1 ■ ■ " ' | FŞI O V * ^ ‘ ’ }
-v e fem e© d@-vHodl©
llstsínlbul
» / *
devirlerde
r
Eski devirlerde Haliçten bir görünüp
Rumlar oraya Chrysokeras, Altın-
boynuz derlerdi. Sebebi vardı: Evve
lâ biçimi boynuza benziyordu. Sani
yen, bütün kıyıları münbit ve mah
suldardı; balığı fevkalâde boldu. Halice,
Kâğıthane sırtlarının erguvanlar ve
sarışın katır tırnaklarile bezenen ye
şil sırtları eteklerinden iki su karışı
yordu: Barbizes (Kâğıthane), Cyda-
ris (Alibey) sulan... Oraları Bizans
lIlar zamanında mamurdu. Beyazıdı
Veli vakfiyesi bile orada sınır olarak bir
Despina köprüsü bulunduğunu zikre
der. Derenin son ucunda, gelincikler
açan topraklar biraz eşilse, ufak ufak
testi parçaları çıkar. Orası, eskiden,
karşı tepede elân harabesi kalan ma
nastırın mezarlığıdır.
Haliç anıldığı zaman, Dolmabahçe-
den ve Pelidcik deresinden karalan
aşarak inen gemileri,
Okmeydanı
sırtlarını tutarak karşı kıyıya köprü
ler kuran Zagnos paşayı, Ayvansa-
ray surlarına on sekiz kişi ile tırma
narak ok ve taş yağmurlan altında
ölen Ulubadlı Haşanı hatırlamamak
imkânsızdır.
Türkler, İstanbulu aldıktan sonra,
kıyılarını pek çabuk imar ettiler. Ve
en ziyade imar ettikleri yerler: Eyüp,
Hasköy, Kasımpaşa, Balat, Sütlice
ve Defterdardır.
Fatih, Eba Eyyübü Ensarînin mef-
ruz mezan yanındaki ayazma başına
derhal bir cami ve türbe yaptırdı.
Haliç suları, Kâğıthane sırtlarının
eteklerine yıllarca
mutekidler ve
muvahhidler taşıdı. Türk tarihinin
en büyük simaları Eyüp topraklarına
gömüldü. Eyübe ayak basmayan,
hac yollarında yürüyemezdi.
Orası, idareten de mühim bir mev
ki kazandı. Haslar kadılığının mer
kezi oldu. Eytipte hiç bir hiristiyan
oturamaz, kahvelerinde tavla ve is
kambil oynanmazdı.
Fakat fulya
bahçelerinde zurnalar, Bahariye sa
hillerinde neyler inlerdi. Nağmeleri
kulaklarımızda hâlâ tatlı akislar bı
rakan Dede efendinin sesini şimdi
garip bülbüller taklide savaşıyorlar...
kildi. Şeftali ve kayısı ağaçları ye
tiştirildi.
Sultanahmed
camiinin mimarı
Mehmed ağa da oraya ayrı bir köşk
yaptı. Bir köşk te Sultan İbrahim
ilâve etti. Evliya Çelebi diyor ki: «Bah
çe önündeki denizde bir gûna de
niz hayvanı çıkar ki, ayrıca sayyad-
ları vardır. Adına istiridye derler.
Sadef gibi kabuk içre ziruh bir mah
lûktur ki, meyhor kimesneler zeyt
yağı ile pişirip yahut limon ile çiyce
tenavül ederek bade nuş ederler».
O devirde istiridye en çok burada
çıkardı. Osman oğulları da saray ka-
dmlarile en çok burada zevk ederler
di. Halicin iki tarafı kat kat yalılar,
bağlar, bahçeler, suları çektiriler,
kaliteler ve bastardalarla dolu idi.
Osman oğulları buranın adamakıllı
zevkini çıkarırlar, Yenisaraya dön
dükleri zaman,
kayığın kıçmda
cura
lar, zurnalar, çiftenaralar çaldıra
rak batan güneşin Haliç sularına ser
pilen pembelikleri içinde, etrafı sey
rederek, aheste aheste Sarayburnuna
süzülüp giderlerdi.
Kasıpmaşaya gelince, orayı imar
edenler hep türk kaptanlarıdır: Ka
sım paşa, Piyale paşa...Fakat koca Pi-
pale paşa ne yapmış? Evliya Çelebi an
latıyor: «Çirei destii cihadı olarak on
iki bin esire malik olduğundan Ka-
sımpaşamn ta nihayetinde bir cami
ve medrese ve tekke inşa ettirmiştir.
Lâkin camiin cemaati olmadığından
cemaat peyda etmek için atik Ter
sane boğazında deryayı kesip ta ca
mie kadar bir saat yere deryayı gö
türmüştür».
