Siyasal iletişim bağlamında kamu, kamuoyu ve kamusal alan kavramlarının anlamı. Tarihsel, demokrasi teorisi ve anayasa hukuku açısından bu kavramların anlamı.
Siyasal iletişim bağlamında kamu, kamuoyu ve kamusal alan kavramlarının anlamı. Tarihsel, demokrasi teorisi ve anayasa hukuku açısından bu kavramların anlamı.
Immanuel Kant, Ferdinand Tönnies, Jürgen Habermas, Elisabeth Noelle-Neumann gibi dört önemli düşünür aynı zamanda dört dönemsel evreye vurgu yapmaktadır. Daha yeni isimler
arasında Jürgen Gerhards, Richard Sennett, Friedhelm Neidhardt yer almaktadır.
Immanuel Kant, Ferdinand Tönnies, Jürgen Habermas, Elisabeth Noelle-Neumann gibi dört önemli düşünür aynı zamanda dört dönemsel evreye vurgu yapmaktadır. Daha yeni isimler
arasında Jürgen Gerhards, Richard Sennett, Friedhelm Neidhardt yer almaktadır.
Kamusallık yalnızca konuların ya da meselelerin genel, kamuya açık olması ve gizli olmaması ile ilişkili değildir. Kamusallık aynı zamanda söz konusu bu meselelerin «res publica» ile ilgili olmasını da kapsamaktadır. Siyasal kamu veya kamuoyu denildiğinde de siyasal konularla ilgili kamunun oluşturulabilmesi yani şeffaflığın, müzakerenin, kanaatlerin ve düşüncelerin sağlanabilmesi öne çıkmaktadır.
Kamusallık yalnızca konuların ya da meselelerin genel, kamuya açık olması ve gizli olmaması ile ilişkili değildir. Kamusallık aynı zamanda söz konusu bu meselelerin «res publica» ile ilgili olmasını da kapsamaktadır. Siyasal kamu veya kamuoyu denildiğinde de siyasal konularla ilgili kamunun oluşturulabilmesi yani şeffaflığın, müzakerenin, kanaatlerin ve düşüncelerin sağlanabilmesi öne çıkmaktadır.
Kamuoyu, kamusal bir mesele ile ilgili çoğunluğun kanaatleri olarak anlaşılmaktadır. Ancak bu yaygın tanıma dair çeşitli eleştiriler yükselmiş ve bu tanımın kamuoyunu, kamuoyu araştırmalarının nicel verileri üzerinden tanımladığı ve çoğunluk dışında kalanları dışladığı iddia edilmiştir.
Kamuoyu, kamusal bir mesele ile ilgili çoğunluğun kanaatleri olarak anlaşılmaktadır. Ancak bu yaygın tanıma dair çeşitli eleştiriler yükselmiş ve bu tanımın kamuoyunu, kamuoyu araştırmalarının nicel verileri üzerinden tanımladığı ve çoğunluk dışında kalanları dışladığı iddia edilmiştir.
Yine bu bağlamda en çok gündeme gelen kavramlardan biri kamuoyu araştırmalarıdır. 1930’larda gelişen bir alan olarak kamuoyu araştırmalarının özgün yöntemlerle bireylerin düşüncelerini tespit ederek özel alandan çıkarıp kamusallaştırdığı vurgulanmıştır. Bu yönüyle de kamuoyu araştırmalarına demokratik bir nitelik kazandırılmıştır. Ancak özellikle Bourdieu gibi Fransız düşünürler böyle bir kamuoyu anlayışına karşı çıkmışlar ve
«kamuoyu yoktur» demişlerdir.
Yine bu bağlamda en çok gündeme gelen kavramlardan biri kamuoyu araştırmalarıdır. 1930’larda gelişen bir alan olarak kamuoyu araştırmalarının özgün yöntemlerle bireylerin düşüncelerini tespit ederek özel alandan çıkarıp kamusallaştırdığı vurgulanmıştır. Bu yönüyle de kamuoyu araştırmalarına demokratik bir nitelik kazandırılmıştır. Ancak özellikle Bourdieu gibi Fransız düşünürler böyle bir kamuoyu anlayışına karşı çıkmışlar ve
«kamuoyu yoktur» demişlerdir.
Modern demokrasilerde kamuoyunun özgün ve siyasal süreci etkileyen bir konumu bulunmaktadır. Demokratik yönetimlerin meşruluğu açısından kamuoyu merkezi bir kategoridir.
Kamuoyunun nasıl ve kimlerce oluşturulduğu gündeme gelirken, en bilinen aktörler arasında siyasal uzmanlar, gazeteciler ve anketörler sayılmaktadır.
Modern demokrasilerde kamuoyunun özgün ve siyasal süreci etkileyen bir konumu bulunmaktadır. Demokratik yönetimlerin meşruluğu açısından kamuoyu merkezi bir kategoridir.
Kamuoyunun nasıl ve kimlerce oluşturulduğu gündeme gelirken, en bilinen aktörler arasında siyasal uzmanlar, gazeteciler ve anketörler sayılmaktadır.
Bazı tanımlamalarda kamusal alan açık bir iletişimsel sistem olarak da görülmektedir. Böyle bir yaklaşımda çok sayıda forumlar, karşılaşmalar ve kamusal etkinlikler ile medya öne çıkarılmaktadır. Özellikle Jürgen Habermas’ın çalışmalarından etkilenen Alman araştırmacılar bu bağlamda yaklaşmaktadırlar.
Habermas’ın teorisiyle sistem ve aktör yaklaşımlarının birleştirilmesi çabasıdır.
Bazı tanımlamalarda kamusal alan açık bir iletişimsel sistem olarak da görülmektedir. Böyle bir yaklaşımda çok sayıda forumlar, karşılaşmalar ve kamusal etkinlikler ile medya öne çıkarılmaktadır. Özellikle Jürgen Habermas’ın çalışmalarından etkilenen Alman araştırmacılar bu bağlamda yaklaşmaktadırlar.
Habermas’ın teorisiyle sistem ve aktör yaklaşımlarının birleştirilmesi çabasıdır.
Modern toplumlarda medyanın yönlendirdiği ve hatta inşa ettiği kamuoyundan bahsedilmektedir. Bu çerçevede gazetecilik haber ve etik ilişkisi de gündeme getirilmektedir. Medya gücünün nerede
ve kimler tarafından toplanıldığı araştırılmaktadır. Gazeteciliğin özellikle kamuoyunun oluşumundaki etkileri gündeme
getirilmektedir.
Modern toplumlarda medyanın yönlendirdiği ve hatta inşa ettiği kamuoyundan bahsedilmektedir. Bu çerçevede gazetecilik haber ve etik ilişkisi de gündeme getirilmektedir. Medya gücünün nerede
ve kimler tarafından toplanıldığı araştırılmaktadır. Gazeteciliğin özellikle kamuoyunun oluşumundaki etkileri gündeme
getirilmektedir.
İlgiye değer iki düşünürdür. Burjuva ve Proleter kamusallığından bahsetmektedirler. Eleştirel ve yansıtmacı bir kamusallık fikrinden hareket etmişlerdir. Habermas ile benzer noktalara sahip olmakla birlikte, kamusallığın inşasında bütün yaşamsal ilişkilerin deneyimini önemsemeleri çerçevesinde ayrılmaktadırlar. Yine medya ve medya kamusallığı da üç düşünür arasındaki tartışmaların odak noktalarındandır.
İlgiye değer iki düşünürdür. Burjuva ve Proleter kamusallığından bahsetmektedirler. Eleştirel ve yansıtmacı bir kamusallık fikrinden hareket etmişlerdir. Habermas ile benzer noktalara sahip olmakla birlikte, kamusallığın inşasında bütün yaşamsal ilişkilerin deneyimini önemsemeleri çerçevesinde ayrılmaktadırlar. Yine medya ve medya kamusallığı da üç düşünür arasındaki tartışmaların odak noktalarındandır.
En bilinenlerden biri David Hume. Hume, kamuoyuna siyasal bir anlam yüklemiş, yönetmenin kamuoyuna dayanan bir eylem biçimi olduğunu vurgulamıştır. Siyasal anlamda kamuoyuna meşruluk, denetim ve motivasyon görevleri yüklenmektedir. Kamuoyunun oluşumunda medya kadar sivil toplum örgütlerine de önemli roller tanınmıştır. Karşılıklı rekabet aracılığıyla her birinin siyasal süreçlerde belirli ölçülerde etkileri vardır. Siyasal iletişim faaliyetlerinin çoğu kamuoyuna yöneliktir. Amaç kamuoyunun sınırlı ve bazen de geçici ilgisini çekebilmektir.
En bilinenlerden biri David Hume. Hume, kamuoyuna siyasal bir anlam yüklemiş, yönetmenin kamuoyuna dayanan bir eylem biçimi olduğunu vurgulamıştır. Siyasal anlamda kamuoyuna meşruluk, denetim ve motivasyon görevleri yüklenmektedir. Kamuoyunun oluşumunda medya kadar sivil toplum örgütlerine de önemli roller tanınmıştır. Karşılıklı rekabet aracılığıyla her birinin siyasal süreçlerde belirli ölçülerde etkileri vardır. Siyasal iletişim faaliyetlerinin çoğu kamuoyuna yöneliktir. Amaç kamuoyunun sınırlı ve bazen de geçici ilgisini çekebilmektir.
Dijital teknolojiler ve internet kamuoyunu etkilemiştir. Dijital kamuoyuna olumlu yaklaşanlar kadar olumsuz görüş belirtenler de mevcut. Bu türden gelişmelerin iletişim süreçlerini demokratikleştirdiği gibi yeni meydan okumalar ile karşı karşıya bıraktığının da altı çizilmektedir. Genellikle bu bağlamda Hannah Arendt’in kamusallığı betimleyen iki unsuru gündeme getirilmektedir: herkes tarafından erişilebilir olma ve herkes ile ilgili olma. Bu iki özelliğin internet ve sosyal medyadaki görünümleri incelenmektedir.
Dijital teknolojiler ve internet kamuoyunu etkilemiştir. Dijital kamuoyuna olumlu yaklaşanlar kadar olumsuz görüş belirtenler de mevcut. Bu türden gelişmelerin iletişim süreçlerini demokratikleştirdiği gibi yeni meydan okumalar ile karşı karşıya bıraktığının da altı çizilmektedir. Genellikle bu bağlamda Hannah Arendt’in kamusallığı betimleyen iki unsuru gündeme getirilmektedir: herkes tarafından erişilebilir olma ve herkes ile ilgili olma. Bu iki özelliğin internet ve sosyal medyadaki görünümleri incelenmektedir.