• Sonuç bulunamadı

Farklı yüzey uygulamalarının ve farklı rezin simanların cad/cam freze tekniği ile üretilen zirkonya post sisteminde retansiyona ve dirence etkilerinin invitro olarak değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farklı yüzey uygulamalarının ve farklı rezin simanların cad/cam freze tekniği ile üretilen zirkonya post sisteminde retansiyona ve dirence etkilerinin invitro olarak değerlendirilmesi"

Copied!
123
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

FARKLI YÜZEY UYGULAMALARININ

VE FARKLI REZİN SİMANLARIN CAD/CAM FREZE TEKNİĞİ İLE

ÜRETİLEN ZİRKONYA POST SİSTEMİNDE

RETANSİYONA VE DİRENCE ETKİLERİNİN İNVİTRO OLARAK

DEĞERLENDİRİLMESİ

Diş Hekimi Derya TOPRAK (DOKTORA TEZİ)

Danışman

Doç. Dr. Zelal SEYFİOĞLU POLAT

Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı

(2)

DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

FARKLI YÜZEY UYGULAMALARININ

VE FARKLI REZİN SİMANLARIN CAD/CAM FREZE TEKNİĞİ İLE

ÜRETİLEN ZİRKONYA POST SİSTEMİNDE

RETANSİYONA VE DİRENCE ETKİLERİNİN İNVİTRO OLARAK

DEĞERLENDİRİLMESİ

Diş Hekimi Derya TOPRAK (DOKTORA TEZİ)

Danışman

Doç. Dr. Zelal SEYFİOĞLU POLAT

Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı

Dicle Üniversitesi Araştırma ve Proje Koordinatörlüğünün DÜBAP 10-DH-90 ‘nolu projesi tarafından desteklenmiştir.

(3)

T.C

DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

MÜDÜRLÜĞÜ

“FARKLI YÜZEY UYGULAMALARININ VE FARKLI REZİN SİMANLARIN CAD/CAM FREZE TEKNİĞİ İLE ÜRETİLEN ZİRKONYA POST SİSTEMİNDE RETANSİYONA VE DİRENCE ETKİLERİNİN İNVİTRO OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ” isimli Doktora Tezi 01.11.2011

tarihinde tarafımızdan değerlendirilerek başarılı bulunmuştur.

Tez Danışmanı : Doç. Dr. Zelal SEYFİOĞLU POLAT Tezi Teslim Eden : Dt. Derya TOPRAK

Jüri Üyesinin

Ünvanı Adı Soyadı

Başkan :

Üye :

Üye :

Üye :

Üye :

Yukarıdaki imzalar tasdik olunur. …../…../………

Prof. Dr. Salih HOŞOĞLU Dicle Üniversitesi

Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(4)

Doktora eğitim süresince klinik deneyimleriyle, akademik bilgisiyle, hoşgörüsüyle, tüm desteği ile yanımda olan, bu çalışmanın ortaya çıkışında, ilerlemesinde özverisini ve emeğini esirgemeyen, her anlamda örnek aldığım hocam sayın Doç. Dr. Zelal SEYFİOĞLU POLAT’a,

Bu çalışmanın oluşturulması ve ilerlemesinde çok değerli katkılarından dolayı sayın Prof. Dr. Filiz KEYF’e,

Doktora eğitimim süresince ve tez dönemimde desteğini her zaman yanımda hissettiğim, bilgi ve deneyimleri ile bana yön veren sayın Doç. Dr. İbrahim Halil TACİR’e

Çalışmanın klinik ve laboratuar aşamasında yardımları ve güler yüzlerini eksik etmeyen klinik personellerimiz Buket ÇALIŞKAN, Çetin ASLAN ve Şahin DEMİRALP ‘e,

Tez çalışmanın istatistik değerlendirmesini yaparak katkılarını koyan sayın Yrd. Doç. Dr. Ersin UYSAL’a,

Bu çalışmanın laboratuar aşamasında desteğini esirgemeyen sayın Yrd. Dr. Mustafa ZORTUK ve Dr. Göknil ALKAN DEMETOĞLU’na,

Hayatımın her döneminde olduğu gibi bu dönemde de maddi manevi desteklerini her zaman hissettiğim, bana güç veren aileme, ailemden uzak olduğum süre içerisinde beni yalnız bırakmayarak yanımda olan adlarını sayamadığım bütün arkadaşlarıma, sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(5)

İç Kapak………. I Onay Sayfası………. II Teşekkür………... III İçindekiler Dizini………...IV Resimler Dizini………...VIII Tablolar Dizini………... X Şekiller Dizini………XI Grafikler Dizini………XII Kısaltmalar Dizini………...XIII Özet……….... XV Abstract……….XVII 1.GİRİŞ VE AMAÇ………..1 2.Genel Bilgiler………...3

2.1. Endodontik Tedavili Diş ve Post Kor……….. 3

2.2. Post Kor………3

2.2.1.Post Kor’ların Tarihçesi………...4

2.2.2.Post Kor Restorasyonların Endikasyonları………5

2.2.3.Post Kor Restorasyonların Kontrendikasyonları………...5

2.2.4.Post Kor Restorasyonların Avantajları………..6

2.2.5.Post Kor Restorasyonların Dezavantajları……….6

2.3. Post Kor Restorasyonlarda Tutuculuk için Kriterler……….6

2.3.1.Post’un uzunluğu………...6

2.3.2.Post’un çapı………7

2.3.3.Post’un yüzeyi………7

2.3.4.Post’un şekli………...7

2.3.5.Ferrule etkisi………..7

2.3.6. Kor materyalinin Seçimi………...7

2.4.İdeal Postun Özellikleri………..8

2.5.Postların Sınıflandırılması………..8

2.5.1.Prefabrik Post Sistemleri………9

(6)

2.5.1.2. Prefabrik Post Sistemlerinin Dezavantajları………...10

2.5.2.Döküm Post Sistemleri ………...11

2.5.2.1. Döküm Post Sistemlerinin Endikasyonları……….11

2.5.2.2.Döküm Postların Yapım Teknikleri………..11

2.5.2.2.1.Direkt Teknik……… 12

2.5.2.2.2.İndirekt Teknik……… .12

2.5.2.3.Döküm Postların Avantajları……….13

2.5.2.4.Döküm Postların Dezavantajları………...14

2.6.Metal Postlar………..14

2.7.Metal Olmayan Postlar………..14

2.7.1. Fiberle Güçlendirilmiş Kompozit Postlar……….15

2.7.2.Tamamı Seramik Postlar………15

2.7.2.1. Cam Seramik Postlar………..16

2.7.2.2. Alüminyum Oksit Esaslı Postlar………16

2.7.2.3. Zirkonyum Esaslı Postlar………16

2.8. Zirkonya………..17

2.8.1.Magnezyum Stabilize Zirkonyum (Mg-PSZ) ………..20

2.8.2.Zirkonyum ile Sertleştirilmiş Alümina (ZTA)……….20

2.8.3. 3Y-TZP (Yttria Stabilize Tetragonal Zirkonyum Polikristali)…………...20

2.9. Freze Teknolojisi………21 2.9.1.Görüntü alma……….23 2.9.2.Restorasyon Dizaynı………..24 2.9.3.Restorasyon Üretilmesi………..24 2.10.CAD/CAM Sistemler………25 2.10.1.CEREC Sistem……….25 2.10.2.Lava Sistem………..25 2.10.3.Cercon Sistem………..25 2.10.4.DCS Precident Sistem……….26

2.10.5.Procera All-Ceram Sistem………...26

2.11. Post Kor Restorasyonların Simantasyonu………..27

2.11.1. İdeal bir Siman Materyalinde Bulunması Gereken Özellikler…………..27

(7)

2.11.3. Adeziv Sistemler………28

2.11.4. Bonding Sistemler……….30

2.11.4.1.Bonding Sistemlerin Sınıflandırılması……….30

2.11.4.2. Primerin İçeriğine göre Bonding Sistemler………..31

2.11.4.3.Tam Pürüzlendirme (Total Etching) Yöntemine göre Bonding Sistemler..31

2.11.4.4.Kısmen Pürüzlendirme (Self Etching) Primer Yöntemine göre Bonding Sistemler……….31

2.11.5. Kompozit Rezin Simanlar………..32

2.11.5.1. Kompozit Rezin Simanların Avantajları………...32

2.11.5.2. Kompozit Rezin Simanların Dezavantajları………..33

2.12. Post Sistemlerinde Tutuculuğu Arttırmak için Yapılan Yüzey Uygulamaları…....35

2.12.1.Mekanik Bağlantı Oluşturan İşlemler………..35

2.12.1.1.Asit ile Pürüzlendirme……….35

2.12.1.2.Kumlama………..36

2.12.1.3.Elmas Döner Alet ve Frez ile Pürüzlendirme……….36

2.12.1.4.Lazer ile Pürüzlendirme………...37

2.12.1.5.Plazma Spreyi Yöntemi ile Pürüzlendirme………...37

2.12.2. Kimyasal Bağlantı Oluşturan İşlemler………....38

2.12.2.1.Silan Bağlayıcı Ajan Uygulama………38

2.12.3.Hem Mekanik hem de Kimyasal Bağlantı için Uygulanan İşlemler………38

2.12.3.1.Silisyum Oksit (SiO2) Tanecikleri ile Kumlama………38

2.12.3.1.1. Pirokimyasal Silika Kaplama……….38

2.12.3.1.2.Tribokimyasal Silika Kaplama………... 39

2.13. Post Sistemlerinde Bağlanma Direncini Değerlendirme Yöntemleri………..40

3.GEREÇ VE YÖNTEM……….41

3.1. Çalışmada Kullanılan Materyaller……….41

3.2. Deneklerin Seçimi………..42

3.3. Test Dişlerinin Hazırlanması……….43

3.4. Kök kanallarının Hazırlanması………..44

3.5. Zirkonya Postların Üretilmesi………...45

3.5.1.Çekme Testi İçin Hazırlanan Zirkonya Postlar………..45

3.5.2.Basma-Kesme Testi İçin Hazırlanan Zirkonya Postlar………..49

(8)

3.6.1.Çekme Testi için Hazırlanan Gruplar………..54

3.6.2. Basma-Kesme için Hazırlanan Gruplar………..55

3.7. Üretimi Tamamlanan Zirkonya Postlara Yüzey Uygulamalarının Yapılması………..56

3.7.1. Silika Kaplı Alüminyum oksit (Al2O3) Uygulanması ( CoJet) ……… 56 3.7.2. Alüminyum Oksit (Al2O3) Kumu Uygulanması………..59

3.7.3. Hidroflorik Asit Uygulanması………61

3.8.Zirkonya Postların Reçine Simanlarla Yapıştırılması ………...62

3.8.1. MDP İçerikli Rezin Kompozit Siman ile Yapıştırma………..63

3.8.2. Kendinden Adeziv Rezin Kompozit Siman ile Yapıştırma………..64

3.8.3. Bis GMA Rezin Kompozit Siman ile Yapıştırma………...65

3.9.Hazırlanan Deney Örneklerinin Akrilik Bloklara Gömülmesi ve Test Düzeneklerinin Oluşturulması………...66

3.10. Kuvvetlerin Uygulanması………...67

3.11. İstatistiksel Analiz………70

4. BULGULAR……….71

4.1. Çekme Testi Bulguları………72

4.2. Basma-Kesme Testi Bulguları………75

4.2.1.Kırık Tiplerinin İncelenmesi………78

4.3. SEM Görüntülerinin Değerlendirilmesi………....81

5. TARTIŞMA………..84

6. SONUÇLAR……….94

KAYNAKLAR……….95

(9)

VIII RESİMLER DİZİNİ

Resim 1: Dişlerin anatomik boyunun ölçülmesi Resim 2: Anatomik kronların uzaklaştırılması Resim 3: Dişlerin kök uçlarına bond uygulanması

Resim 4: Snowpost sistemine ait kök genişletme dirilleri ve 1.6mm çaplı kuşaklı Snowpost Resim 5: 1.6 mm çaplı mavi kuşaklı Snowpost

Resim 6: Snowpost’un kanala uyumu ve 10 mm ölçülen post uzunluğu Resim 7: Optik tarayıcıda tarandıktan sonra postların dijital ortamda dizaynı Resim 8: Zirkonya postların üretildiği yarı sinterize zirkonya blok

Resim 9: Çekme testi uygulanacak zirkonya postların freze teknolojisi ile üretilmesi Resim 10: Zirkonya postların yarı sinterize zirkonya blok üzerinde üretim sırasındaki görüntüsü

Resim 11: Üretilen zirkonya postların sinterleme işlemine geçilmeden önceki görüntüsü Resim 12: Zirkonya postların % 25 oranında küçültmek için yerleştirildikleri sinterleme fırını Resim 13: Çekme testi için bitirilmiş zirkonya postlar

Resim 14: Kor yapısını oluşturmak için kullanılan rezin matriks Resim 15: Kor yapısının şekillendirilmesi

Resim 16: Kor yapının rezin matriks 7 mm uzunlukta oluşturulması

Resim 17: Hazırlanan örneklerin optik tarayıcıya yerleştirilmesi ve sabitlenmesi Resim 18: Hazırlanan örneklerin optik tarayıcıya yerleştirilmesi ve sabitlenmesi Resim 19: Lazer Optik Tarayıcının görüntüsü

Resim 20: Örneğin lazer optik tarayıcıda taranması

Resim 21: Verilerin yazılım programına aktarılması ve restoraosyonun dizaynı Resim 22: Verilerin yazılım programına aktarılması ve restoraosyonun dizaynı Resim 23: Yarı sinterize zirkonya blok

Resim 24: CAD/CAM freze cihazı

Resim 25:CAD/CAM cihazında freze işlemi Resim 26: Üretilen zirkonya post kor örneği Resim 27: Cojet Sisteminin görüntüsü (cihazı)

(10)

Resim 28: Cojet sisteminin görüntüsü (seti)

Resim 29: Çekme testi örneklerinin silika ile kaplı olan Al2O3 tanecikleri ile kumlama Resim 30: Basma-kesme testi örneklerinin silika ile kaplı Al2O3 tanecikleri ile kumlanması Resim 31: Cojet sistemine ait olan silan bağlayıcı ajanın uygulanması

Resim 32: Kumlama cihazının görüntüsü Resim 33: Kullanılan aluminyum oksit kumu

Resim 34: Çekme testi örneklerinin Al2O3 tanecikleri ile kumlanması

Resim 35: Basma-kesme testi örneklerinin Al2O3 tanecikleri ile kumlanması Resim 36: Çalışmada kullanılan %4 oranında hidroflorik asitin görüntüsü Resim 37: Çekme testi örneklerine hidroflorik asit uygulanması

Resim 38: Basma-kesme testi örneklerine hidroflorik Asit uygulanması Resim 39: Kullanılan akrilik reçine ve hazır plastik kalıpların görüntüsü

Resim 40: Çekme testi örneklerinin tümünün akrilik bloklara gömülmüş görüntüsü

Resim 41: Basma-kesme testi örneklerinin tümünün akrilik bloklara gömülmüş görüntüsü Resim 42: Çekme kuvveti uygulanmasını sağlamak için hazırlanan düzenek

Resim 43: Basma-kesme kuvveti uygulanmasını sağlamak için hazırlanan düzenek Resim 44: Instron test cihazının görüntüsü

Resim 45: Instron test cihazında çekme testinin uygulanması

Resim 46: Instron test cihazında basma-kesme testinin uygulanması Resim 47: Kırık görülmeyen örneğin görüntüsü

Resim 48: Kole seviyesinde oluşan kırığın görüntüsü

Resim 49: Kökün servikal yüzeyinden 1/3 kök kırığının görüntüsü Resim 50: Kökte 1/2 kök kırığının görüntüsü

(11)

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1: Dönüşüm sertleşmesine göre zirkonya formları Tablo 2: Çalışmada kullanılan materyaller

Tablo 3: Çalışmada kullanılan cihazlar Tablo 4: Deney gruplarının oluşturulması Tablo 5: Çekme testi için hazırlanan gruplar Tablo 6: Basma-kesme testi için hazırlanan gruplar

Tablo 7:Çekme ve basma-kesme kuvveti uygulanan zirkonya postların retansiyona ve dirence etkisinin araştırmasında post yüzeylerinde oluşturulan farklı yüzey uygulamaları Tablo 8: Çekme ve basma-kesme kuvvetinde zirkonya postların retansiyona ve dirence etkisinin araştırmasında postların kök kanalına yapıştırıldığı farklı simanlar

Tablo 9: Farklı yüzeylerin oluşturulduğu ve farklı simanlarla yapıştırılan zirkonya postların çekme testi ortalama değerleri ve standart hatası

Tablo 10: Farklı yüzeylerin oluşturulduğu ve farklı simanlarla yapıştırılan zirkonya postların basma-kesme testi ortalama değerleri ve standart hatası

(12)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1: Zircon (ZrSiO4)’ün görüntüsü Şekil 2: Baddeleyite (ZrO2)’in görünütüsü

Şekil 3: Zirkonya’nın dönüşüm sertleşmesi mekanizmasının şematiği

Şekil 4: Cojet (silika kaplı Al2O3) uygulaması yapılan zirkonya postların SEM görüntüsü Şekil 5: Kum (Al2O3) uygulaması yapılan zirkonya postların SEM görüntüsü

Şekil 6: Hidroflorik asit uygulaması yapılan zirkonya postların SEM görüntüsü

(13)

XII

GRAFİKLER DİZİNİ

Grafik 1: Farklı yüzey uygulamalarının oluşturulduğu ve farklı simanlarla yapıştırılan zirkonya postların çekme testi ortalama değerleri.

Grafik 2: Farklı yüzey uygulamalarının yapıldığı ve farklı simanlarla yapıştırılan zirkonya postların basma-kesme testi ortalama değerleri.

(14)

XIII

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ

Al2O3 : Alüminyum oksit

Bis-GMA : Bisfenol-A-glisidilmetakrilat oC : Santigrad derece

CAD : Computer Aided Design (Bilgisayar yardımıyla tasarım) CAM : Computer Aided Manufacturing (Bilgisayar yardımıyla üretim) cm : Santimetre

CaO : Kalsiyumoksit CeO2 : Seryumdioksit

EDTA : Etilendiamin tetraasetik asit GPDM : Gliserofosforik asitdimetakrilat HF : Hidroflorik asit

HEMA : Hidroksietilmetakrilat

MDP : Metakriloiloksidodesil dihidrojen fosfat META : Metakriloksietil trimellilat anhidrat MgO : Magnezyum oksit

mm : Milimetre mm/dak : Milimetre/dak N : Newton

NPG-GMA : N-fenilglisidilmetakrilat NaOCL : Sodyumhipoklorit

PSZ : Bölümlü stabilize zirkonyum (Partially Stabilized Zirconium) SiO2 : Silisyum dioksit

SEM : Scanning Electron Microscobe (Tarayıcı Elektron Mikroskobu) TZP : Tetragonal zirkonyum polikristali

UDMA :Ürethan dimetakrilat Y2O3 : Yitriyum oksit

YTZP : Yitriumla stabilize tetragonal zirkonyum polikristali (Ytrium Stabilized Tetragonal Zirconia Polycristal)

(15)

XIV ZrO2 : Zirkonyum dioksit

μ : Mikron μm : Mikrometre

(16)

ÖZET

Farklı Yüzey Uygulamalarının ve Farklı Rezin Simanların CAD/CAM Freze Tekniği ile Üretilen Zirkonya Post Sisteminde Retansiyona ve Dirence Etkilerinin İnvitro olarak

Değerlendirilmesi.

Son yıllarda özellikle estetik gereksinimlerin hızla artması, sabit protetik diş tedavisinde, estetik olarak üstün olan materyallerin kullanılmasını gerektirmektedir. Özellikle ön bölgede diş kırıkları, aşırı çürükler gibi kron harabiyeti fazla olan dişlerde, diş köklerinden de destek alınarak post kor tedavileri uygulanmaktadır. Sıklıkla kullanılan metal post sistemlerinin koyu renkli olması ve özellikle ön grup dişlere uygulanması sırasında kole bölgesinde metal renginin yansıması, estetik sakıncalara neden olmaktadır. Estetik sakıncaları gidermek ve metalin sağlamlılık direncinden faydalanmak için beyaz renkli bir metal olan ‘zirkonya’ günümüzde tercih edilmektedir. Oldukça sert olan zirkonya materyali özel olarak üretilen bazı tekniklerle şekillendirilebilmektedir. Bilgisayar Yardımıyla Tasarım/ Bilgisayar Yardımıyla Üretim (CAD/CAM) freze tekniği ile üretilen zirkonya post sistemleri de güncel olarak uygulanmaktadır. Araştırmamızda, CAD/CAM freze tekniği ile üretilen zirkonya postların retansiyon ve dirençleri değerlendirildi. Üretilen zirkonya postlara farklı yüzey özellikleri teknikleri uygulandı ve son dönemler de sık kullanılan farklı özelliklerde rezin simanlarla yapıştırılarak, zirkonya postların retansiyon ve dirençleri istatiksel olarak değerlendirildi.

Çalışmamızda uygulanan testlere göre, retansiyon ve dirence etkisi olarak iki bölümde incelendi. Çeşitli sebeplerden dolayı çekilmiş olan 240 adet üst çene santral kesici ve kanin dişleri invitro olarak kullanıldı. 240 adet çekilmiş üst çene santral kesici ve kanin dişlerin kron kısımları dişin uzun aksına dik olacak şekilde mine sement sınırından 2 mm yukarıda elmas disk ile irrigasyon altında kesildi ve dişlerin kök kanalları Gates-Glidden frezleri ve diriller ile genişletilerek hazırlandı. Genişletilen kanallara göre CAD/CAM freze tekniği ile zirkonya postlar üretildi ve üretilen zirkonya post yüzeyleri üç farklı teknik (Hidroflorik asit, Al2O3 kumlama, CoJet silica kaplama yöntemleri) ile pürüzlendirildi ve pürüzlendirilen postlar dişlerin kanallarına üç farklı rezin siman (MDP içerikli Rezin Kompozit siman, Bis-GMA Bazlı Rezin Kompozit siman, Kendinden Adeziv Rezin Kompozit siman) kullanılarak yapıştırıldı. Zirkonya post yüzeylerine yüzey uygulaması yapılmadan üç farklı rezin siman kullanılarak yapıştırılan zirkonya postlar kontrol grubu olarak seçildi. Hazırlanan örnekler 25x25x25 mm boyutlarında hazır kalıplara akrilik rezin konularak fikse edildi. Hazırlanan örneklere Instron Test Cihazında

(17)

uygun apareyler yardımıyla çekme ve basma-kesme testi uygulanarak zirkonya postların retansiyon ve dirençleri değerlendirildi.

Çalışmamızın sonucunda zirkonya postların adeziv simantasyonunda, dayanıklılık ve direnci arttırmak için yüzey pürüzlendirme işlemlerinin gerekli olduğu ve bu işlemler arasında Al2O3 kumu ile kumlama ve Cojet silika kaplama yöntemlerinin etkili olduğu bulunmuştur. Kompozit rezin simanlar içinde MDP içerikli simanların tutuculuk ve dayanıklılık değerlerinin yüksek olduğu bulunmuştur.

(18)

ABSTRACT

Evaluating the Effects of Different Surface Treatments and Different Resin Luting Agents in the Zirconia Post System which Produced by CAD/CAM Copy-Milling

Fabricating Techniques for Retention and Resistance: Invitro Study

At the last years especially the increase in the aesthetic necessities, it’s required the using of the best materials as esthetically at the fixed partial dentures. Notably, at the tooth which has crown loss like tooth fracture, extreme tooth decay at the anterior, post kor treatment has been applied as getting support by tooth roots. As the metal post systems which used freguently is being dark colored and especially the reflection of metalic colour during the appliying at the anterior tooth caused some aesthetic disadvantages. Nowadays removing the aesthetic disadvantages and making use of the metals resistance, the zirconia which is white colored metal is prefered. The zirconia metal which is quite hard be able to be shaped with some special techniques. Zirconia post systems has been produced by Computer Aided Design/ Computer Aided Manufacturing (CAD/CAM) technique is applied currently. In the investigation, the zirconia posts which is produced with CAD/CAM technique, the retention and resistance of them were going to be evaluated. The zirconia surface specialities, which produced specially, the groups be created appliying different techniques and the retention and resistance of them were going to be evaluated which fixed with different resin cement and used freguently lately.

The studying was going to be examined in two parts as the effects of retention and resistance. In the investigation 240 maxillary central incisors and canins which were extracted with different reasons were going to be used. While the value of the retention and resistance has been examined 240 maxillary central incisors’ crown parts as being vertical 2 mm up to enamel cement margin going to be prepared with diamond disk and under irrigation. Root canals were going to be enlarged by Gates-Glidden drills and Snowpost systems drills as being at the same diameter. According to the enlarged canal, the zirconia posts were going to be prepared by the CAD/CAM Copy-milling technique and the zirconia posts surfaces be roughen up by different techniques (Hidrofloric acid, Al2O3 partical abrasion, CoJet silica coating). The roughen up posts were going to be cemented to tooth canal using tree different resin cement, MDP contain cement, Bis-GMA Based Resin, Adeziv Rezin Based. As the control group, the zirconia posts surfaces which no application were going to be fixed up

(19)

XVIII using three different resin cement. The speciments were set down into the 25x25x25 mm fabricated blocks with acrylic resin materials. To the prepared sample, at the Instron Testing Machine by the help of appropriate equipment the tensile test and compressive-shear tests evaluated.

The end of the our study while adhesive cemented of the zirconia posts, the surface of the zirconia post need roughen up for retention and resistance. In the roughen up techniques Al2O3 partical abrasion and CoJet silica coating were finding effective and in the adhesive cement, which is the contain MDP was finding effective.

(20)

1. GİRİŞ

Kök kanal tedavilerinde gelişen materyaller ve yöntemler sayesinde önceleri çekim endikasyonu konulan pek çok diş, artık başarılı bir şekilde ağızda tutulabilmektedir (1,2). Kök kanal tedavisi sırasında genellikle diş yapısını zayıflatan doku kaybı söz konusudur, aynı zamanda dişin fiziksel ve mekanik özellikleri ve kalan diş dokusunun estetik özellikleri değişmektedir (3). Kök kanal tedavisi uygulanan dişler daha az mineralize dokuya sahip olduklarından canlı dişlere oranla fonksiyonel kuvvetler karşısında daha kırılgandırlar (4). Ayrıca kanal tedavisi sırasında kök kanalında giriş kavitesinin açılması, diş dokusunda aşırı madde kaybı ve kök kanalının mekanik olarak genişletilmesi ile de diş yapısı zayıflamaktadır. Geride kalan diş dokusunun bütünlüğünü korumak, yapısal olarak zayıflamış olan dişleri desteklemek, yapılacak olan protetik restorasyona tutuculuk sağlamak için uygun bir post kor sistemi uygulanmalıdır.

Post kor sisteminde temel amaç; restorasyonda istenilen tutuculuk, direnç, desteklik ve dayanıklılık için, dişin eksik kron yapısının kökten destek alınarak yerine konmasıdır (5). Post, pulpa boşluğuna direkt ve indirekt olarak hazırlanan, farklı materyallerden ve tasarımlardan oluşan yapının yerleştirilmesidir (6).

Post kor yapımında çeşitli restoratif materyaller kullanılabilir. Uzun yıllar boyunca kullanılan metal postların dişeti bölgesinde oluşturdukları estetik problemler, metal olmayan postların gelişmesine yol açmıştır. Estetik sorunların kaldırılması ve daha doğal sonuçların yaratılması için fiber postlar, seramik postlar ve zirkonya ile güçlendirilmiş seramik postlar geliştirilmiştir. Estetik sakıncaları gidermek ve metalin sağlamlılık direncinden faydalanmak için beyaz bir metal olan zirkonya günümüzde tercih edilmektedir. Oldukça sert olan zirkonya materyali özel olarak üretilen bazı tekniklerle şekillendirilebilmektedir. Bilgisayar Yardımıyla Tasarım/ Bilgisayar Yardımıyla Üretim (CAD/CAM) freze tekniği ile üretilen zirkonya post sistemleri de güncel olarak uygulanmaktadır.

Çalışmamızda genişletilip hazırlanan kanallara göre CAD/CAM freze tekniği ile zirkonya postlar üretildi ve üretilen zirkonya post yüzeyleri üç farklı teknik (Hidroflorik asit, Al2O3 kumu ile kumlama, CoJet silica kaplama yöntemleri) ile pürüzlendirildi ve pürüzlendirilen postlar dişlerin kanallarına üç farklı rezin siman, MDP içerikli Rezin Kompozit siman, Bis-GMA

(21)

Bazlı Rezin Kompozit siman, Kendinden Adeziv Rezin Kompozit siman kullanılarak yapıştırıldı. Zirkonya post yüzeylerine yüzey uygulaması yapılmadan üç farklı rezin siman kullanılarak yapıştırılan zirkonya postlar kontrol grubu olarak seçildi. Hazırlanan örnekler 25x25x25 mm boyutlarında hazır kalıplara akrilik rezin bırakılarak fikse edildi. Hazırlanan örneklere Instron Test Cihazında uygun apareyler yardımıyla çekme ve basma-kesme testi uygulanarak zirkonya postların çekme ve basma-kesme testlerine göre retansiyon ve dirençleri değerlendirildi.

(22)

2. GENEL BİLGİLER

2.1. Endodontik Tedavili Diş ve Post Kor

Endodontik tedavi, dişin pulpasının çıkarılarak, kök kanallarının temizlenmesi, şekillendirilmesi ve doldurulması amacıyla yapılan işlemlerin bütünüdür (7). Kök kanal tedavisi sırasında genellikle diş yapısını zayıflatan doku kaybı söz konusu olurken, aynı zaman da dişin fiziksel ve mekanik özellikleri ve kalan dokunun estetik özellikleri değişmektedir (3).

Endodontik tedavi uygulanmış dişlerde; kalan klinik kron miktarı, diş eti altına ilerleyen çürüklerin varlığı, periodontal dokuların durumu, destek alveol kemiğin niteliği ve niceliği, kök morfolojisi, diş arklarının karşılıklı ilişkileri, hastanın okluzal alışkanlıkları (bruksizim) ve dişin ağızda kalma gerekliliği, yapılacak olan restoratif tedavinin planlanmasındaki önemli kriterlerdir (8).

Aşırı madde kaybına uğramış endodontik tedavi görmüş dişlerin restorasyonu için kullanılan yöntemler şunlardır:

1- Döküm post kor,

2- Posterior dişler için amalgam veya kompozit rezin koronal-radiküler kor uygulamaları,

3- Prefabrik post ile amalgam veya kompozit rezin kor uygulamaları, 4- Kombine uygulamalardır (9).

2.2. Post Kor:

Post kor, prepare edilmiş kök kanalının 2/3’ünü dolduran, restorasyona desteklik, direnç ve tutuculuk sağlayan ve ‘post’ adı verilen çividen, bu çivi ile birleşen ve prepare edilmiş diş formunu temsil eden ve ‘ kor’ adı verilen bir çekirdek yapıdan ve ortalama 2 mm genişliğinde, kökün koronal bölgesini çepeçevre saran ve kor’un bir parçası olup koping denilen parçalardan oluşur. Kor postun koronal uzantısı olarak düşünülebilir (5).

Kor’un ana fonksiyonu, görülebilir ve kabul edilebilir bir yapı oluşturarak final restorasyon için tutuculuğu arttırmak, gelen kuvvetleri uygun bir şekilde alttaki diş yapısına iletmektir. Kor yapıda uygulanan kesim işleminin ve restorasyonun birtakım özelliklere sahip olması gerekir.

(23)

Bunlar:

1- Diş yapısı korunmalıdır.

2- Yapısal bütünlülük göstermelidir.

3- Tutuculuk, direnç ve desteklik sağlamalıdır. 4- Kenar uyumu iyi olmalıdır.

5- Kaybolan dokuları yerine getirmelidir (5).

Kron protezlerinde yeterli tutuculuğun sağlanması için protezin rotasyon ekseninin doğal diş dokusu içinde kalması gerekmektedir. Dolayısıyla uygulanacak olan kök içi restorasyonların okluzal kuvvetleri kök etrafına dağıtarak diş kronuna desteklik sağlamakla birlikte olası kök kırıklarını da engellemesi gerekmektedir (1,9,10,11).

2.2.1. Post Kor’ların Tarihçesi

Kron kaybına uğrayan dişlerin restorasyonları ile ilgili ilk çalışmalara 16. yüzyılın sonlarında rastlanmaktadır. Post kor sistemlerine ait çalışmaların önemli ismi olan Pierre Fauchard 1700’lerde tahta çivileri post olarak uygulamıştır. İlk zamanlarda köklerdeki nem absorbsiyonu sonucu genleşerek tutuculuğu daha iyi olacağı düşünülen tahta çivilerin yerine metal çiviler kullanmıştır. Ayrıca tahta postların ağız içinde kısa sürede çürüdüğü, koku yaptığı için, altın ve gümüş çiviler post uygulamalarda yerini almıştır. Ayrıca 18. yüzyılda Fauchard, altın kaideli ve seramik fasetli postları geliştirmiştir (1,12).

Fauchard dönemin basit postlarını, Etienne Bourdet vidalı postları ve Maggiola yaylı postları geliştirmiştir. Ricci mantarla sıkıştırılan postları önermiştir. Lefoulon ise 1841 yılında kök kanalı içerisine, kurondaki vidalı posta uygun yivler taşıyan altın bir silindir yerleştirilmesini önermiştir. 1880 yılında Casius M. Richmond, kendi adıyla anılan postlu kron protezini tanıtmıştır (7,12).

18. yüzyılda Fauchard’ın altın kaideli ve seramik fasetli postların gelişmesiyle devam eden ilerlemeler, Christel ve arkadaşlarının 1980’lerin sonlarına doğru post sistemlerinde estetik ve biyolojik uyumluluğa duyulan ihtiyaçtan dolayı zirkonyum esaslı postları geliştirmesiyle devam etmiştir (12,13).

(24)

Kwiatkowski ve Geller ilk defa 1989 yılında cam seramik post ve kor’ların (Dicor, Denstply) klinik uygulamalarını tanımladılar. 1991’de Kern ve Knode cam infiltre edilmiş alumina seramikten (In-Ceram, Vita) tek parça post kor’ları tanıtmışlardır (14). 1992 yılında ise, Duret ve arkadaşları prefabrike karbon fiberlerden yapılmış postları diş hekimliğinde tanıtmışlardır (13). 1993’te Luthy ve arkadaşları, yüksek sıkıştırma direnci olan (1400 Mpa) tetragonal zirkonya polikrisitallerinden (ZrO2-TZP) oluşan post materyallerini geliştirmiştir (15). 1994 ve 1995’te Sandhaus ve Pasche, prefabrik üretilen zirkonyum esaslı kanal postları restoratif diş hekimliğine tanıtmışlardır. Pissis ise 1995’te, post ve kor’un cam seramik materyalinden tek parça olarak dökülmesini önermiştir (3,14).

1997 de Ivoclar firması zirkonyum oksit postlar üzerine direkt olarak ısıyla preslenen ve ısısal genleşme katsayısı zirkonyum oksitin katsayısına yakın olan bir seramik kor materyalini (IPS Empress Cosmo Ingot) geliştirdi. Günümüzde artık tamamı seramik kronlarla kombine estetik postlar, özellikle kırılmış ya da kron rengi bozulmuş endodontik tedavili ön grup dişlerde estetik amaçla tercih edilir hale gelmiştir (3,14).

2.2.2. Post Kor Restorasyonların Endikasyonları

1. Pulpada geri dönüşümü olmayan hasarın bulunduğu durumlarda,

2. Pinli kor yapımı veya tutucu saha, tutucu oluklar, yardımcı kaviteler, asit ile pürüzlendirme ve bağlanma yöntemleriyle onarılamayan kron kaybının olduğu durumlarda,

3. Periodontal desteği zayıf dişlerde, kron/kök oranının endodontik desteklerin kullanımıyla güçlenmesi gerektiğinde,

4. Malpoze dişin oklüzal veya aksiyal düzeltilmesinin pulpa bütünlüğünü bozduğu durumlarda,

5. Overdenture tekniklerinde ataçmanların köklerle retansiyonu gerektiğinde,

6. Restorasyon sonrası endodontik girişimin güçleşeceği pulpa prognozunun şüpheli olduğu geniş defektli dişlerde kullanılabilirler (5).

2.2.3. Post Kor Restorasyonların Kontrendikasyonları

1- Kanal tedavisine izin vermeyen kırılmaya eğilimli ince kök formu olan dişlerde, 2- Kökü de içeren aşırı çürüklerde,

(25)

3- Kanal tedavisi hatalı, kanal dolgusu yetersiz veya tedavi sonucunda perfore olan dişlerde,

4- Kök kanallarının kalsifiye olup kanal preparasyonunun yapılamadığı dişlerde, 5- Kökte kırık veya çatlak mevcutsa,

6- Aşırı periodontal harabiyetli, enfeksiyonlu dişlerde,

7- Oral hijyeni kötü ve motive edilemeyen hastalarda post kor uygulaması kontrendikedir (3,16).

2.2.4. Post Kor Restorasyonların Avantajları

1- Restore edilen endodontik tedavili dişler sabit protezlerin desteklenmesinde kullanılabilir.

2- Yüzey alanın artması ile restorasyonun tutuculuğunu arttırır.

3- Postlar, kron ve kök arasında stres iletimi ve destek mekanizmasıdır.

4- Post kor yapı final restorasyonda kullanılacak döküm alaşım miktarını azaltmaktadır (17).

2.2.5. Post Kor Restorasyonların Dezavantajları

1- Diş köküne postun yerleştirilmesi ek bir işlem ve süre gerektirir.

2- Diş, post için uygun hale getirilirken dişte daha fazla madde kaybı oluşabilir.

3- Endodontik tedaviyi tekrarlamak gerektiğinde yerleştirilen post bu tedaviyi engelleyebilir veya çeşitli komplikasyonlara sebep olabilir.

4- Diş kökü eğri ise ya da post aşırı geniş bir kanala simante edilirse yeterli destek sağlanamaz ve başarısızlık olabilir (16,17).

2.3. Post Kor Restorasyonlarda Tutuculuk için Kriterler:

2.3.1. Post’un uzunluğu: Yapılan çalışmalarda yerleştirilen post’un uzunluğu tutuculuk için önemli derecede etkili olduğu ve ne kadar derine yerleştirilirse tutuculuğun o kadar iyi olacağı belirtilmiştir. Post uzunluğu ile ilgili uyulması gereken standart ölçüler ise şöyledir:

- Klinik kronun uzunluğu ile eşdeğer olmalı, - Kök uzunluğunun yarısı kadar olmalı, - Klinik krondan daha uzun olmalı,

(26)

- Apikalde kanal dolgu maddesi 3-5mm kalmalı ve apikal kapanmaya zarar vermemeli (5,8,18,19).

2.3.2. Post’un çapı: Post çapının artması uzaklaştırılan diş dokusu miktarı artışına bağlı olarak kök kırılma riskinin ortaya çıktığı bildirilmiştir. Bu nedenle kökteki dentin dokusunun korunması, kök perforasyon riskinin azaltılması ve dişin kırılmaya karşı direncinin sağlanması için post çapı ölçüsü önemlidir. Uygulanacak olan post için hazırlanan kök kanal boşluğu, mine-sement sınırındaki kökün mevcut çapının 1/3’ünden fazla olmamalı ve apikal kısımda ise postun çevresinde en az 1mm dentin dokusu kalmalıdır (18,19).

2.3.3. Post’un yüzeyi: Post yüzeyinde simantasyon öncesinde yapılan hazırlıklar postun siman ve kök kanalına bağlantısını etkilediği gösterilmiştir.(5) Düzgün yüzeyli postlar, en az stresi oluştururlar fakat tutuculukları da en az düzeydedir. Çentikli postların tutuculukları düzgün yüzeyli postlardan daha iyidir. Vidalı tipli postlar ise en iyi tutuculuğu sağlar (18,19).

