İLK DÖNEM İSLAM MANTIKÇILARININ MODALİTEYE
YAKLAŞIMI
İbrabim ÇAP AK*
Giriş
Modalite konusu,
mantığınönemli konulanndan biridir. Aristoteles (385-322) ile gürı~~me gelmiş ve günümüze kadar güncelliğini korumuştur. Hem Batı hem de İslam
düny_asındamodalite
hakkında farklı görüşlerileri
sürülmüş,kimileri önermelerde iki, kimileri üç kimileri de dört modalitenin
varlığına işaret etmiştir.Bu
farklılıklannAris- toteles'in kitaplannda modalite konusunun
açık olmayışından kaynaklandığısöylenebi- lir. Çünkü modalite konusunda ana kaynak Aristoteles'in eserleridir. İslam mantıkçılan . da modalite konusunda
farklı görüşlerileri
sürmüşlerdir.Temelde mü tekaddimin ve mü-
t~ahhirin olarak ayrılan İslam mantıkçılarından aynı dönemde yaşayanlar arasında bile
farklı görüşlere
rastlanabilmektedir. Mesela, mütekaddimin
mantıkçılarından sayılanFa- rabi ile İbn Sina mutlak önermeler konusunda farklı düşünmektedirler. Farabi, mutlak önermelerin modalitesinin var olduğunu ileri sürerken. İbn Sina mutlak önennelerin mo- dalitesiz olduğunu ifade eder. Yine İbn Sina kı yasların modalitesini geniş bir şekilde in- celerken, Farabi
kıyaslarınmodalitesine pek iltifat etmez. Bu
çalışmadabütün ilk dönem
İslam mantıkçılannın
modalite
anlayışlannıkonu edinmemiz mümkün
değildir.Biz bu
çalışma
da temel kaynak
olması bakımındanAristoteles'in modalite
anlayışına değinerek, Farabi (870-950), İbn Sina (980- 1037), Gazall (1 058-1111), Ebi Salt Dani (1068/1134) ve İbn Tumlus (1160-1223)'un modalite anlayışlannı ana hatlanyla ele al- maya
çalışacağız.İlk Dönem İslam Mantıkçılanna Göre Modalite
İslam mantıkçılan tani.fından
modalitenin bir çok
tanımı yapılmıştır,bunlardan bir
kaçı şöyledir:
Modalite (cihet/kiplik), önermenin yüklemine
bitiştirilen, ağızdanbir de- fada
çıkansestir ve önermenin yükleminin, önermenin konusuna yükleme keyfiyetine delalet eder. ı Modalite, yüklemin konuya olan nisbet ve bağlantısının derecesini göster- mek için, önermenin üç elemanına eklenen bir lafızdır.2 Son dönem mantıkçıklanndan Ahmet Cevdet (1823-1895) modaliteyi
şöyle tanımlamaktadır:"Bir önermede bazen ko-
*or.Araştırına Görevlisi, Sakarya Ünv. ilahiyat Fakültesi Mantık Anabilim Dalı
lfarabi, Peri Hermenias (Kitabu'l-İbare), (nşr. Mübahat Türker-Küyel), Ankara, 1990, s. 57.
2ibn Sina, en-Necat, (tahk. Sabri el-Kurdi), Mısır, 1938 (1357), s. 17. Bkz. Ebheri, Keşfü'l-Hakaik, (tahk. Hü- seyin Sanoğlu), İstanbul, 1998, s. 66; H. Ziya Ülken, Mantık Tarihi, İstanbul, 1942, s. 105-106.
nu ile yüklem
arasındakinisbet bir
kayıtla kayıtlanır;önermenin
doğruluğuo
kaydındoğruluğuna bağlıdır. İşte o kayda önermenin modalitesi, denir.3 Kısaca modalite, bir önermenin
işaret ettiği şeyinmümkün, mümteni veya
zorunlı,ıolup
olmamasıdır. Başkabir ifade ile "hüküm üzerine verilmiş hükümdür.
"4Modalite konusunu felsefeye sokan Aristoteles'tir. Çünkü reel, mümkün ve zorunlu önermelerin
ayırdına düşüncetarihinde ilk defa Aristoteles'te
rastlanmaktadır."A, B'dir";
"A'nınB
olmasızorunludur"; "A'mn B
olmasımümkündür" gibi önermeler, açık bir şekilde Aristot~les tarafından ortaya konmuştur. 5 Moda! önermelerde diğer önerme
çeşitlerinde olduğugibi konu ile yüklem
arasındabir
bağ vardır.Fakat bu
bağ,normal önermelerdeki
bağdan farklıdır.Çünkü bir moda! önerme iki hükümden yani iki küçük önermeden oluşur. Mesela, "Ateş sıcaktır, zorunludur" önermesi moda! bir öner- medir ve
"Ateş sıcak;rp-", "Ateşin sıcak olmasızorunludur" önermelerini içerir. Söz ko- nusu önermede ateş ile sıcak arasındaki bağ zorunlulukla kayıtlanmıştır.6
Kıyaslarıo
modalitesini ele alabilmek için önermenin modalitesine bakmak gerekir.
Çünkü
kıyasiann modalitesi önermenin modalitesine
dayanır;daha
doğrusumoda! öner- meler
kullanılarakmoda!
kıyaslar oluşturulur. Kıyasınmodalitesinden "öncülleri
teşkileden önermelerin modalitesine göre sonuç olan önermenin modalitesinin ne
olacağınıntayini" anlaşılır.? Önermelerin modalitesinde olduğu gibi kıyaslann modalitesi üzerinde de ilk defa Aristoteles
durmuştur.Nitekim Aristoteles, önermelerin modalitesini; "Ma-
. ~ ""''· - .
.
.,J.emki basit yükleme, zorunlu
yü!J~meve
olağan (cunligeııl)yükleme
arasındabir fark.
'Vardır, apaçıktırki
bu yüklemlerin her biri için
ayrı kıyaslar bulunacaktır"& şeklindeifa- de etmektedir. Aristoteles, moda! önermeleri ele almakla beraber "mod" veya "moda!"
kelimelerini
kullanriıamaktadır.Böyle kelimelerin ilk defa Boece (470-525)
tarafındakullanıldığı rivayet edilir.
9Aristoteles'in modalite konusundaki fikirleri çok açık değil
dir. Çünkü Aristoteles, Organon'un ikinci
kitabında,mümkün,
imkansız,zorunlu ve kontenjan önermelerden bahsederken
lO-ki bu dört hüküm şekli Orta Çağ Batı mantık- ,_ 'Çılan tarafından kabul edilen modaiite-çeşitleridir- Organon'un üçüncü kitabı olan Birin-
" o
:ci Ana/itiki er' de
şöyledemektedir: "Her
ön~ül(önerme) ya bir an ya bir zorunlu veya
'bii olağan_(contingent) yükleme olur."llBuna göre Aristoteles, üç türlüönermekabul
c • • •
3 Ahmet Cevdet,
Miyar-ı
Sedat, s. 78;Mantık
Metinleri 2 içinde (Haz. KudretBüyükcoşkun), İstanbul,
1998.Bkz. Necati Öner, "Klasik Mantıkta Modalite: Moda! Önerme!er", A.Ü.İF. Dergisi, C.XV, 1967, s. 69.
