• Sonuç bulunamadı

acil aydınlatma sistemi 1. denz. 2. müh. acil bakım müh. acil çıkış müh. acil durum müh. acil durum ekibi müh. acil durum planlaması müh.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "acil aydınlatma sistemi 1. denz. 2. müh. acil bakım müh. acil çıkış müh. acil durum müh. acil durum ekibi müh. acil durum planlaması müh."

Copied!
149
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

acil aydınlatma sistemi (Alm. Notbeleuchtung, f; Sicherheitsbeleuchtung, f; Fr. système d'éclairage d'urgence, m; éclairage de secours, m; éclairage de sécurité, m; éclairage d'urgence, m; İng. emergency lighting; emergency lighting system) 1. denz. Gemilerde jeneratörün çökmesi veya devreden çıkması durumunda çalışmaya başlayan aydınlatma düzeneği veya aygıtı. 2. müh. Binalarda şebeke gerilimi kesildiğinde devreye giren, öncelikli olarak merdiven, koridor ve çıkış kapılarına yerleştirilen, akü destekli aydınlatma sistemi.

acil bakım (Alm. Notwartung, f; Fr. dépannage d’urgence, m; entretien d’urgence, m; İng. emergency maintenance) müh. Bir üretim sisteminde üretime engel olan ya da bir ortam veya sistemde yaşamsal sorun yaratan ve ivedi olarak el atmayı gerektiren sorun ya da arızanın giderimi için yapılan bakım.

acil çıkış (Alm. Notausgang, m; Notausstieg, m; Fr. porte d’échappe, f; sortie de secours, f; issue de secours, m;

İng. emergency exit) müh. Tehlike durumunda, bina, fabrika, tünel gibi kapalı yerlerden ve toplutaşıma araçlarından güvenli çıkış noktası.

acil durum (Alm. Notfall, m; Fr. urgence, f; İng. emergency) müh. İvedilikle müdahale etmeyi ve acil yardım faaliyetlerini yürütmeyi gerektiren, yerleşim birimlerinin, kurum ve kuruluşların iş yapma kapasitesini durdurma potansiyeli olan fakat yerel olanaklar ile baş edilebilen durum ve olaylar.

acil durum ekibi (Alm. Notdienste, pl; Rettungsdienste, pl; Fr. service d’urgence, m; İng. emergency service) müh. Afetzedelerin aranması, kurtarılması, yaralılara ilkyardım ve tıbbi tedavi yapma, açıkta kalan insanların geçici barındırılması, beslenme, korunma, güvenlik, temizlik, haberleşme, psikolojik destek vb.

ihtiyaçların karşılanması için çalışan tüm kurum ve kuruluşlara ait, özel eğitimli kişilerden oluşan grup.

acil durum planlaması (Alm. Katastrophenschutzplanung, f; Notfallplanung, f; Fr. planification des mesures d'urgence, f; planification d'urgence, f; İng. emergency planning) müh. Acil durumlardan en az kayıp ve zararla kurtulabilmek için yapılması gereken iş ve işlemlerin, olaylar olmadan önce planlaması.

acil durum yönetimi (Alm. Notfall-management, n; Fr. gestion des urgences, f; İng. emergency

management) müh. Acil durumun meydana gelmesinden hemen sonra başlayarak etkilenen toplulukların tüm ihtiyaçlarını zamanında, hızlı ve etkili olarak karşılamayı amaçlayan yönetim süreci.

açı koruyan izdüşüm (Alm. konforme Abbildung, f; Fr. projection conforme, f; représentation conforme, f;

transformation conforme, f; İng. conformal projection; orthomorphic projection) 1. geom. 1. Elipsoit veya küre yüzeyi üzerindeki (Yeryüzünde ölçülen açıların kendi gerçek değerlerine eşit olarak veren) açıların projeksiyon yüzeyine değiştirilmeden aktarıldığı, izdüşüm yöntemi; eşanlam: açıkorur izdüşüm. 2. Enlem ve boylamların her zaman dik açı ile kesiştiği, çok küçük alanların herhangi bir değişime uğramadan haritalandığı, herhangi bir noktadan geçen enlem ve boylam boyunca ölçek aynı kalsa da bir noktadan diğerine ölçeğin değiştiği harita izdüşüm yöntemi; eşanlam: açıkorur harita izdüşümü. 2. müh. Geodezi ve fotogrametride, öteleme, dönüklük ve benzerlik dönüşümlerinin diferansiyel anlamda koruyarak yapıldığı problem çözümü; eşanlam: konform izdüşüm.

açık aralık (Alm. offenes Intervall, n; Fr. intervalle ouvert, m; İng. open interval) müh. Matematikte gerçel eksen üzerinde, kendi sınır noktalarını içermeyen aralık.

açık depo (Alm. offenes Lager; Freilager, n; Fr. depot à pleine air, m; stockage ouvert, m; İng. open storage) müh. Dökme ve yığma madde ve malzemelerin açıkta tutulduğu yer; eşanlam: açık hava deposu.

açık ortant (Alm. offener Orthant, m; Fr. orthant ouvert, m; İng. hyperoctant; orthant) müh. Rd Öklid uzayında, d tane birbirlerine dik yarıuzayın kesişmesi ile oluşan, her bir xi, i = 1, …, d Kartezyen koordinatının pozitif (xi > 0) ya da negatif (xi < 0) bölge.

açık sayısal yöntem (Alm. explizite numerische Methode; Fr. méthode explicite des différences finies, f; İng.

explicit numerical method) müh. Sayısal analizde bağımlı değişkenlerin bilinen değerler cinsinden hesaplanabildiği yöntem; eşanlam: belirtik sayısal yöntem.

açık standart (Alm. offener Standard, m; Fr. norme ouverte, f; İng. open standard) müh. Herkesin kullanımına açık, telif ödemesi gerektirmeyen, geliştirilmesi herkese açık olan, görevli yarkurullar tarafından ve oydaşım ilkesine göre yürütülen standart.

(2)

açık uçlu soru (Alm. offene Frage; Fr. question ouverte; İng. open-ended question) müh. Yanıtları sınırlı sayıda olmayan ve soru sorulan kişinin yanıtını kendi isteğine göre şekillendirebildiği soru.

açılım (Alm. Entwicklung, f; Fr. expansion, f; développement, m; İng. expansion) müh. Bir fonksiyonun Fourier açılımı örneğinde olduğu gibi matematiksel bir ögeyi kimi özellikleri daha iyi bilinen ögelerin bir toplamı olarak belirleme.

açılım katsayısı (Alm. Entwicklungskoeffizient, m; Fr. coefficient de développement, m; İng. coefficient of expansion) müh. Fourier, Taylor serileri örneklerinde olduğu gibi bir fonksiyonun seri biçimindeki açılım terimlerindeki sabit çarpanlardan her biri.

açımlama (Alm. Paraphrase, f; Umschreibung, f; Fr. paraphrase, f; İng. paraphrase; paraphrasing) müh. Genel bir bilgiyi, bir temayı veya bir fikri en kapsamlı biçimde ve tüm özniteliklerini sıralayarak başka sözcüklerle ifade etme.

açının radyan ölçüsü (Alm. Bogenmaß eines Winkels, n; Fr. mesure d’angle en radians, f; İng. radian measure of an angle) müh. Bir a derecelik açının köşesi merkez alınarak çizilen çemberin açının içinde kalan yay parçasının a*π/180 olarak elde edilen uzunluğu.

açısal frekans (Alm. Kreisfrequenz, f; Winkelfrequenz, f; Fr. vitesse angulaire, f; İng. angular frequency; circular frequency; radial frequency; radian frequency) müh. Periyodik harekette dönme hızının ölçüsü olan, dönme frekansının 2π ile çarpımı ile elde edilen ve birim zamanda kat edilen açının radyan olarak değeri.

açısal hız (Alm. Winkelgeschwindigkeit, f; Fr. vitesse angulaire, f; İng. angular velocity) müh. Dönen bir sistemde birim zamanda süpürülen açının radyan olarak değeri.

açısal ivme (Alm. Winkelbeschleunigung, f; Fr. accélération angulaire, f; İng. angular acceleration) müh. Açısal hızın zamana göre değişimi.

açısal koordinat (Alm. Winkelkoordinate, f; Fr. coordonnée angulaire, f; İng. angular coordinate) müh. Kutupsal koordinat sisteminde (r, θ) ve silindirik koordinat sisteminde (r, z; θ), θ açısı; kutupsal koordinat sisteminde (r, φ;

θ) φ ve θ açıları.

açısal uzaklık (Alm. Winkelabstand, m; Fr. distance angulaire, f; écart angulaire, m; İng. angular distance;

angular separation) müh. İki cismi gözlemciye birleştiren doğrular arasındaki açı.

açısal yerdeğişim (Alm. Winkelverschiebung, f; Fr. écart angulaire, m; İng. angular deviation; angular

displacement) 1. mak. Dönel makinelerde eşzamanlı olarak dönmekte olan iki parçanın bağıl faz açısı; eşanlam:

açısal konum farkı. 2. müh. Bir cismin belirli bir eksene göre dönme hareketinde belirli bir doğrultusundaki radyan ya da derece cinsinden eksene göre gerçekleşen konum farkı.

adaptif bkz. müh. uyarlamalı.

adezyon (Alm. Adhäsion, f; Klebkraft, f; Fr. adhésion, f; İng. adhesion) müh. İki cisim ya da maddenin birbirine değen yüzeylerinin moleküller arası etkileşimle birbirine tutunması; eşanlam: yapışma.

adım adım (Alm. schrittweise; stufenweise; Fr. par étapes; İng. stepwise) müh. Bir olayın aşamalardan geçerek sonuçlanma şekli; eşanlam: aşamalı, adımlı.

adım adım yaklaşım (Alm. stufenweise Annäherung, f; Fr. approche progressive, f; İng. stepwise

approach) müh. Bir problemin çözümünü birbirini izleyen adımlarla, aşamalar halinde elde etmeyi öngören teknik ya da edimler; eşanlam: aşamalı yaklaşım.

adlandırma (Alm. Nomenklatur, n; Fr. nomenclature, f; İng. nomenclature) müh. Belirli bir bilim dalı için ortak bir dil oluşturmak amacıyla uluslararası kurullarca saptanan yazma ve okuma kurallarını da içeren isim, terim ve işaretler dizisi; eşanlam: terimlendirme.

(3)

adli bilim (Alm. Forensik, f; Fr. sciences forensiques, pl; İng. forensic science) müh. Kimya, fizik, biyoloji, nörobilim, bilişim, istatistik, matematik, imge ve ses işleme gibi bilimsel disiplin ve teknolojilerin adli soruşturma ve suç kanıtlarını inceleme amacıyla kullanımı.

adsorpsiyon bkz. müh. yüzeye tutunma.

afet (Alm. Katastrophe, f; Fr. catastrophe, f; İng. disaster) müh. İnsanlar için fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel kayıplar doğuran, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen, etkilenen topluluğun yerel olanak ve kaynaklarını kullanarak baş edemeyeceği doğa, teknoloji veya insan kökenli olayların sonuçları.

afet risk azaltma planı (Alm. Bemühungen zur Katastrophenreduktion, pl; Fr. plan de réduction des risques, pl;

İng. disaster risk reduction plan) müh. Ülke, bölge, il ve yerleşim birimi ölçeklerinde, kurum ve kuruluşların, afet risklerinin azaltılması için gerekli hedef ve özel amaçlarının gerçekleştirilmesine yönelik orta ve uzun vadeli politika, strateji ve eylemlerine ilişkin ve risk yönetimi ile idare edilen proje çalışmaları planı.

afet risk yönetimi (Alm. Katastrophenrisikomanagement, n; Fr. gestion des risques de catastrophe, f; İng.

disaster risk management) müh. Ülke, bölge, kent, yerleşim birimi ya da bina ölçeğinde tehlike ve riskin

belirlenmesi, analizi, riskin azaltılabilmesi, tahmin ve erken uyarı için olanak, kaynak ve önceliklerin belirlenmesi, politika ve stratejik plan ve eylem planlarının hazırlanması ve yaşama geçirilmesi süreci.

afet riski (Alm. Katastrophenrisiko, n; Fr. risque de catastrophe, m; İng. disaster risk) müh. Belirli bir zaman diliminde oluşacak afet tehlikesi halinde, insanların, yerleşim bölgelerinin, ekonominin ve doğal çevrenin, zarar veya hasar görebilirlikleri ile orantılı olarak meydana gelecek kayıpların olasılığı.

afet riski azaltma (Alm. Reduzierung des Naturkatastrophenrisikos, f; Verringerung der Katastrophenrisiken, f;

Fr. réduction des risques de catastrophe, f; İng. disaster risk reduction) müh. Afetler veya acil durumlar öncesinde olası kayıp ve zararların önlenmesi ya da azaltılmasına yönelik çalışmalar.

afet riskini değerlendirme (Alm. Katastrophen Risikobewertung, f; Fr. évaluation de risque d’une catastrophe, f;

İng. catastrophe risk assessment) müh. Afete dönüşebilecek tehlikenin gerçekleşmesi halinde fiziksel, sosyal, ekonomik ve çevresel kayıpların tahminen hesaplanması.

afet sonrası toparlanma (Alm. Katastrophenwiederherstellung, f; Notfallwiederherstellung, f; Fr. reprise après sinistre, f; reprise après une catastrophe, f; İng. disaster recovery) müh. Afetlerden etkilenmiş topluluklar için bu toplulukların en az zarar görmelerini sağlayacak daha güvenli bir yaşam çevresi oluşturulması ve onların temel gereksinmelerinin en etkin yöntemlerle karşılanması, altyapının çalışır hale getirilip hayatın bir an önce normale döndürülmesi türü yasal, kurumsal, fiziksel, sosyal ve ekonomik faaliyetler.

afet yönetimi (Alm. Katastrophenschutzleitung, f; Fr. gestion des catastrophes, f; İng. disaster

management) müh. Afetlerin olumsuz etkilerini afet öncesi en aza indirmek, kalan risklere karşı hazırlanmak, tahmin ve erken uyarı sistemleri kurmak, afet oluştuğunda müdahale etmek ve afet sonrası iyileştirme

çalışmalarını etkin bir şekilde yapmak amacıyla toplumsal düzlemde yönetim, örgütlenme, eylem planı, tatbikatlar gibi çalışmaların tümü.

afet zararlarını azaltma (Alm. Schadensbegrenzung, f; Fr. atténuation des catastrophes, f; İng. disaster mitigation) müh. Afetler veya acil durumlar öncesinde olası kayıp ve zararların azaltılmasına yönelik yapısal ve yapısal olmayan çalışmalar.

afete dirençlilik (Alm. Katastrophenresilienz, f; Fr. résilience aux catastrophes, f; İng. disaster

resilience) müh. Bir toplum ya da ülkenin afet tehlikesine karşı dayanıklı olabilme, bununla baş edebilme, afetlerin etkisini kısa sürede gidererek temel güvenliği ve hayat kalitesini sağlayarak iyileştirme kapasitesi.

afete hazırlık (Alm. Katastrophenbereitschaft, f; Fr. préparation aux catastrophes, f; İng. disaster

preparedness) müh. Afet ve acil durumlara etkin bir şekilde müdahale ederek olumsuz etkilerinin artmasını engellemek amacıyla afet öncesinde yapılan faaliyetler.

(4)

afetle başa çıkma kapasitesi (Alm. Kapazität zur Katastrophenbewältigung, f; Fr. capacité à surmonter une catastrophe, f; İng. coping capacity; disaster coping capability) müh. Kurum, kuruluş, işletmeler ya da bireylerin, yetenek ve kaynaklarını, bir afetin yol açtığı alışılmamış, zorlu koşullar süresince durumu iyileştirici ve olumlu sonuçlara ulaşmaları yönünde çalışmalar yapabilmeleri; eşanlam: afetle başa çıkma yeteneği.

afin küme (Alm. affine Menge, f; Fr. ensemble affin, m; İng. affine set) müh. N boyutlu bir Öklid uzayında, iki nokta ele alındığında bu iki nokta arasından geçen doğru üzerinde kalan bütün noktaların oluşturduğu küme.

aglomera 1. (Alm. Agglomerat, n; Fr. agglomérat, m; İng. agglomerate) müh. İnce taneli katıların birbirine yapışması ile doğal ya da yapay yöntemlerle oluşmuş gelişigüzel kümelenme durumu; eşanlam:

topak. 2. bkz. yerb. volkanik aglomera.

ağ (Alm. Netzwerk, n; Fr. réseau, m; İng. network) 1. blşm. Bilgisayarların birbirleriyle iletişim kurabildikleri yapı. 2. endst. Birbirleri ile belirli bir amaç veya konu çerçevesinde ilişkili birey veya gruplardan oluşan yapı. 3. müh. 1. Enerji dağıtım ağı örneğinde olduğu gibi birçok nokta ve bunlar arasındaki bağlantılarla

gösterilebilen bir sisteme ilişkin yapı. 2. Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda yöre, ülke ya da dünya çapında her yere yaygınlaştırılmış bağlantı yolları sistemi. 3. (Alm. Netz, n; Fr. filet, m; İng. net) Kale ağı, balık ağı örneklerinde olduğu gibi iplik, sicim, tel vb. ince malzemeden kafes biçiminde yapılmış örgü.

ağ çizgesi (Alm. Netzgraph, m; Fr. graphe de réseau, m; İng. graph of a network; network

graph) 1. blşm. Bilgisayar ağlarında paket santrallerinin veya yönlendiricilerin düğümlerle ve iletim yollarının ayrıtlarla gösterildiği çizge. 2. müh. Nöral ağlar, biyokimyasal ağlar gibi biyolojik, WWW gibi bilişimsel, sosyal, telefon, enerji, iletişim gibi teknolojik ağlar ve benzerlerinin düğümler ve ayrıtlarla çizge halinde gösterimi.

ağ kuramı (Alm. Netzwerktheorie, f; Fr. théorie des réseaux, f; İng. network theory) 1. blşm. Bilgisayar ağlarının topolojisini, iletişim başarımını, yönlendirme protokollarını konu edinen ve modelleyen kuram; eşanlam: bilgisayar ağları kuramı. 2. müh. İletişim sistemleri, proje yönetimi, biyoloji, ekonomi, sosyoloji gibi çok farklı alanlarda uygulamaları olan ve çizgelerden yararlanarak ayrık nesneler arasındaki ilişkileri irdeleyen disiplin.

ağdalılık direnci (Alm. Reibungswiderstand, m; Fr. traînée de viscosité, f; traînée visqueuse, f; İng. viscous drag) müh. Akışkanlarda cidar sonucu nitrojen gazıyla dolan sürtünme direnci ile basınç ya da cismin şekil direncinin toplamından oluşan, hızla doğrusal olarak değişen direnç; eşanlam: viskozite direnci.

ağır sanayi (Alm. Schwerindustrie, f; Fr. industrie lourde, f; İng. heavy industry) müh. Yoğun anamal ve doğal kaynak kullanımı gerektiren, büyük tesislerde geniş yönetimsel örgütlenmelerle üretim yapabilen endüstri.

ağırlık (Alm. Gewicht, n; Fr. pondération, f; poids, m; İng. weight) 1. blşm. Bir konumsal sayı gösteriminde, her bir basamağın, temsil edilen sayıya eklenen katkısının değerini belirtmek üzere, o basamaktaki rakam değerinin çarpılacağı katsayı. 2. müh. Yeryüzünde, bir cisim üzerinde etkiyen yerçekimi kuvveti.

ağırlık merkezi (Alm. Schwerpunkt, m; Gravitationszentrum, n; Fr. centre de gravité, m; İng. center of gravity;

center of mass) müh. 1. Bir cismin tüm ağırlığının yoğunlaşmış olduğu varsayılan ve o noktada bir destek sağlandığında, desteğin ucunda dengede duracağı nokta. 2. Uzaydaki çok bileşenli bir cismin, bileşenlerinin kütlelerin merkeze göre uzaklıkları ile çarpılıp ve genelçekim alanının yerel değeri ile ağırlıklandırılarak koordinatları hesaplanan nokta.

ağkatman (Alm. innere Augenhaut, f; Netzhaut, f; Retina, f; Fr. rétine, f; İng. retina) müh. Görmeyi sağlayan ışığa ve renge duyarlı hücrelerin bulunduğu göz tabakası; eşanlam: retina, ağ tabakası.

ahşap (Alm. Holz, n; Fr. bois, m; İng. wood) müh. Ağaç gövdesinden yapılan, üstün yalıtım ve taşıma gücü özellikleri olan yapı malzemesi.

akı (Alm. Fluss, m; Fr. flux, m; İng. flux) müh. Birim yüzeyden birim zamanda geçen enerji, tanecik sayısı, akışkan hacmi ve benzeri nicelikler.

akıllı malzeme (Alm. intelligenter Werkstoff; Fr. matériau intelligent; İng. intelligent material; smart

material) müh. Sıcaklık, basınç, nem gibi dış uyartılar altında fiziksel özelliklerini ve davranışlarını kontrollü miktarda değiştirebilen malzeme sınıfı.

