• Sonuç bulunamadı

Yüksek Rakýmýn Mitral Stenozda Pulmoner Hipertansiyon veCerrahi Morbidite Üzerine Etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yüksek Rakýmýn Mitral Stenozda Pulmoner Hipertansiyon veCerrahi Morbidite Üzerine Etkisi"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yüksek Rakýmýn Mitral Stenozda Pulmoner Hipertansiyon ve

Cerrahi Morbidite Üzerine Etkisi

EFFECTS OF HIGH ALTITUDE ON PULMONARY HYPERTENSION AND

SURGICAL MORBIDITY IN PATIENTS WHO HAVE RHEMAUTIC MITRAL

VALVE STENOSIS

Veysel Kutay, *Baþar Sareyyüpoðlu, *Kaan Kýrali, *Cevat Yakut

Van Yüksek Ýhtisas Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Kliniði, Van

*Koþuyolu Kalp Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Kliniði, Ýstanbul

Ö

Özzeett

Ammaçç: Deniz seviyesinden ortalama 1750 m yüksekte yaþayýp romatizmal kalp hastalýðý nedeniyle mitral kapak replasmaný (MVR) yapýlan hasta grubu ile deniz seviyesine yakýn bölgelerde yaþayan benzer özellikteki hasta grubu karþýlaþtýrýlarak yüksek rakýmýn pulmoner tansiyon ve cerrahi morbidite üzerine etkileri incelendi.

Materyal vve Metod: Romatizmal mitral stenoz tanýsý konulup MVR operasyonu gerçekleþtirilen her biri 50 olgudan oluþan iki grup oluþturuldu. Grup I yüksek rakýmda yaþayan, Grup II deniz seviyesine yakýn bölgelerde yaþayan hastalardan oluþturuldu. Her iki grup demografik özellikler, semptom süresi ve þiddeti, peroperatif ve postoperatif bulgular yönünden retrospektif olarak deðerlendirildi. Her iki gruptaki tüm hastalara mekanik protez kapak implante edildi.

Bulgular: Her iki grupta yaþ ortalamasý, cinsiyet daðýlýmý, ortalama semptom süresi, fonksiyonel kapasite, mitral kapak alaný, orta-ileri triküspid kapak yetersizliði varlýðý yönünden anlamlý bir farklýlýk görülmedi. Grup I'de pulmoner arter basýncý (PAB) sistolik 64 ± 13 mmHg, ortalama 31 ± 7 mmHg iken, Grup II'de sýrasý ile 49 ± 11 mmHg ve 21 ± 5 mmHg (p < 0.01), sol atriyum çapý Grup I'de 6.3 ± 1.4 cm iken, Grup II'de 4.8 ± 0.7 cm (p < 0.01) bulundu. Her iki grupta intraoperatif kriterler (MVR tekniði, kardiyopleji kullanýmý, kros klemp zamaný, sol atriyal trombektomi, triküspid kapak rekonstrüksiyonu, inotrop kullanýmý), postoperatif komplikasyonlar ve hastane mortalitesi bakýmýndan belirgin farklýlýk bulunmadý.

Sonuçç: Yüksek rakýmda yaþayan Grup I hastalarýnda PAB'nin ve geç taný konmasýna baðlý sol atriyum çaplarýnýn Grup II'ye göre daha yüksek olmasýna karþýn, bu yükseklikte yaþamanýn peroperatif sonuçlar ve major komplikasyonlar üzerine direkt etkisi olmadýðýný düþünmekteyiz.

Anahtarr kelimelerr: Yüksek rakým, pulmoner hipertansiyon, mitral stenoz, kapak replasmaný, sol atriyum

Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2002;10:222-225

S

Su

um

mm

maarry

y

Background: To evaluate the effect of high altitude on pulmonary hypertension and surgical morbidity, comparison has been done between two group of the patients undergone mitral valve replacement due to rheumatic mitral stenosis.

Methods: The Group I was consisting of 50 patients living in average 1750 m altitude, and the Group II was also containing 50 patients living in near sea level altitude. Both groups were analyzed retrospectively to compare perioperative and postoperative findings. Mechanical mitral valve protheses were implanted to all patients in both groups.

Results: Average age, sex, length and severity of symptoms, functional capacity, mitral valve area and gradients, presence of moderate or severe tricuspid regurgitation were nonsignificant between two groups. Systolic pulmonary artery pressure (PAP) was 64 ± 13 mmHg and mean PAP 31 ± 7 mmHg in Group I, and they were 49 ± 11 mmHg and 21 ± 5 mmHg in Group II (p < 0.01). Left atrial size was 6.3 ± 1.4 cm in Group I, and 4.8 ± 0.7 cm in Group II (p < 0.01). The operative characteristics such as valve implantation technique, cardioplegia delivery, cross clamp’s length, left atrial thrombectomy, tricuspid valve reconstruction, inotropic support and hospital mortality were found nonsignificant between two groups.

Conclusions: Although the high-altitude resident’s left atrial size and PAP were found higher than Group II, in our opinion, to living at high altitude does not effect directly the peroperative results and the complications.

Keyyworrds: High altitude, pulmonary hypertension, mitral stenosis, valve replacement, left atrium

Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2002;10:222-225

222

S

Sunulduðu Kongrre: Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneði VII. Ulusal Kongresi, 23-27 Ekim 2002, Antalya Adrres: Dr. Veysel Kutay, Van Yüksek Ýhtisas Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Kliniði, Van

e-mmail: vkutay@yahoo.com

Kutay ve Arkadaþlarý

Mitral Stenoz ve Pulmoner Hipertansiyon

(2)

G

Giirriiþþ

Romatizmal mitral kapak stenozu nedeniyle cerrahi gereksinim duyan hastalar özellikle ülkemizin sosyoekonomik olarak geri kalmýþ bölgelerinde giderek artmaktadýr. Ýlk baþarýlý prostetik mitral kapak replasmanýnýn üzerinden dört dekad geçmiþ olmasýna raðmen, operatif mortalite ve morbiditeyi etkileyen risk faktörlerinin varlýðý nedeniyle bu operasyonlar önemlerini korumaktadýrlar [1]. Bu risk faktörlerinden pulmoner hipertansiyon mitral kapak replasmaný (MVR) ve peroperatif hasta bakýmýný büyük ölçüde komplike hale getirmektedir. Her ne kadar yükselmiþ sol atriyal basýnç mitral kapak replasmaný sonrasý düzelse bile, pulmoner vasküler rezistansýn normal sýnýrlar içine dönmesi haftalar ve aylar sürebilir [2,3]. Pulmoner hipertansiyon geliþimini tetikleyen ve hýzlandýran unsurlardan mitral stenozun þiddeti, süresi, hasta pulmoner kapiller yataðýn kronik venöz obstrüksiyona verdiði yanýtýn derecesi yanýnda bu çalýþmaya konu olan yüksek rakýmda yaþamaya baðlý kronik hipokseminin mitral stenozlu hastalardaki pulmoner hipertansiyona, dolayýsýyla cerrahi morbiditeye olan muhtemel etkilerinin incelenmesi amaçlanmýþtýr.

M

Maatteerry

yaall v

vee M

Meetto

od

d

Romatizmal mitral darlýðý tanýsý konulup MVR operasyonu gerçekleþtirilen ve her biri 50 olgudan oluþan iki grup ele alýndý. Grup I yüksek rakýmda yaþayýp son iki yýl içerisinde Van Yüksek Ýhtisas Hastanesi’nde, Grup II deniz seviyesine yakýn bölgelerde yaþayýp Koþuyolu Kalp Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi’nde ameliyat edilen hastalardan oluþturuldu. Her iki grup demografik özellikler, semptom süresi ve þiddeti, peroperatif ve postoperatif bulgular yönünden retrospektif olarak deðerlendirildi. Daha önce kardiyak cerrahi giriþim yapýlan, orta-ileri aort kapak darlýk ve yetmezliði bulunan, romatizmal olmayan mitral darlýðý ve pür ileri mitral yetersizliði olan, açýk mitral rekonstrüksiyon yapýlan, koroner arter hastalýðý ve kronik renal yetersizliði tanýsý olan hastalar çalýþma dýþýnda býrakýldý. Mitral stenoz kesin tanýsý transtorasik ekokardiyografi ve kardiyak kateterizasyon yapýlarak konuldu. Semptomatik olan hastalara yapýlan ekokardiyografik verilerde mitral kapak alanýn < 1.5 cm2, sistolik gradiyentin > 15 mmHg

olmasý cerrahi endikasyon olarak kabul edildi. Ayrýca 40 yaþ üzeri hastalara kardiyak kateterizasyon sýrasýnda koroner anjiyografi yapýldý. Preoperatif hasta semptomlarý New York Kalp Cemiyeti (NYHA) fonksiyonel kriterlerine dayanarak klasifiye edildi. Mevcut organik triküspid hastalýðý, annuler kalsifikasyon varlýðý, fonksiyonel kapasite, kronik atriyal fibrillasyon varlýðý, pulmoner arter basýncý, sol atriyum çapý gibi preoperatif hasta verileri Tablo 1'de verilmiþtir.

Cerrahi Teknik

Çalýþmaya dahil edilen tüm hastalara mekanik mono- veya bileaflet mitral protez kapak implante edildi. Her iki gruptaki tüm hastalar elektif þartlarda operasyona alýnmýþ olup, cerrahi giriþim standart kardiyopulmoner bypass tekniði kullanýlarak gerçekleþtirildi. Medyan sternotomi sonrasý asandan aortadan arteriyel ve sað atriyumdan bikaval venöz kanüller ile sað üst pulmoner venden vent kanülü konuldu. Hemodilüsyon, orta derecede sistemik hipotermi (28-32°C), antegrad-retrograd

kombine izotermik hiperkalemik kan kardiyoplejisi kullanýldý. Triküspid lezyonu olup rekonstrüksiyon planlanan ve sol atriyotomi ile yeterli görünüm saðlanamayan olgularda sað atriyotomi sonrasý interatriyal septum yoluyla, triküspid kapaða müdahele edilmeyen olgularda standart sol atriyotomi yapýlarak mitral kapaða ulaþýldý. Mitral kapak annulus boyutu 27 mm üzeri ve yaygýn annuler kalsifikasyonu olmayan kombine lezyonlu olgularda posterior leaflet korundu. Annuler fibrotik yapýsý yeterli mukavemette olan olgularda 2/0 polyester basit tek veya U dikiþler ile prostetik kapak implante edildi. Annuler dekalsifikasyon yapýlan ve dokusu frajil olan olgularda teflon pledgetli sütürler kullanýldý. Ýleri triküspid kapak yetersizliði ve annuler dilatasyonu olan olgularda triküspid DeVega annuloplasti gerçekleþtirildi. Kapak replasmaný gerçekleþtirildikten sonra atriyotomiler primer olarak kapatýldý. Hava çýkarma iþlemini takiben kros klemp kaldýrýldý. Düþük kalp debisi, sað kalp yetersizliði nedeniyle kardiyopulmoner bypasstan çýkýlamayan hastalara inotrop ile destek ve pulmoner kateter yoluyla Nitrogliserin infüzyonu baþlandý. Komplikasyonsuz hastalar hemodinamik parametrelerine ve kan gazlarý takiplerine uygun olarak postoperatif ortalama 4-6 saat sonra endotrakeal tüpleri çýkarýlarak postoperatif 2. gün serviste takibe alýndý.

Hasta Takibi ve Ýstatistik

Her iki gruptaki tüm hastalarýn peroperatif ve postoperatif verileri retrospektif olarak deðerlendirilmiþtir. Her iki grup arasýnda istatistiksel farklýlýklar Student t testi, ki-kare testi kullanýlarak hesaplanmýþtýr. Ýstatistiksel anlamlýlýk sýnýrý, p < 0.05 olarak kabul edilmiþtir.

B

Bu

ullg

gu

ullaarr

Her iki gruptaki hastalarýn yaþ ortalamasý, cinsiyet daðýlýmý, semptom süresi, ileri düþük fonksiyonel kapasite (NYHA klas IV) daðýlýmý, kronik atriyal fibrilasyon (AF) varlýðý, geçirilmiþ tromboembolik olay yönünden anlamlý bir farklýlýk bulunmadý. Hemodinamik ve ekokardiyografik parametreler açýsýndan bakýldýðýnda sol atriyum çapý ve ortalama ile sistolik pulmoner basýnç Grup I’de anlamlý olarak yüksek bulundu. Diðer hemodinamik veriler açýsýnda anlamlý bir fark bulunmamýþtýr (Tablo 1). Ýleri triküspid yetersizliði Grup II'de daha sýk idi. Sol atriyal trombektomi, mitral annuler kalsifikasyon, kros klemp ve kardiyopulmoner bypass zamaný, inotrop destek ihtiyacý bakýmýndan gruplar arasýnda anlamlý fark bulunamadý. Ýntraoperatif veriler ve erken postoperatif komplikasyon daðýlýmý Tablo 2'de verildi.

Toplam hastane mortalitesi Grup I'de 2 hastada (%4), Grup II'de 1 hastada (%2); tromboemboliye sekonder geçici nörolojik defisit Grup I'de 2 (%4), Grup II'de 1 hastada (%2) görüldü. Grup I'de kaybedilen olgulardan biri 37 yaþýnda ileri pulmoner hipertansif (115/60 mmHg), blok kalsifik mitral stenozlu, NYHA klas IV fonksiyonel kapasitede erkek hastaydý. Bu hastada mitral replasmaný sonrasý yüksek doz inotrop ve intraaortik balon destekle kardiyopulmoner bypassdan çýkýldý, ancak postoperatif erken dönemde düþük kalp debisi nedeniyle kaybedildi.

Grup I'de preoperatif ritmi kronik AF olan hastalarýn postoperatif sinüs ritmine dönüþ oraný %28 iken, Grup II'de bu oran %41 olarak bulundu. Postoperatif dönemde (11.2 ± 4.3

223

Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2002;10:222-225

(3)

224 ay) poliklinik takiplerinde ve telefonla ulaþýlan hastalarda Grup I'de NYHA klas I ve II sayýsý 27 ve 15 iken, Grup II'de bu sayýlar 33 ve 10 olarak bulundu (p < 0.05). Bu süre içerisinde Grup I'de üç hasta nefes darlýðý, çarpýntý, halsizlik, bir hasta sað hemipleji, iki hasta sað kalp yetmezlik tablosu nedeniyle kardiyovasküler cerrahi kliniðine müracat etti. Ýki hastada ekokardiyografik olarak mitral protez kapak üzerinde trombüs tespit edildi. Bu hastalar trombolitik tedavi sonrasý yapýlan

ekokardiyografi tekrarýnda mitral protez üzerindeki trombüs imajýnýn kaybolduðu ve gradiyentin düzeldiði tespit edildi, genel durumlarý düzelen hastalar oral antikoagülan dozlarý artýrýlarak taburcu edildi.

Kutay ve Arkadaþlarý

Mitral Stenoz ve Pulmoner Hipertansiyon

Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2002;10:222-225

Table 1. Preoperatif hasta verileri.

Grup I Grup II p

Yaþ (yýl) 40 ± 12 42 ± 9 > 0.05

Cinsiyet (E/K) 16/34 19/31 > 0.05

Semptom süresi (yýl) 8.1 ± 2.2 7.2 ± 1.7 > 0.05

New York Heart Association fonksiyonel kapasite

klas II 13 22 < 0.05

klas III 33 24 < 0.05

klas IV 4 4 < 0.05

Ritim (AF / NSR) 32/18 36/14 > 0.05

Preoperatif pulmoner arter basýncý

sistolik (mmHg) 64 ± 13 49 ± 11 < 0.01

ortalama (mmHg) 31 ± 7 21 ± 5 < 0.01

MVA (cm2) 1.05 ± 0.1 1.1 ± 0.2 > 0.05

Gradiyent (mmHg) 21 ± 7 19 ± 5 > 0.05

Sol atriyum çapý (cm) 6.3 ± 1.4 4.8 ± 0.7 < 0.01

Orta / ileri triküspid yetmezliði 22 / 5 15 / 8 < 0.05

AF = atriyal fibrillasyon, MVA = mitral kapak alaný, NSR = normal sinüs ritmi

Table 2. Ýntraoperatif ve postoperatif erken dönem veriler.

Grup I Grup II p

Operatif veriler

Protez kapak boyutu (mm) > 0.05

25 4 6

27 16 14

29 19 20

31 11 10

Mitral kalsifikasyon 17 16 > 0.05

Sol atriyal trombektomi 7 6 > 0.05

Triküspid onarým 6 8 > 0.05

Aort kros klemp zamaný (dak) 53 ± 12 65 ± 16 < 0.05

Kardiyopulmoner bypass zamaný (dak) 74 ± 17 91 ± 28 < 0.05

Postoperatif pulmoner arter basýncý

sistolik (mmHg) 40 ± 9 29 ± 6 < 0.01

ortalama (mmHg) 23 ± 5 17 ± 5 < 0.01

Morbidite

Postoperatif ritim (AF / NSR) 23 / 27 21 / 29 > 0.05

Ýnotrop destek 10 8 > 0.05

Revizyon 1 2 > 0.05

Mediastinit 0 2 > 0.05

Tromboemboli 2 1 > 0.05

(4)

T

Taarrttýýþþm

maa

Mitral stenozun en önemli ve en sýk görülen nedeni romatizmal ateþtir ve özellikle de üçüncü dünya ülkelerinde her yýl ortalama yirmi milyon insanda görülmektedir [4]. Mitral stenozlu hastalarýn ancak %50-60'ýnda romatizmal ateþ öyküsü alýnýr, kadýnlar erkeklerden iki üç kat daha sýk tutulur. Kardiyak tutulum 10-30 yýl içinde klinik olarak semptom verir. Romatizmal kapak tutulumlarýnýn yaklaþýk %40’ý izole mitral stenozdur. Patoanatomik deðiþiklikler kommisural füzyon, leafletlerde fibrotik kalýnlaþma ve retraksiyon, kordal füzyon ve kýsalmayý içerir. Kalsifikasyon varlýðý erkeklerde ve yaþlý hastalarda daha sýk görülür [3,5]. Bizim çalýþma grubumuzdaki hastalarda annuler kalsifikasyon görülme oraný %8.5 olup, bu olgularýn %45’inin erkek olduðu ve yaþ ortalamasýnýn 44.7 olduðu belirlenmiþtir. Ýleri mitral stenozu olan hastalarda pulmoner sistolik arter basýncýnýn 60 mmHg üzerinde olduðunda, sað ventrikül afterload artarak ejeksiyon performansý belirgin ölçüde düþer. Sol atriyal basýncýn 30 mmHg üzerine çýkmasý durumunda plazma onkotik basýncý artarak pulmoner interstisyuma serum sýzarak akciðer kompliyansýný düþürür. Pulmoner vaskuler obliteratif deðiþiklikler sonucunda kapiller wedge basýncýnda belirgin ve kalýcý yükseklik oluþur. Gerek kardiyopulmoner bypass ve myokardiyal koruma yöntemlerin geliþmesi, gerek postoperatif erken dönem invaziv ve noninvaziv yoðun bakým takip ve medikal tedavilerin baþarýsý nedeniyle ileri pulmoner hipertansif mitral kapak hastalarýnda operatif mortalite günümüzde %6-8’e kadar düþmüþtür [6-8]. Pulmoner hipertansif olgularda erken dönem mortalite, pulmoner hipertansiyonu belirgin olmayan mitral operasyonlara göre daha yüsek olmasýna raðmen, uzun dönem hayatta kalým ve fonksiyonel kapasitede anlamlý farklýlýk olmadýðý görülmüþtür [9]. Prostasiklin, nitrik oksit, nitrogliserin gibi vazodilatatör etkili farmakolojik maddelerin klinik kullanýmý bu hastalarda pulmoner vaskuler rezistansý (PVR) düþürerek baþarýlý sonuçlar verse de [10], PVR’si 1000 dynseccm-5üzerinde olan hastalarda sað ventrikül

