Neoliberal politikalar, insanların ruh sağlığını bozuyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) açıkladığı verilere göre; yeniçağın en büyük hastalıklarından kabul edilen depresyona giren insan sayısı giderek artıyor. Deprasyon dünyada gelecek 10 yıl içinde en çok görülen ikinci hastalık olacak. Verilere göre; dünyada her 5 kişiden birinde destek
alınmasını gerektirecek kadar ciddi psikolojik sorunlar var. Raporda şu noktalara dikkat çekildi: “çocuk ya da yetişkin, dünyada her 5 kişiden birinde ruh sağlığı sorunları var. Son on yılda dünya genelinde psikolojik rahatsızlıklar
nedeniyle acil servislere başvuran kişi sayısı yüzde 5’lik artışla yüzde 11’i buldu.” WHO, ihlallerin başında fizyolojik şiddet, ayrımcılık temel ihtiyaçlar ve mahremiyetin görmezden gelinmesi olduğuna dikkat çekiyor.
Türkiye’de durum vahim
İstanbul Tabip Odası’nda (İTO) düzenlenen basın toplantısında da Türkiye’de ruh sağlığı bozukluğunun arttığı belirtildi. İTO tarafından yapılan bir araştırmaya göre; İstanbul’daki kamu ve üniversite hastaneleri psikiyatri polikliniklerinde hastalara genellikle 10-15 dakikada bir randevu verildiği söylendi. Neoliberal politikalar sonucu ortaya çıkan işsizlik, güvencesizlik, yoksulluk ve şiddetin yeniden üretildiğine değinilen açıklamada, “Bu nedenle yaşanan kayıplar ruhlarımızı devamlı olarak yaralıyor, hasta ediyor” ifadelerine yer verildi.
Uzman sayısı yetersiz
Açıklamada ayrıca, her yüz bin kişiye iki psikiyatri uzmanının ve ruh sağlığı profösörünün düştüğü vurgulandı. Yetkililer, ruh sağlığını bozan şiddet, savaş ve yoksulluk üreten politikalardan bir an önce vazgeçmeye, ruh sağlığı hizmetlerini herkes için ulaşılabilir, nitelikli, eşit ve ücretsiz kılmak adına da acil önlemler almaya davet etti. Ruh Sağlığı Platformu tarafından yapılan açıklamada da depresyon riskinin Türkiye’de önde gelen ruhsal sorun olduğu kaydedildi. Açıklamada, “Her on erkekten ve her beş kadından biri, yaşamları boyunca en az bir kez depresyon geçirme riski altındadır” ifadelerine yer verildi.
Sağlıklı politika şart
Savaşın psikiyatrik bozuklukları artırdığını, insanların savaş neticesinde yaşadıkları acizliği gidermek için kendilerinin de şiddet uygulayıcı konumuna geldiğine dikkat çekilirken, platform isteklerini şöyle sıraladı: “Ruh sağlığının temel koşulu olarak, yalnızca savaşın değil hiçbir şiddetin olmadığı bir normal yaşamı sağlayıcı barışçıl ve güvenli bir toplum düzeni sağlanmalıdır. Sağlık çalışanlarına dönük şiddetin, tüm hastalara verilen sağlık hizmetini olumsuz etkileyeceği gerçeğinden hareketle kalıcı ve etkin önlemler alınmalıdır. Ruh sağlığının korunması bakımından kırılgan gruplar çocuk, kadın ve yaşlılar başta olmak üzere toplumsal düzeyde yaşamın her alanında önlem alıcı düzenleme gerektiren ülke genelinde bir ruh sağlığı politikası düzenlenmelidir.