• Sonuç bulunamadı

Türk Tıp Öğrencileri Birliği GÖRÜŞ BİLDİRGESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Türk Tıp Öğrencileri Birliği GÖRÜŞ BİLDİRGESİ"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk Tıp Öğrencileri Birliği GÖRÜŞ BİLDİRGESİ

Okullarda Cinsel Sağlık ve Cinsellik Eğitimi Verilmesi

Türk Tıp Öğrencileri Birliği 2019 Genel Kurulu, Afyonkarahisar, Türkiye Kabul Ediliş Tarihi: 12/05/2019

Geçerlilik Tarihi: 12/05/2024

ÖZET

Ülkemizde cinsellikle ilgili kapsayıcı bir eğitim müfredatının olmaması; yüksek erken gebelik oranları, HIV gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların daha kolay yayılması, cinsel istismar karşısında çocuklarımızın kendilerini nasıl savunması gerektiğini bilmemesi, çocuklarımızın ergenliğe geçiş dönemlerinde vücutlarında meydana gelen değişimleri anlamaması, gençlerimizin toplumsal cinsiyet rollerine uymadıklarını hissettiklerinde ne yapacaklarını bilmemesi dahil daha birçok soruna yol açabiliyor. Türk Tıp Öğrencileri Birliği olarak bizler, cinsel sağlığın öneminin; ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerde kapsamlı bir eğitimle vurgulanması bu sorunların çözümünde bir numaralı etken olacağını düşünüyoruz. Bildiride de aktarıldığı üzere birçok ülkelerde verilen “Cinsel Sağlık ve Cinsellik” eğitimlerin eldeleri açıkça görülmektedir ve Türkiye'de de bu eğitimler acilen verilmeye başlanmalıdır.

TurkMSIC olarak biz, birçok ülkede uzun yıllardır yapılan ve son derece önemli olduğuna değindiğimiz cinsel sağlık eğitiminin, belirlenecek hedef ve kazanımlar sonrasında, bireylerin yaşlarına ve dahil olunan toplumun sosyokültürel yapısına uygun olarak müfredattaki yerlerinin belirlenmesi, eğitim programına yerleştirilmesi, cinsel sağlık eğitiminde eğitmenlerin rollerinin belirlenmesi ve bu süreç boyunca kullanılacak alternatif öğretim şekilleri gibi konuların üzerinde uzman kişilerce durularak ülkemizde eğitim programına nasıl kazandırılacağını programlamayı amaçlamaktayız.

GİRİŞ

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) cinsel sağlığı “Cinsellikle ilgili zorlamanın, ayrımcılık ve

(2)

şiddetin olmadığı; fiziksel, sosyal ve ruhsal olarak iyilik hali.” olarak tanımlamaktadır.

Cinselliğin bu denli konuşulmaması ve saklanılarak yaşanması, beraberinde kaçınılmaz olarak cinsel sağlığın öğrenilememesini, geliştirilememesini ve korunamamasını getirmektedir. Bu sebeplerle çocuklara/ gençlere cinsel sağlık üzerine sağlıklı seçimler yapmalarını sağlayacak ve cinselliğin doğal bir biyolojik süreç olduğu anlayışını

kazandıracak eğitimler verilmelidir.

SIECUS (Sex Information and Education Council of United States) tarafından yayınlanan cinsel eğitim rehberine göre cinsel sağlık eğitimi, “Kimlik, ilişkiler ve mahremiyet hakkında yaşam boyu süren bir bilgi edinme; değer, tutum ve inanç oluşturma süreci” olarak tanımlanmıştır. Diğer kaynaklara göreyse cinsel eğitim şu şekilde tanımlanmaktadır: "Cinsel eğitim bir var olma sorusudur, bir özbilinç ve değer oluşturma süreci, bir değişim, özgürlük ve sevgi eğitimidir. Kısaca cinsel eğitim geçmiş, gelecek ve şu andaki yaşama yönelik bir eğitimdir.” Bu görüşler de cinsel sağlık

eğitiminin toplumsal ve bireysel bazda gerekliliğinin farkına varmak açısından önemlidir.

