• Sonuç bulunamadı

Geri dönüştürülebilir katı atıkların yönetimi ve rota optimizasyonu: Konya ili Meram ilçesi örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geri dönüştürülebilir katı atıkların yönetimi ve rota optimizasyonu: Konya ili Meram ilçesi örneği"

Copied!
126
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

GERĠ DÖNÜġTÜRÜLEBĠLĠR KATI ATIKLARIN YÖNETĠMĠ VE ROTA OPTĠMĠZASYONU: KONYA ĠLĠ MERAM

ĠLÇESĠ ÖRNEĞĠ Kadir KOÇ YÜKSEK LĠSANS

Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı

Nisan-2015 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)
(3)
(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS

GERĠ DÖNÜġTÜRÜLEBĠLEN KATI ATIKLARIN YÖNETĠMĠ VE ROTA OPTĠMĠZASYONU: KONYA ĠLĠ MERAM ĠLÇESĠ ÖRNEĞĠ

Kadir KOÇ

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı

DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Sezen KÜÇÜKÇONGAR

2015, 83 Sayfa Jüri

Yrd. Doç. Dr. Sezen KÜÇÜKÇONGAR Doç. Dr. ġükrü DURSUN

Öğr. Gör. Dr. Fatih SARI

Katı atıkların miktar ve çeşitliliği, teknolojik gelişmeler, sanayileşme, nüfustaki hızlı artış ve yaşam standartlarının yükselmesi nedeniyle artmaktadır. Uygun bir katı atık yönetiminin uygulanması, doğal kaynakların korunması ve çevreye zarar verilmemesi için gereklidir. Katı atık yönetimi karmaşık bir prosestir ve depolama, toplama, ulaşım, geri dönüşüm ve atıkların nihai bertarafını içerir. Katı atıkların kaynağında ayrı toplanması, ekonomik ve çevresel nedenlerden dolayı atık yönetiminin önemli bir kısmını oluşturur. Geri dönüştürülebilen katı atıkların ikincil hammadde olarak kullanımı, doğal kaynakların korunması ve atık miktarları ile enerji tüketiminin azalmasını sağlayacaktır.

Bu çalışmada, birinci aşamada, Konya ili Meram ilçesinde toplam, taşıma ve ayırmayı içeren geri dönüştürülebilen katı atıkların mevcut yönetim uygulamaları incelenmiştir. Geri dönüştürülebilen katı atıklara ait harita oluşturulmuş ve bölgenin sosyoekonomik yapısı ile ilişkilendirilmiştir. İkinci aşamada, Meram ilçesinde toplama ayırma işlemlerinin giderleri belirlenmiştir. Personel giderleri ve araç akaryakıt giderlerinin toplam geri dönüştürülebilir katı atık yönetimi bütçesinin sırasıyla % 37 ve %36’sını oluşturmaktadır. Akaryakıt giderlerini en aza indirmek için, Meram ilçesinde GIS-destekli rota optimizasyonu çalışmaları yapılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Atık yönetimi, coğrafi bilgi sistemleri, geri dönüştürülebilir katı atıklar, rota optimizasyonu.

(5)

v ABSTRACT

MS THESIS

RECYCLABLE SOLID WASTE MANAGEMENT AND ROUTE OPTIMIZATION: A CASE STUDY OF MERAM DISTRICT, KONYA

Kadir KOÇ

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE IN ENVIRONMENTAL ENGINEERING Advisor: Asst.Prof.Dr. Sezen KÜÇÜKÇONGAR

2015, 83 Pages Jury

Asst. Prof. Dr. Sezen KÜÇÜKÇONGAR Assoc. Prof. Dr. ġükrü DURSUN

Lect. Dr. Fatih SARI

The amount and variety of solid waste increase with technological development, industrilization, rapid increase in population and improvement in the standard of living. It should be applied a suitable solid waste management for the protection of natural resources and to avoid the damage to the environment. Solid waste management is a complex process and include collection, storage, transportation, recycling and final disposal of wastes. The seperate collection of solid waste at source is an important part of waste management for the economical and environmental reasons. To use of recyclable solid waste as a secondary raw material will provide to protect the natural sources, reduce the amount of waste and energy consumption.

In this study, firstly, current recyclable solid waste management practices includes collection, transportation and seperation was examined in Meram district of Konya. Recyclable solid waste map has been prepared and associated with the socioeconomic structure of the region. Secondly, the expenses of collection and seperation processes in Meram district were determined. The personel expense and fuel expense of collection vehicles are 37% for 36% of the total recyclable solid waste management budget, respectively. For to minimize the fuel expences, GIS-based route optimization was applied Meram district.

Keywords: Waste management, geographic information systems, recyclable solid waste, route optimization.

(6)

vi ÖNSÖZ

Yüksek lisans tez çalışmam boyunca tecrübelerini ve bilgilerini benden esirgemeyen danışmanım ve değerli hocam sayın Yrd. Doç. Dr. Sezen KÜÇÜKÇONGAR'a teşekkürlerimi sunarım. Kıymetli katkılarından dolayı Öğr. Gör. Dr. Fatih SARI'ya, Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanlığına, Konatık Plastik Geri Dönüşüm Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti. firması çalışanlarına, Meram Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Şaban DİŞÇİ'ye ve Meram Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğünde görev yapan Çevre Mühendisi Adem TAFLI'ya teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca, her zaman maddi ve manevi desteklerini yanımda hissettiğim aileme teşekkürlerimi sunarım.

Kadir KOÇ KONYA-2015

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... vii SĠMGELER VE KISALTMALAR ... ix 1. GĠRĠġ ... 1 2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 3

2.1. Katı Atıklar ve Katı Atık Yönetimi ... 3

2.1.1. Katı Atıklar ... 3

2.1.2. Katı Atık Yönetimi ... 5

2.1.3. Türkiye’de Atık Yönetimi ... 9

2.1.4. Katı Atıkların Geri Kazanımı ve Bertaraf Yöntemleri ... 13

2.2. Ambalaj Çeşitleri ... 19

2.2.1. Kullanım Amaçlarına Göre Ambalajlar ... 19

2.2.2. Malzeme Cinsine Göre Ambalajlar ... 20

2.3. Ambalaj Atıkları ... 27

2.4. Geri Dönüşüm ... 28

2.4.1. Geri Dönüştürülebilen Ambalaj Atıkları ... 29

2.5. Ambalaj Atıkları Toplama ve Ayırma Tesisleri ... 31

2.6. Coğrafi Bilgi Sistemleri ... 34

2.6.1. ArcGIS Yazılımı Hakkında Genel Bilgiler ... 35

2.7. Diğer Akademik Çalışmalar ... 38

3 . MATERYAL VE YÖNTEM ... 42

3.1. Meram İlçesi Hakkında Genel Bilgi ... 42

3.2. Meram İlçesi Toplama Sistemi Hakkında Genel Bilgi ... 43

3.3. Toplama Noktalarının Belirlenmesi ve Koordinatlarının Toplanması ... 44

3.4. ArcGIS ile Harita Sayısallaştırma ve Rota Optimizasyonu ... 46

4. ARAġTIRMA SONUÇLARI VE TARTIġMA ... 47

4.1. Meram İlçesi Ambalaj Atıkları Yönetimi ... 47

4.3. Geri Dönüştürülebilir Katı Atıkların Toplama Sistemi ve Maliyet Çalışması .... 53

4.4. Toplama Sistemi Giderleri ... 56

4.5. Ambalaj atıklarının Sosyoekonomik Yapı ile İlişkilendirilmesi ... 59

4.6. Rota Optimizasyonu Çalışması ... 60

4.6.1. 01 Numaralı Araç İçin Toplama Bölgesi ve En Uygun Güzergah ... 60

4.6.2. 02 Numaralı Araç İçin Toplama Bölgesi ve En Uygun Güzergah ... 65

4.6.3. 03 Numaralı Araç İçin Toplama Bölgesi ve En Uygun Güzergah ... 70

(8)

viii

5. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 76

KAYNAKLAR ... 79 ÖZGEÇMĠġ ... 83

(9)

ix

SĠMGELER VE KISALTMALAR

AAKY : Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği

AB : Avrupa Birliği

ABD : Amerika Birleşik Devletleri

AYKY : Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği

BAYKY : Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği BOPP : Bi-Oriente Polipropilen

CBS : Coğrafi Bilgi Sistemi

CPP : Cast Polipropilen

EHCIP : Yüksek Maliyetli Çevre Yatırımları Planlaması Projesi Katı Atık Sektörü AB Direktifleri ile Uyumlu Ulusal Master Planı

HDPE/YYPE : High Density Polietilen/Yüksek Yoğunluklu Polietilen HIPS : High Impact Polistiren

İZAYDAŞ : İzmit Atık Yakma ve Depolama Anonim Şirketi KAKY : Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği

LDPE/AYPE : Low Density Polietilen/Alçak Yoğunluklu Polietilen

PE : Polietilen

PETKİM : Petrokimya Endüstrisi Genel Müdürlüğü

PP : Polipropilen

PS : Polistiren

PVC : Poli Vinil Klorür

PC : Poli Karbonat

TAKY : Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği TUİK : Türkiye İstatistik Kurumu

(10)

x

ġEKĠLLER DĠZĠNĠ

Şekil 2.1. Atık yönetimi pramidi ... 7

Şekil 2.2. Teknolojik ambalaj atıkları ayırma bandı ... 32

Şekil 2.3. Günümüzda kullanılan ambalaj atıkları ayırma bandı ... 33

Şekil 2.4. Tam otomatik balyalama presi ... 33

Şekil 2.5. Manuel olarak çalışan balyalama presi ... 34

Şekil 3.1. Meram ilçesi sınırları ... 42

Şekil 3.2. Arvento araç takip sistemi arayüzü ... 44

Şekil 3.3. Toplama noktaları ve koordinatları ... 45

Şekil 3.4. Koordinat bulma yöntemi ... 46

Şekil 4.1. Meram ilçesinden toplanan ambalaj atıklarının yıllara göre dağılımı ... 48

Şekil 4.2. 2013 yılında Meram ilçesinden toplanan ambalaj atıklarının yıllara göre dağılımı ... 49

Şekil 4.3. 2014 yılında Meram ilçesinden toplanan ambalaj atıklarının yıllara göre dağılımı ... 50

Şekil 4.4. 2014 yılı, Haziran ayı atık analizi yapılmış olan malzeme miktarı ... 51

Şekil 4.5. 2014 yılı, Haziran ayı atık analizi sonucu ... 52

Şekil 4.6. 2014 yılı, Aralık ayı atık analizi yapılmış malzeme miktarı ... 52

Şekil 4.7. 2014 yılı, Aralık ayı atık analizi sonucu ... 53

Şekil 4.8. Meram ilçesi ve toplama ayırma tesisi arasındaki mesafe ... 54

Şekil 4.9. Toplama aracının takibi ... 55

Şekil 4.10. Ambalaj atığı toplama listesi ... 55

Şekil 4.11. Ambalaj atıkları biriktirme konteynırı ... 57

Şekil 4.12. İç mekan kutusu ... 57

Şekil 4.13. Atık toplama poşeti ... 57

Şekil 4.14. Meram Belediyesi toplama sistemi giderleri ... 58

(11)

xi

Şekil 4.16. 01 numaralı aracın Dede korkut Mh. Alavardı Mahallesindeki toplama

noktaları ... 63

Şekil 4.17. 01 numaralı aracın en uygun güzergahı ... 63

Şekil 4.18. 01 numaralı aracın en uygun güzergahının numaralandırılmış hali ... 64

Şekil 4.19. 01 numaralı aracın Dede korkut Mh. Alavardı Mahallesindeki toplama noktaları ... 65

Şekil 4.20. 02 numaralı aracın toplama noktaları ... 67

Şekil 4.21. 02 numaralı aracın Havzan ve O. Tural mahallesindeki toplama noktaları . 68 Şekil 4.22. 02 numaralı araç için en uygun güzegah ... 69

Şekil 4.23. 02 numaralı araç için en uygun güzergahın numaralandırılmış hali ... 70

Şekil 4.24. 03 numaralı aracın toplama noktaları ... 71

Şekil 4.25. 03 numaralı araç için en uygun güzegah ... 72

Şekil 4.26. 03 numaralı aracın en uygun güzergahının numaranldırılmış hali ... 73

Şekil 4.27. Meram ilçesi atık toplama noktaları ... 74

(12)

xii

ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ

Çizelge 3.1. Toplama noktaları ve koordinatları ... 44

Çizelge 4.1. 01 numaralı aracın toplama yapacağı mahalleler ... 61

Çizelge 4.2. 02 numaralı aracın toplama yapacağı mahalleler ... 66

(13)

1. GĠRĠġ

Teknoloji ve sanayileşmenin hızlı bir şekilde gelişmesinin çevreye olan en büyük etkisi oluşan atık miktarlarının ve türlerinin de sürekli olarak artış gösterir olmasıdır. Bu atık türlerinin başında katı atıklar gelmektedir ve bu durumun çevre kirlilik yükünü giderek artırdığı bilinmektedir. Artan bu katı atık miktarlarının önüne geçilmesi, sorumsuzca kullanılan doğal kaynakların tükenmemesi için katı atıkların çevreye zarar vermeyecek veya en az zarar verecek şekilde uzaklaştırılması, geri kazanmak amacıyla uygun bir katı atık yönetiminin seçilmesi ve uygulanması gerekmektedir.

Katı atık yönetimi, Türkiye’de bulunan belediyelerin en önemli sorumluluklarından biridir ve bu sorumluluk çevre bilinci arttıkça daha da önemli hale gelmektedir. Ülkemizde 81 il, 3225 belediye ve 16 büyükşehir belediyesi mevcuttur ve evsel atıkların yaklaşık %43’ü mevzuata uygun olarak düzenli depolarda bertaraf edilirken kalanı vahşi olarak depolanmaktadır (Sayar, 2012).

Çevremizde gördüğümüz katı atıkların, bahçe atıkları, evsel atıklar, ambalaj atıkları, moloz ve hafriyat atıklarının vs. hepsi belediyelerin gözetimi altındadır. Bu atıklar belediyelerde oluşturulan atık yönetim planları çerçevesinde toplanmakta, taşınmakta, bertaraf ve/veya geri kazanımı için işlemler yapılmakta, bahçe atıkları katı atık deponi alanlarına veya kompost yapılmak üzere ilgili tesislere gönderilmektedir. Evsel atıklar ise belediyelerin sokak aralarında belirli yerlere bırakmış oldukları konteynırlar yardımı ile toplanmakta ve katı atık depo alanlarına depolanmak üzere gönderilmektedir. Belediyelerin çevreden toplamakla yükümlü olduğu diğer bir atık türü ise ambalaj atıklarıdır. Ambalaj atıkları belediye görevlilerinin yaptığı eğitimlerle konutlardan, evsel atıklardan ayrı bir şekilde toplanıp geri dönüşüme ve ekonomiye katkı sağlanması için toplama ayırma tesislerine buradan da ikincil hammadde oluşturulmak üzere ilgili geri dönüşüm tesislerine gönderilirler. Moloz ve hafriyat atıkları belediyeler tarafından toplanarak ilgili depo alanlarına gönderilirler. Bu moloz ve hafriyat atıklarının teknolojinin gelişmesi ile beraber tekrardan kullanılabilmesi mümkündür. Tekrar kullanıldığında inşaat yapımı için ara malzeme elde edilmektedir.

Doğal kaynaklarımızın günden güne tükendiğini göz önünde bulundurursak hammadde olarak gelişen teknoloji ile beraber ikincil hammaddelere yönelmemiz hem doğal kaynaklarımız hem de çevremizi geleceğe daha yaşanabilir biçimde bırakmak için

(14)

uygun yöntemlerden biridir. Hızlı nüfus artışı ve buna bağlı olarak artan nüfusun gereksinimleri, günümüzde ambalaj kullanımını fazlalaştırmıştır. Kullanılan ambalajlar sonucunda oluşan ambalaj atıklarının ne olacağı, geri dönüşümünün yapılıp ikincil hammadde olarak kullanılması ekonomi ve çevre açısından önemlidir. Ambalaj atıklarının toplanıp, taşınıp, ayrıştırılıp, geri dönüşümünü yapılması, ancak iyi bir atık yönetimi ile mümkündür. Atık yönetiminin iyi bir şekilde hazırlanıp yapılması durumunda maliyetler düşecek ve maksimum miktarda ambalaj atığı çevreden toplanıp ekonomiye katkısı sağlanacaktır.

Bu tez çalışmasının birinci aşamasında, Konya ili Meram İlçe Belediyesi özelinde, geri dönüştürülebilecek ambalaj atıklarının miktarları ve kategorilerinin belirlenmesi, ilçenin sosyo-ekonomik yapısı ile bu verilerin ilişkilendirilmesi hedeflenmiştir. Ambalaj atıklarının toplanması, taşınması ve ayrıştırılmasını içeren mevcut katı atık yönetimi uygulamaları incelenmiş ve ilçenin geri dönüştürülebilen atıklara ait haritası oluşturulmuştur.

İkinci aşamada, Meram ilçesinin katı atık yönetimine ait giderler belirlenmiş; ArcGIS yazılımı Network analyst modülü kullanılarak, atık toplama yerlerinin lokasyonu sayısallaştırılmış ve koordinatları görselleştirilmiş, sonuç olarak da geri dönüşüm araçlarının en kısa güzergahı kullanarak atık toplaması, akaryakıt giderlerinin azaltılması için rota optimizasyonu yapılmıştır.

(15)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

2.1. Katı Atıklar ve Katı Atık Yönetimi

2.1.1. Katı Atıklar

Ülkemizde katı atık kavramı 2872 sayılı Çevre Kanununda “Üreticisi tarafından atılmak istenen ve toplumun huzuru ile özellikle çevrenin korunması bakımından, düzenli bir şekilde bertaraf edilmesi gereken katı atık maddelerdir” olarak tanımlanmıştır (Çevre Kanunu, 1983). Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’ne göre ise; “Üreticisi tarafından atılmak istenen ve toplumun huzuru ile özellikle çevrenin korunması bakımından, düzenli bir şekilde bertaraf edilmesi gereken katı maddeleri ve arıtma çamurunu ifade eder” olarak ifade edilmektedir (KAKY, 1991).

Son yıllarda katı atıklardan kaynaklanan problemler ülkemizin en önemli çevre sorunlarındandır. Nüfus artışına paralel olarak katı atık miktarları da artmakta, özellikle büyük kentlerimizde tüketim alışkanlıklarının değişimine paralel olarak atık kompozisyonu da hızla değişmektedir. Bunun yanısıra hızlı sanayileşme ve sanayi bölgelerinin de belirli merkezlerde yoğunlaşması, sanayiden kaynaklanan atık miktarının artmasına yol açmıştır. Önümüzdeki dönemlerde nüfus artışının devam edeceği ve sanayi tesislerinin sayısının artacağı kabulünden hareketle atık miktarının ve buna paralel olarak atık problemlerinin de artacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle mevcut sıkıntıların en aza indirilmesi için yapılması gerekenler ve özellikle gelecekte olası problemler ve çözüm yöntemlerinin şimdiden ortaya çıkarılması ve buna uygun bir planlama yapılması gerekmektedir (Neyim, 2008).

Günümüzde katı atıkları eskiye nazaran atıl bir halde bırakmak yerine, miktarı ve türü artan bu artıklardan enerji ve ikincil hammadde üretimine başlanmıştır. Artan bu atıkların önüne geçebilmek, bu atıklardan enerji üretmek geri kazanımı sağlamak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve ilgili belediyeler çalışmalarını yürütmektedir. Her bir belediye Çevre Koruma Daire Başkanlıklarını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise bu atık türleri ile ilgili birimlerini kurmaktadır. Sorumlu personel sayıları ve kontrol elemanlarını sürekli eğitimlerle geliştirmektedirler. Çevremizde bulunan katı atıkları türlerine göre yedi ana kategoride sınıflandırılabilir.

 Evsel Katı Atıklar

(16)

 Tehlikeli Atıklar

 Özel Atıklar

 Tıbbi Atıklar

 Tarımsal ve Bahçe Atıkları

 Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıkları

2.1.1.1. Evsel Nitelikli Katı Atıklar

Günümüzde belediye hizmetleri ile toplanıp, taşınan, düzenli depolama ve/veya vahşi depolama sahalarında bertaraf edilen, kaynağında ayırma yöntemi ile geri kazanabilir atıkların ekonomiye tekrar kazandırılabileceği, kompost yapılıp enerji elde edilebilen, çeşitli yakma yöntemleri ile yakılabilen evsel kökenli atıklardır.

Evsel nitelikli atıklar çoğunlukla insanların günlük faaliyetleri sonucu oluşan mutfaklardan, pazarlardan, sokaklardan kaynaklanan atıklardır. Mutfak atıkları, ambalaj atıkları, eskiyen mobilyalar, sokak süprüntüleri, kum, kil, silt, pazar yerlerindeki kalıntılar vb. atıklar örnek olarak gösterilebilir (Akçay Han, 2008).

2.1.1.2. Tehlikeli Atıklar

Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği'nde Ek 7’de A işareti ile gösterilmiş atıklar herhangi bir tehlikeli atık konsantrasyonuna bakılmaksızın tehlikeli atık sınıfına girerken, aynı listede M işareti ile gösterilmiş atıklar aynı yönetmelikte EK 6’da verilen tehlikeli atıkların eşik konsantrasyonu üzerinde bir değere sahipse tehlikeli atık olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca doğal karakterleri ya da oluşmalarına neden olan aktiviteye bağlı olarak Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği'nde Ek 3-A’da bulunan veya Ek 3-B’de bulunup Ek 4’de verilen maddeleri içeren atıkların, Ek 5’teki özelliklerden bir veya birkaçına sahip olmaları ve Ek 6’da verilen tehlikeli özellikleri göstermeleri durumunda tehlikeli atık olarak sınıflandırılan atıklardır (TAKY, 2005).

Tehlikeli Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nde tehlike 15 sınıfa ayrılmıştır. Bunlar; patlayıcı (H1), oksitleyici (H2), yüksek oranda tutuşabilen (H3-A), tutuşabilen (H3-B), tahriş edici (H4), zararlı (H5), toksik (H6), kansorojen (H7), korozif (H8), enfeksiyon yapıcı (H9), üreme yetisini azaltıcı (H10), mutajenik (H11) ve ekotoksik (H14) sınıflardır.

(17)

2.1.1.3. Endüstriyel Atıklar

Endüstrilerden, endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanan atıklardır. Endüstriyel işlemler sırasında ve/veya sonucunda oluşan atıkları kapsamaktadır. Bu atıklara üretim atıkları, üretim artıkları örnek verilebilir.

2.1.1.4. Tarımsal ve Bahçe Atıkları

Bahçelerden, parklardan kaynaklanan bitki atıkları ve tarlalarda kullanılan veya üretilen atıklar bu tür atıkları oluştururlar. Senenin belirli dönemlerinde budanan ağaç dalları, biçilen çimlerin atıl olan kısımları, yaprak süprüntüleri olarak örnek verilebilir.

2.1.1.5. Özel Atıklar

Tehlikeli ve tehlikesiz ara kategori atıkları yasal olarak, evsel katı atık sınıfı dışında kalan, ancak evsel atıklara göre farklı yöntemlerle toplanması, taşınması, işlenmesi ve bertaraf edilmesi gereken atıklardır.

2.1.1.6. Tıbbi Atıklar

22.07.2005 tarih ve 27555 sayılı Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’ne göre “Ünitelerden kaynaklanan, yönetmeliğin Ek-2’de C, D ve E grupları altında yer alan enfeksiyöz, patolojik ve kesici-delici atıkları” ifade eder.

2.1.1.7. Hafriyat Toprağı, ĠnĢaat ve Yıkıntı Atıkları

Konut, bina, köprü, yol ve benzeri inşaat alanlarında alt ve üst yapıların yapımı esnasında veya tamirat, tadilat ve yenilenmesi sırasında çıkan atıkları ve inşaat öncesinde arazinin hazırlanması aşamasında yapılan kazı ve benzeri faaliyetler sonucunda oluşan toprağı ifade etmektedir.

2.1.2. Katı Atık Yönetimi

Atık yönetimi, evsel, tıbbi ve tehlikeli/tehlikesiz atıkların minimizasyonu, kaynağında ayrı toplanması, ara depolanması, gerekli olduğu durumda atıklar için

(18)

aktarma merkezleri oluşturulması, atıkların taşınması, geri kazanılması, bertarafı, geri kazanım ve bertaraf tesislerinin işletilmesi ile kapatma, kapatma sonrası bakım, izleme-kontrol süreçlerini içeren bir yönetim biçimidir (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2008).

Günümüzde tüm dünyada, atık yönetimi hizmetlerinin daha kaliteli, etkin, sürdürülebilir ve karşılanabilir maliyetlerde planlanıp yürütülebilmesi için atıkların “entegre” yaklaşım ile yönetimi esas alınmıştır. Entegre katı atık yönetimi; belli bir atık yönetimi amacı ve hedefine yönelik olarak gerekli uygun yöntem, teknoloji ve yönetim programlarının seçilmesi ve uygulanması olarak tanımlanabilir (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2010).

Entegre atık yönetiminde amaç ve hedef; atık alımları, atık azaltımı, kaynağında ayrışım, atık toplama, geri dönüşüm, geri kazanım, tekrar kullanım, arıtma, depolama ve bertaraf yöntemlerinin, çevresel fayda, ekonomik optimizasyon ve sosyal kabul edilebilirlik hedeflerine ulaşmak üzere bütüncül anlayışla birleştirilmesidir. Entegre atık yönetimi sisteminin uygulanabilir olması için, yönetimin hedefleri belirlenmiş ve en uygun biçimde planlanmış olması gerekir. Entegre atık yönetiminde; yerel, bölgesel, ulusal-uluslararası ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri, mevcut durumları ele alınır ve planlama yapılır (Sayar, 2012).

Bu entegre atık yönetimi, kullanılmayacak organik-inorganik katı atığın miktarının ve hacminin düşmesine sebep olup, depolama sahalarının ömrünü uzatmıştır. Verimli ve entegre bir atık yönetim sistemi aşağıdaki özellikleri taşıması gereklidir.

Bütüncül bir sistem olmalıdır: Entegre atık yönetimi bir yerleşim merkezinde oluşan

atığın bileşimini oluşturan bütün maddeleri ve üretim kaynaklarını ihtiva edecek şekilde planlanmalıdır.

Ekonomik değer oluşturabilmelidir: Katı atık sisteminden sağlanabilecek ekonomik

değerler, geri kazanılabilir malzeme, kompost ve elde edilebilecek biyogaz (düzenli depolama ve anaerobik kompost) ve benzeri kaynaklı girdilerdir. Bunlardan temin edilecek gelir, piyasa şartları ve yapılacak yatırımın maliyeti ile yakından ilgilidir. Bu sebeple planlama aşamasında ekonomik analizin çok iyi yapılması gereklidir.

Esnek olmalıdır: Entegre atık yönetim sistemi, çevresel, mekânsal ve atık özelliklerinde

zamana bağlı olarak meydana gelebilecek çeşitli değişikliklere uyum sağlayabilecek esneklikte olmalıdır.

(19)

Bölgesel planlama yapılmalıdır: Planlamanın verimli olması, toplanacak atık miktarına

bağlıdır. Atık oluşum miktarı ise öncelikle nüfusa bağlıdır. Bu sebeple Büyükşehirler dışındaki yerleşim alanlarında bölgesel planlamalar yapılmalıdır. Bazı araştırmacılar entegre bir yönetime bağlı nüfusun 500.000 kişiden az olmamasını tavsiye etmektedir.

Ulusal çevre sektörü oluşmalıdır: Yukarıda açıklanan süreç ile eş zamanlı olarak,

mahalli idareler, kamu ve özel sektörün tüm birikimlerinin sinerjisiyle, geometrik büyüyen dinamik bir çevre sektörü oluşturulmalıdır. Çevre koruma konusunda her türlü makine ekipman, mühendislik-müşavirlik ve taahhüt hizmetlerinin kurumsallaşması önem arz etmektedir. Bu meyanda orta vadede uluslararası ölçekte bir açılım beklenmektedir (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2008).

Günümüz entegre atık yönetimi için Sekil 2.1’de de gösterilen başlıca 6 esas stratejinin uygulanması öngörülmektedir.

Şekil 2.1. Atık yönetimi piramidi (Sayar,2012)

2.1.2.1. Atık Yönetimi Basamakları

Uygulanabilir ve verimli bir atık yönetimi için aşağıdaki adımların uygulanması gerekir.

Yetki ve Sorumlulukların Belirlenmesi: Atığa ait işlemlerin tek elden ve sorunsuzca

yürütülebilmesi için ilk adım olarak bu konuda bir sorumlu belirlenmeli ve bu kişi tarafından yeterli sayıda personelden oluşan bir çevre birimi oluşturulmalıdır. Sorumlu

(20)

tarafından atık toplamakla görevli personeller, atık geçici depolama alanı sorumlusu gibi diğer görev paylaşımları da yapılmalıdır.

Atığın Tanımlanması: Tesiste ortaya çıkan tüm atıklar ilk önce tanımlanmalı ve

kaynakları belirlenmelidir. İlk olarak belediye tarafından alınan evsel nitelikli katı atıklar, ambalaj atıkları ve endüstriyel nitelikli atıklar (tehlikeli atıklar, atık yağlar, diğer tehlikeli atıklar ile kontamine atıklar) belirlenmelidir. Bunların oluşum sıklığı ve miktarları tespit edilmelidir. Bu atıkların hangi mevzuata tabi olduğu, nasıl toplanması, taşınması, geçici depolanması gerektiği, maksimum depolama süresi gibi hususlar belirlenmelidir.

Kaynağında Ayrı Toplama: Tüm atıkların kaynağında ayrı toplanması için bu atıkların

oluştuğu yerlere yeterli büyüklükte ve sayıda atığın türüne ve niteliğine uygun konteynırlar konulmalıdır. Tehlikeli atıklar için kapalı konteynırlar kullanılmalıdır. Her bir konteynır üzerine, içerisine atılacak atığın türünü belirten bilgi ve uyarı etiketleri yazılmalıdır. Eğer mümkünse farklı atıklar için farklı renklerde konteynırlar da kullanılabilir. Bu şekilde bir uyulama atıkların kaynağına ayrı toplanmasındaki başarıyı yükseltecektir.

Personel Eğitimi: Gerek atık yönetiminden sorumlu ekibe, gerekse tüm personele atık

yönetimi konusunda eğitim/bilgi verilmeli, herkesin üzerine düşen vazifeler bildirilmeli ve atıkların ayrı toplanması konusunda herkesin hassasiyet göstermesi hususları hatırlatılmalıdır.

Geçici Atık Depolama Sahası Kurulması: Kaynağında farklı konteynırlarla ayrı olarak

toplanan atıkların tesis içerisinde güvenli ve mevzuata uygun şekilde geçici depolanması için bir “Geçici Atık Depolama Alanı” kurulmalıdır. Tehlikeli atıklar, ambalaj atıkları ve evsel atıklar için farklı depolama sahaları kurulabilir. Tehlikeli atıkların geçici depolanacağı alan; tesis sahası içerisinde, sızdırmaz beton zeminli, üzeri kapalı, dökülme ve sızıntılara karşı önlem alınmış, farklı atıklar için farklı bölümler oluşturulmuş ve farklı atıkların bu bölümlerde ayrı olarak uygun şekilde (gerektiğinde konteynır içerisinde) depolanacağı bir alan olmalıdır. Bu alandaki bölümlerde depolanan atıkların isimleri yazılır. Bölümlere ve atık depolanması için eğer konteynır kullanılıyorsa konteynır üzerine atığın kodu, depolama tarihi gibi bilgiler yazılır. Bu bölüme yetkisiz kişilerin girişlerine karşı önlem alınır. Ayrıca bu sahada yangına ve acil

(21)

durumlara karşı tedbir alınır. Aynı şekilde ambalaj atıkları ve evsel atıklar için kullanılan alanda yağmur, rüzgar gibi etkenlerle atıkların etrafa dağılmasına karşı önlem alınır.

Atıkların Taşınması: Atığın üretildikten sonra, kaynağında ayırma işlemleri ve

biriktirme ekipmanları yardımı ile biriktirilmesi sonucunda cinsine göre uygun bertaraf ya da geri kazanım tesislerine gönderilmesi için atıkların taşınması gerekmektedir. Taşınacak atıkların türleri belli olduktan sonra ilgili yönetmeliğine uygun olarak, uygun taşıma araçları ile ilgili tesislere gönderilmesi gerekmektedir. Günümüzde bazı atıklar kendi yönetmeliklerinde atıkların nasıl taşınacağı, ne tip araçlar kullanılacağı ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.

Ön İşlem: Ambalaj atıkları, tehlikeli atık ile kontamine olmuş ambalajlar (mesela boya

tenekeleri) depolanırken ve taşınması esnasında daha az yer kaplaması için mümkünse sıkıştırılmalıdır. Sulu atıklar ise mümkün olduğunca susuzlaştırılmalıdır. Bu önlemler ağırlık ve maliyet açısından firmaya önemli ekonomik avantaj sağlamaktadır.

Atık Bertarafı/Geri Kazanıma Gönderilmesi: Geçici depolama alanındaki atıkların

bertaraf/geri kazanımı için araştırma yapılmalı bu konuda lisanslı tesislerle görüşme yapılarak atığı alacak yetkili tesis seçilmelidir.

Kayıtların Tutulması: Yapılan tüm işlemlere ait kayıtların düzenli olarak tutulması

gerekir. Bu da atık beyan formlarının düzenlenmesinde, atık yönetim planlarının hazırlanmasında ve olası revizyonlarda kolaylık sağlar (www.cevreonline.com,[Ziyaret Tarihi:02.12.2013]).

2.1.3. Türkiye’de Atık Yönetimi

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de katı atıklar, hem insan ve çevre sağlığı hem de ekonomik açıdan önemli bir yere sahiptir. Kentsel alanlarda çevre sağlığının korunması noktasında düzenli bir şekilde toplanması, taşınması, depolanması ve bertaraf edilmesi gereken katı atıkların, büyük sorunlara yol açmadan ortadan kaldırılması için planlı olarak yürütülen bir katı atık yönetimine ihtiyaç duyulmaktadır (Bozkurt ve Yılmaz, 2010).

