• Sonuç bulunamadı

Müellifi Bilinmeyen Bir Ayet Tefsiri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Müellifi Bilinmeyen Bir Ayet Tefsiri"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

RUMELİ

İslâm Araştırmaları Dergisi

ﻠﺒ ث ا ﯿ

Journal of Islamic Studies

Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October

İLAHİYAT FAKÜLTELERİ

(3)

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October 14 MÜELLİFİ BİLİNMEYEN BİR AYET TEFSİRİ

A Tafsir Treatise by an Unknown Author Mustafa ÖZEL

Prof. Dr., Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, İslami İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı

İstanbul, Türkiye

Professor, Fatih Sultan Mehmet Vakıf University, Faculty of Islamic Sciences, Basic Islamic Studies

Istanbul, Turkey 64mustafaozel@gmail.com ORCID ID: 0000-0002-5240-8281

DOI: 10.53336/rumeli.946646

Makale Bilgisi | Article Information

Makale Türü / Article Type: Araştırma Makalesi / Research Article Geliş Tarihi / Date Received: 01 Haziran 2021 / 01 June 2021 Kabul Tarihi / Date Accepted: 27 Eylül 2021 / 27 September 2021

Yayın Tarihi / Date Published: 28 Ekim 2021 /28 October 2021 Yayın Sezonu / Publishing Date Season: Ekim / October

Atıf / Citation: Özel, Mustafa. “Müellifi Bilinmeyen Bir Ayet Tefsiri”. Rumeli İslam Araştırmaları Dergisi 8 (Ekim 2021): 14-31.

İntihal: Bu makale, iThenticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir.

Plagiarism: This article has been scanned by iThenticate. No plagiarism detected.

web: https://rumeli.trakya.edu.tr/| https://dergipark.org.tr/rumeli mail to: rumelislam@trakya.edu.tr

Copyright © Published by Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi / Tekirdag Namık Kemal University, Faculty of Theology, Tekirdag, 59100 Turkey.

Bütün hakları saklıdır. / All right reserved.

Journal of Islamic Studies ﯿ اثﻠﺒﯾﻠ امور

ISSN: 2564-7903

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 September: 14-31.

(4)

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October 15 MÜELLİFİ BİLİNMEYEN BİR AYET TEFSİRİ

Öz

Bu çalışma, Nahl suresinin 90. ayet-i kerimesi üzerine müellifi bilinmeyen bir tefsir risalesinin tahkikidir. Eser tek nüsha olup Risâle fi Tefsîri Âyeti İnnallâhe Ye’muru bi’l-Adli ve’l-İhsân adıyla Köprülü Kütüphanesi’nde (Fazıl Ahmed Paşa Bölümü, dn.: 001606, va.: 189/b-195/b) kayıtlıdır. Dili Arapça olup yazısı gayet okunaklıdır. Yazar, söz konusu ayeti beş başlık altında tefsir etmiştir: Edebiyat, önceki müfessirlerin görüşleri, usûlüddîn, fıkıh usulü ve fıkıh. Ayeti fıkıh usulü açısından tefsir ettiği kısımda, tefsirin sınırlarını oldukça zorlamıştır. En dikkat çeken husus, müellifin tefsirinde besmeleden sonra hamdele ve salveleye yer vermemiş olmasıdır. Bu, ilim tarihimizde alışık olmadığımız bir durumdur. Yazmanın ferağ kaydı da bulunmamaktadır.

Yazar, Süfyân b. Uyeyne (ö. 198/814), Taberî (ö. 310/923), İbn Îsâ (ö. 334/946?), Zemahşerî (ö.

538/1144) ve İbn Atıyye’yi (ö. 541/1147) kaynak olarak kullanmıştır. Bunların dışında Kâdî Ebû Bekr (Bâkıllânî) (ö. 403/1013), Gazzâlî (ö. 505/1111) gibi isimlerden de söz etmiştir. Ayetin fıkıh açısından tefsir edildiği son bölüm, nerdeyse bütünüyle Nevevî’nin (ö. 676/1277) Müslim şerhinden nakledilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Ayet, tefsir, Nahl suresi, 90. Ayet, tahkik.

A Tafsir Treatise by an Unknown Author Abstract

This study is the critical edition of a pamphlet that contains the exegesis (tafsir) of “Surat al-Nahl – verse: 90”. The author of the pamphlet is unfortunately unknown. There is only one known manuscript, which is registered in the Koprulu Library with the name Risâla fî Tafsîri Âyat Innallâha Ya’muru bi al-‘Adl wa al-Ihsân. It is written in very clear and plain Arabic that makes it much easier to read. The author interpretes the verse under the five topics: Literature, Remarks of Early Exegetes, Usul al-Dîn (Essentials of the Religion), Usul al-Fiqh (Jurisprudence) and Fiqh (Law). In the part where he explains the verse in terms of the jurisprudence, the author pushes the limits of the ‘ilm al-tafsir. It might be interesting that the author does not attach hamdalah and salwalah after basmalah, which is quite uncommon in Islamic writing tradition. There is also no sign indicating the writing date of the manuscript. He uses Sufyan ibn Uyayna (d. 198/814), Tabari (d.

310/923), Ibn Isa (d. 334/946?), Zamahshari (d. 538/1144) and Ibn Atiyya (d. 541/1147) as its sources. Apart from these, he also refers to some famous names such as Ghazzali and Qadi Abu Bakr. The last chapter in which the verse is interpreted in terms of the fiqh has been quoted almost entirely from Nawawi’s (d. 676/1277) commentary on Sahih al-Muslim.

Key words: The exegesis of verse, Surah al-Nahl, 90th verse, the critical edition.

(5)

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October 16 Yazarı olmayan bir kitap olmaz. Ancak pek çok sebepten ötürü kütüphanelerde yer alan bazı yazma eserlerin müelliflerine ait kayıtlar olmadığından eserlerin kime ait olduğu bilinememektedir. Bu tür eserlerin sayısı, diğerlerine nazaran oldukça azdır. Müellifi bilinen eserler hakkında akademik çalışmalar yapıldığı gibi müellifi bilinmeyenler hakkında da yapılmıştır. Bunlardan birkaçını kronolojik olarak zikredelim.

Ömer Kara, “Müellifi Bilinmeyen Bir ‘Furûk’ Yazmasının Tenkitli Neşri”, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 2004, cilt: IV, sayı: 2, s. 173-212; Alim Yıldız, “Müellifi Meçhul Bir Şurûtü’s-Salât Mesnevisi”, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2009, cilt: 13, sayı: 2, s.

175-187; Atila Gökdemir, “Müellifi Bilinmeyen Bir Kırk Hadis Tercümesi”, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2017, sayı: 27, s. 122-140; İdris Söylemez, “Müellifi Meçhul Bir “Sad Kelime-i Hz. Ali” Risalesi”, Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi, 2018, cilt: IV, sayı: 1, s. 189-225.

Biz de bu çalışmamızda müellifi bilinmeyen bir ayet tefsirini ilim dünyasına arz etmeye çalışacağız. Kayıtlarda Risâle fi Tefsîri Âyeti İnnallâhe Ye’muru bi’l-Adli ve’l-İhsân. (Köprülü Fazıl Ahmed Paşa, dn.: 001606, va.: 189/b-195/b) adıyla yer alan eser, bu ayet hakkında yazılan dört tefsirden biridir. Bunlardan birini daha önce neşretmiş idik.1 Bir diğeri ise (Mustafa Rüşdî’nin, Tefsîru Âyeti İnnallâhe Ye’muru bi’l-Adl ve’l-İhsan’ı -Süleymaniye, H. Hüsnü Paşa, dn.: 006480-) yakınlarda yayınlandı.2

Köprülü Kütüphanesi Fazıl Ahmet Paşa Bölümü’nde aynı demirbaş numarada kayıtlı olan ve hemen bu risalenin ardından sıralı olarak gelen Bakara suresi ayetinin tefsiri (va.: 196/a-200/a) ile Nisa suresi ayetinin tefsirinde (va.: 200/a-205/a) de müellif ismi ve ferağ kaydı bulunmamaktadır. Bu üç ayet tefsiri, üslup ve biçim olarak aynı yazarın kaleminden çıkmış gibidir.

Tahkikini yaptığımız risale, iyi tasnif edilmiş bir çalışmadır. Müellif, öncelikle tefsirini yaptığı ayetin önceki ayetle münasebetine değinmiştir. Sonra ayetin tefsirini beş başlık altında yapacağına işaret etmiş ve bunları şu şekilde sıralamıştır: 1- Edebiyat: Ayette geçen kelimelerin anlamları, iştikâkları, i’râb, fesahat, belagat; 2- Müfessirlerin görüşleri; 3- Usûlüddîn; 4- Fıkıh Usûlü; 5- Fıkıh.

Risaleye bakıldığında yazarın bir ayet tefsirinin sınırlarını zorladığı kolayca görülebilir.

Özellikle ayetin, fıkıh usûlü açısından tefsir edildiği bölüm, -buna kelam açısından tefsir edildiği bölümü de ilave edebiliriz- tefsir olmaktan neredeyse çıkmıştır.

Müellifin ilk başlık altında verdiği kelime anlamları, Râgıb el-İsfahânî’nin (ö. V./XI.

yüzyılın ilk çeyreği) Müfredât’ından istifadeyle sunulmuştur. Yaptığımız araştırma ve karşılaştırma neticesinde, en azından bazı kelime ve kavramlar hakkında bunun böyle olduğunu tespit ettik.

1 Debreli Vildan Fâik, “Nahl/16 Sûresinin 90. Ayetinin Tefsiri”, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi X/2

(2006), 135-147.

2 Mustafa Özel, “Mustafa Rüşdî’nin Nahl Sûresi 90. Âyetin Tefsirinin Tahkiki”, Tahkik İslami İlimler Araştırma ve Neşir

Dergisi 2/2 (2019), 115-132.

(6)

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October 17 Yazarın, görüşlerine yer verdiği müfessirler, şunlardır: Süfyân b. Uyeyne (ö. 198/814), Taberî (ö. 310/923), İbn İsa (ö. 334/946?), Zemahşerî (ö. 538/1144) ve İbn Atıyye (ö. 541/1147).

Müellif, üçüncü başlık altında Mutezile’nin söz konusu ayeti, Allah’ın fahşâ’yı yaratamayacağına delil getirdiğini zikretmiş, ardından Ehl-i Sünnetin konuya bakışını ortaya koymuştur.

Risalede en uzun bölüm, ayet bağlamında yapılan fıkıh usulü tartışmasıdır. Mesele, “Bir şeyi emretmek, onun zıddını yasaklamanın aynısı değildir” konusudur. Burada Kâdî Ebû Bekr (Bâkıllânî) (ö. 403/1013), Gazzâlî (ö. 505/1111) gibi âlimlerin görüşleri dile getirilmiştir.