(5)

akım (Alm. Strom, m; Fr. courant, m; İng. current) müh. 1. Birim zamanda bir kesitten geçen enerji niceliği. 2. Sıvı ya da gazların bir ortamdaki belirli bir yönü ve genliği olan hareketi.

akıntıölçer (Alm. Meßflügel, m; Fr. courantomètre, m; moulinet hydrométrique, m; İng. current meter; stream flow meter) müh. Denizlerdeki, göllerdeki ya da akarsu, kanal gibi suyollarındaki akıntının hızını ve yönünü belirleyen alet.

akış 1. (Alm. Ablauf, m; Fr. flux, m; İng. flow) endst. Endüstriyel üretim amacıyla özkaynakların birbirini izleme süreci. 2. (Alm. Strömung, f; Fr. flux, m; écoulement, m; İng. flow) müh. Akıcı özelliği olan bir maddenin kütlesinin ya da enerji gibi bir niteliğinin konum değiştirme olayı.

akış çizgisi 1. (Alm. Stromlinie, f; Fr. ligne de courant, f; filet de liquid, m; İng. streamline) mak. Herhangi bir anda hız vektörüne teğet çizgilerin birleştirilmesiyle elde edilen ve akışkanın bulunduğu bütün uzayı kaplayan eğri ailesindeki eğrilerden her biri. 2. (Alm. Flusslinie, f; Fr. ligne de champ, f; İng. flow line) müh. Bir F vektör alanında, x’(t) türev olmak üzere, x’(t) = F(x(t)) bağıntısını sağlayan x(t) gezingesi.

akış direnci (Alm. Strömungswiderstand, m; Fr. résistance à l'écoulement, f; İng. flow resistance) müh. 1.

Akışkanın bulunduğu ortamda, giriş ve çıkış arasındaki basınç farkının akış debisine oranı. 2. Bir akışkanın geçtiği boru içindeki basınç düşümünün boru kesit alanıyla çarpımı sonucu elde edilen kuvvet.

akış diyagramı (kim. akış şeması) (Alm. Ablaufdiagramm, n; Fließschema, n; Fr. organigramme, m; schéma de procédé, m; İng. flow diagram; flowchart) müh. 1. Bilgisayar, üretim, muhasebe vb. uygulama alanlarında bir algoritmanın ya da sürecin görsel ifadesini grafik simgelerle sağlayan, algoritmanın işlem adımlarının veya sürecin bilgi akışının gösterim şekli. 2. Bir süreçte uygulanan işlemlerin dizilişini ve birbirine bağımlılığını, giren ve çıkan maddeleri, ürün ve yan ürünler ile enerji gibi tamamlayıcı girdileri nitel ve nicel olarak gösteren grafik anlatım biçimi.

akış hızı (Alm. Flüssigkeitsgeschwindigkeit, f; Fr. vélocité fluide, f; İng. fluid velocity) müh. Akış alanındaki akışkanın bir noktadaki hızı.

akışbilim (biyom. müh. reoloji) (Alm. Fliesskunde, f; Fliesslehre, f; Fr. rhéologie, f; İng. rheology) müh. Sıvıların ve plastik şekil değiştirmeye maruz katıların akış özelliklerini inceleyen bilim dalı.

akışkan direnç katsayısı (Alm. Strömungswiderstandskoeffizient, m; Fr. coefficient de frottement, m; coefficient de traînée, m; İng. drag coefficient) müh. Akışkan içindeki bir katı cismin bağıl hareketinde, cismin yüzeyine uygulanan kuvvetin akışkanın hız enerjisine bölümünden elde edilen ve D direnç kuvveti, V cisimden uzaktaki hız, ρ akışkan yoğunluğu, A etkileşim alanı olmak üzere CD=2D/(ρV2A) ifadesiyle tanımlanan boyutsuz büyüklük;

eşanlam: sürüklenme katsayısı.

akkor (Alm. glühend; Fr. incandescent; İng. incandescent) müh. Bir cismin sıcaklığının çok yüksek olması nedeniyle ışık yayması durumu.

akma eğrisi (Alm. Fliesskurve, f; Fr. courbe d’élasticité, f; İng. yield curve) müh. Plastik bir malzemenin gerilme- gerinim eğrisi.

akredite (endst. resmen tanınmış) (Alm. akkreditiert; Fr. agrée; İng. accredited) müh. Kişiler, ürünler ve kurumlar için işlevi, yeterliliği ve nitelikleri yetkili uzman kurum ya da kurumlarca tanınıp onaylanmış olan, resmen tanınmış, ruhsatlandırılmış, akredite edilmiş.

aksama süresi (Alm. Ausfallzeit, f; Nichtverfügbarkeitsdauer, f; Fr. temps d'indisponibilité, m; İng. downtime;

outage duration) müh. Bir aygıt, makine ya da sistemin bozukluk gibi herhangi bir nedenle kullanılamaz olduğu, beklenen işi yapamadığı zaman aralığı; eşanlam: bozukluk süresi.

aktif sınama (Alm. aktive Prüfung, f; Fr. essai actif, m; İng. active testing) 1. blşm. Bir bilgi işleme sistemini özel hazırlanmış test verileri kullanarak sınama. 2. müh. Bir donatımın statik ve dinamik durumunu ve özelliklerini belirlemek üzere bir dizi ölçümler yürütme; eşanlam: aktif test.

(6)

aktif yedeklilik (Alm. funktionbeteiligte Redundanz; Fr. redondance active; İng. active

redundancy) müh. Güvenilirliği artırmak amacıyla istenen bir işlevi yerine getiren araçların tümünün eşanlı olarak çalışır halde tutulduğu yedekleme türü.

akustik (Alm. Akustik, f; Fr. acoustique, f; İng. acoustics) müh. Seslerin üretimi, ortamlardan iletimi, işlenmesi ve ses çevresinin yönetimi, insan ya da elektronik alıcılar tarafından algılanması ve etkilerini inceleyen bilim dalı.

akustik gürültü (Alm. akustisches Geräusch; akustisches Rauschen; Fr. bruit acoustique, m; İng. acoustic noise) müh. 1. İnsan kulağının işittiği frekans bantlarında ses mesajlarını bozan istenmeyen işaretler. 2. Sonar gibi akustik bilgi işaretlerine dayalı sistemlerde işaretteki bilgiyi bozan istenmeyen ses girişim işaretleri.

akustik kurutma (Alm. akustisches Trocknen, n; Fr. séchage acoustique, m; İng. acoustic drying) müh. Enerji kaynağı olarak ses dalgalarının kullanıldığı kurutma biçimi.

akustik malzeme (Alm. Schalldämpfungsmaterial, n; Fr. matériau acoustique, m; İng. acoustic

material) müh. Yankılanmayı önlemek amacıyla metalik olmayan, yumuşak ve katmanlar haline getirilebilen gözenekli malzeme.

alan 1. (Alm. Domäne, f; Fr. domaine, m; İng. domain) blşm. 1. Bilgisayar ağında tüm veri işleme özkaynaklarının ortak kontrol altında bulunduğu kısım. 2. Bilgisayarda, bir kayıtta belirli bir sınıf verilerine özgü kılınmış bölüm;

örneğin, bir bordro tutanağında vergi dilimini belirleyen alan. 3. Bir veritabanı tasarımında veya yönetiminde, seçilen özniteliklere göre geçerli değerler kümesi. 4. İnternette .com, .edu, .tr gibi örgütleşme alanları. 5. Yazılım ürün hatlarında bir ürün ailesinin ortak özniteliklerinin oluşturduğu küme. 2. (Alm. Feld, n; Fr. champ, m; İng.

field) müh. 1. Bir araştırma konusu ya da sorununun taşıyıcısı olan ve belli karakteristikleri bulunan gözlem birimlerinden oluşmuş araştırma evreni ya da bu evrenin içinde gözlendiği gerçek yaşam bağlamı. 2. Uzayın bir bölgesinin her bir noktasında tanımlanmış olan fiziksel büyüklük; örneğin, elektrik, kuvvet, yerçekimi büyüklükleri.

alan çalışması (Alm. Feldarbeit, f; Feldstudie, f; Fr. étude de champ, f; İng. area work) müh. Gözlem yordamlarına başvurularak alanda gerçekleştirilen bilgi derleme işlemi.

alan verileri (Alm. Felddaten, pl; Fr. relevé des observations en service, f; données d'exploitation, pl; İng. field data) müh. Bir hizmet sunuşu ya da araştırma için veri toplama amaçlı ve alan koşullarında gözlemlenen veriler, gözlem verileri.

alarm (Alm. Alarm, m; Fr. alarme, f; İng. alarm) müh. Olağandışı bir duruma dikkati çekmeye yarayan işaret.

alarm düzeneği (Alm. Alarmanlage, f; Fr. système d'alarme, m; İng. alarm system) müh. İstenmeyen ya da tehlikeli durumlarda sesli, ışıklı vb. uyarı aygıtlarını devreye sokan düzenek; eşanlam: alarm sistemi.

alarm zili (Alm. Alarmglocke, f; Fr. sonnerie d'alarme, f; sonnette d'avertissement, f; İng. alarm bell) müh. Gemi makinelerinde akışkanın yüksek sıcaklık veya düşük basınç gibi normal çalışma dışı değerlerinde işletmeci personeli uyaran sesli uyarı cihazı.

alçak frekanslı ses (Alm. Infraschall, m; Fr. infrason, m; İng. infrasound; low-frequency sound) müh. İnsanın duyma sınırının altındaki frekanslarda, tipik olarak 0,1-20 Hz arasındaki sesler; eşanlam: infrases.

alet (kim. enstrüman) 1. (Alm. Werkzeug, m; Fr. outil, m; İng. tool; utensil) mak. Bir işin yapılmasında, bir makinenin ya da motorun sökülmesi veya takılması, ayarı ya da işletilmesinde kullanılan nesne. 2. müh. 1. Bir işin

yapılmasını kolaylaştıran, bir amaca erişme aracı olan herhangi fiziksel bir nesne; eşanlam: araç. 2. (Alm.

Instrument, n; Fr. instrument, m; İng. instrument) Maddelerin nitelik ve niceliklerinin belirlenmesinde, ayırma ve saflaştırılmalarında kullanılan özel olarak tasarımlanmış cihaz.

alet kutusu (Alm. Werkzeugkasten, m; Werkzeugsatz, m; Fr. boîte à outils, f; İng. tool chest; toolbox;

workbox) müh. Belirli işlevler için geliştirilmiş çekiç, testere, su terazisi gibi taşınabilir alet takımının tutulduğu kutu.

(7)

algıç (kim. sensör) (Alm. Sensor, m; Fr. senseur, m; İng. sensor) müh. Isıl enerji, elektromanyetik enerji, akustik enerji, basınç veya hareket gibi fiziksel bir uyarıyı ölçme aygıtlarının kullanabileceği büyüklükte, çoğunlukla elektriksel işarete çeviren dönüştürücü; duyucu.

algıç tümleştirme (Alm. Sensorfusion, f; Fr. fusion de capteurs, f; İng. sensor fusion) müh. Birçok algılayıcıdan gelen ölçümlerin ilişkilendirilerek işlenerek ve birleştirilerek daha nitelikli ve daha doğru bir çıktıyı elde etme işlemi.

algılama eşiği (Alm. Empfindlichkeitsschwelle, f; Wahrnehmungsschwelle, f; Fr. seuil de détection, m; İng.

detection threshold) müh. Fiziksel bir büyüklüğün belirli bir algılayıcı ile saptanabilecek en küçük değeri; eşanlam:

dedeksiyon eşiği.

algoritma (Alm. Algorithmus, m; Fr. algorithme, m; İng. algorithm) müh. Özgül bir soruna sonlu sayıda adımla çözüm sunan ayrıntılı mantık yordamı.

algoritmik türev alma (Alm. automatisches Differenzieren; Differenzieren von Algorithmen, n; Fr. différentiation automatique, f; İng. algorithmic differentiation; automatic differentiation; computational differentiation) müh. Bir fonksiyonun türevinin bilgisayar yardımıyla, bir algoritma izlenerek hesaplanması.

alıcı vana bkz. müh. emme vanası.

alıkonma (Alm. Aufbewahrung, f; Fr. rétention, f; İng. retention) 1. müh. Fiziksel bir süreçte ya da bilgi işlemede, olay tamamlandıktan sonra olayla ilgili bir etkinin ya da verilerin belirli bir yüzdesinin kalması. 2. orm. Kâğıt üretimi sırasında bir safiha oluşumu sonrasında kalan ya da diğer malzeme miktarının öncesinde eklenen lif ya da bunun diğer malzeme miktarına oranı; eşanlam: retansiyon.

alıştırma dönemi (Alm. Anfangsperiode, f; Frühfehlerperiode, f; Fr. période de défaillance précoce, f; période de déverminage, f; İng. burn-in period; early-failure period) müh. Bir sistemin ya da yazılımın yaşam çevriminin ilk aşamalarında kusurlarla daha sık karşılaşıldığı ve kusurların ayıklanarak düzeltilerek başarımın iyileştirildiği ilk dönem.

almaşık (Alm. alternierend; Fr. alternant; İng. alternating) 1. müh. İki seçenek değerden sürekli olarak önce birini sonra diğerini alan. 2. yerb. Farklı litolojilerdeki katman ya da birimlerin peş peşe bir birinin, bir öbürünün üst üste gelmesi; eşanlam: ardalanmalı.

almaşık fonksiyon (Alm. alternierende Funktion; Fr. fonction alternative; İng. alternating

function) müh. Dönüşümlü olarak artı ve eksi değerler alan ve bir periyot boyunca genliğinin ortalaması sıfır olan dönemli fonksiyon.

alt üçgen matris (Alm. untere Dreiecksmatrix, f; Fr. matrice triangulaire inférieure, f; İng. lower triangular matrix) müh. 1. Köşegenindeki ve köşegeninin üstündeki bütün ögeleri sıfır olan kare matris. 2. Köşegeninin üstündeki bütün ögeleri sıfır olan kare matris.

alt yüklenici (Alm. Nachunternehmer, m; Fr. sous-traitant, m; İng. subcontractor) 1. inş. İnşaat işini doğrudan doğruya idareden ya da mal sahibinden almayıp işin tamamını ya da bir kısmını ikinci el olarak yükleniciden almak suretiyle esas sözleşmeye uygun şekilde yapıp gene yükleniciye teslim eden firma ya da kişi; eşanlam:

taşeron. 2. müh. Bir projenin tamamını yapmayı üstlenen ana yükleniciden işin belirli parçalarını onunla ayrı bir sözleşme yaparak tamamlamayı üstlenen malzeme ya da hizmet sağlayıcı kişi ya da kurum.

altküme (Alm. Teilmenge, f; Fr. partie, f; sous-ensemble, m; İng. subset) müh. Her bir ögesi bir başka kümenin ögesi olan küme.

altmatris (Alm. Teilmatrix, f; Fr. sous-matrice, f; İng. submatrix) müh. Bir matrisin bazı satır ve sütunları çıkarıldığında elde edilen matris.

altyapı (Alm. Infrastruktur, f; Fr. infrastructure, f; İng. infrastructure) müh. 1. Bir örgütün işleyişi için gerekli donatım, hizmetler ve olanaklar. 2. Bir yerleşme bölgesi ve/veya sanayi kuruluşu için gerekli olan yol, su, elektrik, iletişim vb. yapı ve hizmetlerin tümü. 3. Tüm bir yapıyı ayakta tutan birbirleriyle ilintili yapısal elemanlar.

(8)

ambalaj (Alm. Verpackung, f; Fr. embellage, m; İng. package ) müh. Üretilen malı tüketiciye sunulana dek dış etkenlerden korumak amacıyla yapılan, görsellik ve kullanım ergonomisi sağlayan, içindeki ürün hakkında bilgiler bulunduran, metal, plastik, cam benzeri malzemelerden yapılmış örtü veya kap.

ambar (Alm. Frachtraum, m; Laderaum, m; Fr. cale, f; cale à marchandise, f; İng. depository;

storehouse) 1. denz. Geminin enine ve/veya boyuna perdelerle yük koymak için ayrılmış bölmesi veya kara tesislerinde yüklerin muhafaza edildiği yer. 2. müh. 1. Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık. 2. Genellikle tahıl saklanan yer.

amorf müh. 1. (Alm. amorph; Fr. amorphe; non cristalline; İng. amorphous; noncrystalline) Atomlarının düzenlenişleri herhangi bir simetri sistemine uymadığı için bir kristal yapıya sahip olmayan cam, opal gibi katı maddelerin iç yapısını belirten terim. 2. (Alm. amorph; Fr. amorphe; dépourvu de structure; İng. amorphous) Bir cismin dış görünüşünün belirgin herhangi bir şekle sahip olmaması; eşanlam: şekilsiz.

ana izdüşüm düzlemleri (Alm. hauptsächliche Abbildungsebenen, pl; Fr. plans de projection principal, pl; İng.

principal projection planes) müh. Mühendislik teknik çizimlerinde, ön, üst ve yan görünüşten oluşan üç tanesi alınan, bir küpün yüzeyleri gibi birbirlerine bitişik ve dik konumda, ikisi yatay dördü düşey olan izdüşüm düzlemlerinden her biri; eşanlam: temel izdüşüm düzlemleri.

ana plan (Alm. Bauleitplan, m; Fr. plan directeur, m; İng. master plan) müh. Bir kurumun, kentin, sanayi dalının yakın ve uzun dönemde planladığı gelişimleri yazılı çizili olarak dönemsel adımlarla açıklayan belge.

anahtar teslimi sözleşme (Alm. Vertrag zur schlüsselfertigen Übergabe, m; Fr. contrat clés à main, m; İng.

turnkey contract) müh. Yüklenicinin bir projeyi gerçekleştirmek için gereken tüm malzemeyi, işgücünü ve hizmeti belirlenen sabit bir bedelle sağlamasını yasal yükümlülüğe bağlayan sözleşme türü.

analitik çözüm (Alm. analytische Lösung; Fr. solution analytique, f; İng. analytical solution; closed form solution;

explicit solution) müh. Bir türevsel denklemin çözümünde olduğu gibi matematiksel bir problemin matematik analiz teknikleri kullanılarak yaklaşıklıklar içermeyen elde edilen çözümü.

analitik hata (Alm. analytischer Fehler; Fr. erreur analytique, f; İng. analytical error) müh. İncelenen bir niceliğin gerçek değeri ile hesaplanan veya kestirilen değeri arasındaki fark; bu fark gerek niceliğin kendi boyutlarında ifade edilir, gerekse boyutsuz olarak yüzde ya da binde (%ya da ‰) olarak ifade edilir.

analitik ifade (Alm. analytischer Ausdruck, m; Fr. expression analytique, f; expression explicite, f; formule analytique, f; İng. analytical expression) müh. Kapalı ifade gibi temel aritmetik işlemler ve kök alma, üst alma, logaritma, trigonometri vb. fonksiyonlar yanında, sonsuz serileri, Bessel fonksiyonları, gama fonksiyonu gibi özel fonksiyonları da içeren matematiksel ifade.

analitik irdeleme (Alm. analytische Untersuchung; Fr. étude analytique, f; İng. analytical study) müh. Neden ve sonuç ilişkilerinin arandığı, gözlemlenen görüngü hakkında rasyonel bir açıklama getirmeye çalışan irdeleme.

analitik model (Alm. analytisches Modell; Fr. modèle analytique, m; İng. analytical model) müh. Yazılımda, benzetimde, modellemede çözümü mümkün olan denklemlerle ifade edilen süreç ya da fenomen.

analitik öğrenme (Alm. analytisches Lernen; Fr. apprentissage analytique, m; İng. analytic learning) müh. Soyut ya da yapısal bilginin ilgi alanı bilgisinden ya da işletim bilgisinden yola çıkarak ve tümdengelim teknikleri kullanarak edinimi.

analiz müh. 1. (Alm. Analyse, f; Fr. analyse, f; İng. analysis) Bir mühendislik projesinde, proje gereksinimlerinden yola çıkarak bulunan isterlerin, kullanılacak mekanizmaların, sistemlerin, sistem boyutlarının vb. irdelenmesi. 2.

Fizik, felsefe, ekonomi, toplumbilim vb. alanlarında karmaşık bir sorunu daha iyi anlayabilmek ve gereğinde çözümler üretebilmek için küçük parçalara ayırma; eşanlam: çözümleme. 3. (Alm. Analysis, f; Kalkül, m; Fr.

analyse, f; İng. calculus) Matematiğin, türevsel ve tümlevsel yöntemleri içeren bir kolu.

analog benzetim (Alm. analoge Simulation; Fr. simulation analogique, f; İng. analog simulation) müh. 1. Fiziksel sistem ve olayların ötelenme, dönme, gerilim, hız gibi analog değişkenlerle gösterimi. 2. Sayısal bir bilgisayar üzerinde yürütülen ancak analog bir sistemi temsil eden benzetim.

(9)

analog kayıt (Alm. Analogaufzeichnung, f; Fr. enregistrement analogique; İng. analog recording) müh. Bir sinyalin zaman veya uzay içerisindeki değişiminin bir örnekleme veya ayrıklaştırma yapmadan

(sayısallaştırmadan), sürekli biçimde kaydedilmesi.

analog model (Alm. Analog-Modell, n; Fr. modèle analogique, m; İng. analog model) müh. Herhangi bir fenomenin ısı, elektrik gibi başka madde veya enerji akışlarına benzetilerek analiz edilmesi için kullanılan fiziksel model.

anapara (endst. sermaye) 1. (Alm. Grundkapital, n; Fr. capital, m; İng. capital) endst. Bir işletmenin tecimsel işlevini sürdürebilmesi için elinde bulundurduğu nakit para ve diğer varlıkların tümü. 2. (Alm. Kapital, n; Fr. principal, m;

İng. principal) müh. Bir mali araca yatırılan ya da bir borcun faiz katılmamış ilk tutarı.

anizotropi bkz. müh. yönbağımlılık.

anlamlı hane (Alm. signifikante Stelle, f; Fr. chiffre significatif, m; İng. significant digit; significant

figure) 1. blşm. Bir sayıda, belli bir doğruluğu ya da belli bir duyarlığı korumak için dikkate alınması gereken rakam; eşanlam: anlamlı rakam. 2. müh. Bilimsel ölçmelerde ölçü sonucunu gösteren sayının doğruluğundan emin olunan en küçük basamağındaki ve onun solundaki rakamlar.

anma değeri (Alm. Nennwert, m; Sollwert, m; Fr. valeur de dénomination, f; valeur nominale, f; İng. nominal value) müh. Bir bileşen, aygıt ya da teçhizatla ilgili bir fiziksel büyüklüğün, olağan çalışma koşulları için belirlenmiş değeri; eşanlam: nominal değer.

anma doğruluğu (Alm. Nenngenauigkeit, f; Fr. degré d’exactitude, m; facteur nominal de précision, m; İng. rated accuracy) müh. Doğru koşullarda kullanılmak kaydıyla bir ölçme aletinin aşmayacağı garantilenmiş hata sınırı.

anma kapasitesi (Alm. Nennleistung, f; Fr. capacité nominale, f; puissance assignée, f; İng. nominal

capacity) müh. Bir tesisin ya da makinenin olağan çalışma koşulları içinde yapmak üzere tasarlandığı iş veya üretim miktarı.

anomali (Alm. Anomalie, f; Fr. anomalie, f; İng. anomaly) 1. müh. Yaygın olarak rastlanan ortalama özelliklerden önemli derecede sapma gösteren, gürültü etkisiyle açıklanamayacak gözlem ya da olgu. 2. yerb. Yerin altında veya yüzeyinde, genellikle ekonomik değeri olabilen, bir bölgenin jeokimyasal, jeolojik ya da jeofizik özellikler bakımından çevresine göre farklı olması.

apaçık çözüm (Alm. triviale Auflösung, f; Fr. solution triviale, f; İng. trivial solution) müh. 1. Açıkça görülen ve ilginç olmayan, çok basit çözüm. 2. Tüm bilinmeyenleri sıfır değerini alan özel çözüm.

aparat (Alm. Apparat, m; Fr. appareil, m; İng. apparatus) müh. Belirli bir amaç için bir araya getirilmiş malzeme, araç ve/veya aygıtlardan oluşan sistem.

Ar-Ge bkz. müh. araştırma geliştirme.

ara plaka (Alm. Zwischenlage, f; Fr. intercalaire, m; İng. interlayer; intermediate layer) müh. Kontraplak üretiminde panellerin yapıştırılmasında ya da ahşap malzemeyi birleştirmekte kullanılan dar uzun levha.

araç değişkeni yöntemi (Alm. Methode der Instrumentenvariablen, f; Fr. méthode de variable instrumentale, f;

İng. instrumental variable method) müh. Bir deneysel tasarımın olanaksız olduğu durumlarda başvurulan ve iki değişken arasındaki neden-sonuç ilişkisini dolaylı olarak saptamaya yarayan bir üçüncü değişkenin

gözlemlenmesine dayalı yarı deneysel yöntem.

araç plakası (Alm. Autokennzeichen, n; Fr. plaque d'immatriculation, f; İng. license plate; numbering plate) müh. Kamyon, otomobil vb. kara taşıtlarına takılan numara levhası.

aradeğer bulma (Alm. Interpolation, f; Fr. interpolation, f; İng. interpolation) müh. Bir fonksiyonun bilinen ya da ölçülmüş ayrık değerleri arasında kalan bilinmeyen noktalar için fonksiyonun değerini hesaplama; eşanlam:

aradeğerleme, enterpolasyon, içkestirim.

(10)

arakesit (Alm. Schnittmenge, f; Fr. intersection, f; İng. intersection) 1. müh. İki kümenin ortak ögelerinden oluşan küme. 2. yerb. İki veya daha fazla sayıdaki yüzeyin, ya da üç boyutlu bir nesne ile bir yüzeyin kesiştiği veya birleştiği ortak noktaların oluşturduğu düzgün veya eğri bir hat, bir düzlem ya da bir yüzey.

arama 1. (Alm. Anruf, m; Fr. appel, m; İng. call; dialing) elk. Telefon ve benzeri aramalı şebekelerde hedef alıcının numarasını çevirerek bağlantı kurma girişimi; eşanlam: çağrı. 2. (Alm. Aufsuchung, f; Suche, f; Fr.

recherche, f; İng. search) müh. Bir şey bulma amacıyla özenle ve dikkatle bakınma.

araştırma geliştirme (müh. Ar-Ge) (Alm. F&E; Forschung und Entwicklung, f; Fr. R&D; recherche et

développement; İng. R&D; research and development) müh. Bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni bilgileri elde etmek ya da var olan bilgilerle yeni malzeme, ürün ve araçlar üretmek, yeni sistem, süreç ve hizmetler oluşturmak ya da var olanları geliştirmek amacıyla yapılan sistematik temel, deneysel ve uygulamalı faaliyetler.

arayüz (Alm. Schnittstelle, f; Anschluss, m; Fr. interface, f; İng. interface) müh. 1. Bir programın kullanıcı veri alışverişini sağlayan yazılım. 2. Değişik işlevlere ait iki aygıt takımı arasındaki bağlantı. 3. İki sistem ya da altsistem arasında öngörülen ilişki ya da iletişimi sağlama amacıyla tasarlanmış herhangi bir uyarlayıcı birim. 4.

İletişim yazılımlarında iki bitişik katman arasında hizmet mesajlarının biçimlerinin ve alışveriş sıralarının tanımlandığı soyut geçiş noktası.

arazi eğimi (Alm. Gradiente, f; Fr. pente; inclinaison, f; İng. grade; inclination; slope) müh. Bir arazi çizgisinin yatay ile yapmış olduğu açı.

arazi kullanım planlaması (Alm. Landesplanung, f; Flächennutzungsplan, m; Fr. planification de l'utilisation du territoire, f; aménagement du territoire, m; İng. land use planning) 1. müh. Yerleşmelerin genel arazi kullanım biçimleri, gelişme yön ve büyüklükleri, başlıca arazi kullanım kararları, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunlukları ile yapılaşmanın genel özellikleri, ulaşım sistemi gibi konularda ilke ve kararları belirleyen planlama

faaliyeti. 2. orm. Toprağın ve diğer çevresel kaynakların bozulmasını önlemek için ekolojik, toplumsal ve ekonomik şartlar gözetilerek sürdürülebilirlik ilkesine uygun, farklı arazi kullanım şekillerini oluşturmaya yönelik toprak, bitki örtüsü ve su potansiyelinin belirlenmesi, sistematik olarak değerlendirilmesi ve birbirleri ile olan ilişkilerinin ortaya konmasına ilişkin kullanım planları.

arazi kullanımı (Alm. Landnutzung, f; Fr. utilisation des sols, f; İng. land use) 1. müh. Bir yerleşim alanının konut, park, ticaret, sanayi, donatı alanları gibi kullanım türleri. 2. orm. Doğal ya da doğal olmayan alanların yerleşim, orman, mera veya tarla şeklinde kullanım amacıyla arazinin yönetimi, değiştirilmesi ve işlenmesi.

ardıl (Alm. Nachfolger, m; Fr. successeur, m; İng. successor) 1. endst. Montaj hattında, başlaması ancak iş ögelerinin bitirilmesi ile olanaklı olan iş ögesi veya ögeleri. 2. müh. Bir sıralamada verilen bir ögeden sonraki öge.

ardışık yaklaşıklama (Alm. sukzessive Annäherung, f; Fr. approximation successive, f; İng. successive approximation) 1. elk. Analog sayısal çevirici tasarımında kullanılan ve her adımda değişkenin üstten ve alttan bulunduğu aralığı iki katı küçülterek geometrik hızla yapılan sayısallaştırma. 2. müh. Matematikteki yaklaşıklama probleminde, bilinmeyen değerin bilinen değerlerle art arda karşılaştırılmasına dayalı kestirim çözümü.

arıza (Alm. Panne, f; Ausfall, m; Fr. faute, f; panne, f; İng. failure; fault) müh. Bir aygıt, bileşen, donatı ya da makinenin tasarlanan biçimde işlememesine, normal işlevlerini yapamaz duruma gelmesine yol açan fiziksel durum, bozukluk.

arıza analizi (Alm. Ausfallanalyse, f; Fr. analyse des défaillances, f; İng. failure analysis) müh. Bir ürün veya hizmetin bozulmasının nedenini araştırma, bu amaçla veri toplayıp inceleme ve arızanın nedenini ortadan kaldırıcı önlemler alma faaliyeti.

arıza izi (Alm. Störungsspur, f; Fr. relevé de défauts, m; İng. fault trace) müh. Arızalanan bir aygıt ya da sistemin arızadan hemen önceki bulunduğu durumların dizisinin kaydı.

arıza toleransı (Alm. Fehlertoleranz, f; Fr. tolérance aux pannes, f; İng. fault tolerance; graceful

degradation) müh. Bir sistemin ögelerindeki kusurlara ya da arızalara rağmen işlevini kısmen de olsa yerine getirebilme özelliği.

(11)

arızalar arası ortalama süre (Alm. mittlere Betriebsdauer zwischen zwei Ausfällen; Fr. moyen des temps entre les défaillances succesives, m; temps moyen entre deux défaillances, m; temps moyen entre deux pannes, m;

İng. mean time between failures; MTBF) müh. Bir sistemde belirli çalışma koşulları altında art arda ortaya çıkan iki arıza arasında geçen sürelerin istatistiksel ortalaması.

arızanın tetiklediği arızalar (Alm. kaskadierende Ausfällen, pl; Fr. défaillances en cascade, pl; İng. cascading failures) müh. Parçaların birbirlerine bağlantılı olduğu bir sistemde bir parçanın arızalanmasının ondan sonra gelen parçalarda da arızalara yol açması; eşanlam: üst üste arızalar.

aritmetik dizi (Alm. arithmetische Folge, f; Fr. progression arithmétique, f; suite arithmétique, f; İng. arithmetic progression; arithmetic sequence) müh. Her terimi bir önceki terime bir sabitin eklenmesi ya da çıkarılması ile oluşan sonlu ya da sonsuz dizi.

aritmetik işlem (Alm. arithmetische Rehnenoperation; Fr. opération arithmétique, f; İng. arithmetic

operation) müh. Çarpma, bölme, toplama, mutlak değer alma, işaret değiştirme ya da çıkarma işlemlerinden biri.

aritmetik seri (Alm. arithmetische Reihe, f; Fr. série arithmétique, f; İng. arithmetic series) müh. Her bir terimi, bir aritmetik dizideki kendisi dahil olmak üzere kendisine kadar olan terimlerin toplamı olan dizi, diğer bir deyişle, A ve b sabitler olmak üzere, n’inci terimi nA + b şeklinde olan seri.

arkaplan gürültüsü (Alm. Hintergrundgeräusch, n; Umgebungsgeräusch, n; Fr. bruit ambiant, m; bruit de fond, m; İng. ambient noise; background noise) 1. müh. Bilgi taşıyan işaretlerin ölçümü, dedeksiyonu, kaydedilişi gibi işlemlerde ortaya çıkan, gerek elektronik kökenli, gerekse işaret üzerindeki hatalı işlemlerden kaynaklanan istenmeyen bileşenler. 2. yerb. Bir sismolojik gözlemde, ölçülmesi hedeflenen sinyalin dışında, ortamdaki diğer doğal veya yapay süreçlere (atmosferik olaylar, trafik gürültüsü vb.) bağlı olarak üreyen ve genelde hedef sinyalin algılanmasını zorlaştıran bozucu sinyaller.

arkaplan ışıması (Alm. Hintergrundstrahlung, f; Fr. rayonnement ambiant, m; rayonnement de fond, m; İng.

background radiation; natural background radiation; natural radiation) müh. Yeryüzü ve kozmik kaynaklar gibi doğal ve/veya nükleer reaktörler gibi yapay nedenlerden dolayı çevrede sürgit var olan ve iyonlaştırıcı da olabilen radyasyon; eşanlam: ardalan ışıması, ardalan radyasyonu.

art arda (Alm. aufeinanderfolgend; Fr. consécutif; İng. consecutive) müh. Bir süreçte bir üçüncü olay araya girmeden sıralı iki olayın birinin bitip diğerinin hemen ardından başlaması.

art işleme (Alm. Nachbehandlung, f; Fr. arrière-traitement, m; post-traitement, m; İng. after treatment; post processing) müh. Ürün hazırlandıktan bir süre sonra üzerinde genellikle ürün ömrünü artırmak, kimi zaman da görünümü güzelleştirmek için yapılan küçük işlemlerin tümü.

artım (Alm. Inkrement, n; Fr. augmentation, f; incrément, m; İng. increment) 1. blşm. Bir sayacın ya da bilgisayardaki bir yazmacın değerini değiştiren miktar. 2. müh. Bir değişkenin iki değeri arasındaki pozitif fark. 3. (Alm. Zuwachs, n; Fr. accroissement, m; İng. increment) tar. Odunsu bitkilerin türlerine özgü doğal ömürleri içinde, çap, taban alanı, boy, hacim, nitelik ve diğer özellikleri bakımından büyümeleri.

artırılmış Lagrange fonksiyonu (Alm. erweiterte Lagrange-Funktion; Fr. Lagrange augmenté; İng. augmented Lagrangian function) müh. Lagrange fonksiyonuna, birinci derece eniyilik şartlarının sağlanması için bir ya da birkaç terim eklenmesi ile elde edilen fonksiyon.

asal model (Alm. kanonisches Modell, n; Fr. modèle canonique, m; İng. canonical model) müh. Herhangi bir uygulama göz önüne alınmadan verilerin, özünde var olan yapısını gösteren model; eşanlam: kanonik model.

asal sayı (Alm. Primzahl, f; Fr. nombre premièr, m; İng. prime number) müh. Yalnızca kendisine ve 1’e bölünen ve 1’den büyük tamsayı.

asimetri (Alm. Asymmetrie, f; Fr. asymétrie, f; İng. asymmetry) müh. Herhangi bir noktasına, eksenine ya da düzlemine göre yansıtıldığında özdeş kalmayan cisimlerin ya da atom, molekül vb. yapıların özelliği, simetri eksikliği; eşanlam: bakışımsızlık.

(12)

asimptot bkz. müh. kavuşma doğrusu.

astronomik gün (Alm. astronomischer Tag, m; Fr. jour astronomique, m; İng. astronomic day) müh. Görünür güneş zamanı veya ortalama güneş zamanına dayanan, aynı tarihteki sivil güne göre öğleni 12 saat daha geç başlayan güneş günü.

aşağıdan yukarı tasarım (Alm. aufbauendes Design; von unten nach oben Design, n; Fr. conception

ascendante; conception de bas en haut; İng. bottom-up design) müh. Bir mühendislik probleminde alt düzeydeki aygıt, bileşen ve algoritmalardan başlayıp ara katları tamamlayarak sonuca ulaşmayı amaçlayan tasarım yöntemi.

aşındırıcılık (Alm. Abrasionsfähigkeit, f; Fr. abrasivité, f; İng. abrasiveness) müh. Bir malzemenin diğer bir malzemeye sürtünmesi sırasında parçacıklar koparma özelliği.

aşındırma (Alm. Abrasion, f; Fr. abrasion, f; İng. abrasion) müh. Aşındırıcı özelliğe sahip sert bir malzemeyle bir yüzeyi şekil vermek ya da bitim işleminin bir parçası çizmek, ovalamak, sürtmek.

aşınma (Alm. Abrasion, f; Fr. abrasion, f; İng. abrasion) müh. Malzeme yüzeylerinin sert bir cisimle veya üzerlerine konan bir yük ile çizilmesi, sürtünme veya ovalanma sonucu bozulması ve yüzeyden malzeme kopması; eşanlam: aşıntı.

aşırı yük (Alm. Überlast, f; Fr. surcharge, f; İng. overload) müh. 1. Bir aygıt, ağ ya da sistemin üzerine kaldırabileceğinden ve kotarabileceğinden daha fazla bindirilmiş yük. 2. Bir elektrik enerji sisteminin sağlayabileceği ya da taşıyabileceği yükten daha fazla olan yük bindirme.

aşkın fonksiyon (Alm. transzendente Funktion; Fr. fonction transcendante; İng. transcendental

function) müh. Tanh(x) veya exp (x) örneklerinde olduğu gibi, değişkenler ve parametrelerin cebirsel bir işlemi olarak belirtilemeyen fonksiyon.

atalet gecikmesi (Alm. Trägheitsverzögerung, f; Fr. retard d'inertie, m; İng. inertial lag) müh. Bir aletin giriş sinyalindeki bir değişiklik anı ile aletin verdiği tepkinin gerçekleştiği an arasındaki zaman farkı.

ataş (Alm. Büroklammer, m; Fr. attache-feuilles, f; trombone, m; İng. paper clip; paperclip) müh. Genellikle çelik telden kıvrılarak yapılmış ve bir deste kâğıdı bir arada tutmaya yarayan alet.

atölye 1. (Alm. Werkstatt, f; Fr. atelier multigamme, m; İng. job shop) endst. Farklı üretim rotalarına sahip işlerin gerçekleştirildiği üretim birimi. 2. (Alm. Werkstatt, f; Fr. atelier, m; İng. workshop) müh. Gerek alet takımlarının tutulduğu gerekse mamul malların bakım ve onarımının yapıldığı yer; eşanlam: işlik.

Auger olayı (Alm. Auger-Effekt, m; Fr. effet Auger, m; İng. Auger effect) müh. Bir atomun iç kabuk boşluklarından biri bir elektronla doldurulduğunda, bu atomdan bir başka elektronun salımlanması olayı.

avadanlık (Alm. Instrumentarium, n; Fr. trousse à outils, f; outillage, m; İng. toolkit; toolset) müh. Bir işi yapmada, bir aracı onarmada kullanılan araç ve aygıt takımı.

ayar levhası (Alm. Abstandsstück, m; Messplättchen, n; Fr. cale de support, f; cale d'epaisseur, f; İng. leveling strip; leveling pad; leveling wedge; shim) müh. Yatak boşlukları, birlikte çalışan motorların ara yüzleri gibi iki yüzeyin birbirine uydurulması, eksene alınması ve boşluklarının giderilmesi için kullanılan ince metal levhalar;

eşanlam: ayar sacı, şim.

aygıt (kim. cihaz) (Alm. Gerät, n; Fr. appareil, m; İng. device) müh. 1. Belirli bir amaç için tasarlanmış mekanik ya da elektriksel araç. 2. Bilgisayar donanımı ya da bilgisayarın işlevselliğini artırıcı bir çevre birimi. 3. Cep telefonu gibi günlük hayatta kullanılan bilgi teknolojisi araçlarından biri.

ayıklayıcı (Alm. Sortiermaschine, f; Sortierer, m; Fr. machine à trier, f; trieur, f; trieuse, f; İng. sortation system;

sorter; sorting machine) müh. 1. Ürünler, bavullar, mektuplar gibi nesneleri özellik ya da hedeflerine göre belirleyip ayıklayan, ayıran sistem. 2. Seçme, ayıklama ve/veya sıralama yapan kişi, aygıt ya da bilgisayar programı.

(13)

ayırıcı özellik (Alm. Charakteristik, f; Eigenschaft, f; Fr. caractéristique, f; İng. characteristic) 1. endst. Bir ürün veya malzemenin fiziksel, kimyasal, görsel, işlevsel ve diğer tanımlayıcı nitelikleri; eşanlam:

karakteristik. 2. müh. Belirli bir topluluk içindeki bireyleri ayırt etmeye yarayan nicel (değişkenler) ya da nitel (öznitelikler) özellikler; eşanlam: ayırt edici özellik.

ayna (Alm. Spiegel, m; Fr. miroir, m; İng. mirror) müh. Işın demetlerini yansıtarak varlıkların görüntüsünü veren yansıtıcı yüzey.

ayna görüntüsü (Alm. Spiegelbild, n; Fr. image au miroir, f; İng. mirror image) müh. 1. Bilgisayar grafiğinde bir imgenin aynadan görünüyormuş gibi üretilmesi. 2. Bir cismin sağ-sol tersliği gösterecek şekilde görüntüsünün aynada yansıması. 3. Yayıncılıkta kitap baskısı için sayfanın aydınger kâğıdına ters bastırılması yöntemi.

ayrık durumlu sistem (Alm. System mit diskreter Zustand, n; Fr. système en états discrets; İng. discrete-state system) müh. Kontrol kuramında sadece ayrık zaman ve genlik değerlerinde tanımlı sistem.

ayrık Fourier serisi (Alm. diskrete Fourier-Reihe; Fr. série Fourier discrète, f; İng. discrete Fourier

series) müh. Sonlu bir dizinin ya da zamanda ayrık periyodik bir işaretin ayrık Fourier dönüşümü ile elde edilmiş frekans bölgesi gösterimi.

ayrık küme (Alm. diskrete Menge; Fr. ensemble discret; İng. discrete set) müh. Her elemanına doğal sayılardan farklı bir sayı iliştirilebilen küme.

ayrık model (Alm. diskretes Modell; Fr. modèle à variables discrètes, m; İng. discrete model) müh. Çıkış değişkenlerinin sadece ayrık değerler aldığı matematiksel ya da hesaplamalı model.

ayrımsama eşiği 1. (Alm. differentielle Wahrnehmbarkeitsschwelle, f; Fr. différence à peine détectable, f; seuil différentiel, m; İng. difference threshold; just discernible difference; just noticeable difference) gıda. Duyusal değerlendirmede bir tadın tanımlanabildiği en düşük derişim. 2. (Alm. Ansprechschwelle des Messgerätes, f; Fr.

seuil de discrimination, m; İng. discrimination threshold) müh. Bir ölçme aygıtının tepkisinde algılanabilir bir değişiklik yaratabilen giriş işaretindeki en küçük değişiklik.

ayrıntılı tasarım (Alm. Ausführungsplanung, f; Fr. conception détaillée, f; İng. detailed design) 1. blşm. Bir yazılım projesinde, işlevsel tasarımdan hareket ederek seçilmiş programlama dilinde kodun yazılmasına kadarki faaliyetler. 2. müh. Bir mühendislik projesinde bir ürünün çizimleri ve üç boyutlu gösterimi dahil vardırıldığı aşama.

ayrışık kümeler (Alm. disjunkte Mengen; Fr. ensembles disjoints; İng. disjoint sets) müh. Kesişimleri boş küme olan kümeler.

ayrıtları farklı yollar (Alm. Pfaden mit disjunkte Kanten, pl; Fr. chemins disjoints en arrêts, pl; İng. edge-disjoint paths) müh. Bir çizgede, bir kaynaktan çıkıp bir hedef noktasına varan ve hiçbir ayrıtı bir diğeriyle ortak olmayan iki yol.

baca 1. (Alm. Strosse, f; Fr. chantier d'abattage, m; chantier d'extraction, m; İng. stope) made. Madencilikte cevher veya kömür damarı içerisinde oluşturulan her türlü yeraltı açıklığı. 2. (Alm. Schornstein, m; Fr. chemineé, f;

İng. chimney; smokestack; stack) müh. Ateşin, motorların yanma gazlarının, gaz oluşumuna yol açan tepkime atıklarının ortamdan uzaklaştırması için yapılan çelik, tuğla, betondan dikey yapı.

bağdaşmayan (Alm. inkompatibel; Fr. incompatible; İng. incompatible) müh. Aralarında uyum olmayan yazılım ya da donanıma ilişkin.

bağıl hata (Alm. relativer Fehler, m; Fr. erreur relative, f; İng. relative error) müh. Mutlak ölçüm hatasının, ölçülen büyüklüğün doğru varsayılan değerine oranı; ölçülmesi istenen X değeri ve elde edilen Y ölçüm değeri için (Y- X)/X oranı.

bağıl vektör (Alm. relativer Vektor; Fr. vecteur relatif; İng. relative vector) müh. Ucunun, başlangıç noktasına göre koordinat değişimini ifade ettiği, ancak kendisinin mutlak bir koordinat sistemine göre ifade edilmediği vektör.

(14)

bağımsız değişken (Alm. unabhängige Variable; Fr. variable independante, f; İng. independent

variable) müh. Bir matematiksel fonksiyonda bağımlı değişkenin aldığı değerin hesaplanmasında kullanılan ve diğer değişkenlerin değerlerine bağlı olarak değişmeyen değişken.

bağıntı (Alm. Relation, f; Fr. relation, f; İng. relation) müh. Matematikte iki kümenin ögelerinin kartezyen çarpımının bir altkümesini oluşturan birinci sıradaki ögenin bir kümeden, ikinci sıradaki ögenin diğer kümeden seçildiği ve belirli bir kuralı sağlayan ikililerin kümesi.

bağlaşım 1. (Alm. Koppelung, f; Kopplung, f; Fr. couplage, m; İng. coupling) blşm. Yazılım mühendisliğinde, program modüllerinin karşılıklı bağımlılığı. 2. (Alm. Ankoppelung, f; Kopplung, f; Fr. accouplement, m; couplage, m; İng. coupling) elk. Genellikle iki devreye ortak olan bir sığaç ya da bobin aracılığıyla, elektrik devrelerinden birinden diğerine işaret ve/veya güç aktarımı. 3. (Alm. Kopplung, f; Fr. couplage, m; İng. coupling) müh. Bir sistem ya da altsistemin başka bir sistemle etkileşmesi.

bağlaşım kaybı (Alm. Kopplungsverluste, pl; Fr. perte de couplage, f; İng. coupling loss) müh. Bir ortamdan başka bir ortama ya da bir devreden başka bir devreye enerji aktarılırken karşılaşılan kayıplar.

bakım (Alm. Wartung, f; Fr. entretien; maintenance, f; İng. maintenance) müh. Herhangi bir sistemin işlevini sürdürmesi veya bir üretim sürecinin en yüksek verimle ve güvenilirlikte sürmesini sağlamak için gerekli onarım ve ayarları içeren hizmetler bütünü; eşanlam: bakım ve onarım.

