• Sonuç bulunamadı

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA ORUÇ TUTULMASI İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA ORUÇ TUTULMASI İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİRMİŞ

HASTALARDA ORUÇ TUTULMASI İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME

Ramazan ayının yaklaşması ile birlikte obezite cerrahisi geçirmiş hastalarımın bir çoğu oruç tutup tutamayacaklarını merak ettiklerini sormaktadırlar. Konuya biraz daha açıklık getirmek ve bu konudaki bilgileri aşağıda sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Öncelikle obezite ameliyatı geçirmiş kişilerin ameliyat sonrasında uzun süren açlık durumlarında olmamaları gerekiyor. Bu kişilerin ameliyattan sonra aldıkları gıda miktarı çok fazla azalmaktadır, gerekli protein ve sıvı ihtiyacı alımı daha da zorlaşmaktadır. Uzun yaz dönemlerinde hızlı sıvı kaybı önemli sorunlar doğurabilmektedir. Uzun süren açlık sonrasında iftarda fazla yemek yeme isteği doğabilir ancak mide kapasitesi buna izin vermeyeceği için bulantı ve kusmalarla karşılaşılabilir.

Ameliyat sonrası gün içerisinde sıvı gıdaların az ve devamlı alınması bulantı ve kusma riskini azaltmaktadır. Yine aynı şekilde uzun süren açlık sonrasında fazla miktarda karbonhidrat ihtiyacı ortaya çıkabilir ve buda şiddetli bir Dumping Sendromu’na neden olarak ciddi rahatsızlığa yol açabilir.

Ameliyat geçirmiş kişilerin dikkat etmesi gereken önemli noktalardan bir tanesi de vitamin ve mineral replasmanının özellikle ilk yıl içinde düzenli yapılmasının gerekliliğidir. Uzun süren açlık durumlarında bu ek takviyelerin düzensiz alınması emilimleri ile ilgili problemler oluşturabilir.

Bu alandaki araştırmalar çok fazla olmamakla birlikte kişisel olarak kendi klinik deneyimimde ameliyat sonrası ilk 12-18 aylık dönem içerisinde ramazan ayında oruç tutulmasını tıbbi nedenlerle önermemekteyim. Daha sonraki yıllarda hastanın metabolik durumu değerlendirilerek daha farklı bir yaklaşım içerisinde bulunulabilir.

Doç. Dr. Halil Coşkun

Kaynak: Diabetes and Ramadan. Fasts after bariatric surgery. Chan F et al. BMJ 2010

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASINDA PROTEİN DESTEĞİNİN GEREKLİLİĞİ

Proteinler vücudumuzdaki her hücre, doku ve organın parçalarıdır. Vücut proteinleri devamlı olarak parçalar ve proteinler yer değiştirirler. Vücudumuz proteini daha sonra kullanmak için depolamaz, bu nedenle yeterli ve uygun proteini tüketmek gereklidir aksi halde vücudunuz kaçınılmaz olarak hasar görecektir. Alınan protein yeterli değilse; vücut zayıf oral alınımını dengelemek için yağsız vücut kitlesini (kas) yıkmaya başlayacaktır. Kilo kaybı ameliyatı olanlar ya da çok düşük kalorili diyet yapanlar için kas kaybı kaçınılmazdır. Bu kaybı en aza indirgemek için uygun, yeterli ve yüksek

(2)

kalitede protein alınması gereklidir.

Sıvı veya Toz Protein Destekleri ne zaman kullanılmalıdır?

Obezite Cerrahisi sonrasında ağzıdan yeterli miktarda protein alınamadığında sıvı veya toz protein ilave olarak kullanılabilir. Aynı zamanda kişi protein yönünden zengin besinler alamadığında ya da yeme hacim kısıtlaması olduğunda da kullanılması uygundur.

Protein eksikliğinin riski var mıdır?

Kilo kaybı ameliyatlarından özellikle Biliopankreatik Diversiyon/Duedonal Switch (BPD/DS) geçirenler için protein yetesizliği geliştirme riski yüksektir. Yine de tüm kilo kaybı ameliyatları için ameliyat sonrası diyeti düzgün takip edilmediği takdirde risk hep vardır.

Yüksek kaliteli sıvı veya toz proteinler nelerdir?

Piyasada protein takviyeleri bir çok farklı tatta, özellikte, karışımda, lezzette ve fiyatta bulunabilir bununla birlikte protein takviyesi seçerken en çok önem verilmesi gereken ne kadar amino asit içerdiğidir. Amino asitler vücutta protein blokları oluşturur. Dokuz zaruri (IAA), onbir de elzem olmayan (DAA) vardır. Vücut IAA üretimini yapamadığı için, bunun dışarıdan alınması gereklidir.

Hızlı kilo kaybı sürecinde protein takviyeleri, uygulalanan diyetteki protein ihtiyacını karşılayan ana kaynaktır. İçeriğinde IAA olan protein takviyelerini seçmek bu sebeple zaruridir. Ayrıca protein takviyenizi seçerken içeriğindeki “protein sindirilebilirliği düzeltilmiş amino asit skoru” (PDCAAS) 100 olması önemlidir. Bu sistem; protein kalitesini ölçebilmek için uygulanagelen bir metoddur.

Vücudunuz için gereken IAA proteini ihtiva edebilmesi için PDCAAS skorunun mümkün mertebe 100’e yakın olması gerekir.

Peynir altı suyu, kesilmiş süt, kazein, soya ve yumurta akından yapılmış protein takviyelerinde PDCAAS skoru 100 dür. Bu protein desteklerinin çoğunun konsantre ya da izole (saf) olarak satıldığını bilmek önemlidir.

İzolatlar

Genel olarak izole protein destekleri diğerlerine göre daha daha yüksek konsantre protein ihtiva eder. Peynir altı suyu izolatlarında filtrasyon işlemi üründeki laktoz, mineral ve yağı yok eder, bu ürünlerde laktoz ya yoktur, ya da çok azdır bu sayede daha küçük hacimde, daha fazla protein sağlarlar. Bu ürünler laktoz intoleransı olan hastalar için yararlı olabilir. Ayrıca daha temiz bir tada ve karışım kabiliyetine sahip oldukları için izolatlar diğerlerine oranla daha uyumlu ürünlerdir.

Konsantreler

Konsantre proteinlerin protein konsantrasyonu düşük, laktoz konsantrasyonu yüksektir. İhtiva ettiği protein iyi kalitede olmasına karşın, protein yüzdesi değişiklik gösterebilir. Tüketiciler aldıkları üründeki proteinin doğru miktarlarda olup olmadığını beslenme etiketinden daima kontrol edebilirler.

Obezite Cerrahisinden sonra Hastanın ne kadar Proteine ihtiyacı vardır?

Bir çok cerrahi kilo kaybı beslenme programında Gastrik Band (mide kelepçesi), Sleeve Gastrektomi

(3)

(Tüp Mide) ve Gastric Bypass ameliyatı geçiren hastaların günde 60-80 gram protein alması gerektiği vurgulanmıştır. BPD/DS ameliyatı geçiren hastalar için ise günlük alınması gereken protein miktarı 90 gram civarındadır.

Bu öneriler komplikasyonu olmayan bireyler içindir. Malabsorbtif prosedürlerden sonra gıdalar kötü sindirilir ve tam absorbe edilemediği için hastaya gereken protein miktarı değişebilir. Bahsedilen komplikasyonları yaşayanlar değişik protein ihtiyaçlarına sahiptir. Komplikasyon yaşayan hastaların tam olarak ne kadar proteine ihtiyaçları olduğuna dair kesin bir veri yoktur. Hastaların cerrah ve beslenme uzmanlarıyla bunu tespit etmesi ve gerekli proteini alması tavsiye edilir.

Hangi protein takviyelerinden kaçınılmalıdır?

Kollajen bazlı protein takviyeleri yüksek kaliteli protein kaynakları değillerdir ve kilo kaybı ameliyatı geçirmiş hastalar için protein alınımının tek kaynağı olarak kullanılmamalıdırlar. Kollajen bazlı protein kaynakları vücudun ihtiyacı olan elzem amino asitleri içermez. Kollajen bazlı protein takviyelerini, bir günde ihtiyacınız olduğu kadar alsanız bile, kas kitlesi yıkıma uğrayabilir.

Obezite Cerrahisi geçirmiş hastaların ömür boyu protein (sıvı/toz) takviyesine ihtiyaçları var mıdır?

Ameliyatınızdan sonra, daha çok yiyecek tüketmeye başladığınız dönemde protein takviyesi ihtiyacınız azalır. Ameliyattan sonra sıvı diyetinizde protein ihtiyacınızı karşılamak için sadece ek protein takviyesine güvenmek hatalıdır. Biyolojik olarak yüksek ve kaliteli protein içeren yiyecekler/suları tercih edilmelidir (et, kümes hayvanları, balık, yumurta, süt, vbg.). Protein ihtiyacını yiyeceklerinden yeterince alamayan kilo kaybı ameliyatı geçiren hastalar, takviye proteinlerden faydalanabilir.