Yazar son olarak, emr-i bil maruf ve nehy-i anil münker konusunu fıkhî açıdan değerlendirmiştir. Bu bölümde Nevevî’nin (ö. 676/1277) Müslim şerhinden naklen, Mâverdî (ö.

450/1058), İmamü’l-Harameyn (ö. 478/1085), Kâdî Iyâz (ö. 544/1149) gibi âlimlerin konuya bakışları zikredilmiştir.

1. Yazmanın Özellikleri

Eser, tek nüsha olup Köprülü Kütüphanesi’ndedir (Fazıl Ahmed Paşa, dn.: 001606, va.:

189/b-195/b). Dili, Arapça olup yazısı gayet okunaklıdır. Kimi zaman kelimeler, doğru okunsun diye harekelenmiştir. Müellif, zaman zaman cümle başlarında konuya dikkat çekmek için kırmızı bir çizgi çizmiştir. Herhangi bir görüş veya rivayeti aktarmaya başlarken de aynı tavrını sürdürmüştür. Yazar ilk başlık altında açıkladığı ayette geçen kelimeleri, kırmızı mürekkeple yazmıştır. Her sayfada on dokuz satır, her satırda da on on beş kelime vardır. Dikkat çeken husus, müellifin hamdele ve salveleye yer vermemesidir. Besmeleyi çektikten sonra ayet-i kerimeyi yazıp hemen tefsire başlamıştır. Bu durum, geleneğimizde pek görülen bir tarz değildir. Eserde, bir yerde şiire yer verilmiştir. Bu şiir, tespitimize göre İmam Şâfiî’ye (ö. 204/820) aittir. Bu beyit de kırmızı noktalar arasına alınmıştır. Maalesef eserin ferağ kaydı da yoktur. Risalenin sonunda iki kısa cümleden ibaret bir dua vardır.

2. Risalenin Kaynakları

Yazar, ikinci bölümde görüşlerini naklettiği müfessirleri isim isim zikretmiştir. Bunları az önce zikrettik. Birinci bölümde verdiği bilgilerin kaynakları hakkında herhangi bir isim vermemektedir. Ancak bizim tespitimize göre Râgıb Isfahânî’nin (ö. V./XI. yüzyılın ilk çeyreği) Müfredât’ı, yazarın kaynakları arasındadır. Yazar, ayeti fıkhî açıdan tefsir ettiği son bölümü, nerdeyse bütünüyle İmam Nevevî’nin (ö. 676/1277) Müslim şerhinden aktarmıştır. Bunu, yaptığımız araştırma neticesinde belirledik.

3. Tahkikte İzlenen Yöntem

Eserin tahkikinde İSAM Tahkik Esasları’nı uyguladık.

4. Değerlendirme

Risalenin en büyük handikabı, müellifin adının bilinmemesidir. Oldukça mürettep olması, gayet dikkat çekicidir. Ayeti, fıkıh usulü ve fıkıh açısından ele aldığı son iki bölüm, risaleyi tefsir risalesi olmaktan çıkaracak bir keyfiyettedir. Yazarın son kısımda Nevevî’nin Müslim şerhinden yaptığı nakil, okuyucuyu nakli sanki şerhte geçen isimlerden yaptığı izlenimine sevk etmektedir.

(7)

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October 18

/]

/189

ظ[ ﺴ ﻢ ﷲ اﻟ ﺮ ﲪ ﻦ اﻟﺮ ﺣﻴ ﻢ

ﻗﺎ ل ﷲ ﺳﺒ ﺤ ﺎﻧﻪ و ﺗﻌﺎ ﱃ :

﴿ إِنﱠ

?ﱠَ ا Aَْﻣُ

ﺮُ

ﻌَﺪْEِﻟْ

وَاﻹِْ لِ

ﺴَﺎﺣْ

وَإِﻳﺘَ نِ

ﺎءِ

ذِ

اﻟْي ﻘُﺮْ

وَﻳـَﻨـْ ﰉَ

ﻬَﻰ ﻋَ

اﻟْﻔَ ﻦِ

ﺤْ

ﺸَﺎ ءِ

وَاﻟْ

ﻤُﻨْ

ﻜَ

وَاﻟْﺒـَ ﺮِ

ﻳَﻌِ ﻐْﻲِ

ﻈُ

ﻢْ ﻟَﻜُ

ﻌَﻠﱠ ﻢْ ﺗَﻜُ

ﺮُو ﺬَﻛﱠ نَ

]اﻟ

، 16 / 90

اﺗ[

ﺼ ﺎل ﻫ ﺬﻩ ا ﻵﻳ ﺔ ا ﻟﻜ ﺮﳝ ﺔ ﲟﺎ ﻗﺒ ﻠﻬ ﺎ أ ن ﷲ ﺗ ﻌﺎ ﱃ

ﳌﺎ ا ﺳﺘ ﻘ ﺼ ﻰ ﰲ ﺷ ﺮح اﻟ ﻮﻋ ﺪ واﻟ ﻮﻋ ﻴﺪ وا ﺳﺘ ﻮ ﰱ ﺑﻴ ﺎن اﻟ ﱰ ﻏﻴ ﺐ وا ﻟﱰ ﻫﻴ ﺐ أ رد ﻓﻪ s ﺬﻩ ا ﻵﻳ ﺔ ا ﳌ ﺸ ﺘﻤ ﻠﺔ ﻋ ﻠﻰ اﻟ ﺘﻜ ﺎﻟﻴ ﻒ

ﻓﺮ ﺿ ﺎ وﻧ ﻔ ﻼ و ﻋﻠ ﻰ ﻣ ﺎ ﻳ ﺘﻌﻠ ﻖ E ﻷ ﺧ ﻼ ق وا ﻵ دا ب ﺗﻨ ﺒﻴ ﻬﺎ ﻋ ﻠﻰ أ ن اﻣﺘ ﺜﺎ ل ﻫ ﺬﻩ ا ﻷ واﻣ ﺮ وا ﺟﺘ ﻨﺎ ب ﻫ ﺬﻩ اﻟ ﻨﻮا ﻫ ﻲ

ﺳﺒ ﺐ ﻟ ﻮ ﺻ ﻮ ل اﻟﻌ ﺒﺪ إ ﱃ ﺗﻠ ﻚ اﻟ ﺴ ﻌﺎ دا ت و ﳐﺎ ﻟﻔﺘ ﻬﺎ ﺎدّةﺻ ﻋ ﻦ اﻟﻔ ﻮز ﺑﺘ ﻠ ﻚ ا ﳋ ﲑا ت .

واﻟ ﻜ ﻼ م ﻓﻴ ﻤﺎ ﻳﺘ ﻌﻠ ﻖ E ﻵﻳ ﺔ ا ﻟﻜ ﺮﳝ ﺔ ﻣ ﻦ ﲬ ﺴ ﺔ أ و ﺟ ﻪ:

اﻟﻮ ﺟ ﻪ ا ﻷ و ل ﻓﻴ ﻤﺎ ﻳﺘ ﻌﻠ ﻖ ﺑﻌﻠ ﻢ اﻷ د ب ﻣ ﻦ ﺟ ﻬﺔ أ و ﺿ ﺎع اﳌ ﻔﺮ دا ت اﻟ ﻠﻐ ﻮﻳ ﺔ واﳌ ﺮﻛﺒ ﺎ ت اﳌ ﻌﻨ ﻮﻳ ﺔ وا ﻻ ﺷﺘ ﻘﺎ ق

وا ﻹ ﻋﺮ ا ب

، وﻣ ﻦ ﺟ ﻬﺔ اﻟ ﻔ ﺼ ﺎ ﺣ ﺔ واﻟ ﺒ ﻼ ﻏﺔ .

واﻟ ﻮ ﺟ ﻪ ا ﻟﺜﺎ ﱐ ﰲ أﻗ ﻮا ل اﳌ ﻔ ﺴ ﺮﻳ ﻦ .

واﻟ ﻮ ﺟ ﻪ ا ﻟﺜﺎ ﻟ ﺚ ﰲ ﺷ ﻲ ء ﻣ ﻦ أ ﺻ ﻮ ل اﻟ ﺪﻳ ﻦ .

واﻟ ﻮ ﺟ ﻪ ا ﻟﺮاﺑ ﻊ ﰲ ﻃ ﺮ ف ﻣ ﻦ أ ﺻ ﻮ ل اﻟﻔ ﻘﻪ .

واﻟ ﻮ ﺟ ﻪ ا ﳋﺎ ﻣ ﺲ ﰲ ﺷ ﻲ ء ﻣ ﻦ اﻟﻔ ﻘﻪ .

ﻛ ﻞ ذﻟ ﻚ ﻋ ﻠﻰ ﺳﺒ ﻴﻞ ا ﻻ ﺧﺘ ﺼ ﺎر وا ﻻ ﺳﺘ ﻔﺎ دة وا ﻟﻌ ﺮ ض ﺑ ﲔ ﻳ ﺪ ي اﳌ ﻮا ﱄ اﻟ ﺴ ﺎد ة واﳌ ﺘﻮﻗ ﻊ ﻣ ﻦ إﺣ ﺴ ﺎ—

ﻢ،

أﺣ ﺴ ﻦ ﷲ إﻟ ﻴﻬ ﻢ ﰲ اﻟ ﺪا رﻳ ﻦ

، ا ﳌ ﺴ ﺎﻋ ﺪة ﲞ ﻮا ﻃ ﺮﻫ ﻢ اﻟ ﻜ ﺮﳝ ﺔ واﻟ ﻨﻈ ﺮ ﺑﻌ ﲔ ﺮِّﺿ اﻟ ﻰ

وﻋ ﲔ اﻟ3

ﺮ ﺿ ﺎ ﻋ ﻦ ﻛ ﻞ ﻋﻴ ﺐ ﻛ ﻠﻴﻠ ﺔ

وﻟ ﻦﱠ ﻜ ﻋ ﲔ ﺴُ اﻟ ﺨ ﺗُﺒﻂ ﺪِ

ي

َ اﳌ ﺴ ﺎو

4

3

اﳌ ﺔ:

اﻟ4

ﺎﻓ

، ﺑﻦ إ در

، دﻳ ﻮا ن اﻹ ﻣﺎ م اﻟ ﺎﻓ

، ) ﺮح : ﻤﺮ ﻓﺎ رو ق اﻟ ﻄﺒ ﺎع

و ت و ن J رﻳ

، ص . . 123

(8)

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October 19

أﻣﺎ اﻟ ﻪ ا و اﳌل ﺘﻌﻠ ﻖ ﺑﻌﻠ ﻢ ا ﻷ د ب ﻓﺈ ن ﻣ ﻦ اﳊ ﺮو ف اﻟ ﺴ ﺘﺔ اﳌ ﺸ ﺒﻬ ﺔ E ﻷﻓ ﻌﺎ ل ﺗﺆ ﻛ ﺪ sﺎ ا ﳉ ﻤﻠ ﺔ ا ﻹ ﲰ ﻴﺔ

إذا ﻛ ﺎن ا ﳌ ﺨ ﺎﻃ ﺐ s ﺎ ﻣ ﱰد دا ﻓ ﻴﻬ ﺎ أ و ﺳﺎ ﺋ ﻼ ﻋ ﻨﻬ ﺎ،

و إﺧ ﺮا ج اﻟ ﻜ ﻼ م ﻋﻠ ﻰ ﻫ ﺬا اﻟ ﻮ ﺟ ﻪ ﻳ ﺴ ﻤ ﻰ إ ﺧ جَ ﺮا اﻟ ﻜ ﻼ م

ﻋﻠ ﻰ ﻣ ﻘﺘ ﻀ ﻰ اﻟ ﻈﺎ ﻫﺮ

، وﻗ ﻳﻨﺰّ ﺪ ل ﻏ ﲑ اﳌ ﱰد د واﳌ ﻨﻜ ﺮ ﺰﳍَﻣﻨ ﻤﺎ وﻳ ﺴ ﻤ ﻰ ﺣﻴ ﻨﺌ ﺬ إﺧ جَ ﺮا اﻟ ﻜ ﻼ م ﻋﻠ ﻰ ﻣ ﻘﺘ ﻀ ﻰ ا ﳊﺎ ل .

و

﴿ ﷲ

﴾ ﻗﻴ ﻞ أ ﺻ ﻠﻪ "إ ﻟﻪ

"

ﻓ ﺤ ﺬﻓ ﺖ ا ﳍ ﻤﺰ ة ﻮّ وﻋ ض ﻋ ﻨﻬ ﺎ ا ﻷﻟ ﻒ وا ﻟﻼ م،

وﻟ ﺬﻟ ﻚ ﻗﻴ ﻞ ﰲ اﻟ ﻨﺪ اء :

"›

"

Eﻟ ﻘ ﻄ ﻊ

ﻛ ﻤﺎ ﻗﻴ ﻞ :

› إﻟﻪ

، وا ﻹﻟ ﻪ ا ﺳ ﻢ اﳉ ﻨ ﺲ ﻳ ﻘﻊ ] / 190

ﻋﻠ [ ﻰ ﻛ ﻞ ﻣﻌ ﺒﻮ د ﲝ ﻖ أو E ﻃ ﻞ . ﰒ ﻏﻠ ﺐ ﻋ ﻠﻰ اﳌ ﻌﺒ ﻮد

E ﳊ ﻖ ﻛ ﻤﺎ ﻏ ﻠ ﺐ اﻟ ﻨ ﺠ ﻢ ﻋﻠ ﻰ اﻟ ﺜﺮ

› واﻟ ﺒﻴ ﺖ ﻋ ﻠﻰ اﻟ ﻜ ﻌﺒ ﺔ واﻟ ﺴ ﻨﺔ ﻋ ﻠﻰ ﺳﻨ ﺔ ا ﻟﻘ ﺤ ﻂ . وأ ﻣﺎ "

"

ﲝ ﺬ ف ا ﳍ ﻤﺰ ة

ﻓﻤ ﺨ ﺘ ﺺّ Eﳌ ﻌﺒ ﻮد E ﳊ ﻖ ﱂ ﻳﻄ ﻠﻖ ﻋ ﻠﻰ ﻏ ﲑﻩ . وﻗﻴ ﻞ أ ﺻ ﻠﻪ "

ﻻ ﻫﺎ

"

Eﻟ ﺴ ﺮ›

ﻧﻴﺔ

، ﻓ ﺤ ﺬ ف ا ﻷﻟ ﻒ ﻣ ﻦ آ ﺧ ﺮﻩ وزﻳ ﺪ

اﻟ ﻼ م ﰲ أ وﻟ ﻪ.

و ﻗﺎ ل ﺳﻴ ﺒﻮﻳ ﻪ:

ﺟ ﺎز أ ن ﻳﻜ ﻮ ن أ ﺻ ﻠﻪ ﻻ ﻫﺎ و أد ﺧ ﻞ اﻷ ﻟ ﻒ و اﻟ ﻼ م ﻓ ﺠ ﺮ ى ﳎ ﺮ ى ا ﻻ ﺳ ﻢ اﻟﻌ ﻠﻢ

ﻛﺎ ﳊ ﺴ ﻦ واﻟ ﻌﺒﺎ س

، وﻗ ﻊُ اﻄ ﳍ ﻤﺰ ة ﰲ اﻟ ﻨﺪ اء إﳕﺎ ﻫ ﻮ ﻷﻧ ﻪ ﻳﻨ ﻮ ي ﺑ ﻪ اﻟﻮ ﻗ ﻒ ﻋ ﻠﻰ ﺣ ﺮ ف اﻟ ﻨﺪ اء ﺗﻔ ﺨ ﻴﻤ ﺎ ﳍ5

ﺬا

اﻻ ﺳ ﻢ.

وأ ﲰ ﺎء ﷲ ﺗ ﻌﺎ ﱃ ﻛ ﻠﻬ ﺎ ﻣ ﺸ ﺘﻘ ﺔ Eﺗ ﻔﺎ ق أ ﻫ ﻞ اﻟﻠ ﻐﺔ إ ﻻ ﻟ ﻔ ﻈ ﺔ ﷲ

، ﻓﺈ

—ﺎ ا ﺧﺘ ﻠ ﻒ ﻓﻴ ﻬﺎ . ﻓﻤ ﻨﻬ ﻢ ﻣ ﻦ ﺟ ﻌﻠ ﻬﺎ

ﻋﻠ ﻤﺎ ﻣ ﺮﲡ ﻼ ﻏ ﲑ ﻣ ﺸ ﺘﻖ ﻣ ﺴ ﺘﺪ ﻻ ﻣ ﺎ ﺗ ﻮ ﺻ ﻒ و ﻻ ﻳ ﻮ ﺻ ﻒ s ﺎ.

وا ﻷ ﻛﺜ ﺮو ن ﻋﻠ ﻰ أ

—ﺎ ﻣ ﺸ ﺘﻘ ﺔ.

ﻷ ن أ ﲰ ﺎء ﷲ ﺗ ﻌﺎ ﱃ

ﻛﻠ ﻬﺎ ﺻ ﻔﺎ ت ﻟﻴ ﻌﺮ ف اﳌ ﺨ ﺎﻃ ﺐ ﻣ ﻌﻨﺎ ﻫﺎ . ﻓﻘ ﻴﻞ إﻧ ﻪ ﻣ ﻦ ﻩَ ﻳَﻻ ﻠﻴﻪُ

ﻟﻴ ﻬﺎ إ ذا ﺗ ﱰّ ﺴ وا ﺣﺘ ﺠ ﺐ و ﻫ ﻮ اﳌ ﺸ ﺎر إﻟ ﻴﻪ ﺑ ﻘﻮ ﻟﻪ

ﺗﻌﺎ ﱃ : ﻻَ ﴿ ﺗُﺪْ

رِﻛُﻪ ﻷَْﺑْ ُ ا رُ ﺼَﺎ وَﻫُ

ﻮَ ﻳ رِكُ ُﺪْ

ﻷَْﺑْ ا رَﺼَﺎ

ﻷﻧ ﻌﺎ م،

6 / 103

وا[

ﳌ ﺸ ﺎر إﻟ ﻴﻪ E ﻟﺒﺎ ﻃ ﻦ ﰲ ﻗ ﻮﻟ ﻪ ﺗﻌﺎ ﱃ :

وَاﻟ﴿ ﻫِﺮُ ﻈﱠﺎ وَاﻟْ

ﺒَﺎﻃِ

ﻦُ

ﺪﻳ ﺪ،

57 / 3

. [

وﻗﻴ ﻞ : ﻣ وَﻟِﻪَ ﻦ إ ذا ﲑّ ﲢ ﻣ ﻦ ﺷ ﺪة اﻟ ﻮ ﺟ ﺪ،

و أ ﺻ ﻠﻪ وِ

ﻻ ﻩ ﻓﺄُﺑ ﺪ ل ﻣ ﻦ اﻟﻮ او ﳘ ﺰة

، ﻓﺘ ﺴ ﻤﻴ ﺘﻪ ﺗ ﻌﺎ ﱃ ﺑ ﺬﻟ ﻚ

ﻟﻜ ﻮ ن ﻛ ﻞ ﳐﻠ ﻮ وَاﻟـق

ِﻬﺎ ﳓ ﻮﻩ إ ﻣﺎ E ﻟﺘ ﺴ ﺨ ﲑ ﻓ ﻘ ﻂ ﻛ ﺎﳉ ﻤﺎ دا ت وا ﳊﻴ ﻮا

» ت

، وإ ﻣﺎ E ﻟﺘ ﺴ ﺨ ﲑ وا ﻹ راد ة ﻣﻌ ﺎ ﻛﺒ ﻌ ﺾ

اﻟﻨ ﺎ س

، وﻋ ﻠﻴﻪ لّ د ﻗﻮﻟ ﻪ ﺗﻌﺎ ﱃ : وَإِ﴿ نْ

ﻦْ ﻣِ

ﻲْءٍﺷَ

إِ

ﻳُﻻﱠ ﺴَﺒِّ

ﺢُ

ﲝَِﻤْ

وَﻟَ ﺪِﻩِ

ﻦْ ﻜِ

ﺗـَﻔْ ﻻَ

ﻘَﻬُ

نَ ﻮ ﺗَﺴْ

ﺤَﺒِﻴ ﻬُﻢْ

ﺮاء

،

17 / 44

. [

5

اﳌ ﺔ:

ﻴﻤ ﺎ.

(9)

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October 20

وﻗﻴ ﻞ : ﻣ ﻦ

"أَﻟِ

ﻪَ"

إذا ﲑّ ﲢ أﻳ ﻀ ﺎ ﻣﺜ

"دَﻟِ ﻞ ﻪَ"

و"

ﻪَ".ﻋَﻠِ

و ذﻟ ﻚ ﻷ ن اﻷ وﻫ ﺎم ﲢ ﲑ ﰲ ﻣ ﻌﺮ ﻓﺔ اﳌ ﻌﺒ ﻮد وﺗ ﺪ ﻫ ﺶ

ﻄَ اﻟﻔِ

ﻦ . وﻟ ﺬﻟ ﻚ ﻛ ﺜﺮ اﻟ ﻀ ﻼ ل وﻓ ﺸ ﺎ ا ﻟﺒﺎ ﻃ ﻞ ﻞّ اوﻗ ﻟﻨ ﻈ ﺮ اﻟ ﺼ ﺤ ﻴﺢ .

وﻗﻴ ﻞ : ﻣ

"أَﻟَ ﻦ ﻪَ"

Eﻟ ﻔﺘ ﺢ إ ﻻ ﻫﺔ أ ﻋَﺒَ ي ﺪَ

ﻋِﺒ ﺎد ة.

و ﻣﻨ ﻪ ﻗﺮا ءة اﺑ ﻦ ﻋﺒ ﺎ س ر ﺿ ﻲ ﷲ ﻋﻨ ﻬ ﻤﺎ وَﻳَﺬَ :

رَكَ . ﻚ دﺗ ﺒﺎ ﻋي أ6ﻚَﻫَﺘَﻻوإ

Aَْﻣُ﴿ ﺮُ﴾

ﻣ ﻦ اﻷ ﻣﺮ وا ﺣ ﺪ اﻷ واﻣ ﺮ وﻫ ﻮ ﺣ ﻘﻴ ﻘﺔ ﰲ اﻟ ﻘﻮ ل اﻟ ﻄﺎ ﻟ ﺐ ﻟﻠ ﻔﻌ ﻞ . وﻗﻴ ﻞ ﺑ ﺸ ﺮ ط اﻟ ﻌﻠ ﻮ.

و ﻗﻴ ﻞ

ﺑ ﺸ ﺮ ط ا ﻻ ﺳﺘ ﻌ ﻼ ء،

و ﻳ ﻌّﻔﻀ ﻬ ﻤﺎ ﻗ ﻮﻟ ﻪ ﺗﻌﺎ /] /190

ظ[ ﻜﺎ ﻳﺔ ﻋ ﻦ ﻓﺮ ﻋ ﻮ ن : ﻓَﻤَﺎ﴿ ذَا Áَْ7

ﻣُﺮُو نَ

ﻋﺮ ا ف

،

7 / 110

و[

ﰲ ﻏ ﲑﻩ ﳎﺎ ز دﻓ ﻌﺎ ﻟ ﻼ ﺷ ﱰا ك . وﻗﻴ ﻞ ﻣ ﺸ ﱰ ك ﺑﻴ ﻨﻪ و ﺑ ﲔ اﻟ ﻔﻌ ﻞ ﱰدّ ﻟﻠ د ﺑﻴﻨ ﻬ ﻤﺎ ﻋ ﻨﺪ ﻋ ﺪم اﻟ ﻘﺮﻳ ﻨﺔ . وﻗﻴ ﻞ

ﻣﺘ ﻮا ﻃ ﺊ . و8

ﻗﻴ ﻞ إﻧﻪ ﻣ ﺸ ﱰ ك ﺑ ﲔ اﻟ ﻘﻮ ل واﻟ ﻔﻌ ﻞ واﻟ ﺸ ﺄن وا ﻟﺸ ﻲ ء واﻟ ﺼ ﻔﺔ ﱰدّ ﻟ د اﻟ ﺬ ﻫ ﻦ ﺑﻴﻨ ﻬﺎ ﻋ ﻨﺪ ﲡ ﺮد ﻫﺎ ﻋ ﻦ

اﻟﻘ ﺮﻳﻨ ﺔ.

و أﲝ ﺎﺛﻪ ﻣ ﺸ ﻬ ﻮر ة وﻣ ﺂ ﺧ ﺬﻩ ﻣ ﻌﺮ وﻓ ﺔ.

و ﺣ ﺬ ف ا ﳌﻔ ﻌﻮ ل ﺑﻪ ﻟﺘ ﻌﻤ ﻴﻢ اﻟ ﻔﺎﺋ ﺪة ﻛ ﻘﻮ ﳍﻢ :

"ﻓ ﻼ ﻳُﻌ ن ﻄ ﻲ و ﳝﻨ ﻊ،

وﻳ ﺼ ﻞ وﻳ ﻘ ﻄ ﻊ"

أ ي A ﻣﺮ ﻣ ﻦ ﻳ ﺼ ﻠ ﺢ أ ن ﻳﻜ ﻮ ن ﻣﺄ ﻣﻮ را.

وَاﻟْﻌَ﴿ ﺪْ

ل

﴾ وا ﻟﻌ ﺪا ﻟﺔ واﳌ ﻌﺪِ

ﻟﺔ اﳌ ﺴ ﺎوا ة،

ﻳ ﻘﺎ ل : ﺪّﻟﻋ ﺖُ

اﻟ ﺸ ﻲ ء أ ي ﻮّﻣﺘُ ﻗ ﻪ،

و ﻋﺎ ﺖُدﻟ ﺑ ﲔ اﻟ ﺸ ﻴﺌ ﲔ إ ذا

ﻮﻳّﺳ ﺖ ﺑﻴ ﻨﻬ ﻤﺎ . ﻌَﺪ واﻟ ل واﻟ ﻌِﺪ ل ﻣﺘ ﻘﺎ رE ن ﻟﻜ اﻟﻌَ ﻦ ﺪ ل ﻳ ﺴ ﺘﻌ ﻤ ﻞ ﻓﻴ ﻤﺎ ﻳ ﺪ رك E ﻟﺒ ﺼ ﲑة ﻛ ﺎﻷ ﺣ ﻜﺎ م ﻛ ﻘﻮ ﻟﻪ ﺗﻌﺎ ﱃ :

أَوْ ﴿ ﻋَﺪْ

ذَٰﻟِ لُ

ﻚَ

ﻴَﺎﻣًﺻِ

] اﳌﺎ ﺋﺪ ة،

5 / [95

، واﻟ ﻌِﺪ ل واﻟ ﻌﺪ ﻳﻞ ﻓ ﻴﻤ ﺎ ﻳﺪ رك E ﺳّﺔ ﳊﺎ ﻛ ﺎﳌ ﻮز و»

ت و اﳌ ﻌﺪ ود ا ت

واﳌ ﻜﻴ ﻼ ت . وﻳ ﻘﺎ ل ﻟﻠﻔ ﺪا ء أﻳ ﻀ ﺎ ﻋ ﺪ ل إذا ﱪّ ﻋ ﻓﻴﻪ ﻣ ﻌ ﲎ اﳌ ﺴ ﺎوا ة.

و ﻗﻮﻟ ﻪ ﻳُﻘﻻ ﺒﻞ ﻣ ﺻَ ﻨﻪ فٌﺮ و ﻻ ﻋ ﺪ ل ﻓﺎﻟ ﻌﺪ ل

ﻗﻴ ﻞ ﻫ ﻮ ﻛﻨ ﺎﻳﺔ ﻋ ﻦ اﻟﻔ ﺮﻳ ﻀ ﺔ و ﺣ ﻘﻴ ﻘﺘ ﻪ ﻣﺎ ﺗ ﻘﺪ م،

وا ﻟ ﺼ ﺮ ف اﻟ ﻨﺎﻓ ﻠﺔ و ﻫ ﻮ اﻟﺰ

› دة .

وَاﻹِْ﴿ ﺴَﺎﺣْ

ن

﴾ ﻋ ﻠﻰ ﻗ ﺴ ﻤ ﲔ

، أﺣ ﺪ ﳘﺎ ا ﻹﻧ ﻌﺎ م ﻋﻠ ﻰ اﻟ ﻐ ﲑ ﻳ ﻘﺎ ل : أﺣ ﺴ ﻦ إ ﱃ ﻓ ﻼ ن

، واﻟ ﺜﺎ ﱐ إ ﺣ ﺴ ﺎن

اﻟ ﺸ ﺨ ﺺ ﰲ ﻓ ﻌﻠ ﻪ.

و ذﻟ ﻚ إ ذا ﻋ ﻠﻢ ﻋ ﻠﻤ ﺎ ﺣ ﺴ ﻨﺎ أو ﻋ ﻤ ﻞ ﻋ ﻤ ﻼ ﺣ ﺴ ﻨﺎ،

و ﻋﻠ ﻰ ﻫ ﺬا ﻗ ﻮ ل أﻣ ﲑ اﳌ ﺆﻣ ﻨ ﲔ : ا ﻟﻨﺎ س

أﺑﻨ ﺎء ﻣ ﺎ ﳛ ﺴ ﻨﻮ ن أ9

ي ﻣ ﻨ ﺴ ﻮﺑ ﻮ ن إ ﱃ ﻣ ﺎ ﻳ ﻌﻠ ﻤ ﻮﻧ ﻪ وﻳ ﻌﻤ ﻠﻮﻧ ﻪ ﻣ ﻦ اﻷ ﻓﻌ ﺎل ا ﳊ ﺴ ﻨﺔ .

6

ا ﻵﻳ 127 ﻮر ة ا ﻋﺮ ا ف .

7

اﳌ ﻣَﺎﺔ:

ذَا

8

ا ﳍﺎ : دﻓ ﻌﺎ ﱰا ك وا _ﺎ ز

اﺑ9

ﻋﺒ اﻟ

، ﺟﺎ ﺑﻴﺎ ن اﻟﻌ ﻠﻢ و ﻠﻪ

، ) ﻘﻴ : أ ﺑﻮ ا ﺷﺒ ﺎل اﻟ ﺰﻫ ي

د ار اﺑ اﳉ ﻮز ي

، 1435 ج .

، 1 ص . . 347

(10)

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October 21

وَإِﻳﺘَ﴿ ﺎءِ

ذِ

اﻟْي ﻘُﺮْ

ﰉَ

﴾ ا ﻹﻳ ﺘﺎء ا ﻹ ﻋ ﻄﺎ ء،

إﻓ ﻌﺎ ل ﻣ ﻦ أﺗ ﻰ A ﰐ

، أ ﺻ ﻠﻪ ءْÌ اِ

ءٌ

ﻣﻬ ﻤ ﻮز اﻟ ﻔﺎ ء ﻣﻌ ﺘﻞ اﻟ ﻼ م

ﻗﻠﺒ ﺖ ا ﳍ ﻤﺰ ة ا ﻟﺴ ﺎﻛ ﻨﺔ › ء ﻻﻧ ﻜ ﺴ ﺎر ﻣ ﺎ ﻗ ﺒﻠ ﻬﺎ و ﻗﻠﺒ ﺖ اﻟ ﻴﺎء اﳌ ﺘﻄ ﺮﻓﺔ ﳘ ﺰة ﻋﻠ ﻰ اﻟ ﻘﺎ ﻋ ﺪة اﻟ ﺘ ﺼ ﺮﻳﻔ ﻴﺔ

، وإ ﺿ ﺎﻓﺘ ﻪ إ ﱃ

اﳌ ﻔﻌ ﻮ ل اﻷ و ل وﻫ ﻮ ذ ي ﲟ ﻌ ﲎ اﻟ ﺼ ﺎ ﺣ ﺐ

، و ﺣ فُﺬ اﻟ ﻔﺎ ﻋ ﻞ واﳌ ﻔﻌ ﻮ ل اﻟﺜ ﺎ ﱐ ﻟﺘ ﻜﺜ ﲑ اﻟ ﻔﺎﺋ ﺪة وا ﳌﺒﺎ ﻟﻐ ﺔ ﰲ ا ﺚّﳊ

ﻋﻠ ﻰ أﻧ ﻮا ع إﻳ ﺼ ﺎل ا ﳋ ﲑ إ ﱃ ذ ي اﻟ ﺮﺣ ﻢ Eﻟ ﻨ ﺴ ﺒﺔ إ ﱃ ﻛ ﻞ أﺣ ﺪ.

و ﻟﺬ ﻟ ﻚ ﺧ ﺺّ Eﻟ ﺬ ﻛ ﺮ وإ ن ﻛﺎ ن ﻣﻌ ﻨﺎﻩ د اﺧ ﻼ

ﲢ ﺖ اﻟ ﻌﺪ ل وا ﻹ ﺣ ﺴ ﺎن /] . 191

واﻟ [ ﻘﺮ ﰉ ﻫ ﻲ اﻟ ﻘﺮا ﺑﺔ و ﻫ ﻲ ﰲ ا ﻷ ﺻ ﻞ ﻣ ﺼ ﺪ ر ﺗﻘ ﻮ ل : ﺑﻴ ﲏ و ﺑﻴﻨ ﻪ ﻗﺮا ﺑﺔ

وﻗُ

ﺮ ب ﻗـُﺮْ و ﰉ ﻣَﻘْ و ﺮُﺑﺔ و ﺮَﺑَﺔ ﻣﻘ ﻗـُﺮْﺑَ و وﻗـُ ﺔ ﺮُﺑﺔ ﺑ ﻀ ﻢ ا ﻟﺮا ء،

و ﻫ ﻮ ﻗﺮﻳ ﱯ و ذو ﻗ ﺮاﺑ ﱵ

، وﻫ ﻢ أﻗ ﺮE ﺋﻲ وأ ﻗﺎ ر ﰊ . واﻟ ﻌﺎ ﻣﺔ ﺗﻘ ﻮ ل :

ﻫ ﻮ ﻗﺮا ﺑ ﱵ و ﻫ ﻢ ﻗﺮا E ﰐ .

وَﻳـَﻨـْ﴿ ﻬَﻰ

﴾ ﰲ ﳏ ﻞ اﻟﺮ ﻓﻊ Ò ﻧﻪ ﻣ ﻌ ﻄ ﻮ ف ﻋ ﻠﻰ "

Aﻣ ﺮ"

. واﻟ ﻨﻬ ﻲ ﻫ ﻮ اﻟﺰ ﺟ ﺮ،

ﻳ ﻘﺎ ل :

—ﻴ ﺘﻪ ﻋ ﻦ ﻛ ﺬا ﻓﺎ ﻧﺘ ﻬ ﻰ

وﺗﻨ ﺎﻫ ﻰ أ ي اﻧ ﺰﺟ ﺮ،

و ﻫَﻮا ﺗﻨﺎ ﻋ ﻦ اﳌﻨ ﻜ ﺮ أ ي — ﻰ ﺑ ﻌ ﻀ ﻬﻢ ﺑ ﻌ ﻀ ﺎ،

ﻳ ﻘﺎ ل : ﻷََ إﻧﻪ ﻣﻮ ر Eﳌ ﻌﺮ و ف

—ُﻮّ و ﻋ ﻦ اﳌﻨ ﻜ ﺮ

ﻋﻠ ﻰ ﻓ ﻌﻮ ل . وﻫ ﻮ ﺷﺎ ذ وﻗﻴ ﺎﺳ

—َِ ﻪ ﻲّ.

واﻟْ﴿ ﺤْﻔَ

ءُ﴾ﺸَﺎ ﻣ ﺒﺎﻟ ﻐﺔ اﻟ ﻔﺎ ﺣ ﺸ ﺔ،

و ﻛ ﻞ ﺳ ﻮء ﺟ ﺎو ز ﺪّﻩﺣ ﻓ ﻬ ﻮ ﻓﺎ ﺣ ﺶ .

وَاﻟْ﴿ ﻤُﻨْ

ﻜَ

﴾ ﻣ ﺎ ﻻ ﻳ ﻌﺮ ف ﰲ ﺷ ﺮﻳﻌ ﺔ وﻻ ﺳﻨ ﺔ.

و ﻗﻴ ﻞ : ﻣﺎ ﻳﺘ ﻮﻗ ﻒ اﻟ ﻌﻘ ﻮ ل اﻟ ﺼ ﺤ ﻴ ﺤ ﺔ ﰲ ا ﺳﺘ ﻘﺒﺎ ﺣ ﻪ ﻣ ﻦ

اﻹ ﻧﻜ ﺎر . وﻫ ﻮ ﺪّ اﺿ ﻟﻌ ﺮﻓﺎ ن . وﻗﻴ ﻞ ﻣﺎ ﲢ ﻜ ﻢ اﻟ10

ﻌﻘ ﻮ ل اﻟ ﺼ ﺤ ﻴ ﺤ ﺔ ﺑﻘﺒ ﺤ ﻪ.

و ﻗﻴ ﻞ ﻫ ﻮ ﻣﺎ أﻧ ﻜ ﺮﻩ اﻟ ﺸ ﺮع أ ي ﻛ ﺮﻫ ﻪ

وﱂ ﻳ ﺮ ﺿ ﻪ.

وَاﻟْﺒـَ﴿ ﻐْﻲ

﴾ ﻃ ﻠ ﺐ اﻟ ﺘﻄ ﺎو ل Eﻟ ﻈﻠ ﻢ وﻫ ﻮ دا ﺧ ﻞ ﲢ ﺖ اﳌ ﻨﻜ ﺮ،

و ﲣ ﺼ ﻴ ﺼ ﻪ Eﻟ ﺬ ﻛ ﺮ ﻟﻼ ﻋﺘ ﻨﺎء ﺑ ﺬ ﻛ ﺮﻩ ﻟﺸ ﺪة

ﺿ ﺮرﻩ ﺑ ﲔ اﻟ ﻨﺎ س .

ﻳَﻌِ﴿ ﻈُ

ﻢْﻜُ

﴾ ﳛﺘ ﻤ ﻞ اﻟﻨ ﺼ ﺐ ﻋﻠ ﻰ ا ﳊﺎ ل ﻣ ﻦ اﻟ ﻀ ﻤ ﲑ ا ﳌ ﺴ ﺘﻜ ﻦ ﰲ "

Aﻣ ﺮ"

أ و

"ﻳﻨ ﻬ ﻰ

".

و ﳛﺘ ﻤ ﻞ

اﻻ ﺳﺘ ﺌﻨﺎ ف . واﻟ ﻮﻋ ﻆ اﻟ ﻨ ﺼ ﺢ وا ﻟﺘ ﺬ ﻛ ﲑ E ﻟﻌ ﻮاﻗ ﺐ . ﻳﻘﺎ ل : وﻋ ﻈﺘ ﻪ وﻋ ﻈﺎ و ﻋِ

ﻈ ﺔ ﻓﺎﺗ ﻌ ﻆ أ ي ﻗﺒ ﻞ اﳌ ﻮﻋ ﻈ ﺔ.

ﻳ ﻘﺎ ل :

اﻟ ﺴ ﻌﻴ ﺪ ﻣ وُﻋِ ﻦ ﻆَ

ﺑ ﻐ ﲑﻩ وا ﻟﺸ ﻘ ﻲ ﻣ ﻦ اﺗﻌ ﻆ ﺑ ﻪ ﻏ ﲑﻩ .

11

10

اﳌ ﺔ:

ﻢ.

ﻮﺑﻨ ﺎﻩ اﳌﻔ ﺮدا ت ﻟﻠ ﺮا ا ﻔﻬ

، ا ﻧﻈ ﺮ:

اﻟ ﺮا ا ﻔﻬ

، ﻣﻔ ﺮد ا ت أﻟ ﻔﺎ ظ اﻟ ﻘﺮ آ ن

، ) ﻘﻴ : ﻔﻮا ن y ن دا وو د ي

ج . . 823

ا11

ﻮﻫ ي

، إ ﺎﻋ ﻴﻞ ﺎد

،

@ ج اﻟ ﻠﻐ و ﺻِ

ﺎح اﻟ ﻌﺮ ﺑﻴﺔ

، دا ر اﻟﻌ ﻠﻢ ﻟﻠ ﻼﻳ

، 1990 ج .

، 2 ص . . ا1181 ﻧﻈ أﻳ ﺎ:

ل اﻟ ﺪﻳ اﻟ ﺴﻴ

، ا ﻟﺪ رر ا ﳌﻨ ﺘﺜ ﺮة ا ﺣﺎ دﻳ ا ﺘﻬ ﺮة

، ) ﻘﻴ : د.

ﺑﻦ

ﻟﻄ اﻟ ﺒﺎ غ

اﻟ ﺮ‚

ض و ن J رﻳ

، ﻗﻢ ا ﺪﻳ : 253 ص . . 129

(11)

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October 22

و ﻟَﻌَ﴿ ﻞﱠ

﴾ ﻣ ﻌﻨﺎ ﻩ ﰲ اﻟ ﻠﻐ ﺔ ا ﻟﱰ ﺟ ﻲ وا ﻟﻄ ﻤ ﻊ.

و ﻗﻴ ﻞ ﻫ ﻮ ﻣ ﻦ ﷲ ﺗ ﻌﺎ ﱃ . ﺴّﺮوﻓ ﰲ ﻛ ﺜﲑ ﻣ ﻦ اﳌ ﻮا ﺿ ﺑﻜَ ﻊ ﻲْ.

ﺗَﺬَ﴿ ﺮُوﻛﱠ نَ

﴾ أ ي ﺗﺘ ﻌ ﻈ ﻮ ن

، أ ﺻ ﻠﻪ ﺗﺘ ﺬ ﻛ ﺮو ن

، أد ﻏ ﻤ ﺖ اﻟ ﺘﺎء ﰲ اﻟ ﺬا ل ﻋﻠ ﻰ اﻟ ﻘﺎ ﻋ ﺪة ا ﳌ ﺸ ﻬ ﻮر ة ﰲ ﻋ ﻠﻢ

اﻟﺘ ﺼ ﺮﻳ ﻒ .