Kasım paşalar, Piyale paşalar öl
dükten sonra, Haliç çapkın biz kız
gibi, gene güzelliğini, korudu. Soğuk
lardan titredi. Dondu. Silâhdar ağa
anlatıyor: «Tersane bahçesinden Eyü
be dek buzları kırarak geçmiştik».
On sekizinci asırda, Haliç başka bir
şekil aldı. .Tersane bahçesinin kıy
meti arttı. Îstanbulun en güzel bah
çesi orasıydı. Fakat binaları yıllar-
danberi eskimişti. Nevşehirli İbrahim
paşa orayı da tamir ettirdi. Mevcut
köşkler gelecekleri almaya kâfi de
ğildi. Hasköy tarafından yer alındı.
Enderunu hümayun ağaları için o
tarafta da
bir kar .r yapıldı O za
manlar tersane emini, Kıblelizade
Mehmed beyefendi idi. Kıblelizade-
ler, Türkiye tarihinin en temiz sima
larıdır. Köprülülerle kadın tarafın
dan akrabadırlar. Köprülüler de,
Kıbleli oğullan da, Türkiye tarihin
de hürmetle anılacak insanlardır.
Yaptıkları işler meydandadır.
Haliç! Haliç için cildlerle eserler
yazılabilir. Haliç neler görmemiştir?
O sular, kâh ölenleri, kâh gülenleri
taşımıştır.
» »Ahmed Refik
Hasköy, hem tersaneye, hem de
Okmeydanma yakındı. Erazisi bağ
lar ve bahçelerle dolu idi. Bağların
da limon ve turunç ağacı yetişirdi.
Nar ağaçları gayet meşhurdu.
Hasköy, Galata kadılığına tabiydi.
İkinci Beyazıd zamanında İstanbula
hicret eden yahudîler oraya yerleşti
rildiler. Hasköy, türk toprağında bir
yahudî köyü oldu.
Evliya Çelebi diyor ki: «Küpeli ya-
hudînin mümessek elma suyu ve
Tiryandafile nam rumun misket
şarabı erenler arasında meşhurdur.
Çünkü bağlarında olan misket üzü
münün bir eşi meğer Akdeniz boğa
zındaki Bozcaadada bulunan ve ya
hudî peçelerin terbiye ettikleri şefta-
iüler hoşhan olur».
Meşhur Tersane bahçesi, Hasköy ün
yanıbaş'ında idi. Oraları, Bizans dev
rinde, imparatorların bağı idi. Bura
yı ilk imar eden Fatih oldu. Köşkler,
hamamlar, havuzlar ve şadırvanlar
yapıldı. Her tarafa servi ağaçları
di-Suadiye, bostancı
civarı evlerle doluyor
Buralarda erazi kıymetlendiğinden
mütekaitler, küçük sermaye sahipleri
daha uzak köylere akın etmeğe başladı
B irk aç s e n e d e n b e ri S u a d iy e ile B os ta n c ı a ra sı m o d e rn e v le rle d o lm a k ta d ır. Bu gid işle y a k ın d a b u ra s ı d a b ir şehir h a lin e g irecek , k ö y o lm a k ta n ç ık a c a k tır. M a a m a fih tra m v a y h a ttı ü z e rin d e k i in şa at, şim e n d ife r h a ttı ü z e rin d e k i in şa a tı d u rd u rm a m ış tır. B u ra d a d a y en i b in a la r y ap ılıy o r.
H a y d a r p a ş a - P e n d ik h a ttı ü z e rin d e so n b irk a ç se n e iç in d e y e n id e n k ü ç ü k b irk a ç istasy o n k u ru lm u ştu r. T ü tü n in h i. sa r id a re sin e ait C evizli ista sy o n u n d a k i e n stitü n ü n e tra fın d a k i e v le r ç o ğ a lm a k ta d ır. M a lte p e y e y a k ın b ir y e r d e K ü çü k Y alı d iy e k u ru la n b ir ista sy o n d a , b u sem tin im a rın a h iz m e t e tm e k te d ir. K ü ç ü k Y alı ista s y o n u n d a şim d ilik y e n i y a p ıla n b irk a ç e v g ö ze ç a rp m a k ta d ır. B u ra n ın ile rid e a la c a ğ ı k ıy m e ti h e s a p e d e n b ir s e rm a y e d a r, b u s e m tte a ra z i sa tın a l m ıştır. B irk aç sen e so n ra , K ü çü k Y alı d e n ile n y e r d e d e , S u a d iy e v e B o sta n c ı d a o ld u ğ u gibi, k ü b ik e v le rd e n m ü re k k e p b ir m a h a lle g ö receğ iz.