2.3.4. Post’un şekli: Paralel kenarlı postlar kök kanalının ucunda stres artışına neden olurken, konik yapıdaki postlar ise koronal bölgede stres artışına neden olur. Son zamanlarda yapılan çalışmalara göre ise tutuculuğun sağlanması ve stresin azaltılması için kök kanalı duvarına iyi adaptasyon ve pasif uyum gösteren paralel kenarlı postlar tercih edilmelidir (5,18).

2.3.5. Ferrule etkisi: Post uygulamalarında ‘Ferrule etki’ adı verilen, dişin sağlam dokusu üzerinde çepeçevre hazırlanan, 1mm-2mm genişliğinde ve yan duvarları paralel olan basamak şeklinde bir kesim yapılır. Kökü kole bölgesinde tamamen sararak ve krona destek sağlayarak kök kırıklarını önleyen metal halka şekli postun önemli bir öğesidir. Kor yapıdan diş eti yönünde, dişeti altına doğru olabildiğince uzanan bu metal halka kökü sararak dikey kuvvetlere karşı kökü korumaktadır. Ayrıca yatay kuvvetlere karşı postun kanal içinde dönmesini de engellemektedir (5,8).

2.3.6. Kor materyalinin seçimi: Kor, kayıp olan koronal diş dokularının post yapısı üzerinde diş kesimi şeklinde hazırlandığı bir restorasyon bölümüdür. Kor materyali diş yapısı ve seçilen post sistemi ile uyumlu olmalıdır. Ayrıca mekanik direnci, elastisite modülü, boyutsal stabilitesi iyi olmalı ve uygulanması kolay olmalıdır. Döküm metal, amalgam, kompozit rezin ve cam iyonomer siman materyalleri kor yapı uygulamalarında kullanılmaktadır (5).

(27)

2.4.İdeal Postun Özellikleri:

a- Postun boyu mümkün olduğu kadarıyla uzun olmalı, b- Postun şekli kök kanalındaki boşluğa uygun olmalı, c- Post paralel kenarlı olmalı,

d- Postun yüzeyi mümkün olduğunca tutuculuğu arttırmak için pürüzlü olmalı,

e- Rotasyonu engellemek için oluk, pin veya rehber yol gibi sistemler de kullanılabilmelidir (5,8).

2.5.Postların Sınıflandırılması

Post yapılarına göre: a) Fabrikasyon, b) Döküm,

Kor yapılarına göre: a) Fabrikasyon olanlar,

b) Döküm olarak hazırlananlar,

c) Restoratif materyallerden hazırlananlar,

Post şekillerine göre: a) Tamamen konik postlar,

b) Duvarı tek kademeli paralel postlar, c) Duvarı iki kademeli paralel postlar, d) Paralel kenarlı, uç kısmı konik postlar,

Döküm şekillerine göre: a) Tamamı döküm olan:

- Direkt yöntemle hazırlanan, - Indirekt yöntemle hazırlanan, b) Post’u prefabrik, kor’u döküm olan,

c) Post’u döküm, kor’u restoratif materyalden olan post kor sistemleridir (5,20).

(28)

Günümüzde en çok kullanılan ve en basit sınıflamaya göre post sistemlerinde iki ana grup vardır: - Prefabrik Post Sistemleri,

- Döküm Post Sistemleri.

2.5.1.Prefabrik Post Sistemleri

Prefabrik post ve kor sistemleri, devital dişlerde restoratif işlemleri basitleştirmek ve hızlandırmak amacıyla geliştirilen ve farklı dizaynlarda imal edilip, her bir sistemin kendine özgü avantaj ve dezavantajları olan restoratif unsurlardır.

Prefabrik postlar şekilleri ve yüzey özelliklerine göre 7 farklı grupta sınıflandırılabilirler.

Bunlar:

1-Konik, düz yüzeyli postlar 2-Konik, yüzeyi dişli postlar 3-Konik, vidalı postlar

4-Paralel, düz yüzeyli postlar 5-Paralel, yüzeyi dişli postlar 6-Paralel, vidalı postlar

7-Paralel, uç bölümü konik olan postlar (5).

Prefabrik postların retansiyonlarına göre sınıflandırılması: 1- Aktif retansiyonlu postlar,

2- Pasif retansiyonlu postlar.

Prefabrik postların üretildiği materyale göre sınıflandırılması: 1- Metal Postlar

2- Metal olmayan Postlar A- Karbon fiber postlar B- Diş rengindeki postlar

1- Zirkonyum kaplı karbon fiberler 2- Tam Seramik postlar

a- Cam seramikler

b- Alüminyum oksit ile güçlendirilmiş seramikler c- Zirkonyum oksit ile güçlendirilmiş seramikler 3- Fiberle güçlendirilmiş postlar (14,21).

(29)

Prefabrik post kullanımının en büyük avantajı basit bir teknikle uygulanmasıdır. Kanalın boyutlarına uyum sağlayacak bir post seçilir ve post yuvasında, posta uyum sağlayacak minimal düzeltmeler yapılır (5).

2.5.1.1.Prefabrik Post Sistemlerinin Avantajları

1) Maliyetleri döküm postların maliyetinden düşüktür ve uygulanması daha az zaman gerektirir.

2) Aynı seansta post ve kor materyali direkt olarak hasta ağzına yerleştirilir ve dişin preperasyonu yapılıp ölçü alınabilir.

3) Simantasyonları ve yerleştirilmeleri kolaydır.

4) Fabrikasyon postlar kırılma dayanımı açısından daha iyi fiziksel özelliklere sahiptirler (5,12).

2.5.1.2. Prefabrik Post Sistemlerinin Dezavantajları

1) Kanalın morfolojisine döküm post gibi tam uyum göstermezler.

2) Kanala uyumunu sağlamak için dişten fazla kesim yapmak gerekebilir ve postun kanala uygun hale getirilmesi yerine kanal post için uygun hale getirilir.

3) Prefabrike postlar döküm postlardan daha rijittir ve bu yüzden aşırı yükleri olduğu gibi diş dokusuna iletirler.

4) Post ile kor farklı materyallerden yapıldığı için, eğer kor amalgam’dan yapılmış ise bunlar arasında korozyon riski oluşabilir.

5) Paralel kenarlı fabrikasyon postlar, kanalın sadece apikal yarısı ile uyum sağlar ve koronal kısımdaki konik kanal şekli ile uyumu yetersiz olabilir.

6) Prefabrik postlar yivli değilse veya girintili çıkıntılı değilse silindirik şekilleri nedeniyle rotasyona direnç göstermezler (5,12).

(30)

2.5.2.Döküm Post Sistemleri

Döküm postlar hazırlanan kök kanalının ağızdan veya alçı model üzerinde negatif ölçüsünden döküm yoluyla elde edilen post şekilleridir. Bu postlar maksimum post uzunluğu sağlamak için kök şekline uygun olan postlardır (1,5).

2.5.2.1. Döküm Post Sistemlerinin Endikasyonları

1) Kanalı geniş, konik, düzensiz ve oval kesite sahip olan dişlerde tercih edilir. Prefabrik postlar yuvarlak çaplara sahip olduklarından dönme kuvvetlerine karşı dirençleri zayıftır. Kalan diş yapısı yeterli değilse dönme kuvvetlerine karşı koyacak postlar tasarlanmalıdır. Döküm post kor kök kanal boşluğuna uyumlu olduğu için dönme kuvvetlerine karşı daha dayanıklıdır (12).

2) Döküm post tekniği, diş yapısının çok az kaldığı, aşırı derecede harabiyete uğramış dişlerde tercih edilen bir yöntemdir (5).

3) Paralel olmayan kökleri bulunan arka grup dişlerde uygulandığında başarı oranı yüksektir (5).

4) Alt anterior dişlerde olduğu gibi hacimsel olarak küçük olan dişlerde döküm post yapılması daha uygun olur (1,12).

2.5.2.2.Döküm Postların Yapım Teknikleri

Döküm post yapımında direkt ve indirekt teknikler kullanılır. Direkt teknikte hekimin hasta ağzında post kor modelini kendisi hazırlaması avantaj iken hasta ağzında kanala uyumlaması ve hazırlanması uzun zaman alması da dezavantajdır. İndirekt tekniğin avantajı ise hasta ağzında harcanan zamanın direkt tekniğe göre daha az olması ve laboratuarda hazırlanan postun önce modelde uyumlandırılmasıdır. Özellikle birden fazla post kor yapılacaksa ve kor yapı üzerine hassas tutucu parçası yerleştirilecekse indirekt teknik tercih edilir (1,12).

Postun uygulanacağı dişten periapikal radyografi alınır. Dişin kemik desteği ve kanal dolgusu kontrol edilir. Koronal kısımda kalan eski restorasyonlar ve çürükler temizlenir. Ayrıca diş marjinallerinde kalan desteksiz dokular ve zayıflamış aksiyel duvarlar alınarak geriye kalan dokunun sağlam olmasına dikkat edilir. Dişin kanal dolgusu boşaltılır ve kök kanalı kole bölgesine doğru genişletilerek, huni şekli verilir. Ayrıca rotasyonu engellemek

(31)

ve ya posta rehberlik sağlamak için çentik şeklinde oluklar da açılabilir. Kök kanalı eliptik şekilde ise bu tarz oluklara ihtiyaç yoktur (1,12).

2.5.2.2.1.Direkt Teknik

Direkt teknikte post kor modeli hasta ağzında hazırlanır. Genişletilen kök kanalının ölçüsü kanal eğeleri, plastik ölçü postları vb materyaller ile alınabilir. Ölçü postu hazırlanan kanala tam olarak yerleşmelidir. Ölçü alınmadan önce kanalın içi ince bir yağ ile izole edilmelidir. Ölçü malzemesinin posta yapışması için post üzerinde çentikler açılabilir. Ölçü malzemesi olarak hızlı polimerize olan, büzülmesi az olan, yandıktan sonra rövetmanın içinde artık bırakmayan ve hasta ağzında kullanılabilen akrilik rezin materyali tercih edilebilir. Ayrıca mum ve silikon gibi malzemeler de kullanılabilir (1,5,12).

Akıcı kıvamda hazırlanan akrilik önceden izole edilen kanala lentilo yardımı ile gönderilir. Ölçü postunun etrafına da akrilik bulayarak kanalın içine yerleştirilir. Yerleştirilen post kanalda hafif oynatılarak kanala tam oturması sağlanır ve hiç hareket ettirilmeden akrilik rezinin sertleşmesi beklenir. Okluzal yüzey ve eğer yüzeye ferrule hazırlanmış ise bu bölge de akrille doldurulur. Akrilik rezin tam olarak sertleştikten sonra kanaldan çıkartılır. Boşluk ve andırkatlar kalmışsa ilave rezin veya yumuşak mavi döküm mumu ilave edilerek ölçü postu tekrar kanala yerleştirilir. Daha sonra kor kısmındaki akril de frezle şekillendirilerek kor yapı hazırlanır ve hazırlanan post kor rövetmana alınarak döküm işlemine geçilir (5,22).

2.5.2.2.2.İndirekt Teknik

İndirekt teknikte, hazırlanan kanala metal veya plastik ölçü postları ölçü işlemi için hazırlanır. Silikon esaslı elastomerik ölçü malzemesi kullanım kolaylığı ve netlik açısından iyi olduğu için tercih edilir. Genel olarak tek karıştırma ölçü tekniği kullanılır. Genişletilen ve izole edilen kanallardan hasta ağzına uygun kaşıkla ölçü alınmadan önce ölçü postunun kaşıkla tam oturduğu kontrol edilir. Düşük vizkositeli elastomerik ölçü maddesi karıştırılarak lentilo yardımı ile kanala gönderilir, ölçü postu da ölçü maddesiyle kaplanarak kanalın içine yerleştirilir. Dişin etrafına da bir miktar ölçü maddesi yerleştirilir. Aynı anda yüksek vizkositeli elastomerik ölçü maddesi ölçü kaşığı ile hasta ağzına yerleştirilir. Ölçü maddesi sertleştikten sonra tek seferde tek parça olarak çıkartılır ve model elde edilir (5,22).

(32)

Model elde edildikten sonra, alçı izole edilir ve ölçü postunun etrafına yumuşak döküm mumu sarılarak kanalın içine uygulanarak kanalın ölçüsü alınır. Kor yapı şekillendirilir ve uygun revetmana alınarak döküm yapılır. Elde edilen döküm önce modelde sonra hasta ağzında denenir (5).

İndirekt teknikte, post yapılacak kanalın ölçüsü alınırken aynı zamanda restore edilecek diş ile dişe komşu ve karşıt dişlerin ölçüsü de alınmış olur. Laboratuarda elde edilen model üzerinde teknisyen tarafından özel mumlarla ölçüsü alınıp metal alaşımının dökülmesi veya seramiğin pres tekniği ile yerleştirilmesiyle post kor sistem elde edilir (5).

2.5.2.3.Döküm Postların Avantajları:

1) Prefabrike postlar, yuvarlak kesite sahip olduklarından sadece silindirik kanallara tam uyum gösterir ve oval yapıdaki kanallara tam uyum sağlayamadıklarından kanalın geri kalan kısmı simanla dolar. Döküm postlar ise her türlü kanal yapısına uyum gösterdiklerinden tam adaptasyon sağlanır. 2) Döküm postların kök morfolojisiyle uyumu iyi olduğundan perforasyon riski

çok azdır.

3) Post ve kor tek bir yapı olarak döküldüğünden fabrikasyon bazı post sistemlerinde olduğu gibi ek bir işlem veya ilave tutuculuk gerektirmezler. 4) Fabrikasyon postlardan daha az rijittirler ve aşırı yükleri elastik

deformasyonları sayesinde tolere edebilirler.

5) Döküm postlarda, post ve kor aynı materyalden yapıldığından korozyona fabrikasyon postlardan kısmen daha dirençlidirler.

6) Post’un tasarımı konik olduğundan ve fazla simanın dışarı çıkışı rahat olduğundan yerleştirme sırasında oluşan stresler minimaldir.

7) Post ile kor arasında açılandırma yapılması gereken durumlarda prefabrike postların bükülme direnci uygun olmadığından döküm post sistemleri daha avantajlıdır (1,5,12,23).

(33)

2.5.2.4.Döküm Postların Dezavantajları

1) Yapım tekniği ve labaratuar aşamaları ile birden fazla seans gerektirdiği için zaman alıcıdır.

2) Metal döküm postlar uygulanırsa estetik problemler ortaya çıkabilir. Ayrıca metal post yapıların korozyon ürünleri, dental ve periodontal dokularda birikebilir.

3) Döküm postlar aynı uzunluktaki paralel kenarlı fabrikasyon postlardan daha az tutucudurlar (5,23).

2.6.Metal Postlar

Kıymetsiz metal alaşımları kullanılarak elde edilen metal postlar zamanla ağız içerisinde korozyona uğrarlar ve korozyon ürünleri periodontal dokularda renkleşmeye sebep olurlar. Ayrıca kole bölgesinde gri renk oluşumuna ve ışık geçişine izin vermeyerek doğal diş yapısının optik özelliklerini göstermemesine yol açmaktadırlar. Metal post’lardaki bir diğer dezavantaj, metalin elastik modulusu ile dentinin elastik modulusunun farklı değerlerde olması nedeniyle dentin yüzeyinde eşit olmayan kuvvet dağılımı meydana gelmekte ve stres alanları oluşmaktadır (14,19,24).

2.7.Metal Olmayan Postlar

A- Fiberle Güçlendirilmiş Kompozit Postlar 1. Karbon fiberle güçlendirilmiş postlar, 2. Cam fiberle güçlendirilmiş postlar, 3. Kuartz fiberle güçlendirilmiş postlar, 4. Polietilen fiber postlar.

B- Tamamı Seramik Postlar 1. Cam seramik postlar,

2. Aluminyum oksit esaslı postlar, 3. Zirkonyum esaslı postlar (25).

(34)

2.7.1.Fiberle Güçlendirilmiş Kompozit Postlar

Günümüzde üretilen fiber postlar aslında kompozit materyallerdir. Bunlar, bir polimer rezin matriks tarafından çevrelenmiş; karbon, kuartz, zirkonyum, cam veya silika fiberlerden oluşur. Bu polimer rezin matriks genellikle epoksi rezindir. Fiber lifleri ve matriks bağlantısı için bağlayıcı ajan olarak silan kullanılmaktadır. Post sistemleri içindeki fiber oranı, yaklaşık % 35- 65 arasındadır ve yüksek fiber içeriğine sahip olan post tipik olarak daha sert ve dayanıklıdır. Fiber ile güçlendirilmiş postların elastik modüllerinin dentine benzemesi (16-40 GPa) noktasından hareketle geliştirilmişlerdir. Laboratuvar çalışmaları, bu postların yüksek çekme direncine ve dentine benzer elastik modulusuna sahip olduklarını göstermiştir. Günümüzde kullanılan fiber ile güçlendirilmiş postlar, polimer reçine matriks tarafından çevrelenmiş karbon, kuartz, cam veya polietilen fiberlerden oluşur (25).

2.7.2.Tamamı Seramik Postlar

Seramik post ve korların en önemli özelliği gelen ışığı emmesi ve derine difüzyonunu sağlamasıdır. Diğer bir avantajları ise, estetik özellikte ve doku dostu olmalarıdır. Yüksek dayanıklılık, direnç ve optimal estetik görüntüye sahiptir. Tamamı seramik restorasyonlar, gelen ışınların belirli bir bölümünü üzerine yerleştirdikleri post kor’lara iletirler ve böylece son restorasyonun rengi doğal dişlerin optik davranışlarına benzerdir. Ayrıca seramik postlarda, ince gingival dokulara yoğun olarak yansıma olmaz ve servikal kök alanında derin bir translusensi sağlanır. Tamamı seramik post ve korların galvanik korozyon oluşturmamaları da bir diğer avantajdır (14,24).

Tamamı seramik post ve korlar 4 farklı teknik kullanılarak üretilebilmektedirler. Bu teknikler:

_ Porselen döküm kor materyali (Slip-casting materyal) tekniği, _ Kopyalama-Aşındırma (Copy-milling) tekniği,

_ Çift parça tekniği,

_ Sıcak pres tekniği (14,26).

(35)

2.7.2.1. Cam Seramik Postlar

Dökülebilir cam seramik postlar, kök kanal ölçüsü alındıktan sonra indirekt yöntem kullanılarak hazırlanırlar, fakat dökülebilir cam seramiklerin düşük dayanıklılıkları sebebiyle post materyali olarak kullanımları sınırlıdır (26).

2.7.1.2 Aluminyum Oksit Esaslı Postlar

Alüminyum oksitle güçlendirilmiş seramikler, post kor materyali olarak kullanıldıklarında yeterli dayanıklılığa sahiptirler ancak, yapım aşamalarının karmaşık olması kullanımlarında bir dezavantaj oluşturmaktadır (26).

2.7.1.3. Zirkonyum Esaslı Postlar

Zirkonyum postun ışık geçirgenliği mükemmeldir ve oldukça sert bir materyaldir. Zirkonyum esaslı tamamı seramik postlar biyolojik olarak uyumludur, radyoopaktır ve fiziksel özellikleri de çeliğe benzer. Diğer seramik postlara göre daha yüksek bükülme direncine ve kırılma dayanıklılığına sahiptirler. Bununla birlikte en büyük dezavantajları ise, metal postlardan daha düşük kırılma direncine sahip olmaları ve diş ile kor materyaline bağlanmasının daha zayıf olmasıdır. Bir diğer dezavantajları da, kırıldıklarında kökün içinde kalan parçasını kaldırmak oldukça güçtür (12,15,24,26).

Zirkonyum dioksit (ZrO2) seramiklerin kullanıma girmesi ile birlikte CAD/CAM teknolojisi de gelişmeye başlamıştır. CAD/CAM teknolojisi ile zirkonyum sabit restorasyonlarda, kron-köprü, inlay-onlay, kor materyali, post kor materyali, ortodontik braket olarak, implant materyali olarak kullanılmaktadır (15,27). Yapılacak restorasyon, ölçü işleminden sonra oluşturulan model, freze teknolojisi ile yarı sinterize zirkonya blokların frezeleme ile şekillendirilmesinin ardından, yüksek sıcaklıkta tam sinterize edilmesi ile veya tam sinterize edilmiş blokların freze ünitesi tarafından şekillendirilmesi ile yapılmaktadır (28).

(36)

2.8. ZİRKONYA

Zirkon antik çağlardan beri değerli taş olarak bilinir. Zirkonyum metalinin ismi ise Arapça ‘Zargon (altın renkli)’ kelimesinden gelir. Zargon Farsça kökenli bir kelimedir. Zar = Altın, Gun = Renk kelimelerinden oluşmuştur. Zirkonyum metal oksidi (ZrO2), 1789’da Alman kimyacı Martin Heinrich Klaproth bazı değerli taşları ısıtarak ve az bulunan toprak elementi oksitleri ile karıştırarak reaksiyon ürünü olarak elde etmiştir (29).

İlk zamanlarda zirkonyum metali; bombaların yapısında, flaşlarda ve nükleer sanayide kullanılmıştır. Zirkonyum (Zr) kimyasal bir elementtir. Atom numarası 40, atomik ağırlığı 91.22 g/mol‘dur. Periyodik cetvelin 5. periyodunda 4b grubunda yer alan bir geçiş elementidir. Yoğunluğu 6.49g/cm3, erime ısısı 1852 oC, kaynama ısısı 3580 oC’dir. Altıgen kristal yapıya sahiptir ve grimsi renktedir (29,30).

Oda koşullarında gümüşümsü beyaz renkli bir katı olup hiçbir zaman serbest metal olarak tek başına bulunmaz. Doğada saf halde bulunmayan zirkonyum; silikat oksit ile birlikte Zircon (ZrO2 + SiO2) denen mineral olarak veya serbest oksit olarak Baddeleyite (ZrO2) minerali olarak bulunur (Şekil1-2). Zirkonyum silikatın diğer adı ‘‘zirkon’’ , zirkonyum oksitin diğer adları ‘‘zirkonya, zirkonyum dioksit ve baddeleyit’’tir. Materyalin diş hekimliğinde seramik biyomateryali olarak kullanılabilmesi için mineral içeriğindeki metal elementlerin ve doğal radyoaktif çekirdeklerin çeşitli işlemlerden geçirilerek saflaştırılması gerekmektedir (15,29,30).

Şekil 1: Zircon (ZrSiO4)* Şekil 2: Baddeleyite (ZrO2)* * http://webmineral.com/

(37)

Zirkonyumun biyomateryal olarak kullanımına 1960’lı yıllarda başlanmıştır. Tıpta ilk defa 1969 yılında ortopedide titanyum veya alüminyum oksit yerine, eklem başı protezleri için kullanımı önerilmiştir. Daha sonra yapılan invitro çalışmalarda ise ZrO2’in sitotoksik olmadığı görülmüştür (15,29,31,32).

Zirkonya üç fazda bulunan polimorfik bir maddedir. Bunlar monoklinik (M), kübik (K) ve tetragonal (T) fazlardır. Saf zirkonya oda sıcaklığında monoklinik fazdadır. Bu fazda 1170 oC’ye kadar stabildir. Bu sıcaklığın üstünde 2370 oC’ye kadar tetragonal fazda, 2370 oC’den sonra ise kübik fazdadır. Soğuma sırasında 100 oC- 1070 oC arasında bir derecede T-M (tetragonal-monoklinik) transformasyonu oluşur ve bu faz geçişleri sırasında yapıda %3-4 lük bir hacim artışı görülür. Sinterleme işleminden sonra 1500 oC- 1700 oC’den oda sıcaklığı ısısına düşen saf zirkonya seramiğinde oluşan hacimsel artış, stres oluşumuna ve yapıda çatlaklara sebep olmaktadır. Kontrolsüz gerçekleşen faz dönüşümü soğuma esnasında materyalin küçük parçalara ayrılmasına neden olduğundan istenmeyen bir durumdur (15,29,32,33,34).

Zirkonyanın tetragonal fazda stabil kalmasını sağlamak için içeriğine kalsiyumoksit (CaO), magnezyumoksit (MgO), seryumdioksit (CeO2 ) ve ytriumoksit (Y2O3) gibi çeşitli maddeler ilave edilir. Bu maddeler ile faz geçişleri sırasında stabilizasyon sağlanmakta ve oda sıcaklığında ‘parsiyel stabilize zirkonyum (PSZ)’ olarak bilinen çok fazlı materyal elde edilmektedir. PSZ’un mikroyapısının içeriğinde kübik zirkonya fazı ana faz olarak bulunurken, monoklinik ve tetragonal zirkonya fazları minör faz olarak bulunur. CaO, MgO, CeO2 maddeleri ile karma fazlar elde edilirken, Y2O3 ile stabilize edilen zirkonyanın oda sıcaklığında sadece tetragonal fazda kalması sağlanmıştır. Böylece kübik matriks içinde düzgün dağılan ZrO2 tanecikleri sayesinde materyal monoklinik faza geçiş yapabilecek metastatik bir formda elde edilir ve tetragonal zirkonyum polikristali (TZP) adı verilir (29,31,33).

Zirkonya materyalinde sadece soğuma sırasında değil; çarpma, bileme gibi işlemler sırasında da hacim artışı ile meydana gelen faz dönüşümü görülmektedir. Sinterleme sonucu oluşan hacim artışının tersine materyalin işlenmesi sırasında meydana gelen hacim artışı çatlak oluşumuna karşı koyduğu için faydalı bir durumdur. ‘Transformasyon sertleşmesi’ ya da ‘Dönüşüm sertleşmesi’ denilen bu durum stres artışına bağlı olarak oluşan çatlağın etrafındaki moleküllerin hacim artışı ile birlikte T-M dönüşümüne uğramakta ve materyalin çatlağın ilerlemesine karşı direnci artmaktadır (Şekil 3) (29,32,33,35,36,37).

(38)

Şekil 3: Dönüşüm sertleşmesi mekanizmasının şematiği (29).

Dönüşüm sertleşmesi zirkonya seramiklerde direnci sağlayan bir mekanizmadır. Bunun dışında mikro çatlak sertleşmesi, kontak koruyuculuğu ve çatlak yönünün değişmesi gibi mekanizmalar da seramiğin sertliğine katkıda bulunurlar (37). Denry ve arkadaşları zirkonyayı dönüşüm sertleşmesine göre üç formda sınıflamışlardır. Bu sınıflamaya göre ilk iki grupta t-ZrO2 ile en az iki faz mevcut iken, üçüncü grupta sadece tek faz t-ZrO2 mevcuttur (38) (Tablo 1).

I-Zirkonya ile güçlendirilmiş seramikler (ZTA) Örnek: In-ceram zirconya.

II-Kısmen stabilize edilmiş zirkonya (PSZ, Ca-PSZ, Mg-PSZ, Y-PSZ) Örnek: Denzir M.

III-Tetragonal zirkonya polikristalleri (TZP, Y-TZP, Ce-TZP) Örnek: DC Zirkon, Cercon, Lava, In-Ceram YZ.(38)

(39)

Zirkonyum’un mekanik özellikleri paslanmaz çeliklere benzer. Yüksek gerilme direncine sahip olması, doku dostu olması, gren çapının düşük olması gibi özellikleri ile diş hekimliğinde seramik formunda sabit restorasyonlarda, kor materyali, post kor materyali, ortodontik braket olarak, implant ve abutment materyali olarak kullanılmaktadır (15,27).

Dental uygulamalarda 3 çeşit zirkonyum içeren seramik sistemi kullanılır. Bunlar; yttrium tetragonal zirkonya polikristalleri (3Y-TZP), magnezyum kısmen stabilize zirkonya (Mg-PSZ) ve zirkonya ile sertleştirilmiş alumina (ZTA) (15,39).

2.8.1.Magnezyum Stabilize Zirkonyum (Mg-PSZ)

Mikroyapısında kübik matriks içerisinde tetragonal faz yapısı bulunur. Yaklaşık %8-10 mol MgO (magenezyum oksit) içeren Parsiyel Stabilize Zirkonya olarak adlandırılır. Büyük tanecik boyutu (30-60 mikron) ve pöröz bir yapıda olması sebebiyle biyomedikal uygulamalarda başarılı değildir. Ayrıca sinterleme ısısı yüksek oranlarda (1680-1800 oC arasında) olduğundan soğuma esnasında faz değişimleriyle beraber ciddi kontrol edilmezse kırılma direnci kritik bir faktör olabilir. Bunun sonucunda da düşük mekanik özellik ve daha az stabil bir yapı gösterir. Denzir-M, dental restorasyonlarda kullanılan Mg-PSZ seramiklere örnektir (29,38).

2.8.2.Zirkonyum İle Sertleştirilmiş Alümina (ZTA)

Zirkonyumun alümüna matriks ile kombine edilmiş halidir. Son dönemlerde biyoseramik olarak kullanım potansiyeli artmış bir materyaldir. Dental ürünlerde kullanılan In-Ceram Zirkonya , In-Ceram Alümina içine materyalin %33 hacmi kadar %12 mol Ceria (Ce) ile stabilize zirkonyumun ilave edilmesiyle geliştirilmiştir. Materyal cam infiltrasyon işleminden önce 1100 oC de iki saat sinterleme işlemine tabi tutulur ve geleneksel yöntemle veya frezeleme yöntemiyle işlenebilir. Geleneksel yöntemin avantajı, daha sınırlı büzülme göstermesidir. Pörözite miktarı sinterlenmiş 3Y-TZP’den %8-11 oranında daha fazladır. Bu durum materyalin 3Y-TZP dental seramiklere göre daha düşük mekanik özellikler göstermesini açıklamaktadır (38).

2.8.3. 3Y-TZP (Yttria Stabilize Tetragonal Zirkonyum Polikristali)

Stabilize edici olarak % 3 mol yttrium içerir. Sinterleme öncesi yumuşak bloklar kullanılıp daha sonra yüksek sıcaklıkta sinterlenen bloklar veya tam sinterlenmiş bloklar frezelenerek kron ve sabit parsiyel restorasyonlar üretilir. 3Y-TZP’nin güçlü mekanik

(40)

özellikleri tanecik boyutunun çok küçük olmasına bağlıdır. Tanecik boyutunun belli bir boyutun (< 1mikron ) altında olması, daha az transformasyon (t-m faz dönüşmesi) oranı ile ilişkilidir (35,38).

