• Sonuç bulunamadı

Üniversite Öğrencilerinde Sağlık Okuryazarlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üniversite Öğrencilerinde Sağlık Okuryazarlığı"

Copied!
118
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Üniversite Öğrencilerinde Sağlık Okuryazarlığı

Sultan Sarıyar

Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsüne Hemşirelik

Yüksek Lisans Tezi olarak sunulmuştur.

Doğu Akdeniz Üniversitesi

Şubat 2018

(2)

Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü onayı

Doç. Dr. Ali Hakan Ulusoy L.E.Ö.A. Enstitüsü Müdür Vekili

Bu tezin Hemşirelik Bölümü Yüksek Lisans derecesinin gerekleri doğrultusunda hazırlandığını onaylarım.

Prof. Dr. Refia Selma Görgülü Hemşirelik Bölüm Başkanı

Bu tezi okuyup değerlendirdiğimizi, tezin nitelik bakımından Hemşirelik Yüksek Lisans derecesinin gerekleri doğrultusunda hazırlandığını onaylarız.

Yrd. Doç. Dr. Hülya Fırat Kılıç Tez Danışmanı

Değerlendirme Komitesi 1. Prof. Dr. Refia Selma Görgülü

(3)

ÖZ

Bu araştırma, üniversite öğrencilerinin sağlık okuryazarlık puan ortalamalarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı / kesitsel araştırma tasarımına uygun olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini 1,Mayıs – 31,Temmuz 2017 tarihleri arasında Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Merkezine ilk kez başvuran 365 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada örneklem seçimine gidilmeyip, evren üzerinde çalışılmış, araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden ve araştırmaya dahil edilme kriterlerini taşıyan 365 öğrenci araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırmada veriler “Tanıtıcı Bilgi Formu” ve “Yetişkin Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Verilerin istatiksel analizinde yüzdelik, Mann-whitney U testi ve Kuruskal-Wallis H testi kullanılmıştır.

Üniversite öğrencilerinin, %44,9’u 21-23 yaş arası, %50,7’si kadın, %49.3’ü ise erkektir. Öğrencilerin %20,0’si eğitim fakültesinde okumakta, %97,8’inin okuduğu bölüm türü lisans olup ve %26,1’i dördüncü sınıf öğrencisidir. Araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin %50,7’sinin en uzun yaşadığı yer şehir olup, %42,2’si şu an arkadaşıyla evde kalmaktadır. Öğrencilerin %50,7’si sigara kullanmaktadır. Sigara kullanan öğrencilerin (n=185) %58,9’u günde bir paket sigara içmektedir. Yine üniversite öğrencilerinin %51,5’i alkol kullanmakta ve alkol kullanan (n=188) öğrencilerin %37,8’i günde bir kadeh alkol tüketmektedir. Öğrencilerin %51,8’i genel sağlık durumunu iyi olarak belirtmiştir.

(4)

Çalışmada elde edilen sonuçlar doğrultusunda sağlık okuryazarlığın üst düzeyde olması için sağlık eğitiminin ailede başlanarak, okul öncesi dönemde devam etmesi, temel öğretimde ders kitaplarında yer alması ve üniversitelerde belli dönemlerde tüm öğrencilerin katılabileceği sağlık bilgisi konusunda konferans, seminer ve bilimsel aktivitelerin düzenlenmesi önemlidir. Bireylerin sağlık okuryazarlığına etki eden değişkenlerin ortaya çıkarılması, bu değişkenler dikkate alınarak planlama yapılması ve sağlık okuryazarlığını geliştirmeye yönelik politikalar üretilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir.

(5)

ABSTRACT

This research was conducted based on a descriptive/cross-sectional research design to determine the health literacy levels of university students, for which a case study was made of students who applied for the first time to the Health Center of the Eastern Mediterranean University between May 1 and July 31, 2017. Rather than selecting samples, the study was conducted on the universe, resulting in a total of 365 eligible students who volunteered to participate in the research. For the study, data was collected using the "Identifıcation Information Form" and the "Adult Health Literacy Scale", and percentages, a Mann-Whitney U-test and a Kuruskal-Wallis H-test were used in the statistical analysis of the data.

Of the university students, 44.9 percent are aged 21–23, and 50.7 percent are female and 49.3 percent are male. In addition, 20.0 percent of the students are studying in the faculty of education, 97.8 percent are undergraduate students and 26.1 percent are in the fourth grade. Of the university students who participated in the survey, 50.7 percent had lived in cities for a major part of their lives and 42.2 percent are currently living with friends. Furthermore, 50.7 percent of the students are smokers, and of these, 58.9 percent (n = 185) smoke one pack of cigarettes a day. Again, 51.5 percent of the university students drink alcohol, and 37.8 percent of these (n = 188) consume one glass of alcohol a day. Finally, 51.8 percent of the students state that they are in good health.

It was found that age, gender, department, grade and the daily alcohol consumption were influential on the students’ health literacy level (p <.05).

(6)

period; that it is covered in the textbooks used in primary education; and that conferences, seminars and scientific activities on health information are organized at universities in certain periods with the participation of all students. It may be beneficial to identify the variables affecting health literacy in individuals so that plans can be made taking these variables into account, and to develop policies to improve health literacy.

(7)

TEŞEKKÜR

(8)

İÇİNDEKİLER

ÖZ ... iii

ABSTRACT ... v

TEŞEKKÜR ... vii

KISALTMALAR ... xi

TABLO LİSTESİ ... xii

ŞEKİL LİSTESİ ... xiii

1 GİRİŞ ... 1 1.1 Araştırmanın Amacı ... 4 1.2 Araştırmanın Soruları ... 4 2 GENEL BİLGİLER ... 5 2.1 Okuryazarlık Kavramı ... 5 2.1.1 Okuryazarlıkla Düzeyleri ... 11

2.1.2 Dünyada Okuryazarlık ve İstatistikler ... 12

2.1.3 Türkiye’de Okuryazarlık ve İstatistikler ... 14

2.2 Sağlık Okuryazarlığı Kavramı ... 18

2.2.1 Sağlık Okuryazarlığı Kavramsal Modeli ... 24

2.2.2 Sağlık Okuryazarlığı Düzeyleri ... 26

2.2.3 Sağlık Okuryazarlığının Önemi ... 27

2.2.4 Sağlık Okuryazarlığının Belirlenmesinde Kullanılan Araçlar ... 31

2.2.5 Sağlık Okuryazarlığının Geliştirilmesi ... 35

2.2.6 Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde Sağlık Okuryazarlığının Önemi .. 36

2.2.7 Sağlık Okuryazarlığı ve Hemşirelik ... 38

(9)

3 GEREÇ VE YÖNTEM ... 44

3.1 Araştırmanın Tipi ... 44

3.2 Araştırmanın Yeri ve Zamanı ... 44

3.3 Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ... 45

3.4 Veri Toplama Araçları ... 45

3.4.1 Tanıtıcı Bilgi Formu ... 45

3.4.2 Yetişkin Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği (YSOÖ) ... 46

3.5 Veri Toplama Süreci ... 46

3.6 Verilerin İstatistiksel Analizi ... 47

3.7 Araştırmanın Sınırlılığı ... 47

3.8 Araştırmanın Etik Boyutu ... 47

3.9 Araştırma Takvimi ... 48

4 BULGULAR ... 49

4.1 Üniversite Öğrencilerine Ait Tanıtıcı Özellikler ... 49

4.2 Üniversite Öğrencilerinin Ailelerine Ait Tanıtıcı Özellikler... 51

4.3 Üniversite Öğrencilerinin Yetişkin Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği Genel Puan Ortalamaları ... 52

4.4 Üniversite Öğrencilerinin Bazı Tanıtıcı Özellikleri ile YSOÖ Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması ... 53

4.5 Üniversite Öğrencilerinin Ailelerine Ait Tanıtıcı Özellikleri ile YSOÖ Genel Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması ... 56

5 TARTIŞMA ... 57

5.1 Üniversite Öğrencilerinin YSOÖ Genel Puan Ortalamalarının Tartışması ... 57

(10)

5.3 Üniversite Öğrencilerinin Ailelerine Ait Tanıtıcı Özellikleri ile YSOÖ Genel

Puan Ortalamalarının Karşılaştırılmasının Tartışması ... 66

6 SONUÇLAR VE ÖNERİLER ... 68

6.1 Sonuçlar ... 68

6.2 Öneriler ... 69

KAYNAKLAR ... 71

EKLER ... 90

Ek 1 : Doğu Akdeniz Üniversitesi Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu Etik Kurul İzni Yazısı ... 91

Ek 2 : Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Merkezi Başhekimliği’nden Uygunluk İzni ... 92

Ek 3 : Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formu ... 93

Ek 4 : Öğrencilerin Tanıtıcı Özellikleri Formu Değerli Öğrenciler ... 97

Ek 5 : Yetişkin Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği (YSOÖ) ... 99

Ek 6: Yetişkin Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği Puanlaması ... 103

(11)

KISALTMALAR

AMA American Medical Association (Amarika Tıp Derneği) ÇSGB Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

DPÖ Devlet Personel Örgütü DSÖ Dünya Sağlık Örgütü

EU European Union (Avrupa Birliği)

FOYSEP Fonksiyonel Okuma-Yazma ve Sağlık Eğitimi Projesi IoM Institute of Medicine (Tıp Enstitüsü)

KKTC Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti MEB Milli Eğitim Bakanlığı

SOY Sağlık Okuryazarlığı TDK Türk Dil Kurumu

TÜİK Türkiye İstatislik Kurumu

UNESCO United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) UNICEF United Nations Educational Children’s Emergency Fund

(Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) YSOÖ Yetişkin Sağlık Okuryazarlık Ölçeği

(12)

