4.3. DÜNYADA KENTLEŞME
Dünyanın pek çok bölgesinde kentleşme hızla artan bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde insanlar kırsal alanlardan uzaklaşarak şehirlerde yaşamaya başlamaktadır.
Kentlere olan bu hızlı göçün temel nedenleri arasında tarımsal işlerin teknolojik gelişmelerle birlikte daha çok makinelerle yapılması sonucunda kırsal alandaki çiftçiye duyulan ihtiyacın azalmasından kaynaklanmaktadır. (Thorns,2002).
Godbey inde (1997) belirttiği gibi bu hızlı göçün yaşandığı ülkelerin başında Türkiye
gelmektedir. Şöyle ki; 1980 li yıllarda şehirlerde yaşayan insan sayısı toplam nüfusun ancak %44 ünü oluştururken bu oran 1990 da %59 a ulaşmış ve yine bu oranın önümüzdeki
dönemlerde %67 ye ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Toplam nüfus içerisindeki kentsel nüfus oranları bakımından 2002 verilerine göre, Arjantin %88, Avusturya %68, Brezilya %82, Kanada %79, Danimarka %85, Fransa %76, Almanya %88, Yunanistan %61, Rusya %73, Hollanda %90, İngiltere %90, ABD%78, Japonya %79 oranlarında görünmektedir.(Önen,204)
Kentsel yaşamın kalitesi dünya barışı ve refahı için önemli ve kritik
değişkenlerden biridir. Az gelişmiş ülkelerde yaşayan insan nüfusunun çok hızlı bir şekilde artacağı ve 20 milyar veya daha fazla bir nüfusun kentlerde yaşayacağı tahmin edilmektedir. Bu durum tablo 3’de ayrıntılı olarak
Tablo 3. Dünya Bölgelere Göre Kentsel Nüfusun Toplam Nüfus İçerisindeki Oranı %(kaynak:Akt: Önen,2004)
Kentlerde meydana gelen bu büyüme gelişmiş ülkeler içinde aynı olacaktır. Hızla kentleşen bir dünyada insanlar birbirlerinden daha bağımsız olarak yaşayacaklardır. Kentlerde oluşan bu hızlı göç olgusunun en büyük zorluklarından biri de, kente göç eden nüfusun ekonomik zorluklardan dolayı çok uzun zamanlar kentin dış
Kent planlamasını önem kazanması veya daha bir kritik rol alması ile birlikte,
insanların boş zamanları ( sanat , kültür, spor, tiyatro, müzik, kütüphaneler, parklar, doğayı koruma, dışarıda yeme içme ve sosyalleşme) içinde planlama yapılması
gerekliliği ortaya çıkmıştır. Daha önceki dönemlerle karşılaştırıldığında her geçen gün boş zaman hizmetlerinin daha fazla önem kazandığı
anlaşılmaktadır(Godbey,1997).
Kent planlamasını önem kazanması veya daha bir kritik rol alması ile birlikte,
insanların boş zamanları ( sanat , kültür, spor, tiyatro, müzik, kütüphaneler, parklar, doğayı koruma, dışarıda yeme içme ve sosyalleşme) içinde planlama yapılması
gerekliliği ortaya çıkmıştır. Daha önceki dönemlerle karşılaştırıldığında her geçen gün boş zaman hizmetlerinin daha fazla önem kazandığı