وأ ﻣﺎ اﻟ ﻨﻈ ﺮ ﻓﻴ ﻬﺎ ﻣ ﻦ ﺟ ﻬﺔ اﻟ ﻔ ﺼ ﺎ ﺣ ﺔ اﳌ ﻌﻨ ﻮﻳ ﺔ ﻓﻬ ﻲ ﻛ ﻤﺎ ﺗ ﺮ ى ﻧ ﻈ ﻢ ﻟﻄ ﻴ ﻒ ﻟﻠ ﻤﻌ ﺎ ﱐ و Á دﻳ ﺔ ﳍﺎ ﻣ ﻠ ﺨ ﺼ ﺔ

ﻣﺒﻴ ﻨﺔ ﺑ ﻼ ﺗ ﻌﻘ ﻳُ ﻴﺪ ﻮِّﺸ ش اﻟ ﻔ ﻜ ﺮ ﰲ ﻃ ﻠ ﺐ اﳌ ﺮاد و ﻻ اﻟ ﺘﻮا ء ﻳ ﺸ ﺒ ﻚ اﻟ ﻄ ﺮﻳ ﻖ إ ﱃ اﳌ ﺮÌ د أﻟﻔ ﺎﻇ ﻬﺎ ﺗ ﺴ ﺎﺑ ﻖ ﻣﻌ ﺎﻧﻴ ﻬﺎ ﻋ ﻨﺪ

اﻻ ﺳﺘ ﻤﺎ ع و ﻣﻌ ﺎﻧﻴ ﻬﺎ ﺗ ﺴ ﺎﺑ ﻖ اﻟﻔ ﺎﻇ ﻬﺎ ﻋ ﻨﺪ ا ﻹ ﺻ ﻐﺎ ء.

وأ ﻣﺎ اﻟ ﻨﻈ ﺮ ﻓﻴ ﻬﺎ / ]

/191

ظ [ ﻣ ﻦ ﺟ ﻬﺔ اﻟ ﻔ ﺼ ﺎ ﺣ ﺔ ا ﻟﻠﻔ ﻈﻴ ﺔ،

ﻓﺄ ﻟﻔﺎ ﻇ ﻬﺎ ﻛ ﻤﺎ ﺗ ﺮ ى ﻋ ﺮﺑﻴ ﺔ ﺑ ﻠﻴﻐ ﺔ ﻣ ﺴ ﺘﻌ ﻤﻠ ﺔ

ﻋﻠ ﻰ اﻟ ﻘﻮا ﻋ ﺪ اﻟﻠ ﻐﻮ ﻳﺔ ﻋ ﺬﺑ ﺳَﻠِ ﺔ ﺴَﺔ

، ﻛ ﻞ ﻣﻨ ﻬﺎ أﻟ ﻄ ﻒ ﻣ ﻦ اﳌﺎ ء ﰲ اﻟ ﺴ ﻼ ﺳ ﺔ وأ ﺣ ﻠﻰ ﻣ ﻦ اﻟﻌ ﺴ ﻞ ﰲ اﻟ ﻠﺬ اذ ة.

وأ ﻣﺎ اﻟ ﻨﻈ ﺮ ﻓﻴ ﻬﺎ ﻣ ﻦ ﺟ ﻬﺔ اﻟ ﺒ ﻼ ﻏﺔ ﻓ ﻬ ﻲ أ

—ﺎ ﻣ ﺸ ﺘﻤ ﻠﺔ ﻋ ﻠﻰ ا ﺳﺘ ﻌﺎ را ت ﻟ ﻄﻴ ﻔﺔ و ﻛﻨ ﺎ›

ت ﺷ ﺮﻳﻔ ﺔ وﻋ ﻠﻰ

اﳌ ﻄﺎ ﺑﻘ ﺔ واﳌ ﻘﺎﺑ ﻠﺔ

، ﻳ ﻈ ﻬﺮ ذ ﻟ ﻚ ﻟﻠ ﻤﺘ ﺄﻣ ﻞ واﳌ ﺘﺪ ﺑﺮ

، واﻟ ﻐﺮ ض ا ﻹ ﺷﺎ رة إ ﱃ ا ﺟﺘ ﻨﺎء ﲦ ﺮا ت ﻋ ﻠﻤ ﻲ اﳌ ﻌﺎ ﱐ وا ﻟﺒﻴ ﺎن ﻣ ﻨﻬ ﺎ

ﻋﻠ ﻰ ﺳﺒ ﻴﻞ ا ﻹ ﲨ ﺎل . ﻓﺈ ن ﺗﻔﺎ ﺻ ﻴﻞ ﻟ ﻄﺎ ﺋﻔ ﻬﺎ ﻏ ﲑ ﺣ ﺎ ﺻ ﺮة واﻟ ﻌﺒﺎ رة ﻋ ﻨﻬ ﺎ ﻗ ﺎ ﺻ ﺮة .

رُو ي أ ن اﻟﻨ ﱯ ﺻ ﻠﻰ ﷲ ﻋ ﻠﻴﻪ و ﺳﻠ ﻢ ﻗﺮأ ﻫﺎ ﻋ ﻠﻰ اﻟ ﻮﻟﻴ ﺪ ﻓﻘ ﺎل :

› اﺑ ﻦ أﺧ ﻲ أَ

ﻋِ

ﺪ،

ﻓﺄ ﻋﺎ د ﻋﻠ ﻴﻪ ﻓ ﻘﺎ ل : إ ن

ﻟﻪ و ﷲ ﳊ ﻼ وة

، وإ ن ﻋﻠ ﻴﻪ ﻟ ﻄ ﻼ وة

، وإ ن أﻋ ﻼ ﻟَـﻤُﺜ ﻩ ﻤِﺮ

، وإ ن أﺳ ﻔﻠ ﻟَـﻤُ ﻪ ﻐﺪِ

ق

، وﻣ ﺎ ﻫ ﻮ ﺑﻘ ﻮ ل اﻟﺒ ﺸ ﺮ . 12

ور و ي

ﻋ ﻦ ﻋﺜ ﻤﺎ ن ﺑﻦ ﻣ ﻈ ﻌﻮ ن ر ﺿ ﻲ ﷲ ﻋ ﻨﻪ أﻧ ﻪ ﻗﺎ ل : ﻣﺎ أ ﺳﻠ ﻤ ﺖ أ وﻻ إ ﻻ ﺣﻴ ﺎء ﻋ ﻦ ﳏ ﻤ ﺪ ﻋﻠ ﻴﻪ اﻟ ﺼ ﻼ ة واﻟ ﺴ ﻼ م وﱂ

ﻳﺘﻘ ﺮر ا ﻹ ﺳ ﻼ م ﰲ ﻗ ﻠ ﱯ ﺣ ﱴ ﻗ ﺮأ اﻟﻨ ﱯ ﺻ ﻠﻰ ﷲ ﻋ ﻠﻴﻪ و ﺳﻠ ﻢ ﻲﱠ ﻋﻠ ﻫ ﺬﻩ ا ﻵﻳ ﺔ ﻓﻮ ﻗﻊ ا ﻹ ﳝﺎ ن ﰲ ﻗ ﻠ ﱯ ﻓ ﺄﺗﻴ ﺖ أ E

ﻃﺎ ﻟ ﺐ ﻓ ﻘﺮأ Úﺎ ﻋ ﻠﻴﻪ ﻓ ﻘﺎ ل :

› ﻣﻌ ﺸ ﺮ ﻗﺮﻳ ﺶ اﺗ ﺒﻌ ﻮا اﺑ ﻦ أﺧ ﻲ ﺗ ﻔﻠ ﺤ ﻮا.

ﻓ ﻮ ﷲ إ ن ﷲ أ رﺳ ﻠﻪ إﻟ ﻴﻜ ﻢ ﻟﻴﺄ ﻣﺮ ﻛ ﻢ ﲟ ﻜﺎ رم

اﻷ ﺧ ﻼ ق . 13

وﻋ ﻦ اﺑ ﻦ ﻣ ﺴ ﻌﻮ د ر ﺿ ﻲ ﷲ ﻋ ﻨﻪ أ ن أ ﲨ ﻊ آﻳ ﺔ ﰲ ﻛ ﺘﺎ ب ﷲ ﻟﻠ ﺨ ﲑ وا ﻟﺸ ﺮ ﻫ ﺬﻩ ا ﻵﻳ ﺔ . 14

و ﷲ

أﻋ ﻠﻢ .

اﻟ12

ي

، ﺑﻦ ﺮﻳﺮ ﺟﺎ، اﻟﺒ ﻴﺎ ن W وﻳ آ ي اﻟ ﻘﺮ آ

، ن ) ﻘﻴ : د.

ﺒﺪ ﻋﺒ اﶈ

اﻟ ﻘﺎ ﻫﺮ ة

، 1422 ج .

، 23 ص . . 429

اﻟﺮا13

ز ي

، اﻟ ﺪﻳ اﻟﺘ، اﻟ ﻜﺒ

، دا ر اﻟﻔ

، 1401 ج .

، 20 ص . . 102

اﻟ14

ي

، ﺟﺎ اﻟﺒ ﻴﺎ ن

، ج .

، 23 ص .

؛ ا337 ﻟﺮا ز ي

، اﻟﺘ اﻟ ﻜﺒ

، ج .

، 20 ص . -102 . 103

(12)

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October 23

وأ ﻣﺎ اﻟ ﻪ ا ﻟﺜﺎ ﻓﻠ ﻠﻤ ﻔ ﺴ ﺮﻳ ﻦ ﻓﻴ ﻬﺎ أﻗ ﻮا ل ﻓﻠﻨ ﺬ ﻛ ﺮ ﻣﻨ ﻬﺎ ﻣ ﺎ ﻫ ﻮ أﻗ ﺮ ب E ﻟﻨ ﻈ ﺮ إ ﱃ اﻟ ﻠﻔ ﻆ وأ ﺻ ﻮ ب E ﻟﻨ ﺴ ﺒﺔ

إ ﱃ اﳌ ﻌ ﲎ .

ﻗﺎ ل اﻟ ﻄ ﱪ ي : ا15

ﻟﻌ ﺪ ل ﺷ ﻬﺎ دة أ ن ﻻ إﻟ ﻪ إ ﻻ ﷲ

، وا ﻹ ﺣ ﺴ ﺎن اﻟ ﺼ ﱪ ﻋ ﻠﻰ أﻣ ﺮﻩ و—

ﻴﻪ و ﻃﺎ ﻋﺔ ﷲ ﰲ ﺳ ﺮﻩ

و ﺟ ﻬﺮ ﻩ،

و إﻳﺘ ﺎء ذ ي اﻟ ﻘﺮ ﰉ ﺻ ﻠﺔ اﻟ ﺮﺣ ﻢ،

و ﻳﻨ ﻬ ﻰ ﻋ ﻦ اﻟﻔ ﺤ ﺸ ﺎء ﻳ ﻌ ﲏ ﻋ ﻦ اﻟﺰ

»،

وا ﳌﻨ ﻜ ﺮ اﻟﻘ ﺒﺎﺋ ﺢ

، واﻟ ﺒﻐ ﻲ اﻟ ﻜ ﱪ

واﻟ ﻈﻠ ﻢ.

وﻗ ﺎل اﺑ ﻦ ﻋﻴ ﺴ ﻰ : 16

اﻟﻌ ﺪ ل اﻟﻘ ﻀ ﺎء E ﳊ ﻖ

، وا ﻹ ﺣ ﺴ ﺎن اﻟ ﺘﻔ ﻀ ﻞ وا ﻹﻧ ﻌﺎ م،

و إﻳﺘ ﺎء ذ ي اﻟ ﻘﺮ ﰉ ﺻ ﻠﺔ

اﻷ رﺣ ﺎم

، وﻳﻨ ﻬ ﻰ ﻋ ﻦ اﻟﻔ ﺤ ﺸ ﺎء ﻳ ﻌ ﲏ ﻋ ﻳُ ﻤﺎ ﺴ ﺘﱰ ﺑ ﻔﻌ ﻠﻪ ﻣ ﻦ اﻟﻘ ﺒﺎﺋ ﺢ

، واﳌ ﻨﻜ ﺮ ﻣﺎ ﻳﺘ ﻈﺎ ﻫﺮ ﻣ ﻨﻬ ﺎ ﻓﻴﻨ ﻜ ﺮ،

وا ﻟﺒﻐ ﻲ

/]

192

ﻣﺎ [ ﻳﺘ ﻄﺎ و ل ﺑﻪ ﻣ ﻦ ﻇﻠ ﻢ وﻏ ﲑﻩ .

و ﺣ ﻜ ﻲ ﻋ ﻦ ﺳ ﻔﻴﺎ ن ﺑﻦ ﻋ ﻴﻴﻨ ﺔ أ ن اﻟﻌ ﺪ ل ﻫ ﻬﻨ ﺎ ا ﺳﺘ ﻮا ء ا ﻟﺴ ﺮﻳﺮ ة واﻟ ﻌ ﻼ ﻧﻴﺔ ﰲ اﻟ ﻌﻤ ﻞ Û ﺗ ﻌﺎ ﱃ

، وا ﻹ ﺣ ﺴ ﺎن

أن ﻳ ﻜ ﻮ ن ﺳ ﺮﻳﺮ ﺗﻪ أ ﺣ ﺴ ﻦ ﻣ ﻦ ﻋ ﻼ ﻧﻴﺘ ﻪ،

وا ﻟﻔ ﺤ ﺸ ﺎء وا ﳌﻨ ﻜ ﺮ أن ﻳ ﻜ ﻮ ن ﻋ ﻼ ﻧﻴﺘ ﻪ أ ﺣ ﺴ ﻦ ﻣ ﻦ ﺳ ﺮﻳﺮ ﺗﻪ . 17

وﻗ ﺎل اﺑ ﻦ ﻋ ﻄﻴ ﺔ ر ﲪ ﻪ ﷲ ﰲ ﺗﻔ ﺴ ﲑﻩ : ﻗﺎ ل اﺑ ﻦ ﻋﺒ ﺎ س ر ﺿ ﻲ ﷲ ﺗﻌ ﺎ ﱃ ﻋ ﻨﻬ ﻤﺎ ﻓﻴ ﻤﺎ ﺣ ﻜ ﻰ اﻟ ﻄ ﱪ ي اﻟ ﻌﺪ ل

ﻻ إﻟ ﻪ إﻻ ﷲ

، وا ﻹ ﺣ ﺴ ﺎن أ دا ء اﻟﻔ ﺮاﺋ ﺾ . ﻗﺎ ل : و ﰲ ﻫ ﺬا اﻟ ﻘ ﺴ ﻢ اﻷ ﺧ ﲑ ﻧ ﻈ ﺮ،

ﻷ ن أدا ء اﻟﻔ ﺮاﺋ ﺾ ﻫ ﻮ اﻹ ﺳ ﻼ م

ﺣ ﺴ ﺐ ﻣ ﺎ ﻓ ﺴ ﺮﻩ رﺳ ﻮ ل ﷲ ﺻ ﻠﻰ ﷲ ﻋ ﻠﻴﻪ و ﺳﻠ ﻢ ﰲ ﺣ ﺪﻳ ﺚ ﺳ ﺆا ل ﺟ ﱪﺋ ﻴﻞ

، وذ ﻟ ﻚ ﻫ ﻮ اﻟﻌ ﺪ ل

، وإ ﳕﺎ ا ﻹ ﺣ ﺴ ﺎن

اﻟﺘ ﻜ ﻤﻴ ﻼ ت وا ﳌﻨ ﺪ وE ت

، ﺣ ﺴ ﺐ ﻣ ﺎ ﻳ ﻘﺘ ﻀ ﻴﻪ ﺗ ﻔ ﺴ ﲑ اﻟ ﻨ ﱯ ﺻ ﻠﻰ ﷲ ﻋ ﻠﻴﻪ و ﺳﻠ ﻢ ﰲ ﺣ ﺪﻳ ﺚ ﺟ ﱪﺋ ﻴﻞ ﺑ ﻘﻮ ﻟﻪ :

"أ ن

ﺗﻌﺒ ﺪ ﷲ ﻛ ﺄﻧ ﻚ ﺗ ﺮاﻩ

، ﻓﺈ ن ﱂ ﺗﻜ ﻦ ﺗﺮا ﻩ ﻓ ﺈﻧﻪ ﻳ ﺮا ك

"

. 18

ﻗﺎ ل : ﻓﺈ ن ﺻ ﺢ ﻫ ﺬا ﻋ ﻦ اﺑ ﻦ ﻋﺒ ﺎ س ﻓﺈ ﳕﺎ أ راد أد اء اﻟﻔ ﺮاﺋ ﺾ

ﻣ ﻜ ﻤﻠ ﺔ.

19

اﻟ15

ي

، ﺟﺎ اﻟﺒ ﻴﺎ ن

، ج .

، 23 ص . -335 . 336

اﳌﺎ16

ور د ي

، أ ﺑﻮ ا ﻋﻠ ﺑﻦ ﺣﺒ اﻟ ي

، اﻟﻨ و اﻟﻌ ﻴﻮ ن

، )اﳌ ﺮا ﻌﺔ : ا ﻟﺴ ﻴﺪ ﺒﺪ اﳌ ﻮد ﻋﺒ اﻟﺮ ﺣﻴ ﻢ(

، دا ر اﻟ ﻜﺘ اﻟ ﻌﻠ ﻤﻴ ﺑﲑ و ت

، ج .

، 3 ص . . 209

اﻟ17

ي ﺟﺎ، اﻟﺒ ﻴﺎ

، ن ج .

، 14 ص . -336

؛ ا337 ﺑﻦ ﺜﲑ ﺗﻔ، اﻟ ﻘﺮ آ ن اﻟﻌ ﻈﻴ )ﻢ،

ﻘﻴ : اﻟ ﺴﻴ وز ﻼﺋ ﻪ(

، ﺟﻴ ﺰة

، 1421 ج .

، 8 ص . . 343

اﻟ18

ﺎر ي

، ﺑﻦ إ ﺎﻋ ﻴﻞ

، ا ﳉﺎ اﻟ

، دا ر اﺑ ﻛﺜ و ت

، ا1423 ﻟﺘﻔ /ﻟ ﻘﻤ ﺎن

؛ 2 ﻠﻢ اﳊ ﺎج اﻟ ي اﻟ ﻨﻴ ﺎﺑ ﻮر ي

، ا ﳉﺎ اﻟ

، ) ﻘﻴ : ﻓﺆا د ﻋﺒ اﻟﺒ ﺎﻗ

اﻟ ﻘﺎ ﻫﺮ ة

، 1412

اﻹ ﳝﺎ ن . 1

اﺑ19

ﻄﻴ ﺔ،

ا ﺮر اﻟ ﺟﻴ ﺰ،

) ﻘﻴ : ا ﻟﺮ ﺣﺎ ﻟﺔ اﻟﻔ ﺎر و ق و زﻣ ﻼﺋ ﻪ(

، ﻗﻄ

، 1428 ج .

، 5 ص . . 399

(13)

Rumeli İslâm Araştırmaları Dergisi, Yıl | Year: 4 – Sayı |Issue: 8 – 2021 Ekim |2021 October 24

وﻗ ﺎل ﺻ ﺎ ﺣ ﺐ اﻟ ﻜ ﺸ ﺎ ف : ا ﻟﻌ ﺪ ل ﻫ ﻮ اﻟﻮ اﺟ ﺐ

، ﻷ ن ﷲ ﺗﻌ ﺎ ﱃ ﻋ ﺪ ل ﻓﻴﻪ ﻋ ﻠﻰ ﻋ ﺒﺎ دﻩ ﻓ ﺠ ﻌ ﻞ ﻣﺎ ﻓ ﺮ ﺿ ﻪ

ﻋﻠ ﻴﻬ ﻢ واﻗ ﻌﺎ ﲢ ﺖ ﻃ ﺎﻗﺘ ﻬﻢ

، وا ﻹ ﺣ ﺴ ﺎن اﻟ ﻨﺪ ب

، وإ ﳕﺎ ﻋ ﻠﻖ أﻣ ﺮﻩ s ﻤﺎ ﲨ ﻴﻌﺎ

، ﻷ ن اﻟﻔ ﺮ ض ﻻ ﺑ ﺪ ﻣ ﻦ أن ﻳ ﻘﻊ ﻓﻴ ﻪ

ﺗﻔ ﺮﻳ ﻂ ﻓﻴ ﺠ ﱪﻩ اﻟ ﻨﺪ ب

، وﻟ ﺬﻟ ﻚ ﻗ ﺎل ر ﺳ ﻮ ل ﷲ ﺻ ﻠﻰ ﷲ ﻋ ﻠﻴﻪ و ﺳﻠ ﻢ ﳌ ﻦ ﻋﻠ ﻤﻪ اﻟ ﻔﺮا ﺋ ﺾ ﻓ ﻘﺎ ل : و ﷲِ

ﻻ أ زﻳ ﺪ

ﻋﻠ ﻰ ﻫ ﺬا و ﻻ أﻧ ﻘ ﺺ ﻣ ﻨﻪ :

"أﻓ ﻠ ﺢ إ ن ﺻ ﺪ ق

"

. 21

ﻓﻌ ﻘﺪ اﻟ ﻔ ﻼ ح ﺑ ﺸ ﺮ ط اﻟ ﺼ ﺪ ق وا ﻟﺴ ﻼ ﻣﺔ ﻣ ﻦ اﻟﺘ ﻔﺮﻳ ﻂ . وﻗ ﺎل

ﻋﻠ ﻴﻪ اﻟ ﺼ ﻼ ة واﻟ ﺴ ﻼ م:

"ا ﺳﺘ ﻘﻴ ﻤ ﻮا وﻟ ﻦ ﲢ ﺼ ﻮا"

. 22

ﻓﻤ ﺎ ﻳ ﻨﺒﻐ ﻲ أ ﻳُﱰ ن ك ﻣ ﺎ ﳚ ﱪ ﻛ ﺴ ﺮ ا ﻟﺘﻔ ﺮﻳ ﻂ ﻣ ﻦ اﻟﻨ ﻮاﻓ ﻞ . و ﷲ

أﻋ ﻠﻢ E ﻟ ﺼ ﻮا ب .

