Zonguldaklılar, çocuklarının geleceği için termik santrallere karşı ayağa kalkıyor.Batı Karadeniz Bölgesinde, Ereğli- Amasra arasındaki 78 kilometrelik hatta 9 termik santral kurulmak istenmesi Zonguldaklıları harekete geçirdi. Sağlıklı yaşam ve çevre haklarına sahip çıkmak amacıyla Yaşanabilir Zonguldak Platformu adıyla bir araya gelen yaşam savunucuları, Zetes 3 termik santraline verilen ÇED olumlu kararının iptali için dava açtı. Davayı gören Zonguldak İdare Mahkemesi, projenin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
Mahkeme termik santralin yürütmesini durdurdu
27 yurttaşın avukat Yakup Okumuşoğlu aracılığıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhinde açtığı davada, bakanlık tarafından projeye verilen 'ÇED Gerekli Değildir' kararının yürütmesinin durdurulması talep edildi. Davayı gören Zonguldak İdare Mahkemesi ise, "dava konusu işlemin uygulanması halinde, Zonguldak Eren 3 Termik Santrali projesi kapsamında inşaat faaliyetlerine başlanabileceği dikkate alındığında, telafisi güç zarar doğurabilecek nitelikte olduğu sonucuna varıldığına" hükmederek projenin yürütülmesini durdurdu.
Kararın ardından Yaşanabilir Zonguldak Platformu'nca yapılan basın açıklamasında, neoliberal kalkınmacılığın Anadolu doğasını yıkarken, Zonguldak'a da ölüm santrallerini reva gördüğü öne sürüldü.
"Yargı sürecinin başındayız"
Platform adına basın açıklaması yapan Kadir Orhan, 'ne pahasına olursa olsun' anlayışı ile Ereğli Kandilli’den Bartın Amasra’ya kadar 78 kilometrelik sahil şeridinde mevcut üç santrale ek olarak beş termik santralin daha planlandığını belirterek, "planlanmış ek beş termik santralin ÇED süreçleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda devam etmektedir.
Bunlardan en son Zetes 3 adı ile bilinen 1320 MW kurulu güçteki Termik santrale 'ÇED Olumlu' kararı verilmiş ve platformumuz tarafından bu proje yargıya taşınmıştır. Yargı sürecinin başındayız. Ama akıl, bilim ve insanlık vicdanı; inanıyoruz ki Zonguldak için, yaşam için en doğru kararı da verecektir" dedi.
500 bin kişi olumsuz etkilenecek
Bölgedeki diğer dört termik santralin Amasra, Saltukava, Kazköy ve Ereğli Kandilli Bölgesi Kireçlik koyunda planlandığı bilgisini veren Orhan, "dokuz termik santral ile 78 km’lik kıyı boyunca havaya toz, gaz, ve kül saçılacaktır. Yaşam alanlarımız, tarım yaptığımız topraklar asit yağmurları ile yıkanacak, ağır metal kirliliğine uğrayacak, besin zinciri yolu hayvnasal gıdalardan, sebzelerden, meyvelerden doğrudan bizlere geçecektir. Öte yandan bizler kalitesiz hava solumaya mecbur kalacağız. Ereğli-Zonguldak-Bartın bölgesinde en 500 bin kişi söz konusu termik santrallerin olumsuz etkilerine maruz kalacaktır. Tamamı işletmeye geçtiğinde saatte 1800 ton kömür yakılması gerekecektir" diye konuştu.
"Yaşamı yok eden kalkınmayı reddediyoruz"
Hiçbir faaliyetin insan yaşamından daha değerli olmadığını dile getiren Orhan, "eğer insan sağlığı riske giriyorsa ne ekonomik faaliyet, ne kalkınmanın bir anlamı vardır! Elektrik modern dünyanın hiç kuşkusuz vazgeçilmez bir
enerjisidir. Ama elektriği üreteceğiz diyerek doğrudan yaşama zarar veriyorsak, yaşadığımız çevreye zarar veriyorsak dönüp yeniden değerlendirme yapmamız gerektiği açıktır. Esas olan yaşamdır. Yaşamı yok ederek, zarar vererek bir kalkınmayı ret ediyoruz" açıklamasında bulundu.
"Çocuklarımız için mücadele etme günü"
Zonguldak ve çevresinin ağır metal kirliliği yönünden dünyanın sayılı bölgelerinden biri olduğunun altını çizen Orhan, açıklamasında ayrıca şunları söyledi: "halen Zonguldak partikül madde kirliliği yönünden ülkenin birinci, dünyanın ise en kirli bölgelerinden biridir. Denizden çekilen devasa miktardaki soğutma suları kirletilmiş olarak yeniden denize verilmektedir. Hiçbir önleyici tedbir olmadan her gün havaya kül, gaz ve toz savrulmaya devam edilmektedir. Bu gün mevcut termikler için günde 15 bin ton kömür yakılmakta, diğer projelerle birlikte bu miktar günlük yaklaşık 40 bin tona yükselmiş olacaktır. Üstelik bunun toplamda ez günlük 30 bin tonu da ithal olacaktır. Her bir faaliyet birbirinden bağımsız ÇED süreçlerine tabi tutulmaktadır! Kümülatif toplamda 9 adet termik santralin çevresel etkisi görmezden gelinmektedir! Bu gerçeklik karşısında yaşamlarımız için, çocuklarımız için, yaşadığımız çevre için şimdi bu gün mücadele etme günüdür."
Yusuf Yavuz-9-4-13