G ö rü lü y o r ki, B o s ta n c ıd a n P e n d iğ e k a d a r o la n s a h a in k işa fa ç o k m ü sa it b ir y e rd ir. H a lk v e k ü ç ü k m ik y a s ta s e rm a y e b irik tire n le r b u h a v a liy e a k ın e tm e k te d ir.
H e r y e r d e o ld u ğ u gibi, m e m le k e tim iz d e d e g e re k d e v le t h iz m e tin d e v e g e re k se h u su sî m ü e sse se le rd e s e n e le rd e n b e ri ç a lış a ra k y o ru la n k im se le r ç o k tu r. Bu g ib i a d a m la r için, çalıştık la rı y e rle rd e b irk a ç k u ru ş b irik tirip v e y a h u t ik ra m i y e alıp , n e tic e d e şeh ir h a ric in d e b ir k ö y e çekilip b a ğ v e b a h ç e ile u ğ ra şm a k b ir id e a ld ir. S e n e le rd e n b e ri b ir m ü e sse se d e ça lış m a ğ a alışm ış o la n in sa n la r için, h e m istira h a t etm e k , h e m d e tem iz v e h a v a d a r, gü neşli b ir y e rd e , b a h ç e işle rd e u ğ ra şm a k en b ü y ü k z e v k tir. İsta n b u l, b u gibi m e ş g u liy e tle re m ü sa it b ir ş e h ird ir. Ş eh rin ci v a rın ı k a p lıy a n k ö y le r e k se riy e t itib arile b a ğ c ılığ a m ü sa it y e rle rd ir. B ağ cılık b ir a d a m ı ç o k m eşg u l e d e n b ir z ira a t s a h a sıd ır. Bu işe d a la n b ir a d a m , s a b a h ta n a k ş a m a k a d a r b a ş k a işle v a k it g e ç irm eğ e im k â n b u la m a z . n. - n m — B a ğ la r m u h te lif h a s ta lık la ra m a ru z d u r. Bu h a s ta lık la rla m ü c a d e le e tm e k , b a ğ la r a g ö ztaşı, k ü k ü rt v u rm a k v e b u n la rın n etic e le rin i b e k le m e k , b u işin ta d ı n ı a la n la r için p e k z e v k lid ir. B u g ü n le r d e İsta n b u l c iv a rın d a k ü ç ü k b ir b a ğ ı o la n ların bile, en ç o k k o n u ştu ğ u b a h is b a ğ cılıktır. H a y d a r p a ş a d a n P e n d iğ e k a d a r g id en tre n le rd e , h e r a k şa m b u lu ş a n k im se le r h e p b irib irle rin e b a ğ h a s ta lık la rın d a n b a h s e tm e k te d irle r. Bu se n e b a ğ la r a h a s ta lık v u rm u ştu r. B il h a ssa Y a k a c ık ta b a ğ ı o la n la r b u h a s ta lık ta n ş ik â y e t e tm e k te d irle r. Bir b a ğ c ı d iy o r k i: « H e r sen e b a ğ d a n 2 0 0 0 k ilo ü zü m a lırd ık . Bu sen e y a rı y a rıy a a la b ilirse k ç o k m e m n u n o la c a ğız. » B ö y le sö y liy e n le r p e k ç o k tu r. A lın a n u m u m î n e tic e y e g ö re, b u se n e İsta n b u l m ın ta k a s m d a ü zü m az y e tişe c e k tir.
B ağ y e tiştirm e k , b u g ib i işlerle u ğ r a şan in sa n la rı ç o k m eşg u l e d e n v e a y n i z a m a n d a h e y e c a n lı b ir iştir.