TABLO LİSTESİ

Tablo 1: Sağlık Okuryazarlığı Modelleri ... 25

Tablo 2: Sağlık Okuryazarlığını Etkileyen Faktörler ... 30

Tablo 3: Sağlık Okuryazarlığının Belirlenmesinde Kullanılan Araçlar ... 33

Tablo 4: Türkiye’de SOY Konusunda Yayınlanmış Çalışmalar... 42

Tablo 5: Üniversite Öğrencilerine Ait Tanıtıcı Özellikler (n= 365) ... 49

Tablo 6: Üniversite Öğrencilerinin Ailelerine Ait Tanıtıcı Özellikler (n=365) ... 51

Tablo 7: Üniversite Öğrencilerinin Yetişkin Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği (YSOÖ) Genel Puan Ortalamaları ... 52

Tablo 8: Üniversite Öğrencilerinin Bazı Tanıtıcı Özellikleri ile YSOÖ Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n=365) ... 53

(13)

ŞEKİL LİSTESİ

(14)

Bölüm 1

GİRİŞ

Dünyadaki nüfusun dörtte birini 15-24 yaş arası gençler oluşturmaktadır. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olan Türkiye Cumhuriyetinde ise nüfusun yarısına yakınını çocuk ve gençler oluşturmaktadır (1,2). KKTC’nin ise üniversite adası olmasından dolayı genç nüfus sayısı oldukça fazladır (2016-2017 yılı öğrenci sayısı 93,292). Ülkelerin geleceği ve sürekliliği için bu seçkin gurubun çok iyi yetiştirilmesi ve eğitilmesi büyük önem taşımaktadır (3). Bu genç nüfusun fazlalığı üniversite çağındaki nüfusun fazlalığına işaret etmektedir. Üniversite yaşamı bireylerin yaşamında önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemdir (4). Bu değişimler öğrencinin sağlıkla ilgili davranış ve tutumlarını, bireysel olarak kendisini, şimdiki ve gelecekteki yaşamını, ailesini ve toplumu etkilemektedir. Bu bağlamda üniversite gençliğinin iyi, kaliteli eğitilmesi ve yeterli sağlık bilgisiyle yetiştirilmesi toplumların geleceklerinin sağlıklı ve sürekli olmasının da olmazsa olmaz koşuludur (5,6).

(15)

okuryazarlık kategorileri için Türkiye ve Avrupa ortalamaları karşılaştırıldığında Türkiye’de yetersiz %24.5, sorunlu %40.1, yeterli %27.8 ve mükemmel %7.6 iken, Avrupa toplumlarında ise yetersiz %12.4, sorunlu %35.2, yeterli %36 ve mükemmel %16.5 sağlık okuryazarlık oranları tespit edilmiştir (10). Zhang ve ark.’larının 2016 yılında SOY anketini (HLQ-Health literacy questionnaire) kullanarak tıp fakültesi öğrencilerinden oluşan 1272 katılımcıyla yaptıkları çalışmada, öğrencilerin %20,4’ünün düşük SOY düzeyine sahip olduğu, yalnızca % 5,7’si yüksek SOY düzeyine sahip olduğu saptanmıştır. Türkiye’de 2015 yılında, 500 öğretmenin üzerinde yapılan kesitsel bir çalışmada, sağlık okuryazarlık düzeyleri %44,0 oranında çok sınırlı olarak bulunmuştur . Aynı şekilde Özdemir ve ark.’larının (2010) yılında yaptığı çalışmalarda benzer sonuçlara ulaşılmıştır (8,11,12,13).

(16)

sahip olması gerekmektedir (17). Bu becerilerin en iyi edinme dönemi üniversite dönemidir. Bilgi birikimini, depolamayı ve bilgiyi en iyi ve doğru şekilde elde etme becerileri bu dönemde kazanılmaktadır. Dünyada karmaşık toplumların oluşması, insanların sağlıkla ilgili doğru ve yanlış bilgilerle bombardımana tutulması ve karmaşık sağlık ve eğitim sistemleriyle karşılaşılması, sağlık okuryazarlığına sahip olmayı zorlaştırmaktadır (18).

SOY düzeyi düşük bireylerin daha fazla hastaneye yattıkları, acil servisten daha fazla yararlandıkları, daha az koruyucu sağlık hizmeti aldıkları, ilaçlarını düzgün olarak kullanmadıkları ve sağlıkla ilgili iletilen mesajları iyi anlayamadıkları görülmekte ve bu durumun yüksek mortalite ile ilişkili olduğu bildirilmektedir (19). SOY yüksek bireylerin hastanede yatış süreleri daha kısa olmakta buna bağlı olarak da sağlık bakım maliyetleri azalmaktadır. Ayrıca bu bireylerin, sağlık tutumlarını olumlu yönde geliştiği, öz etkililiklerinin, motivasyonlarının ve sorun çözme becerilerinin artması sonucu daha yüksek oranda sağlıklı yaşam biçimi geliştirdikleri bilinmektedir (20). Yapılan sistematik bir derlemeye göre ise düşük SOY’nın sağlıkla ilgili maliyetlerde %3-5 oranında ek bir artışa neden olduğu belirlenmiştir (21). Sağlık okuryazarlığı tüm toplumların üzerinde çalışması gereken bir konudur. Başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm toplumun sağlık okuryazarlığı farkındalığının artması ve sağlık okuryazarlık düzeyinin iyileştirilmesi gereklidir (22).

(17)

anlayan, kavrayan ve ulaşan üniversite öğrencilerinin de SOY bilgi düzeyleri toplumumuz ve geleceğimiz için önem arz etmektedir. Literatür taraması yapıldığında sağlık okuryazarlığı konusunda, Kuzey Kıbrıs’ta herhangi bir çalışma olmadığı, Türkiye’de ise sınırlı sayıda çalışma olduğu görülmektedir. Bundan dolayı üniversite öğrencilerinin sağlık okuryazarlık bilgi düzeylerini belirlemek önemlidir.

1.1 Araştırmanın Amacı

Bu araştırma, Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencilerinin sağlık okuryazarlığı puan ortalamalarının belirlenmesi amacı ile planlanmıştır.

1.2 Araştırmanın Soruları

1. Üniversite öğrencilerinin sağlık okuryazarlık puan ortalamaları nedir? 2. Üniversite öğrencilerinin tanıtıcı özelliklerine göre sağlık okuryazarlığı puan

(18)

Bölüm 2

GENEL BİLGİLER

2.1 Okuryazarlık Kavramı

Dünyada pek çok araştırmacı okuryazar olma oranının direkt olarak insan için hayati önem taşıdığını öne sürmektedir. Önemi bu derece yüksek olan bu kavramın geçmişi binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Fakat okuryazarlığın Dünya üzerinde yaygınlık kazanması, Endüstri Devriminin yapılması, kağıt ve matbaanın ucuzlaması ve kitapların daha kolay ulaşılır hale gelmesine dayanmaktadır. Bireylerin çağdaş toplumun işlevsel bir üyesi olabilmesi, kendi iş ve hayat koşullarını düzenleyebilmesi; katılımcı, bağımsız ve özgür bir kişilik oluşturabilmesi ve en önemlisi çağdaş bir bakış açısı kazanabilmesi okuryazarlık becerilerinin geliştirebilmelerine bağlıdır (22,23). Okuryazarlık bireylerin toplumsal yaşama etkin olarak katılmalarını ve yaşam kalitelerini artırmayı sağlamaktadır. Çağdaş bir toplumda gelişmişliğin en önemli ölçütlerden biri okuryazarlık olarak kabul edilmektedir. Okuryazarlık toplumları, bireyleri ve aileleri güçlendirir ve yaşam kalitesini artırır. Ayrıca okuryazarlık;

- Yoksulluğun ortadan kaldırılmasına, - Çocuk ölümlerinin azalmasına, - Cinsiyet eşitliğine,

- Kalkınmaya,

- Nüfusun kontrol altına alınmasına,

(19)

Okuryazarlık hayat boyu devam eden, dinamik, okumanın yanı sıra kazanılan beceriyi yaşama etkin olarak geçirmeyi içeren bir kavramdır. Okuryazarlık kişide görünür bir değişiklik oluşturmaktadır. Bu değişiklik bireyin, çevresine uyum sağlamasına, gerçekleri kavrayıp değerlendirmesine, karşılaştığı sorunları çözmesine, karar vermesi için gerekli bilgilere ulaşmasına ve bilgileri doğru biçimde kullanmasına yardımcı olur (25,26). Dünyadaki en güçlü iletişim aracı olan okuryazarlık kavramının tanımı 1950’lerde yapılmıştır. Yirmi birinci yüzyılın sonlarında okuryazarlık kullanma yeteneği bir kişinin sosyal değişim kapasitesini de ortaya koymaktadır (27,28). Okuryazarlık sadece kişinin, adını – soyadını yazıp okuyabilmesi değildir. Okuryazar kişi, okuyan, okuduğunu irdeleyen, irdelediğini yaşama geçiren ve böylece yaşamını değiştiren, geliştiren, farklılaştırandır. Kısacası etkin bireydir. O halde şu soruyu hem kendimize, hem de içinde bulunduğumuz topluma sormalıyız: Ben ve içinde yer aldığım toplumun çoğunluğu “Gerçek okuryazar” mı? “Okumayan okuryazar” mı? Yanıt toplumumuz ve geleceğimiz için çok önemlidir (23, 25).

Okuryazarlık, eğitim programlarıyla birlikte gelişebilir ya da yaşlanma, bilişsel bozulma ile de azalabilir (29). Günümüzde modern toplumlarda bireylerin en önemli faaliyetlerinden biri eğitim almaktır. En çok değer verilen yetkinlik durumu ise eğitimli olmaktır. Eğitim almak ve eğtimli olmanın temelini okuma ve yazma eylemleri oluşturmaktadır (16).

(20)

“yazılarda yer alan sembolleri çözümleyebilme becerisi şeklinde tanımlanmaktadır” (31, 32). Yazma ise; motor bir aktivite olması ötesinde okuma becerisinden ayrılması mümkün olmayan, daha üst düzeyde ve oldukça karmaşık bir planlama gerektiren, zihinsel bir eylemdir (33). Anlaşılacağı gibi okuma ve yazma birbirleriyle ilişkili ve birbirlerini tamamlayan kavramlardır. Bu iki kavramın, birbiriyle olan ilişkisi bu iki farklı becerinin birlikte kullanılmasını gerektiren “okuma-yazma” olarak tek bir kavramın oluşmasına neden olmuştur (30).

Okuma-yazma iki kavramı birbirinden ayrılmadığını ortaya koymakla birlikte; ses sembollerinin zihinsel olarak birleştirilmesi ve sözel olarak ifade edilmesi ve yazı yoluyla bu zihinsel ifadelerin aktarılması sürecidir (33). Zaman içerisinde teknolojik gelişmelerin baş döndürücü hızla artması sonucu yeni bin yılda “okur-yazar” tanımın da bir açılım yaşandığını belirten Gunther Kress (2003), günümüzde en çok kavramsal bir ürün olarak “okuryazarlık” terimi kullanıldığını bildirmiştir. Gunther Kress okuryazarlık tanımını “toplum tarafından anlam verilen iletişimsel simgelerin etkili bir biçimde kullanılabilmesi yeteneği” olarak tanımlamıştır. Dolayısıyla okuryazarlık çağın ihtiyaçlarına cevap veren ve yenilenen çağın gerektirdiği bir beceri olarak kavramlaşmaktadır (23,34,35). Dünyadaki okuryazarlık çalışmaları incelendiğinde, kavramın tanımı ilk defa 1950’lerde yapıldığı görülmektedir. Bu tanımda okuryazarlık temel okuma yazma becerileri ile sınırlandırılmıştır (36). Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)’nun 1962 yılında Paris’te yaptığı toplantıda;

(21)

yorumlanması ve işlenmesi”, şeklinde ifade etmiştir (39). Türk Dil Kurumu (TDK) okuryazarlığı, bireyin okuyup-yazabilmesi ve eğitimli olması şeklinde ifade etmektedir (40). En yeni okuryazarlık tanımlarından birisi ise; “görsel sembollerle iletişim kurabilme yeteneği, bireyin kendini geliştirme, amaçlarına ulaşma, sosyal ve iş yaşamında, problemlerini çözmede yeterli düzeyde okuma, yazma ve bilgi işleme yeteneği” şeklindedir (41). Görüldüğü gibi okuryazarlık kavramı üzerine geçmişten günümüze kadar değişen çeşitli tanımlar yapılmıştır. Bu tanımlar bir ülkeden diğerine, bir eğitim sisteminden ötekine değişiklik göstermektedir. Bu farklılık, okuma-yazma öğretim anlayışı ile bireyin okur-yazar olabilmesi için kazanması gereken bilgi ve beceri düzeyinin gelişmesinden kaynaklanır (42).

Okuryazarlık bağlamlar arasında değişiklik yapabilmeyi ve becerileri farklı bağlamlara aktarılması ya da aktarılmamasını ifade ederken, okuma-yazma ise okuyucu tarafından yazılı materyal ile okuma durumunun kapsamı arasında iletişim kurmayı gerektiren bir süreçtir. Örneğin okuma-yazma bilen bir kişi bilgisayar kullanım açısından ve ya sağlık açısından okuryazar olmayabilir ve ya bildiği bir konuda okuduğunu kolaylıkla anlarken bilmediği bir konudaki metini okumakta ve anlamakta zorluk çekmektedir (43). Okuryazarlık durağan olmanın ötesinde dinamik bir yapıya sahiptir (27). Okuryazarlık toplumu da şekillendiren bir yapıdır. Okuryazarlık, insanlığı birbirine bağlayan, toplumların birbirini daha iyi anlamasını sağlayan bir niteliğe sahiptir (44,45).

(22)

doğrultusunda yeni okuryazarlık türleri ortaya çıkmış ve gün geçtikçe artmaktadır. Bu okuryazarlık çeşitleri şöyle sıralanabilir:

 Medya okuryazarlığı,  Bilgisayar okuryazarlığı,  Çevre okuryazarlığı,  Teknoloji okuryazarlığı,  Görsel okuryazarlığı,  Sosyal okuryazarlık (16,38,47).

(23)

Şekil 1: Evrensel Okuryazarlık

Dünyadaki birçok kuruluş okuryazarlığın gelişmesi ve devamlılığı için çeşitli çalışmalar yürütmektedir. Bu kuruluşların en başında UNESCO gelmektedir. UNESCO’ nun okuryazarlık konusunda bugünkü politikası, okuryazarlığın ve okuryazar çevrelerin hayat boyu öğrenmenin bütünsel bir parçası olarak gelişimini desteklemek ve okuryazarlığı gündemde tutmaktır. Kuruluşundan bu yana (16. Kasım.1945) evrensel okuryazarlık oluşturma ve yayma çalışmaları sürdürmektedir. Kurum okuryazar bir Dünya vizyonu yaymak adına bütün ülkelerle çalışmaktadır (24).

(24)

2.1.1 Okuryazarlık Düzeyleri

Okuryazarlık, değişen zaman ve gelişen teknoloji ile birlikte farklılık göstermektedir. Okuryazarlık kavramının dünyadaki gelişimini ve yapılan araştırmaları dikkate alan UNESCO 1987 yılında, herkes için eğitim programı çerçevesinde, okuryazarlığı yeniden ele almış ve daha iyi anlaşılması için üç farklı düzeyde okuryazarlık tanımı yapmıştır.

Temel okuryazarlık; kelimeleri seslendirme ve cümleleri anlama becerilerine sahip olma düzeyidir.

İşlevsel (Fonksiyonel) okuryazarlık; Bireylerin okuma-yazma ve aritmetik bilgi ve becerileri öğrenmesi ve bunu günlük yaşamında, hayatlarının her döneminde kullanabilmesidir. Teknik ve işlevsel becerileri kapsar.

İşlevli (Multi-Fonksiyonel) okuryazarlık; Bireylerin okuma-yazma ve aritmetikle ilgili temel bilgi ve becerileri kazanması ve sosyal, ekonomik ve kültürel alanda bireyin kapasitesini sonuna kadar geliştirebilmesine imkan veren bir düzeydir. Bireyi karmaşık sorunlar karşısında araştırmaya yöneltir ve daha kapsamlı dünya görüşüne sahip olmasını sağlar (27, 36).

Bu okuryazarlık düzeyleri eğitim, teknoloji ve insanların ihtyaçları doğrultusunda değişikliğe uğramıştır. En son araştırmalar doğrultusunda Potur (2014) ve Tüzel (2012) okuryazarlığı dört başlık altında toplamıştır. Bunlar;

 İşlevsel okuryazarlık,

 Eleştirel okuryazarlık

 Alfabeye dayalı okuryazarlık ve

 Yeni okuryazarlıkdır (48,49).

(25)

toplumdaki önemini ortaya koyma çabalarının bir sonucudur. Günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeyleri sadece ekonomiye bağlı değildir. Ülkede basılan ve satılan kitap-dergi sayısı, yapılan konferans, panel gibi faaliyetlerin sıklığı toplumun gelişmişlik ölçütünü göstermektedir. Doğal kaynakları bakımından zengin ve ekonomileri güçlü pek çok ülkede okuryazarlıkla ilgili faaliyetlerde zayıf olduğundan gelişmekte olan ve ya gelişmemiş toplum statüsü görmektedir. Yani okuryazarlık kişinin toplumdaki başarısının ve toplumların gelişmişlik düzeylerinin en önemli ölçütüdür (16). Bundan dolayı insanlar, çağın gerektirdiği okuryazarlık gelişmelerini, yeniliklerini ve düzeylerini takip etmelidir.

2.1.2 Dünyada Okuryazarlık ve İstatistikler

Bugün Dünya genelinde 758 milyon okuryazar olmayan erişkin ve 264 milyon okul dışı çocuk ve genç bulunmaktadır (Dünya nüfusu 7,4 milyar). Tüm insanların okuma-yazma hakkından yararlanabilmesi ve cehaletin ortadan kaldırılması için UNESCO tarafından ilan edilen dünya okuma yazma günü her yıl 8 Eylül’de kutlanmaktadır. Bu yıl ise “8 Eylül Okuma Yazma Günü” ellinci kez kutlanacaktır. Bu 50 yıl içerisinde okuryazarlık oranlarında istikrarlı bir artış olmasına rağmen, Dünya genelinde çoğu ülkede çoğunluğu kadın olan milyonlarca okuma- yazması olmayan insan bulunmaktadır (50).

(26)

ve bu konuda önemli ilerlemelerin oluşmasını sağlandığı çeşitli kongreler düzenlenmiştir.

Okuma-yazma konusunda bir çok proje geliştirilmiştir. Dünyada okuma-yazma bilmeyen nüfus var olduğu sürece bu projeler geliştirilerek devam edecektir. UNESCO’nun herkes için eğitim konusundaki çalışmaları 1990 yılında, Tayland’da yapılan dünya konferansıyla başlamıştır. Dünyadaki tüm çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler ve yetişkinler yani kısacası herkes için eğitimi hedefleyen çok kapsamlı bir çalışmadır. Bu projede odaklanılan en önemli konu okuryazarlıktır. Değerlendirmelerde birçok ülkede kayda değer bir ilerleme olduğu görülmektedir. Ancak bu 10 yıl sonunda dünyada 113 milyondan fazla çocuğun eğitimden mahrum olduğu ve tüm yaş guruplarında 880 milyondan fazla yetişkinin okuryazar olmadığı belirlenmiştir. Değerlendirmenin herkes için eğitim hedeflerine istenilen ölçüde erişilemediği için forum tarafından bu hedefe ulaşılması için yapılması gereken faaliyetleri belirten “Dakar Eylem Çerçevesi” kabul edilmiştir. Bu çerçevede belirlenen hususların 2015 yılına kadar gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Fakat bu plan hala gerçekleşememiş ve çalışmalar dünya çapında devam etmektedir (26,51).

(27)

kaydedilmiştir. Bunların içerisinde 18-64 yaş arası kişilerden 2 milyon 300 bini ise hiç okuma-yazma bilmemektedir. Bu kişiler, iş sözleşmesi ya da doktor raporu gibi gündelik belgeleri anlamamaktadır. Bu durumun değişmesi için UNESCO birçok girişimde bulunmuştur. UNESCO Almanya’nın Bom kentinde açıkladığı rapora göre, dünya genelinde 263 milyon çocuk okula gidememektedir. Dünya basını, cinsiyet eşitsizliğinin, okullara uzak mesafenin, yoksulluğun ve yaşanan savaşların çocukların okula gönderilmeme nedeni olduğunu belirtmiştir. Dünyada okula gidemeyen erkek ve kız çocukların %35’i savaş bölgelerinde yaşamaktadır. Günümüzde, Afrika’nın güneyinde 9 milyon kız ve 6 milyon erkek çocuğu hiç okula gidememektedir. Bu oran Güney Asya’da 5 milyon kız ve 2 milyon erkek çocuk olarak görülmektedir. Günümüzde bu oranların görülmesi okuryazarlık konusunda daha çok çalışmaların yapılması gerektiğini göstermektedir (50,45).

2.1.3 Türkiye’de Okuryazarlık ve İstatistikler

Hızla değişmekte olan yaşam içerisinde toplumların gelişmesinde bilgi önemli bir güçtür. Toplumların ilerleyebilmesi için bilginin öneminin kavranması, onun etkin bir şekilde kullanılması ve onun ışığında yeni bilgiler üretmek ve geliştirmek gerekmektedir (23,52). Bilgi çağı olarak nitelendirdiğimiz günümüzde okuryazarlığın geliştirilmesi ve yayılması ülkemiz için çok önemlidir.

Cumhuriyetin ilanından bu yana okuryazarlık konusunda Türkiye’de bir çok çalışmalar düzenlenmiştir. 1928, 1960, 1971 yılları içerisinde düzenlenen çalışmalara bakacak olursak;

(28)

dönüştürülerek kampanya başlatılmıştır (53,54). Bu kampanya ile 1928’de yaklaşık %8 olan okuryazarlık oranı 1935’te %20’ye çıkmıştır.

 Halk Evleri; 19 Şubat 1932’de kurulmuştur. İlk 14 Halkeviyle başlamış ve etkin eğitimsel faaliyetlerle ülkenin genelinde örgütlenmiştir. Yetişkin okuryazarlığı konusunda olumlu gelişmeler sağlanmıştır (55,56).

 Türk Silahlı Kuvvetleri Okuryazarlık Çalışmaları; Herkesin okur-yazar olması amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri 1940 yılında okuryazarlık çalışmalarına başlamıştır. Amacı askere gelen erkeklere okuma yazma ve genel bilgiler öğretmektir. Türk Silahlı Kuvvetleri okuma-yazma çalışmaları UNESCO tarafından ''dünyanın en düzenli ve en başarılı halk eğitimi çalışmaları'' olarak ilan edilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı arasında 8 Şubat 2000 tarihinde iş birliği imzalanmıştır. Bu protokolle Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı birliklerde okuma-yazma öğretim çalışmaları halen devam etmektedir (50).

(29)

kişilerde %40 oranında terk olmasından dolayı proje yaygınlaştırılamamıştır (52,53,55,56).

Bu çalışmaların devamı olarak 1981, 2000, 2008 yılları içerisinde dört büyük okuma-yazma kampanyası düzenlenmiştir. Bunlar;

 100. Yıl Okuma-Yazma Kampanyası; Atatürk’ün 100. Doğum yılı kutlama amacı ile bu kampanya başlatılmıştır. Ayrıca Türkiye bu kampanya ile başta UNESCO olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşlardan ödül almıştır.

 Eylül 1992 Okuma-Yazma Seferberliği; bu seferberlik Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan 13 ilde uygulanmıştır. Bu illerin özelliği okumaz-yazmazlığın %90’nın üstünde olmasıdır. Bu projeyle bu illerde okuryazarlığı yaygınlaştırma çalışmaları yapılmıştır. Bu proje Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Türkiye Temsilciliği ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Projenin sonunda yetişkinler için okuma-yazma materyalleri geliştirilmiştir (53,55).

 Ulusal Eğitimde Destek Kampanyası; 2001 yılında sivil toplum örgütleri ile birlikte sürdürülmüştür. Dört yılda 2 milyon kişiye ulaşılması hedeflenmiştir. Bu 4 yıl içerisinde açılan okuma-yazma kurslarına, 344.828 erkek, 614.373 kadın katılmıştır (52,53).

(30)

 Ana-Kız Okuldayız Okuma-Yazma Kampanyası; 2008 yılında MEB desteği ile kampanya başlatılmıştır. Ülke genelinde sosyo-ekonomik yönden yoksul, eğitim imkânlarından yararlanamamış, zorunlu öğretim çağını geçirmiş, genç kız ve kadınlar başta olmak üzere yetişkinleri okuryazar hale getirmek ve üst öğrenime yönlendirmek (açık öğretim okulları) amacıyla kampanya yola çıkmıştır. Kampanyanın hedefi 4 yıl içerisinde 3 milyon kişiyi okuryazar duruma getirmektir. Sonuçta 1.935.667 kişiye ulaşılmıştır.

Bu çalışmalarla Türkiye’de 1928 yılında %10 olan okuryazarlık oranı, 1980 yılında %67.2’ye, 1990’da %80’e, 2000 yılında %86.5’e, 2010’da %93.9 ve en son olarak 2015 yılında ise %96.2’ye ulaşmıştır. Bu düzenli artış iyi görünse de çağdaş toplumlara kıyasla Türkiye’nin okuryazarlık oranı düşük düzeydedir. TÜİK 2015 verilerine göre, Türkiye’de 6 yaş ve üzeri okuryazar olmayanların oranı %3.78’dir. Bu oran erkeklerde %1.29 iken kadınlarda ise %6.28 bulunmuştur. UNESCO’nun raporunda ise Türkiye’de 7 milyondan fazla kişinin okuryazarlığı olmadığı belirtilmiştir. Bu oranın çoğunu kız çocukları ve kadınlar oluşturmaktadır (2,50,52,53,57,).

(31)

2.2 Sağlık Okuryazarlığı Kavramı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1974 yılında sağlığı “sadece hastalık veya sakatlığın olmayışı değil, fiziksel, ruhsal, sosyal yönden tam bir iyilik hali” olarak tanımlamıştır. Günümüzde sağlık anlayışı ise; birey, aile ve toplumun sağlığını koruyan, sürdüren ve geliştiren sağlık odaklı bakım yaklaşımını öngörmektedir. Burada önemli olan, bireyin iyilik halini koruyacak, sürdürecek ve geliştirecek davranışlar kazanması ve kendi sağlığı ile ilgili doğru kararlar almasını sağlamaktır. Bireyin sağlığı ve toplumun sağlığı bir bütün olarak ele alınmalıdır (60,61).

(32)

Çoğunluğu 2005 yılından sonra olmak üzere 2012 Ağustos ayına kadar Pub-Med listesinde yaklaşık 5489 makale yer almıştır. Bu makalelerde sağlık okuryazarlığı tanımı, sağlık okuryazarlığı ölçme araçları, sağlık okuryazarlığı prevalansı, sağlık eğitimcilerinin rolü, sağlık iletişimi, düşük gelir gurubundaki kadınlarda sağlık okuryazarlığı, sağlık okuryazarlığının önemi gibi konular ele alınmıştır (6). Günümüzde sağlık okuryazarlığına olan ilgi gün geçtikçe daha da artmaktadır. Her geçen gün literatüre dahil olan yeni araştırmalar yapılmaktadır. Bu da sağlık okuryazarlığının dünya üzerindeki öneminin büyüklüğünü göstermektedir.

(33)

 İnsanların yaşadığı ve çalıştığı çevre,

 Kişilerin davranışları,

 İlerleyen yaşa bağlı olarak organizmada meydana gelen değişiklikler,

 Genetik faktörler şeklinde sıralanmaktadır (65).

Bu faktörlerden dolayı bulaşıcı olmayan hastalıkların kontrolü için yapılacak girişimler çok yönlü olmalıdır. Bu faktörlerin bazıları çevrenin ve hizmetlerin geliştirilmesini gerektirirken, bazıları ise kişilerin sağlıkla ilgili davranışlarını değiştirmeyi gerektirmektedir. Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Eylem Gurubu bu konuların çözümü için yapılması gerekenler; liderlik, koruma, tedavi, uluslararası iş birliği ve izleme, değerlendirme olarak belirlemiştir. Bu hastalıklardan korunmak ve hastalıkların kontrolü bakımından başlıca müdahale alanları ise;

 Tuz azaltılması,

 Tütün kontrolü,

 Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite,

 Aşırı alkol alınmasından kaçınma,

 Temel ilaçlar ve teknolojidir.

(34)

topluma iletilmesi önemlidir. Bu iletim sırasında, bilgilerin topluma anlaşılır bir dille ve ulaşılabilir araçlarla iletilmesi ve diğer taraftan da toplumun bu bilgilere ulaşabilmesi, anlaması yorumlaması ve bu bilgiler ışığında uygun davranış geliştirilmesi de çok önemlidir. İşte tam bu noktada “Sağlık Okuryazarlığı” (Health Literacy) gündeme gelmektedir (9,18,65,66).

Sağlık okuryazarlığı ile ilgili çalışmalar 1950’lerde başlamıştır. Özetle bu çalışmalar;

- 1950-1970: Global perspektif-3. Dünya ülkelerinde gebelik eğitimi, cahillik toplum sağlığını etkileyen konu,

- 1970-1980: Sosyoekonomik düzey-sağlık düzeyi çalışmaları, eğitim düzeyi ile sağlıklı olma arasındaki ilişki,

- 1980-1990: RWJ Foundation (Robert Wood Johnson Vakfı) sağlık okuryazarlığı ölçme projesi, sağlık okuryazarlığı ile sağlık sonuçları arasındaki ilişki çalışmaları,

- 1990- : Sağlık okuryazarlığı düzeyi ile sağlık sonuçları arasındaki ilişkinin önemi, AMA raporu, IoM raporu, DSÖ raporu.

Bu çalışmaların yanında, çeşitli kuruluşlar sağlık okuryazarlığı ile ilgili raporlar yayınlamışlardır. Bu kuruluşlar arasında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ 2001), İngiliz Tüketici Konseyi (2004), Avrupa Birliği (EU 2005), Amerikan Tabibler Birliği (AMA 2003), Amarikan Sağlık Bakanlığı (HHS 2000, Healthy People 2010), ve bir bağımsız kuruluş olan Institute of Medicine (IoM 2004) yer almaktadır. En çok ses getiren önemli görünen ve konuya yön veren rapor IoM’ın yayınladığı rapordur (64,67).

(35)

okuryazarlığı ilk başta sağlıkla ilişkili materyali, okuma, yazma ve aritmetik becerileri uygulama yeteneği olarak tanımlanmıştır. 1990’lara kadar yapılan tanımlar yetersiz görünmüş ve birçok yeni tanımlar yapılmıştır (68,69). Amerika Tıp Birliği (AMA) sağlık okuryazarlığını, “sağlık hizmetleri çerçevesindeki işlevler içinde okumayı ve sayısal işlevleri uygulayabilmeyi kapsayan yetenek” şeklinde tanımlamıştır (70).

Healthy People 2010 (Sağlıklı İnsanlar 2010)’da sağlık okuryazarlığını; doğru sağlık kararları alabilmek için gerekli olan temel sağlık bilgisinin ve sağlık hizmetini anlama, elde edebilme ve işleme kapasitesinin derecesi olarak tanımlamıştır (71). Daha sonra Amerika Tıp Dergisi tarafından 2013 yılında; bireylerin sağlıkla ilgili mesajları okuyabilmesi, ilaç kutularının üzerini okuyup anlaması, sağlık çalışanları tarafından söylenenleri anlayıp yapabilmesi şeklinde tanımlamıştır (69).

DSÖ (2013) sağlık okuryazarlığı kavramının tanımını gözden geçirmiş ve bireylerin sağlık hizmetleri alanında karar vermeleri, sağlıkla alakalı bilgilere ulaşmaları, verilen mesajları doğru anlamaları ve okuryazarlık seviyelerini dikkate alarak yeniden tanımlamıştır (72). Sağlık okuryazarlığına yön veren tanım olarak kabul edilen Tıp Ensititüsü (IoM) tanımının içinde, bireylerin sağlık sistemini nasıl kullanılabileceğini, nasıl yararlanabileceğini bilmesi de yer alır (64).

(36)

Görüldüğü gibi sağlık okuryazarlığı konusu üzerinde uzun olmayan bir süredir incelemeler yapılmaktadır. Buna rağmen dünyada birçok kuruluş ve araştırmacı bu konuda çok sayıda araştırma ve tanım yapmıştır. (20). Sağlık okuryazarlığı ilk önce okuma-dinleme ile başlar, analiz etme-karara katılma ile üzerine yoğunlaşılır ve son olarak da karar verme-hayata uyarlama ile sonuçlanır (8).

Sağlık okuryazarlığının 2 ana bileşeni vardır:

1- Bireysel Sağlık Okuryazarlığı; bilgi ve yeteneğe erişme ve anlama, bilgiyi uygulama-anlama, sağlık ve sağlık hizmetleri içinde eylem ve karara katılım konularını içermektedir.

2- Çevresel Sağlık Okuryazarlığı; yapısal politikalar ve işlemler ile sağlık sistemi içinde, iletişim, erişimi, kişileri anlayabilmeyi ve sağlıkla ilgili bilgileri içerir (73).

(37)

2.2.1 Sağlık Okuryazarlığı Kavramsal Modeli

(38)

Tablo 1: Sağlık Okuryazarlığı Modelleri Modeli geliştiren kişi Modelin

geliştirildiği yıl

Modelin içeriği

Don Nutbeam 2006 Bu modelde Nutbeam iletişim ve eğitim düzeyinin bireyin mevcut kapasitesini oluşturduğunu ve öz yönetim ile beraber sağlık okuryazarlığını doğrudan etkilediğini söylemiştir. İletişim ve eğitim insanların toplumsal ilişkilerini, bilgi kazanımını ve karar alma süreçlerini etkilemektedir. ayrıca sağlık okuryazarlığı düzeyinin gelişmesiyle, bireylerin sağlıkla ilgili toplumsal eylemlere katılımda bulunabileceği de söylenmiştir (75).

Kaoru Ishikawa ve Tetsuya Yano

2008 Bu modelde amaç sağlık okuryazarlığının sağlık bakım süreçlerine katılımı nasıl etkilediğini ortaya koymaktır. Bu modelde bireyin sağlık okuryazarlık düzeyi, bireyin sağlık hizmetlerine ulaşması, sağlık bilgilerini anlama ve kullanma yeteneği belirlenir. Yeterli düzeyde SOY olması bireyin karşılaşacağı sağlık problemini anlamasına yardımcı olamaktadır. Bireyin çeşitli kaynaklardan bilgi edinmesi, edinilen bu bilgiyle karar alma sürecine katılacak, bu şekilde tedaviye daha iyi bir uyum sağlanacak ve sonuç olarak öz yönetim gelişecektir (76).

Thomas Lovendahl Sorensen

(39)

2.2.2 Sağlık Okuryazarlığı Düzeyleri

Dünyada sağlık okuryazarlığı konusunda çalışan birçok araştırmacı ve kuruluşlar vardır. Bu araştırmacı ve kuruluşlar farklı kriterleri dikkate alarak, sağlık okuryazarlığı boyutlarını ortaya koymada farklı sınıflandırmalar yapmışlardır. (8,94). Dünyada en çok bilinen sınıflama Don Nutbeam tarafından yapılan sınıflamadır. Farklı yaş gruplarına göre hazırlanmış eğitim programları ile sağlık okuryazarlığı seviyelerinin arttıralabileceğini ifade etmiştir (72,95).

İşlevsel sağlık okuryazarlığı (Functional literacy): Temel okuma yazma becerilerini kapsamaktadır. Bireylere sağlık riskleri hakkında gerçek bilgi verir ve sağlık sistemini nasıl kullanılacağını gösterir. Çoğunlukla bireye yöneliktir ama toplumsal faydası da çok büyüktür. Parker ve ark.’na göre, randevu alma, reçete ve ilaç etiketlerini okuma gibi beceriler fonksiyonel SOY’na örnek olarak verilebilir. Bu düzeydeki kişiler sağlık hizmetlerinde kullanılan eğitim materyallerini okuyup anlayabilirler (70,94).

Etkileşimli sağlık okuryazarlığı (İnteractive health literacy): Bilimsel kazanımları ve sosyal becerileri kapsar. Daha çok bireysel düzeydedir. Okul sağlığı eğitim programları, farklı gruplara ihtiyaçları ile ilgili sağlık iletişiminin sağlanması etkileşimli sağlık okuryazarlığını geliştirmeye örnek verilebilir (94,95).

Eleştirel sağlık okuryazarlığı (Critical health literacy): Kişinin sağlık uygulamalarında kullandığı bilgileri bilişsel düzeyde analiz etme becerisidir. Bireyler sağlıklarıyla ilgili karar verici olabilir ve sağlık profesyonelleriyle iletişimde etkin rol alabilirler. (74,96).

(40)

modeli; temel okuryazarlık, bilimsel okuryazarlık, yurttaşlık okuryazarlığı ve kültürel okuryazarlık olarak 4’e ayrılır (69).

Temel okuryazarlık; Hastanın istatistikleri okuyup anlayabilmesini, tedavi risklerini ve karşılaştırmaları anlayabilmesidir. Sağlık okuryazarlığında kelimeleri anlamak kadar sayıları okuma ve yorumlama çok önemlidir.

Yurttaşlık okuryazarlığı; bireylerin sağlıkla ilgili kamusal konularda farkında olması, bu konulardaki eleştirel tartışmalara ve karar vermeye katılabilmesi anlamına gelmektedir.

Bilimsel okuryazarlık; bireylerin sağlık alanındaki bilim ve teknolojiyi anlama ile ilgili becerileridir.

Kültürel okuryazarlık; Kültürel farklılıklar kişilerin sağlıkla ilgili davranışlarında etkili bir faktör olduğu için dikkate alınmaktadır. (96,97,98).

Sağlık okuryazarlığı eğitimine çocukluk döneminde başlanılması sağlık okuryazarlığını yükseltmede önemli bir kriterdir. Bu eğitimi engelleyen faktörlerler de baş etmek önemlidir. İnsanların özelliklerine ve kapasitelerine uygun çok yönlü eğitimler planlanmalıdır. Sağlık ve iyiliği en iyi şekilde sağlayacak yöntemler geliştirilmelidir. Westar ve ark. (2014) göre sağlık okuryazarlığını geliştirmek için iki yol vardır. Birncisi, güvenilir bilgi kaynaklarına yönlendirme ve bireylerin ihtiyaçları doğrultusunda bilgi kaynağı hakkında düşünmeyi sağlamaktır. İkincisi ise, hastaların seviyelerine uygun bilgi oluşturmak ve bu bilgiyi en iyi şekilde onlara sunmak önemlidir (99,100).

2.2.3 Sağlık Okuryazarlığının Önemi

(41)

kavramdır. ‘İki yaşında olan bir kız çocuğuna ortakulak iltahabı teşhisi konur ve bir antibiyotik reçete edilir. Annesi reçeteye yazılan bu ilacı günde iki kez alınması gerektiğini anlar. İlacın kutusunu dikkatlice inceledikten sonar ilacın nasıl alınması gerektiğinin bildirilmediğine karar verir. Çocuğunun alması gereken antibiyotiği bir çay kaşığına koyar ve kızının ağrıyan kulağının içerisine boşaltır’ (77). İşte bu örnekle sağlık okuryazarlığının önemi gözler önüne serilmektedir. Sağlık hizmeti sunanlar ile hizmeti alan hastalar arasında sorumluluklar paylaşılmalıdır. Her iki tarafın birbirini daha iyi anlaması ve etkili iletişim sağlanması sağlık okuryazarlığı ile mümkündür. Bireyin kendi sağlığı ile ilgili kararları doğru alabilmesi ve verilen sağlık mesajlarını doğru anlaması çok önemlidir. Bundan dolayı dünya genelinde sağlık okuryazarlığına yönelik çalışmalar, eylem planları ve sağlık okuryazarlığını geliştirme stratejileri uygulanmaktadır (78,79). Günümüzde sağlık okuryazarlığı düzeyi belirleme çalışmaları gün geçtikçe artmaktadır. Sağlık okuryazarlığı düzeyini belirlemek, yapılacak olan çalışmalara yön verecektir. Bu çalışmalar yapılırken de sağlık okuryazarlık düzeyinin yükseltilmesi için hedefler oluşturulmalıdır (72).

(42)

Düşük sağlık okuryazarlığına sahip bireylerin ise, daha fazla hastaneye yattıkları, acil servisten daha fazla yararlandıkları, daha az koruyucu sağlık hizmetleri aldıkları, ilaçları düzgün kullanamadıkları, sağlıkla ilgili verilen mesajları anlamadıkları, sağlık bakım maliyetlerinin daha fazla olduğu ve özellikle yaşlılarda daha kötü sağlık düzeyinin olduğu, bu durumun yüksek mortalite ile ilişkili olduğu görülmektedir (19). Kanada’da yapılan bir araştırmada, yetersiz SOY düzeyinin bireylerin kendi hastalıkları ve tedavileri konusunda bilgilerinin ve sağlıkla ilgili bilgileri anlamada ve kendi kendine karar verme konusunda yetersiz olduğu saptanmıştır (84). Düşük sağlık okuryazarlığı düzeyi, koruyucu sağlık hizmetleri yönünden önemli olan tarama testlerinin uygulanmasını engellemektedir. Örneğin; İngiltere’de kolon kanseri tarama programında, bireylerin evlerine tarama yaptırma konusunda yazılı materyal gönderilmiştir. Buna rağmen bireylerin bazılarının tarama yaptırmaması, sınırlı sağlık okuryazarlığına bağlanmaktadır. Buna benzer, meme kanseri tarama ve mamografi yaptırmamak da düşük sağlık okuryazarlığı ile ilişkilidir. Bu küçük maliyetli tarama testlerini yaptırmamak hastalığın oluşumu ile büyük maliyetlerin oluşumuna sebep olmaktadır (82,83). Bu da düşük sağlık okuryazarlığın ülke ekonomisini olumsuz etkilediğini göstermektedir.

Sınırlı sağlık-okuryazarlığı düzeyine sahip hastaların sağlık profosyonellerinden utanma eğilimlerinde oldukları için sağlık sorunlarını anlamasalar bile ilaç kullanımı ve tedavi talimatlarına yönelik tekrar bilgi istemedikleri belirtilmektedir (69,84). Sağlık okuryazarlığını etkileyen faktörler Tablo 2’de belirtilmiştir.

(43)

Tablo 2: Sağlık Okuryazarlığını Etkileyen Faktörler

Genel okuryazarlık düzeyi Yüksek okuryazarlık düzeyi yüksek sağlık okuryazarlığı ile aynı anlamı taşımamaktadır. Yapılan araştırmalarda yeterli düzeyde okuryazarlığı olanların sağlık okuryazarlığı düşük olabileceği de görülmektedir (9,85).

Demografik faktörler Yaş, cinsiyet, medeni durum, ırk, gelir, eğitim, çalışma durumu vb. özelliklerdir. Genel olarak araştırmalarda, ileri yaşlarda olanlarda, bekar olanlarda, kadınlarda, eğitim ve gelir durumu düşük olanlarda sağlık okuryazarlığı daha düşük olduğu belirlenmiştir (86,87)

Psikososyal faktörler Öz yeterlilik, sağlık bilgisi, sosyal destek, ve hastalığı anlama gibi konulardır. Sağlıkla ilgili inançlarının düşük olması, bu inançların davranışa geçirilememesi, aileden ve çevreden sosyal desteğin azlığı, sağlık ve hastalıklar konusunda bilgisizlik, sağlık okuryazarlığının düşük olma sebepleri arasındadır (88).

Kültürel faktörler Göçmenlik, etnik gurup ve dil farklılığını kapsar. Bu özellikler sağlıkla ilgili bilgileri okumayı, yazmayı ve anlamayı zorlaştırır (89).

Bireysel özellikler Konuşma, görme ve işitme yetenekleri, hafıza ve anlamlandırma ile fiziksel, bilişsel ve sosyal becerileri kapsar. Tüm bu yetenek ve becerilerin azalması düşük sağlık okuryazarlığına sebep olur (8). Hastalık deneyimleri Kişilerin sağlık okuryazarlık düzeyleri hastalıktan, tedavi süreçlerinden ve ortaya çıkan ek hastalıklardan etkilenebilen bir süreçtir (90).

Sağlık sistemiyle ilgili faktörler

Sağlık sistemine erişim, sistemin karmaşıklığı, hekim hasta ilişkileri ve sağlık güvencesi de sağlık okuryazarlığı düzeylerini etkilemektedir (91).

(44)

hastalıkların azalmasın sağlamıştır. Japonya ve Çin’de 1980’lerde tuz kullanımını azaltmada anahtar strateji olduğu, medya kampanyaları ve sınıf temelli eğitimin ishalli hastalıkları azaltmada etkili olduğu, Japonya’da sağlıklı yaşam davranışlarının yükseldiği anne ve çocuk ölümlerinin azaltıldığı, beslenmenin iyileştirildiği ve HIV geçişinin azaltıldığı saptanmıştır (92,93).

DSÖ, toplumlarda sağlık okuryazarlık bilincini geliştirmeye yönelik önerilerde bulunmuştur. Bunlar :

- Sağlık okuryazarlık eğitimi erken çocukluk döneminde başlatılmalıdır. - Sağlığın geliştirilmesi kavramı okul eğitimi sırasında geliştirilmelidir.

- Yetişkin dönemde eğitimi engelleyen faktörlerle baş etme yolları geliştirilmelidir.

- Geniş katılımcı eğitim yöntemleri kullanılmalıdır.

- Bireylerin özelliklerine ve kapasitelerine uygun çok yönlü programlar yapılmalı ve uygulanmalıdır.

- Sağlıklı olmak ve iyilik hali için yeni yöntemler geliştirilmelidir (72,94,95). 2.2.4 Sağlık Okuryazarlığının Belirlenmesinde Kullanılan Araçlar

(45)

Tablo 3: Sağlık Okuryazarlığının Belirlenmesinde Kullanılan Araçlar Ölçeğin İsmi Geliştiren kişi/

yıl

Dil Amacı Türkçe

versiyonu TOFHLA

Yetişkinlerdeki İşlevsel Sağlık Okuryazarlık Testi/The Test of Functional Health Literacy in Adults Parker ve ark. 1995 İngilizce İspanyolca Türkçe

Gerçek materyaller kullanılarak hastanın sağlıkla ilgili okuma becerilerini, sayıları ve ifadeleri anlama becerilerini ölçmektedir. Test süresi 22-25 dakikadır. Sorular toplam 67 maddeden oluşmaktadır (70,103).

Üçpunar ve Piyal, tarafından 2014 yılında yapılmıştır. (YİSOT) S-TOFHLA

Yetişkinlerde İşlevsel Sağlık Okuryazarlık Kısa Test/The Short of Functional Health Literacy in Adults

Parker ve ark. 1995

İngilizce İspanyolca

TOFHLA uzun süren bir ölçme aracı olduğu için kısa versiyonu olarak geliştirilmiştir.Sayısal beceriler dışında, sadece okuma ve anlama becerilerine içermektedir (70,98,100).

Yok.

REALM

Tıpta yetişkin Okuryazarlığının Hızlı Ölçümü/The Rapid Estimate of Adult Literacy in Medicine

Davis ve ark. 1991

İngilizce Türkçe

Kişilerin kelime tanıma ve telaffuz becerilerini test etmektedir. 66 kelime içeren bir tarama testidir. Kişilerin yüksek sesle bu kelimeleri okuması istenir ve doğru telaffuz için 1 puan verilir, yanlış telaffuza ise işaret konur (13,104). Özdemir ve ark. Tarafından 2010 yılında yapılmıştır. NVS

Yeni Yaşamsal Bulgu Ölçeği/Newest Vital Sing

Weiss ve ark. 2005

İngilizce İspanyolca Türkçe

Altı sorudan oluşur metin okumayı ve anlamayı test etmektedir. Besin etiketi üzerinde kullanılan testin, ilk 4 sorusu hesaplama ve sayısal beceri, son iki soru ise etiketteki uygun bilgi parçasını bulma becerisine yöneliktir. Her doğru cevap için 1 puan verilmektedir (13,105,106,).

Özdemir ve ark. Tarafından 2010 yılında

(46)

Ölçeğin İsmi Geliştiren kişi/ yıl

Dil Amacı Türkçe

versiyonu WRAT-R

Geniş Kapsamlı Başarı Testi/Wide Range Achievement Test-Revised

Ulaşılamadı İngilizce Sözcükleri okuma ve telaffuz etme ile ilgilidir, anlamak önemli değildir. 5-75 yaş aralığında kullanılabilir. Puanlama ve değerlendirmede aynı yaş gurupları karşılaştırılır (13,69).

Yok.

MART

Tıp Terminolojisi Okuma Başarı Testi/The Medical Terminology Achievement Test

Hanson-Divers 1997

İngilizce Sesli okuma testidir. Diğer testlerden farklı olarak, MART testi bireylerin kelimeleri neden okuyamadıkları konusunda açıklama yapmaları istenir. (Örneğin ;küçük yazı olması, uzak olması vb.) Yani bireye bahane bulmasına ve açıklama yapmasına olanağı verilir (69,).

Yok.

SILS

Tek Maddelik Sağlık Okuryazarlığı Taraması/Single Item Literacy Screen

Ulaşılamadı İngilizce Bireylerin basılı sağlık okuryazarlığını belirlemeye yöneliktir. Tek maddeden oluşur. Soru “Doktorunuz ve ye eczaneden verilen sağlık talimatlarını, broşürleri ve ya yazılı materyalleri okumak için hangi sıklıkla yardım alırsınız?” şeklindedir. Test beceriyi değil, ihtiyacı ölçer (107).

Yok.

HALS

Sağlık Aktiviteleri Okuryazarlık Ölçeği/Health Activites Literacy Scale

Ulaşılamadı İngilizce Sağlığın teşviki, korunması, hastalıkların önlenmesi, sağlık hizmeti-idamesi ve sistem yöntemleri başlıklarını kapsar. Burada düzyazı, sayısal ve metin maddeleri ile ilgili sorular vardır (20).

(47)

Ölçeğin İsmi Geliştiren kişi/ yıl

Dil Amacı Türkçe

versiyonu PHLAT

Ebeveyn Sağlık Okuryazarlığı Aktivite Testi Kısa Formu/ Parental Health Literacy Activities Test Kumar, D. ve ark. 2010 İngilizce İspanyolca Türkçe

Bebekleri 0-1 yaş dönemde olan ebeveynlerin sağlık okuryazarlığı ve matematiksel becerilerini ölçmek için tasarlanmıştır. Testteki sorular, ilk yıl içinde bebeklerin rutin sağlık muayeneleri sırasında hekimler tarafından ebeveynlere verilen direktifler, anne ve bebek bakımı için rutin sağlık denetim kılavuzu temel alınarak oluşturulmuştur (108,109). Topuz,A. tarafından 2016 yılında yapılmıştır. HLS-EU

Sağlık Okuryazarlığı Tanılama Ölçeği/Instrument for Assessment of Health Literacy

Sorensen ve ark. 2012

İngilizce Türkçe

47 sorudan oluşan ölçek üç sağlık sürecini (hastalıklardan korunma, sağlıkta hizmet sunma, sağlığın daha iyiye götürülmesi) ve dört bilgi işlem sürecini (erişim, değer biçme, uygulama-anlama) içermektedir (10,110).

Çimen ve Bayık Temel tarafından 2015 yılında yapılmıştır.

Bir-İki Soruluk Test

Tek ya da iki soru /One or Two Question Tests

Ulaşılamadı İngilizce Bireyin sağlık okuryazarlık seviyesine yönelik genel bir kanıya varılır. (99).

Yok.

YSOÖ

Yetişkin Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği

Sezer ve Kadıoğlu, 2012

Türkçe Yetişkin bireylerin sağlık okuryazarlığı konusundaki yeterliliğini ölçmeye yöneliktir. Sağlık bilgileri ve ilaç kullanımı ile ilgili 22 soru, vücuttaki organların yerini bilme ile ilgili 1 adet şekilden oluşmaktadır. Alınacak puan 1-23 arasında değişmekte ve puan artıkça sağlık okuryazarlık düzeyi de artmaktadır (21).

(48)

Sağlık okuryazarlığı sadece hastalar için değil, sağlıklı bireylerin temel sağlık hizmetlerinden yararlanması ve kendini hastalıklardan koruması için de kazanılması gereken bir yetkinliktir. Sağlık okuryazarlığı çok boyutlu ve karmaşık bir yapısı vardır. Gelişen teknolojiyle de her geçen gün sağlık bilgileri değişmekte ve yeni bilgiler oluşmaktadır. Bundan dolayı var olan testler sağlık okuryazarlığını ölçmek için yetersiz kalmaktadır. Bireylerin kültürel ve sosyal boyutlar da göz ardı edilmektedir. Sağlık okuryazarlığını daha kapsamlı ölçmek için yeni testler geliştirilmelidir (69,106,111).

2.2.5 Sağlık Okuryazarlığının Geliştirilmesi

Sağlık okuryazarlığını geliştirmek ülkelerin sağlık politikalarında, araştırma, uygulama ve eğitimde büyük bir önceliğe sahiptir ve Sağlıklı İnsanlar 2020’nin devam eden hedefleri arasındadır. Sağlık okuryazarlığının gelişmesi, bireylerin ve toplumların sağlık durumlarının yükseltilmesini sağlamaktadır (71,96).

(49)

işarat etmektedir. Bireyin sağlıklı kalması, sağlığının korunması ve geliştirilmesi için temel sağlık bilgilerini anlaması, yorumlaması ve buna uygun davranış geliştirilmesi ile gerçekleşebilir. Ancak bu şekilde toplumun sağlık okuryazarlığı geliştirilerek, sağlık hizmetlerinin doğru kullanımı sağlanabilir (101).

Dünyada teknolojinin her geçen gün değişmesi ve büyük bir hızla ilerlemesi, sağlık bilgisini de değişime uğratmaktadır. Bu değişim içerisinde bireylerin de sağlık konusundaki rolleri artmakta ve bireyler açısından SOY daha da önemli hale gelmektedir. Bu dinamik süreç içerisinde sağlık konusunda bireylerin güçlendirilmesi, farklılaşan ve artan bilgi çokluğu içinde doğru bilgilerin anlaşılması ve doğru kararların alınabilmesi için SOY’nın geliştirilmesi ciddi bir ihtiyaçtır (106).

2.2.6 Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde Sağlık Okuryazarlığının Önemi Günümüzde temel sağlık hizmetlerinin önemli bir unsuru SOY’dır. Dünyada sağlık problemlerinin %90’nının birinci basamak sağlık hizmetlerinde çözüme kavuşturulabilmesi için çalışmalar sürmektedir (45). Bir toplumun sağlık okuryazarlığı artıkça, sağlık problemlerini kolaylıkla birinci basamak sağlık hizmetinde çözebilirler, gereksiz yere ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerini meşgul etmezler, sadece ciddi sağlık problemleriyle karşılaştıklarında buraları kullanmaları gerektiğini bilirler. Bunu yapabilen toplumlarda daha düzenli, verimli ve güçlü sağlık işleyişi oluşur. Bu da ülkelerin ekonomisini olumlu yönde etkilemektedir (73).

(50)

kapsamlı yaklaşım, topluma yönelik olma ve bütüncül yaklaşımdır. Birincil basamak sağlık hizmeti, bireyin her türlü sağlık hizmeti alım noktasında ilk giriş kapısıdır. Bu kurumlarda SOY düzeylerinin belirlenerek, SOY düzeyine uygun etkin müdahaleler ile hem bireysel hem de toplumsal sağlığın geliştirilmesine katkı sağlamaktadır. Sağlık personelinin sağlık okuryazarlığı konusuna ilişkin farkındalık yaratması ve bilgi düzeyini tespit etmesi ülkenin sağlık işleyişini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca kişilerin daha kısa zamanda ve daha etkili sonuçlar almasını sağlamaktadır. Daha etkili sonuçlar için sağlık profosyonelleri ile bakım alanlar arasında iletişim bozuklukları giderilmeli ve bireylerin fikirleri, istekleri değerlendirilmelidir. Ayrıca birinci basamakta çalışan sağlık personelinin tamamlayıcı sağlık yaklaşımlarını etkileri, yan etkileri ve güvenirliliği ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. En önemlisi de bireyler değişen sağlık bilgisi konusunda sağlık profosyonelleri ile iletişim içinde olmalıdır (101,113).

Birinci basamak sağlık hizmetlerinde SOY’nın önemini vurgulamak üzere, Sağlık Hizmetleri Araştırma ve Kalite Ajansı, Evrensel SOY Tedbirleri Uygulama Rehberlerinin ikinci versiyonu birinci basamak sağlık hizmetlerine yönelik hazırlayarak yayınlamıştır. Bu rehberde, SOY düzeyi düşük bireylerin farkına varma, bu bireyler için materyal hazırlama, bu kişilerle iletişim kurma gibi konular ele alınmaktadır. Ayrıca bu rehber bireylere, kanıta dayalı yol gösterme, yazılı-sözlü iletişimi ve özyönetimi güçlendirme konularını da içermektedir (114).

(51)

hizmetlerinde çalışanlar hastalar ile doğru iletişim kurarak bu konuda öncülük yapmaları ve halkı bilinçlendirmeleri çok önemlidir (22).

2.2.7 Sağlık Okuryazarlığı ve Hemşirelik

Hemşirelik; bireyin ailenin toplumun sağlığını korumak yükseltmek geliştirmek ve hastalık halinde iyileştirme amacına yönelik hizmetlerin; planlanması örgütlenmesi, uygulanması, değerlendirilmesinden ve bu hizmetleri yerine getirecek kişilerin eğitiminden sorumlu bilim ve sanattan oluşan bir sağlık disiplinidir (60). Günümüzdeki yüksek teknolojinin etkisiyle hemşirelik uygulamaları her geçen gün gelişmekte ve değişmektedir. Hemşireler de bu gelişim ve değişimi kanıta dayalı olarak takip etmeli ve kendilerini geliştirmelidirler. Bu yolda ilerleyen hemşireler yeterli sağlık okuryazarlık düzeyine sahip olurlar ve toplumun sağlık konusunda doğru yönde ilerlemesini ve gelişmesini sağlarlar.

(52)

başlayan öğrencilerin eğitim programına SOY eklenerek sağlanabilir. SOY yüksek olan hemşirelerin vereceği sağlık hizmeti ve sağlık eğitimi sonuçları daha başarılı olacaktır.

Türkiye’de “Sağlık Personelinin Sağlık Okuryazarlığı Kavramı Hakkındaki Bilgi Düzeyi” konusundaki araştırmaya baktığımızda; araştırmaya iki ildeki üniversite hastanesinden toplam 514 sağlık çalışanı katılmıştır ve bu kişilerin %49,8’ ini hemşireler oluşturmaktadır. Araştırmada yer alan “Sağlık okuryazarlığı kavramını biliyor musunuz?” sorusuna, sağlık çalışanlarının 471’i (%91,6)’sı “Hayır” cevabını verirken sadece 43 kişi (%8,4)’ü “Evet” cevabını vermiştir. Evet cevabını veren 43 kişiye “Sağlık okuryazarlığı kimin içindir?” sorusu yöneltilmiştir. Burada da 30 kişi (%69,8) “sağlık çalışanları dışındaki bireyler için” cevabını verirken, 13 kişi (%30,2)’si ise “sağlık çalışanları için” dir cevabını vermiştir. Bu sonuçlardan yola çıkarak hemşirelerin sağlık okuryazarlık konusunda bilgi düzeylerinin yetersiz olduğu görülmektedir. Bu konuda gerekli çalışmaların yapılması ve önlemlerin alınması gereklidir.

Hemşireler ve sağlık hizmeti alanlar için sağlık okuryazarlığı her iki tarafın kendini ifade etmesini kolaylaştırmak, iyi ve hızlı iletişim sağlamak, sorumlulukların paylaşılması ve empati kurulması için önemlidir. Diğer taraftan ise:

- Sağlık hizmetine erişim kolaylaşır.

- Kronik hastalıkların tedavileri ve takiplari kolaylaşır. - Sağlık hizmeti kalitesi ve hasta güvenliği artar. - Koruyucu sağlık hizmetlerinin kalitesi yükselir.

(53)
(54)

2.3 İlgili Araştırmalar ve Sonuçları

Tablo 4: Türkiye’de SOY Konusunda Yayınlanmış Çalışmalar

Yazar – Yıl Araştırmanın Adı Amaç Yer ve örneklem Veri Toplama Araçları Sonuçlar Topuz, A. (2016) Sağlık okur-yazarlığı ölçeğinin geçerlik güvenirlik çalışmasının yapılması ve ebeveynlerin sağlık okuryazarlığı düzeylerinin ilaç uygulama hatalarına etkisinin belirlenmesi Türk toplumunda geçerlilik ve güvenirliliğinin incelenmesi ve ebeveynlerin sağlık okuryazarlık düzeylerinin ilaç uygulama hatalarına etkisinin belirlenmesi İzmir 40 ebeveyn -Veri Toplama Formu -Ebeveyn Sağlık Okuryazarlığı Aktivite Testi Kısa Formu (PHLAT)

Ebeveynlerin sağlık okuryazarlık düzeyleri ile yaptıkları ilaç hataları arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Ebeveyn Sağlık Okuryazarlığı Aktivite Testi Kısa Formu Türk toplumunda kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracıdır. Ebeveynlerin sahip oldukları sağlık okuryazarlık düzeyleri ile pediatrik ilaç uygulama hataları arasında bir ilişki bulunmuştur (109).

Çağdaş, T. (2016)

Sağlık okuryazarlığı ile öz bakım gücü düzeyi

arasındaki ilişkinin incelenmesi: Isparta ili

örneği

Isparta ili merkezinde yaşayan bireylerin sağlık okuryazarlığı ve öz bakım düzeyini belirlemek ve sağlık okuryazarlığı ile öz bakım gücü arasındaki ilişkiyi ölçmek Isparta 620 birey -Yetişkinlerde Sağlık Okuryazarlığı -Öz Bakım Gücü ölçekleri

Sağlık okuryazarlığı ve öz bakım gücü düzeyi arasında pozitif yönde anlamlı ilişki olduğu tespit edilmiştir (116).

Filiz, E.

(2015) Sağlık okuryazarlığının gebelik ve sağlık algısı

ile ilişkisi

Gebelik ile Sağlık Okuryazarlığının ilişkisini belirlemek Konya Gebe olan ve olmayan 133 birey -SOY Formu -Yeni Yaşamsal Bulgu -Halk Sağlığı Okuryazarlık -Sağlık Algısı Ölçeğileri

(55)

Yazar – Yıl Araştırmanın Adı Amaç Yer ve örneklem Veri Toplama Araçları Sonuçlar Çimen, Z. (2015)

Kronik hastalığı olan yaşlı bireylerde sağlık okuryazarlığı ve sağlık

algısı ilişkisi

Kronik hastalığı olan yaşlı bireylerde sağlık okuryazarlığı ve sağlık algısı ilişkisini incelemek

İzmir 65 ve üzeri 650 birey -Tanıtıcı anket formu -Sağlık okuryazarlığı ölçeği (HLS-EU)

Yaşlı bireylerin sağlık okuryazarlığı düzeyinin yetersiz olduğu; yaş, cinsiyet, medeni durum, sosyal güvence, gelir düzeyi, çalışma durumu, yaşanılan yer gibi sosyo-demografik özelliklere, ilaç

kullanımı, algılanan sağlık düzeyi, yaşam kalitesi, sağlık hizmetlerine erişim gibi sağlıkla ilgili değişkenlere göre değiştiği belirlenmiştir (109). Üçpınar, E. (2014) Yetişkinlerde işlevsel sağlık okuryazarlığı testinin uyarlama çalışması Bireylerin sağlık okuryazarlığı durumlarının belirlenme, Yetişkinlerde İşlevsel Sağlık Okuryazarlık Testi (YİSOT)’nin uyarlamak Ankara 351 birey -Veri formu -Yetişkinlerde İşlevsel Sağlık Okuryazarlığı Testi (YİSOT)

Grubun % 72,9’u yeterli, %19,7’si sınırlı ve %7,4’ü ise yetersiz sağlık

okuryazarlık düzeyinde ve sağlık okuryazarlığı düzeyi ile demografik özellikler arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunamamıştır (103). Özdoğan, P.Ş.

(2014)

Radyoterapi alan hasta ve yakınlarının sağlık

okuryazarlığı ve gereksinimlerine yönelik öğretim materyali geliştirilmesi

Radyoterapi alan hasta ve yakınlarının sağlık okuryazarlığı seviyelerini ve bilgi gereksinimlerini belirleyerek buna uygun yazılı bir öğretim materyali geliştirmek ve bu materyalin uygunluğunu değerlendirmek Ankara 200 hasta 200 hasta yakını -Tıpta Yetişkin Okur-yazarlığının Hızlı Tahmini (REALM) -Sağlık okuryazarlığı ölçeği (NVS)

Referanslar

Benzer Belgeler

Sa¤l›k taramalar›nda öncelikle sa¤l›k merkezlerine ulaflma güçlü¤ü olanlar›n patolojilerinin saptanmas› ve sa¤l›k merkezlerine yönlendirilmeleri amaçlan›r.1

korunma ve sağlığın geliştirilmesi) ve sağlıkla ilgili karar verme ve uygulamalarla ilgili bilgi edinme süreçlerini (ulaşma, anlama, karar verme ve uygulama) içermektedir.. •

• Senaryoların ikinci, üçüncü ve dördüncü soruları Avrupa Sağlık Okuryazarlığı ölçeğinin tedavi/hizmet, korunma ve sağlığın geliştirilmesi boyutları ile

• Bu sayın tüm kliniklere başvuru sayısının % 28,58’ ini (Çocuk acil muayene dahil) oluşturmaktadır ve en fazla muayene oranına sahip branş sıralamasında acil tıp

※婦科心法要訣調經門-方劑 5 經行發熱證治 加味地骨皮飲 六神湯..

十二、 若照射頭頸部,需將活動假牙取下,以避免金 屬假牙導致放射線折射而危害身體。 十三、

Bu araĢtırmanın amacı Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet KeleĢoğlu Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalında

sosyal hizmetlerin bugün ki durumu…, çocuk refahı hizmetleri…,korunmaya muhtaç çocuklara götürülen hizmetlerde ki yetersizlikler, Koruma Birlikleri ve Türkiye Çocuk