• Sonuç bulunamadı

- Number 45 URUMU OOPERATIFOLIK°

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "- Number 45 URUMU OOPERATIFOLIK°"

Copied!
49
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ORK

OOPERATIFOLIK°

URUMU

Sayı - Number 45 Temmuz - Ağustos - Eylül

1979

July - August - September

(2)

THE TURKISH CO-OPERATIVE ASSOCIATION was founded at Istanbul Uni- versity in the year 1931, ender the name of the Turkish Co-operative Society (Türk Kooperatifçilik Cemiyeti).

Its headquarters was moved to Ankara in late 1933, and at the beginning of 1934 amended its Statutes in conformance with the conditions prevailing at that date.

The Society changed its name as the «Turkish Co-operative Association» in 1948, and amended its Statutes in conformance with the Law on Associations No. 3512.

The General Assembly of the Association convened on 30th May, 1964 and resolved that in the light of its 33 years of experience and in accordance with the requirements of the planned economy era, the Statutes of the Association should be re-written. The new Statutes draw up accordingly were reviewed and adopted by the General Assemly at its meeting on 27th June, 1965.

The Government deciared it as an Association Serving Public Interest in 1946. The subject which the Association is concemed, is theoretical and practical co-operative work. Its object is to propagate co-operative ideas in theoretical and practical fields, to promote the co-operative spirit and ideas, and to support

activities in this direction.

In order to achieve the objects outlined in its statutes, the Association anga- ges in the following activities :

a. Conduct or cause to be conducted research on the subject of co-operative movements, commission its members or other scholars, experts and authors to write articles and books and prepare summaries of articles and books on subjects pertaining to co-operative movements and publish them.

b. Prepare or cause to be prepared standard statttes for the various types of co-operatives.

c. Make contacts nationally or internationally among all types of public and private agencies, organizations, associations and persons on the subjects related to co-operafives,movements, legislation and applications, and express its opinion on tnese subjects either directly or on request.

d. Convene academie meetings and arrange co.operative weeks, festivals and general co-operative conventions.

e. Conduct lectures, courses, seminars and general knowledge competitions in different parts of the country on the subject of co-operatives.

f. Join as member those international organizations and associations whose objects are similar to its own.

g. Set up a library in the headquarters of the Association, closely connected with the co-operative movement concept, legislation and application and com-

posed of books, periodicals and brochures in Turkish and foreign languages.

h. Participate in the conventions of international co-operative organizations, attend the conferences to be arranged by such organizations and make the Tur-

kish co-operative movement commonly known.

j. Make endeavours to ensure that the concept and application of the co-ope- rative movement is widely diffuses, that it develops and takes root, that it is

included in the curricula of vocational schools, that chairs on the co.operative movement are instituted in the universities, academies, schools and that institutes specializing in the co-operative movement are founded.

k. Support and sustain the activities and enterprises of existing co-operativeı act as guide to them in every respect, and at the request of the member co-ope- ratives as well as assist co-operatives in solving their management problems.

pecya

(3)

IMATINIUK

ÜÇ AYLIK KOOPERATİF İNCELEMELER DERGİSİ

Sayı : 45 TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL - 1979

- Kooperatifçiliğin Kaynağı Olarak Ahilik .... Nail TAN

— Türkiyede Tarımsal Amaçlı Kooperatifçi-

lik Hikmet BİÇENTÜRK

— Tarım Satış Kooperatiflerinin Sorunları ve

Çözüm Yolları Bekir ONAR

- Gıda, Enerji, istihdam, Nüfus Sorunları

ve Şehirleşme Hızının Yayaşlatılması Za- Yazan : Lester BROWN

rureti Çeviren: İsmail Orhan TÜRKÖZ

Türk Kooperatifçilik Kurumu Tarafından Üç Ayda Bir Yayınianır.

Sayısı : 20,— TL.

Yazışma Adresi : Türk Kooperatifçilik Kurumu Mithatpaşa Caddesi 38/A Yenişehir-ANKARA Türk Kooperatifçilik Kurumu Adına imtiyaz Sahibi :

Feyzi HAUCI

Yazı Işleri Sorumlu Müdürü Doç. Dr. Rasih DEMIRCI

Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

Dizildiği ve Basıldığı Yer

ŞARK

Matbaası — Ankara Basım Tarihi : 11/10/1979

pecya

(4)

CO-OPERATION

Number : 45 JULY - AUGUST - SEPTEMBER - 1979

"Ahl's" As The Source Of Cooperatıves Nail TAN Cooperatıves Dırected Towards Agrıculture

In Turkey Hikmet BİÇENTÜRK

Problems And Ways Of Solutıon For Agrıcul

tural Sales Cooperatıves Bekir ONAR The Necessıty Of Slowıng Down The Rate

Of Urbanızıng And Problems Of Food, Energy, Yazan : Lester BROWN

Employment And Populatıon Çeviren : İsmail Orhan TÜRKÖZ

Ouarterly Published by the Turkish Co operative. Association Correspondance Address

Türk Kooperatifçilik Kurumu Mithatpaşa Caddesi 38/A Yenişehir-Ankara Proprietor on behalf of the Turkish Co-operative Association

Feyzi HALICI Responsible Editor Doç. Dr, Rasih DEMİRCİ

(The opinions expressed ini the articles belong to the authors)

pecya

(5)

KOOPERATİFÇİLİĞİN KAYNAĞI OLARAK AHİLİK Nail TAN GİRİŞ :

Kooperatifçilik, sendikacılık ve esnaf sanatkâr dernekleriyle Ahi- lik arasında yakın bağlar bulunduğu bir gerçektir. Bu incelememizde Ahilik-Kooperatifçilik ilişkileri üzerinde duracağız. Kanaatımızca ül- kemizde kooperatifçilik hareketi Ahilik'ten kaynaklanmaktad ır. Ülke- mizde kooperatifçiliğin hızla benimsenip yayılma sebeplerinin başın- da da Ahilik geleneklerinin esnaf ve sanatkârlarımız arasında hâlâ önemli ölçüde yaşatılmakta olması gösterilebilir. Ahiliğin günümüzde- ki uzantılarından imece ve yâran toplantılarının da kooperatifçiliğin benimsenmesinde önemli rolleri olmuştur.

Bilindiği gibi ülkemizde kooperatifçiliğin kurucusu olarak Mithat Paşa gösterilmekte ve kooperatifçilik bir Batı buluşu kabul edilmekte- dir. Mithat Paşa 1863 yılında Balkanlarda Niş-Pirot kasabasında

"Memleket Sandığı" adı altında kanaatımızca Ahi Sandıklarından il- ham alarak ilk kooperatifi kurmuştur. Daha sonra Memleket Sandık- ları "Menafi Sandıkları" adını almıştır. ' Bu sandıklar tarımla uğraşan- lara kredi sağlıyordu.

Ahiliğin temeli Orta Asya Türk Devletlerine kadar inmektedir.

Araştrmalar, ilk Müslüman Türk Devletleri Samanoğulları ve Kara- hanlılar'da Ahiliğin başladığından söz etmektedir. Prof. Dr. Neşet Ça-

ğatay'a göre, Moğol imparatoru Cengiz'in 1218-1220 yılları arasında

Türkistan ve Horasan bölgesine hâkim Harzmşahlar Devletine saldı- rıp Buhara, Semerkant, Taşkent şehirlerini yerle bir etmesi üzerine İran'a ve Anadolu'ya göç eden esnaf ve sanatkârlar, yerli Bizans es- naf ve sanatkârlan karşısında tutunabilmek için Ahilik teşkilâtını kur- dular. Ahilik bir ahlâk ve sanat kurumudur. Ahlâki yönünü, daha ön celeri ortaya çıkmış ve bütün islâm ülkelerince beğenilmiş "Fütüv- vetnâmelerden almıştır. Fütüvvetnâmeler iyi ve mükemmel insan ol- ma kurallarını anlatan eserlerdir. Sonraları Ahi töre ve törenlerini anlatan bir çeşit Ahi Yönetmeliği özelliği taşıyan bütün etserlere fü- tüvvetnâme denmiştir. Ahilik sanat yönünü ise Moğolların önünden kaçan Türk esnaf ve sanatkkirlarının hünerlerinden, yaratıcı güçlerin-

pecya

(6)

4 KOOPERATİİLİĞİN KAYNAĞI OLARAK AHILIK

den almıştır. Böylece Türk-İslüm inanç, düşünce ve töreleri kaynaşarak bir Türk kurumu olan Ahilik ortaya çıkmıştır.

Ahiler, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulup yükselmesinde, eko- nomik hayatı düzenleyerek önemli bir rol oynamışlardır. Ahiler, ay- nı zamanda iyi bir asker olarak da yetiştiriliyor ve savaşlara katılıyor- lar& Fatih devrinde Ahilik devlet teşkilâtına bağlandı, geniş bir es- naf kühyalığı durumuna getirildi. 16. yüzyıldan itibaren de ruhunu ve törelerini değiştirmeden loncalar şeklini aldı.

AHİLİKLE KOOPERATİİLİK ARASINDAKİ BAĞLAR :

Gerek kooperatifler, gerekse Ahi Birlikleri sosyo-ekonomik daya- nışma kurumlarıdır. Amaçları aynıdır denilebilir. Üyelerinin-ortaklarının ekonomik haklarını korumak, mesleki' eğitim yapmak, birlik-beraber- lik ruhunu, insan sevigsini geliştirmek, sosyal yardımlaşmayı sağla- mak kooperatiflerin ve Ahi Birliklerinin başlıca amaçlarıdır.

Giriş'te de belirttiğimiz gibi, Ahilik bir Türk kurumudur. Türk-1s-

lüm sentezinin en güzel örneklerinden biridir. Ahiler, bütün insanları kardeş sayarlar. Türkçe akı kelimesinden gelen Ahi kardeş, arkadaş,

yiğit, çömert anlamlarmı taşımıştır. Ahilik, Türklerin ekonomik gele-

nekleriyle İslâm ahlükını birleştirmiştir. Bir yandan, esnaf ve sanat- kürlara sermaye, araç, gereç temin ederek, fiyatları ayarlayarak, pa- zarlama imkünları yaratarak, felükete uğrayan üyelere yardım sağla- yarak, üretimi miktar ve kalite bakımından planlayarak üreticileri ko- rumuş, diğer yandan da sağlam, kaliteli, ucuz mal üreterek tüketiciyi korumuştur. Ahi Birliklerinde her dükkün bir küçük işletme durumun- daydı. Mallar üretildikleri dükkânlarda üretici kürı konularak satıl- maktaydı. Bu yüzden de ucuzdu. Üretici ile tüketici arasına kimse girmiyordu. Kooperatiflerde de aynı durum vardır. Üretici kooperatif- ler ürettikleri malları ya kendileri pazarlamakta ya da tüketim koope- ratiflerine devretmek istemektedirler. Ahi Birliklerinde hileli mal ya- pan, fazla fiyatla satan esnaf ve sanatkürlar şiddetle cezalandırılırdı. Para ve falaka cezaları yanında en tesirli ceza "yolsuz" cezesıdır. Bu ceza Ahi kurallarına uymayanların geçici ya da sürekli olarak birlik- ten çıkarılmasıdır. Kendisine yolsuz cezası verilen kişinin dükkürn ki- litlenmekte, herkesin gözü önünde yiğitbaşı tarafından sağ ayağında- ki papuç çıkarılıp dükkünın damına atılmaktaydı. Ceza verilenle kim- se konuşmamaktaş bir çeşit sosyal boykot yapılmaktaydı.

Konuya açıklık getirmek bakımından kooperatifçiliğin 6 ilkesiy- le Abi Birliklerinin kuruluş ve çalışma usulleri arasındaki berızerli-

ğe kısaca göz atmak istiyoruz :

pecya

(7)

KOOPERATİFOLIĞİN KAYNAĞI OLARAK AHILiK 5

1. SERBEST p.İFIİŞ ÇIKIS :

Kooperatiflere, kuruluş amacını benimseyen ve tüzükteki hüküm- leri yerine getirmeyi kabul eden herkes ortak olabilir. istedi ği za- man da ortaklıktan

Ahi Birliklerine girmek için Müslüman ve iyi ahlak sahibi olmak yeterlidr. Birlikler loncalar haline geldikten sonra Müslüman olma- yanlar da Birliklere kabul edilmişlerdir. Ahi Birliklerinde iki tür üye- lik vardır. Emekliler, sakatlar, hastalar, güçsüzler gibi doğrudan doğ- ruya üretime katılmayan harici üyeler ve yamak, çırak, usta gibi üre- timi yapan dahili üyeler... Birliklerde düzenli bir ahlak ve sanat eği- timi gören Ahiler Birliklerden ayrılmayı kolay kolay düşünemezlerdi.

2. DEMOKRATİK YONETİM :

Kooperatiflerde yönetim organları (Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Onur Kurulu, Üst Birlik Temsilcileri) ortaklar tarafından se- çilir. Her ortağın bir oy hakkı vardır.

Ahi Birliklerinde de yöneticiler seçimle iş başına geliyorlardı.

Mütevelli (Kahya, Ahi Baba), Yiğitbaşı, Yönetim Kurulu için seçim yapılıyordu. Ancak birlikte herkesin oy hakkı yoktu. Yalnızca üstadiar (ustalar) oy kullanabiliyordu. Yönetim Kurulu üstadlarca seçilen 5 üyeden meydana geliyordu. Yönetim Kuruluna mütevelli (esnaf kah- yası) başkanlık ediyordu. Yönetim Kurulu üyesi olabilmek için beş yıldır üstad olmak, mahkumiyeti olmamak ve esnaf arasında dürüst, namuslu ve iyi ahlaklı tanınmak şarttı. Her ayın üç günü toplanan. Bir- lik Yönetim Kurulları esnafla ilgili çeşitli işleri görüşmekte, çözü- me bağlayamadığı konuları da Büyük Kurul'a götürmeyi kararlaştır- maktaydı. Birlik Yönetim Kurullarının başlıca görevlerinden biri de Birliğin Orta Sandığını yönetmekti.

Esnaflar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek, mütevellileri denet- lemek için ayrıca 24 esnafın mütevellisinden meydana gelen Büyük Kurul (Kâhyalar Meclisi) bulunuyordu. Kâhyalar içlerinden birini ömür boyu Kâhyalar Başı seçerdi.

3. SERMAYE SINIRLI FAIZ VERME :

Kooperatiflerde ortaklık sermayesi karşılığında ya da Bankalar- dan alınacak kredilerde sınırlı faiz ödenir.

Ahi Birliklerinde birer Esnaf Sandığı (Orta Sandığı) bulunuyor- du. Sandığın sermayesi esnafın bağışlar', kalfaların ustalığa yüksel-

pecya

(8)

6 KOOPERATI FÇ I Li Ğ N KAYNAĞ I OLARAK AH LI K

malarında ustalarınca verilen paralar ve haftada ya da ayda bir es- naftan mali güçlerine göre toplanan paylardan meydana geliyordu.

Esnaf Sandığında biriken bu paralar % 1 faizle ihtiyacı olan esnafa kredi olarak veriliyor, faizlerden biriken para da hayır işlerinde kulla- nılıyordu. Sandıktan, ayrıca felâkete uğrayan ya da muhtaç esnafa karşılıksız sosyal yardımlar yapılıyordu. Bugün Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatiflerinin yaptığı hizmetleri eskiden Ahi Birlikleri ye- rine getiriyordu.

4. KARIN ORTAKLARIN KOOPERATİF İLE YAPTIKLARI ALIŞ-VERİŞ ORANINDA DAĞITILMASI (Risturn)

Tüketim Kooperatiflerinde karın bir bölümü ortaklara alışverişle- ri oranında dağıtılır. Üretici Kooperatiflerde de üretici ne kadar çok mal teslim ederse kazancı o oranda artar.

Ahi Birliklerinde esnaf ve sanatkârlar ürettikleri mal ölçüsünde gelirlerini artırıyorlardı. BU arada mal, üretimi artılırken kalitenin düş- memesine çok dikkat ediliyordu.

5. EĞİTİM :

Kooperatiflerde kendi kendini koruma, kendi kendini yönetim ve kendi kendini yaratma amacına yönelik bir eğitim yapılması benim- senmiştir. Kooperatif ortakların mutlaka kooperatifçilik eğitiminden geçirilmesi istenir.

Ahi Birliklerinde eğitime çok önem verilmiştir. Birlikler âdeta bir okul durumundaydı. Ahilere bir yandan mesleki eğitim uygulanı- yor; sanat öğretiliyor, Ahi sanatı öğrendikçe kalfa, usta mertebeleri- ne yükseliyor, diğer yandan da iş dışında ahlâki ve askeri eğitim yapılı- yordu. Ahi zaviyelerinde çeşitli dallardan öğretmenler ders veriyorlar- dı. Fütüvvetnâmelere göre Ahilere nefsine hâkim olmak, iyi huylu ol- mak, Allah'ın emirlerine uymak, yasaklardan sakınmak, iyiliksever ve cömert olmak, konuksever olmak, din ve mezhep farkı gözetmeksizin bütün insanlara karşı sevgi beslemek, hile yapmamak, yalan söyle- memek, iftira ve dedikodudan kaçınmak, hak ve adaletSever olmak, zulme, zalime ve haksızlığa karşı koymak vb. ahlâk kuralları öğretiliyor- du. Yine fütüvvetnâmelere göre insan hayatı 740 kurala bağlanmıştı. Ahiliğe giren herkesin bu kurallardan en az 124'ünü bilmesi ve uygu- laması şarttı. Ahiliğin ahlâk kuralları kısaca şu şekilde özetlenmiş- tir : "Ahi'nin ainı, kalbi, kapısı ık, gözü, dili, beli kapalı olmalıdır."

Ahilerin çalışma ve toplum hayatında uydukları ahlâk kuralları ise şunlardır :

pecya

(9)

KOOPERATİFOLİĞİN KAYNAĞI OLARAK AHİK 7

1. Ahi'nin bir işi, sanatı olmalıdır. Bir iş, sanat onun yetenekleri- ne göre tayin edilir.

2. Sadece kendi nefsi için değil, toplum için de çalışmalıdır.

3. Doğru olmalı, emeğiyle hak ettiğinden fazlasını kazanma yo- luna sapmamalıdır.

4. Bütün insanları sevmeli, kusur ve ayıpları aramamalı, düşman tutmamalı, kin beslememelidir.

5. Geçimiııden arta kalanıyla yoksullara ve işsizlere yardım et- meli, cömert olmalıdır.

Bu amaçların, kooperatiflerin amaçlarına uygunluğu açıktır. Ahi- lerde sosyal dayanfşma o derecede ileri gitmiştir ki siftah, yapan bir esnaf ikinci müşterisini mutlaka siftah yapmamış bir esnafa gönde- rirdi.

6. MİLLİ TESKİLATLANMA VE İSBİRLİĞİ :

Kooperatifler üst birlikler kurarak ülke çapında teşkilâtlanmakta- dır. Tüketici ve üretici kooperatifler arasında da sıkı bir işbirliğinin kurulması koopratifçilik hareketinin başta gelen ilkeleri arasındadır.

Ahi Birliklerinde, her birliğin Yönetim Kurulu dışında diğer birlik- lerle işbirliğini sağlayan Büyük Kurul, (Kâhyalar Meclisi), Üç Günler, Ziyafet Toplantısı, Memleket Toplantısı gibi toplantılar yapılıyordu.

Büyük Kurul, 24 esnaf mütevellisinin bir araya geldiği bir koordinas- yon ve denetim organıydı. Kooperatif üst birliklerinin de başlıca gö- revleri koordinasyon ve denetim değil midir? Ahi Birliklerinde üreti- ci ile tüketici arasına kimse girmez. Tüketici, bir imalathâne duru-

mundaki dükkândan ihtiyaçlarını satın alır.

İ. Cevat Akyol bir yazısında (Kooperatifçiliğin mânevi temelleri : KOOPERİTİİLİK, S. 11, Aralık 1970, ss. 21-24) kooperatifçiliğin mâ- nevi temelleri olarak 1. Serbestiyet, 2. Hakseverlik ve eşitlik, 3. Kar- deşlik'i gösteriyor. Bu üç temelin varlığını Ahilikte açıkça görmekte- yiz. Ahiler, bütün insanları kardeş sayarlar. Hakseverdirler. Başlan- gıçta Müslüman olmayanları aralarına almayan Ahiler, Ahi Birlikleri- nin loncalar haline dönüşmesiyle Müslüman olmayanlar' da aralarına almışlardır. Ahi olmak isteyen kişi, gireceği birliği kendi kabiliyetine göre serbestçe seçerdi.

pecya

(10)

KOOPERATİİLİĞIN KAYNAĞI OLARAK AHILIK

SONUÇ:

Kooperatifçiliğin temeli olan maddi ve manevi güçleri birleştir- me hareketini Ahilikte aynen görmekteyiz. Birlik beraberlik, işbirliği Ahiliğin ana ruhudur. Birlik beraberliğin, faydalarmı anlatan yüzlerce atasözümüz (Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz. Bir elin nesi var, iki elin sesi var gibi.) bu ruhun Halk Edebiyatımıza yansımasıdır.

Ahiler ahlâken bencil değillerdir. ihtiyaçlarından fazla kazançlarını muhtaç olanlara dağıtmaktan zevk alırlar. Ahiliğin bütün insanlara değer veren ve ekonomik kalkınmayı amaçlayan görüşleri, koopera- tifçiliğe sosyal refahın yaygınlaştırılması, böylece insan mutluluğu- nun artırılması şeklinde yansımış olsa gerektir.

KAYNAKLAR :

— Türk ve İslâm Ansiklopedilerinin Ahilik maddeleri.

— Prof. Dr. Neşet Çağatay : BİR TÜRK KURUMU OLAN AHİLİK, A. Ü. Bsm., Ank. 1974, 202 s.

"A.Ü. İlâhiyat Fakültesi Yayınları : 123"

İlhan Tarus : AHİLER, Ulus Bsm., Ank. 1974, 52 s.

"Çalışma Bakanlığı Yayını"

— Refik Soykut : ORTA YOL AHİLİK, Güneş Mal., Ank. 1971, 189 s.

"Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Eğitim Yayın- ları"

— Mithat Gürata : UNUTULAN ADETLERINIİZ VE

LOT4CAlgAII,

Ti- sa Mat., Ank. 1975, 151 s.

— Dr. Sabahattin Güllülü : AHİ BİRLİKLERİ, ulan Mat., Ist.

1977„ 195 s.

"Ötüken Yayınları"

İ. Cevat Akyol : Kooperatifçiliğin mânevi temelleri, KOOPE- RATIFÇILIK, S. 11, Aralık 1970, ss. 21.24

"Türk Kooperatifçilik Kurumu Yayını"

— Sayın Ahmet Baykurt'un Ahilik konulu

konferans

Itathıll.

— Ömer Abuşoğlu : Bütün yönleriyle Ahilik ve Loncalar, ANKA- RA TICARET ODASI DERGİSİ, Aralık 1972, ss. 33. 42.

pecya

(11)

TÜRKIYE'DE TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATIFÇILIK Ankara, Temmuz 1979

Hikmet B ÇENTORK GIRIŞ :

Kooperatif kelimesi Latin menşeli bir kelimedir. co = ile, ope- rare çalışmak, cooperare birlikte çalışmak demektir.

Kısaca iş ve güç birliği anlamına gelen kooperatifçilik bir ingiliz icadı değildir; Yabancı menşeli bir fikir akımı da değildir.

İngiltere'de olsun, Dünyanın diğer ülkelerinde olsun tarihin çok

eski devirlerinden beri insanlar belirli ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere maddi ve manevi güçlerini birleştirmek ihtiyacını duymuşlardır. Bunun en güzel örneğini Memleketimizden ver- mek mümkündür. Türk örf ve adetlerinin en iyi muhafaza ve devam ettirildiği köylerimizde, hasat zamanı köylülerin toplu halde ve sıra- sıyla birbirlerinin ekinlerini biçtikleri, köyün bütün hayvanlarının beslenme ve bakımı için müştereken bir çoban tuttukları, peynir yap- mak veya yağ çıkarmak için yetterli sütü toplamak üzere, hergün ürünlerini bir komşuda topladıkları, köyde okul, cami, yol gibi müşte- rek fayda sağlıyan hizmetleri birlikte çalışarak yapttıkları hepimizce bilinmektedir. Bütün bu misaller Türkiye'de kooperatifçiliğin çok es- ki bir geçmişe sahip olduğunu doğrulamaktadır. Ancak kooperatif ke- limesi ilk defa Ingiltere'de kullanıldığı ve ilkeleri ilk defa orada yazı- lı hale getirildiği için biz de kooperatifçilik tarihini Ingiltere'den başla- tıyoruz.

TARIHÇE

Blindiği gibi İngiltere'de 1844 yılında 28 dokuma işçisinin, üyele- rine ucuz ve kaliteli tüketim malı temini için kurdukları bir örgüt, kısa zamanda başarıya ulaşmış ve bundan sonra kurulacak bu nevi örgütlere örnek teşkil etmiştir. Bu örgütün başarısı, takip ettikleri ba- zı ilkelere maledilir ki bunlar kısaca : 'Örgüte serbestçe üye olmak veya üyelikten ayrılmak, örgütün yönetiminde, sermayesine bakılmak- sızın her üyenin ,bir oy sahibi olması, sermayeye yıl sonunda sadece küçük bir faiz verilmesi, .kazancın üyeler arasında örgütleriyle yaptık-

pecya

(12)

10 TÜRKİYE'DE TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİRIR

ları alışveriş oranında dağıtılması, siyasi ve dini tarafsızlık, peşin alışveriş, kooperatifçilik eğitiminin sağlanması gibi ilkeleı-idir. (Daha sonra 5 ve 6. ilkeler kaldırılıp yerine işbirliği ilkesi getirilmiştir.)

Bu ilkelerden anlaşılacağı gibi kooperatifler öncelikle bir kâr mü- essesesi değil bir tasarruf ve. hizmet müessesesidir.

Tüketim konusunda İngiltere'de başlayan bu hareket kısa zaman- da ve değişik konularda Avrupa'ya, Asya'ya ve diğer kıtalara sür'at- le yayıldı. Hareketin 1863 yılında değerli devlet adamımız Mithat Pa- şa ile yurdumuzda da başlatıldığını görmekteyiz. Ülkemizdeki koope- ratif hareketi tarım kesiminde ve kredileme konusunda başlatılmıştır.

Mithat Paşa Tuna valisi iken bölge çiftçilerinin kredi ihtiyaçlarını kar- şılamak amacıyla ilin Pirot kasabasında "Memleket Sandıkları" adı ile ülkemizdd ilk köklü kooperatif örgütünü kurnnuştur.

Bu teşkilâtın finansmanı için köylüler kendi mülkleri olan arazi- leri işlettikten sonra artan zamanlarda boş olan Devlet arazisinin muayyen miktarını imece usulü ile ekecekler, mahsulü ihtiyar Heyet- leri idaresi vasıtasıyla satarak bedelini ilçenin sandıklarına sermaye olarak vereceklerdi. Bu sandıklar bilahare 1867 yılında yayınlanan bir nizamname ile Osmanlı Devletinin diğer illerine de uygulanmıştır.

Sandıklar kaza halkı tarafından seçilen ve "Sandık Eminleri" adı ve- rilen 4 kişilik bir heyet tarafından idare edilirdi. Zamanla imece usu- lu iyi çalışmamış, köylüler bunu angarya telakki etmişler; bu sebeple bu usul kaldırılarak bir çift öküzü olan çiftçiden 15 kg. buğday alın- mağa başianmıştır.

Sandıkların köylülere ikraz yapabilmesi için- sermayenin en az 200 altını bulması lâzımdı.

Sandıklar çiftçilere şahsi kefalet veya rehin!' kredi esasına göre kredi verirdi. Vade en az 3 ay, en çok 1 sene idi. Alınan krediye ay- da % 1 faiz uygulanıyordu. Bir şahsa verilen kredi azami 20 altın ka- dardı.