Ş eh ir c iv a rın d a k i k ü ç ü k b ir a ra z i s a h ib in in b a ğ işin d e n b a ş k a m e şg u liy e tle - rid e v a rd ır. T a v u k b e sle m e k , in ek b e s le m ek , se b z e y e tiştirm e k ... B u n la r d a a y rı a y rı m e se le le rd ir. T a v u k h a s ta lık la rile u ğ ra şm a k , ta z e y u m u rta la ra m ü şte ri b u l. m a k , a ra z iy i h e r sen e im a r e tm e k b a ş lı b a şın a b ir a d a m ı m eşg u l e d e n işle r dir. • İlk sen e k ü ç ü k b ir to p r a k sa h ib i v e k ü ç ü k b ir e v sa h ib i o la n ç a lışk a n b ir a d a m , b irk a ç sen e s o n ra b u lu n d u ğ u y e ri m ü k e m m e l b ir s u re tte m a m u r b ir h a le g e tireb ilir. Y u k a rıd a b u b a h s e g ire rk e n , İsta n b u l c iv a rın d a k i k ö y le rin b a ğ c ılığ a en m ü sa it y e r o ld u ğ u n u , p a r a b irik tire n v e b ağ , b a h ç e y e m e ra k e d e n k ü ç ü k ta s a r ru f a sh a b ın ın b u gibi y e rle re a k ın e tti ğini y a z m ıştık . Ş eh ir c iv a rın a v e b u gibi a- k m la rı a r ttır m a k için ç a re le r a ra m a lıy ız . V a k ıa b u n u n için, o r ta d a fırs a tla r k a ç m am ıştır. U fa k s e rm a y e sa h ip le ri için, B o stan cı v e c iv a rı m ü sait b ir y e r o lm ıy a- bilir. Ç ü n k ü so n s e n e le rd e b u r a la r d a a r a zi k ıy m e tle ri y ü k selm iştir. F a k a t u fa k serm a y e li ta s a rru f a sh a b ı için, b a ş k a u cuz y e rle r v a r d ır . H a ttâ b e d a v a a ra z i te d a rik e tm e k im k â n la rı b ile m e v c u ttu r. M eselâ: Y a k a c ık ta d e v le te a it b o ş a r a zi b u lu n m a k ta d ır. M ev cu t k a n u n la r m u cibince, b u ara z iy i üç se n e iç in d e im a r e d e n le re ta p u se n e d i v e rilm e k te d ir. Bu k a n u n d a n is tifa d e e d e re k Y a k a c ık ta a razi a la ra k , iç in d e b a ğ y e tiş tire n le r v e
k ü ç ü k e v le r y a p a n la r ç o k tu r. F a k a t Y a k a c ık , S o ğ a n lı k ö y le ri g ib i şe h irle m ü n a s e b e tle ri ç o k o la n y e rle ri im a r e t m e k için b u r a y a a k ın e d e n le re d a h a fa z la k o la y lık la r g ö s te rm e k lâ z ım d ır.
M eselâ D e m iry o lla rı id a re si v e Ş irk eti H a y riy e g ib i d e m iry o lu ü z e rin d e v e y a y a k ın k ö y le rd e o tu ra n la ra ilk sen e b e d a v a p a s o v e rm e li, in şa a t için m a lz e m e n a k lin d e k o la y lık g ö ste rm e lid ir.
H a y d a r p a ş a - P e n d ik h a ttı ü z e rin d e k i k ö y le r im a r ed ild iğ i z a m a n , b u n d a n d e m iry o lla rı is tifa d e e d e c e ğ i gibi, b u h a t ta a m u d î o la ra k y o lla rı o la n k ö y le rin im a rı h a t için b ir k a z a n ç teşk il e d e c e k tir. B ug ü n Y a k a c ık ta n ü fu s k e sa fe tin in a rtm a s ı p e k ta b iî o la ra k tre n y o lc u la rı nın m ik ta rın ı d a a rttıra c a k tır.
M esele b u n u n la k a lm ıy o r, d e m iry o lu n a y a k ın k ö y le re g id en o to b ü s ta rife le rd e d e a lâ k a d a r o lm a k lâzım d ır. B ug ü n tre n le K a rta ld a n H a y d a r p a ş a y a 15 k u ru şa g id ilm e k te d ir. H a lb u k i K a r ta ld a n Y a k a c ığ a k a d a r o la n o to b ü s ü c re ti d e 1 5 k u ru ştu r. A r a d a k i m e s a fe 1 5. d a k ik a b ile d e ğ ild ir. E ğ e r K a r ta l - Y a k a c ık n a k liy e ta rife le ri d a h a z iy a d e u çu zlıy a- c a k o lu rsa, Y a k a c ığ a d a h a ç o k k a la b a lık ak ın e d e c e k tir. B u k a la b a lık ta n d e m iry o lla rı d a istifa d e e d e b ilir.
H asılı İsta n b u l c iv a rın d a b ilh a s s a in k işa fa p e k m ü sa it o la n d e m iry o lla rı ü ze rin d e k i k ö y le rle d e m iry o lu n a y a k ın k ö y leri im a r e tm e k için, b u r a la r a g id e n le re k o la y lık la r g ö s te rm e k lâ z ım d ır. B u n u n n e tic e sin d e e ld e e d ile c e k fa y d a la r şu n la r d ır : 1 — D e m iry o lla rın ın y o lc u a d e d i a r ta c a k tır. 2 — C iv a r k ö y le r im a r e d ile c e k , b u k ö y le rd e b a ğ c ılık d a h a z iy a d e in k işaf e d e c e k tir. 3 — S e n e le rd e n b e ri ç a lışa ra k b e ş o n k u ru ş b irik tire n m ü te k a itle r v e iş a d a m la rı d a b u h im a y e le r sa y e sin d e k ü ç ü k b ir to p r a k v e ev sa h ib i o lm a ğ a im k â n b u la
b ilirle r. A . O .
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi