BAŞKAN ERCENGiZ:
GELECEK YÜZYILIN
MEYDANINI
OLUŞTURACAĞIZ
S
osyal belediyecilik yaklaşımının temelleri 19.Yüzyılın sonlarında gelişen “sosyal devlet”
anlayışına dayanmaktadır. Sanayi Devrimi döneminde yerel yönetimlerin sosyal politika alanındaki işlevleri yoksullara yardımla başlamış, dünya savaşları sonrasında yaşanan toplumsal sorunları çözmek adına yerel yönetimlere daha geniş sorumluluklar yüklenilmiştir.
İşsizlik, yoksulluk yardımı, eğitim, konut, sağlık gibi önemli sosyal hizmetlerde merkezi idarenin bir partneri olarak mevcut görevlerini sürdüren yerel yönetimler, gelişmiş refah
toplumunda ortaya çıkan yeni sosyal ihtiyaçların karşılanmasında da toplum tarafından çözüm mekanizması olarak görülmeye başlanmıştır.
Yerel yönetimler, bütün ülkelerde kamu yönetiminin önemli ve vazgeçilmez unsurunu meydana getiren kamu tüzel kişileridir. Bir ülkedeki yerel yönetimlerin gücü ve etkinliği, söz konusu ülkedeki demokrasinin düzeyi ile de oldukça yakından ilişkilidir. Yerel yönetimler demokrasi açısından önemli olduğu kadar, yerel hizmetlerin yürütülmesinde verimliliği ve etkinliği sağlamada da vazgeçilmez kurumlar olarak kabul edilmektedir. Hesap verebilir, demokratik, şeffaf, öngörülebilir ve iyi yönetişim ilkelerinin egemen olduğu bir yerel yönetim altında yaşayan bireyler kendilerini daha mutlu ve ekonomik hayatlarında daha güçlü hissetmektedirler. Bu bağlamda merkezi yönetimin yanı sıra vatandaşların refah ve huzur içinde yaşayabilmesi aynı zamanda
yaşadığı bölgenin yerel yönetimlerine bağlı hale gelmiştir. Dünya üzerinde gelişmiş devletler incelendiğinde Devletin toplumdaki bireylere sunduğu sosyal politika uygulamalarına belediyelerin yerelde katkı sağlayıp, politika sunumunda sosyal belediyeler, merkeze yardımcı olduğu gözlemlenecektir. Sosyal belediyecilik;
belediyelerin klasik belediyecilik hizmetleri olarak adlandırılabilecek temel hizmetlerden oluşan hizmet sepetinin genişleyerek; kentlerin sosyal yapısına etki edecek eğitim, sağlık,
kültür, refah gibi alanlarda da hizmet sunan kurumlar haline gelmelerini içeren süreci ifade etmektedir. Sosyal belediyecilik olgusu da doğal olarak belediyelerin gelişimi ve bu gelişim doğrultusunda toplumda üstlendikleri hizmet politikalarını geliştirmek ile doğru orantıda bulunmaktadır. Yerel yönetimlerin yetki ve sorumlulukları üzerine yürütülen tartışmalarda en fazla kullanılan kavramlardan biri de sosyal belediyecilik kavramıdır. Sosyal belediyeciliğin üzerinde uzlaşılmış tek bir tanımı bulunmamaktadır. Genel olarak sosyal belediyecilik, sosyal devletin yerel düzeydeki bir izdüşümü olarak, sunduğu sosyal nitelikli mal ve hizmetlerle daha iyi bir yaşam standardı yaratmayı hedefleyen ve onların bütçesine sosyal adalet sağlayıcı biçimde katkı yapan belediyecilik olarak tanımlanabilir. Gelişmiş yerel yönetim anlayışı ile birlikte son yıllarda yaşam kalitesi, hizmet kalitesi ve vatandaş memnuniyeti kavramı, belediyeler açısından çok daha önemli bir kavram haline gelmiştir. Yerel yönetimlerin, sorumlu oldukları vatandaşların ihtiyaç, beklenti ve taleplerini ne ölçüde karşılayabildiklerinin değerlendirilmesi, belediyelerin gelecekle ilgili planlamalarında da büyük önem arz etmektedir.
Zira belediyeler, vatandaşa kaliteli hizmet
verebildikleri sürece başarılı kabul edilmektedir.