(22)

Atık yönetimi, ülkemizde 1930’lu yıllardan itibaren yasal düzenlemelere konu olmuş ve temel uygulayıcı kuruluşlar olarak belediyeler görevlendirilmiştir. Başlangıçta Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğunda olan ulusal düzeyde politika belirleme ve uygulamayı yönlendirme görevi, günümüzde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yerine getirilmektedir. Ancak bu alandaki yetki ve sorumlulukların çok sayıda kurum ve kuruluş arasında paylaştırıldığı; bunun da, çevreye ilişkin standart, ilke ve politikaların belirlenmesi, uygulamanın yönlendirilmesi, aykırı davranışların izlenmesi ve cezalandırılması gibi alanlarda yetki ve görev örtüşmelerine yol açtığı bilinmektedir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) 2004 yılı verilerine göre ülkemizde belediyelerce toplanmakta olan yıllık atık miktarı 34 milyon ton olup, kişi başına ortalama 1,34 kg atık üretilmektedir. İmalat sanayi tarafından üretilen ve büyük çoğunluğu yeniden değerlendirilen atık miktarı da 2004 yılı için 17,5 milyon ton olup, toplamda kişi başına atık üretimi günde 2 kilogramı bulmaktadır. Evsel nitelikli atıklar genellikle herhangi bir işleme tabi tutulmadan doğrudan atık depolama alanlarına dökülmektedir. Ülkemizde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre sadece 16 adet düzenli depolama alanı mevcut olup, atıkların %34’ü bu alanlara, %66’sı ise vahşi depolama şeklinde orman, göl, nehir ve denizlere ya da açık araziye dökülmektedir. Yine TÜİK’in 2004 yılı verilerine göre yılda üretilen yaklaşık 2 milyon ton tehlikeli atığın ise ancak 100 bin tonu (%5’i) ülkemizin tek tehlikeli atık bertaraf tesisi olan İzmit Atık Yakma ve Depolama Anonim Şirketi (İZAYDAŞ) tarafından yakılmakta ya da sağlıklı bir şekilde depolanmaktadır. Tehlikeli atıkların %40’ının endüstriye geri kazandırıldığı hesaba katıldığında, geriye kalan yarısından fazlasının ya evsel atıklarla birlikte depolama alanlarına boşaltıldığı ya da çevre ve insan sağlığı üzerinde büyük tehditler oluşturacak şekilde doğrudan tabiata bırakıldığı ortaya çıkmaktadır (T.C. Sayıştay Bakanlığı, 2007).

Başta Anayasamız olmak üzere, birçok yasada çevrenin korunması ve geliştirilmesine yönelik çok sayıda düzenleme yer almakta ve bu düzenlemelerin sayısı, çevrenin artan önemine paralel olarak gün geçtikçe artmaktadır. Atık yönetimine ilişkin düzenlemeler de çevre mevzuatımızın en kapsamlı alanlarından birini teşkil etmektedir.

Ülkemizde atık yönetimi ile ilgili yasal düzenlemelerin başlangıcı çok eski tarihlere kadar gitmektedir. 1930 yılında yürürlüğe giren 1580 sayılı Belediye Kanunu ile 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu, atıkların toplanması, depolanması, halk sağlığının korunması için gerekli önlemlerin alınması vb. hususlara ilişkin düzenlemeler içermektedir. Bu tarihten itibaren gerçekleştirilen diğer yasal düzenlemelerde de atık

(23)

yönetimine ilişkin doğrudan ya da çevre ve insan sağlığının korunması bağlamında dolaylı hükümler yer almıştır. 1982 Anayasası çevre korumaya yönelik hedefler koymuş; 56. maddesinde, “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” hükmüne yer verilmiştir.

Bir çerçeve yasa niteliğindeki 11.08.1983 tarih ve 2872 sayılı Çevre Kanunu çevrenin korunması konusunda ilke ve kurallar getirmekte, yetkili ve sorumlu kurum ve kuruluşları tanımlamakta, uygulamaya dönük prosesleri belirlemekte ve “kirleten öder” prensibi çerçevesinde ilgililerin yükümlülüklerini ve aykırı davranışlara uygulanacak cezaları belirlemektedir.

26.9.2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 30.3.2005 tarih ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, çevre kirliliğine yol açan atık uygulamaları için çeşitli cezai müeyyideler getirmektedir. Belediye yönetimine ilişkin yasalarda da, atık yönetimine ilişkin temel hükümlere yer verilmektedir. Ülkemizin taraf olduğu “Tehlikeli Atıkların Sınırlarötesi Taşınımının ve Bertarafının Kontrolüne İlişkin Basel Konvansiyonu” da atık yönetimine ilişkin hükümler içermektedir.

İkincil mevzuat düzeyinde ise, 1991 tarihli Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği ile atık yönetiminin genel çerçevesi ortaya konulmuştur. Yönetmelik, atık üretiminin mümkün olduğunca azaltılmasını, geri kazanılabilir atıkların kaynağında ayrıştırılmasını ve değerli atıkların tekrar ekonomiye kazandırılmasını, geri kazanımı olmayan atıkların da çevreye duyarlı yöntemlerle bertarafını öngörmektedir (T.C. Sayıştay Bakanlığı, 2007).

Uluslararası sözleşmelerden olan Basel sözleşmesi Avrupa Birliği Atık Mevzuatı ve Uyum Süreci Avrupa Birliğinin atık mevzuatının temelini Atık Direktifi (2006/12/EC) ve Tehlikeli Atık Direktifi (91/689/EC) oluşturmaktadır. Bunların dışındakiler bertaraf yöntemlerine ilişkin direktifler (99/31 Düzenli Depolama Direktifi ve 2000/76 Yakma Direktifi), özel atıkların yönetimine iliskin direktifler (Atık Yağların Bertarafına ilişkin Direktif (75/439/EC), PCB/PCT’lerin bertarafına ilişkin Direktif (96/59/EC), Kullanılmış Pil ve Akümülatörlere ilişkin Direktif (91/157/EEC ve 98/101/EC), Hurda Araçlara ilişkin Direktif (2000/53/EC), Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyalara ilişkin Direktif (2002/96/EC), Ambalaj ve Ambalaj Atığı Direktifi (94/62/EC) ve Atıkların Tasımına ilişkin Tüzük (1013/2006/EC) yer almaktadır (Sayar, 2012).

Bu yönetmelikle atıkların oluşumundan bertaraflarına kadar çevre ve insan sağlığına zarar vermeden yönetimlerinin sağlanmasına yönelik genel esasların belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda kirletme ve ithalat yasağı, atık yönetim

(24)

planların oluşturulması, lisans alma yükümlülüğü, mali sorumluluk sigortası yaptırılması, bertaraf maliyetlerinin karşılanması maddeleri yönetmeliğin belli başlı hükümlerini oluşturmakta olup, yönetmelik ekinde tehlikeli ve tehlikesiz atıkları belirleyen ve Avrupa Birliliği ile uyumlu atık listesi yer maktadır (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2008).

Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği (14.03.2005-R.G.25755)'inde tehlikeli atıkların

üretiminden nihai bertarafına kadar çevreyle uyumlu yönetiminin sağlanması amaçlanmaktadır. Tehlikeli atıkların toplanması, tesis içinde geçici depolanması, ara depolanması, taşınması, geri kazanılması, nihai bertarafı ile ithalat ve ihracatına ilişkin yasak sınırlama ve yükümlülükleri, alınacak önlemleri yapılacak denetimleri, tabi olunacak hukuki teknik sorumlulukları kapsamaktadır (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2008).

Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği (22.07.2005-R.G.25883) sağlık kuruluşlarının

faaliyetleri sonucu oluşan tıbbi atıklar ile bu atıkların üretildikleri yerlerde ayrı toplanması, geçici depolanması, taşınması ve bertaraf edilmesine ilişkin esasları kapsamaktadır (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2008).

Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği (24.08.2011-R.G.28035) evsel, endüstriyel,

ticari ve işyeri olmasına bakılmaksızın yurt içinde piyasaya sürülen plastik, metal, cam, kağıt-karton, kompozit ve benzeri malzemelerden yapılmış bütün ambalajları ve bu ambalajların atıklarını kapsamaktadır (AAKY, 2011).

Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği (30.07.2008-R.G.26952) atık yağların üretiminden

nihai bertarafına kadar çevreyle uyumlu yönetiminin sağlanmasıdır. Bu Yönetmelik, Ek-1’de belirtilen I., II. ve III. kategori atık yağların üretimi, geçici depolanması, toplanması, taşınması, işlenmesi, bertarafı, ithalat ve ihracatı ile transit geçişine ilişkin yasak, sınırlama ve yükümlülükleri, alınacak önlemleri, yapılacak denetimleri kapsar (AYKY, 2008).

Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği (31.08.2004-R.G.25569) pil ve

akümülatör ürünlerinin etiketlenmesi ve işaretlenmesi, üretilmesinde zararlı madde miktarının azaltılması, kullanıldıktan sonra atıklarının evsel ve diğer atıklardan ayrı olarak toplanması, taşınması, bertarafı ile ithalat, transit geçiş ve ihracatına ilişkin

(25)

yasak, sınırlama ve yükümlülükleri, alınacak önlemleri, yapılacak denetimleri, tabi olunacak sorumlulukları düzenlemektedir (APAKY, 2004).

Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği (19.04.2005-R.G.25791) bitkisel atık

yağların toplanması, geçici depolanması, taşınması, geri kazanılması, bertarafı, ticareti, ithalat ve ihracatı ile transit geçişine ilişkin yasak, sınırlama ve yükümlülükleri, alınacak önlemleri, yapılacak denetimleri, tabi olunacak hukuki ve cezai sorumlulukları düzenlemektedir (BAYKY, 2005).

Diğer Yönetmelikler;

 Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği(18.03.2004-R.G.25406)

 Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü Hakkında Yönetmelik (25.11.2006-R.G.26357)

 Ömrünü Tamamlamış Araçların Kontrolü Hakkında Yönetmelik (30.12.2009-R.G.27448)

 Polikarbonlu bifenil ve Polikarbonlu Terfenillerin Kontrolü Hakkında Yönetmelik(27.12.2007-R.G.26739)

 Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği (22.05.2012-R.G.28300)

2.1.4. Katı Atıkların Geri Kazanımı ve Bertaraf Yöntemleri

Katı atıkların çevre ile uyumlu bir yapıya dönüştürülmesi; bir başka deyişle, dengeli bir ürüne dönüştürülerek doğada tekrar kullanılması entegre atık yönetiminin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, dünyanın birçok mega kentinde her gün yüz binlerce ton organik kökenli kentsel atık oluşmakta ve bu atıklar entegre bir atık yönetim sistemi ile geri kazanım, düzenli depolama, vahşi depolama, yakma, oksijensiz çürütme ve komposta dönüştürülerek ikincil hammadde, enerji, başta tarım ve orman alanlarının iyileştirilmesi olmak üzere çok yönlü amaçlar için bu katı atıklar tekrardan kullanılmaktadır. Katı atıkları atıl bir şekilde bırakmak yerine bu atıklardan enerji, ikincil hammadde üretilmekte ve en önemlisi çevre kirliliğinin büyük oranda düşmesi sağlanmaktadır. Ekonomik olarak büyük bir geri kazanç sağlayan bu katı atıkları uygun bertaraf ve geri kazanım yöntemi seçerek çevremizden

(26)

uzaklaştırmamız gerekmektedir. Günümüzde katı atıkların birçok geri kazanım ve bertaraf yöntemi mevcuttur.

2.1.4.1. Kaynakta Azaltma ve Geri Kazanım

Bu yöntemde amaçlanan atık oluşumunu engellemek, oluşan atıkların tekrar kullanımını, geri dönüşüm ve geri kazanımını sağlamaktır. Geri kazanılabilir atıkların hacimlerinin büyük olması düzenli depolama sahalarında fazla yer kaplamalarına sebep olmaktadır. Bu nedenle malzeme tüketimini azaltmak, değerlendirilebilir nitelikli atıkları geri dönüştürmek sureti ile doğal kaynaklarımızı verimli kullanmak gerekir.

Geri dönüşümün uygulanması ile çöplere giden atık miktarında azalma sağlanarak bu atıkların taşınması ve depolanması işlemleri için daha az miktarda alan ve daha az enerji kullanılmış olur. Evsel atıklar için bu azalma ağırlık olarak fazla olmamakla birlikte hacimsel olarak bakıldığında oldukça önemli bir oran teşkil etmektedir. Hammaddenin azalması ve doğal kaynakların hızla tükenmesi sonucunda ekonomik problemler ortaya çıkabilecek ve bu noktada geri dönüşüm ekonomi üzerinde olumlu etki yapacaktır. Yeni iş imkanları sağlayacak ve gelecek kuşaklara doğal kaynaklardan yararlanma olanağı sağlayacaktır.

Atıkların geri kazanım süreci, ürünlerin tüketildiği anda başlar. Toplam katı atık içindeki değerlendirilebilir bileşenler, hangi amaçla ve yöntemle geri kazanılacak olursa olsun, atıkların düzenli ve ekonomik bir biçimde, belli bir yerde toplanması gerekir. Bu da çok iyi ve detaylı planlamayı gerektiren karmaşık bir sistemdir. Geri kazanılabilir atıkların toplanmasında iki temel yöntem kullanılabilir

 Tüketiciye getirtmeye yönelik sistemler

 Tüketiciden almaya yönelik sistemler

Tüketiciye getirtme yöntemi, toplayıcı açısından pasif bir yöntemdir ve ağırlıklı olarak tüketicinin etkinliğine dayanır. Bireyler atıklarını belirli bir uzaklığı kat ederek toplama kumbaralarına ya da ayırma/işleme merkezlerine getirirler. Tüketiciler bu eylemi gönüllü olarak veya menfaat karşılığı yapabilirler. Depozito ile geri toplamada getirme yöntemlerinden biridir. Getirme yöntemleri temelde özendirici veya zorlayıcı olabilmektedir.

Toplayıcı organizasyon açısından aktif bir işlem olan alma yönteminin belirleyici özelliği, bu iş için tahsis edilmiş özel araçlar ve personeli gerektirmesidir.

(27)

Bunun için özel üretilmiş kaplarda, tüketici tarafından ayrı olarak biriktirilmiş geri kazanılacak atıkların evlerden veya kaldırımlardan toplanması ve toplama merkezlerine taşınması prensibine dayanır. Evsel katı atıkla birlikte ve karışık olarak alınan geri kazanılabilme potansiyeline sahip atıklar, nihai bertarafından önce ayıklanarak içinden değerli bileşenlerin geri kazanılması da yeterince gelişmemiş bir aktif yöntem olarak düşünülebilir. Her iki yöntemle de toplanacak maddelerin seçimi, bölgedeki mevcut geri kazanma alt yapısının özelliklerine bağlıdır. Toplama üç değişik şekilde yapılabilir:

 Tüm geri kazanılabilir maddelerin birlikte toplanması

 Hammadde türü bazında tek tek toplama

 Seçilmiş belli sayıda geri kazanılabilir atığı birlikte toplamak

Tüketiciler açısından bu seçenekler yukarıdan aşağıya doğru zorlaşmakta, bu durumun da katılımı ve başarıyı olumsuz etkileyeceği görülmektedir. Belirleyici olan, bu seçeneklerin hangi toplama yöntemi ile kullanıldıklarıdır. Geri toplamanın planlanmasında göz önüne alınması gereken yerel faktörlerin bazıları aşağıda çıkarılmıştır;

 Kapıdan kapıya toplama araçları için ulaşım kolaylığı, kumbara ve satın alma ünitelerini yerleştirme olanakları

 Tüketici alışkanlıkları

 Önceden var olan toplama ve değerlendirme yöntemleri, kapasiteler, bunların sisteme entegre edilebilirlikleri ve uygulamada karşılaştıkları sorunlar

 Kişi başına düşen katı atık miktarı

2.1.4.2. Yakma

Toplanan katı atıkların hacminin azaltılması için özel tesislerde yakılması işlemidir. Bu yöntem hacim ve ağırlık küçültme oranının yüksek olması nedeniyle depolama sıkıntısı çekildiği durumlarda, hastane atıklarında olduğu gibi son ürünün stabilize edilmesinin gerekli olduğu hallerde ve ısıl değeri yüksek katı atıklardan enerji üretiminin söz konusu olduğu durumlarda kullanılır. Yakma ile çöpleri stabil hale getirerek hacimlerini % 70 – 80 oranında azaltmak mümkündür. (Akçay Han, 2008).

(28)

Evsel katı atık yönetiminde, yakma tek yöntem olarak kullanılmamalı, öncelikle başka değerlendirme yöntemlerine başvurulmalıdır. Birçok atık fraksiyonu, niteliklerinden dolayı yakma için elverişli değildir. Yakma teknolojisi, düzenli depolama gibi nihai bertaraf yöntemi olmayıp, kalorifik (ısıl) değeri yüksek olan atıklar için bir değerlendirme yöntemidir. Bu nedenle yakma prosesi sonucunda kalan artıklar tehlikesiz (evsel) ve/veya inert özellik taşıyorsa, bunların taşıdıkları özelliklere uygun olan düzenli depolama alanlarında bertarafları gerekir. Atığın cinsine göre, yakılan atıkların tehlikeli ve/veya tıbbi atık olmaları durumunda yakma sonunda ortaya çıkan artıklar tehlikeli atık olarak bertaraf edilmek zorundadır. Katı atıkların yakılmasıyla düzenli depolamaya gidecek atıkların miktarı önemli mertebede azalmaktadır. Böylelikle atıkların nihai bertarafı için gerekli alan ihtiyacı da azalır. Bu yöntem özellikle, düzenli depolama alanı kurmak için uygun alanı bulunmayan ülkelerde tercih edilmektedir. Bu yöntem özellikle kompostlaştırılması ve geri dönüşümü mümkün olmayan atıklar için kullanılmaktadır.

Evsel atıkların yakma teknolojisi ile bertarafı ABD ve Avrupa ülkelerinde, özellikle Japonya gibi gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Avrupa Birliği (AB) uyum sürecinde yapılan yasal düzenlemeler ile atık yönetiminde yeni bir dönem açılmış, uygulanan mevcut bertaraf yöntemlerinin yanı sıra alternatif bertaraf yöntemlerinin yaygınlaştırılması ülkemiz için kaçınılmaz olmuştur. 2005 yılında Çevre ve Ormanlığı Bakanlığı tarafından, “Yüksek Maliyetli Çevre Yatırımları Planlaması Projesi Katı Atık Sektörü AB Direktifleri ile Uyumlu Ulusal Master Planı (EHCIP)” çalışması yapılmıştır. Çalışma raporunda, Türkiye’de, AB Düzenli Depolama Direktifi 2020 yılı hedeflerinin sağlanabilmesi için Büyükşehirlerde kompost (~%20-30) ve termal dönüştürme (~%70-80) sistemlerinin uygulanması öngörülmüştür (Battal, 2011).

2.1.4.3. Piroliz ve Gazifikasyon

Piroliz biyokütleden gaz elde etmek için kullanılan en eski ve basit bir yöntem olup oksijensiz ortamda odunun 900oC’ye kadar ısıtılması ile oluşan kimyasal ve fiziksel olaylar dizisi olarak tanımlanır. Piroliz sonucu, gazlar katran, organik bileşikler, su ve odun kömürü gibi maddeler elde edilir. Isıl değeri yüksek metan ve hidrojen, elde edilen gazlar asında yer alırken oluşan organik maddelerle petrolden çıkarılanlara

(29)

benzer olarak petro-kimyasal adı verilir. Biyokütleyi çeşitli yakıtlara çevirmek için kullanılan en iyi yöntemlerdendir.

Gazlaştırma, karbon içeren biyokütle gibi katıların yüksek sıcaklıkta bozunması ile yanabilir gaz elde etme işlemidir. Bu işlem sırasında denetimli bir şekilde yakıt hücresine verilen hava ile biyokütle yakılır ve çıkan ürünler arasında hidrojen, metan gibi yanabilir gazların yanı sıra karbon monoksit ve azot gibi gazlar da bulunur. Gazlaştırmanın çevreye ciddi bir zararı yoktur (Akçay Han, 2008).

2.1.4.4. KompostlaĢtırma

Katı atıkların %65’lik kısmını oluşturan organik maddelerin mikroorganizmalar tarafından dekompoze edilerek, biyokimyasal süreçten geçip stabilize olmuş humusa benzer bir maddeye dönüşmesidir. Kompostlaştırmayla bertaraf edecek atık miktarı azalır ve tarımda kullanılmak üzere değerlendirilir. Gıda ve toprak artıkları gibi organik maddelerin biyolojik bozulmasını kontrol altına alan bir yöntemdir. Bu yöntemin; toprağa besleyici maddeler kazandırması, yararlı toprak organizmalarını artırması, depolama alanları dışındaki organik atıkların geri kazanılması, belirli bitkisel hastalıkları önlemesi, gübre ve pestisitlere olan ihtiyacı azaltması, toprak erozyonunu engellemesi, kirlilik problemine çözüm getirmesi ve doğal kaynakları koruması gibi birçok yararı söz konusudur (Bozkurt ve Yılmaz, 2010).

Kompostlaştırma, organik maddelerin kontrollü çevresel şartlar altında biyolojik olarak ayrıştırılması ve stabilizasyonu prosesidir. Doğal bir proses olan kompost, organik maddenin bozunması ile oluşmaktadır. Kompostlaştırma sürecinde, organik madde, stabil organik kütle oluşuncaya kadar önce hızlı, daha sonra yavaş bir hızla ayrışır. İkinci kademe sonrasında yavaş ayrışan organik maddeler stabilize olur ve olgunlaşırlar. Kompost olgunluğu, kompostun arazide ıslah edici olarak kullanılabilirliğini belirleyen önemli bir parametredir. Kompostlaştırma, uygun madde karışımı ile yığın teşkilinden hemen sonra başlar. Hammaddeler ilk karıştırıldığında prosesin başlaması için yeterli hava sağlanmış olur. Sonrasında, mikrobiyal faaliyetlerle oksijen harcanır ve gözenek boşluklarından kullanılmış (fermantasyon ürünü) CO2’yi

içeren hava dışarı verilir. Havalanma pasif hava değişimiyle ya da hava üfleme aletleri (blower ve fan gibi) kullanılarak basınçlı havalandırmayla sağlanır.

Aerobik kompostlaştırma sistemlerinde prosesin işleyişini etkileyen en önemli parametrelerden birisi de havadır. Teorik olarak anaerobik şartların oluşumunu

(30)

engellemek ve sıcaklığı kontrol altında tutabilmek için atığa hacimce % 12-20 arasında olacak şekilde hava vermek gerekir. C/N oranı kompost ürünün olgun ve stabil bir hal alıp almadığını gösterir önemli bir parametredir. Bu oran nihai üründe 10-20 arasında olması istenirken, hammadde de 25-35 arasında bir değere sahip olması beklenir (Yıldız ve ark., 2009).

2.1.4.5. Depolama

Vahşi Depolama: Atıkların araziye rasgele boşaltılmasıdır. Ülkemizde yaygın

olarak kullanılan bu yöntem birçok probleme yol açmaktadır. Sahaya gelişigüzel boşaltılan katı atıkların organik kısmı mikroorganizmalar tarafından ayrıştırılır, bu işlemin sonucunda metan ve karbondioksitten oluşan depo gazı meydana gelir ve olursa bu gaz tehlike arz etmektedir. Ayrıca sızıntı suyunun kontrolsüz şekilde toprağa karışması yeraltı sularının kirlenmesine neden olur. Yetersiz çevre bilinci sebebiyle bir sorun yaratmayacağı düşünülerek katı atıkların gözlerden uzak yerlere dökülerek oluşturulduğu vahşi depolama alanları, bugün gerek insan sağlığını gerekse de çevreyi ciddi anlamda tehdit etmektedir. Vahşi depolama alanlarının neden olduğu olumsuzlukların giderilmesi için bu alanların kontrol altına alınarak ıslah edilmeleri şarttır. Vahşi depolama alanlarının ıslah edilmeleri ile;

a) Depo gövdesinden yer altı ve yüzeysel su kaynaklarına geçen sızıntı sularının zararlı etkilerinin en aza indirmesi,

b) Depo gövdesinde biriken depo gazının meydana getirdiği patlama, yangın ve diğer ciddi çevresel risklerin önüne geçilmesi,

c) Estetiği bozan görüntü kirliliğinin ortadan kaldırılması,

d) Vahşi depolama alanlarında gelir elde edilmesi amacıyla çalışan, barınan kişilerin sağlık riskleri ile karşı karşıya gelmesinin önüne geçilmesi,

e) Vahşi depolama alanlarında üreyen haşerelerin kontrolünün sağlanması,

f) Alandan çevreye yayılan toz ve kokunun kontrol altına alınması, mümkün olacaktır (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2009).

Düzenli Depolama: Katı atıkların bertarafı için değişik teknolojiler (yakma,

kompost vb.) kullanılsa da, sonuçta bir miktar atığın nihaî olarak depolanması gerekmektedir. Gerek bu şekildeki ve gerekse diğer atıkların nihaî bertarafı amacıyla düzenli depolama alanları hazırlanmakta ve kullanılmaktadır. Yeterli büyüklükte ve

(31)

uygun alanlar bulunduğu durumlarda kullanılan düzenli depolama yönteminde, çevreye olan olumsuz etkiler en aza indirilirken, atıkların kontrol altında ayrışarak inert ve kararlı maddelere dönüşümü sağlanır. Evsel katı atıkların bertarafında en ekonomik ve en basit yöntem düzenli depolamadır (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2009).

Ülkemizde 2007 yılı Mayıs ayı itibariyle 21 adet düzenli depolama sahası bulunmakta olup, 260 belediyeye hizmet vermektedir. Yeni düzenli depolama sahalarının açılması ve düzensiz depolama sahalarının rehabilite edilmesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle 27 adet düzenli depolama sahasının inşaat çalışmalarına başlanmış olup söz konusu sahalar yaklaşık 350 belediyeye hizmet edecektir ve 34.000.000 kişinin atığı düzenli toplanacaktır (Akçay Han, 2008).

Katı atık depo sahalarında çevre kirliliği açısından en önemli problem sızıntı suyudur. Katı atıkların muhtevasından kaynaklanan çok sayıda kirletici parametreyi ihtiva eden sızıntı suyu, katı atıkların içinden süzülerek birtakım fiziksel, kimyasal ve biyolojik olaylara maruz kalma sonucu oluşur. Önlem alınmadığı takdirde yer altı ve yer üstü su kaynaklarını kirletmekte olan sızıntı suyunun bu olumsuz etkisini önlemek için, depo sahasının taban ve tavanı depolama bitirildikten sonra geçirimsiz hale getirilir. Düzenli depo alanlarında baş edilmesi en zor olan kısım ise sızıntı sularının bertarafıdır. Bu sızıntı suları kirlilik yükü bakımından yüksek organik madde içermektedir. Arıtımı oldukça güç olan bu sızıntı sularının yer altı sularını kirletmemesi için düzenli depo sahalarının taban kısmı yukarıda bahsedilen sızdırmaz katmanlarla yapılması gerekmektedir. Sızıntı sularının düzenli depo sahaları tabanlarına döşenecek sızıntı suyu drenaj boruları ile arıtma tesisine taşınması gerekmektedir (Balahorli ve Yıldız, 2009).