Aşırı protein alınımının tehlikeleri nelerdir?

Şayet günlük su ihtiyacınızı karşılamakta zorluk çekiyor ve/veya az karşılayabiliyorsanız, fazla protein dehidrasyona sebep olabilir. Ayrıca bilinmelidir ki; tavsiye edilenden fazla protein alınımı, diğer besin gruplarından almanız gereken besin değerlerini baskılayabilir.

Sonuç

Obezite Cerrahisi geçiren hastalar, protein takviyesi alırken izolatları tercih etmeli, konsantre ve kollajen bazlı takviyelerden kaçınmalıdırlar. Kilo kaybı ameliyatlarından sonra , geç dönemde, ilave protein desteğine ihtiyacın azaldığı ve en kaliteli proteinin yüksek kaliteli protein içeren yiyecekler vasıtasıyla alındığı da bilinmelidir.

Doç. Dr. Halil Coşkun

(4)

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN

HASTALAR İÇİN AMELİYAT SONRASI BESLENME

Obezite ameliyatı olmaya mı karar verdiniz?, yoksa ameliyat sonrası kilo verme yolunda mısınız?

Harika, ama öncelikle Mide Bandı, Tüp Mide ya da Gastric Bypass için ameliyat sonrası diyetin temel prensiplerini bilmeniz gerekir, böylelikle doktorunuzun sizin için oluşturduğu yöntemi uygun bir şekilde kullanabilirsiniz.

Öncelikle ve en önemlisi, genel diyet amacınızın, vücudunuza sağlıklı olması için gereken besinleri elde edebilmek olduğunu unutmayın. Öğünler için porsiyon büyüklükleri 170 – 225 gr dan daha fazla olmamalı ve bu miktar sizi doyurmalı ya da en azından “tatmin” etmelidir.

İster Mide Bandı, Tüp Mide isterse Gastrik Bypass yaptırmış olun, vücudunuzun tatmin belirtileri için bir farkındalık geliştirmeli ve vücudunuzun erken tokluk hislerine uymalısınız.

Besinler – Protein Hakkında

Protein, obezite ameliyatlarından sonraki diyetteki en önemli besindir. Tok hissetmek için protein bakımından yüksek gıdalar öncelikle yenmelidir. En iyi protein kaynakları yumurta, kümes hayvanları, et, balık, peynir ve süt iken gözönüne alınacak diğer proteinler fasulye, mercimek ve soya ürünlerini içermektedir.

Sığır, koyun ve dana eti gibi kırmızı etleri ameliyat sonrası hastaların sindirmesi, özellikle güç olabilir bunun için yumuşak gıdalar seçtiğinizden emin olmalısınız. Bazı obezite cerrahisi diyet programları, protein takviyelerinin düzenli olarak alınmasını teşvik etmektedir, ancak diyetinize protein takviyesi eklemenizi gerektiren özel bir durumunuz yoksa her zaman için en iyi seçiminiz, geleneksel gıdalar olmalıdır. Önerilen ameliyat sonrası uzun vadeli protein alımı, günlük 55- 80 gram arasında değişmektedir.

Ekmek ürünleri, pirinç ve makarna gibi nişastalar obez olan pek çok hastada gıda alımını tetiklediği için, birçok obezite cerrahisi diyet programı tarafından alımları sınırlandırılmaktadır.

Karbonhidratlar vücudunuzun temel yakıt kaynağı oldukları halde aynı zamanda meyve ve sebzelerde de bulunurlar. Ne yazık ki hastaların pek çoğu operasyon öncesi diyetlerinde meyve ve sebze alımlarını kısıtlamakta olup, artık çok daha önemli bir hale gelen dengeli bir diyet için önlemleri hakkında bilinçli bir şekilde asla düşünmemektedirler. Her öğün en az bir meyve ya da sebze veya belki de her birinden bir porsiyon içermelidir.

Ekmek ürünleri, pirinç ve makarna gibi nişastalar da aynı zamanda karbonhidrattırlar. Bu gıdaları diyetinize katmaya karar verirseniz tam tahıl ekmeği, esmer pirinç ve tam tahıl/yüksek proteinli makarnayı tercih etmelisiniz.

Yararlı İpuçları ve İlkeler

· Porsiyonlarınızın büyüklüğünü kontrol edin. Porsiyonlarınızın büyüklüğünü kontrol etmek için ölçüm araçları ile bir besin ölçeği kullanın. Öğünleri salata ya da aperatif tabağı gibi daha küçük tabaklarla sunmak, bu küçük porsiyonların daha cazip görünmesine yardımcı olur.