Yönetim başına gelen her yöneticinin
kendisinden önce sorumlu olduğu toplumu düşünerek eylemlerde bulunması o toplumun sosyal belediyecilik olgusu ile tanışması
için ilk şart olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda göreve geldiği günden itibaren yaptığı tüm projeleri işaret ederek gelecekte yapacaklarımızın teminatı olacak inancıyla
görevini sürdüren sorumlu olduğu toplum için iş, aş, yuva ve huzur getirmeyi görev ilke esaslarının en başında tutan Burdur Belediye Başkanı
Ali Orkun Ercengiz ile yaptığımız söyleşiyi yayınlıyoruz.
DERGİ AYRINTI
Dergi Ayrıntı: Burdur Belediye Başkanı Sayın Ali Orkun Ercengiz sosyal belediyecilik kavramı için neler söylemek istersiniz?
Ali Orkun Ercengiz: Bizler göreve geldiğimiz günden iti- baren fikir düşünce ırk ayrımı asla yapmadık görevde oldu- ğumuz sürece de bunun gibi ayrımların yapılması asla söz konusu olmayacaktır. Bizim için önemli olan can gerisi te- ferruattır anlayışı hâkim olması sebebiyle insan, bitki ağaç ya da sokak dostlarımız fark etmeksizin can taşıyan tüm be- denlere sosyal belediyecilik olgusunu yaşatmaya çalıştık.
Hayatım boyunca insan gözeten ya da insan ayrımı yapan bir kişiliğe asla sahip olmadım göreve geldiğim günden itibaren de hiçbir vatandaşımızın kendisini 2’inci sınıfmış gibi hissetmesine taviz vermedim görevimin son gününe kadar da asla izin vermeyeceğim. Mutlu insan, mutlu ya- şam hedefiyle yapacağımız icraatlarımızı ve yatırımlarımızı belirliyor bu doğrultuda hayata geçiriyoruz. Kentimde ya- şayan tüm canlıların yaşamak ne güzel şey sözünü söyle- tebilmek bu hissi onlara yaşatabilmek bizler için tek gaye ve hedef olmaktadır. Özellikle son bir yıldır dünyayı kasıp kavuran pandemi salgının oluşturduğu ekonomik yıkım- ları ve insanlarımızın hayati geçinme ihtiyaçların sıkıntıya girme hususunda elimizi taşın altına koyarak gerekli tüm yardım ve destekleri sağlamaya çalıştık. Sosyal belediye olarak, evinden çıkamayan vatandaşımızın ihtiyaçlarını
karşılayabilme adına özellikle salgının pik yaptığı dönem- lerde kendi ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çeken, yemek yapamayan yurttaşlarımız da dahil olmak üzere gıda yardı- mından kömür yardımına, sıcak bir tas çorba ihtiyacından vatandaşımızın çarşı pazar ihtiyaçlarına kadar karşılamaya çalışarak vatandaşlarımızın yanında olmaya gayret ettik.
Pandemi salgınında sağladığımız desteklerin yanı sıra hal- kımızın şehrimizin sokaklarında rahatça yürüyebilmesi bir yerden bir yere gidebilmesi için gerekli tüm alt yapı çalış- malarını tamamlayarak modern kaldırım ve yol hizmetle- rini halkımızın hizmetine sunmaya özen gösterdik. Son 1 yılı pandeminin oluştuğu yıkımlar ile özel çaba ile uğraşan bir yerel yönetim olduk. Türkiye’nin saygın araştırma şirket- lerinin yaptığı araştırmalarda da İl Belediyeleri içerisinde 15’nci başarılı Belediye olarak tespit edildik. Pandemi ile mücadelede aslında hem nüfusumuza hem de kendi kay- naklarımıza bakılınca Burdur Belediyesi olarak olağanüstü bir güç ve çaba sarf ettik. Biz ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’
demiştik. Başta Belediye’nin kiracıları olmak üzere Burdur Belediyesi’nin her alanda yapabileceği ne varsa biz vatan- daşımıza dokunmaya çalıştık. Kirasını ödeyemeyen kiracı- larımızın kirasının ertelenmesi, ötelenmesi hatta dükkânı kapalı olanlardan kira alınmamasına varıncaya kadar, içme suyu hijyen açısından çok önemli olması nedeniyle bu yıl içme suyuna zam yapılmaması gibi önemli bir karar aldık.