yetersizliðine baðlý mortalite oraný hala belirgin ölçüde yüksektir. Mitral kapak replasmaný yapýlan pulmoner hipertansif hastalarýn postoperatif ilk saatlerdeki respiratör asit-baz durumu ile PVR arasýnda direkt korelasyon vardýr. Mekanik ventilasyon desteðindeki ileri pulmoner hipertansif sað ventrikül yetmezliði olan hastalarda hipokarbik alkaleminin PVR’nin düþmesine katkýda bulunduðu tespit edilmiþtir [11]. Bizim hasta grubumuzda pulmoner hemodinamik parametreleri müsait olan hastalarda 4-6 saatte mekanik ventilasyon sonlandýrýlýrken, yüksek pulmoner basýnçlý hastalarda parsiyel karbondioksit basýncý, pH ve arteriyel oksijen satürasyonu optimal seviyede tutulacak þekilde tedrici olarak (8-24 saat) ekstübasyon uygulanmýþtýr. Yüksek rakýma baðlý pulmoner ödem tablosu hipoksi ve basýnç düþüklüðüne baðlý inflamatuvar markýrlarda (lökotrien B4, C5a) ve endotelin-1 düzeylerinde artýþa baðlý olarak kapiller basýnç yükselmesi ve permeabilitede artýþ sonucunda geliþmektedir [12,13]. Akut ve kronik pulmoner hipertansiyon geliþiminde endotelin-1’in önemi yapýlan birçok deneysel ve klinik çalýþmada ortaya konmuþtur [12-14]. Goerre ve arkadaþlarý [12] 22 saðlýklý sporcu ile yaptýklarý çalýþmada, düþük rakýmdan 4000 m yükseðe çýkarýlan bu gönüllülerde pulmoner arter basýncý yükselmesine paralel olarak plazma endotelin-1 seviyesinin 2.9 ± 1.1 pg/mL'den 5.9 ± 2.2 pg/mL'ye yükseldiðini tespit etmiþlerdir.

Bizim çalýþmamýzda Grup I hastalarýnýn ortalama 1750 m yükseklikte yaþamalarýnýn arteriyel hipoksi yönünden belirgin bir etkisi olmamakla birlikte, altta yatan neden mitral stenozu olduðundan bu küçük etkinin zaten rezervi azalmýþ olan bu hastalarda anlamlý olabileceðini düþünmekteyiz. Grup I'de ameliyat edilen hastalarýn pulmoner arter basýnçlarýnýn Grup II'ye göre daha yüksek bulunmasý bu tezi doðrular niteliktedir. Sonuç olarak yüksek rakýmda yaþayan mitral stenozlu hastalarda pulmoner arter basýncý ve sol atriyum çaplarý daha yüksek olup, postoperatif erken dönemde pulmoner basýnç düþüþü deniz seviyesinde yaþayan hastalara göre daha az olmakla birlikte bu yükseklikte yaþamanýn cerrahi morbidite ve mortalite üzerine direkt etkisinin olmadýðý kanýsýndayýz.

K

Kaay

yn

naak

kllaarr

1. Starr A, Edwards ML. Mitral replacement: Clinical experience with a ball valve prothesis. Ann Surg 1961;154:726-40.

2. Braunwald E. Valvular heart disease. In: Braunwald E, ed. Heart disease: A Textbook of Cardiovascular Medicine. Philadelphia: Saunders, 1997:1007.

3. Fann J, Ingels B, Miller C. Pathophysiology of mitral valve disease and operative indications. In: Edmunds H, ed. Cardiac Surgery in the Adult. NY: McGraw-Hill,1997:965. 4. Burge DJ, DeHoratius RJ. Acute rheumatic fever.

Cardiovasc Clin 1993;23:3-7.

5. Waller BF, Howard J, Fess S. Pathology of mitral valve stenosis. Clin Cardiol 1994;17:330-34.

6. Vincens JJ, Temizer D, Post JR, Edmunds HL. Long-term outcome of cardiac surgery in patients with mitral stenosis and severe pulmonary hypertension. Circulation 1995;92[suppl II]:II-137-42.

7. Camara ML, Aris A, Padro J. Long-tem results of mitral valve surgery in patients with severe pulmonary hypertension. Ann Thorac Surg 1988;45:133-6.

8. Christakis GT, Kormos RL, Weisel RD, et al. Morbidity and mortality in mitral valve surgery. Circulation 1985;72(suppl II):II-120-8.

9. Cesnjevar RA, Feyrer R, Walther F, et al. High-risk mitral valve replacement in severe pulmonary hypertension: 30 years experience. Eur J Cardiothorac Surg 1998;13:344-52. 10. Girard C, Lehot JJ, Pannetier JC, et al. Inhaled nitric oxide

after mitral valve replacement in patients with chronic pulmonary hypertension. Anesthesiology 1992;77:880-3. 11. Fullerton DA, McIntyre R, Kirson L, et al. Impact of

respiratory acid-base status in patients with pulmonary hypertension. Ann Thorac Surg 1996;61:696-701.

12. Goerre S, Wenk M, Bartsch P, et al. Endothelin-1 in pulmonary hypertension associated with high-altitude exposure. Circulation 1995;91:359-64.

13. Alleman Y, SchereR U, Maggiorini M. Echocardiographic and invasive measurements of pulmonary artery pressure correlate closely at high altitude. Am J Physiol 2000;279:H2013-6.

14. Sartori C, Vollenweider L, Delabays A, et al. Exaggerated endothelin release in high-altitude pulmonary edema. Circulation 1999;20:2665-8.

Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2002;10:222-225

Kutay ve Arkadaþlarý Mitral Stenoz ve Pulmoner Hipertansiyon

Referanslar

Benzer Belgeler

Şistosoma ilişkili PHT (Ş-PHT)’nin patogenezi tam olarak bilinmemekle birlikte parazitik arter embolizasyonu, pulmoner arteriopati ve portopulmoner hipertansiyon gibi

Özellikle pulmoner komplikasyonlar için yüksek riskli hastalarda epidural anestezi ve analjezi kullanımı; pnömoni, atelektazi ve hipoksemi gibi pulmoner kompli- kasyonlarla, derin

Sonuç: Yüksek ve orta derecedeki pulmoner arter basınç- lı izole mitral darlığı olgularında, engel ortadan kalktığında pulmoner arter ve sol atriyal basınçlarda erken dönemde

Amaç: Mekanik mitral kapak değişimi (MKD) geçirmiş hastalarda, protez kapak-hasta uyumsuzluğunun (PKHU) sıklığı, bunun ameliyat sonrası sistolik pulmoner arter basıncı

Bu seride olduðu gibi, ilk MVR serilerinde ciddi pulmoner hipertansiyon, mitral kapak cerrahisi için relatif bir kontrendikasyon iken, son çalýþmalarda pulmoner

Bununla beraber 1 2 yıllı k kişi sel ve kaynak takiplerinden elde ettiğim tecrübe lerime dayanarak, bu çalı şmada mitral kapağın dilatasyo nu sonrası e lde edilen

Pulmoner hipertansiyon sağ kalp yetmezliğine neden olması ve akciğerde ilerleyici vasküler yeniden şekillenmeye bağlı olarak solunum iş gücünde artışa sebep olur.. Bu durum

PDA'Ir hastalarrn klinik seyri, bOyOk VSD'Ii hastalarrn klinik seyri ile korelasyon gosterdigi (13,21 ,22), cerrahi dOzeltme ne kadar ge~ yaprlrrsa pulmoner