• Sonuç bulunamadı

Nasrettin Hoca Fıkraları fordítása

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nasrettin Hoca Fıkraları fordítása"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Nasrettin Hoca Fıkraları fordítása

Kép: Wikipedia

(2)

Nasrettin Hoca Eşeğe Neden Ters Binmiş Miért ült Naszreddin fordítva a szamárra?

A török szöveg forrása: https://www.masal.org/nasrettin-hoca-fikralari.html

(3)

Szókinc s

vki felszáll

a villamosra

a buszra a trolira

a biciklire(!)

a lóra (!)

a szamárra (!)

(4)

Szókinc s

fordítva

Ez a férfi fordítva ül a széken.

Kép: Freepik

(5)

Szókinc s

fordítva

Az egyik rohamosztagos fordítva áll a sorban.

Kép: Pixabay

(6)

Günlerden bir gün Hoca, eşeğine binerek, arkasına takılan bir takım insanlarla birlikte, camiden eve dönerken

birdenbire durur, hayvandan iner ve yüzü insanlara dönük olarak eşeğe ters biner, yani semere ters oturur.

Egy nap Naszreddin szamárháton, nyomában egy csoport emberrel hazafelé tartott a mecsetből, amikor hirtelen

megállt, leszállt az állatról, és fordítva szállt vissza a

szamárra, úgy, hogy az arcát az emberek felé fordította, vagyis háttal ült a nyeregben.

(7)

Érdekesség

Melyik

képen látnak nyerget?

„...vagyis fordítva ült a nyeregben.”

Kép: Pixabay

(8)

Szókinc s

szem

Képek: freepik

hát

(9)

Szókinc s

szemben van vkivel

A fiúk szemben állnak egymással.

Képek: freepik

háttal ül valakinek

A gyerekek a kamerának háttal ülnek.

(10)

Günlerden bir gün Hoca, eşeğine binerek, arkasına takılan bir takım insanlarla birlikte, camiden eve dönerken

birdenbire durur, hayvandan iner ve yüzü insanlara dönük olarak eşeğe ters biner, yani semere ters oturur.

Egy nap Naszreddin szamárháton, nyomában egy csoport emberrel hazafelé tartott a mecsetből, amikor hirtelen

megállt, leszállt az állatról, és fordítva szállt vissza a

szamárra, úgy, hogy az arcát az emberek felé fordította, vagyis háttal ült a nyeregben.

(11)

Szókinc s

nyomok

(békanyom, medvenyom, szarvasnyom, macskanyom, madárnyom, őznyom, cipőnyom, lábnyom stb

.

valaki valakinek a nyomában van = valaki valaki után megy / keres valakit (nyomozó = detektív!)

(12)

Bunu görenler yaptığı hareketin nedenini sorarlar. Hoca şöyle der:

-Düşündüm taşındım, eşeğime böyle binmeye karar verdim çünkü saygısızlığı hiç sevmem.

Akik ezt látták, megkérdezték, miért tette ezt.

Naszreddin így szólt.

- Törtem a fejem, és úgy döntöttem, hogy így szállok fel a szamaramra, ugyanis egyáltalán nem szeretem a tiszteletlenséget.

(13)

Siz önüme düşseniz, arkanızı bana dönmüş olacaksınız;

usulsüzlük saygısızlık olur. Ben önde gitsem, size arkamı çevirmiş olacağım ki bu da doğru değildir.

Ha elém kerültök, hátat fogtok nekem fordítani, ami rendkívüli tiszteletlenség lenne. Ha én megyek elöl, én fogok nektek hátat fordítani, ami szintén nem helyes.

(14)

Böyle ters bindiğim zaman ise hem ben önünüzden

giderim, siz de ardımdan gelmiş olursunuz; hem de karşı karşıya bulunuruz!

Ha így, fordítva szállok fel, előttetek megyek és ti mögöttem, mégis szemben leszünk egymással!

Referanslar

Benzer Belgeler

İçinde birden fazla orantının(ters orantı da olabilir, doğru orantı da olabilir) kullanıldığı orantılara “bileşik orantı” denir.. 3) 56 sayısı; birinci

Karaçay halkının yüzyıllar boyunca ağızdan ağza, nesilden nesile aktardığı destanlarını, atasözlerini, bilmecelerini derlemeye ayrı bir özen gösteren Azret Örten,

Nasrettin Hoca ile ilgili en eski kaynak olan Ebu’l-Hayr Rûmî’nin Saltuknâmesi’nde (M. 1495) Sarı Saltuk, Nasreddin Hocaya bir hediye göndererek dua talebinde

Evde kaybettiği yüzüğü evin içi karanlık olduğundan dolayı dışarıda araması; ipte asılı gömleğin rüzgâr sebebiyle yere düşmesinden dolayı içinde

Bir Sufi olan Safiye Erol’a göre de, bir devrimci olan Alain Badiou’ya göre de sanat ve mimarlık işte böylesi bir benlik yitimi ile ilişkilidir.. Benliğini yitiren

Aralarındaki açının esas alındığı ve koordinat sisteminde her vektörün 0 noktasından başlayarak tanımlandığı benzerlik ölçümü yerine, vektörler arasındaki bağıl

Soğanlı ve çok yıllık otsu bitkiler olan ağlayan gelinlerin yurtdışına kaçırılma nedeni içerdikleri kimyasal bileşikler ve süs bitkisi olarak ticari değerlerinin

Hoca’nın şahsında, Türk halkı olarak asırların süzgecinden geçirerek adeta kitlesel kabullere dönüştürdüğümüz değer yargılarımız kadar, yoksulluk,