Y-TZP diğer kombinasyonlardan daha üstün mekanik özelliklere sahiptir. Bunun en önemli sebebi diğer cam içerikli tam seramiklerde, tükürükteki su camla reaksiyona girer ve camsı yapıda çatlak oluşarak bozulması sonucu uzun dönemli stabilitelerini etkiler. Fakat yttrium ile stablize edilen zirkonya da cam bulunmadığından ve mikro yapısında polikristalin olması nedeniyle bu sorun gözlenmez ve uzun dönemdeki stabiliteleri daha iyidir (15,40).

Yttrium oksit ile stabilize edilmiş zirkonyum, biyolojik uyumluluğu, yüksek dayanım gücü, esneme direnci ve renk avantajları ile dental restorasyonlarda önemli bir alternatif oluşturmaktadır. In-vitro çalışmalarda Y-TZP örneklerde 900-1200 MPa esneme direnci ölçülmüştür. Kırılma ve esneme direnci bakımından feldspatik porselene göre altı kat, aluminadan ise iki kat daha güçlüdür (29,35,40,41). Zirkonyumdan oluşan materyallerin tornalanması oldukça zordur. Bu nedenle frezeleme yöntemi ile materyalin kısmen yoğunlaştırılmış hali kullanılarak restorasyon tamamlanır ve daha sonra ısıl işleme tabi tutulur. Frezeleme yöntemini kullanan pek çok CAD/CAM sisteminde zirkonya materyalinin kısmen yoğunlaştırılmış hali kullanılırken, bazı sistemlerde ise yoğun olarak sinterize edilmiş zirkonya materyali ile restorasyolar üretilebilmektedir (42).

2.9. Freze Teknolojisi

Frezeleme tekniğinde üretim, bilgisayar yardımı ile işleme sistemi (dijital) ve analog işleme sistemi olarak ikiye ayrılabilir. Analog sistemlerde üretimden önce dental restorasyonun bir kopyasının freze işlemi için hazırlanması gerekir. Dijital sistemlerde (CAD-CAM) ise üç boyutlu verilerin toplanması, bilgisayar ortamında dizayn edilmesi ve freze üretim aşamaları büyük oranda otomatik olarak yapılır (43).

Analog sistemleri arasında 1991’de piyasaya sürülen ve en çok bilinen Celay (Mikrona Technologie, Spreitenbach, Switzerland) sistemidir. Bu sistemler frezeleme ile kopyalama esasına göre çalışır. Preperasyondan sonra alınan ölçüden model elde edilir, restorasyonun kopyası mum veya rezin’den model üzerinde hazırlandıktan sonra kopyalama cihazına sabitlenir ve manuel olarak taranır. Tarama işlemi sırasında frezeleme cihazına hareketler eş zamanlı olarak verilir ve seramik bloğa şekil verilir (43,44).

(41)

ZrO2 seramiklerin kullanıma girmesi ile birlikte CAD/CAM teknolojisi de gelişmeye başlamıştır. CAD/CAM, yani bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli üretim teknolojinin birçok alanında kullanılan bir üretim şeklidir. İlk defa 1977’de ABD’de Bruce Altschuler tarafından optik okuyucular ile intraoral dokuların bilgisayarda görüntülenebilmesi sağlanmıştır. Restoratif diş hekimliğine girişi ise ancak 1980’lerde başlamış, 1984’de Francois Duret, Duret sistemini geliştirmiş ve bir üyeli restorasyonları elde etmiştir (45). Üretimi ve uygulanabilirliği ile ilk dental CAD/CAM uygulaması 1985 yılında CEREC 1 sistemi İsviçre’de Mörmann ve Brandestini tarafından tanıtılmıştır (44,45,46).

1980’ lerden günümüze Cerec, Duret, Procera, Cercon, Cicero ve Lava sistemler gibi birçok CAD/CAM sistemi geliştirilmiş ve son 20 yılda kullanımları gittikçe artmıştır. Oldukça popüler hale gelen CAD/CAM sistemleri ile birlikte alümina ve zirkonyum polikristalleri kullanımına başlanmıştır (47,48).

Günümüzde CAD/CAM sistemleri inley, onlay, laminate veneer, kron ve köprü sistemleri, hareketli bölümlü protezlerin iskelet yapıları, implant destekli protezlerde dayanak, kron-köprü ve hibrit protez alt yapı tasarımlarında ve üretimlerinde kullanılmaktadır (27,44).

Dental CAD/CAM sistemlerinin avantajları:

- Geleneksel ölçü alma yöntemleri ortadan kalkmış ve bekleme süresi kısalmıştır. - Daha iyi restorasyonların daha kısa sürede bitirilmesi sağlanmıştır.

- Tek seansta restorasyonlar bitirilebildiği için hem hastalar hem de hekimler için zaman kaybı olmamaktadır. Örneğin geçici kron hazırlama zorunluluğu ortadan kalkmıştır.

- Hata yapma oranı azalmış ve indirekt restorasyonlardan kaynaklanabilecek muhtemel çapraz kontaminasyonların önüne geçilmiştir (45,49).

Dental CAD/CAM sistemlerinin dezavantajları:

- Birçok yeni sisteme rağmen üretim maliyeti hala fazladır.

- Monokromatik blokların kullanılması ile beklenilen estetik bazen karşılanamamaktadır.

- Ekipmanların kullanılması için deneyimli elemanlara gerek duyulmaktadır.

- Derin subgingival marjinlere sahip olan dişlerin bilgisayar ortamına aktarılması zor olmakta ve iyi bir retraksiyonun yapılması zorunlu hale gelmektedir (49).

(42)

Dental CAD/CAM sistemleri üç yapısal elemandan oluşur:

1. Görüntü alma: Yapının geometrisini dijital ortama aktaracak olan optik veya mekanik bir tarayıcı.

2. Restorasyon Dizaynı: Elde edilecek ürüne ait verilerin oluşturacağı bir yazılım programı.

3. Restorasyonun Üretilmesi: Tasarlanan veriyi istenilen ürüne dönüştürebilecek bir üretim teknolojisi (50).

2.9.1.Görüntü alma:

Restorasyonu yapılacak diş modelleri üç boyutlu olarak bilgisayara aktarılır. Ancak farklı CAD/CAM sistemlerinde ağız ortamındaki durumun bilgisayar ortamına aktarılması farklılık göstermektedir. CEREC sisteminde ağız içinde dijital üç boyutlu tarama cihazı mevcutken, diğer CAD/CAM sistemlerinde tarama genellikle modelden yapılır (47).

Dental CAD/CAM sistemlerinde, optik ve mekanik tarayıcılar olarak iki farklı tarama sistemi bulunmaktadır. Optik tarayıcı sistemleri ‘üçgenleştirme tekniği’ olarak isimlendirilen bir yöntem kullanarak üç boyutlu görüntü kaydı yapmaktadırlar. Optik tarayıcılar ışık kaynağı olarak beyaz ışık demeti veya lazer ışını kullanırlar. Dental kullanıma sunulmuş optik tarayıcılara, Lava Scan ST (3M ESPE, beyaz ışık demeti), Everest Scan (Kavo, beyaz ışık demeti), Esl (Etkon, lazer ışını) tarayıcıları örnek verilebilir (50).

Mekanik tarayıcı sistemlerinde ise, ana model çizgisel alanlarla mekanik olarak okunur ve üç boyutlu yapının ölçümleri yapılır. Procera tarayıcı (Nobel Bio-care, Göteborg, Sweeden) dişhekimliğinde kullanılan mekanik tarayıcıdır. Mekanik tarayıcılar doğru şekilde pozisyonlandırılarak, kesilmiş dişin tüm yüzeylerinin haritasını çıkarmaktadırlar. Bu tarama tekniği, pahalı parçalardan oluşan karmaşık bir sisteme sahip olduğundan, uzun dönem kullanımlarda, optik sistemlerle karşılaştırıldığında dezavantaj olarak düşünülebilir. Optik tarayıcıların birçoğu ise, en ufak harekete duyarlıdır ve görüntü alınması sırasında, hastanın hareket etmesi, görüntü kalitesinden ödün verilmesine neden olacaktır. Birçok durumda görüntü almak için kullanılan tarayıcılar, tercih edilen CAD/CAM sisteminin bir parçasıdır ve sadece kendilerine uygun tasarım (CAD) yazılımı ile çalışırlar (50).

Şekil

Şekil 1: Zircon (ZrSiO 4 )*                                            Şekil 2: Baddeleyite (ZrO 2 )* *  http://webmineral.com/
Şekil 3: Dönüşüm sertleşmesi mekanizmasının şematiği (29).
Tablo 2: Çalışmada kullanılan materyaller
Tablo 3: Çalışmada kullanılan cihazlar
+4

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmamızda her bir materyale ait yüzey işlemi grupları bağlanma dayanımı değerleri açısından karşılaştırıldığında, Vita Enamic materyali için lazer+silan ve

Bu çalışmaya benzer şekilde farklı yapıdaki primerlerin zir- konya rezin siman bağlantı dayanımına etkisinin araştırıldı- ğı bir çalışmada Alloy primer, Z-Prime Plus

Kumlama+Metal/Zirconia Primer, CoJet, Rocatec), 2 farklı kompozit rezin simanın (Panavia F ve Multilink Automix) ve termal döngü uygulamasının zirkonya seramik ile

Farklı rezin kompozitler (Esthet-X, Z250, Ceram-X, TPH ve Siloran), poliasit modifiye rezin kompozit (Compoglass F), rezin modifiye cam iyonomer (Photac Fil Quick Aplicap)

Kutanöz Layşmanyazis Tanı ve Tedavi Rehberi başlıklı bu kitapçık uzun yıllar hastalığın hiperendemik olduğu bölgelerde çalışmış ve binlerce hastanın tanı ve

Çalışmamızda değerlendirilen kompozit rezin materyallerden Filtek™ One Bulk Fill Restoratif, stamp tekniği ile uygulandığında konvansiyonel tekniğe

İmplant üstü sabit restorasyonlarda metal ve zirkonya alt yapılarda rezin modifiye cam iyonomer siman kompozit rezin siman ve kendinden adeziv rezin simana göre

Bu çalışmada, CAD/CAM restoratif materyallerinden bağımsız olarak, 2 mm kavite derinliğine sahip endokron gruplarının (1890 N) 3 mm gruplara (1720 N) göre daha yüksek