Bunun yanı sıra asfaltlama, kaldırım, yol, alt yapı, üst yapı
çalışmalarımıza devam ettik. Arkadaşlarımız sessiz sedasız her gün bu şehrin daha temiz bir şehir, daha yeşil bir şehir olabilmesi için çalıştılar ve çalışmaya da devam ediyorlar.
Pandemi sürecinde evinde bunalan insanların açık alanda vakit geçirebilmelerini sağlamak için hem yaya yollarının düzenlenmesi hem parklarımızın temiz ve bakımlı olması için olağanüstü bir gayret sağlandı. Bununla beraber tarihi Uzun Çarşı’ya önemli bir yatırım yaptık. Alt yapısının düz- gün olmadığı noktaların alt yapısını düzelttik. Gece de zi- yaret edilebilir hale getirebilmek için Uzun Çarşı’da, Yukarı Pazar’da hem kaldırım çalışmalarımızı baştan aşağı yaptık.
Hem aydınlatmayı da beraberinde getirdik ki; asıl amacımız ve hedefimiz olan Burdur’un tarihi Uzun Çarşı’sının gece de gündüz de turist tarafından ziyaret edilebilir bir hale dön- dürülmesini sağlamaktı. Bu konuda da önemli bir alt yapı çalışması yaptık. Bizim hizmet ilkelerimizin en başında yer alan ‘İNSANIN OLMADIĞI YERDE HİÇBİR ŞEYİN KIYMETİ YOK’
ilkesi belediyemizin tüm kurumlarında ve hayatın içinde yer bulması için ge- rekli tüm çalışmaları özenle yapıyoruz.
Pandemi süreci gelir kaynaklarımızı ol- dukça azalttı. Çünkü; biz gelirimizin bir kısmını Belediyeye ait gayrimenkul- lerin kira gelirleri ile sağlıyoruz. İçme suyundan elde ettiğimiz gelirler var.
Bununla beraber tabela ve emlak ver- gileri ile veya harçlarla sağlıyoruz. Bu yıl maalesef taşıma sektörünün de sek- teye uğraması neticesinde tüm taşı- macı arkadaşlarımızın ruhsat harçlarını meclis kararıyla alınmaması yönünde bir karar aldık. Diğer taraftan kiracıla- rımıza zam yapmadık. İşini kapatmış olan arkadaşlarımızın bize başvurması halinde kiralarını ya almadık ya da öte- ledik. Tüm bunları üst üste koyduğu- muzda önemli bir gelir kaybımız var.
Bunlara ilaveten bir de işini kaybetmiş gündelik İş’te çalışan, evine ekmek gö- türme derdinde olan 500 aileye 500’er liralık ayni yardım yapacağız. En azın- dan market ihtiyacını karşılayabilmesi için. Bizim için en büyük proje, insan unsuru yer almaktadır. İnsanın olmadı- ğı yerde hiçbir şeyin kıymeti yok. Onun için çaba sarf ediyoruz. Tüm hizmet politikamızı insanın ve kentte yaşayan tüm canlıların mutluluğu üzerine inşa ediyoruz. 7 yıl içerisinde Belediyecilik- te en çok üzerinde durduğum konu şu oldu, yasa koyucular belki pratikte birtakım şeyleri görmeyebilirler, atla- yabilirler. Ama bizler yasayı uygula- yanlar, bizler yöneticiler olarak hem yasa koyuculara doğru yerde doğru bilgiyi aktarmak, hem de vatandaşın pratikte hayatını kolaylaştırma adına sürekli alanda olmak zorundayız. Vatandaş derdini en kolay yerel yöneticilere ulaştırabiliyor. Bu açıdan da sahadan ayağımızı hiç çekmedik. Her gün hemen hemen toplumun bir kesimi ile bir vesile ile buluşuyoruz. Biz salgın sürecinde 11 Mart 2020’den 5 gün önce zaten dezenfeksiyon çalışmalarına başlamıştık. Maskeye ulaşımın zor olduğu günlerde maske üretimi yapan bir Belediye olduk. Halkımıza 250- 300 bin maskeyi ücretsiz olarak bulduğumuz her noktada dağıttık.
Bir tas sıcak çorbayı vatandaşımızın talep etmesi halinde ayağına götürdük. İhtiyaç sahibi ise gıda yardımı isteyene gıda yardımı, odun isteyene odun, kömür isteyene kömür muhtarlarımız aracılığı ile tespit ederek ulaştırdık. HES Kodu uygulamasını belki Türkiye’de pazar yerlerinde, toplu taşımada, ticari taksilerde ve bugünlerde marketlerde uy-
gulayan en öncelikli illerden biriyiz. Biz insanımızı yaşatmaya çalıştık. Önce- liğimiz hedefimiz bu oldu. Belki 2024 seçimlerine geldiğimizde siyaseten bizlere bir takım hesap sormalar, sal- dırılar olabilir, ama şunu kimse unut- masın ki bir tek insanımızın kaybedil- memesi için pandemi de verdiğimiz mücadele bizim yapacağımız bütün beton binalardan çok daha kıymetli. O yüzden bizim önceliğimiz halen daha pandemi ile mücadele ama alt yapı- da, üst yapıda, parklarda, yeni yolların açılmasında, yeni yolların asfaltlanma- sında Burdur Belediyesi üzerine düşen görevleri de eksiksiz yapmaya da de- vam ediyor.
Ayrıntı: Sayın Ercengiz iki dönem Belediye başkanı olarak seçilebilmeyi halkınız ile gönül bağı kurarak mı başardınız?
Ercengiz: Bu sorunun cevabını vere- bilmek için insanlarımızın sokaktaki mutluluğuna ya da şikâyet ve mem- nuniyetlerine bakmak daha doğru ola- caktır bizlerin kendisi övmesi elbette doğru olmayacaktır. Ancak bir beledi- ye başkanı olarak değil sivil bir birey olarak sokakta dolaştığım zaman in- sanların yüzünde ki tebessümü hayat- larının olağan akışında ki mutlulukları- nı gördüğüm zaman Burdur Belediyesi olarak doğru yolda olduğumuzu düşü- nüyorum. Çünkü biz merkezine insan koyduğumuz bir Belediyecilik anlayışı ile çalışıyoruz. İlk başta yaptığımız iş-
ler yadırgandı, küçümsendi. Belki de alışılmışın dışında bir Belediye Başkanlığı profili çizerek çok uzun vadeli bir baş- kanlık yapamayacağımız yönünde siyasi görüş olarak orta- ya konulmuştu. Fakat geldiğimiz noktada, halkımızın bizim binalar yerine gönüller yaptığımızın farkına vardığını ve bu fark ile fark yarattığını 2019 yerel seçimlerinde tekrar bize görev verdiğini hep birlikte gözledik. Ben şunun tarafıyım, öncelikle temel insan ihtiyaçlarını ortaya koymak. Yani; so- kaktan hiç ayrılmamak, sokağın ihtiyacını sürekli ölçmek, değerlendirmek. Vatandaşımızın elbette beklentisi bugün çağdaş Avrupa kentlerinin her türlü görüntüsüne sahip ol- maktır, hakkı vardır, haklıdır da. Biz bu açıdan bakarak, bir yurttaş olarak da Burdur’da neye ihtiyaç varsa imkanlarımız ölçüsünde onu yapmaya çalışıyoruz. Tabi toplum çok geniş bir yelpazede Burdur’da dağılım gösteriyor. Kent merkezin-
de hayvancılık yapan hemşerimiz de var. Onun beklentisi hayvanını besleyebilmek için temiz su ve hayvanını yemle- yebilmek için hayvan yemi üretilebilecek bir alan. Diğer ta- raftan başka bir vatandaşımız Burdur’a Devlet Opera ve Bale sanatçılarının gelmesini isteyebiliyor. Böyle bir beklenti de var. Çok geniş bir yelpaze içerisinde biz halkımızı memnun etmeye çalışıyoruz. Yani kısacası bir belediyemizin kapıları- nı ardına kadar halkımıza açık tutuyor halkımızın ne derdi ne cefası varsa uzaktan izlemiyor doğrudan kendi derdimiz kendi cefamız bilerek yardıma koşmaya gayret ediyoruz.
Belki de bu çabalarımızın sonucu halkımız ile gönül bağı kurduğumuzu söyleyebilirim ancak önemli olan bizler de- ğil halkımızın mutluluğu ve huzurudur. Bugüne kadar ne çeşitte hizmet verdiysek bundan sonra da kendimizi yeter- siz görecek verdiğimiz tüm hizmetin kalitesini arttıracak ve bu düşünce ile yola devam edeceğiz. Ulaşamadığımız va- tandaşıma ulaşmak gözden kaçan zor durumda ki vatanda- şımıza el uzatmak Burdur Belediyesinin daima asli görevleri arasında yer almaktadır zaten bizler bunu başardıkça gönül köprümüz en sağlam temeller ile halkımız ile aramızda ku- rulmakta ve güçlenmektedir.
Ayrıntı: Sayın Ercengiz yaptığınız yatırımlardan kısaca bahseder misiniz?
Ercengiz: Biz her alanda ciddi yatırımlar yaparak tüm kent sakinlerimizin huzurla yaşadığı göç veren değil sahip oldu- ğu huzur ve iş imkanları ile göç alan bir şehir olma yolunda tüm saha çalışmalarını yaparak titizlikle eksik alanların üze- rine gitmeye çalıştık. Tüm halkımızın sıklıkla geçtiği Cumhu- riyet Meydan projemiz kentimize radikal bir yenilik ivmesi kazandıracaktır. Bizim 50 yıl önce yapılmış meydanlarımız var. Meydan projemiz en son 1973’de yapılmış. Bizim mey- danımız o günün şartlarında oldukça modem, çağdaş gö- rüntüsü olan bir meydan olmasına rağmen bugün ihtiyaç- lar farklılaşmış. Dünyada meydanların kullanımı ile ilgili birtakım beklentiler, ihtiyaçlar değişmiş.
Yani dünyada gelişmiş Batı toplumları, meydan- ları aktif kullanmak istiyor. Meydanları sadece kaide ve anıtlardan ibaret değil meydanların 24 saat yaşanabilir hale dönüştürülmesini sağ- lamış. Biz de Cumhuriyet Meydanımızı ikinci dönem görev sürecimize yakışan çok güzel bir meydan yapacağız. Bu meydan Burdur’un 50 yıllık vizyonunu ortaya koyacak ve bu meydan gençlerimizin, yaşlılarımızın, kadınlarımızın, er- keklerimizin günün her saatinde keyif ile konfor ile kullanabildiği bir hale dönüştürülecek. Yap- tığımız projeleri halka soracağız. Halkımıza so- rup halkımızın beğendiği ve yapılmasını istediği projeyi biz meydanımızda uygulayacağız. Yani yakın zamanda en modern Meydan projemizi hayata geçireceğiz. 2 yılın değerlendirmesini
yaptığımızda tam da bu noktadayız.
Meclis’e getirdiğimiz görüşmelerde eski hizmet binasının yıkılarak Mey- dan alanına dahil edilmesi ile ilgili yı- kım ihalesi işlemini gerçekleştireceğiz.
Kaynaklarımızı etkin bir şekilde kullan- dık. Yol, asfalt, alt yapı, üst yapı çalış- malarında hiç geri kalmadık. Çalışma- larımızı aralıksız sürdürdük. Merkezine insanı koyduğumuz bir Belediyecilik anlayışıyla çalışıyoruz. Ülkemizin cid- di yatırımlar yaptığı sağlık konusun- da da gereken hassasiyeti gösteriyor Belediye olarak üzerimize düşeni ek- siksiz yapıyoruz. Modern hastaneler zaruri ihtiyaç iken etrafının ihtiyaçlar doğrultusunda planlaması da zaruri
bir gerekliliktir. Yeni Hastane bölgesinde Belediye’nin ya- pacağı en önemli düzenlemeler o bölgeye ulaşım ile ilgili yapılacak düzenlemeler bulunmaktadır. Şu anda kentin en uç noktasında olan bir alana Devlet Hastanesi’nin yapılıyor olması halkımızın oraya ulaşımının kolaylaştırılmasını da gerektiriyor. Biz bu uyarıları başında yaptık. Ama Burdur’u hep böyle başka illerle kıyaslayıp, başka illerde de hastane- nin kent merkezi dışında olduğu bize ifade edildi. Fakat şu anda bile halkımızın tedirginliği, oradaki hizmette ulaşma tedirginliği olmaktadır. Çünkü Hastane sadece tek başına bir bina değildir. Hastaneyi besleyen, Hastane’nin etrafında birçok işletmenin de yer alması gereken bir kamu yatırımı.