وأ اﻟ ﻣﺎ اﻟﺜ ﺎﻟ اﻟ ﺬ ي ﻳﺘ ﻌﻠ ﻖ Ò ﺻ ﻮ ل اﻟ ﺪﻳ ﻦ ﻓﻬ ﻮ أن ﺑ ﻌ ﺾ اﳌ ﻌﺘ ﺰﻟﺔ ا ﺳﺘ ﺪ ل s ﺬﻩ ا ﻵﻳ ﺔ ﻋﻠ ﻰ أ ن ﷲ

ﺗﻌﺎ ﱃ ﻻ ﳜ ﻠﻖ اﻟ ﻔ ﺤ ﺸ ﺎء وا ﳉ ﻮر . وذ ﻟ ﻚ ﻷ ﻧﻪ ﺗﻌ ﺎ ﱃ أﻣ ﺮ Eﻟ ﻌﺪ ل وا ﻹ ﺣ ﺴ ﺎن وإ ﻳﺘﺎ ء ذ ي اﻟ ﻘﺮ ﰉ و

— ﻰ ﻋ ﻦ اﻟﻔ ﺤ ﺸ ﺎء

واﳌ ﻨﻜ ﺮ واﻟ ﺒﻐ ﻲ . ﻓﻠ ﻮ ﱂ ﻳﻔ ﻌ ﻞ ﻣﺎ أ ﻣﺮ ﺑ ﻪ وﻓ ﻌ ﻞ ﻣﺎ — ﻰ ﻋ ﻨﻪ ﻟ ﺪ ﺧ ﻞ ﲢ ﺖ ﻗ ﻮﻟ ﻪ:

أَÁَْ﴿ ﻣُﺮُو نَ

اﻟﻨﱠ سَ ﺎ /]

/192

ظ [

ﱪِِّ Eِﻟْ

وَﺗـَﻨْ

ﺴَﻮْ

أَﻧـْﻔُ نَ

ﺴَ

ﻢْﻜُ

ﺒﻘ ]اﻟ ﺮة

، 2 /

[ 44

و ﲢ ﺖ ﻗ ﻮﻟ ﻪ ﱂَِ ﺗـَ﴿ ﻘُﻮﻟُ

نَ ﻮ ﻣَﺎ ﺗـَﻔْ ﻻَ

ﻌَﻠُﻮ نَ

]اﻟ

، 61 / [2

. وأﻳ ﻀ ﺎ

اﻟﻨ ﻬ ﻲ ﻋ ﻦ ﻫ ﺬﻩ ا ﻷ ﻣﻮ ر لّ ﻳﺪ ﻋﻠ ﻰ أﻧ ﻪ ﺗﻌﺎ ﱃ ﻏ ﲑ ﻣ ﺮﻳ ﺪ ﳍﺎ و ﻓﻌ ﻠﻪ إ

› ﻫﺎ ﻳ لّ ﺪ ﻋﻠ ﻰ أﻧ ﻪ ﻣﺮﻳ ﺪ ﳍﺎ ﻓ ﻬ ﻮ ﲨ ﻊ ﺑ ﲔ

اﻟﻨ ﻘﻴ ﻀ ﲔ . وأﻳ ﻀ ﺎ ﻛﻴ ﻒ ﻳﻨ ﻬﺎ ﻫ ﻢ ﻋ ﻤﺎ ﳜ ﱰ ﻋﻪ ﻓﻴ ﻬﻢ وﻳ ﺮﻳ ﺪ ﲢ ﺼ ﻴﻠﻪ ﻓﻴ ﻬﻢ

؟ وﻟ ﻮ ﻛﺎ ن ﻛ ﺬﻟ ﻚ ﻟ ﻜﺎ ن ﻛﺄ ﻧﻪ ﻗﺎ ل ﺗﻌﺎ ﱃ :

إن ﷲ Aﻣ ﺮﻛ ﻢ أن ﺗ ﻔﻌ ﻠﻮا ﲞ ﻼ ف ﻣ ﺎ ﺧ ﻠﻘ ﻪ ﻓﻴ ﻜ ﻢ وﻳﻨ ﻬﺎ ﻛ ﻢ ﻋ ﻦ أﻓﻌ ﺎل ﺧ ﻠﻘ ﻬﺎ ﻓ ﻴﻜ ﻢ،

و ﻣﻌ ﻠﻮ م أن ذ ﻟ ﻚ ﻏ ﲑ

ﺻ ﺤ ﻴﺢ . وﻣ ﺬ ﻫ ﺐ أ ﻫ ﻞ اﻟ ﺴ ﻨﺔ وا ﳉ ﻤﺎ ﻋﺔ أ ن اﻟ ﻜﺎ ﺋﻨﺎ ت Ò ﺳ ﺮﻫ ﺎ ﻣ ﺴ ﺘﻨ ﺪة إ ﱃ إ ﳚﺎ د ﷲ ﺳﺒ ﺤ ﺎﻧﻪ و ﺗﻌﺎ ﱃ ﻣ ﻨﺪ رﺟ ﺔ

ﲢ ﺖ ﻗ ﺪ رﺗﻪ . و ﷲ ﺗ ﻌﺎ ﱃ ﻣ ﺮﻳ ﺪ ﳋ ﲑ ﻫﺎ و ﺷ ﺮﻫ ﺎ Eﻟ ﱪا ﻫ ﲔ اﻟ ﻘﺎ ﻃ ﻌﺔ اﻟ ﻌﻘ ﻠﻴﺔ وا ﻟﺴ ﻤﻌ ﻴﺔ . وﻣ ﻌﺘ ﻤ ﺪ ﻫ ﻢ ﰲ إﻳ ﺮاد ﻣ ﺜﻞ ﻫ ﺬﻩ

اﻟ ﺸ ﺒﻬ ﺎ ت ﻗﺎ ﻋ ﺪة ا ﳊ ﺴ ﻦ واﻟ ﻘﺒ ﺢ اﻟ ﻌﻘ ﻠﻴ ﲔ

، وأ ن اﻟﻔ ﻌ ﻞ ﳛ ﺴ ﻦ وﻳ ﻘﺒ ﺢ ﻟ ﺬا ﺗﻪ ﻓﻴ ﻘﺒ ﺢ ﻣ ﻦ ﷲ ﻣ ﺎ ﻳ ﻘﺒ ﺢ ﻣ ﻦ اﻟﻌ ﺒﺪ

،

وأ ن أﻓﻌ ﺎل ﷲ ﺗ ﻌﺎ ﱃ ﻣ ﻌﻠ ﻠﺔ E ﻟﻐ ﺮ ض وا ﻟﺪ اﻋ ﻴﺔ

، وأ ن اﻷ ﻣﺮ ﻧ ﻔ ﺲ ا ﻹ راد ة أ و ﻣ ﺴ ﺘﻠ ﺰم ﻟ ﻺ راد ة.

و ﻫ ﺬﻩ ا ﻷ ﺻ ﻮ ل ﻛﻠ ﻬﺎ

ﳑﻨ ﻮﻋ ﺔ،

و ﺗﻔﺎ ﺻ ﻴﻠ ﻬﺎ ﰲ اﻟ ﻜﺘ ﺐ اﻟ ﻜ ﻼ ﻣﻴ ﺔ ﻣﻌ ﺮو ﻓﺔ ﻣ ﺸ ﻬ ﻮر ة،

ﻟﻴ ﺲ ﻫ ﺬا ﻣ ﻮ ﺿ ﻊ ﺑ ﺴ ﻄ ﻬﺎ . و ﷲ أ ﻋﻠ ﻢ.

اﻟﺰ20

ي

، أ ﺑﻮ اﻟ ﻘﺎ ﻮد ﻤﺮ ﺪ،

اﻟ ف ﻘﺎﺋ ﻮا اﻟ ﺘﻨ ﺰﻳ

، ) ﻘﻴ : ﻋﺎ د ل أ ﻋﺒ اﳌ ﻮد - ﻠﻲ ﻣﻌ ض

اﻟ ﺮ‚

ض

، 1418 ج .

، 3 ص . . 464

اﻟ21

ﺎر ي

، ا ﳝﺎ ن

؛ 34 ﻠﻢ

، ا ﳝﺎ ن )8 (.11

أﺑ22

دا ود

، ا ﻟﻄ ﻬﺎ رة

، . 4

Referanslar

Benzer Belgeler

Penalized logistic regression (PLR) is a method which is based on the idea that penalizing the unstable regression coefficients to obtain robust regression coefficients

Görüldüğü üzere bu âyette nesih, tebdîl lafzıyla ifade edilmiĢtir. Durum böyle olunca ilim adamları nesih ve tebdîl kelimelerini birlikte

Bu çalışma ile ampul kırığı yaralanmalarını önleyebilecek ve klinikte çalışan hemşirelerin bu yöndeki ihtiyacını karşılayabilecek birçok özelliği

Two ves- sels in reciprocal courses used different rules: World Harmony complied with the international rule (Rule 14 of the collision regulations) which ordered to al- ter the

Örneğin, merkezi yaşam ilgisi iş olan biri için ev rolü sorumluluklarının ikinci plana itilmesi, eve daha az zaman ayırıyor olması, onun için dengeden uzaklaşma anlamına

It is assumed that students prefer their oral grammatical, vocabulary, and pronunciation errors to be corrected by their teachers at the end of the class, and

c- Gelenekselci Ekol’ün temel itibariyle tüm geleneklerin hem metafizik yönden insanlara hakikat yolunda mânevî olarak kanat gerdiği düşüncesi hem de aynı zamanda

[r]