• Sonuç bulunamadı

Kalp Araştırmalarında Yeni Boyutlara Doğru

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kalp Araştırmalarında Yeni Boyutlara Doğru"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Neredeyse canlı. Denis Noble, bil-gisayarının klavyesine vurdukça ekra-nında görünen şişmiş kalp atıyor ve titriyor. Noble, bir tuşa vuruyor, kalp hiddetle çarpıyor, diğerine vuruyor bu kez, kalp acıyla kıvranıyor; göz kamaş-tıran bir renk kasırgası oluşuyor. Bu görüntüye bakıp da, Oxford Üniversi-tesi’nden fizyoloji profesörü Denis Noble’ın bir bilgisayar oyununa daldı-ğını sanmayın. Bu sadece bir oyun de-ğil. Bilgisayardaki bu kalp, aslında Av-rupa’nın en büyük süper bilgisayarın-da atıyor. Belki de sizin hayatınızı kur-taracak.

Bu süper bilgisayara daha alıcı bir gözle bakarsak, 30 milyon karışık denklemle uğraştığını görürüz. Eğer onun ekranında gördüğümüz bu kalbi mikroskop altına koyabilsek, neredey-se gerçek gibi görünen, her biri kendi iç biyokimyasına sahip, şekerle besle-nen ve oksijen yakan bir milyondan fazla hücreyle karşılaşırdık. Her

hüc-renin kendi iyon pompaları ve

ka-nallarıolduğunu görürdük.Bunlar

etraflarındaki komşu hücrelere kanla beslenen bağ dokusuyla bağlı olacaktı. İşte Noble ve arkadaşları, insanı hay-rete düşürecek bu türden ayrıntıları içeren ve neredeyse canlı bir insan kalbi gibi davranan bir kalp modeli ge-liştirdiler. Bu yapay kalp şimdiden, kalp krizlerinden önce görülen düzen-siz kalp atışı nöbetlerine yakalanabili-yor ya da yapılan işlemlerle normale dönebiliyor. O kadar canlı görünüyor ki, araştırmacılar herhangi bir ilacın in-san kalbinin performansını nasıl etki-leyeceğini bu kalbi kullanarak anlaya-bilecekler. Yaratılan ve yola çıkılan dü-şünce şu: "Hayatın sırrını laboratuvara taşımak; ama bu arada etleri, kemikle-ri ve çekilen acıyı dışarda bırakmak". Bugün bu iş kalp için gerçekleşiyor. Birkaç yıl içinde araştırmacılar, kalp, akciğerler ve diğer organları birbirine ekleyerek bilgisayar ortamında bir mo-del oluşturmayı umuyorlar.

Noble’ın 35 yıl önce işe başlarken düşündüğü şey değildi bu sonuç. Onun amacı sadece, bir hücrenin çalış-masını modelleyebilmekti. Bunu ba-şarmasıysa 20 yıldan fazla sürdü. İlk olarak matematikte yeterli hale gel-meliydi. Bu sırada, bilgisayar teknolo-jisi de hızla gelişti. Bunun sonucunda da Noble kendini, hücrelerini bir ara-ya getirip canlı bir kalp gibi çalıştırabi-leceği bir modelin iskeletini yaparken buldu. Moleküler ayrıntılar doğru olursa, hücrenin çalışması gerektiğini iddia ediyordu. Eğer hücreler doğru

olursa, organ da ister istemez doğru olacaktı.

Noble ve arkadaşlarının bu titiz ça-lışmaları, sonunda meyvelerini verme-ye başladı; modeli deneverme-yebilecekleri bir fırsat çıkmıştı. İki yıl önce dünya-nın ilaç devlerinden Hoffman-La Roc-he, bu ekipten yardım istedi. Firma-nın ürettiği ve yüksek kan basıncını tedavi etmek için kullanılacak ilacın onaylanması işlemleri sırasında Ameri-kan Gıda ve İlaç BaAmeri-kanlığı (FDA), bu ilacı kullanan insanların elektrokardi-ograflarında bir bozukluk saptadı. Doktorlar da ilacın tehlikeli olduğunu açıkladılar. Bu durumda ilaç şirketi ya ilaçtan vazgeçecek, ya da çok pahalıya gelecek klinik deneyler yaptıracaktı. İşte bu aşamada Noble’ın geliştirdiği yapay kalbe baş vuruldu. İlaç kalp mo-deline uygulandı; insanlardaki tepki-nin aynısı elde edildi. Bunun üzerine araştırmacılar, sorunun kaynağını bula-bilmek için tek tek hücre düzeyine

in-diler ve sorunu çözdüler. FDA'ya da ilacın sorun yaratmayacağı konusunda inandırıcı bilgiler verdiler. Böylece ilaç onaylandı.

Bu kalp modelinin başarısı, daha alt düzeylerde yatıyor. Kalp kası hüc-releri bir kompleks harikası ve bu kompleksliği matematikle çözebilmek de Noble'nin hüneri. Her hücre, uzun ve ince, kasılma yetisine sahip ip gibi proteinler ve hücreyi dışarıdan ayıran bir zar içeriyor. Bu zara gömülmüş pro-teinler, yaşamsal önem taşıyan sinyal ve materyalleri bir yönden diğerine ta-şıyorlar. Minicik pompalar, örneğin, ar-tı ve eksi elektrik yüklü iyonları zarın iki yanına da iterek, hücrenin içinde ve dışında farklı iyon konsantrasyonla-rı oluşturuyorlar. Bunun sonucunda da hücrelerin içerisiyle dışarısı arasında zar potansiyeli denilen bir voltaj farkı doğuyor. Bu arada, iyon kanalı denilen zardaki başka proteinler de, akışı kont-rol edebilen bir kanal gibi çalışıyor, açıldıklarında iyonların içlerinden hız-la akmasına ohız-lanak veriyorhız-lar. Kalp hücreleri, hücre zarının iki yüzü ara-sındaki bu kimyasal ve elektriksel farklarla, iyon pompa ve kanallarının karşılıklı nazik hareketleri sonucunda kasılıyor. Kalbin karmaşık yapısı bu kadarla da kalmıyor. İyon ve kanalların yanında, zar başka özel proteinlere de ev sahipliği yapıyor. Bunlar uyarıldık-larında hücrenin iç kimyasını değiştiri-yorlar. Kalbin yapısında kas hücreleri dışında pek çok farklı hücre de bulu-nuyor. Ayrıca bu hücrelerin doğru çalı-şabilmeleri için kalp içindeki pozis-yonları da önemli. Bu durumda Noble, pek çok farklı hücre modeli yapmak ve tasarladığı bu hücreleri çok doğru bir biçimde birleştirmek zorunda kal-mıştı.

Bu üç boyutlu bulmacayla uğraş-mak için Noble güçlerini, geçtiğimiz yıllarda Johns Hopkins'in biyomedikal mühendisi Raimond Winsslow’la bir-leştirdi. Gereksinim duydukları tek

42 Bilim ve Teknik

Kalp Araştırmalarında

Yeni Boyutlara Doğru

kanalları olduğunu görürdük. Bunlar renin kendi iyon pompaları ve

(2)

şey sadece, hangi hücrenin nerede ol-ması gerektiği değil, bütün hücrelerin yönlerini de öğrenmekti. Bu arada Ye-ni Zelanda'lı bir araştırmacı, köpek kalbindeki hücrelerin yönlerini de be-lirten ayrıntılı bir kalp haritası çıkart-mıştı. Geçtiğimiz yıl, bu iki grup tanış-tı; bilgilerini paylaştılar. Bu paylaşımın sonucunda da bilgisayar ortamında kalp modeli yaratılabildi.

Bugün yalnızca karıncıkları sahip bulunan bu kalp, şimdiden kalp araş-tırmacılarına daha önce sahip olmadık-ları olanaklar sunuyor. Örneğin, bilgi-sayar similasyonları ölümcül kalp kriz-lerinin nasıl olduğunu gösterip, bun-lardan korunma yolları önerebiliyor. Normalde kalbin "sinoatriyal nod" de-nilen bölgesinde bir grup özel hücre bulunur. "Pacemaker" denilen bu hüc-reler kasılmak için bir uyarıya gereksi-nim duymazlar ve kendi kendilerine bir saat gibi çalışırlar. Bu hücrelerin hepsi birlikte kalbi çalıştıran elektriksel uyarıları yaratır-lar. Kalp krizi sırasında kan akışının kesilme-si, bazı kalp hücrele-rini oksijensiz bıra-kır Bu durumda kalp, hareketi için ikinci bir pacemaker yaratır. Doktorlar, ani kalp ölümlerinin bu duru-mun yarattığı ritm bozuklu-ğundan kaynaklandığını düşünü-yorlar. İşte Noble, yaptığı kalp mode-linde bu durumu aynen gerçekleştire-biliyor. Kalpte ikinci bir pacemaker yaratıldığında bir uyarı dalgası oluşu-yor. Bilgisayar simülasyonlarının sonu-cuna göre, oluşan dalga kontrolden çı-kıp, bir çeşit taşikardi'ye yol açabiliyor. Bu durumda da, dalga kalbin çevresin-de bir döngü oluşturarak, aynı dokuyu defalarca uyarıyor. Kalbin yüzeyindeki bu kasılma durumu, dönen bir spirale benziyor. Bu aşamada kalp dakikada 70 kez yerine yüzlerce kez atıyor. Ya-şamın son 5 dakikasındaysa bu spiral kırılıyor, oluşan uyarıcı küçük dalga-cıklar doku üzerinde gelişigüzel yayılı-yorlar. Bu, doktorların "fibrilasyon" de-dikleri durumdur. Eğer bu durumdaki bir kalbi elimize alabilseydik, avucu-muzda düzensiz şekilde titreyen ve kıvranan bir top hissederdik. Bu duru-ma giren bir kalp artık kan pompala-mıyor. Kalbi bu şekilde titremekte

olan bir hastayı kurtarmak için doktor-lar, çok büyük bir elektrik şoku vere-rek, kaba kuvvet kullanıp bütün hüc-relerin zar potansiyellerini yeniden düzeltmeye çalışarak kalbi normale döndürmeye uğraşırlar. Bu işlem in-sanları zıplatır ve verdiği dayanılmaz acı yüzünden fibrilasyonlar iyi bir şe-kilde normale döndürülemeyebilir. Oysa bu kalp modeli kullanılarak daha kurnaz ve çok daha zayıf şoklar uygu-lanıyor, kalpte meydana gelen spiraller yok edilmeye çalışılıyor. Noble, bu iş için gereken enerjinin aslında çok az olduğunu, ancak akıllıca kullanılırsa işe yarayacağını söylüyor.

Kalp modelinin, araştırmacılara sunduğu bir başka olanak da, model üzerinde kalp sorunlarının yaratılabil-mesi ve sonra da farklı ilaçlar uygula-narak hangisinin işe yarayacağının bu-lunması.

Bilgisayarda ilaçlar, bir ya da daha çok hücre iyon pompası ya da kanalın per-formansını, ya da hücrenin başka işlev-lerini değiştirerek etkiişlev-lerini gösteriyor-lar. Bir ilacın, tek bir hücredeki etkisi-ni laboratuvarda ölçmek ve yapay hüc-re modeline eklemek zor değildir. Bir kez programlandığında bu model, ila-cın moleküler etkileşmelerinin tüm kalbi nasıl etkilediğini herhangi bir in-sanı riske sokmadan gösterir. İşte bu, yeni bir ilaç araştırılırken modelin sun-duğu en büyük olanak. İlaç firmaları hem ilacın potansiyel yararlarını, bu ilacı sadece modele vererek bulabilir-ler; hem de hangi hücresel pompaların, kanalların, ya da başka mekanizmala-rın, istenilen fizyolojik tepkiyi almaya engel olduğunu araştırabilirler. Bu

mo-delle araştırmacılar, tek tek kalp hücre-lerine ulaşabilir ve değişkenlerden bi-rini ya da diğebi-rini değiştirerek sonucu gözleyebilirler. Örneğin, bir kanalın iş-levini bozabilir, ya da bir pompanın et-kinliğini sınırlayabilir ve sonra, yol aça-bileceği bozulmuş kalp atışı durumları-nı gözleyebilirler. Olası hedefleri arka arkaya deneyerek ilaç firmaları, bunlar-dan hangilerinin yararlı olacağını araş-tırılabilirler.

Noble bu model sayesinde, daha önceden yaşanan trajedilerin bir daha yaşanmayacağını söylüyor. Yaklaşık 10 yıl kadar önce, encainide, ve flecaini-de adlı iki kalp ilacı piyasaya sürül-müş; ama daha sonra, bu ilacı kulla-nanların kullanmayanlara oranla daha yüksek ölümcül kalp krizi riski altında kaldıkları bulunmuştu. Buradan çı-kanların acı ders, tek bir kalp hücresi için geçerli olabilecek bir işlemin, bü-tün organ için de doğru olacağı anla-mına gelmemesi. Çünkü her-hangi bir iyon kanalı ya da değiştiricisinin hücre için pek çok rolü bu-lunabilir. Bu kana-lın aktivitesinin sona erdirilmesiy-se, tahmin edile-meyecek sonuçlar doğabilir.

Noble, biyolojik sis-temlerde, genlerin sadece kodladıkları proteinlerin özellik-lerini belirlediközellik-lerini söylüyor. Bu pro-teinlerin oluşturacağı sistemin özellik-leriniyse, proteinlerin birbirleriyle olan ilişkileri belirliyor. Yani kalbin na-sıl atacağında genler değil, kalbi oluş-turan proteinlerin birbirleriyle olan et-kileşimleri belirleyici oluyor. Noble’a göre bu sistemleri anlayabilmek ve içindeki etkileşimleri tahmin edebil-mek için bizim de hesap yapmamız gerekiyor.

Noble, amacına büyük ölçüde ulaş-mış durumda, ancak modelinde bazı ufak eksiklikler var. Önümüzdeki üç yılda bu eksikleri tamamlayıp, kalp, ak-ciğer ve dolaşım sistemini birlikte çalış-tırabileceğini umuyor. Ya diğer organ-lar? Araştırmacıya göre beyin tasarlan-mak için henüz çok karmaşık ama, vü-cudun geri kalan kısmı oluşturulabilir.

Buchanan, M., The Heart That Just Won’t Die, New Scientist, 20 Mart 1999

Kısaltarak Çeviren: Armağan Koçer Sağıroğlu

Mayıs 1999 43

Siber hücre:Noble’ın modelinde iyon pompa ve kanalları içeren bir kas hücresi. Hücre kendi iç biyokimyasına ve kasılmasını sağlayan ipliksi proteinlere sahip Hormon reseptörleri Anjiyotensin II İpliksi proteinler İyon kanalları Adrenalin Glukoz Yağ asitleri Amino asitler

Referanslar

Benzer Belgeler

Res­ samlığının yanında, daha sonraki yıllarda sürekli bir gelişme gösterecek olan sanat yazarlığı ve eleştirmenlik yönünde ça­

“Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle” şeklinde değiştirilmiştir. D) 146 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “onyedi” ibaresi “onbeş” şeklinde

Düşünümsel modernleşme kuramı bu eserde risk toplumu ile ilişkili olarak «düşünümsellik», «modernlik», «postmodernlik» olarak, üç ana başlık altında

7. Aşağıdaki önermelerin doğru olup olmadıklarını belirtiniz. a) Bir noktadan sonsuz sayıda doğru geçer.. b) Farklı iki noktadan sadece bir doğru geçer c) Đki

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Eski eşi gazeteci - ya­ zar Halit Çapm’ın ardından ablası Duygu Asena’yı da kaybeden İnci Asena, cenazede asık surat görmek istemediğini belirterek, törene katı­

Doğru Parçası : Bir doğrunun farklı iki noktası ve bu iki nokta arasında kalan kısmına denir.. Doğru parçası uç noktalarındaki harflerle

Aileyi,  batı  toplumlarında  sıklıkla  kavramlaştırıldığından  daha  geniş  bir  birim   olarak  anlamak  gereklidir.  Çekirdek  aile,  Türkiye’de