bakım servisine alma (Alm. Überbrückung bei der Wartung, f; Fr. mise hors service pour entretien; İng.

maintenance bypass) müh. Herhangi bir ekipmanı, aleti, aygıtı, teleiletişim kanalını, onarma, değiştirme, ayarlama ve test etme gibi amaçlarla işlem dışı bırakma.

bakım planı (Alm. Wartungsplan, m; Fr. programme d’entretien, m; İng. maintenance plan) müh. Yazılım ve donanım ürünlerinin, üretim sistemlerinin vb. bakımı için gerekli teknik ve yönetsel yaklaşımları içeren belge.

bakışım (kim. simetri) (Alm. Symmetrie, f; Fr. symétrie, f; İng. symmetry) müh. Bir nesnenin noktaya göre evrilmesi, bir doğru etrafında döndürülmesi ya da bir düzleme göre yansımasıyla kendisi ayırt edilemeyen bir benzerine dönüşebilmesi.

bakışım merkezi (Alm. Symmetriezentrum, n; Fr. centre de symetrie, m; İng. center of symmetry) müh. Bir noktaya göre simetrik bir geometrik şekilde, birbirinin simetriği olan noktaları birleştiren doğruların kesişim yeri;

eşanlam: simetri merkezi.

bakışımlı (kim. simetrik) (Alm. symmetrisch; Fr. symétrique; İng. symmetric) müh. Üzerindeki noktaları belirli düzlemlere, eksenlere veya başka noktalara göre yer değiştirince özdeş biçimde kalan cisimlerin ya da atom, molekül vb. gibi yapıların özelliği; eşanlam: bakışık.

bakışımlı fonksiyon (Alm. symmetrische Funktion, f; Fr. fonction symétrique, f; İng. symmetric

function) müh. Bağımsız değişkenlerinden herhangi ikisi yer değiştirdiğinde fonksiyonun aldığı değerlerin değişmediği fonksiyon; eşanlam: simetrik fonksiyon.

bakışımlı matris (Alm. symmetrische Matrix, f; Fr. matrice symétrique, f; İng. symmetric matrix) müh. Devriği kendisine eşit olan matris, dolayısıyla satırları sütunları ile yer değiştirdiğinde değişmeyen, ögeleri a(i,j) = a(j,i) koşulunu sağlayan matris; eşanlam: simetrik matris.

bakışımsız bağıntı (Alm. unsymmetrische Beziehung; asymmetrische Relation, f; Fr. relation asymétrique, f; İng.

asymmetric relation) müh. Bir küme içindeki ögelerden a, b ile bir bağıntıya sahip olduğunda, b’nin a ile bağıntı içinde olmasının gerekmediği durum; eşanlam: asimetrik bağıntı.

balistik (Alm. Ballistik, f; Fr. balistique, f; İng. ballistics) müh. Mermi ya da füzenin hedefe ulaşıncaya kadar olan devinimini inceleyen bilim dalı; eşanlam: atış bilimi.

balistik kamera (Alm. ballistische Messkamera, f; Fr. chambre balistique, f; İng. ballistic

camera) müh. Astronomide gökcisimlerini, savunma sanayisinde mermi atışını izlemek uygulamalarında olduğu gibi hareket halindeki ışıklı hedeflerin gezingesini belirlemek üzere çok hızlı peş peşe pozlar çeken kamera.

(15)

balistik yoğunluk (Alm. ballistische Dichte, f; Fr. densité balistique, f; İng. ballistic density) müh. Fırlatılan bir cismin hareket yörüngesi üzerinde uçuştaki atmosferik direnç etkisinin aynısını meydana getirecek olan kuramsal atmosferik yoğunluk.

balon grafik (Alm. Blasendiagramm, n; Fr. graphique à bulles, f; İng. bubble chart) müh. Olayların dairelerle, aralarındaki ilişkinin de daireleri bağlayan oklarla gösterildiği veri akış ya da veri yapısı gösterimi.

bant (Alm. Band, n; Fr. bande, f; İng. band) müh. 1. Bir malzemeden kesilmiş ince uzun parça; eşanlam: şerit. 2.

İki sınır değeri arasındaki frekans spektrumu; eşanlam: frekans bandı. 3. Paralel olarak okunup yazılan manyetik ortamdaki izler.

bant genişliği (Alm. Bandbreite, f; Fr. largeur de bande, f; İng. bandwidth) müh. 1. Bir sayısal iletişim sisteminin bit/saniye olarak ölçülen veri iletim hızı. 2. Tipik olarak spektrumun en büyük değerinden aşağı yönde ve yukarı yönde belirli bir yüzde kadar düştüğü frekansların arası olarak hesaplanan, bir devreden, yükselteçten, süzgeçten geçebilen sinüzoidal işaretlerin kapladığı frekans aralığı.

bant matris (Alm. Bandmatrix, f; Fr. matrice bande, f; matrice à bande, f; İng. band matrix; banded

matrix) müh. Sıfırdan farklı elemanları ana köşegeni ve ana köşegenin üstündeki ve altındaki az sayıda köşegeni sıfırdan farklı elemanlar içeren, diğer bütün elemanları sıfır olan matris.

bar 1. (Alm. bar; Fr. bar; İng. bar) müh. 1. 1 mm²'lik bir yüzeye 0,1 Newton'luk kuvvetin dikey olarak etkimesi sonucu oluşan basınç. 2. Yaklaşık olarak 1 atmosfer basıncına ve 105 Pascal'a eşit atmosferik basınç ölçme birimi. 2. bkz. yerb. koyağzı seti.

baret (Alm. Schutzhelm, m; Fr. casque de sécurité, m; İng. hard hat) müh. Fabrika, şantiye gibi ortamlarda çalışanların başlarına giydikleri, metal ya da plastikten yapılmış koruyucu başlık.

barisantr bkz. müh. geometrik merkez.

barometre (Alm. Barometer, n; Fr. baromètre, m; İng. barometer) müh. Atmosfer basıncını gösteren aygıt.

basamak tepki süresi (Alm. Anschwingzeit, f; Fr. temps de réponse à un échelon, m; İng. step response time) müh. Bir ölçme aygıtı veya ölçme sistemindeki bir giriş nicelik değerinin, belirli iki sabit büyüklük değeri arasında ani bir değişime tabi tutulduğu an ile buna karşılık gelen gösterge değerinin nihai bir kararlı değer etrafında belirli bir aralık içinde kaldığı an arasında geçen süre.

basıklık (Alm. Exzentrizität, f; Fr. excentricité, f; İng. eccentricity) müh. 1. Bir konik üzerindeki noktaların odağa ve doğrultmana uzaklıklarının oranı; elips için büyük çapın küçük çapa oranı, merkez kaçıklığı. 2. Verilerin kovaryans analizinde büyük özdeğerin küçük özdeğere oranı.

basınç (Alm. Druck, m; Fr. pression, f; İng. pressure) müh. Bir yüzeyin birim alanına ve yüzeye dik yönde uygulanan kuvvet.

basınç testi (Alm. Druckprüfung, f; Fr. épreuve de pression, f; essai manométrique, m; İng. pressure

test) müh. Bazı ünitelerdeki çatlak, delik boru veya kaçağı saptamak için basınçlı hava, buhar veya su ile yapılan kontrol amaçlı uygulama.

basit kapalı eğri (Alm. einfache geschlossene Kurve; Fr. courbe simple fermée; İng. simple closed curve) müh. Poligon, elips ve daire gibi kendi kendini kesmeyen kapalı eğri.

bastırma oranı (Alm. Unterdrückungsverhältnis, n; Fr. taux de suppression, m; İng. suppression ratio) müh. 1.

Ölçme tekniğinde, sıfırı dışlayan bir ölçme eriminde erimin alt değerinin erim aralığına oranı. 2. Herhangi bir fiziksel süreçte, yapılan işlem sonucunda güç ya da genlik yitimine uğrayan büyüklüğün aslına oranı.

başarım (Alm. Leistung, f; Fr. performance, f; İng. performance) müh. 1. Bir sistemin çalışma biçimi ya da düzeyi.

2. Bir sistemin ya da sürecin, tanımlı maliyet, tamlık, hız, doğruluk gibi ölçütlere uyacak şekilde görevini yerine getirme derecesi; eşanlam: performans.

Referanslar

Benzer Belgeler

▪ Çeşitli yaş grupları , kültürel ve etnik gruplar, sosyoekonomik gruplar , şiddetli ve süreğen ruhsal bozukluklara sahip bireyler ve afet bölgesinde çalışanlar (örn.,

• her ne kadar belirtiler 1,5 yıl sonra azalıyor gibi görünse de, özellikle de insan kaynaklı afetler sonrasında etkilerin çok daha uzun sürebildiği (örn., 6-14

• Doğal afetlerin de arasında bulunduğu travmatik olaylar sonrasında, olumsuz psikolojik etkiler olacağı yadsınamaz bir gerçektir, ancak bilimsel araştırmalarda, travmatik

➢ Yardım çalışmaları sırasında bazı durumlarda yapılan görevden kaynaklı olarak doğrudan bireyin yaşamına yönelik bir tehdit söz konusu olabileceği gibi dolaylı olarak

• Genel olarak, afete maruz kalan insanların çoğu kısa bir süre içinde travmanın olumsuz etkilerinden sıyrılmakta ve uzun süreli olumsuz etkiler (ör., TSSB, Depresyon ya da

Felaket sonrası çevresel zorluklar sadece afete uğramış kişiler için değil psikososyal faaliyet gibi yardım çalışması yürüten ekipler için de risk faktörüdür.. •

Afet ve acil durum hâllerinde; arama, kurtarma, tıbbi ilk yardım, tedavi, defin, salgın hastalıkları önleme, yiyecek, içecek ve giyecek temini, acil barındırma,

Prensipleri: Ortak terminoloji, Modüler Yapı, Hedeflerle Yönetim, Olay Hareket Planlaması, Yönetilebilir Kontrol Alanı, Tesis Yerleri, Kapsamlı Kaynak Yönetimi, Entegre