O bölgede medikale, optiklere, eczanelere, Restoranlara, Büfelere, marketlere, çay ocaklarına veya çay bahçeleri gibi birçok çeşitli dükkanlara ihtiyaç duyuluyor. Biz de bununla ilgili düzenleme hazırlığı içerisine girdik. Burdur Belediye- si’ne ait o alanda bulunan arazilerle ilgili bir planlama ça- lışması yaptık. O sorunu kısa vadede de çözümlemiş ola-
cağız. Sosyal belediyecilik demişken toplumsal duyarlılığı arttıran, adından sıkça söz ettiren Burdur’ u artık Türkiye’nin harita da yerini bilinmezlikten çıkartıp ilgi odağı olan bir şehir olmak için çabalarımız herhalde görünüyordur diye düşünüyorum. Özellikle Salda Gölü’ne bir dalış ile başlattır- dığımız yani dünya rekortmeni bir yüzücünün dalması ile başlayan serüven bugün Salda’nın artık Mars’taki bir krater ile karşılaştırıldığı bir noktaya geldi. Bu bizler için sevindirici bir gelişme olmanın yanı sıra kentimiz adına gurur verici bir başarıdır.
Ayrıntı: Sayın Ercengiz kentin en çok ihtiyaç duyduğu İçme Suyu Arıtma ve Yumuşatma Tesisi projenizden kısaca bahseder misiniz?
Ercengiz: Vatandaşlarımızın en çok dillendirdiği muslukla- rından hazır içme suyuna yakın kaynak suyun akması talebi bizler içinde önemli projelerimiz arasında yer almaktadır.
İçme suyunda iki önemli projenin birinin sonuna geldik, bi-
rinin de başındayız ama başlar başlamaz çok hızlı bir şekil- de sonuna geleceğimiz bir proje. Bu proje İçme Suyu Arıt- ma Yumuşatma Tesisinin yapım işi. Önemli oranda yol kat edildi. 2021 ’in sonuna İçme Suyu Arıtma ve Yumuşatma Tesisimiz devreye girecek. İçme suyu kuyularımızı rehabi- lite ettik. Ek kuyular açmaya çalışıyoruz. Çünkü Burdur’un içme suyunda önemli bir sıkıntısı var. Mutlaka açık görünür bir depolama alanına ihtiyacımız var. Bunu geçtiğimiz gün- lerde DSİ Bölge Müdürlüğü ile konuştuk, tartıştık, masaya yatırdık. Yani bir içme suyu barajına olan ihtiyacımızı da doğrudan birinci ağızdan 18. Bölge Müdürümüze ilettik.
Bunun da takipçisi olacağız, çünkü Burdur’un önümüzdeki süreçte yer altı sularında hızlı bir azalma var.
“Burdur’umuz Atık Su Arıtma Tesisine kavuşuyor”. Biz Bur- dur Belediyesi olarak Atık Su Arıtma Tesisi ile ilgili yatırım planladık. 2016’dan bu yana mücadelesini veriyoruz. 2018 deprem yönetmeliğine uygun olmadığı için zemin etütle- ri yeniden yapıldı ve yer teslimini geçen yıl mayıs ayında yapmış olmamıza rağmen yüklenici firma bürokratik gerek- çelerle henüz başlayamadı. Ama son birkaç gün içerisinde İller Bankası’na son rapor teslim edildi ve çok az bir tadilat ile çok az bir değişiklik ile Avrupa Yatırım Bankası’ndan al- dığımız kredinin zaten çok altında bir rakamla biz Atık Su Arıtma Tesisini de en geç bir yıl içerisinde devreye sokaca- ğız. Yani Burdur’umuz Atık Su Arıtma Tesisine kavuşuyor.
Bunda da bir sıkıntı yok.
Ayrıntı: Sayın Ercengiz kentte bulunan üniversite aracılığıyla kente çok sayıda öğrenci gelmesini nasıl
değerlendirirsiniz?
Ercengiz: Şehri sessiz sedasız değiştir- meye çalışan bir de üniversite öğren- cilerimiz var. Özellikle çaba sarf ettik- leri bir şey yok, ama öğrencinin şehre gelmesi ile birlikte Burdur’da arz- talep dengesinin farklılaştığı, özellikle hiz- met sektörünün her geçen gün içinde yarışıp faklı bir noktaya geldiği, yeni marka caddelerin yaratılmasına ihtiyaç olduğu, cadde ve sokakların daha ay- dınlık olmasına ihtiyaç olduğu, barın- ma koşullarının çok daha iyi hale dön- dürülüp toplu ulaşımın da bir şekilde desteklenmesi gerektiği bir süreçten bahsediyoruz. Biz bütün bunların far- kındayız. Bugün kentin doğu girişin- den Kredi Yurtlar Kurumu’na kadar bu şehri ışıklandırmamızın, kaldırımlarını yeniden yapmamızın en temel nede- ni de budur. Burdur’a gelen öğrenci- miz bize emanettir. Onların başına bir
iş gelmemesi için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Bizler biliyoruz ki eğitimin bilimin olmadığı hiçbir yol aydınlığa çıkmayacaktır bu se- bepten temenni ediyorum ki kentimiz daha çok öğrenci çekmeyi başarabilen bir pozisyona gelir.
gelen tüm öğrencilerimiz eğitimiyle bilimiyle gel- dikleri için ilimize büyük katkıda bulunuyorlar biz- lere düşen de bu katkıların ve değerlerin kıymetini bilmektir.
Ayrıntı: Burdur Belediyesi olarak siyasi açıdan sorun yaşıyor musunuz?
Ercengiz: Her gün farklı kanallardan gerek sosyal medyadan gerekse yaygın medya kanallarından yanlı yansız haber kanallarından görebiliyorsunuz, takip ediyorsunuz. Ama bizim Genel Başkanımızın her fırsatta bize söylediği bir söz var, “hiçbir en- gel sizin çalışmanızı durdurmamalı, hiçbir şekilde mazeret istemiyorum, bütün Belediye Başkanları halkına hizmet etmeli.” Biz önümüze bakıyoruz. Şimdi bu- radan da şunu ifade etmek isterim, bir polemik yaratma adına değil, ama her engellenişimiz ilimize kaybettiriyor.
Yani siyaseten biz kaybedebiliriz, bir sonraki seçimde bu koltukta biz oturamayabiliriz. Ama geçen süreyi geri ge- tirme şansımız yok. Bugün Burdur’a yapılacak bir yatırımı geciktirmek. Burdur’a yapılmakta olan bir yatırımı zor- lamak, kaynak yaratmamak, kaynakları rahat kullandır- mamak bence Burdur’a verilen bir cezadır. Burdur halkı da bunun kendi özelimizde her şeyin farkında olduğunu biliyoruz. Burdur halkımız sessizce bakar, izler, gerekli de- ğerlendirmeyi yapar. Kimin haklı kimin haksız olduğuna da? Günü geldiğinde karar verir ve gereğini yapar. Biz şikâyet mercii değiliz, biz çözüm merciyiz. Belediye Baş- kanı ve kurum olarak biz vatandaşımızın bütün dertlerini çözmek üzere bir kurgu ile geldik. Bugün vatandaşın en büyük sorunu ne derseniz? Şu anda bence vatandaşımı- zın en büyük sorunu ‘istikrarlı bir ekonominin olmayışı ve işsizlik.’ Bunun çözümü iktidar partisidir. İktidar partisinin bu alanda atacağı her adımı da destekliyoruz. İstihda- ma verilecek her türlü katkının yanındayız. Burdur’da biz eğer; başarılı olursak, yerel yönetim başarılı olursa, Bur- dur kazanır. Yerel yönetim başarısız olursa Burdur kaybe- der! Bizden önceki Belediye Başkanlarımız her biri de ayrı ayrı Burdur için çalışmıştır. Yaptıkları, yapamadıkları halk tarafından değerlendirilmiştir. Ama bir siyasi çekişmenin neticesinde, eğer sonuç Burdur’a kaybettiriyorsa bunu da onu yapanların boynunda vebali asılıdır. Herkes bu işin sonunu düşünerek yapmalı. Bu dünyanın bir de öbür dünyası olduğunu mutlaka bilmeli. Kamu ile helalleşmek çok kolay değil. Topluma haksızlık yaparsak sırf bunu si- yaseten veya kişisel beklentilerimiz karşılığında mutlaka bunun da hesabı er ya da geç Allah tarafından görülür.
