Arşiv belgelerinin muayenesi: Çeşitli sebeplerle tahribe u ğ r a m ı ş ve restore edilmek üzere restorasyon atel-yesine gelmiş arşiv belgeleri, bu safha­ da muayeneden geçirilirler.

Önce arşiv belgelerini t a h r i p eden unsurlar ve tahribin derecesi tesbit

(9)

A R Ş İ V M A L Z E M F S t N t T A H R İ P F . n F N U N S U R L A R edilir. Bunun y a n ı sıra, arşiv belgesini

meydana getiren maddelerin t ü r ü , c i l t l i olup olmadığı, belgenin asit derecesi, rengi, belge ü z e r i n d e k u l l a n ı l a n m ü r e k ­ kebin cinsi, bunun suda çözülme d u r u ­ mu incelenir. K ü f l ü ve nemli belgeler kurutulur. B ü t ü n bu tesbitler, söz konu­ su arşiv belgesinin restorasyonunda, başvurulacak metodun seçimini temin edecektir.

2- Arşiv belgelerinin temizlenmesi: Bu safhada ise, arşiv belgelerinin toz, k i r , yağ, zamk ve benzeri pislik­ lerden temizlenmesi y a p ı l ı r .

Temizlemenin çeşitli m e t o d l a r ı vardır. Tozlu belgeler, fırça ve hava emici makinelerle temizlenirler. Kalem izleri silgi, küf t ü y l e r i h a f i f bir f ı r ç a , parşömenler ise h a f i f ıslatılmış sünger ile temizlenebilirler.

Temizleme, k u r u veya m ü r e k k e b i suda dağılma yapmayan belgeler için suya d a l d ı r m a ş e k l i n d e yapılır. Fazla yıpranmış belgeler, suda koruyucu plâs­ tik veya cilâlı k â ğ ı t kafes içerisinde temizlenirler. Daha sonra k u r u t u l u r ve sünger kâğıt a r a s ı n d a preslenirler.

Arşiv belgelerini y ı k a m a yerine, on­ ları dezasidifiye eden eriyikler içe­ risinde temizleme, g ü n ü m ü z d e daha çok tercih edilmektedir. Bu şekilde hem belgenin asidi n ö t r a l i z e edilmekte, hem de temizlik s a ğ l a n m a k t a d ı r .

Burada dikkat edilecek husus, te­ mizlemenin, mutlaka dezenfeksiyon ve dezasidif ikasyon i ş l e m l e r i n d e n önce yapılması g e r e k t i ğ i d i r .

3- Arşiv belgeleri ü z e r i n d e k i le­ kelerin ç ı k a r ı l m a s ı ve y ı k a m a :

Temizlik s a f h a s ı n d a ç ı k a r ı l m a m ı ş pislik ve lekeler için b a ş v u r u l a c a k yol, bu lekelerin bâzı k i m y e v î maddeler kullanmak suretiyle sıvı içerisinde yı­ kanarak t e m i z l i ğ i n i n s a ğ l a n m a s ı d ı r . Bu şekildeki y ı k a m a , hiç şüphesiz, üze­ rindeki m ü r e k k e b i suda d a ğ ı l m a y a n belgeler için söz konusudur. Bu t ü r yıkama tekniklerinde, lekeli belgeler, emaye kap i ç e r i s i n d e k i ilâçlı suya, ko­ ruyucu elek veya parafin k â ğ ı d ı a r a s ı n ­ da d a l d ı r ı l ı r . B e l i r l i bir süre ilâçlı su içerisinde bekletildikten sonra, suda yı­ kanır ve b i l â h a r e kurumaya b ı r a k ı l ı r .

Yağ, balmumu, küf, cilâ, seloteyp ve benzeri maddelerin belgeler ü z e r i n d e b ı r a k t ı ğ ı lekeler, basit bir y ı k a m a ile temizlenemiyor ise, bu durumda orga­ nik leke çıkarıcılar kullanılır. Ancak hangi cins lekenin, ne terkibdeki leke ç ı k a r ı c ı l a r l a temizlenebileceği ayrıca tesbit edilir.

G ü n ü m ü z d e , arşivcilik tekniklerin­ de ileri gitmiş ülkelerin arşivlerinde, restorasyon çalışmalarında, hangi cins lekelerin ne tür leke çıkarıcılarla te­ mizlenebileceği konusunda, aşağıda ve­ receğimiz liste k u l l a n ı l m a k t a d ı r :

- Boya lekeleri: Alkol (alcohol), benzen (benzene) veya pridin ( p y r i d i ­ ne) karışımı temizleyicilerle temizlenir. Daha sonra, suda veya terebentin'de (turpentine) yıkanır.

- Lâke ve vernik lekeleri: Aseton (acetona) veya pridin ile çıkarılır.

- Sıvı yağ lekeleri: Heksan (hexane), toluen (toluene) veya benzen ve toluen k a r ı ş ı m ı leke çıkarıcılarla temizlenir.

- Balmumu ve mum lekeleri: Benzin (petrol), heksan veya toluen ile çıka­ rılır.

- Sakız, çam sakızı ve reçine leke­ leri: A l k o l veya pridin ile temizlenir.

- Yapışkan bant, plaster ve seloteyp lekeleri: Karbon tetra klorür (carbon-tetrachloride), benzen, heksan ve toluen karışımı leke çıkarıcılarla temizlenir.

- K a u ç u k yapıştırıcıların bıraktığı lekeler: Benzen ve toluen karışımı te­ mizleyiciler ile çıkarılır.

- Tutkal lekeleri: Sıcak su ile çıka­ rılır.

- Kola ve hamur lekeleri: Su ile te­ mizlenir.

- Katran lekeleri: Benzen, pridin ve karbon t e t r a k l o r ü r ile çıkarılır.

- K ü f lekeleri: Etilalkol (ethyl alco­ hol) veya benzen ile temizlenir.

- Çay ve kahve lekeleri: Potas-yumperborat (potassium perborate) ile çıkarılır.

Ç a m u r lekeleri: Su veya amonyak (ammonia) ile temizlenir.

- Pas lekeleri: Asitokzalik (oxalic acid) ile çıkarılır. Ancak asitokzalik,

(10)

m . tŞMFT BİNARK aside dayanıklı olmayan belgelerde kul­

lanılmamalıdır.

Ancak bâzı lekeler, meselâ küflerin bıraktığı kızıl renkteki lekeler ile, mü­ rekkep lekeleri organik leke çıkarıcı solventlcrlc çıkarilamayabilir. O zaman yapılacak iş, beyazlatma (ing. bleaching blanchimcnt) metodlarına başvurmak­ tır.

Beyazlatma için, oksijenli su (hyd­ rogen peroxide), chloramine- T, hipok-larit'lerden javci suyu (eau de Javel) veya sodyum klorit (sodium chlorite), klordioksit (chlorine dioxide) veya po­ tasyum permanganat (potassium per­ manganate) banyolarına başvurulur.

4- Arşiv belgelerinin düzleştiril-mesi:

Düzleştirme (İng. flattening), arşiv belgelerindeki kıvrımların, şişkinlik­ lerin ortadan kaldırılması işlemidir. Bunun için hafifçe nemlendirilmiş bel­ ge, sünger kâğıdı (buvard) arasında preslenir.

5- Arşiv belgelerinin dezasidifikas-yonu:

Arşiv belgelerini tahrip eden unsur­ lardan biri, belki en önemlisi, bu belge­ lerin ihtiva ettikleri asit derecesidir. Bu, kâğıdın imâl edilmesi safhasında kullanılan kimyevt maddelerden olduğu kadar, belge üzerindeki mürekkepten veya hava kirliliğinden de hasıl olabil­ mektedir. Asit derecesinin fazlalığı, zamanla arşiv belgelerinde gevrekleşme meydana getirmekte ve onlara kolayca yırtılabilir veya parçalanabilir bir durum kazandırmaktadır.

Asit derecesi yüksek olan kâğıttan arşiv belgeleri için yapılacak tek şey, onları dfczasidifiye (İng. deacidificati-on; F r . disacidification) etmek, yani asitten arındırmaktır. Dezasidifikasyon suretiyle, kâğıdın içindeki veya yuka­ rıda belirtildiği gibi, değişik şekillerde ortaya çıkan fazla asit nötralize edil­ miş olur. Dezasidifikasyon kuru ve sulu olmak üzere, değişik metodlarla yapılır. a- Sulu dezasidifikasyon metodları: Bu tür dezasidifikasyon, mürekkebi suda dağılmayan arşiv belgelerine tat­ bik edilir. Otto Schierholtz tarafından

1936 yılında Toronto'da geliştirilmiştir. - İki banyolu dezasidifikasyon usu­ lü:

Nisbcten iyi korunmuş, d a y a n ı k l ı arşiv belgeleri, birbirini takibeden 20'şer dakikalık sürelerle iki eriyikte banyo edilerek, bunların asidi nötralize edilir. Birincisi, % 15 nisbctinde sey­ reltilmiş kalsiyum hidrat (calcium hyd­ roxide); ikincisi ise yine bu nisbette suda seyreltilmiş kalsiyum bikarbonat (calcium bicarbonate) banyosudur. B i ­ rinci banyo ile kâğıttaki asit nötralize edilir. İkinci banyo ile de, fazla nis-betteki kalsiyum hidrat, kalsiyum kar­ bonata çevrilir. İkinci banyoda, mag­ nezyum karbonat (magnesium carbona­ tes) da kullanılabilir. Bu işlemlerden geçen belgeler bilâhare kurumaya bıra-kılar. Günümüzde yabancı ülke arşiv­ lerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

- Tek banyolu dezasidifikasyon usu­ lü:

Bu usul ilk defa 1957 y ı l ı n d a . Ame­ rikan MiIIt Arşivi restoratörlerinden J . Gear tarafından denenmiştir.

Bu tek banyolu dezasidifikasyon usulünde, arşiv belgelerine magnezyum bikarbonat (magnesium bicarbonate) içerisinde, 20-30 dakika arasında banyo yaptırılır.

William J. Barrow, magnezyum bi­ karbonatı püskürtmek suretiyle dezasi-difikasyonda kullanmıştır.

Ayrıca, İngiliz W.H. Langwell'in, İn­ giliz Devlet Arşivi'nde kullandığı bir usulle, arşiv belgeleri, disodium pyrop­ hosphate ve potassium ferrocyanide ka­ rışımı ile ve buharlaştırma yoluyla dezasidifikasyon işlemine tâbi tutul­ makta, bilâ^ıare soda karışımlı su4a yıkanmaktadırlar.

Sulu dezasidifikasyon metodları ile, serbest asit nötralize olmakta ve tuzları yüze çıkararak, ileride olabilecek asit-leşme önlenmekte ve dolayısıyla k â ğ ı ­ dın mukavemeti arttırılmaktadır. Bu u-suller, tatbikatda, asidin nötralizasyonu yanı sıra, bâzı zararlı maddelerin de a-çığa çıkmasını sağlamaktadır.

Bütün bunlara karşılık, sulu deza­ sidifikasyon metodlarinm mahzurlu

(11)

ta-A R Ş İ V M ta-A L Z E M F S T N İ Ti^^^\J. p . n F N U N S U R L ta-A R rafları da v a r d ı r . Önce k u l l a n ı ş l a r ı tec­

rübe ister. T a t b i k a t ı da zaman alır. Her arşiv belgesinin tek tek işleme tâbi t u ­ tulması icabetmektedir. A y r ı c a , her çe­ şit arşiv belgesi, sulu dezasidifikasyon mctodlan ile asitden a n n d ı n l a m a z ve­ ya aside karşı n ö t r a l i z e edilemez.

b- P ü s k ü r t m e veya b u h a r l a ş t ı r m a yoluyla, sulu .olmayan dezasidif ikasyon metodları:

Bu t ü r dezasidifikasyonda, sulu kimyevt maddeler yerine, magnezyum asetat (mağnesium acetate), baryum hidrat (barium hydroxide ve magnez­ yum metilat) (magnesium methoxide) gibi, organik çözücüler (solvents) kullanılır. Bu malzemeler p ü s k ü r t m e ile veya otoklav içerisinde 24-36 saat arasında bir süre ile belgelere tatbik edilirler.

Sulu dezasidifikasyon m e t o d l a r ı n a nazaran, bu metod daha az tesirlidir. Üstelik, bâzı solventler nefes yollarını ve elleri tahrip etmekte, ayrıca kolayca b u h a r l a ş t ı k l a r ı n d a n , arşiv belgelerinde kuruma ve k ı r ı l m a l a r a sebebiyet ver­ mektedirler.

c- K u r u dezasidifikasyon m e t o d l a r ı : Bu metodda, arşiv belgelerinin de-zasidifikasyonu, ü z e r l e r i n e gaz püs­ kürtmek veya b u h a r l a ş t ı r m a yoluyla yapılır.

- Amonyak (ammonia) gazı ile:

Daha çok hassas ve a ş ı n derecede yıpranmış, m ü r e k k e b i suda çözülen ar­ şiv belgelerine tatbik edilir. K a p a l ı bir dolap içerisinde tutulan arşiv belgeleri, 24-36 saat süre ile amonyak gazı tesi­ rinde b ı r a k ı l ı r l a r . Bu usul i l k olarak, Delhi M i l i t M ü z e s i ' n d e ve Sovyetler Birliği'nde k u l l a n ı l m ı ş t ı r .

- Cyclonexylamine varbonate ile! Bu usul değişik k i m y e v i maddeler kullanmak suretiyle, i l k defa İngiliz W.H. Langwell t a r a f ı n d a n d e n e n m i ş t i r

- Cyclonexylamine carbonate, gaz halinde p ü s k ü r t ü l e r e k veya b u ğ u l a ş t ı r -ma yoluyla (vapour phase deacidif icati-on) k u l l a n ı l a b i l m e k t e d i r . Suda ve bâzı organik maddelerde erir. Çok tesirli ol­ masına karşılık, zehirleyici o l d u ğ u n ­ dan, k u l l a n ı r k e n d i k k a t l i o l u n m a l ı d ı r .

6- Arşiv belgelerinin dezenfcksiyo-nu:

Arşiv belgelerinin dezenfeksiyonu ile i l g i l i olarak, daha önce 'Arşiv Malzemesinin Dczcnfeksiyon Metodları' başlığı a l t ı n d a geniş bilgi verilmişti.

Restorasvon Metodları:

Restorasyondan önce yapılması ge­ rekli b ü t ü n çalışmalar t a m a m l a n d ı k t a n sonra, sıra tatbik edilecek restorasyon metodunun seçimine gelir.

Belgeler, eksik veya kopmuş kısım­ ların t a m a m l a n m a s ı , delinmiş kısımla­ rın d o l d u r u l m a s ı gibi küçük bâzı tami­ ratlarla sağlamlaştırılır. Ayrıca, bütün b u n l a r ı n dışında, arşiv belgelerinin res­ torasyonunda, "klasik" ve "modern" res­ torasyon m e t o d l a n n ı n seçimi söz konu­ sudur.

Klasik restorasyon metodlarinda, klasik tamir malzemesi kullanılır. Mo­ dern restorasyon metodları ise tekno­ lojik gelişmelerin i m k â n l a r ı n d a n geniş ölçüde y a r a r l a n m a k t a d ı r . Geliştirilen

yeni cihazlar ve sentetik maddeler, mo­ dern restorasyon metodlarında kullanıl­ ma i m k â n ı bulmuşlardır.

Değişik Cins Arşiv Belgelerinin Restorasyonu:

1- Papirüslerin restorasyonu: Arşivlerimizde bulunmamakla bera­ ber, papirüslerin restorasyonu h a k k ı n d a kısa da olsa, açıklayıcı bilgi vermekte yarar v a r d ı r .

Tahribe uğramış papirüsler, arka y ü z l e r i n e ipek müslin veya Japon kâğı­ dı yapıştırılmak suretiyle sağlamlaştı-rılırlar. İpek müslin, japon kâğıdına na­ zaran daha d a y a n ı k l ı ve uzun ömürlü­ dür.

Papirüslerin restorasyonunda bir başka yol, papirüsleri i k i cam veya plexiglas arasında muhafaza etmektir.

2- Parşömenlerin restorasyonu: Bunların restorasyonu büyük bir us­ talık ister. Küflenmiş, yıpranmış, delin­ miş, yanmış ve sertleşcrck kırılmış par­ şömenler için ayrı ayrı restorasyon usulleri v a r d ı r .

K ü f l e n m i ş parşömenler, umumiyetle dezenfekte edilerek veya lekeleri

(12)

çı-m .

k a r ı l a r a k restore edilirler. Bunların dezenfeksiyonu, otoklavda, aldehid

for-mik veya trioksimetilen ile yapılır. Le­ keler ise, sodyumbikarbonat veya oksi­ jenli su kullanmak suretiyle çıkartılır.

Yırtılmış parşömenler, aynı özelliği taşıyan bir diğer parşömenle arka tara­ f ı n d a n nişasta kolası ile yapıştırılmak suretiyle tamamlanır. Bu işlem sırasın­ da, kolaya böceklerin gelmemesini sağ­ lamak üzere, içerisine 'cequartyl' denen kimyevt madde ilâve edilir. Bilâhare, restorasyonu yapılan parşömen belge prese konur.

Delinmiş parşömenler de, aynı me-todla, restorasyonu yapılacak parşö­ menin özelliklerini taşıyan bir parşö­ men, parçasıyla tamir edilirler. Ancak bu işlem, daha titiz bir çalışmayı ge­ rektirir.

Yanmış parşömenlerin restorasyo­ nunda i k i yol takip edilir. Birincisinde, yanmaktan kurtulmuş parşömen eğer belgenin büyük bir kısmını teşkil edi­ yorsa, bir parşömen parçası ile esas bü­ yüklüğüne tamamlanır. Eğer yanmak­ tan kurtulmuş parça çok küçük ise, bu takdirde de, bu küçük parça normal bir parşömenin ortasına yapıştırılır.

30°C'den fazla sıcaklık ve %40'dan ' aşağı nem, parşömenleri sertleştirerek kırılmalarına yol açar. Sertleşmiş ve kırılmış parşömenler nemlendirilmek suretiyle şekillendirilirler. Daha sonra da prese konurlar. Nemlendirmede, su veya balein, jelatin ve tetra klorür ka­ rışımları kullanılır.

3- Kâğıtların restorasyonu:

Arşiv dokümantasyonunun çoğunlu­ ğunu umumiyetle kâğıt belgeler teşkil ettiğinden, dolayısıyla restorasyon ça­ lışmalarının ağırlığı da kâğıt belgeler üzerinde toplanmıştır.

a- Klasik metodlarla kâğıt belgele­ r i n restorasyonu:

Klasik metodlarla, ancak yıpranmış, yırtılmış ve böcekler tarafından tahrip edilmiş belgeler restore edilebilir. Bu arada kaplama, yama, takviye ve dub­ laj gibi işlemler de klasik veya an'ane-v t denilen metodlarla yapılabilir.

Yanmış, karbonlaşmış veya uzun sü­

re su ile temasta kalmış belgeler i ç i n , özel restorasyon m e t o d l a r ı g e l i ş t i r i l m i ş olup, bunlar 'Modern metodlarla k â ğ ı t belgelerin restorasyonu' başlığı a l t ı n d a incelenecektir.

b- Modern metodlarla k â ğ ı t belgele­ rin restorasyonu:

Klasik metodlara nazaran daha ka­ rışık olmalarına, üstelik p a h a l ı t e k n i k ­ leri gerektirmelerine r a ğ m e n , g ü n ü m ü z ­ de arşivlerde çok yaygın olarak k u l l a ­ nılmaktadırlar.

- Koruyucu vernik usulü:

Su geçirmeyen ve içerisine b ö c e k ve mantar öldürücü (ensektisid ve f o n s i -jid) maddeler katılmış j e l a t i n l i b i r so­ lüsyonun veya verniğin, k â ğ ı t belgenin i k i yüzüne tatbik edilmesi e s a s ı n a da­ yanır.

Bunlardan en çok k u l l a n ı l a n Japon verniği, % 20 aseton, %75,5 anyl asetat, %1,5 camphre (kâfuru) ve %3 pudra ka­ rışımından yapılır.

Jelatinle h a z ı r l a n a n v e r n i k l e r d e , za­ manla kırılma ve sararma g ö r ü l ü r . Ase-tonlu verniklerle yapılan restorasyonlar ise fazla uzun ömürlü olmamakta, k u l ­ lanma neticesinde vernik kabuk taba­ kası çabuk a ş ı n m a k t a d ı r .

Koruyucu vernik u s u l ü ile y a p ı l a n restorasyonlarda dikkat edilecek husus, temizlik işinin, daha ö n c e d e n çok i t i n a ­ lı bir şekilde yapılması g e r e k t i ğ i d i r .

- Sentetik v a r a k l a r ı n k u l l a n ı l m a s ı , laminasyon ve plâstifikasyon usulleri:

Selüloz asetat (cellulose acetate), polyethylene, polyvinly ve methacrylate gibi sentetik maddelerden y a p ı l m ı ş va­ rakların, belge üzerine presleme y o l u y ­ la tatbikidir. Bu presleme neticesinde, belge, sentetik varaklarla p l â s t i k l e ş -tirilmiş olur. Bu p l â s t i k l e ş m e y i s a ğ l a ­ mak için, selüloz asetata bir p l â s t i k l e ş -t i r i c i madde (plâs-tifian-t) i l â v e e d i l i r .

Bu tekniğin b u l u n m a s ı n d a ve g e l i ş ­ tirilmesinde. Amerikan M i l i t A r ş i v i ö n ­ cülük yapmıştır. Bir { l i d r o l i k pres yar­ dımıyla (hydraulic flatbed l a m i n a t i o n ) , belgenin her i k i yüzüne 20 saniye i ç e r i ­ sinde, 140-150°C sıcaklıkta ve cm 2 ye 22-36 kg. basınçla selüloz asetat t a t b i k i esasına dayanır.

(13)

A R Ş İ V M A L Z E M E S t N t T A H R İ P F H F N U N S U R L A R Daha s o n r a l a r ı bu sistem gelişti­

rilmiş, selüloz asetatla b i r l i k t e saf ipek kâğıdı k u l l a n ı l m ı ş t ı r . Bu t e k n i ğ i , 1938 yılında A m e r i k a l ı William J. Barrow geliştirmiştir. İşlem s ı r a s ı n d a k u l l a n d ı ğ ı cihaza l a m i n a t ö r a d ı n ı v e r d i ğ i n d e n , bu usule 'laminasyon metodu' veya kendi adı ile' Barrow metodu' d e n m i ş t i r .

Laminasyon, t e m i z l e n m i ş , dezenfek­ te ve dezasidifiye edilmiş belgelerin, selüloz asetat ve benzeri sentetik va­ raklar y a r d ı m ı y l a , buharda ısıtılan d ü z bir pres veya elektrikle ısıtılan r o t a t i f bir presle k a p l a n m a s ı işlemidir. L a m i ­ nasyon, belgenin hava ve diğer dış te­ sirlerle olan t e m a s ı n ı kesmekte ve tam bir sağlamlık k a z a n d ı r m a k t a d ı r . Deği­ şik laminasyon metod ve t e k n i k l e r i ge­ liştirilmiş olup, bunlara a ş a ğ ı d a işaret edilmiştir.