· Her gün üç öğün yiyin. Her gün üç öğün yemek, öğün aralarında çok sayıda kalori ekleyen atıştırmaları önlemeye yardımcı olur. Uzun vadeli ameliyat sonrası obezite cerrahisi geçiren hastaların çoğu, kilo kayıplarını sürdürmek için günlük toplam kalori alımlarını günde 1.000 kalori ile sınırlamaları gerektiğine karar verirler.

· Yavaş yiyin. Gıdalar yavaş bir şekilde yenmelidir. Hastaların çoğu önceki yaşamlarında hızlı yedikleri için bu, değiştirilmesi güç bir davranıştır. Yavaşlamanıza yardımcı olması için küçük bebek

(5)

kaşıkları ve çatalları gibi aletler kullanın. Bir yumurta zamanlayıcısı, lokmalar arasında iki dakika beklediğinizden emin olmanızı sağlayan, öğün süresini önerilen 20 ila 30 dakikaya kadar uzatan kullanışlı bir yöntemdir.

· Yiyecekleri dikkatli bir şekilde çiğneyin. Yiyeceğinizi dikkatli bir şekilde, belki de lokma başına 14-20 kez, yutmadan önce püre halinde hissedinceye kadar çiğnemek, yavaşlamanıza yardımcı olacaktır. Ayrıca yiyecekleri iyi çiğnemek, poşun daralmış çıkışından geçerken hiçbir şeyin sıkışmamasını temin etmek için de önemlidir.

Mide Bandı’na Karşı Gastrik Bypass’ta Damping Sendromu

Gastric bypass gibi bazı obezite ameliyatları, ameliyat sonrası hastaların çikolata, kurabiye ya da dondurma gibi tatlılar yediğinde damping sendromunun oluştuğu bir semptomlar zincirinin oluşmasına yol açar. Bu semptomlar karın ağrısı, bulantı, ishal, baş dönmesi, sıcak basmaları ve soğuk terlemeleri içermektedir.

Hastaların çoğu için tatlı yedikten sonra hastalanacaklarını bilmek, güçlü bir caydırıcı olarak bu gıdaları yemek istemelerini önleyecektir. Ancak zaman içinde “yalnız bir lokma” tatlı yiyerek tolerans oluşturabilirsiniz. Bu, sonunda damping sendromu yaşamadan daha fazla tatlı yiyebileceğiniz ve bu yüksek yağ, yüksek şeker ve yüksek kalorili gıdalardan kaçınmanıza yalnızca iradenizin yardımcı olacağı anlamına gelmektedir. Tabii ki sonunda bu, yeniden kilo almanıza ve hatta beklenen kilo kaybına ulaşamamanıza yol açabilir.

Damping sendromu gastric bypass hastaları için tatlılara karşı güçlü bir caydırıcı olabilirse de Mide Bandı ve Tüp Mide hastaları, sindirim kanalları bozulmadan kaldığı için tatlıları tolere edebildiklerini göreceklerdir. Tatlı porsiyonlarını ve yeme sıklığını sınırlamazlarsa, tatlıya düşkün Mide Bandı ve Tüp Mide hastaları için kaloriler hızla birikecektir. Tatlıların protein, vitamin ve mineral bakımından az bir besin değeri sağladığını unutmayın, bu nedenle kalori içeriği için etiketleri okumak ve porsiyonları kontrol etmek temel anahtardır.

Sıvılar

Sıvılar tüm diyetlerin, özellikle obezite cerrahisi geçiren hastaların önemli bir parçasıdır. Tüm sıvılar asla öğünle birlikte değil, öğünler arasında tüketilmelidir. Bu, vazgeçilmesi zor bir alışkanlıktır, ancak başarınız için çok önemlidir.

Öğünlerle birlikte içmek, katı gıdaları poşunuzdan daha hızlı bir şekilde “itilmesine” yol açabilir ki bu durum, poşunuzun daha hızlı boşalmasına yol açar. Poşunuz boş olduğunda ise açlık hissedersiniz. Poşunuz ne kadar çabuk boşalırsa o kadar açlık hissedersiniz ve öğünler arasında yemek yeme eğiliminde olursunuz.

Gazsız içecekler tercih edilmelidir. Evet bu durum diyetinizde normal soda yok anlamına gelir.

Üstelik karbonatlı içecek tarafından üretilen gaz, kendinizi rahatsız hissetmenizi sağlayarak poşu ya da çıkışını gerebilir. Gerilme kısa süre içinde, tokluk hissetmeden önce daha büyük yemek parçalarının da geçebileceği anlamına gelir. Daha çok yemeğin daha fazla kaloriye eşit olduğunu unutmayın.