4ibrahim
Emiroğlu,
Ana Hatlanyla KlasikMantık,
Bursa, 1999, s. 131-132.SH. Ra
gıp
Atademir, Aris to 'nunMantık
veİlim Anlayışı,
Ankara, 1974, s. 1 10-1 1 1.6Necati Öner, a.g.m., s. 69.
?Necati Öner, Klasik
Mantık,
Ankara, 1996, s. 148.8Aristoteles, Organon
m,
Birinci Analitik/er, (çev. H.Ragıp
Atademir),İstanbul,
1996, s. 25.9Necati Öner, a.g.m., s. 70.
IOArisıoteles,
Organon II, Önerme, (çev. H.Ragıp
Atademir),İstanbul,
1996, s. 35.·ll Aristoteles, Organon III, Birinci Analitik/er, (çev. H.
Ragıp
Atademir),İstanbul,
1996, s. 5.etmektedir:
1- An
ve basit önerme,2-
Zorunlu önerme,3-
Kontenjan (contigent-olum- sal) önerme. Bu üç önerme de sonradan, assertorik,apodiktİk
ve problematik diye adlan-dınlmışlardır. Aristotele~s şarihleri
ilebaşlayan
modalitetanırnma
göre Aristoteles zo- runlu ve kontenjan (mümkün) olmak üzere iki modaliteçeşidini
kabuletmiştir.
Çünkü an/basit önerme modalitesiz önermedir. 12 .Aristoteles'ten sonra
İbn
Zür'a(942-1008), İbn
Sina,İbn Rüşd (1126-1198)
gibiİs
Him
mantıkçılan
medalitelikıyaslan "el-kıyasatü'l-muhtelite", "ed-durubü'l-kıyasiyye
zevati'l-cihet" gibibaşlıklar altında
ayn olarak incelerler. Farabi, her ikikıyas kitabında
da medalitelikıyaslara
hiç yer vermezken yine ilk defaİbn
Sina,el-İşarat'ta
yüklemli öncüllerdenoluşan iktiranİ
medalitelikıyaslan
birlikte elealır. Kıyasın medlarının
he-~;piarıması
konusunda daİbn
Zür'a gibibazı
istisnalardışında mantık kitaplarında
birişlem yapıldığı
görülmez. 13İsia.m mantıkçılan arasında
modalite konusundafarklı
ikigörüş
ortayaçıkmış,
bun- lardan birini "mütekaddimin"14diğerini
de "müteahhirin"15 denilen alimler temsil et-miştir.
Mütekaddimi!Jmantıkçılar,
mümkün (possible),imkansız
(im.possible) ve zorun- lu/vücub (zorunluluk-necessarry) olmak· üzere üç türlü modalite kabuletmektedir:ı6
Zorunlu, bir
şeyin
sürekli,devamlı olmasıdır.
Zorunluluk, "zati zorunluluk" (vücub-12N. Öner. ıı.g.e .. s. 83, 148.
13Ali Durusoy,
"Kıyas
Maddesi",D.i.A.,
s. 526.14M. Ali Ayni,
Darulfünun
İlahiyatFakültesi
Mecmuasında (sene 3, sayı 10, 1928) yayınladığı Türk Mantıkçılan adlı makalesinde, Sadettin Tafıazani 'den önce gelenlere mütekaddimin, sonm gelenlere müteahhirin denildiğini ifade eder.
i.
Hakkı İzmirli ise Miyar-ı U!um'
(sayfa 3) da "Müteahhirinden maksat Farabi, İbn Sina ve daha sonra gelen ulema ve hükamadır. Mütekaddimin bunlardan ewel gelen hükemai yunaniyedir"diyorsa da modalite de mütekaddiınine ve müteahhirine göre diye yapılan ayının yalnız İslam mantıkçılan arasındadır. Çünkü Yunan filozofları bu aynının içine giremez. Üstelik İzmirli'nin müteahhirinden saydığı İbn Sina 'nin modalite anlayışı klasik mantık kitaplannda mütekaddimin anlayışı olarak gösterilmiştir. Bu ne- denle, bu konuda
İzmirli değil,
M. Ali Ayni esasalınmalıdır.
N. Öner; "KlasikMantıkta
Modalite: Moda!Önenneler",
A.
Ü.İ.F.Dergisi,
C.XV, 1967, 5. dipnot1 5Müteahhirin, mütekaddiminin üç modalitesine karşılık zorunluluk, devam, fıil ve imkan olmak üzere dört modalite kabul eder. Bunların farklılıklafı ve bir birleri ile olan ilişkileri dikkate alınarak çeşitli moda! öner- melerden bahsedilir, Genellikle sekiz basit, yedisi bileşik olmak üzere on beş moda! önenne gösterilir. Mü- teahhirinin incelediği önenne çeşitleri şunlardır: Basit önenneler: Zaruriye-i mutlaka, meşrute-i amme, vak- tiye-i mutlaka, münteşire-i mutlaka, daime-i mutlaka, örfiye-i amme, mutlaka-i amme, mümküne-i amme.
Bileşik modaliteli önenneler: Meşrute-i hasse, örfiye-i hasse, vaktiye-i la daime veya vakti ye, münteşire-i la daime veya münteşire, vücudiye-i la daime, vücudiye-i la zaruriye, müm~üne-i hasse. Bkz. Bkz. Ahmet Cev- det,
a.g.e.,
s. 80-83; Necati Öner,a.g.e.,
s. 89, 91-93.A.g.m.,
s. 79. Mütekaddiıninin kabul ettiği zorunlu, mümkün ve imkansız önenneler, hüküm üzerine hemen verilebilecek hükümlerdir. Yani bunlar birinci dere- ceden modalitelerdir. Halbuki devam, fiil ve zaman ikinci dereceden birer modalitedirler. Bunlarla asıl hü- kümler arasında, zorunlu, mümkün ve imkansız'dan birisi bulunur. Bkz. Necati Öner, FelsefeYolunda Dü-
şünceler, Ankara, 1999, s. 181-182. ..16Ahmet Cevdet,
a.g.e.,
s. 78. Bkz. Necati Oner,Klasik
Mantık, s. 87-88.u zati) ve "zati olmayan zorunluluk" (vücub-u bilgayr) olmak üzere ikiye
aynlır.Zati zo- runlulukta zorunluluk konunun
zatından (zatımevzu) yani onun özünden,
asıl varlığından çıkar. Mesela, "Allah alimdir", "İnsan konuşucudur (natık)" önennelerinde; konu ile
yüklemarasındaki bağın zorunluluğuzati zorunluluktur. Çünkü bilme Allah
'ınözüne ait
olduğu
gibi,
konuşmada
insanınözü ile ilgilidir.
Eğerzorunluluk özden
kaynaklanmıyorsa ona da "zati olmayan zorunluluk" (vücub-u bilgayr) denir. Mesela,
insanın yazıyazarken
parmaklarınınhareket etmesi, onun cevheri ile alakah
değildir.Yani
insanınvar
olmasıiçin
parmaklannınhareket etmesi gerekmez. Fakat
konuşucu olmasıonun varlığının gereğidir. 17
Mümkün, bir şeyin kendisinden varlığı ve yokluğunun olmamasıdır. "İmkan-ı has"
ve "İmkan-ı il.m" olmak üzere ikiye aynlır.I8 İmkanı has, hem varolma hem de yok ol- ma yönünden zorunluluğun olmamasıdır. Mesela, "İnsan katiptir" önennesinde, insanın katip
olmasıveya
olmamasızorunlu
değildir.O halde bu önenne
imkan-ı ·has'ıifade eder. İmkan-ı il.m ise yalnız bir taraftan yani ya varlık veya yokluk tarafından zorunlulu-
·ğun olmamasıdır. Mesela, "Her ateş· sıcaktır" önennesinde, ateşin sıcak oluşu zorunlu- dur; fakat sıcak olmaması zorunlu değildir.I9
imkansız (mümteni), yüklemin konuya olan nisbetinin var olmamasının zorunlu ol- duğu hallerdir. İmkansıza "İnsan taştır", "Ateş soğuktur" ve "Siyahlık özel bir isimdir"
önermelen örnek olarak verilebi1ir.20 "Zorunlu", "mümkün" ve "imkansız" terimlerin- den kastedilen
anlamıdaha iyi ortaya koymak için eski
mantık kitaplannın çoğunda"Ateşin sıcak olması
zorunlu,
soğuk olması imkansız,sönmesi mümkündür"
örneğive- rilmektedir. 2
ıMütekaddiminin zikredilen modalite aynmı İbn Sina geleneğine uyularak yapılmış
tır. İbn Sina ise Batı Orta Çağ mantıkçılan gibi, Aristoteles'in Organon adlı eserinin ikinci kitabı olan ÖnenneJer'den faydalanmıştır.22 Farabi'de durum farklıdır. Farabi'ye göre, önennenin parçalan olarak
alınan bazı lafızlaramodalite denir. Modalite, önerme- nin yüklemine
bitiştirilen, ağızdanbir defada
çıkansestir ve önennenin yükleminin, önennenin konusuna yükleme keyfiyeüne delalet eder. Mümkün, zorunlu, muhtemel, mümteni, vacip, çirkin, güzel, gerekli, olabilir v.s. gibi. İki parçalı bir önermede cümle
17Bkz. Gazali, Miyaru'l-İlm, (nşr. Süleyman Dünya), Kahire, 1961, s. 118-120, Makasıdu'l-Felasife,
(tahk.S.
Dünya),
Mısır,1961, s. 61;
Mihakku 'n-Nazar,(tahk. Refik Acem), Beyrut, 1994, s. 85; Ahmet Cevdet,
a.g.e.,s. 79; Necati Öner,
a.g.m., s.78.
18oazali,
Miyaru'1-İlm, s. 119. Bkz. Mustafa Çağrıcı, "İbn Teymiyye Bakışıyla Gazali-İbn Rüşd Tartışması",
İslami Terkilder Dergisi,C.
IX,(Ayn
Basım), s.89; Ahmet Cevdet,
a.g.e.,s. 79; Necati Öner,
a.g.m.,s. 78.
19 Ahmet Cevdet,
a.g.e., s.79. Bkz. Necati Öner,
a.g.m., s.78; M. Naci B olay, İbni
SinaMantığında
Önerrne- ler, İstanbul,1994, s. 91.
20Bkz. Gazali, Makası
du '1-Felasife,s. 61;
Miyaru'1-İlm, s.119;
Mihakku 'n-Nazar, s.85; Necat Öner,
a.g.e.,s.
89.
21Necaıi
Öner,
a.g.e.,s. 89;
Felsefe Yolunda Düşünceler,Ankara, 1999, s. 174;
a.g.m.,s. 79.
22Necaıi Öner,
KlasikMantık, s. 89;
Felsefe YolundaDüşünceler,
s.174.
A.g.m., s.79.
"Zeyd'in
konuşması lazımdır","Zeyd'in yürümesi mümkündür",
"Ay'ın tutulmasızo- runludur" şeklinde olur.
23Zikredilen önermelen Farabi, önermenin medalitesi kabul et- mekle beraber,
bunlarınhepsi ilk modaliteler
değildir.Ona göre ilk modaliteler üç tane- dir ki bunlar da; zorunlu, mümkün ve
mutlaktır.Bunlar,
varlığınilk
aynınmadelalet ederler. Zorunlu, varlığı sürekli olan, ortadan kalkmayan, olmaması hiçbir zaman ~üm
kün olmayan
şeydir.Mümkün,
şimdivar olmayan, fakat gelecekte herhangi bir zaman- da var olmaya veya var olmamaya
hazırbulunan
şeydir.Mutlak ise mümkünün
tabiatındandır;
var
olmasıve var
~lmamasımümkün iken,
halihazırdavar olan
şeydir.Onun ge- lecekte olmaması da mümkündür.
24Farabi, zikredilen üç çeşit medaliteyi incelemenin
_yanı sıra
bunlardan her birinin maddesi ile modalitesinin
aynıveya
farklı olabileceğine·de. dikkat çeker. Mesela "Zeyd'in yürümesi zorunludur" önermesi medalitesi bakımın-
dan zorunlu, fakat maddesi bakımından mümkündür. "Her ilç, zorunlu olarak tektir"
önermesi ise hem medalitesi hem de maddesi
bakımındanzorunludur. Yine "Her üçün tek
sayı olmasımümkündür" önermesi medalitesi
bakımındanmümkün, fakat maddesi
bakırnından
zorunludur. "Zeyd'in yürümesi mümkündür" önermesi ise her iki
bakımdanda mümkündür.
25Farabi'ye göre mutlak, bütün modal bildiren unsurlan ortadan
kaldırmakve ne za- rureti, ne de imkarn açığa vurmamaktır. Medaliteyi ifade eden unsurlann kaldınlması onun için modalite
makamınageçer. Farabi, Aristoteles'in
görüşününde böyle
olduğunu zik.rc:Jc:r. MuJalileyi ifade eden bütün
unsurbrııı L.ıldırılışı onuı:ne zorunlu, ne
JL~mümkün
olmadığınadelalet eder. Mutlak, mümkünle zorunlunun
arasındayer
alır.Çün- kü o, her ikisiyle de ilgilidir.
Şöyleki; onda bilfiil var olmak
olduğuiçin, o, mümkünün
tabiatındandır.
Çünkü, mümkünün yukanda da ifade
edildiğigibi var
olmasıda var ol-
maması
da, gelecekte var
olmasıda söz konusu olabilir. Yine o, bilfiil var olmak
bakımından
zorunlu ile
iştirakeder. Mümkünün
tabiatındaolmak ve gelecekte var olmama-
sı
mümkün olmak
bakımındamümkünle
iştirakeder. "Zeyd
ayaktadır","Amr yürümek- tedir", "İnsan adildir" önermelen gibi.
Farabi'ye göre örterme, "Her insan adildir" önermesinde
olduğugibi hem maddesi hem de mo4alitesi bakımında mutlak olabilir; Yahut beyaz olan insan hakkında "Onun beyaz olması müllıkündür" veya "0, zorunlu olarak beyazdır" önermelerinde olduğu gi- bi, madde mutlak, modalite mümkün veya zorunlu olabilir. Yahut "Her üç tek
sayıdır"önermesinde
olduğugibi mutlak önermenin maddesi zorunlu olur, fakat bu, ne zorunlu olarak ne de imkan ifadesi olarak belirtilmez; böylece maddesi itibariyle zorunlu, fakat medalitesi itibariyle mutlak olur.
26Farabi, modalitenin unsurlarının kendisinde yer al-
madığı
önermeyi (mutlak), vücudi
(varlıkbildiren) önerme olarak da isimlendirmekte-
23Farabi, Peri Hennenias (Kitabu'l-İbare), (nşr. Mübahat Türker-Küyel), Ankara, 1990, s. 57.
24A.g.e., s. 61.
25Bkz. A.g.e., s. 62.
26Farabi, a.g.e., s. 63.
dir. Böyle önermeler, kendilerinde hiçbir modalite
şart koşulmadığıiçin "mutlak", zo- runlu veya mümkün
olduklarıortaya
konmaksızınbir
şeyin varlığınadelalet ettikleri için de "vücudi
(varlıkbildiren)" olarak isimlendirilir. Bu
bakımdan,mutlak ile vücudi
eşanlamlı isimlerdir.27
Başta Farabi olmak üzere İsHim mantıkçıları modal önermeler konusunda madde- modalite
ayrımıgözeterek önermelen ele
almışlardır.Bir önermede konu ile yüklem ara-
sındaki bağ
olumlu ya da olumsuz olabilir.
Eğerbu
bağmaddeye
dayanırsazorunluluk veya zorunsuzlukla ya da devam veya
devamsızlıkile
kayıtlanır.Mesela "Bütün insan- lar
hayvandır"önermesindeki
bağgerçeklik
alanındazorunludur; "Bütün insanlar katip- tir" önermesindeki
bağise zorunsuzdur. Bu iki örnekteki zorunluluk ve zorunsuzluk maddeye aittir. Burada modaliteyi gösteren terim
açıklanmamıştır.Bazen de modaliteyi gösteren terim açıkça zikredilir. İşte bu durumda önerme, modal önerme (kazaya-i mü- veccihe)
adını alır.28Aslında
Farabi'nin zikredilen modalite
ayırımıAristoteles'in üç önerme tipini
karşılamaktadır. Yukarıda
da ifade
edildiğigibi Aristoteles
yorumcularınagöre basit önerme modalitesiz önerme olarak kabul edilir. Farabi, basit önermeyi
karşılayan "mutlak"ıda bir modalite
çeşidiolarak kabul etmekte ve bu yönüyle de Aris to tel es 'ten
ayrılmaktadır.Ancak Farabi'ye göre "mutlak"tan
anlaşılan,bütün modalite bildiren
unsurlarınortadan
kaldırılmasıdır.
Bu nedenle Farabi'nin de Aristoteles gibi temelde iki modalite kabul et-
tiği
söylenebilir.
2SFarabi'den soma gelen İslam dünyasının en büyük filozoflarından biri olan İbn Sina, zorunlu,
imkansızve mümkün olmak üzere üç modalite kabul eder; zorunlu
varlığınde-
vamına, imkansız yokluğun devamına,
mümkün ise
varlığınve
yokluğun devamsızlığına delalet eder.30 İbn Sina modalite konusunu işlerken zorunlu ve imkansız modalitesi- ni birlikte ele
almıştır.Zorunlu ve
imkansızzorunluluk içinde
irıcelendiklerihalde ara-
larında
gaye
bakımındanfark
vardır.Yani her ikisi de zorunluluk
anlamında birieşirkengayeleri birbirinden
farklıdır.Böyle olunca zorunlu,
varlığızorunlu olan,
imkansızda varolmaması zorunlu olan şeklinde tanırnlanır.31
İbn Sina, zorunluluğun altı şekilde yüklem olabileceğine dikkat çeker. Bu altı çeşi
din hepsi de
devamlıolmakta
müşterektir.1. Zorunluluğun öze ait olup ezeli ve ebedi olması. Mesela, "Allah haydır" (hayat sa- hibidir; diridir) önermesinde zorunluluk ezeli ve ebedidir.
2.
Zorunluluğunbir
şarta bağlı olması. Bağlı olduğu şartise onun özünün devam et- 27
A.g.e., s. 64.28Abdül Müteal Saidi,
Tecdiduİlrru''l-Mantık
fiŞerhi
Hubeysi ala't-Tezlıib, trz, 3. Bsk. Kahire, s. 62.
29Necati Öner,
a.g.e., s.87-88; İsmail Köz, İslam Mantıkçılannda
Modalite Teorisi,(Basılmamış Daktom Te- zi), Ankara, 2000, s. 75.
30İbn Sina,
a.g.e., s.17.
BkZ.Ebheri,
a.g.e., s.66;
H.Ziya Ülken,
a.g.e.,s. 105-106.
31 İbn Sina,
a.g.e., s.20.
mesidir. "Bütün insanlar
hayvandır (canlı)"önermesinde konu olan
insanınözü var ol- makta devam
ettiğisürece "birer birer bütün insanlar
devamlıolarak
hayvandır."Bu ikincisinde konu, özünün
varlığının devamı şartına bağlı olduğuiçin, öze aittir.
3. Konunun bir nitelikle nitelenmesinin
devamının şart koşulması.Mesela, "Her ha- reket eden değişkendir" önermesinde hareket edenin özü hareket eden bir varlık olarak devam ettiği sürece yani, önermenin konusu hareketle mevsuf olduğu müddetçe, zorun- luluk devam eder.
4.
Zorunluluğunkonu
hakkındayüklem devam
ettiğimüddetçe devam etmesi. Bu şart olmaksızın zorunluluk da olmaz. Mesela, "Zeyd'in yürümesi zorunludur" önerme-
si,tı_deZeyd yürümeye devam
ettiğisürece zorunluluk da devam eder. Çünkü Zeyd yürü- d.üğfi halde, yürür olmaması müı:nlcün değildir.
5.
Zorunluluğunbelirli bir vakitle
kayıtlanmış olması.Mesela,
"Ayın tutulmasızo- runludur" önermesinde ayın tutulması devamlı değildir. Aksine belirli bir vakitle sınırlı-
dır.6.
Zorunluluğunbelirli olmayan bir vakitle
sınırlı olması.Mesela, "Her
insanınne- fes alıp vermesi zorunludur" önermesi devamlı ve belirli olmayan herhangi bir vakitle
'sınırlanmıştır.İbn
Sina'ya göre,
şarta bağlıbulunan bu son dört
çeşitzorunluluktan
şartlılıkduru- mu
kaldınldığızaman zorunluluk
taşıyanönermeler, zorunlu
olmaksızın devamlıöner- meler haline
dönüşürler.Böylece bu tür önermelere .. mutlak"' önermeler denir. Bu
şekilde,
devamlıolan fakat zorunlu olmayana örnek olarak, zorunlu
olmaksızın yaşadıklarısürece
"Bazıinsanlar beyaz (tenli)
olacaklardır"önermesi verilebilir.
Bazı insanların,yaşadıkları sürece beyaz tenli olmaları devamlıdır, fakat zorunlu değildir.32 İbn Si-
na'nınzorunluluk
hakkındakizikredilen
altılıtaksimi modaliteyi zorunluluk, devam, im- kan ve fiil olarak kabul eden müteahhirin tarafından da benimsenmiştir. Çünkü müteah- hirin de zorunluluğu ele alırken altı tür zorunluluktan söz eder.33
Orta
Çağ'ınen önemli
filozoflarındanbiri olan Gazall, yüklemin, konu ile
ilişkisiba- kımından önermelen temelde İbn Sina gibi "mümkün", "imkansız" ve "zorunlu" olmak üzere üçe ayırır.34 Mümkün, "İnsan katiptir", "İnsan katip değildir" önermelerinde ol- duğu gibi bir şeyin kendisinden varlığı ve yokluğunun olmamasıdır.35 Söz konusu öner- melerde katiplik, izafet yoluyla imkan ifade eder.36 imkansız "İnsan taştır", "İnsan taş değildir" önermelerinde olduğu gibi yüklernin konuya olan nisbetinin var olmamasının
32İbn
Sina, a.g.e., s. 20-21 ve
aynıeser 3. dip not. Bkz. M. Naci Bolay, a.g.e.,
s.89-90.
33Bkz.
İbrahim Emiroğlu,a.g.e., s. 136-137.
34oazali,
Makasıdu '1-Felasife, s. 61; Mihakku 'n-Nazar, s. 85; Miyaru
'1-İlm, s.118.
35oazali,
Miyaru'l-İlm,s. 119,
Makasıdu'l-Felasife, s.61; Mihakku'n-Nazar, s. 85; Bkz. Mustafa
Çağncı,"İbn
Teymiyye
Bakışıyla Gazali-İbn Rüşd Tartışması", İslamiTelkilder Dergisi,
C. IX,(Ayn
Basım),s. 89.
36oazali, Mihakku 'n-Nazar, s. 85.
zorunlu olduğu hallerdir.37 Zorunlu ise "İnsan canlıdır" önermesinde olduğu gibi yük- lemin konuya nisbetinin mutlaka gerekli olmasıdır.38 Söz konusu önermede canlı, konu olan insana yüklem olmuştur. Yüklem olarak canlının insana nisbeti zorunludur.39
Gaziil!,
diğer mantıkçılardan farklıolarak mümkün ün iki
anlamı olduğunuifade eder.
Ona göre mümkün
kavramıile bazen
imkansızolmayan yani zorunlu dahil olmak üzere her
şeykastedilir. Bu durumda
varlıklar;mümkün ve
imkansızolmak üzere iki
kısmaay-
rılır.
Bazen de mümkün kelimesi ile,
varlığımümkün
olduğugibi
yokluğuda mümkün olan nesneler kastedilir. Bu, özel bir
kullanımdırve bu durumda
varlıklar; ~'mümkün","zorunlu" ve "imkansız" olmak üzere üç' e ayrılır.40 Görüldüğü gibi mümkünün birinci
anlamı
göz önünde
bulundurolduğundasadece iki modalite yani mümkün ve
imkansızsöz konusu olabilmektedir. Aynca Gaziil!, önermelen zorunlu, mümkün ve
imkansızol- malan
bakımından"mutlak" ve "mukayyed" olmak üzere ikiye
ayırmaktadır.Mukay- yed, yüklemin konu için zorunlu, mümkün veya
varlığızorunlu
değilama devamda rrievcud
olduğubelirlenen önermelerdir. Mutlak ise yüklemin soyut halinin
dışındaher- hangi bir şeyin kendisinde sunulmadığı önermelerdir.41
Gazall zorunlu önermelen ikiye
ayırır:1. Kendisinde
şartın olmadığıönermeler: "Allah ha
ydır"önermesi gibi. Allah her za- man hay idi ve her zaman hay olacaktır.42 Yukarıda da ifade edildiği gibi bu tür öner- meler "vücub-u zati" olarak isirnlendirmektedir, çünkü burada zorunluluk
zatınözünden
çıkmaktadır :B
2. Kendisinde konunun varlığı şart koşulan önermeler: "İnsan canlıdır" gibi. İnsan, var olmaya devam
ettiğisürece
canlı olacaktır;konunun
varlığıbu önerme
çeşidinde şart koşulmuştur.Bu
şart koşulan şey,birinci zorunlu olan
şeydenzaruret
bakımından değil, zatıiçin konunun ezel ve ebedde devam edip etmemesi ve onun nefsinin hakikatinde
varlığının
gerekli
alınası bakırnından aynlır.Gazall, bunu "mutlak zorunlu" olarak isirn- lendirir.
Ona göre,
şartlızorunlu önermeler üç
kısma aynlmaktadır:1. Kendisinde konunun
varlığırun devamı şart koşulanönermeler. Yukanda zikredi- len "İnsan canlıdır" önermesi buna örnek olarak verilebilir.
2. Konunun bir nitelikle nitelenmesinin
devamı şart koşulanönenneler. "Bütün ha- reketliler
değişkendir"gibi. Hareket eden
şey,sadece muteharikin
zatırunmevcut olma- sının devam etmesiyle değil, hareket devam ettiği sürece değişken bir durumdadır.
37Bkz. Gazali, Makasıdu"J-Felasife,
s.61; Miyaıu'J-İlm,
s.ı19;
Mihakku'n-Nazar, s.85.
38Gazali, Miyaıu'l-İlm,
s.118.
39Gazaıi,
a.g.e., s.119; Makasıdu'J-Felasife,
s.61.
40aazali,
Makası du '1-Felasife, s.6
ı.4ıaazali, Miyaıu'l-İlm, s. ı ı9.
42A.g.e., anı yer.
43A. Cevdet Paşa, a.g.e., s.
79.
3. Kendisinde beli bir zamanın şart koşulduğu önenneler. Bu tür önenneler, ya "mu- ayyen" ya da "ğayri muayyen" olur. "Ay zorunlu olarak tutulur" önennesinde "ay tutul- ması" belirli bir zamanla kayıtlanmıştır. Bu belirli zaman ayın tutulma şartlarının oluş
masıdır. "İnsanın nefes alıp vennesi zorunludur" önennesindeki "nefes alıp venne" ise beli bir zamanla kayıtlı değildir. Yine "Her yıldız ya doğudadır veya batıdadır" önenne- sinde yıldızların batıda veya doğuda olması her zaman için geçerlidir, ancak onların za- tı gereği doğuda veya batıda olmaları zorunlu değildir. Çünkü söz konusu önenne "İn
san
canlıdır"önennesi gibi
değildir.44-, Gazaif'ye göre devamlı olan ama zorunlu olmayan şeylerin varlığı da mümkündür.
Mesela, zenci için "O siyah tenlidir" dendiğinde siyah tenli olması, onun varlığı devam ettigi sürece devam eder ancak, varlığı siyah tenli olmasına bağlı değildir. Yani siyah tenli olmak onun şartı değildir, fakat onunla devamlı var olmaya ittifak etmiştir. Filozo- fumuza göre bu tür önennelere "vücudi" önenneler denir. Gazall, bu tür önennelere zo- runlu önenneler başlığı altında değinmektedir.45 Yukarıda da ifade edildiği gibi İbn Si- na da bu tür önenneleri zorunlu önenneler başlığı altında ele almaktadır. Fakat o "vücu- . di" kavramı yerine "mutlak" kavramını kullanmayı tercih etmektedir. Gazall'nin zorun- lu önenneleri ortaya koymada İbn Sina'dan etkilendiği söylenebilir. Çünkü şartlı zorun- lu önenneleri ortaya koymada neredeyse aynı önnekleri kullanmaktadır.
Gazali'nin çağdaşısayılan Ebi Salı Dani (ö.579/113-1)
40,modalite konusunu Kitabu Takvim u 'z-Zihn adlı eserinde incelemektedir. Bu eserde Dani, önennelerin modalitesi- ne kısaca değinmekle beraber kı yasların modalitesini mod, şeİ\il ve örnekleriyle beraber ortaya koymakta,
ayrıca bunlarınher birini tablolada göstennektedir.
Ebi Salt Dani, söz konusu eserde önenneleri sünai (ikili/çift) ve sülasi (üçlü) olmak üzere iki
kısma ayırır.Sünai, konu ile
irtibatında yükleınİnin bağaihtiyaç
duymadığıönennelerdir. Sülasi ise konu ile
irtibatındayükleminin
bağaihtiyaç
duyduğuönerme- lerdir. 47 Sünai ve sülasi olan önennelerin her biri moda! i teli olabileceği gibi, modalite- siz de olabilir. Ona göre modalite, yüklemin hangi açıdan konuyla irtibatlı olduğunu gös- teren bir lafızdır. Modalitenin maddesinin zorunlu, mümkün ve imkansız olmak üzere üç
44oazali, a.g.e., s.
ı
19-120.45
A.g.e.,aynı
yer.46Ebu Salt Umeyye ibn Ebu Salt ibn Abdulaziz el-Endulusi, 1068 tarihinde
İspanya'ya bağlı
olan Danya (De- nia)'da doğdu. İskenderiye 'ye orddan da Kahire 'ye sürgün edildi. lll ı tarihinde tamamen özgürlüğüne ka- vuştuktan sonra Tunus'a yerleşti ve bHrada I 134 tarihinde vefat etti. Çeşitli bilimsel konularla ilgili eserler yazdı. Özel ilgi alanı tıptır. Mantık ile ilgili olarak günümüze sadeceKitabu Takvim u 'z-Zihn
adlı eseri ka- vuşmuştur. Bkz. Nicholas Rescher,The Development of Arabic Logic,
London, 1964, s. I 67-ı 68.47
ibn Sina da sünai ve sülasi önermeleredeğinmekte,
sünai önermelen konusu ile yüklemiarasındaki bağı
açık olmayan, sülasi önermelen ise konusu ile yükleıni arasındaki bağı açık olan önemıeler şeklinde tanım
lamaktadır. Sünai önermelere "Zeyd Katiptir" (Zeydun katibün), Sülasi önermelere ise "Zeyd katip alandır"
(Zeydün huve katibun) önemıelerini örnek vermektedir. Bkz. İbn Sina, a.g.e., s. ı5.
cinsi
vardır.Modalitesiz olan önermeler, mutlak ve vücudi önerme olarak isimlendirilir.
- Zorunlu, varlığı daimi olan, yok olmayan, sürekli var olandır. imkansız, zorunlunun kar-
şıtıdır.
Mümkün, zorunlu olmayan
şeydirve muhalden bir
şeyinkendisinde
sunulmadığı varlık
olarak farz edilir. Mümkün; çokluk,
azlıkve
eşitliküzerine
gerçekleşenolll!ak üzere üç
kısma ayrılır.Bunlardan birincisi ilimlerde
kullanılırken, diğerleriilimlerde kullanılmaz.48 Ebi Salt Dani, önermenin unsurlarını (cüzlerini), konu, yüklem, bağ ve mod olmak üzere dört olarak kabul eder. Dani, mutlak sünai önermeye "Zeyd yürüyor", mutlak sülasi önermeye ise "Zeyd yürüyendir" örneklerini verirken, modaliteli olan sü- naiye "Zeyd'in yürümesi mümkündür", modalitesi olan sülasiye ise
~·zeyd'inyürüyen olması mümkündür" önermelerini örnek olarak vermektedir.49
Ebi Salt Dani'nin önermelerin modalitesi konusunda İbn Sina çizgisini takip ettiği söylenebilir. Çünkü İbn Sina, yukarıda da ifade edildiği gibi önermelerin modalitesini ele
alırken onlarınmümkün, zorunlu ve
imkansızolabileceklerini ifade etmekte, mutlak- önermeleri ise modalitesiz olarak nitelendirmektedir.so Ancak yukarıda da ifade edildi-
ği
gibi Farabi'de durum
farklıdır.Farabi mümkün, zorunlu ve mutlak önermelerin mo- dalitesinden söz eder. O, İbn Sina ve Ebi Salt Dani'nin modalitesiz olarak kabul ettiği mutlak önermelerin modalitesine değinirken, imkansız önermelere değinmez.51 Ebi Salt Dani,
kıyaslarınmodalitesini incelerken mutlak/vücudi, mümkün, zorunlu önermeleri ele alır. Önermelerin modalitesinde söz konusu ettiği imkansız önermelerin kıyaslarına hiç yer vermez. Yine Dani, zorunlu önermeler için Farabi ve İbn Sina'da olduğu gibi
"vacip"
kavramını kullanırken, kıyaslarınmodalitesi
kısmında"vacip"
kavramını değil,"zaruri"
kavramını kullanmayıtercih eder.
Ayrıcamodalitesiz
dediği"mutlak" ve "vü- cudi"
kavramlarındanbirini
değilikisini de
kullanır.Buna göre Dani, Farabi'nin öner-
ınelerin
modalitesinde ele
aldığızorunlu, mümkün ve vücudi önermelerden meydana ge- len
kıyaslarınmodalitesi üzerinde durmakta ve bu önermelerden
oluşan kı yaslarınvere- bilecekleri
sonuçlarıtablolar halinde inceleme konusu
yapmaktadır.Ebi Salt Dani,
kıyaslarınmodalitesini tablolar halinde incelerken onlarla ilgi
detaylı açıklamalarvermek yerine söz konusu
kıyas
şekillerininkaç tane modunun
olduğunuve bu modların nasıl sonuç verdikleri üzerinde durur.52 Ayrıca Dani, kıyasların modalite- sini ele
alırkentablolarda yer
verdiğimutlak, mümkün ve zorunlu önermelerin döndür- melerinin nasıl yapılacağına da kısaca değinerek birer örnek vefir.53 Ona göre mutlak 48Ebu Salt Dan i, Ki ta bu 't-Takvim u 'z-Zihn, Islami c Phylosophy içinde,
C.81, Frankfurt, Almanya,
s.17.
49
A.g.e., s.18.
SOA.g.e., s.
18. vd.
51 Bkz. Farabi, Pe ri Hermenias
(Kita bu '1-İbare), s. 6!.
52Bkz. Ebu Salt Dani, a.g.e., s. 29. vd.
53Döndürme (aks), "niteliğine yani olumluluk ve olumsuzluk, doğruluk ve yanlışlığına dokunmadan bir öner-
ınede
yüklemi konu ve konuyu yüklem yapmakur; döndürme
yapıldıktansonra önerme eskisi gibi
doğruluğunu
koruyarsa bu önermeye
döndürülmüş(makus) önerme denir."
Eğerönermede
doğrulukdevam etmi-
önerme tümel ise tikel olarak döndürülür. Mesela, "Bütün insanlar hayvandır" önerme- si "Bazı hayvanlar insandır" şeklinde döndürülür. Modalitenin durumu için başka hü- kürnlerin var olduğunu ifade eden Dani, zorunlu önermelerin döndürmesinin mutlak önermenin döndürmesi gibi olduğunu zikreder. Ona göre mümkünlerin, mümkj.inün döndürmesi ve mümkün döndürme olmak üzere iki döndürmesi vardır. Mümkünün dön- dürmesi, şartlarında mutlak önermenin döndürmesiyle aynıdır. Buna göre tümel olumlu ve tikel olumlu önermelerin her biri iki olumlu, iki tikel ve iki mümkün olarak döndürü- lür. Tikel olumsuzun döndürmesi olmaz. Mümkün döndürme, önermenin cüzlerinin de- ğişmesi, keyfiyetinin ise olduğu gibi kalması hususunda mutlak önermenin döndürmesi- .-,ne muhaliftir. Mesela, "Zeyd 'in yürümesi mümkündür" önermesinin döndürmesi
':Zeyd'in yürürnemesi mümkündür" önermesidir. Bu maddede olumlu basite ile sürekli doğrulanan önerme, olumlu maduledir.54 Mümkün önermenin döndürülmesi ile mükem- mel olmayan kıyaslarıo iktiranı, mükemmel hale getirilir.55
Dani, mutlak önermelerden meydana gelen kı yası, iktirani (yüklemli) kıyasın karşı
lığı olarak ele almaktadır. Bunlardan oluşan kıyasları iktiranİ kıyasın birinci, ikinci ve üçüncü şekli olarak sıralamak yerine "mutlak önermelerden meydana gelen kıyasın bi- rinci, ikinci ve üçüncü şeklin iktiranları" şeklinde sıralar.
56yorsa "döndürme (inikas)" değil, "inkilab (yer değiştirme)" olarak isimlendirilir. Bkz. Farabi,
Peri Henne- nias
(Kitabu'J-İbare), s. 44; Gazali, Makasıdu'J-Felasife, s. 64;Miyaru'J4Jm,
s. 126; Ebheri, İsaguci, Vezir- hani Matbaası, 1287, s. 4; Ziınmermann, F. W.,Al-Farabi 's Commenl!y and Sh ort Treatise on Aristat/e 's De Interretatione,
London, 1981, s. 234.54
Necati Öner,Klasik Mantık adlı
eserinde madule ve basitehakkında şu
bilgileri vermektedir:"Eğer
öner-menin konu ve yükleminden her ikisi veya ikisinden birisi olumsuz ise, böyle önermelere "madule"; eğer konu ve yüklernden her ikisi de olumsuz olursa buna iki taraflı madule (madulet'ül tarafeyn); yalnız konu- su olumsuz (menfi) olursa, konunun madulesi (madülat'ül mevzu); yalnız yüklemi olumsuz olursa buna da yüklemin madulesi (madülat'ül maİımul) adı verilir.
Ona
göre, eğer önermeyi yapan terimler olumlu (müs- bet) ise bu önermeye "muhassala" denir. "İnsan canlıdır", "İnsan at değildir" önermelerinde olduğu gibi asıl muhassala olumlu olan önermedir, olumsuz olana ise "basite" denir. Yani "insan canlıdır" önermesi "mu- hassala", "İnsan at değildir" önermesi ise basitedir." Bkz. Necati Öner,a.g.e.,
s. 65-66.55Ebi Salt Dani,
a.g.e.,
s. 21. .56Dani,
sırayla şu kıyas şekillerini
modlanylaber.ıber
tablolar halinde elealmaktadır:
Mutlak önermelerden meydana gelen kıyasın birinci şeklinin iktiranlan, mutlak önermelerden meydana gelen kıyasın ikinci şeklinin iktiranlan, mutlak önermelerden meydana gelen kıyasın üçüncü şeklinin iktiranlan. Zorunlu ve vücu- di önermelerden meydana gelen
kıyasın
birincişeklinin
iktiranlan, zorunlu ve vücudi önermelerden meyda- na gelen kıyasın ikinci şeklinin iktiranlan, zorunlu ve vücudi önermelerden meydana gelen kıyasın üçüncü şeklinin iktir.ınlan. Mümkün önermelerden meydana gelen kıyasın birinci şeklinin iktiranlan. Mümkün ve vücudi önermelerden meydana gelen kıyasın birinci şeklinin iktiranlan, mümkün v.e vücudi önermelerden meydana gelen kıyasın ikinci şeklinin iktiranlan. Mümkün önermelerden meydana gelen kıyas!Il üçüncü Şeklinin iktiranlan. Mümkün ve vücudi önermelerden meydana gelen kıyasın üçüncü şeklinin iktiranlan.Bkz. Ebi Salt Dani,
a.g.e.,
s. 23 vd.Dani gibi İspanyalı bir mantıkçı olan İbn Tumlus (1160-1223)57, önermelerin sünai ve sülasi olarak ikiye
aynldığını, bunlarınher ikisinin de modaliteli olabileceklerini ifa- de eder. Ona göre söz konusu her iki önerme
çeşidindede konu için yüklemin
varlığınınkeyfiyetine delalet eden bir
lafızbulunur. Bu
lafız"modalite (cihet)" olarak isimlendiri- lir. Tumlus önermeler konusunu
işlerkenkonu için mümkün, zorunlu ve mümteni olmak üzere üç modaliteden söz eder ve bunlara
sırasıyla"Zeyd'in adil
olmasımümkündür",
"Zeyd'in adil
olmasızorunludur" ve "Zeyd'in adil
olması imkansızdır"önermelerini ör- nek verir.58 Ancak modal önermeler (cihatül kazaya) başlığında zorunlu, mümkün ve mutlak olmak üzere üç modalite üz~rinde durur.59 İbn Tumlus, söz konusu başlık altın
da sadece olumsuz modal önermelen
işlerkenmümteni'ye
değinirvemümtenin mürn- künün olumsuzlanması halinde ortaya çıkabileceğini vurgular.60
İbn Tumlus'un, modalite konusunda Farabi'yi takip ettiği söylenebilir. Çünkü
yukarıda
da ifade
ettiğimizgibi o, modalitesi
bakımındanönermeleri zorunlu, mümkün ve mutlak
kısımlarına ayınr.Mutlak, modalite alametlerinin kendisinde yer
verilmediğiönermedir. Mümkün, var
olmasıda yok
olmasıda söz konusu olabilen
şeydir.Ancak hakiki mümkün,
şuanda olmayan gelecekte olabilen
şeydir.Zorunlu ise mutlaka
olmasıgereken
şeydir.Zorunlu üçe
ayrılır:1. Sürekli var olan, yok olmayan zorunluluk. Buna
"vücudi zorunluluk" denir 2. Konu var
olduğusürece konuda var olan zorunluluk.
"Konu devam
ettiğisürece konunun
içeriğininkonuda
olmasızorunludur" gibi. 3. Yük- lemin
varlığıdevam
ettiğisürece konuda yer alan zorunluluk (.konudan aynlabilen zorunluluk). Aynlabilen arazlar gibi.6l
İbiı Tumlus'a göre "Zeyd zorunlu olarak yürüyendir" önermesi zorunlu, "Zeyd'in yürümesi mümkündür" önermesi de mümkündür. Mutlak önerme ise ne zorunlu ne mümkün olan önermedir. Bu önermede konu ile yüklemin
birleşmesiönemlidir; mesela
"Zeyd yürüyendir"
dendiğizaman bununla Zeyd'in bilfiil yürüyen
olduğukastedilir ve bu önermede modalite alametleri dışarıda bırakılır. İbn Tumlus, bununla imkan ve zaruret olmadan yüklemin konu için var
olmasınıkastediyor, ona göre böyle önermelere
"mutlak ve vücudi" önermeler denir. Bir önerme maddesi
bakımdanzorurilu olabilir, modalitesi
bakımındanzorunlu olmayabilir, modalitesi zorunlu olabilir, maddesi zorun- lu olmayabilir. Kısaca madde ve modalite birbirinden farklı olabilir.62 Mesela, "İnsanın 57Ebu Haccac Yusuf ibn Muhammed ibn Tumlus 1160'lı yıllarda İspanya'da doğmuştur. İbn Tumlus'un tıp,
felsefe özellikle de-
mantıkile ilgilenen
İbnTumlus, 1223 tarihinde
doğduğuyer olan Aleira' da vefat
etmiştir. Bkz. Nicholas Rescher,
The Development of Arabic Logic,London, 1964,
s.188.
58Ebi Hacac Yusuf b. Muhammed b. Tumlus,
Kitabu 'I Madhal li SanaatilMantık,
Islamic Philosophy,c.82, Frankfurt, Almanya, 2000, s. 89.
59
A.g.e.,s. 99.
60Bkz. Ag.e., s. 101.
61 Ag.e., s.lOl.
62 Ag.e.
s.99.
hayvan olması mümkündür" önermesi modalitesi bakımından mümkün, maddesi
·bakımından zonınludur. "İnsan zorunlu olarak hayvandır" önermesi hem maddesi hem de modalitesi bakımından zorunludur. "İnsan zorunlu olarak yürüyendir" önermesi ise modalitesi
bakımındanzorunlu, maddesi
bakımındanmümkündür. Yine Farabi'nin de işaret ettiği gibi bir önermenin modalitesi ve maddesi zorunlu olabilir; "İnsan zo;unlu olarak hayvandır" ve "Üç zorunlu olarak tek sayıdır" gibi. Modalitesi ve maddesi müm- kün olabilir; "İnsanın yürümesi mümkündür" gibi. Ve aynı şekilde önermenin modalite- si ve maddesi mutlak olabilir; "İnsan yürüyendir" gibi. Bu önerme ile Zeyd'in bilfiil yürüyen
olduğukastediliyorsa mutlak veya vücudidir. Zeyd'in bilfiil yürüyor
olduğu.~ifade edilirse mümkün ve zorunluluk ortadan kalkar ancak yüklem konudan aynlmaz.
BÖyle önermeler "mutlak" olarak isimlendirilir çünkü onlarda kendilerinde kesinlikle modalite şart koşulmaz. "Vücudi" olarak isimlendirilir çünkü kendisinde imkan ve zorunluluk şart koşulmaksızın varlığa delalet eder.
63Mutlak önermenin "vücudi" olarak isimlendirilmesi, onun zorunluluk ve imkan
şartı olmaksızınvücuda delalet etmesinden
dolayıdır. 64
İbn Tumlus, modalite konusunda neredeyse tamamen Farabi'yi takip etmektedir.
Çünkü o da Farabi kadar
aynntılıolmasa da moda! önermelerdeki modalite ve madde
ayırırnma
dikkat çekmekte ve örnekler vermektedir. Yine "mutlak" ve "vücudi" önerme tanımlan neredeyse Farabi'nin tanımlannın aynısıdır. İbn Tumlus, Farabi ve Gazall'de
olduğu
gibi
kıyaslarınmodalitesine
değinnıeınekteuir.Sonuç
İlk dönem İslam mantıkçılarının modalite anlayışı zaman zaman birbirlerinden fark- lılık arz eder. İbn Sina da olduğu gibi önermelerin modalitesi zorunlu, mümkün ve im-
kansız
olarak kabul edenler
olduğugibi Farabi'nin çizgisini takip edenler de
vardır.Mesela Ebi Salt Dani, önermelerin modalitesi konusunda İbn Sina'yı takip ederken
kıyaslann
modalitesinde
imkansızönermelerden meydana gelen
kıyaslarıinceleme konusu yapmamaktadır. Yine İbn Turulus önermelerin modalitesi konusunda tamamen Farabi'yi takip etmektedir.
Bazıyerlerde neredeyse
aynıcümleleri
kullanmaktadır. İslam dünyasınınönemli filozoflanndan biri olan Gazall ise önermelerin konusunda
İbn Sina'yıtakip etmekte
kıyaslarınmodalitesine ise hiç
değinmemektedir.Farabi ve
İbnTurulus'un mutlak önerme ile
eşanlamda
kullandıklanvücudi önermelen ise
tıpkı İbnSina gibi zorunlu önermeler
altındaincelemektedir.
63 A.g.e., 100.
64Köz, a.g.e., s. 170