Bir zaman sonra artan kredi ihtiyacını karşılamak üzere yeni ted- birlere başvurulmuş ve 1883 yılından başlamak üzere aşar vergisine 1 ilâve yapılmıştır. Bu % 1 lik paya "menafi hissesi" denildiğinden bu sandıklara da "Menafi Sandıkları" denilmiştir.

Tarım sahasında kredi ihtiyacının mütemadiyen artması, yeni bir kredi teşkılâtının kurulmasını gerektirmiştir. Bu sebeple menafi san- dıkları lağvolarak 1888 de Ziraat Bankası kurulmuş ve sandıkların ser- mayesi bu bankaya aktarılmıştır ki bu para 2 milyon altın lira idi.

pecya

(13)

TÜRKIYE'DE TARİMSAL AMAÇLI KOOPERATİFLER 11 Bu tarihten sonra ikinci Meşrutiyete kadar Türkiye'de koopera- tifle ilgili herhangi bir harekete rastlanmamaktad ır. Nihayet izmirde incir ihracatçılarının kurduğu "Figs Parkers" adlı Tröst'ten çok zarar gören incir üreticisini bu durumdan kurtarmak ve onun tüccar ve te- feciye karşı mali yönden bağımsızlığını sağlamak için 1914 yılında

"Milli Aydın Bankası" adıyla bir kredi müessesesi kurulmuş, bu ban- ka da I. Dünya harbi esnasında incir üreticisine yardım gayesi ile

"Koaperatif Aydın incir Müstahsilleri Anonim Şirketi" adı ile Türki-, ye'nin ilk tar ım satış kooperatifini kurdu. Fakat bu kooperatifde harp- ler dolayısıyla faaliyetine 5 yıl kadar ara vermiş, 1925 yılında tekrar faaliyete geçmiştir.

Gerçek anlamda kooperatifçilik Cumhuriyetten sonra ba şlamış- tır. 1924 yılında Cumhuriyetin ilânından bir yıl sonra "498 sayılı İtiba- ri Zirai Birlikleri Kanunu" çıktı.

İtibari Zirai Birlikleri hem kredi, hem de satış kooperatiflerinin görevini yapacaktı. Bu kooperatifçiler çiftçi ortaklarının tarımsal ih- tiyaçlarına harcanmak kaydıyla üç aydan bir yıla kadar vadeli ayni ve nakdi kredi dağıtabilecek, ortak ürünlerin saklanması ve satışı işiyle uğraşacaktı. Ne yazık ki uygulamaya gerekli önem verilmediğinden kanundan beklenen sonuç alınamadı ve bu kanunun yerine kaim olacak 1929 tarihli ve "1470 sayılı Zirai Kredi Kooperatifleri Kanunu" çıka- rıldı.

Bu kanuna göre, işçi ücretleri, tohumluk, gübre, koruma ilac ı kü- çük tarım aleti ve çift hayvanı gibi işletmenin kısa vadeli üretim ihti- yaçlarını karşılamak üzere, köy, şehir ve kasabalarda zirai kredi koo- peratifleri kurabilecekti. Bu kooperatiklere mevduat toplama yetkisi tanınmıştı. Tarım Kredi ve Tarım Satış Kooperatifleri konularında gö- rülen bu gelişmeler, nihayet 1935 yılında 2836 ve 2834 sayılı Tarım Kredi ve Tarım Satış Kooperatifleri Kanunlarının kabulü ile sonuçlan- dı. 30 Haziran 1936'da da kooperatifçiliğin hamisi Ulu Önder Atatürk Silifkede Tekir'de bir tarım kredi Kooperatifi kurmuş ve onun bir nu- maralı üyesi olmuştur. Biz bu tarihi her yıl Türk Kooperatifçilik Haf- tasının başlanğıcı olarak kutluyoruz.

1956 Tarihli Türk Ticaret Kanunu : 2834 ve 2836 say ılı kanunial- dışında kalan bütün, kooperatifler için geçerliydi. Ancak son yıllarda kooperatifleri Türk Ticaret Kanununun genel hükümlerinden ç ıkara- rak müstakil bir kooperatifler Kanunu çıkarılması çabaları başarıyla sonuçlanmış ve 10.5.1969 da "1163 sayılı Kooperatifler Kanunu" yü- rürlüğe girrrıiştir. Bu kanun, kendi bağımsız kanunları olan Tarım Sa- tış ve Tarım Kredi Kooperatifleri dışındaki bütün kooperatifler için

pecya

(14)

12 TÜRKIYE'DE TAR IMSAL AMAÇLI KOOPERATİFLER

uygulanmaktadır. Bu kanunun kabulü ile kooperatiflerin üst örgütlen- meleri mümkün olmuştur.

6.1.1970 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 1196 sayılı "Tü- tün Tarım Satış Kooperatifleri ve Bölge Birlikleriyle Türkiye Tütün Kooperatifleri Genel Birliği Kanunu" özel olarak tütünün kooperatifler ve birlikler aracılığıyla pazarlamasına ilişkin hükümler ihtiva etmekte- dir.

1972 yılında 2836 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu da ip- tal edilerek yerine üst örgütlenmeye imkan veren, üreticiye kredi sağ- lamak yanında makine ekipman temini, tesis kurma, mevduat topla- ma gibi hizmetler de götüren 1581 sayılı "Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu" yürürlüğe konuldu.

KALKİNMA PLANLARINDA KOOPERATIFÇILIK

Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kalkınmasında Planlı dönemin başlangıcı önemli bir tarihi olay olmuştur. Yakın dönem tarihimizde hadiseler serisi değerlendirilirken "Planlı dönemden önce, Planlı dö- nemden sonra" gibi bir ayrım yapılması adet olmuştur.

Bu bakımdan geçirdiğimiz üç Plan döneminde kalkınma Planların- da kooperatiflere ne gözle bakılmış ve bu örgütlerden, özellikle ko- numuz olan tarımsal amaçlı kooperatiflerden, ne beklenmiş, ayrıca Dördüncü Plan bu konuda ne öngörüyor, kısaca özetliyelim :

Kalkınma Planı Birinci Beş Yıl (1963-1967)

Birinci Planda kooperitifçilik konusunda yazılanlar izlendiğinde şu sonuca varmak mümkündür.

Birinci Planda tarımsal amaçlı kooperatiflerden : Tarım sektörü- nün geçim ekonomisinden çıkarılıp piyasa ekonomisine daha çok açılması, bölgesel fiyat farklılıklarının ortadan kaldırılması, gelir sevi- yesindeki büyük farklılıkların giderilmesi, orman köylerinin kalkındı- rılması, tarım sektöründe elde edilen, tasarrufların yine bu sektörde kullanılmasının temini, tarım işletmelerinin rasyonelleştirilmesi, sa- nayi-üretici ilişkilerinin düzenlenmesi gibi konularda bir araç olarak yararlanılmak istenmiştir.

Kalkınma Planı İkinci Beş Yıl (1968-1972)

İkinci Planın kooperatiflerle ilgili maddeleri okunduğunda tarım- sal kooperatiflerimiz hakkında şu görüşe varıldığı anlaşılır:

pecya

(15)

TÜRKIYE'DE TAR IMSAL AMAÇLI KOOPERATIPLER 13 -- Özellikle küçük toprak sahiplerinin kooperatifler şeklinde bir- leşme eğilimleri henüz kuvvet ve hız kazanmış değildir.

— Küçük ve orta tarım işletmelerinin girdi temini, pazarlama ve ihracat yapabilecek kooperatifler şeklinde teşkilatlanmaları öngö- rülmektedir.

— Bu dönemde kooperitiflerden sorumlu kamu kuruluşlarının or- ttik bir görüşten hareket etmedikleri ve hizmetlerinin birbirlerini ta-

mamlıyacak nitelikte olmadığı planda tescil edilmiştir.

— Tek amaçlı kooperatiflerin çok amaçlı hale getirilmesi des- tektenmektedir.

— Orman ve balıkçı köylerinde yaşayan halkın kooperatifleşme- leri teşvik edilmektedir.

— Küçük çiftçilere kredilerin kooperatifler aracılığı ile verilme- si tercih edilmektedir.

Kısaca bu dönemde kooperatifler Planda çiftçiye girdi, kredi sa ğ- layan, onların ürünlerini değerlendiren, pazarlayan ve ihraç eden ve bu yolla kırsal kalkınmaya hizmet eden birer kuruluş olarak nitelen- dirilmektedir.

Kalkınma Planı Üçüncü Beş Yıl (1973 - 1977)

Planda "kooperatifleşme" başlığı altında yer alan maddeler ve Manin çeşitli yerlerinde yazılı bu konu ile ilgili ifadelerden, anlaşıldı- ğına göre,

— İkinci Plan döneminde kooperatifleşme özellikle tarım sektö- tünde kooperatif ve ortak sayısı bakımından hızlı bir artış göstermiş- tir. Fakat kooperatifler bu artış ölçüsünde başarılı olamamışlardır.

— Bu dönemde tarım kredi ve tarım satış kooperatifleri dışında- ki bütün kooperatifleri kapsamına alan bağımsız bir kooperatifler ka- nunu yürürlüğe girmiş ve yine tarım kredi kooperatiflerini çok amaç- lı hale dönüştüren ve bunlara mevduat toplama olanağı sağlayan 1581 sayılı kanun çıkarılmıştır.

— Plandan ayrıca toplu tarımsal savaş, tarımın mekanizasyonu, balıkçılık, ormancılık ve hayvancılık konularında kooperatifleşmenin teşvik edileceği yer almaktadır.

— Plan bundan başka tarım kredi kooperatiflerinin de idari mas- raflarının yüksekliğine ve tarım satış kooperatiflerinin Ziraat Bankası kaynakları üzerindeki yükünün son yıllarda sür'atle arttığına işaret etmektedir.

pecya

(16)

14 TÜRKİYE'DE TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİFLER

— Üçüncü Planda amaç olarak : Dağınık, bireysel emek, güç, be- ceri ve tasarruf potansiyelini ekonomik ve sosyal kalk ınmanın hızlan- dırılmasına yöneltmede kooperatiflerden bir araç olarak yararlanıla- cağı ifade edilmektedir.

— Planın bu konuda getirdiği en önemli tedbir de kooperatifçi- likten beklenen yararları sağlayabilmek ve başarılı bir işletmeciliği gerçekleştirebilmek amacıyla uygulamaları yönlendirmek ve yapıla- cak Devlet yardımlarını koordine etmekle görevli bir "Kooperatif Merkez Bankası" kurulması fikrini getirmelidir.

Kalkınma Planı Dördüncü Beş Yıl (1979-1983)

Gerek dördüncü Planda, gerek Plan Stratejisinde önceki Planlar- la karşılaştırıldığında kooperatifçiliğe çok büyük önem verildiği anla- şılmaktadır. Kooperatifçilik Planın üç değişik yerinde ayrı başlıklarla ve Plan Stratejisinde geniş ölçüde yer almaktadır.

Dördüncü Plan dökümanında tarımsal amaçlı kooperatifler hak- kında verilen hükümler ve öngörülen tedbirleri şu şekilde özetlemek mümkün :

Sorunlar :

— Tarımsal kooperatifler planlı dönemde sayısal artışa rağmen üreticiye sağlanan hizmet bakımından yetersiz kalmışlardır.

— Kooperatif yatırımlarının çoğu gereksiz ve verimsiz alanlara yönlendirilmiştir. Yatırımlar küçük kapasitede ve üyelerin hammadde ve mamul madde ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte değildir.

— Kooperatiflerin yetişmiş insan gücü gereklerini karşılıyacak etkili ve uygun bir eğitim programı uygulanmamaktadır.

Tedbirler :

— Kooperatifler kırsal kalkınmanın temel araçlarından biri ola- rak kullanılacaktır.

— Güçlü, etkin, gönüllü ve demokratik kooperatifçilik destekle- necektir.

— Tarımsal üretimden artan gelir yine tarımsal üretimin artırıl- masına, değerlendirilmesine ve pazarlamasına sarfedilecektir.

Planda Ayrıca :

— Proje karşılığı üretim değeri esas alınarak kredi verme usulü getirilmektedir.

pecya

(17)

TÜRKIYE'DE TARIMSAL AMAÇLİ KOOPERATIFLER 15

— Kooperatif yatırımları için Merkezi düzeyde bir proje ofisi kurulması fikri yer almaktadır.

— Tarım alanındaki kamu kuruluşlarının kooperatiflere girdi te- mini makine donatımı, ürünlerin değerlendirilmesi ve pazarlaması ve kooperatif üyelerinin eğitimi konularından her türlü desteği sağla- maları öngörülmektedir.

Bütün bu tedbirlerin Dördüncü Plan döneminde uygulanması için de :

Tarımsal üretime dönük sabit yatırımlar için 4,0 milyar TL.

Tarım sanayiine ait sabit yatırımlar için 8,0 milyar TL.

Pazarlamayla ilgili yatırımlar için 3,0 milyar TL. yatırım öngörül- müştür.

BUGÜNKÜ DURUM

Tarımsal amaçlı kooperatifferin türleri ve bunlarla ilgili sayısal gelişmeler Ekteki tabloda toplu olarak verilmiştir.

Tablo incelendiğinde Tarım kredi kooperatiflerinin başlangıçta kooperatif sayısı ve üye sayısı bakımından ön sırada iken yakın yıl- larda üye sayısı üstünlüğünü koruduğunu fakat kooperatif sayısı ba- kımından ikinci sıraya düştüğünü görürüz. Fakat kooperatif sayısına oranla üye sayısındaki hızlı artış, kooperatif başına daha fazla üye de- mek olduğundan bu, bir gerileme değil, arzu edilen bir husustur.

Köy kalkınma kooperatifleri gerek kooperatif adedi ve gerekse üye sayısı bakımından hızlı bir gelişme içindedir .Bu kooperatifler son yıllarda kooperatif adedi bakımından ön sırayı işgal etmektedir- ler.

Pancar kooperatifleri adet itibarile en gerilerde yer al ırken üye sayısı bakımından üçüncü ve kooperatif başına düşen üye sayısı bakı- mından birinci sırada yer almaktadır.

Tarım satış kooperatiflerinde de kooperatif ve üye sayısı bakı- mından büyük bir artış izlenmektedir. Diğer tarımsal amaçlı koopera- tifler bu iki kriter dikkate alındığında önem sırasında daha gerilerde almaktadırlar.

SORUNLAR

1 — Ülkemizde kooperatif harekete yön verecek Devletçe sap- tanmış genel bir kooperatifçilik politikası yoktur. Kooperatiflere hiz-

pecya

(18)

16 TÜRKIYE'DE TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATIFLER

met götüren kuruluşlar kendi politikalarını kendileri tayin etmekte- dirler.

Türkiye'de birden çok kooperatif kanunu vardır.

— 1935 tarih ve 2834 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlik- leri Kanunu;

— 1972 tarih ve 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlik- leri Kanunu;

— 1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu;

— 1969 tarih ve 1196 sayılı Tütün Tarım Satış Kooperatifleri ve Bölge Birlikleriyle Türkiye Tütün Tarım Satış Kooperatifleri Genel Birliği Kanunu;

Ayrıca;

— 1956 tarih ve 6831 sayılı Orman Kanunu,

— 1971 tarih ve 1497 sayılı Çay Kurumu Kanunu,

— 1956 tarih ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu,

— 1973 tarih ve 1757 sayılı Toprak ve Tarım Repormu Kanunu, (Halen iptal edilmiştir.)

Bu kanunların ilgili maddeleri ve kanun niteliğinde olan Beş Yıl- lık Kalkınma Planları.

Bu kadar çok ve birbirinden ayrı görüşlerle hazırlanan kanunların varlığı da bu konuda Devletçe beli bir politika izlenmediğini doğrula- maktadır.

Sözkonusu kanunlarla 10'u aşkın türde tarımsal amaçla kooperatif kurulmakta; bunlar gerek kooperatif ilkelerine uygunluk, gerekse Devletin destek ve himayesi yönünden farklı uygulamalara tabi tu- tulmaktadır. Bazen farklı kanun ve yönetmeliklerle kurulduktan halde aynı konuda, aynı mahalde ve hatta bazen aynı bakanlık desteğinde faaliyet gösteren bu kuruluşlar, aynı kaynaktan yararlandıkları halde birbirlerine rakip olmakta ve Devlet için her bakımdan bir kaynak israfı niteliği taşımaktadırlar.

2 — Kooperatiflere hizmet getiren kamu kuruluşlarının çokluğu, dağınıklığı aralarındaki koordinasyon eksikliği, daireler arasında hiz- met tekerrürü, hizmetlerin uygulanmasındaki farklılık, Devlet yardım ve desteğinin etkinliğini azaltmaktadır.

Çeşitli kuruluşların ellerindeki farklı imkanlardan yararlanmak için çok zaman bir köyde birden fazla kooperatif kurulmakta. (Top-

pecya

(19)

TÜRKIYE'DE TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİFLER 17 rak-Su, Köy Kalkınma, Tarım Satış, Tarım Kredi, Pancar Ekicileri, E I Sanatları Kooperatifleri gibi) bu işe gerek üretici ve gerekse Devlet için finans, eğitilmiş insan gücü ve zaman israfına neden olmakta- dır.

Devlet bir taraftan Anayasanın 51. maddesi gereğince Koopera- tifçiliği geliştirmek görevini yürütmeye çalışırken diğer taraftan hiz- metlerin dağınıklığı, yetersizliği ve elde edilmesindeki çeşitli bürok- ratik güçlükler nedeniyle kooperatifçiliği başarısızlığa sürüklemekte- dir.

3 — Türkiye'de kooperatif enflasyonu vard ır.

Kırsal alanda 36115 köy bulunmaktadır. Köylere bağlı olan ma- halle, mezra, kom, oba, divan, çiftlik igbi küçük nüfuslu yerle şme bi- rimleriyle birlikte tüm kırsal alan yerleşme sayısı 86000'i aşmakta- dır.

Devlet bir yandan bu kadar çok ve dağınık yerleşme birimine hiz- met götürme derdine çare ararken, siyasal iktidarlar Köy-Kent, Ta.

rım Kent, Merkez Köy projeleriyle hizmet birimlerini azaltma çaba- sındayken her köye bir veya birkaç kooperatif kurmak geçerli bir po- litika olmasa gerek.

Kooperatifçiliği ileri ülkelerde kooperatif sayıları gittikçe azal- makta, fakat her kooperatifin üye sayısı, sermayesi, yatırım gücü, kısaca etkinliği artmaktadır. Örneğin Batı Almanya'da Raiffeisen ta- rım ve hizmet kooperatiflerinin sayıları 1948-1976 döneminde 21261'- den 9440'a düşmüş, buna karşılık üye sayıları toplam 3.674.000 den 4.280.000'e yükselmiştir. Bunların yıllık ciroları da birkaç misli bir artış göstermiştir.

Türkiye'de tarımsal amaçlı kooperatiflerin sayısı 13 bini aşmış- tır. Kamu kuruluşları bunlara yılda en çok 1-1,5 milyar lira yardım ayırsa, kooperatif başına düşen 80-100 bin lira bugünkü şartlarla bir muhasebecinin aylığını dahi karşılamaz.

4 — Kooperatif örgütlerde birim koopertiflerle üst birlikleri arasında görev bölümü yoktur.

Kademeleşmede birim kooperatiflerle bunların üst birlikleri aynı cins yatırım yapabilmekte ve aynı faaliyetleri yürütebilmektedirler.

Bu yüzden birbirlerinin hizmetlerini tamamlayıcı değil, birbirlerine ra- kip olmaktadırlar. Kooperatiflere yardım yapan kamu kuruluşları da yatırımın cinsi ve büyüklüğü bakımından daha çok ortaklı, daha geniş çevreye daha çok ve çeşitli hizmet vermesi gerekli kooperatif birlikle- riyle birim kooperatifler arasında fark gözetmemektedirler.

pecya

(20)

18 TÜRKIYE'DE TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATiFLER 5 — Her köyde bir fabrika fikrinden hareket yanl ıştır.

Türkiye'nin kıt kaynakları, köylerimizin alt yapısı, kooperatiflerin finans, hammadde, tüketim ve insan gücü potansiyeli buna imkan vermemektedir.

Kooperatif birimleri köylerde büyük yatırımlara girişmekte, çoğu Devlet yardımı olan finans kaynakları yatırım hakkında hiçbir bilgi ve tecrübesi olmayan kişiler elinde heder olmaktadır. Çok zaman ya- tırımın büyüklüğü nedeniyle birkaç kamu kuruluşundan yardım talep

edilmekte, farklı politika, farklı kanun ve yönetmelikler ve farklı kri- ter uygulamaları nedeniyle, bir kuruluşun desteklediği yatırımi diğer

kuruluşlar desteklemediği için yatırım süresi uzamakta, tesisler üre- time geçememekte ve milyonlarca liralık kaynaklar kooperatifçiliğe bel bağlayanların ümitleriyle birlikte toprağa gömülmektedir.

6 — Kooperatiflere Devlet yardımcısı yetersizdir.

Ancak kooperatiflere hizmet götüren kamu kurulu şları bu yar- dımları zamanında ve etkin bir şekilde kullandırmak için yeterli tek- nik kadroya sahip değildir. Kooperatiflerin yönetici kadroları da bir yatırım! sonuna kadar takip ve kontrole yeterli bilgi ve yetenekten mahrumdurlar. Bundan başka, bir yatırımı gerçekleştirmek için gerek- li formaliteler çeşitli bakanlık bünyesindeki çeşitli dairelerde ve uzun sürede tamamlanabilmektedir.

Bütün bu nedenlerle kooperatiflere ayrılan Devlet yardımlarıyla yapılan yatırımlarda yıllık gerçekleşme oranı yüzde 50'nin altındadır.

7 — Bazı kooperatiflerde amaç iyi tayin edilmemiştir.

Üreticilerin kooperatif kurmaktaki amaçları tek başlarına başara- madıkları işleri kooperatiflerine devrederek kendi i şletmelerini daha rasyonel hale getirmektir. Başka bir ifadeyle kooperatif kurmaktan amaç, üyeleri üretimin dışında tutarak faaliyet göstermek değil, üre- tim safhasında onun yanında ve hizmetinde çalışmak, onun üretimini kolaylaştırmaktır. Bu bakımdan kooperatifler üyelerine girdi ve kre- di sağlarlar, onların ürünlerini değerlendirip pazarlayarak, nihai tü- keticinin o mala ödediği paradan daha yüksek oranda pay almalarını sağlarlar.

Bazı kooperatifler çeşitli kamu kuruluşlarından sağladıkları yar- dımlarla kendi üyeleri dışında bir şirket gibi faaliyette bulunmakta ve üyelerinin üretimleriyle ilgili güçlüklerini kolaylaştırmada bir çaba sarfetmemektedirler. Bu yüzden üyeler kooperatiflerine kar şı ilgisizdir- ler. Bazı hayvancılık kooperatifleri ve Toprak Tarım Reformu koope- ratifleri buna örnek verilebilir.

pecya

(21)

TÜRKiYE'DE TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATIFLER 19 8 — Birçok kooperatiflerde kooperatif ilkelerine ve kanunlara uyulmamaktadır.

Örneğin birçok köy kooperatifleri yatırımlarının finansman imkan- larını artırmak için üretici olmayan, köyde ikamet etmeyen, memur, asker, işçi gibi çeşitli meslek sahiplerini kooperatiflerine üye kay- detmektedirler. Bunlara ilaveten yurt dışında çalışan işçiler, beledi- ye, özel idare gibi tüzel kişiler de kooperatif ortağı yapılmaktadır. Bun- ların kooperatifle bir iş ilişkisi olmayacağı ve kooperatif hizmetlerin- den yararlanmayacakları için resturn almaları da sözkonusu değildir.

Tüzel kişiler özel kişiler gibi kooperatife üye olmaları gerekirken ba- zen kanunda 30.000 TL. ile sınırlanan ortaklık payının çok üstünde bir parayla kooperatife kaydedilmektedirler ki bu takdirde kooperatif hü- viyeti yara almaktadır.

Ayrıca bazı kooperatif kuruluşları yüksek kapasiteleri dolayısıyla ihtiyaç duydukları hammaddelerin büyük bir miktarını ortak olmayan- lardan satın almakta ve ürettikleri hammaddelerin çoğunu da üyele- rinden başkalarına satmaktadırlar. Bu tür kooperatifler de üye-koope- ratif ilişkisi iyi kurulmadığından hakiki kooperatif sayılamazlar.

9 — Bazı kooperatifler çalışma konularini kooperatifçiliğe uy- gun seçmemektedirler.

Bazı konular vardır ki kooperatifçilikten çok şirket statüsüne uy- gundur. Kireç ocağı çalıştırmak, tuğla imal etmek gibi. Bu tür faali- yetlerde gerek hammaddenin, gerekse üretilen mamül maddenin üye-

lerin üretim faaliyetleriyle direkt bir ilgisi yoktur.

10 — Devletin yatırım için ayırabildiği aynı kıt kaynaktan ya- rarlanan Kamu iktisadi Teşebbüsleriyle Kooperatifler aynı bölgelerde birbirlerine rakip işletmeler kurmaktadırlar. Örneğin aynı bölgede faaliyet gösteren Süt Endüstrisi Kurumu ve Et Bal ık Kurumunun bü- yük kapasiteli tesisleri, hammadde yokluğundan düşük kapasitede çalışırken aynı bölgedeki kooperatifler ekonomik olmayan küçük iş- letmelerde üretim yapmaya çalışmakta ve birbirlerinin hammadde kaynaklarını paylaşmaktadırlar.

11 — Halen Kooperatiflerimizin durumunu yansıtan temel ista- tistiki veriler yetersizdir.

Ülkemizdeki kooperatiflerin durumu, ekonomiye katk ısı, muhte- mel gelişme trendi ve sorunları hakkında sayısal bilgilerimiz çok yetersiz olduğundan, kooperatifçiliğimize yön vermek ve sorunlarını çözmek bakımından görevli kuruluşların isabetli kararlar alması çok güçtür.

pecya

(22)

20 TÜRKIYE'DE TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİFLER

12 — Tarımsal Kooperatiflerimizin finansman durumu en önemli sorunlardan biri olarak çözüm beklemektedir.

Kooperatif üyeleri halen taşınmaz mal karşılığı yeterli teminata sahip olmadıklarından bankalardan gereği kadar yararlanamamaktadır-

lar. Tarım Kredi Kooperatiflerinin verdiği krediler de ihtiyacı karşıla- maktan uzaktır. Bu durumda çiftçi ürününü pazarlayan tüccar, kabzı- mal, komisyoncu gibi ürettiği mal karşılğı kredi veren, buna karşılık yüksek faiz alan teşkilatlanmamış kredi müesseselerine bağımlı kal- maktadır. Bu da ürünlerini kooperatif yoluyla pazarlamas ını engelle- mektedir. Devlet yardımları da yine yatırım ve işletme kredisi alarak birbirini tamamlar nitelikte çiftçiye ulaşmamaktadır. Bunlardan birini elde eden diğerine sahip olamamaktadır. T.C. Ziraat Bankası Kanunun- da kooperatifler lehine yapılan değişiklikler şimdilik yegâne umut kay- nağımızdır.

13 — Kooperatiflerin eğitim sorunu çözümlenememiştir.

Birçok üniversite ve yüksek okullarda kooperatifçilik dersi oku- tulmakta, master ve doktora programları takip edilmektedir. Ancak kooperatifleri bizzat kuran, yöneten ve kooperatiflerin muhasebe, alım-satım, pazarlama ve diğer teknik hizmetlerinde çalışanların eği- timi yetersizdir. Bugünkü şartlarda kooperatifler, şehirde büyümüş,

şehir konforuna alışmış, şehirde kazanacağından çok daha fazlasını

talep eden yüksek tahsilii kimselerden yararlanma olana ğına sahip değildirler.

Kooperatiflerin daha fazla yararlanma olanağı bulunan ticaret li- sesi mezunları ve çiftçilerin hemen hemen hergün karşılaştıkları ta- rım meslek okulları mezunu Ziraat Teknisyenleri de Kalkınma Planla- rında birçok defa öngörülmesine rağmen bu konuda eğitilmemişler- dir.

Kooperatifler, kamu hizmeti gören tarımsal kuruluşların teknik eğitim (Sulama, tarımsal savaş, budama, aşılama, traktör bakım ta- mir ve sürücülüğü) olanaklarından da yararlanamamaktadırlar.

Şu acı gerçeğe burada değinmekte yarar vardır : Türkiye'de 22 milyon üreticiye hitap eden, Devletin en geniş ve köylere kadar yayıl- mış kadrosuna sahip GTHB.nın çok sayıda genel müdürlüğü içinde ÇİFTÇİYİ TEŞKİLATLANDIRMA konusuyla uğraşan bir üniteye de rast- lanmamaktadır. Halbuki ileri ülkelerde bu konu Tarım Bakanlıklarının en önemli konularından biridir. Örneğin; Birleşik Amerika'da F.C.S.

(Farmer Cooperative Service) Tarım Bakanlığının en önemli örgütle- rinden biridir.

pecya

(23)

13RKİYE'OE TARIMSAL AMAÇLİ KOOPERATİFLER 21 14 — Kooperatiflerin denetim yetersizliği, bunların başarısını sı- nırlayan önemli etkenlerden biri olmakta devam etmektedir.

Halen kooperatifleri çeşitli yönden denetlemekle görevli Ticaret Bakanlığı, Köyişleri ve Kooperatifler Bakanlığı ve ilgili diğer kamu kuruluşları, kooperatiflerin çokluğu, bunları idare edenlerin eğitim durumları ve diğer çeşitli nedenlerle denetimde yeterli ölçüde etken olamamaktadırlar. Bugün tarımsal amaçlı kooperatifler diğer ticari müesseselerde olduğu gibi ciddi bir denetime tabi tutulsalar yüzde 70-80 oranında bir kısmının kapatılması gerekir.

15 — Kooperatiflerin sabit masrafları ve işletme giderleri özel sektöre göre çok yüksektir.

16 — Normal faaliyet gösteremeyen ve devaml ı zarar eden koo- peratifler tasfiye edilmediğinden zararlar büyümekte ve kooperatif- lere güven azalmaktadır.

17 — Kooperatiflere Devlet kaynaklarından yapılan kredi yar- dımları geri dönmediğinden Devlet bütçesine yük olmaktadırlar.

18 — Bazı kooperatiflerin yönetimine kamu iştiraki ve aşırı hi- maye, kendi yönetimine yetkili, kendi yönetiminin sonuçlarından so- rumlu şahsyetli kooperatiflerin gelişmesini engellemektedir.

19 — 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda öngörülen "Türkiye Milli Kooperatifler Birliği" ve "Türkiye Kooperatifleri Danışma Kuru- lu" bugüna kadar kurulamamıştır.

20 — Üreticilerin kurdukları tarımsal amaçlı kooperatiflerle tü- keticilerin kurdukları kooperatifler arasında hizmetlerin paylaşımı yö- nünden bir bütünleşme sağlanamamıştır.

ÇÖZÜM YOLLARI :

1 — Devlet genel kooperatifçilik politikasını tesbit etmeli; bu politikanın uygulanması için genel bir KOOPERATİFLER KANUNU ha- zırlanma!! ve yürürlükteki bütün kooperatif kanunları aksak tarafları günün şartlarına uydurularak bu kanun kapsamında birleştirilmelidir.

Bu kanun genel hükümleri ihtiva etmeli, özel problemlerin çözümünü kooperatiflerin ana sözleşmelerine bırakmalıdır.

2 — Köylerde tek tip ve çok amaçlı kooperatifler kurulmalı, koo- peratifleri destekleyen kuruluşlar kooperatiflerin yatırımlarına koor- dineli olarak yardım yapmalıdır. Bu amaçla devletin kooperatifçilik politikasından, bütün kooperatiflerin kuruluş ve denetiminden, bunla-

pecya

(24)

22 TÜRKİYE'DE TARİMSAL AMAÇLI KOOPERATİFLER

rın teşvik ve yönlendirilmesinden sorumlu Devlet Bakanlıklarından

birine bağlı bir "KOOPERATİFLER MÜSTEŞARLIĞI" (T.T.R. Müsteşarlı- ğında olduğu gibi) kurulmalı ve ilgili kamu kuruluşları bütün imkanla- rıyla birlikte bu örgüte bağlanmalıdır. Örgüt, hizmetin gerektirdiği her türlü imkanlarla donatılmalıdır.

3 — Güçsüz, etkisiz ve başarısız kooperatifler ya tasfiye edil- meli ya da diğerleriyle birleştirilerek zararlarının devamı önlenmeli, bunların yerine güçlü, ekonomik ve sosyal hayata etkili, Devlet yar- dım ve yatırımlarından büyük ölçüde yararlanabilecek kooperatifler kurulmalıdır. Bunun için her 5-6 köyle yakın ilişkisi olan merkezi bir köyde bir kooperatif kurulmalı, bu şekilde Türkiye'de kooperatif sa- yısı en çok 7-8 bin seviyesinde tutulmalıdır. Türkiye 15-20 kooperatif bölgesine ayrılarak birlik sayısı da sınırlı tutulmalıdır. Ancak büyük bir yatırımı gerçekleştirmek veya etkili bir pazarlama düzeni kurabil- mek için Bölge Birliklerine dahil bazı kooperatifler daha az sayıda bir araya gelerek kooperatif gibi çal ışan PROJE BİRLİĞİ kurmalarına ya- sal olanak sağlanmalıdır.

4 — Koopertiflerle üst birlikleri arasında kesin bir işbölümüne gidilrnelidir.

Köy düzeyinde birim kooperatif yatırımları konu itibariyle üreti- me dönük olmalı, bu kooperatifler üyelerine girdi temini, sürüm, ekim, dikim, tarımsal mücadele, sulama gibi hizmetler götürmeli ve bir ürün toplama merkezi olarak çalışmalıdır. Bu kooperatiflere yapı- lacak yardımın üst sınırı da tayin edilen işleri yapacak miktarı aşma- malıdır.

Pazarlama ve imalat yatırımları, ithalat ve ihracat, proje birlikleri veya bölge birliklerince yapılmalıdır. Devlet ve diğer finans kuruluşla- rınca yapılan yardımlar da o ölçüde büyük tutulmalıdır.

Merkez Birlikleri şu işlerle meşgul olmalıdır :

— Uzun dönem kooperatifçilik politikasının tespitinde ve uygu- lamasında Devlete yardımcı olmak;

— Kanun, tüzük ve yönetmelikler hazırlamada Devlete yardımcı olmak;

— Kendisine bağlı kooperatif ve birliklerin yasal haklarını koru- mak;

— Kooperatiflerin kuruluş, denetim ve yönlendirmesiyle uğraş- mak ve onların faaliyetlerini koordine etmek;

— Kooperatif ve Birlikleri yurtiçi ve yurtdışında temsil etmek;

pecya

(25)

TÜRKIYE'DE TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİFLER 23

— Kooperatiflere finansman kaynakları temin etmek;

— Kooperatifçilik eğitimi, yayını ve emsali faaliyetlerde bulun- mak;

Bu şekilde aynı organizasyon içinde entegre olmuş olan birim kooperatifler, birlikler ve merkez birlikleri birbirlerine rakip olmak- tan ve birbirlerinin başarısınr engellemekten kutarılmış olacaklardır.

5 — Kooperatifler ve bunlara yardım yapan kuruluşlar çalışma ve yatırım konularının tesbitinde üyelerin ihtiyaçlarını ve üye potan- siyelini gözönünde tutmalı; kooperatif hizmetlerinden yararlanamaya- cak kimseleri çeşitli nedenlerle üye kaydetmemelidirler.

6 — Kooperatiflerin finansman sorunlarını çözmek, Devletçe ya- pılan bütün yardım fonlarını ve proje hizmetlerini tek elde toplamak, bunlara ait kanun, tüzük ve yönetmeliklerden gelen bütün farkl ılıkları gidermek, kooperatif yardımları için konu seçiminde, proje hazırlan- masında ve uygulanmasında kooperatiflere hizmet götürmek üzere Iller Bankası Statüsüne benzer statüde ve bir yatırım bankası niteli- ğinde kooperatiflerin de ortağı bulunduğu bir "KOOPERATİFLER BAN- KASI" kurulmalıdır.

7 — Devletin kooperatiflere devaml ı finans yardımı, Devlet kont- rolunu ve yönetime karışmasını da birlikte getirmektedir. Bağımsız, demokratik kooperatiflere kavuşmak için amaç, kendi kendini yöne- tim kendi kendini denetim ve oto finansman olmalıdır.

8 — Türkiye'de kooperatiflerin her seviyedeki elemanlarını eğit- mek, kooperatifçilik konularında araştırma yapmak, yaptırmak, koo- peratifçilere burs vermek ve yurtdışında burs temin etmek, başarılı kooperatifçilerle ilgili konulardan ödüller dağıtmak, her düzeydeki kooperatif eğitiminin hazırlanmasına yardımcı olmak ve benzeri işler- le görevli, siyasi güçlerin etkisinden uzak bir "KOOPERATİFÇILIK ARAŞTIRMA VE EĞİTİM VAKFI" kurulmalı ve bu vakıf Türk Koopera tifçilik Kurumu bünyesinde bulunmalıdır. Bu kuruluş tamamen taraf- sız, resmi ve özel çeşitli kuruluşlardan yardım gören umumi menfa- etlere yarar bir örgüt olmalıdır. Bu şekilde kooperatifçilikle uğraşan her örgütte ayrı bir eğitim ve araştırma merkezi kurulmasına gerek kalmayacaktır.

Eğitim konusunda ayrıca ticaret liselerine ve özellikle tarım mes- lek liselerine kooperatifçilik dersleri konulmal ı, GTHB, faaliyetlerinde çiftçi teşkilatlanması ve kooperatifçilik yönüie ağırlık vermelidir.

pecya

(26)

24 TÜRKIYE'DE TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİFLER

9 — Kooperatifçilikle görevli en üst kuruluşa (Kurulması halin- de Kooperatifler Müsteşarlığına) bağlı bir "KOOPERATİFLER İSTA- TİSTİK DAIRESI" kurulmalı, bu daire kooperatiflere ait her türlü ista- tistiki bilgileri toplamalı, değerlendirmeli ve her yıl "KOOPERATIF

ISTATISTIK YILLIĞI" ve birkaç yılda bir de kooperatifçiliğin bir konu- sunda "KOOPERATIF YILLIĞI" çıkarmalıdır.

19 — Aynı bölgede faaliyet gösteren kamu iktisadi teşebbüsle- riyle kooperatifler birbirlerinin faaliyetlerini tamamlay ıcı yatırımlar yapmalı ve birbirinin yatırımlarına otrak olmalıdırlar.

11 — 1163 sayılı Kanunun öngördüğü "Türkiye Milli Kooperatif- ler Birliği" ve "Türkiye Kooperatifleri Danışma Kurulu" en kısa za- manda kurulmalıdır.

12 — Üretici Kooperatiflerle tüketici kooperatifleri aras ında ya- kın bir işbirliği sağlaayrak her türlü tedbir alınmalıdır.

13 — Kooperatiflerin kanunlar çerçevesinde tüzük ve yönetme liklerine göre çalışmalarını temin ve bu yolda karşılaştıkları güçlükle- ri yenmek için bir DENETIM BIRIMI kurulmalıdır. Bu birim, koopera- tiflere iktisadi, hukuki, mali ve diğer ilgili konularda danışmanlık ya- pacak ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği'ne bağlı tarafsız müfettiş- lerden oluşacaktır.

14 — Bütün kooperatif yatırımları plan ve programlara uygunlu- ğu yönünden Devlet Planlama Teşkilatı denetiminden geçmeli ve ya- tırım programlarında ayrı bir sektör "KOOPERATIF SEKTÖRÜ" olarak

işlem görmelidir.

15 — Son olarak Türk Kooperatifçilik tarihinin 120. yılı olması nedeniyle 1983 yılının "TÜRKIYE KOOPERATIFÇILIK YILI" olmasını teklif ediyorum ve 10. Kooperatifçilik Kongresinin de yılın önemine binaen daha zengin bir programla 1983 yılında tertibini öneriyorum.

Kurumun ayrıca bu yıl için "TÜRK KOOPE'RATİFÇİLİK TARIHINDE 120 YIL" konulu yazı yarışması düzenlemesini talep ediyorum.

Sözlerimi burada bitiriyorum.

Beni sabırla dinlemek lütfunda bulunan bütün kooperatifçi arka- daşlarima tekrar teşekkür eder saygılar sunarım.

pecya

(27)

TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİFLERLE İLGİLİ SAYISAL GELİŞMELER (1965-1978)

Kooperatif Türleri Kooperatif Sayısı Ortak Sayısı

1965 1976 1977 1978 1965 1976 1977 1978

1 - Tarım Kredi 1.734 2.055 2.071 2.099 1.091.182 1.316.027 1.325.846 1.326.900 2 - Tarım Satış 209 658 721 804 153.413 330.416 265.100 226.100 3 - Köy Kalkınma 686(*) 8.320 6.642 7.070 5.000 967.000 747.900 847.900 4 - Pancar Ekiciler 18(**) 20 19 19 830.000 442.500 614.182 614.182

5 - Toprak-Su 40 1.312 1.394 1.449 2.000 77.800 90.340 91.340

6 - Çay 8 78 91 96 18.000 39.750 68.650 69.650

7 - Hayvancılık 353 374 388 37.400 40.050 41.050

8 - Balıkçılık 49 245 265 301 6.000 22.150 75.000 76.000

9 - Or-Köy Kal. - 595 755 1.107 1.000 38.000 43.130 44.130

10 - T. ve T. Reformu - 4 12 12 - 1.027 1.427 1.427

TOPLAM 2.744 13.640 12.344 13.345 2.106.595 3.272.070 3.271.625 3 378.679

Kaynak : 1) Dördüncü Beş llık Kalkınma Planı s : 130 2) Türk Kooperatifçilik Kurumu

(*) 1968 (**) 1967

RKİYE'DE TARIMSAL AMAÇLI KOOPERATİFLER

pecya

CY1

(28)

TARIM SATIŞ KOOPERATIFLERİNİN SORUNLAR! VE ÇÖZÜM YOLLAR! :

Bekir ONAR

Memleketimizde kooperatifçilik ilk olarak büyük devlet adamı Mithat Paşanın Tuna Valisi bulunduğ, sırada, 1863 senesinde, Pirot ka- sabasında kurmuş olduğu Memleket Sandıkları ile başlamıştır.

Memleket Sandıkları, müstahsilin üretimde duydukları üretim kredisini temin için kurulmuş olan kuruluşlardır. Memleketin temel yapısında tarım ağır bastığı için, kooperatifleşme de tarım alanında

başlamıştır. 1923 senesine kadar memleketimizdeki kooperatifler tü-

zük ve genelgelere göre kurulmuşlardır. 1924 senesinde kabul edilen 396 sayılı Ticaret Kanununa özel hükümler konulmak suretiyle koope- ratifler ilk defa yasaya kavuşturulmuş olmaktadır. Bundan ayrı olarak da tarım kredisi kooperatifçiliği konusunda sırasıyla 498, 1470, 2836, 1581 sayılı özel kanunlar çıkartılmıştır.

Ortaklarına, üretimde muhtaç oldukları krediyi zamanında ve ucu- za sağlamaya çalışan Tarım Kredi Kooperatiflerinin yanında yer alan ve üreticinin ürünlerini değer fiatla sürüm ve satışını temin amacıyla 21.10.1935 yılında kabul ve 2.11.1935 senesinde neşredilen ve neşir tarihinden itibaren yürürlüğe giren 2834 sayılı Tarım Satış Koope- ratifleri ve Birlikleri hakkındaki kanun ile üretici ve tüketici sorunları bir bütün olarak düşünülmüştür. Ancak bu kuruluşların, kanunda sayı- lan amaçlarını tam olarak yapabildiklerini veya bu amaçların tam anla- mı ile uygulanabildiği bir düzeye ulaştıklarını söylemek oldukça zor- dur. Kredi Kooperatifçiliği konusunda 1924 den bu güne kadar rört de- fa kanun çıkartılmış olmasına karşın sürüm ve satış konusunda 1935 senesinde çıkartılan 2834 sayılı kanun, sahasında en uzun ömürlü ka- nun olmaktadır. Bu kanun hakkında çeşitli zamanlarda bir kısı mkimse- ler tarafından bilinçli ya da gelişigüzel tenkitler yapılmaktadır. Bunla- rın haklı oldukları taraflar olduğu gibi, bilmedikleri ve göremedikleri yönleri de bulunmaktadır.

İşte buradan Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin sorunları

ile aksayan yönlerinin düzeltilmesi hakkında görüşlerimize geçebiliriz

pecya

Referanslar

Benzer Belgeler

VDMK’lar en azından “yatırım yapılabilir” derecesine (S&P için AAA/BBB- aralığı) sahip olmalı- dır. En düşük pay 50 milyon avroluk olmalıdır.

Değerli gündem okurları, 2005 yılının bu ilk günlerinde, kı- saca da olsa 2004 yılını değerlen- dirip, Birliğimizin faaliyetleri ile il- gili gelişmeleri özetlemek

Diğer Kısa Vadeli Ticari Alacaklar hesabı ise ağırlıklı olarak müşte- rilere açılan hisse senedi kredile- rini göstermekte olup, 2004/06 döneminde 15 trilyon TL

Tehlikeli Madde Kavramı ve Sınıflandırmalar; Hiçbir Şekilde Hava Yoluyla Taşınamayacak Tehlikeli Maddeler; Birimler ve Kullanılan Dokümanlar; Tehlikeli Maddelerin

Hargreaves ve Thortwaite yöntemleri ile tahmin edilen su tüketimi değ erleri karşı la ştı rılm ış ve ayl ı k su tüketimi tahminleri için s ı ras ı yla

Serbest durakl ı ah ır plan ı , ahı nn bir yar ıs ında sa ğ mal sığı rlar ı n barı nd ı rıld ığı serbest duraklar ve yemleme yeri, di ğer yar ı sı nda ise doğ um

The irrigation plans were rnade by using the clirnatological data obtained from the Ayaş meteorological station by the help of IRSIS - Irrigation Scheduling Information

Finansal piyasaları güçlendirmek ve yatırımcıların farkındalık düzeyini artırmak için çalışmalarını sürdüren Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları