• Sonuç bulunamadı

Milli Mücadele'de Denizli ve. Ahmet Hulusi Efendi Sempozyumu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Milli Mücadele'de Denizli ve. Ahmet Hulusi Efendi Sempozyumu"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Milli Mücadele'de Denizli

ve

Ahmet Hulusi Efendi Sempozyumu

Bildiriler

24 -25 -26 Haziran 1992

Denizli

(2)

ISBN 978-975 Ol 977-8-9 Denizli Belediyesi Kültür Yayınları

Yayın no: 09 Genel Koordinatör

Hüdaverdi Otaklı Yayın Koordinatörü Mehmet Çağrı Sebzeci

Sayfa Düzeni Sefa Gürlen

Kapak Mustafa Odabaşı

Redakte

!!kay Şahin Baskı ve Cilt

~Basım/ lsıanbul www.egebasim.com.tr

İkinci Baskı Nisan 2011

DenizliC

(3)

Denizli Müftüsü Ahmed Hulusi Efendi'nin

Yaşadığı

Ortam, Soyu,

Hayatı

ve

İlmi

Yönü

Kamil Şalıi11 *

Çok güç şartlar altında yapılacak hizmetleri manevi rehberler bulur.

Onların telkinleri, kalpler ve vicdanlarda derin ümit izleri meydana ge- tirir, işte bu manevi rehberler dizisinin bir altın halkasını da İstiklal sa-

vaşımlZln sayısız kahramanları arasında mümtaz bir yer tutan, Denizli Müftüsü Ahmed Hulusi Efendi teşkil eder.

a. Ahmed Hulusi Efendi'nin Yaşadığı Ortam

BiZ, Ahmed Hulusi Efendi'nin hayatını anlatmaya geçmeden önce, Onun içinde yaşadığı asırda, Denizlili olup da, İstanbul medreselerinde müderrislik yapmış olan, alim ve müderrisler dizisine bir göz ~tmak isti- yoruz. Şimdi sırasıyla müderris, kadı ve müftü tayini oka ve azil defterle- rinden elde edebildiğimiz bilgilere göre; XIX. asrın sonları ile XX. asrın başlarında Süleymaniye ve diğer medreselerde görev yapan, Denizlili mü- derrislerden bazılarının isimlerini verelim:

( l) Kibarzade Mustafa Asım Efendi, 1270-1296/ 1853-1878, Süleyman i- ye medresesi, hareketi altmışlı bölümü müderrisi.1

Araşurmacı -Yazar

ı. Ankara Türk Tarihi Kurumu, Y/138, vr. 80a 104

(4)

(2) Mehmed Ziyaaddin Efendi, Yahya Efendi oğlu, 1270-1287/1853- 1870, Süleymaniye Medresesi-İptida-i Hariç bölümü müderris.2

(3) Mehmed Mir Efendi, Yahya Efendi torunu, 1270 -1291/1853-1874, Süleymaniye Medresesi-Hareket-i Altmışlı bölümü Müderrisi.3

(4) Salih Efendi, 1313-1321/1895-1903, Hareket-i Hariç Bölümü ali

kısmı, ilmi kelam dersleri müderrisi, Mecidi ve Osmani nişanlarına haiz:1 Doç. Dr. Münir Avalar bilgi verdi.

(5) Mehmed Tevfilc Efendi, 1322/1904, Kazasker İsmet Efendi medre- sesi, ali kısmı dördüncü sınıf müderrisi.5

(6) Mehmed Tahir Efendi, Denizli kadı, müftüsü ve müderrisi, üçün- cü dereceden Edirne payesi nişanına haizdir.6 Ahmed Hulusi Efendi'nin

ağabeysidir.

(7) Hafız Mehmed Veliyüddin Efendi, 1283-1299/1866-1881, Süleyma- niye medresesi-Sahn-ı Seman bö!Ümü ve Musıle-ı Süleymaniye bölümüne kadar terfi etmiştir.7 Bir zat aynı zamanda adına sempozyum düzenlediği­

miz, Denizli Müftüsü Ahmed Hulusi Efendi'nin dedesidir.

Denizlili Müftü ve Müderrisler

(1) El-Hac Mustafa Efendi, 1. Recep 1224/1809 yılında Müftü Musa . Efendi yerine Denizli Müftülüğüne getirildi.

(2) Müftü Musa Efendi, Müftü Mustafa Efendi'1'in su-i halinden yerine getirildi. 9 Zilkade 1227 /1812

(4) Hatip Zade Melımed Efendi, Mahmud Efendi görevden alındı yeri- ne 13 Rabiülahir 1229/1813

(5) El-Hac Mustafa Efendi tekrar göreve getirildi. 1230-1243/1814- 1827 tarihine kadar göreve tekrar devam etti.

2. A. g. e. Y /138, VT. 75a 3. A. g. e. Y/138, VT. 77b

4. Süleymaniye-Şer'iye mahkeme Sicillerindeki 57. No.lu Dosyası incelenerek hazır­

lanmıştır.

5. İlmiye Salname.si, Mat. Amire 1334, s. 120

6. Süleymaniye Şer'iye Mahkeme Sicilleri, Kadı ve Müftü Defteri, No. 2: Denizli Şer'iye

mahkeme Sicilleri, Defter 189, s. 277; Belge 1192; Devlet Salnamesi, 67. 1328, s.587 7. T.T.K. Y/138, vr. 104a, 153a

(5)

(6) Salih Efendi, Elhac Müftü Mustafa Efendi'nin aynı tarihte vefatı

üzerine yerine oğlu Salih Efendi Denizli Müftülüğüne getirildi. 9 Şevval

1243/1827

(7) Salih Efendi, El-Hac Müftü Mustafa Efendi oğlu ibka olundu. 1243- 1248/1827-1832 tarihine kadar.

(8) Nizameddin Efendi, Mehıned Salih Efendi Hacr olunup yerine

atandı 1256- 1258 arası ibkası yapıldı.

(9) Mehmed Salih Efendi Tekrar, Nizameddin Efendi alınıp yerine sa-

bık Mehmed Salih Efendi müftü oldu. 15 Şaban 1261/1845

b. Alımed Hıılıısi Efeııdi'ııiıı Soyıı

Ahmed Hulusi Efendi'nin dedesi, Denizli ilinin Honaz ilçesinin Dağ­

dere köyünden müderris Hafız Veliyüddin Efendi'dir. İsmi Veli Efendi diye de geçmektedir.8 Arşiv pelgelerinden edindiğimiz bilgilere göre, bu zat aynı zamanda Hafız-ı Kur'andır. 27 Rebıulahir 1283/8 Eylül 1866Clan

başlamak üzere 1309 senesine kadar {1891) Süleymaniye medreselerinin

çeşitli bölümlerinde müderrislik görevinde bulunmuştur.9 Yaşadığı dö- nemin büyük müderrisleri arasında Y.er alan Hafız Mehmed Veliyüddin Efendi'nin 1309/1891 yıllarından sonra vefat ettiği anlaşılmaktadır.1°

Ahmed Hulusi Efendi'nin babası; Mehmed Veliyüddin (Veli) Efendi'nin

oğlu Osman Nuri Efendiöir.11 İstanbul Süleymaniye medreselerinde tah- silini tamamladıktan sonra, Denizli Müftüsü Mehmed Şerif Efendi'nin 13 Şaban 1866 (1283) de vefatı üzerine, Denizli Müftülüğüne atandı.12 15 Cemaziyelevvel 1296 (1878) senesinden Sarayköy nahiyesine kadılığına

tayin oldu.13 Çeşitli aralıklarla müftülük yapmış olan Osman Nuri Efendi iyi bir medrese tahsili görmüş alim bir kişidir.

c. Ahmed Hulusi Efendi'nin Hayatı

Ahmed Hulusi Efendi, Denizli ilinin Kayalık Mahallesinde 1278/1861

8. Denizli şer"iye sicilleri, Defter il. Süleymaniye, Denizli Müftüleri listesi.

9. T.T.K. Y/138, s. 104a 10. A.g.e. 104a

11. Denizli Şer'iye Sicilleri, Defter. 185, s.171, Belge 283 12. Süleymaniye denizli Müftüleri Listesi, de.fter 11,

13. Denizli Şer'iye Sicilleri, Ankara milli Kütüphane, Def. 185, s.171, Belge. 283

106

(6)

yılında dünyaya geldi. Babası Müftü ve kadılık yapmış olan Osman Nuri Efendi, dedesi müderris Hafız Mehmed Veliyüddin (Veli) Efendi ve anne- si Hatice Hanımdır.

Önce şunu belirtmemizde fayda vardır. Ahmed Hulusi isminde, De- nizlili olup da, XIX. asır ile yirminci asrın başlarında yaşamış üç müftü ve müderris bulunmaktadır. Bunlardan birincisi 17 Rebiulahir 1280 (1863) de Denizli Müftüsü olan Ahmed Hulusi'dir, ikincisi bizim hayatını verdi-

ğimiz Ahmed Hulusi Efendi ile aynı dönemde yaşamış olan, Şirvani Meh- med Efendi zade Denizlili Ahmed Hulusi Efendi'dir. Hayatlarına ait bilgiyi Ankara Milli Kütüphanede bulunan 1322/1904 tarihli icazetnamesinden

öğrenmekteyiz. Biz özellikle Ahmed Hulusi Efendileri birbirinden ayır­

mak için özen gösterdik.

Bizim burada söz konusu ettiğimiz Ahmed Hulusi, tahsil hayatına

önceleri Denizli Müftüsü olan babası Osman Nuri Efendi'den, Denizli

Kayalık Mahallesindeki "Müftüler" medresesinde başladı. Denizli'de Te- keli Mehmed Efendi'nin oğlu Hafı Ebubekir Efendi'den14 aynı medrese- de Arapça, tefsir, hadis ve fıkıh dersleri okudu. Ağabeysi Müftü Ahmed Tahir Efendi'den Mantık, Sarf-ı Nahiv Edebiyat-Fen Bilgisi ve Abdullah Efendi'den Hadis öğrenimi yaptı. 4 Haziran 189l'de icazetname aldı. İs­

tanbul-Süleymaniye medresesini de bitirdikten sonra 29 Haziran 132615 veya 6 Haziran 1334 (1918) senesinde de Denizli Müftülüğü görevine geti- rildi ve ölüm tarihi olan 22 Kasım 1931 'e kadar devamlı olarak bu görevde

kaldı.16

Atalarımız: "Göl yerinden su eksik olmaz" demişlerdir. Ahmed Hulusi Efendi'nin de dedesi, babası, ağabeysi, kendisi ve hatta annesinin babası

dahi ilmiye sınıfına mensup olan bir aileden gelmiş olması, onun da İs­

lami İlimler uğrunda yetişmesine zemin hazırladı. Şurası unutulmaması lazım gelen bir husustur ki, tarihte baba ile evladın müftü, müderris ve ulemadan olduğu çok görülmüştür ama, dede, baba, ağabey ve hatta an- nesinin babası dahi ilmiye sınıfına mensup olarak, İslami ilimler uğrunda yetişmiş olması, Cenab-ı Hakk'ın çok az kesimlere nasip ettiği bir lütuftur.

İşte bundan dolayıdır ki, Cumhuriyetten sonra bu soydan gelenlere haklı

olarak "Müftüler" soyadı verilmiştir.

14. Denizli Şer'iye Sicilleri, Ankara, Def. ı85, s. 142, Bel. 218 ıs. Süleymaniye Şer'iye Mahkeme Sicilleri, Kadı Deftedi il.

16. Em. San. Genel Md. Arşivindeki dosya

(7)

d. İlmi Yönii

İyi bir medrese tahsili görmüş olan Ahmed Hulusi Efendi, Denizli Müf- tülüğüne tayin edildiği Haziran 1918 tarihinden itibaren «Fetva» verme- ye başladı. Osmanlı döneminde devlet memurlarının tayinJeri her sene bir yıl müddetle yapılır ve bu müddet bitmeden evvel hizmetleri beğenilenle­

rin yeniden bir sene için yerlerinde kalmalarına müsaade edilirdi ve buna

"ikba" denilirdi.17 Özellikle müftülerin verdikleri fetvaların da, fetva hatası yaptıkları görülürse, icab-ı halden dolayı görevine son verilirdi. Bu konu- da gerek Şer'iye Mahkeme Sicillerinde, gerekse kadı, müftü ve müderris defterlerinde birçok örnekler mevcuttur.

Biz, gerek Ahmed Hulusi Efendi'nin gerekse babası Osman Efendi'nin fetva hatası yapması yüzünden görevden alındığına dair hiç bir kayda

rastlayamadık. Bu durumda da, Ahmed Hulusi Efendi ile babasının iyi bir fıkıh yani hukuk tahsili görmüş olduğunu ortcıya koyması açısından önem taşımaktadır. Ahmed Hulusi Efendi İzmir'in Yunanlılar tarafından, 15 Mayıs 1919 Perşembe sabahı işgalden, yaklaşık dört saat sonra meşhur fetvasını vermiştir. Denizlili gençlerin birinci Dünya Harbi sırasında, 67.

Alay, 24. Tabur kur'a erlerinin, Unkapanı Camii' ne hediye ettikleri Sancağı Şerifın altında, Denizli'deki Miting meydanında "ilk Cihad Fetvasını" ver- miş ve toplanan halka hitaben şöyle soylemiştir:

"Muhterem Hemşehrilerim!

Karşımıza çıkarılan düşman daha dünki uşaklarırnızdır. Biz onlara

mağlup olmadık. Bu düşman her kim olursa olsun. Türkün ve Müslü-

manlığın son müstakil yurdu .olan topraklarımızda elimizden alınmak

isteniyor. Bizler şimdiye kadar esir yaşarnaruk ve yaşamayacağız. Silahı­

mız yoksa sapan taşıyla düşmana karşı çıkmak onu tepelemek her Türk ve Müslüman'a farzı ayındır. Fetva veriyorum. Silah azlığı veya çokluğu mü- him değildir. Biz ülkelere hükmetmiş, Fatihlerin torurılarıyız" diyordu. 18

Ahmed Hulusi Efendi: "Düşmanı memleketimizden kovup çıkarmak her Müslüman'a farzdır. Fetva veriyorum" derken, Kur'an-ı Kerimöe Et-

ı 7. Osman Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri, c. IJ, 12; Kamil Şahin 1. Uluslararası Karacaoğlan ve Çukurova Halk Kültürü Sempoıyurnu, 21-23 Kasını 1990, Adana, s. 342- 349

18. Cemal Kutay, Kurtuluşun ve Cumhuriyetin Manevi mimarları, O. l. Bşk. Ankara

ı972,s.45

108

(8)

tevbe suresinin 41. ayeti olan: "İsteyen, istemeyen-hepiniz savaşa çıkın.

Allah yolunda mallarınızla cihad edin. Bilirsiniz bu sizin için hayırlıdır"19

ayetine dayanarak "Fetva" veriyordu.

Ahmet Hulusi Efendi'nin bir başka fetvası da, İngili'.? işgali altında bu- lunan İstanbul Hükümeti tarafından verdirilen Fetva'ya karşıhk olarak, Anadolu'nun çeşitli vilayet ve kazalarındaki ulema, müftü ve müderris- lerden 152 kişinin imzasını taşıyan fetvaya katılmasıdır. Ahmed Hulu- si Efendi de, bu fetva heyetinin içinde bulunmaktadır. Bu fetva 5 Mayıs

1336/1920 tarih ve 27 sayılı "Hakimiye-i Milliye Gazetesi'nde" yayınlan­

mıştır.

e. Ahmed Hulusi Efe11di'11in Çocukları:

Bizim T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü Balgat Arşivindeki

Ahmed Hulusi Efendi dosyasından elde ettiğimiz bilgilere göre, A. H.

Efendi'nin beş tanesi erkek biri kız olmak üzere altı tane çocuğu dünyaya

gelmiştir. Onlarda:

(1) Ahmed Fevzi D. 1312/1895 doğumlu. (ö-1980) (2) Osman Nuri 1314/1896 doğumlu. (ö-1945) (3) Ömer Lütfi 1316/1898 doğumlu, (ö- 1963) (4) Kızı Emine Hanım 1320/1902 doğumlu (ö-1983) (5) Ali Faik 1323/1905 doğumlu (ö-1979)

(6) Bekir Sıddık 1329/1911 doğumludur, (ö- 1985)20

İstiklal Savaşı'nın temelinde iman harcını koyan Denizli Müftüsü Ah- med Hulusi Efendi, aradan dört sene geçtikten sonra, TBMM tarafından anılmıştır. 21. 1. 1340 (1924) tarihinde TBMM 87. bileşiminde ve saat l.47'de Reis Fethi Bey'in Başkanlığında yapılan toplantıda, Denizli mebu- su Yusuf ve Necip Ali Beylerin verdiği önerge ile mütalaa edilmiştir. Söz konusu önerge aynen şöyledir: "İzmir işgali üzerine ~atan ve memleketi müdafaa maksadıyla teşekkül eden Heyet-i Milliye rüesa ve azalarına is- tiklal Madalyası itasına dair (2/251) numaralı tek.lifi Kanunisi ve Şayan-ı

19. Kur"an-ı Kerim Et-Tevbe, A. 41 20. Em. San. Gnl Md. Arşivİlldeki Dosyası

109

(9)

müzakere olduğuna dair layiha encümeni mazbatası görüşülerek" kabul edilmiştir.21

Ahmed Hulusi Efendi'nin 22 Kasım 1931 tarihinde görevi başında iken

vefatından sonra, zevcesi Hatice Hanım ve çocuklarından kızı Emine Ha-

nım ile oğlu Bekir Sıddık'a maaş bağlanmıştır. Sayıştay'ın 21668 numaralı kararı ile Maliye bağlanan maaş miktarı şöyledir:

l. Eşi Hatice Hanım (D. 1291/1874 - Ö. 7 Şubat 1947. Maaş: 10.8 TL.) 2. Kızı Emine Hanım (D. 1320/1902 -Ö. Maaş: 10.8 TL.)

3. Oğlu Bekir Sıddık (D. 1329/1911 - Ö. Maaş: 10.8 TL.)

f

So11ııç

Ahmed Hulusi Efendi, kendisi asker olmadığı halde, 1919 senesinde 58

yaşında olmasına rağmen, güç ve kuvvetini Yüce Dinimizin emirlerinden alan, düşmana karşı cephelerin kurulmasında öncülük etmiş olan, bir Din alimidir.

Alu11~d Hulusi Efendi'nin asli görevi olan Müftülük vazifesinde, vefa- tına kadar kalınası, onun ne siyasi ve_11e de, dünyevi bir şey istemediğini, her yapmış olduğu fedakarlığı Allah rızası için yapmış olduğunu göster- mektedir.

Ahmed Hulusi Efendi'nin bu üstün meziyetlerinin gençlerimize, en gü- zel bir örnek teşkil etmesi dileğiyle.

21. TBMM 1. 87, tarih 21. 12 1340, c. 1. Sayfa 246

110

Referanslar

Benzer Belgeler

La Porte etait passee dans la defensive, mais la Republique Polonaise avait elle - meme cesse de compter comme une puissance, "Le spectre de l'aneantissement menaçant depuis

Eğer bu kutsal ilkelere açıkça ters dü­ şen Özal’a karşı bu ilkeleri savunmak için açık mücadeleyi şimdi bulunduğu yol ayırımında göze alamazsa Yılmaz,

(2) Özellikle lenfoproliferatif hastalıklar ve solid tümörler olmak üzere maligniteler, sistemik lupus eritematosus ve diğer bağ doku hastalıkları, Hepatit B, Hepatit C, sifiliz,

dilimizdeki “müjde” kelimesinin tam karşılığıdır. Çoğulu da تﺎﻳﺮﺸﺑ gelir.. Bu kelime fiil olarak ailevi münasebet anlamında kullanılmıştır. 71 Allah,

(Bu meziıep İsa’da yalnız Allahlık hüvi­ yeti mevcud olduğunu iddia ederdi.). Hıristiyanlıktan evvel

er-Râzî’nin talebelerinden Tâcuddîn el-Urmevî (ö. İbn Sînâ’nın hacmi küçük olmasına rağmen kendi sahasında önemli bir yere sahip olan eseri,

sonra bacanağı Yusuf Ziya Or- taç’la birlikte Akbaba adlı mi­ zah dergisini çıkarmaya başla­ dı. Kısa bir süre de Karagöz dergisini

Cel ve tî ye’ye men sup bir çok flâ ir gi bi Azîz Mah mûd Hü dâ yî Haz ret le ri’nden bü - yük oran da et ki len mifl ve onun yo lun da iler le me ye ça l›fl m›fl bi ri