Yapılan araştırmalar sonucu edinilen verilere göre cinselliğin aile kurumunda konuşulmaktan kaçınıldığı, toplum içinde ayıp olarak karşılandığı ve cinsel kimlik veya yönelime sahip bireylerin toplumdan ayrıştırıldığı gözler önüne serilmektedir. Çocukların / gençlerin cinselliği sosyal ortamlarda kulaktan dolma bilgiler ile öğrenmelerini

beklemek son derece yanlıştır. Çocukların bu tarzda bir öğrenime mecbur bırakıldığı toplumlarda cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların, cinsel istismarın, istenmeyen gebeliklerin ve bunun beraberinde gelen kontrolsüz kürtajların sayısındaki artış kaçınılmaz olmaktadır. Bu koşullarda okullarda cinsellik eğitiminin şart olduğu görülmektedir. Bu cinsel sağlık eğitimleri, üreme sistemini öğretmek gibi yüzeysel bilgilendirmeler ile sınırlı tutmayıp gençlerin yaşamları boyunca cinsel hayatlarında bilinçli tercih yapmalarını, kendilerine özgü toplum baskılarından sıyrılarak cinsel bilinç oluşturmalarını ve cinsel sağlığın geliştirilip korunmasını sağlayacak boyutta olmalıdır.

Finlandiya, Danimarka, İngiltere, ABD, Almanya ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerde cinsellik eğitimi geçtiğimiz yüzyıldan beri belirli sistemlere oturtulmuş olarak

uygulanmaktadır. Ülkemizde ise bazı özel kurumlar ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) işbirliği ile yürüttüğü projeler dışında ulusal eğitim müfredatında cinsel sağlık ile ilgili herhangi bir ders, içerik ya da uygulama bulunmamaktadır.

Gençler ergenliğe geçiş ve yetişkinliğe adım süreçlerinde pek çok kaynaktan kafa karıştırıcı ve yanlış bilgiler almaktadır. Bu durum, cinsiyet temelli şiddet, erken ve istenmeyen gebelikler, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların oranının artması, cinsiyet kimliği ayrımcılığı gibi biyopsikososyal sorunlara sebep olmaktadır.

UNESCO'nun UNAIDS, UNFPA, UNİCEF UNWomen ve WHO ile ortak olarak hazırladığı ve 2018 yılında revize ettiği "International Technical Guidance on Sexuality Education/Cinsellik Eğitimi Uluslararası Teknik Rehberi"ne göre cinsellik eğitiminde

(3)

eşit derecede önemli ve vazgeçilemez olan sekiz anahtar konsept bulunmaktadır:[1]

1. İlişkiler

2. Değerler, haklar, kültür ve cinsellik 3. Cinsel kimliği anlamak

4. Şiddet ve güvenlik

5. Sağlıklı ve iyi yaşam becerileri 6. İnsan bedeni ve gelişimi 7. Cinsellik ve cinsel davranış 8. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı

Kapsamlı cinsellik eğitimi, insanların daha erken yaşlarda; cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, istenmeyen gebelikler, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli şiddet, cinsiyet eşitsizliği gibi konularda bilinçli olmasını aynı zamanda hem kendisini hem de toplumu farkındalık açısından geliştirmesini sağlamakta; insanların primer olarak insan haklarına, cinsiyet eşitliğine, farklılıklara saygı çerçevesinde yetişmesini ve de sağlıklı ve pozitif insan ilişkileri kurmalarına yardımcı olmaktadır.

Cinselliği kavramsal, duygusal, fiziksel ve sosyal yönünden öğrenmek bireylerin özgüvenine ve kimlik gelişimine destek olurken toplumda da cinsiyet temelli ve özel ilişkilerdeki şiddetin ve ayrımcılığın azalmasını ve önlenmesini sağlamaktadır.

12-13 yaşlarından itibaren öncelikle kadınlarda başlayan cinsel organ gelişimleri ve sonrasında oluşan menstruasyon periyodu ile ergenlik dönemi başlamaktadır. Bu dönemlerde kadınlar ve erkekler birbirlerinden farklı olduklarını net bir şekilde fark ederler.

Toplumumuzdaki ergenliğe yeni giren genç bireylerde görülen en ciddi sorunlardan biri ise cinsiyetlerin birbirlerinden farklı olmasının bu bireyler tarafından fark edilmesi sonucunda ortaya çıkan cinsiyet ayrımcılığı ve cinsiyet üstünlüğü kavramlarıdır. Bu süreçte bireylere primer olarak cinsiyetlerin birbirlerinden farklı fizyolojik özelliklere sahip olduğu fakat aynı hak ve özgürlüklere sahip olduğu anlatılmalıdır.

Bu eğitim sürecinde basit bir biçimde genital organlar, cinsiyet hormonları ve bunların kişinin ruhsal durumumu nasıl etkilediği açıklanmalıdır. Bunların yanı sıra bireylerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinin farklı olabileceği, farklı cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği sahibi insanların haklarının eşit olduğu öğretilmelidir.

Bu eğitimlerde dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar yaş grubuna uygun, doğru yaklaşımlarla eğitim verilmesi; cinsel yönelim-cinsiyet kimliği kavramlarının atlanmaması ve doğru bir biçimde açıklanması olmalıdır.

Cinsellik eğitimi, cinsel aktiviteyi; riskli cinsel davranışları ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları arttırmadığını kabul etmemiz gerekmektedir.[2] Aksine bu eğitimi alan her iki cinsiyetten de bireylerin eğitimi almayanlara göre ilk cinsel ilişkiyi daha geç yaşadıkları, ve ilk ilişkilerinde kontrasepsiyon kullanım oranının daha yüksek olduğu birçok çalışmada

(4)

gösterilmiştir. [3]

ANA METİN

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), cinsel sağlığı “Cinsellikle ilgili zorlamanın, ayrımcılık ve şiddetin olmadığı; fiziksel, sosyal ve ruhsal olarak iyilik hali.” olarak tanımlamaktadır.

Cinselliğin bu denli konuşulmaması ve saklanılarak yaşanması, beraberinde kaçınılmaz olarak cinsel sağlığın öğrenilememesini, geliştirilememesini ve korunamamasını getirmektedir. Bu sebeplerle çocuklara/gençlere cinsel sağlık üzerine sağlıklı seçimler yapmalarını sağlayacak ve cinselliğin doğal bir biyolojik süreç olduğu anlayışını

kazandıracak eğitimler verilmelidir.

Cinsel sağlık eğitimi sayesinde bireylere, hem partnerlerinin bedenlerine hem de kendi bedenlerine yönelik bilgi edinme; bunun sonucunda kendine güven duyma, partneriyle kurduğu ilişkilerde sorumluluk ve bilinç kazanma, etrafındaki bireylerin cinselliklerine saygı duyma, sağlıklı ve düzeyli ilişkiler kurma, karar verme ve hayır diyebilme, doğru-yanlış bilgileri ayırt etme, cinsel sağlık ve üreme sağlığı bilinci kazanma, cinsel baskılara, toplumsal cinsiyet rollerine, kalıplanmış beden imgelerine karşı durma ve kendi yönelimlerini savunma yetileri kazandırılmış olacaktır.

Dünyada Cinsellik Eğitimi

Ülkemizde cinsellik konuşulmaktan kaçınılan bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Dolayısıyla ülke bazında etkili bir cinsellik eğitim politikasının varlığından söz etmek henüz mümkün değildir. Oysa cinsellik eğitiminin gerek bireysel gerek toplumsal açıdan Türkiye'ye pek çok yararının olacağı göz ardı edilemez bir gerçektir. İsveç, Fransa, Danimarka gibi gelişmiş dünya ülkelerinde cinsel sağlık ve cinsellik eğitiminin zorunlu olduğu; ülkemiz için de bu eğitimin son derece gerekli olduğu göz ardı edilmemelidir.

Diğer ülkelerdeki cinsel sağlık ve cinsellik eğitiminin incelenmesi, Türkiye’de bu konuda emsal teşkil edeceğinden son derece önemlidir.

UNESCO tarafından 2015 yılında hazırlanan "Yapılandırılmış Cinsel Sağlık Eğitimi" kitapçığında cinsellik eğitimine dair bölgesel politikalar aşağıdaki gibi listelenmiştir:

Asya Pasifik: 25 ülkeden 21’i, ulusal HIV stratejileri/ planları eğitimin rolüne atıfta bulunmuş; birçoğu okula giden gençleri hedeflemiş, öğretmenlerin kapasitelerinin geliştirilmesinden bahsetmiş, HIV ve yaşam becerileri eğitimini teşvik etmiştir. Kamboçya ve Papua Yeni Gine eğitim sektörüne yönelik HIV politikaları oluşturmuştur.

(5)

Doğu Avrupa ve Orta Asya: Değerlendirme kapsamındaki tüm ülkelerin - Özbekistan, Kazakistan ve Rusya Federasyonu hariç olmak üzere - yapılandırılmış cinsel sağlık eğitimini destekleyen, HIV ve cinsel sağlık ve üreme sağlığı eğitimi ana odak olmak üzere, yaşam becerilerine dayanan sağlık eğitiminin verilmesinde bir mihenk taşı oluşturan ulusal politikaları bulunmaktadır.

Batı ve Orta Afrika: Değerlendirmedeki çoğu ülke, yaşam becerisine dayalı HIV ve cinsel sağlık eğitimi verilmesine fırsat tanıyan bir ortam temelli stratejilerin

tamamladığı, HIV ve AIDS ile ilgili eğitim sektörü politikalarına sahiptir.

Latin Amerika ve Karayipler: 2008 yılında sağlık ve eğitim bakanları, ergen dostu üreme sağlığı hizmetlerinin mevcudiyetini artırmayı uygun bulmanın yanı sıra okul temelli ulusal cinsel sağlık ve HIV eğitimini himaye etme sözü veren bir deklarasyon imzalamışlardır.

Doğu ve Güney Afrika: 2013 yılının Aralık ayında 20 ülkeden sağlık ve eğitim bakanları tüm gençlerin yüksek kalitede, kapsamlı, yaşam becerilerine dayalı HIV ve cinsel sağlık eğitimine, genç dostu uygun sağlık hizmetlerine erişimini sağlayacak belirli hedefler koyarak; ergenler ve gençler için yapılandırılmış cinsel sağlık eğitimi, cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine yönelik bakanlık düzeyinde kararlılık sözü vermiş; bunu teyit etmiştir.

Çocuk Cinsel İstismarı Vakalarının Önüne Geçmek

Adli Tıp Kurumu'na her ay ortalama 650 çocuk cinsel istismar vakası gönderilmektedir. Adliyelerdeki her 4 tecavüz vakasının 1'inin çocuklara yönelik olduğu görülmektedir.[4] Bu verilerin ışığında Türkiye’de çocuk cinsel istismarının çok yüksek bir seviyede olduğunu açıkça vurgulanmaktadır. Çocuklarda cinselliğin tabu olarak görülmesi, cinsel bir istismar sonrasında bunun utanç verici olduğunu

düşünerek yaşananları saklamasına sebebiyet verebilir. ‘Kapsamlı Cinsellik Eğitimi’ ile çocuğa erken yaşlarda hangi bölgelerin kişiye özel bölgeler olduğu, başkalarının bu bölgelere izinsiz dokunmaması gerektiği öğretilmelidir.

İstenmeyen Hamilelik Oranlarının Düşürülmesi

Genç, ergen annelerin eğitim olanaklarına erişememesi ve ileriki hayatlarında düşük sosyo- ekonomik düzeyde olmaları yaşıtlarına göre daha olasıdır.[5] Genç, ergen hamile kadınların düşük yapma, ölü doğum yapma, anne hastalıklarına yakalanma oranları ise olgun hamile kadınlara göre daha fazladır.[6]

Türk Tıp Öğrencileri Birliği olarak bizler Türkiye’de ‘Kapsamlı Cinsellik Eğitimi’

(6)

verilerek bu tür sorunların önüne geçilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Diğer ülkelerin eğitim müfredatlarında bulunan ‘Kapsamlı Cinsellik Eğitimi’ bizlere bu eğitimin ne kadar etkili ve önemli olduğunu göstermektedir. Bu eğitiminin ana okullarda başladığı Hollanda, dünyadaki en düşük ergen hamileliği vakalarına ev sahipliği yapmaktadır.

(15–19 yaş aralığındaki her 1000 kadından 4.8’inde) [7]

LGBTİ+ Bireylerin Topluma Kazandırılması

Türkiye’deki LGBTİ+ bireyler sürekli nefret eylemlerinden muzdarip durumdadır.

Bu durum, çocuklar arasında kendini cinsiyetçi ve homofobik şakalaşmalarla da

göstermektedir. Büyükleri ve akranları tarafından cinsiyet temelli şakalara maruz kalan çocuklar, cinsel yönelim ve hislerinin yanlış olduğu fikrine kapılıp kendilerini suçlu hissetmektedir.

Türkiye’de görülen homofobi*, transfobi** veya diğer fobilerin ana nedeni toplumun bu konu hakkındaki bilinç seviyesinin düşük olmasıdır. Bizler, Türk Tıp Öğrencileri Birliği olarak tüm okullarda verilebilecek olan bir kapsamlı eğitimin, toplumdaki bilinci arttıracağı görüşündeyiz. Toplumdaki tabuları, Cinsel Sağlık ve Cinsellik konusunda da kırmak, üzerimize düşen büyük görevlerden biridir.

Bizler geleceğin tabipleri olarak;

MEB’i

 İlkokul, ortaokul, lise zorunlu müfredatlarına her okul seviyesine uygun, alanında uzman kişilerce hazırlanmış bir ‘Kapsamlı Cinsellik Eğitimi’

eklemeye

YÖK’ü

 Tüm üniversitelerde seçmeli ders olarak ‘Kapsamlı Cinsellik Eğitimi’

okutulmasını sağlamaya

Sivil Toplum Kuruluşlarını

 Devletle işbirliği içinde çalışıp gerek eğitimin düzenlenmesinde yardımcı olma gerekse toplumu bu konu hakkında bilinçlendirme çalışmalarına katkıda bulunmaya

Tıp Öğrencilerini

(7)

 ‘Kapsamlı Cinsellik Eğitimi’ konusunda gerekli farkındalığa ulaşmaya ve gelecekteki doktorluk hayatları boyunca, toplumun sağlık bekçileri olarak bu farkındalığı hastalarına aktarmaya davet ediyoruz.

* Homofobi: Eşcinsellere ya da eşcinselliğe karşı duyulan nefret, korku, hoşnutsuzluk ya da ayrımcılıktır.

**Transfobi: Transeksüellere ya da travestilere karşı duyulan nefret, korku, hoşnutsuzluk ya da ayrımcılıktır.

Kaynakça

[1] : https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000260770 sayfa 35-36 [2] : UNESCO, 2009; Fonner et al., 2014; Shepherd et al., 2010

[3]:https://www.guttmacher.org/article/2012/10/consequences-sex-education-teen-and- young- adult-sexual-behaviors-and-outcomes

[4] Çocuk İstismarına Yönelik Rapor, İMDAT, 2016

[5] Hoffman, Saul D. (2006). By The Numbers: The Public Costs of Teen Childbearing.

Washington, DC: National Campaign to Prevent Teen and Unplanned Pregnancy.

[Online]. http://www.thenationalcampaign.org/resources/pdf/pubs/BTN_Full.pdf [6] Luker, Kristin. (1996). Dubious Conceptions: The Politics of Teenage

Pregnancy. Cambridge, MA: Harvard University Press.

[7] Berne, Linda & Barbara Huberman, eds. (1999). European Approaches to Adolescent Sexual Behavior and Responsibility. Washington, DC: Advocates for Youth. [Online]. http://www.advocatesforyouth.org/storage/advfy/documents/

european.pdf

Referanslar

Benzer Belgeler

Dolaylı ayrımcılık: Herkes için aynı şekilde geçerli ve görünüşte tarafsız olan, ancak bazı kişi ve gruplar üzerinde diğerlerinden farklı olarak veya diğer gruplardan

• HPV genellikle cinsel yolla, enfekte kişilerin deri ve mukoz membranlarına direkt temas ile

Kapsamlı bir eğitim alan bir gönüllü e- kibi ve bir ekip sorumlusu tarafından yürütülen Danışma Hattı, LGBTİ+ danı- şanlara cinsiyet kimliği ve cinsel yöne- lim

Diğer parenteral üçüncü jenerasyon sefalosporin (Örn: seftizoksim veya sefotaksim) + doksisiklin 100mg, oral, 2x1, 14gün, metronidazol 500mg, oral, 2x1, 14 gün ile birlikte.

Etik değerlendirmesi Çokar ve arkadaşları tarafından yapılmış olan (12) evlenme muayeneleri ile ilgili mevzuat maddeleri çerçevesinde Barış ve Aras

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2005 yılında yaptığı tahminlere göre, 15-49 yaş arasındaki bireylerde tedavi edilebilir CYBH’ın (sifiliz, gonore, klamidya

Chlamydia infeksiyonları- nın laboratuvar tanısında en iyi yöntem olarak bilinen hücre kültürü, günümüzde yerini özgül- lüğü ve duyarlılığı daha yüksek, çabuk

Son dönemdeki çalışmalarda HCV enfekte erkeklerde sperm miktarında azalma, anormal morfoloji ve düşük motilite gözlenmiştir (Şekil 2b, Tablo 2) (3).. Viral