• Sonuç bulunamadı

Prof. Dr. Ülker Öktem FEL 214 İslam Felsefesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Prof. Dr. Ülker Öktem FEL 214 İslam Felsefesi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Prof. Dr. Ülker Öktem FEL 214 İslam Felsefesi

1

XIV.Ders: İbn Rüşt’ün Allah ve Alem Görüşü: İbn Rüşt, kendinden öncekilerden ve bilhassa İbn Sina’dan alemin ezelden mütegayyir (değişken) olduğu hakkındaki görüşü ile ayrılır. Ona göre alem, ezeli bir birliktir; ona yokluk (adem) veya çeşitli unsurlar izafe edilemez. Yokluktan var olma veya var olduktan sonra tekrar yok olma söz konusu değildir. Alemin ezelden mütegayyir (değişken) olması, hareketin de ezeli olmasını gerektirir. Bu da ezeli bir muharrik ihtiyacını doğurur (Aristoteles’in ilk muharriki hatırlansın). İbn Rüşt, İlk Muharrik’in, yani Allahın mahiyeti ile feleklerin akıllarının (ukulu’l-eflak) mahiyetini akl olarak görür; bunda kesret yoktur. Allahın zatında varlık ve oluş; akl ve makul (akl edilen) birdir. Mebde (başlangıç) Allahtır, ilk formdur; her şeyin gayesidir; alemin nizamıdır; bütün zıtların buluşma yeridir; O, varlığın en yüksek derecesi olan küll’dür.’ Böylece iki çeşit varlık olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz: Birisi, başkasının hareketiyle müteharrik (hareketli), diğeri de muharrik (hareket ettiren) ve zatı gereği gayrı müteharrik (hareketsiz) olandır. İbn Rüşt’e göre, alem ne kadim varlığın (Allah) ne de hadis varlıkların bütün özelliklerini kendinde toplamıştır; tersine bir bütün olarak alem, birbirinin zıddı olan kadim ve hadis varlıkların bazı özelliklerini taşıdığı için onu kadim saymak mümkün olmadığı gibi, gerçek anlamda hadis saymak da mümkün değildir. Buna göre, alem, kadim varlık ile muhdes varlıkların arasında yer almaktadır. Şöyle ki: o iki varlık türü birbirinden tamamen farklı, hatta birbirine zıt olmasına karşın, alem bir fail tarafından var edilmiş olması bakımından muhdes varlıklara, zamanla ilişkisi bulunmaması ve bir başka şeyden meydana gelmemesi bakımından da kadim varlığa benzemektedir. Alemin kadim mi yoksa muhdes mi olduğu konusundaki tartışmalar da filozofumuza göre, işte bu çift yönlü benzerlikten kaynaklanmaktadır. İbn Rüşt, ‘alem kadim midir hadis midir ‘ meselesinde, alemin bir faili bulunduğu gerçeğini ön şart olarak koymuştur. Bu nedenle, mesele, alemin şu ya bu şekilde mevcud olan bir şeyden yani bir ilk prensipten mi yoksa mutlak yokluktan (el-ademü’l-mahz) mı yaratıldığı meselesine dönüşmüştür.

Referanslar

Benzer Belgeler

Askusları çift çeperli ve askokarp tipi ascostroma olan türler çilek yaprak lekesi hastalığını oluşturan Mycosphaerella fragariae, hububatta yaprak lekesi oluşturan

Razi’nin felsefesini esas olarak, Tanrı, ruh, madde, zaman ve mekan (beş ezeli şey) hakkında söyledikleri karakterize eder.. Biri, pasif

Bunları da şöyle açıklamıştır: Eğer akıl yürütme, kesinliğe götürürse, o, burhani (ispatlayıcı); iyi niyet yoluyla kesinliğe benzer bir anlayışa götürürse,

Hikmet ise, gerçek varlığın bilgisine ermek, varlıkların uzak sebeplerini bilmek, en üstün bilgi ile varlıkların en üstününü bilmek, aklın en üstün bilgi ile

Daha sonra, Ebu Bekr el-Berki adlı bir din bilgini, kendisinden felsefi ilimleri açıklayan bir kitap yazmasını istemiş, o da yaklaşık yirmi cilde varan

İbn Sina sadece İslam dünyasında değil, aynı zamanda kendisinden büyük ölçüde etkilenen Aquino’lu St.Thomas ve Albertus Magnus (Büyük Albert) sayesinde Ortaçağ

Felsefi planda, Hayy bin Yakzan, İbn Tufeyl’in bilgi teorisinin parlak bir tasviridir.. Bu teori bir yandan Aristoteles’in felsefesini Yeni Platoncu felsefeyle uzlaştırmak

İbn Rüşt, eserine, felsefe yapmanın İslam hukukuna göre caiz olup olmadığını, şeriat tarafından tavsiye veya emredilip emredilmediğini ele alarak başlar..