Sıvılar için en iyi seçim su; kafeinsiz kahve ya da çay; bitkisel çaylar; et suyu ve sulandırılmış yüzde 100 meyve sularıdır. Sağlıklı “vitamin suyu”nuzun kalorilerle yüklü olmadığından emin olmak için etiketleri dikkatli bir şekilde okuyun.

Vitaminler ve Mineraller

Tüm hastalarının, önerildiği şekilde vitamin ve mineral takviyelerini almaları gerekir. Takviyelerin miktar ve türleri özgün ameliyat türüne göre değişmekle birlikte profesyoneller bu takviyelerin, vitamin ve/veya mineral yetersizliklerini önlemek için gerekli olduğunu kabul etmektedir.

Gastric Bypass hastalarının, ameliyatlarının bypass kısmı tarafından oluşturulan emilim

(6)

yetersizliğinden dolayı demir, kalsiyum ve B12 vitamini takviyeleri almaları gerekmektedir.

Ancak hangi tür ameliyat geçirmiş olursanız olun periyodik laboratuar testleriniz, besinsel gereksinimlerinizi karşıladığınızdan emin olmak için yıllık ya da altı aylık olarak izlenmelidir. Tabii ki uygun diyet seçimleri de bu bakımdan önemlidir.

Amacınız, besin değerini maksimize eden ve kalorileri düşük tutan akılcı gıda seçimleri yaparak, gerekli vitamin ve mineralleri öncelikle gıdalardan elde etmek olmalıdır. Bu, diyetinizin bol bol tam tahıl, az yağlı süt ürünleri ile meyve ve sebzelerin yanı sıra yeterli protein de içermesi gerektiği anlamına gelir.

Sonuç

Uygun bir şekilde beslenmenin iyi anlaşılması, obezite ameliyatının başarısı için çok kritiktir. Cerrahın size sağlamış olduğu yöntemi uygun bir şekilde kullanmak üzere gereken herşeyi öğrenmek için doktorunuzla devamlı irtibat halinde olun.

Doç. Dr. Halil Coşkun

OBEZİTE CERRAHİSİ AMELİYATI ÖNCESİNDE DİYET YAPMAK

Obezite cerrahisi öncesinde ve sonrasında, özellikle beslenme ve diyet konusunda hayatınızda bir çok önemli değişiklik yapmanızı gerektirir. Obezite cerrahisi hastaları, kilo kaybı ameliyatlarının öncesi ve sonrası ile ilgili gerek besin değerleri, gerekse kendilerine özel beslenme ve diyet kurallarını öğrenmelidir. Cerrahınızdan ve/veya beslenme uzmanınızdan diyetiniz ve beslenme rehberiniz hakkında bilgi almanız, kilo kaybı süreciniz için çok önemlidir.

Kilo kaybı ameliyatınız öğününüzde neler yediğinizi, ne kadar yediğinizi ve nasıl yediğinizi etkileyecektir. Ameliyat öncesinde dahi vücudunuzu ameliyata hazırlamak, iyileşmenizi hızlandırmak ve kilo kaybetme oranınızı arttırmak amacıyla beslenme sisteminizi değiştirmeniz gerekir. Kişi kilo kaybı ameliyatına kadar beslenme sistemini bozmak ve sağlığını daha kötü etkileyecek besinler almak yerine ameliyatına hazırlanmalı ve değişiklik yapma sürecine girmelidir.

Obezite Cerrahisi Öncesi Diyetin Amacı

1- Vücut yağını azaltmak: Özellikle karaciğer ve karın içi yağının azalması hasta güvenliğini arttırır.

2- Kas dokusunu korumak: Alınan proteini arttırarak diyet yapmalı , çok düşük kalorili diyet yapıp vücudunuzun kas dokunuzu enerji olarak yakmasından kaçınılmalıdır.

3- Vücudu ameliyata ve iyileşme sürecine hazırlamak: Sağlıklı beslenmek, protein alımını arttırmak , vitamin ve mineral desteği almak ameliyat ve iyileşme sürecinizde vücudunuza yardımcı olacaktır.

4- Hastayı ameliyat sonrası diyetine hazırlamak: Ameliyat öncesi diyeti, pek çok açıdan ameliyat

(7)

sonrası diyeti ile benzerlik gösterir (protein alımının arttırılması, az yağ, az karbonhidrat vs.) ve hastayı ameliyat sonrası yeni yaşam ve beslenme biçimine hazırlar.