- Sıcak laminasyon veya Barrow usulü:

Bu usul, aşağı y u k a r ı elli y ı l d ı r k u l ­ lanılmaktadır. Barrow metodu, 140-150°C sıcaklıkta ve cm^ ye 22-36 kg. basınçla, selüloz ipek k â ğ ı d ı n ı , selüloz asetat k â ğ ı d ı y a r d ı m ı y l a , restore edile­ cek d o k ü m a n a y a p ı ş t ı r m a k veya kapla­ mak esasına d a y a n ı r .

Dezenfekte edilen, y ı r t ı k yerleri ve delikleri saf selüloz veya asetat k â ğ ı d ı ile k a p a t ı l a n , bu arada k â ğ ı d ı n ı n ve mürekkebinin asiditesi n ö t r a l i z e edilen belge, laminasyona h a z ı r l a n ı r .

Barrow metodunda, sulu veya k u r u dezasidifikasyon usullerinden yararla­ nılabilir. Restore edilecek belge, k â ğ ı ­ dının ve m ü r e k k e b i n i n asiditesi g i d e r i l ­ mek ve ü z e r i n d e k i lekeler ç ı k a r ı l m a k üzere, i k i deri p a r ç a s ı a r a s ı n a konula­ rak i k i banyodan geçirilir. B i r i n c i banyo %15 kalsiyum hidrat, i k i n c i ban­ yo ise %20 kalsiyum b i karbonat i h t i v a eder. Belge b i r i n c i banyoda 15 d a k i k a , ikincisinde 20 dakika b ı r a k ı l ı r . İ k i n c i banyodan sonra belge kurumaya terke-dilir.

Bütün bu işlemlerden sonra, sıra la­ minasyona gelmiştir. T a t b i k a t t a , 'bir kat saf selüloz ipek k â ğ ı d ı + bir kat asetat kâğıdı + belge + bir kat asetat kâğıdı + bir kat saf selüloz ipek k â ğ ı d ı ' koymak suretiyle, a r ş i v belgesi laminas­

yona h a z ı r l a n ı r . Bu şekildeki yerleştir­ me bir s a n d v i ç g ö r ü n ü ş ü n d e olduğun­ dan, buna arşiv terminolojisinde, lami­ nasyon s a n d v i ç i ' denir.

H a z ı r l a n a n laminasyon sandviçi, la-m i n a t ö r d e i k i yuvarlak çelik s i l i n d i r i n a r a s ı n d a n geçirilir. 140-150°C sıcaklık­ ta selüloz asetat erir ve ipek kâğıdı ile belgenin birbirine yapışmasını temin e-der. L a m i n a t ö r d e n çıkan laminasyon s a n d v i ç i , bir bütün olarak birbirine yapışmış ve plâstikleşmiştir. Bu işlemi takiben, belgeleri düzleştirmek için presleme yapılır.

Barrow metodundan çok i y i netice­ ler a l ı n m a k t a d ı r . Belgenin yanmaya, lekelere ve yırtılmaya karşı tam bir d a y a n ı k l ı l ı k kazanması, bu metodun sağladığı en b ü y ü k y a r a r l a r d ı r . Ancak sistem p a h a l ı d ı r . G ü n ü m ü z d e zengin ül­ kelerin, arşivcilik tekniklerinde ileri gitmiş a r ş i v l e r i n d e k u l l a n ı l m a k t a d ı r .

W i l l i a m J. Barrow'un açtığı bu yol­ d a k i çalışma ve a r a ş t ı r m a l a r , daha son­ r a k i y ı l l a r d a çok ilerlemiş, diğer sen­ tetik maddeleri de kullanabilen, 'Mora-ne', 'Mipofolic', 'Genotherm', 'Hennec-ke', 'Postlip Duplex' ve 'Dispro' gibi, metod ve sistemler geliştirilmiştir.

'Morane (dry-mounting photograp­ hic press) metodu, İngiltere'de Ashford Middlesex' deki Morane Plastic Co. L t d . t a r a f ı n d a n geliştirilmiştir. Yapıştırıcı ile 80 C sıcaklıkta, selüloz diasetad (cellulose diacetate) ve selüloz triasetad (celulose triacetate) k u l l a n ı l m a k t a d ı r .

'Mipofolic' (dry-mounting photog­ raphic press) metodu, I I . Dünya Harbi s ı r a s ı n d a Alman ordusunca, önce hari­ t a l a r ı n laminasyonunda, daha sonra da Almanya'da arşiv d o k ü m a n l a r ı n ı n la­ minasyonunda kullanılmıştır. Oda sı­ c a k l ı ğ ı n d a , cm2 ye 6 kg. basınç a l t ı n d a , y a p ı ş t ı r ı l a c a k madde ile polvinli klorid ( p o l y v i n y l chloride) tatbik edilmesi esa­ sına d a y a n m a k t a d ı r .

'Genotherm' (rotary lamination au­ tomatic) metodu, 70°C sıcaklıkta, cm2 ye 4,5 kg. basınçla p o l v i n l i klorid (pol-y v i n l chloride) tatbik edilmesidir. Ta­ mamen otomatik olarak çalışan sistem, b ü y ü k boy d o k ü m a n l a r ı n , özellikle ga­ zetelerin laminasyonunda k u l l a n ı l m a k ­ t a d ı r .

(14)

J^^IOFT B t N A R K 'Henneckc' (rotary

lamination-Kasc-hicrmaschinc-) metodu, Fedaral Alman­ ya'da Louzawuke Weil tarafından bu­ lunmuş ve Ultraphan Hk markası ile geliştirilmiştir. Sistem 80°C sıcaklıkta ve cm^ ye 30 kg. basınçla selüloz asetad tatbiki esasına dayanır. Laminasyonda, 'Kaschiermaschine' (Type 42 rotary la-minator) denilen,- laminatör kullanılır. İmalâtçısı Federal Almanya'da Birling-hoven'deki K a r i Hennecke Firması'dır. Laminatör yaklaşık 5,000 DM. tutarın­ da olup, dakikada 1-2,5 m. uzunluğun­ da dokümanın laminasyonunu yapabil­ mektedir. Bu, bir günde 1500-3000 yap-raklık belgenin laminasyonu demektir. Bugün Almanya'da Koblenz, Düssel-dorf, Marburg ve Hollanda'da Haque arşivlerinde kullanılmaktadır.

'Postlip Duplex' (drv-mounting pho­ tographic press) metodu, 85°C sıcak­ lıkta, cm^ ye 9 kg. basınçla, polvinli asetad (polyvinyl acetate) ve magnez­ yum acetad (magnesium acetate -acid acceptor-) yardımıyla, ipek kâğıdının laminasyona tâbi tutularak belge üze­ rine tatbik edilmesidir. İngiliz W.H. Langwell tarafından, Public Record Office (İngiliz Devlet Arşivi)'deki res­ torasyon çalışmaları sırasında gelişti­ rilmiştir.

Dispro' (rotary lamination) metodu, daha çok kitapların laminasyonunda kullanılmaktadır. British Museum (yeni adı ile British Library-İngiliz MiUt Kütüphanesi)'da, kitap patalojisi üze­ rindeki çalışmalar sırasında gelişti­ rilmiştir. Bu metodda. laminatör sı-cakda değil, soğukda çalışır. İpek kâ­ ğıdı, cm ye 9 kg. lık basınçla ve a k r i l i t risin (acrylate resin) yardımıyla, kitap sayfası üzerine tatbik edilir.

-Soğuk laminasyon veya Hint usulü: Laminatörlerin çok pahalı olması, ayrıca 140-150°C arasındaki sıcaklığın bâzı arşiv belgelerine ve üzerindeki mürekkebe zarar vermesi, Hindistan'da Yeni Delhi Arşivi Teknik Servisi Şefi, kimyager Yash Fal Kathpalia'nın daha pratik ve daha ucuz bir sistem geliştir­ mesine yol açmıştır. Kathpalia, sıcaklık yerine aseton (acetone) gibi soğuk bir eriyik kullanarak, soğuk laminasyon u-sulünü bulmuştur. Bu metoda, kullanı­

lan maddeye atfen soğuk l a m i n a s y o n , bulanın memleketine atfen de H i n t usulü denmiştir.

Soğuk laminasyonda k â ğ ı t a r ş i v bel­ gelerinin hazırlanışı, t ı p k ı B a r r o w me­ todunda olduğu gibidir. Ö n c e belgelerin dezenfeksiyonu ve dezasidif i k a s y o n u yapılır. Bilâhare laminasyon s a n d v i -çi,'ipek kâğıdı + asetat k â ğ ı d ı + belge + asetat kâğıdı + ipek k â ğ ı d ı ' ş e k l i n d e ha­ zırlanır. Bunlara d ü z b i r cam s a t ı h ü z e ­ rinde, elle çalışan k a u ç u k b i r r u l o i l e ve bütün yüzlere sıvı aseton t a t b i k e d i ­ lir. Daha sonra bu laminasyon s a n d v i ç i , silikonlu kâğıt a r a s ı n d a prese k o n u r . Bir süre yapışması ve k u r u m a s ı bekle­ nir. Burada aseton y a p ı ş t ı r ı c ı g ö r e v i görmektedir. Dikkat edilecek husus, asetonun k u r u m a s ı n d a n önce presleme­

nin yapılmasıdır.

Soğuk laminasyon, t a t b i k i ve k u l ­ lanılması kolay, maliyeti ucuz b i r usul­ dür. Bu usulle, r e n k l i p l â n , resim ve benzeri d o k ü m a n , r e n k d e ğ i ş t i r m e t e h l i ­ kesinden uzak, emniyetli b i r ş e k i l d e restore edilebilmektedir. S o ğ u k l a m i ­ nasyonu, mekanik olarak yapabilen ma­ kineler de geliştirilmiştir.

4- Özel restorasyon gerektiren a r ş i v malzemesinin restorasyonu:

Harita ve p l â n l a r , c i l t l i belgeler, mikrofilmler, sinema f i l m l e r i , ses bant­ ları, plâklar, m ü h ü r l e r ve benzeri a r ş i v malzemesi özel restorasyonu g e r e k t i r i r ­ ler.

-Harita ve p l â n l a r ı n restorasyonu: Harita ve p l â n l a r ı n restorasyonun­ da, kâğıt belgelere tetbik edilen usuller uygulanır. Bunların b ü y ü k ç o ğ u n l u ğ u renkli olduğundan, restorasyondan ö n c e renklerinin 'çıkıp ç ı k m a d ı ğ ı m u t l a k a -tesbit edilmelidir. Bu t ü r malzemenin restorasyonunda, önce, delik ve b o ş l u k ­ lar aynı kalınlık ve renkte k â ğ ı t l a r l a doldurulur veya t a m a m l a n ı r . B i l â h a r e arkalarına sırt geçirilir veya her i k i

yüze kaplama yapılır. Ancak çok y ı p ­ ranmış harita ve p l â n l a r için laminas­ yon metodlarına b a ş v u r u l u r . B u n l a r ı n laminasyonu da diğer belgelerin l a m i ­ nasyonu gibidir. Laminasyon s a n d v i ç i ise, mürekkep kurutma k â ğ ı d ı ( b l o t t i n g paper), taflon (taffIon), ipek m ü s ü n

(15)

(muslin), selüloz asetad (cellulose acetat) sırasiyle h a z ı r l a n ı r . B u n l a r ı n laminasyonunda cm ye 27-40 kg. ba­ sınç sağlamak gerekmektedir.

Sırt g e ç i r m e d e , sert ve sık doku-nuşlu olmayan k u m a ş l a r tercih edilir. Yıkanmamış keten ve Hollanda bezi, günümüzde a r ş i v l e r d e en fazla tercih edilen restorasyon tamir malzemele-rindendir. Kaplama i ş i n d e , Japon k â ğ ı ­ dı ve ipek muslin de k u l l a n ı l ı r . Sırt geçirme ve kaplama i ş l e m l e r i n d e n son­ ra, ön yüz özel bir vernikle s ı v a n ı r . Bilâhare, harita ve p l â n l a r ı n e t r a f ı k u ­ maş şeritlerle ç e v r i l e r e k d o k ü m a n l a r ı n bütününde sağlamlık s a ğ l a n ı r ve resto­ rasyon t a m a m l a n ı r .

Rulo halindeki b ü y ü k boy belgeler, keten veya pamuk k u m a ş l a k a p l a n ı r l a r . Büyük boy belgelerin restorasyonu zor­ dur. Bunun için, bu t ü r belgeler numa­ ra verilerek p a r ç a l a r a a y r ı l ı r ve bu şe­ kilde s ö k ü l d ü k t e n sonra t a m i r edilir, bilâhare p a r ç a l a r tekrar b i r l e ş t i r i l i r .

-Gazete ve m e c m u a l a r ı n restorasyo­ nu:

Gazete ve m e c m u a l a r ı n restorasyo­ nu, her s a y f a n ı n her i k i y ü z ü n ü n ince kağıtla k a p l a n m a s ı ş e k l i n d e y a p ı l ı r .

-Ciltli belgelerin restorasyonu:

Ciltli belgelerin restorasyonu özel bir itina ister. C i l t l i belgeler s ö k ü l e r e k , sayfalar tek tek tamir edilirler. Daha sonra, orijinal cildine uygun bir şekilde tekrar ciltlenirler. Cilt k a p a k l a r ı n d a k i tahrip olmuş deri kısımlar, a y n ı renk, cins ve k a l ı n l ı k t a k i p a r ç a l a r l a değişti­ rilirler. Tezhibli ve m i n y a t ü r l ü c i l t l e r i n restorasyonu b ü y ü k bir u s t a l ı k ister. Restorasyonu t a m a m l a n m ı ş ciltlere, b ö ­ cek ve mantarlara karşı k o r u y u c u bir balmumu sürülür.

- M i k r o f i l m ve f i l m l e r i n restorasyo­ nu:

Mikrofilmler, sinema f i l m l e r i , ses bantları, p l â k l a r ve benzeri malzemenin restorasyonunda bir t a k ı m özel t e k n i k ­ ler geliştirilmiştir.

Bu t ü r malzemenin restorasyonun­ dan önce, m u h a f a z a s ı n a i t i n a edilme­ lidir.

Bu malzemelerden m i k r o f i l m l e r , r u

-lo, şerit veya tek olarak saklanabilirler. A r ş i v l e r d e saklanmak üzere çekilmiş o-lan m i k r o f i l m l e r , umumiyetle rulo ola­ rak ve k u r ş u n karışımlı teneke kutular i ç e r i s i n d e muhafaza edilirler. Bunlar ileride herhangi bir tahribata veya kayba uğrayabilecek olan orijinallerin, k o p y a l a r ı n ı elde bulundurmak maksa­ d ı y l a çekilip saklanırlar. Eğer mik­ r o f i l m l e r çalışma gayesi için kuUanı-lacaklarsa, b u n l a r ı n şerit (35 mm. l i k filmde 6 adet tek kare, azamt uzunluk 230 mm.) olarak veya tek tek (70 mm. l i k filmlerde) muhafazası tavsiye edi­ l i r .

Tek veya şerit halindeki m i k r o f i l m ­ ler, saydam kâğıt ve plâstikten yapılmış muhafazalar içerisinde, kart gibi tasnif edilerek saklanabilir. Bunların mekanik yolla seçimi d ü ş ü n ü l m e k t e ise, bu du­ rumda tek mikrofilmler elle veya maki­ ne ile çalıştırılan d e l i k l i kartlara veya zarflara da konabilir.

A r ş i v l e r d e , karton kutular içerisine y e r l e ş t i r i l e n bobinler, metal mahfaza­ larda (özel surette yapılmış dolaplarda) muhafaza edilirler. Pratikte kullanılan dolaplar ise, 8 çekmeceli olup, her çek­ mecede 48 bobin saklanabilmektedir.

A r ş i v l e r d e m i k r o f i l m l e r i n muhafa­ zası için, özel surette inşa edilmiş d e p o l a r ı n b u l u n m a s ı , b u g ü n kaçınılmaz o l m u ş t u r . Ancak pratikte çoğu zaman, a y r ı b i r depo inşası m ü m k ü n olama­ m a k t a d ı r .

M i k r o f i l m l e r için en b ü y ü k tehlike, y ü k s e k sıcaklık, rutubet ve tozdur. M i k r o f i l m l e r için 12-15° sıcaklık ve % 40-60 nem derecesi, en uygun muha­ faza ş a r t l a r ı n d a n d ı r . F i z i k t ve kimyevî z a r a r l ı unsurlara karşı gerektiğinde f i l m l e r y ı k a n m a l ı d ı r . M i k r o f i l m ve si­ nema f i l m l e r i ü z e r i n d e görülen mikros-kopik lekeler, kimyevî banyolarla çı­ k a r t ı l m a ğ a çalışılmalıdır. Ayrıca, f i l m ­ ler eskimeye karşı, periyodik sürelerle gözden geçirilmeli ve süresi dolmuş f i l m l e r yenilenmeli, sağlam kopyaları­ nın ç ı k a r ı l m a s ı yoluna gidilmelidir.

M i k r o f i l m l e r dışında kalan, sinema f i l m l e r i için söz konusu olabilecek tehlikeler de; yangın, çok kullanılma­ dan d o l a y ı eskime ve y ı r t ı l m a , su,

(16)

ru-362 t S M F T B İ N A R K , tubet ve fazla kuru havadır. Sinema

filmleri, 13-15°C ve %50 nem derece­ sinde muhafaza edilmelidirler. Sık sık havalandırma çok önemlidir.

Arşivlerde, filmler umumiyetle üç kopya olarak muhafaza edilirler. Bi­ rinci kopya orijinal nüsha olup, nega-tifdir. İkinci kopya negatif, üçüncü kopya ise pozitifdir. Bu şekilde, her­ hangi bir kazaya karşı,her türlü emni­ yet tedbiri alınmış olmaktadır.

-Fotoğrafların muhafazası:

Fotoğrafların muhafazasına gelince, fotoğraf negatifleri, ışığa ve rutubete karşı sarılmış olarak veya kâğıt poşet­ ler içerisinde, kutularda ve çekmeceli

metal fişliklerde, ışıktan korunmuş ola­ rak muhafaza edilmelidir. Pozitiflerin ise, dosya ve albümler içerisinde ve iki bant arasında veya asılı olarak muha­ fazası yoluna gidilmelidir. Bu arada, yeşil klişelerin mutlaka zarflanması gerektiği hususu unutulmamalıdır.

-Ses bantları ve plâkların muhafa­ zası:

Ses bantları ve plâklar ise,- aşırı sı­ cak, soğuk, rutubet ve tozdan koruna­ cak şekilde muhafaza edilmelidirler.

Bantlar, tek tek ve özel teneke ku­ tular içerisinde ve manyetik tesirlerden uzak bir şekilde muhafaza edilmelidir­ ler. Ayrıca iki yıl hiç kullanılmayan bantlar, dinleme cihazından hızla geçi­ rilerek havalandırılmalı ve böylece şe­ ritlerin birbirine yapışması önlenmeli­ dir.

Plâklar ise.toz ve rutubete karşı ko­ ruyucu, yumuşak kenarlı kutularda kı­ lıf içerisinde ve dik olarak, yan- yana dizilmiş ve tercihan tahta raflarda mu­ hafaza edilmelidirler. Plâklar için,20 sıcaklık ve %50 nem derecesi uygun muhafaza şartlanndandır.

-Mühürlerin muhafazası ve restoras­ yonu:

Özel restorasyonu gerektiren arşiv malzemelerinden olan mühürlere gelin­ ce, bunlardan balmumu ile yapılmış ve tahribe uğramış olanlar, yine balmumu ile restore edilirler. Madent mühürler ise, paslanma ve aşınmağa karşı özel verniklerle boyanırlar. Bunlar kutu.

zarf, keten veya kenevirden y a p ı l m ı ş özel keseler içerisinde muhafaza edi­ lirler.

BİBLİYOGRAFYA:

Arşiv belcelerinin restorasyon.. Haz. .Atillâ Çetin. Yayımlayan: T . C . Kültür Bakanlığı. Ankara, 1977, Baskılı Ambalaj Sanayii. X + 61 s.

"Kültür Bakanlığı Yayınları: 296" Arşiv ve arşivcilik bibliyografva^ı (Türkçe ve vabancı dillerde v a v ı n l a n -mı.s kavnaklar).Haz: İsmet Binark. Y a ­ yımlayan: T.C. Başbakanlık. Ankara,

1979, Başbakahhk Basımevi. L X X I X + 285 s.

"T.C. Başbakanlık Cumhuriyet Arşi­ vi Dairesi Başkanlığı Yayın No: 2 G n . No: 042"

"Arşiv malzemesinin korunması ve restorasyonu konusundaki kaynaklar için bk.: 88-100; 185-190; 194-195. ss."

Banks, Paul N.: Paper cleaning. Res-taurator. X (19-69), 52-66. ss.

Barrow, William J . iManuscripts and documents: their deterioration and res­ toration. Charlottesville, 1955, Univer­ sity of Virginia Press. V + 86 s.

Barrow William J.: Barrow method of restoring deteriorated documepTs Richmond, 1965. Virginia State L i b ­ rary. 19 s.

Barrow William J . A.M. Carlton; Permanence of laminating tissue.

American Archivist. 31 (1968), 88-91. ss.

Bhargava, K . D . :Pepair and preser­ vation of records. New Delhi, 1959, N a ­ tional Archives of India. 38 s.

Binark, İsmet : Eski kitapçılık sa­ natlarımız. Ankara, 1975, A y y ı l d ı z Matbaası. X I V + 162 s., Plânş.

Türk cilt sanatı için bk.: 1-12; hat sanatı için 13-24; tezhip sanatı için 25-34; resim ve minyatür için 35-49; âhâr-cılık için 50-52; ebruculuk için 52-53; zervarakçılık için 55 ve mürekkepçilik için 56-57. ss.

Binark, İsmet : Arşiv ve arşivcilik bilgileri. Yayınlayan: T.C. Başbakanlık. Ankara, 1980, Başbakanlık Basımevi. X X I V + 245 s.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yasal zorunluluklar dışında hasta dosyalarının tamamının veya belirli kısmının sağlık kurumundan dışarı çıkarılmaması, ilkesi sağlık kurumu yönetimi ve özellikle

Kullanıcı dosya ile ilgili indeks, tarih ve imha bilgilerini girerek kaydettiğinde dosya otomatik olarak dijital arşiv sistemine eklenmiş olur. Diğer dosyalar

Elde edilen sonuçların tez içerisinde gösterilmesi Bâla-Sırapınar (Ankara) ve Çameli (Denizli) şeklinde sınıflandırılarak ayrı başlıklar halinde verilmiştir

Bu kapsamda elde edilen sonuçlar, ulusal düzeydeki bilgi stoklarına bağlı bilgi massetme kapasitesinin, işbirlikçi AR-GE faaliyetleri sonucu ortaya çıkan

Yetkili kişi tarafından genellikle kararı­ nı bildimek veya bir yazının muhtemelen kaleme alınması amacıyla, belgenin kena­ rına, nadiren ilâve bir belge üzerine yazıl­

Bu araştırmanın amacı, yabancı dil olarak Türkiye Türkçesi öğrenen İranlıların birden fazla (çok) çatılı fiillerin kullanımına yönelik yaptıkları hataları

With reference to their body linear parameters, the reciprocal cross of naked neck and frizzle feathered chickens developed higher body length, whereas the main

Nuri iyicil 1951 ’de doğmuş, İstanbul Belediye Konservatuvan’nda Ekrem Zeki Ün’ün keman öğrencisi olmuş, 1969’da Lili Ştatzer’in sınıfından..