Obezite Cerrahisi Öncesi Diyetine Başlamak

Kilo kaybı cerrahisinden önce diyet yapma gerekliliği tüm ameliyat tipleri için geçerli olsa da, diyetin zaman çerçevesi, yoğunluğu ve şekli size uygulanacak cerrahi prosedüre göre değişkenlik gösterebilir. Mide Bandı hastaları için diyet ameliyat öncesi iki-üç hafta önceden başlayabilirken, gastric bypass ya da tüp mide gibi cerrahilerden önce doktorunuz gerek gördüğü takdirde diyetiniz dört ya da altı hafta öncesinden başlayabilir. Durumunuz ve ameliyat öncesi kaç kilo kaybetmeniz gerektiği göz önüne alınarak uygulamanız gereken diyetin çerçevesi cerrahınız tarafından belirlenir.

Ameliyat Öncesi Kilo Kaybı Ameliyat Güvenliğini Arttırır

Ameliyat öncesinde kilo vermek olası komplikasyon risklerini düşürür ve ameliyatınızı daha güvenli kılar. Süper-obez (VKİ>50 kg/m2) hastalarda yeterli derecede kilo kaybı sağlanabilirse, ameliyatın laparoskopik yapılabilmesi daha kolay olur. Kilo kaybı cerrahisi öncesi kilo vermenin asıl amacı özellikle karaciğer çevresindeki karın yağlarından bir nebze olsun kurtulmaktır. Karaciğer yağlanmasını azaltmak, laparoskopik işlem süresini kısaltır ve işlemin daha güvenli yapılabilmesine yardımcı olur. Karaciğerin çok büyümesi ve yağlanması gibi durumlarda, cerrahınız gerek görürse ameliyatınızı erteleyebilir.

Cerrahi Öncesi Beklenen Kilo Kaybı Miktarı

Ameliyatınız öncesinde kaybetmeniz gereken kilo miktarı, cerrahınız tarafından ameliyatınızın tipine, sağlık durumunuza ve başlangıç kilonuza göre belirlenir. Bazı hastaların ağırlığının yüzde onu kadar bir kısım kaybetmeleri gerekirken, bazı hastalarda 15-20 kg kadar verebilmek ameliyatın olası risk ve komplikasyonlarını azaltır.

Ameliyat Öncesi Beslenme – Yüksek Protein, Düşük Kalori

Ameliyat öncesi diyetinizde beklentiniz yüksek protein içeren, düşük kalorili, yağ, karbonhidrat, özellikle rafine şekerden uzak bir diyet uygulaması olmasıdır. Ameliyat öncesi uygun bir diyette günlük 800 ila 1200 K kalori ve 70 ila 120 gram protein almanız beklenir. Çoğu cerrah ameliyatınız iki hafta öncesinden başlayarak protein ağırlıklı sıvı diyet uygulamanızı öğütler. Ayrıca cerrahınız iduruma göre yileşme ve vücut sağlığınız için bir kısım vitamin ve mineral tavkiyesine başlamanızı da isteyebilir.

Obezite Cerrahisi Öncesi Diyet

Ameliyata girme süreciniz başladığında cerrahınız ya da beslenme uzmanınız size ameliyat öncesi diyetinizi açıklayacaktır. Her ne kadar ameliyat öncesi diyet önerileri hastadan hastaya, cerrahtan cerraha, prosedürden prosedüre değişebilir olsa da, kilo kaybı ameliyatlarından önce uygun beslenme ve ameliyata hazırlığın belli başlı değişmeyen ortak kısımları vardır.

Obezite cerrahisi öncesi genel beslenme kuralları şöyledir:

* Protein takviyelerine başlamak

(8)

* Yağ oranı yüksek yiyecekleri azaltmak (yağlı etler, her nevi kızartmalar, yağlı süt çeşitleri vb.)

* Şeker içerikli yiyecekleri azaltmak (her nevi şeker, şekerli gazoz ve sodalar)

* Yüksek karbonhidrat içeren yiyecekleri azaltmak (ekmek ve pastalar)

* Sigarayı bırakmak

* Alkolden uzak durmak

* Sürekli ve fazla miktarda yemeyi bırakmak (tepkisel aşırı yemek yemek-binge eating)

* Doktorunuza danışmak suretiyle kullandığınız bir takım ilaçlardan uzak durmak (özellikle kan sulandırıcılar)

Ameliyat öncesinde doktorunuzun söylediği beslenme ve diyet kurallarına uymak sizin için çok önemlidir. Bu sadece ameliyat öncesinde vücudunuzu ameliyata hazırlayıp, ameliyat risklerinizi azaltmaya yardımcı olmaz, ameliyat sonrası ve hayat boyu yeni beslenme sisteminize alışmak ve yaşam biçiminizi değiştirmek için de yüksek oranda size yardımcı olur.

Doç. Dr. Halil Coşkun

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA

KALSİYUM, B1 ve B2 VİTAMİNİ ALIMININ ÖNEMİ

Kalsiyum

Kalsiyum, insan vücudunda en bol miktarda bulunan mineral olup, yalnızca kemikleri ve dişleri güçlendirmekle kalmaz, kasların kasılmasını, sinirlerin mesaj göndermesini, kan damarlarının büzülüp genişlemesini, bazı hormonlarla enzimlerin uygun bir şekilde iş görmesini ve kanın pıhtılaşmasını da sağlamaktadır. Ayrıca bazı araştırmalar, kalsiyumun daha fazla zayıflamanıza ve yağ yakmanıza da yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Kalsiyum eksikliği raşitizm, osteomalazi, osteoporoz ve kendiliğinden oluşan kırıklar gibi kemik anormalliklerinin yanı sıra hipertansiyon ve yetersiz kan pıhtılaşması ile yetersiz kas ve sinir iletimine yol açabilir.

Kalsiyum, ince barsağın duodenum (oniki parmak barsağı) ve jejunum kısmında emilir. Obezite cerrahisi hastalarının kalsiyum eksikliği riskleri, ameliyatlarının yapısı ve kısıtlanmış gıda alımı nedeniyle daha yüksektir. Obezite cerrahisi hastalarında kalsiyum eksikliğinin en yaygın nedeni kalsiyum bakımından zengin gıdaların yetersiz alınması ve kalsiyum takviyeleri alımında uyumsuzlukla ilgilidir.

(9)

Biz hastalarımıza, süt ürünleri ile kalsiyum bakımından zengin diğer gıdalar tüketseler bile günlük 1200-1500 mg saf Kalsiyum Sitrat almalarını öneriyoruz. Kalsiyumu D vitaminiyle birlikte, ancak demir ya da çinko gibi diğer minerallerden ayrı olarak aldığınızda emilimi artmaktadır. Ayrıca kalsiyum emilimi, takviyenizi süt ürünleri gibi kalsiyum bakımından zengin gıdalarla birlikte aldığınızda da artmaktadır. Ancak emilimi azaltacağından, kalsiyum takviyenizi yüksek fiberli bir öğünle ya da lif takviyesi ile birlikte almayın.

Unutmayın ki vitamin ve mineral eksiklikleri semptomlara hemen neden olmayabilir.

B1 Vitamini (Tiamin)

Tiamin (B1 vitamini), ince barsağın jejunum kısımında emilen, suda çözülebilir bir vitamindir. İnsan vücudunda beyin, kalp, kaslar, karaciğer ve böbreklerde yüksek konsantrasyonlarda bulunur.

Karbonhidrat ve protein metabolizması ile enerji üretimine katılarak işlev görür. Aynı zamanda sinir sisteminin normal fonksiyonu için de gereklidir. Tiamin eksikliği Beriberi Hastalığına yol açabilir.

Kalbi, sindirim kanalını ve sinir sistemini etkileyebilen beriberi nöropati, kardiyovasküler problemler ve kas atrofisi ile karakterizedir. Bu vitaminin eksikliği nadir olmakla birlikte düşük besin alımı, önceden mevcut eksiklik, aşırı kusma ve kötü emilime bağlı olarak obezite cerrahisi hastalarında dokümante edilmiştir.

Biz, B kompleks vitamininin bir parçası olarak günlük 75-100 mg’lık tiamin almanızı öneriyoruz.

Tiamin aynı zamanda kuru fasulye, bezelye ve zenginleştirilmiş tahıllarda da bol miktarda bulunmaktadır.

B2 Vitamini (Riboflavin)

Riboflavin (B2 vitamini), tiamin gibi ince barsağın jejunum kısmında emilen, suda çözülebilir bir vitamindir. Enerji üretmek için karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasına yardımcı olmak için gereklidir. Riboflavin aynı zamanda sağlıklı cilt ile özellikle ağız, solunum ve sindirim kanallarında bulunan mukus membranlarının korunması için de gereklidir. Riboflavin eksikliği nadir olmasına rağmen bazen tiamin eksikliği durumlarında görünür. Riboflavin eksikliği ağız, cilt, gözler ve sindirim kanallarındaki membranların iltihaplanmasına yol açabilir.

Biz, B kompleks vitamininin bir parçası olarak günlük 75-100 mg’lık riboflavin almanızı öneriyoruz.

Riboflavin aynı zamanda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tavuk göğsü, baklagiller, kabuklu yemişler, tam tahıllar ve zenginleştirilmiş tahıllarda da bol miktarda bulunmaktadır.

Doç. Dr. Halil Coşkun

TÜP MİDE AMELİYATI İÇİN VİTAMİN VE

(10)

MİNERAL TAKVİYELERİ

Ameliyattan sonra barsaklarınız besinleri farklı bir şekilde emeceğinden, YAŞAMINIZIN GERİ KALANINDA günlük vitamin ve mineral takviyesi almanız gerekmektedir. Ameliyattan hemen sonra vitamin takviyelerinin mideniz de bir tıkanıklılığa neden olmayacak şekilde çiğnenebilir, ezilebilir, çözülebilir ya da sıvı olmaları tercih edilmelidir.

Aşağıda GEREKLİ OLAN vitamin ve minerallerin bir listesi yer almaktadır:

1) Kalsiyum Sitrat: Günde en az 1500 mg Kalsiyum Sitrat almanız gerekir. KALSİYUM KARBONAT içeren ürünleri almayın. Bu ürünlerin etkin hale gelmesi için mide asidi gerekmektedir ve tüp mide ameliyatı geçirenler bu ürünleri iyi absorbe edemeyecektir.

2) Vitamin B12 ya da Vitamin B Kompleksi: Günlük olarak 500 mcg Vitamin B12 (dil atı türü – dilin altında çözünen) ya da günlük bir Vitamin B Kompleksi (dozu değişkendir) alabilirsiniz.

Doktorunuzun önerisiyle aylık B12 iğneleri yaptırabilirsiniz.

3) Demir: Kansızlığı önlemek için demir takviyesi gerekli olursa 30 ila 40 mg saf demir almanız gerekecektir. İki ay sonra, günde 325 mg herhangi bir demir sülfat yeterli olacaktır. Kalsiyum, kahve, çay ve kola sodaları (kafeini alınmış ya da kafeinli) demir emilimine engel olabilir.

4) Multivitamin: Günlük olarak bir multivitamin takviyesi almanız önerilmektedir. Bu takviyeler başlangıçta çiğnenebilir ya da sıvı formda OLMALIDIR.

Vitamin İpuçları:

Bulantıyı önlemek için vitamin ve mineralleri, özellikle de demiri boş bir mideye almayın.

Kalsiyumla demiri aynı anda almayın, en az 4 saat arayla alın.

Vitamin ve mineralleri çay, kahve ya da kola ile birlikte almayın.

Programa alışmak ve sisteminizi güçlendirmek için bu takviyeleri ameliyattan önce almaya

başlamanız önerilmektedir.

Vitamin Eksikliği Ve Sonuçları:

Kalsiyum Eksikliği: Zayıf ve kırılgan kemikler

Demir Eksikliği: Kansızlık, bitkinlik, uyuşukluk, enfeksiyon, yetersiz kan depolama, düşük kan sayımı

Vitamin B12 Eksikliği: El ve ayaklarda karıncalanma, sinir hasarı, yürüme zorluğu, felç, kansızlık Doç. Dr. Halil Coşkun

Referanslar

Benzer Belgeler

Urea Cycle Üre döngüsü transaminasyon Sitrik asit döngüsü Karbamil-fosfat Glutamik asit Alfa-ketoglutarik asit üre Sitrik asit Döngüsü Ketoglutarik asit

components, detoxification processes, fat transport and metabolism * Inorganic sulfur requirements are mainly met by sulfur containing aminoacids.. *They change the effects of

Bu keto asitlerin keton grupları yerine amino grubu substitüsyonu ile piruvik asitten alanin, okzalasetik asitten aspartik asit ve  -ketoglutarik asitten glutamik

We will learn about the general structure and function of lipids, carbohydrates, and nucleic acids, as well as the composition, structure, and function of proteins.. After

If you increase the pH of a solution of an amino acid by adding hydroxide ions, the hydrogen ion is removed from the -NH 3+ group... Adding an acid to an amino

 The simplest level of protein structure, primary structure, is simply the sequence of amino acids in a polypeptide chain..  The amino acids of a polypeptide are attached to

 The release of ammonia from the muscles to the bloodstream occurs in the form of glutamine or alanine.  The release of ammonia from the muscles to the bloodstream occurs in

Fenil alanin → Dopamin Tryptophane → Tryptamine Aspartate → Beta Alanine Glutamate →