2.2. Ambalaj ÇeĢitleri

Ambalajlar kullanım amaçları ve malzeme cinslerine göre ikiye ayrılmaktadır. Kullanım amaçlarına göre ambalajlar ve malzeme cinslerine göre ambalajlar da kendi aralarında farklılık gösterebilmektedir.

2.2.1. Kullanım Amaçlarına Göre Ambalajlar

Birincil Ambalaj(Satış Ambalajı): Satın alma noktasında, nihai kullanıcı veya tüketici

(32)

İkincil Ambalaj: Birden fazla sayıda satış ambalajını bir arada tutacak şekilde

tasarlanmış, üründen ayrıldığında ürünün herhangi bir özelliğinin değişmesine neden olamayan ambalajlardır. Örneğin; dış koliler, streç polietilen filmler.

Üçüncül Ambalaj(Nakliye Ambalajı): Belirli sayıda satış ambalajlarının veya ikincil

ambalajların taşıma ve depolama işlemleri sırasında zarar görmesini önlemek, ürünün üreticiden satıcıya nakliyesi sırasında taşınmasını kolaylaştırmak ve depolama işlemlerini sağlamak amacıyla karayolu, demiryolu, deniz yolu ve hava yolu taşımasında kullanılan konteynırlar hariç kullanılan ambalajlardır (AAKY, 2011).

2.2.2. Malzeme Cinsine Göre Ambalajlar

2.2.2.1. Kağıt/Karton Ambalajlar

İlk ticari kağıt kutular 1844 yılında İngiltere’nin Bristol eyaletinde üretilmiştir.1852 yılında ise kağıt ambalaj üretimi çağ atlamış ve Fracois Wolle ambalaj makinesini icat etmiştir. İlk ticari mukavva kutular ise Çin’in oluklu mukavvayı buluşundan iki yüz sene sonra 1817 yılında İngiltere’de üretildi. Oluklu mukavvalar 1850’de bulundu ve 1900’lü yıllarda deniz yoluyla yapılan ticari malların taşınmasında kullanılmaya başlamıştır (Hook ve Heimlich, 2007).

Karton esaslı ambalaj malzemelerinin ana hammaddesi kâğıttır. Günümüzde üretilen kâğıtlar arasında ambalaj kâğıdı olarak çok çeşitli üretim yapılmaktadır. Kâğıt ve karton ambalajlar en ekonomik ambalaj çeşitlerindendir. Daha az hammadde kullanarak daha dayanıklı ancak ince, hafif, ekonomik karton üretimi yapılmaktadır. Kâğıt ve karton ambalajın üretim kolaylığı ve ekonomikliği bakımından tercih edilen bir ambalaj türüdür.

Bunun yanı sıra kâğıt ve karton ambalajın tek başına sertlik, patlama, koruma, nem ve su bariyer değerlerinin yeterli olmadığı durumlar için, içine koyulacak ürünlerin özelliklerine göre bu ambalajlar çeşitli işlemlere tabii tutulur. Bir başka iç ambalaj ile desteklenerek kullanılan karton emprenye ya da lamine edilebilir. Yeni tasarımlar karton ambalajların kullanım alanları da artmıştır. İki kâğıdın arasına oluklu şekli verilmiş bir diğer kağıt ile desteklenmesi ile üretilen oluklu mukavvalarda bir çok kullanım alanlarında ahşap ambalajların alternatifi olmaya başlamışlardır.

Kağıt esaslı ambalaj ürünlerinin ana hammaddesi genel olarak birincil esmer odun selülozu veya ikincil atık kağıt elyaflarıdır. Selüloz odun veya yıllık bitkilerden

(33)

kimyasal veya mekaniksel yollarla elde edilirler. Günümüzde ambalaj sektöründe kullanılan kağıt türleri;

 Kraft liner kağıtları

 Test liner kağıtları (Esmer veya beyaz)

 Saman fluting kağıtları

 Şrenz fluting kağıtları

 Nssc fluting kağıtları

 Kroma kartonlar (Kuşeli-Kuşesiz)

 Bristol kartonlar (Kuşeli-Kuşesiz)

 Gri kartonlar

 Kraft torba-klupaklı kağıtlardır (Akçay Han, 2008).

2.2.2.2. Plastik Ambalajlar

Plastik ambalaj petrol rafinelerinden çıkan çeşitli ürünlerin petrokimya tesislerinde işlenmesi ile elde edilir. Dünyada üretilen toplam petrolün sadece % 4'ü plastik üretimi için kullanılmaktadır. Plastik üretiminde kullanılan bu %4 oranının ise sadece %3'ü plastik ambalaj üretiminde kullanılmaktadır. Plastikler hem daha az malzeme ile daha çok ambalaj üretilebileceği için, hem de şekil verme kolaylığından dolayı sektörde daha da tercih edilebilir bir hale gelmiştir.

Plastiklerin ambalaj uygulamalarında kullanılmaya II. Dünya Savaşı'ndan sonra başlanmıştır.1950'li yıllarda yaygın olarak kullanılmaya başlayan plastik ambalajlar 1970'den günümüze gelinen dönemde ise artarak ivme kazanmıştır.

Polietilentertalat(PET) Ambalaj: PET ambalaj genellikle su, meşrubat ve yağ

şişelerinin ambalajlanmasında kullanılır. Hafif ve dayanıklı olması nedeniyle kullanım alanı giderek genişlemektedir. Dünyada üretilen petrolün %4 kadarı plastik üretiminde kullanılmaktadır ve bunun yaklaşık 5,75 milyon tonunu PET ambalaj oluşturmaktadır. Ülkemizde ise bu değer yıllık 100 bin ton civarındadır (Bilici, 2012).

Günümüzde laminasyon teknolojisinin gelişmesi ile bazı gıda maddelerinin ambalajlamasında kullanılan PET ambalaj tek başına değil de bazen kompozit olarak farklı plastiklerle beraber lamine edildiği zaman kullanılabilmektedir. Örneğin hazır çorba ambalajları, sterlize edilmiş hazır gıdaların ambalajlamasında

(34)

kullanılabilmektedir. PET ile lamine edilen bu ambalajlar ısı dayanımı açısından yüksek mukavemet göstermektedir. 120 0C’ye kadar dayanıklılık göstermektedir.

Polivinil Klorür(PVC) Ambalaj: Sert ve esnek olarak iki tür PVC malzemesi vardır.

Bitkisel yağlar ve şampuan şişeleri, çamaşır suyu ve şeffaf sıvı deterjan kapları, sıvı motor yağı şişeleri, yapay deriler, pencere temizleme ürünleri, taze et kapları, ketçap şişeleri, yumuşak oyuncaklar, elektriksel yalıtımlar, çatı malzemeleri, borular ve pencere çerçevesi malzemeleri PVC'den yapılmaktadır.

Polivinil klorür ilk olarak 19. yüzyılda iki farklı halde, 1835'te Henri Victor Regnault ve 1872'de Eugen Baumann tarafından kaza eseri keşfedilmiştir. 20. yüzyılın başlarında, Rus kimyacı Ivan Ostromislensky ve Fritz Klatte Alman kimya şirketi Griesheim-Elektron ile PVC'yi ticari ürünlerde denemiştir, fakat katı halde işlem görme zorlukları ve polimerin gevrekliği çabaları durdurmuştur.

1926'da, B.F. Goodrich şirketinden Waldo Semon PVC'yi farklı katkı maddeleri ile karıştırıp, plastikleştirme metodu geliştirmiştir. Bu sonuç, daha esnek ve daha kolay işlenebilir malzemeyi vermiş ve ticari alandaki yaygın kullanım bundan yakın bir zaman sonra başarılmıştır (www.ambalaj.org.tr, [Ziyaret Tarihi: 08.10.2013]). En yaygın kullanım alanı, kağıt, karton ve çeşitli plastik filmlerin ya polivinilidenklorür (PVdC) dispersiyonları veya PVdC lak ile kaplanmasıdır. Böylece geçirgenlikleri çok düşük esnek torbalar, poşetler ve çeşitli sarma ve ambalajlama malzemeleri elde edilebilmektedir (Üçüncü, 2007). Çeşitli plastik malzemelerle laminasyonu sonucunda çikolata ve şekerleme sektöründe kullanılan ambalajlar elde edilebilmektedir. Ayrıca tereyağı, margarin, süttozu, dilimlenmiş kaşarların ambalajları vb. ambalaj olarak da kullanılabilmektedir.

Polipropilen (PP) Ambalaj: Kimyasal maddelere, ısıya ve aşırı yorulmaya dayanıklı bir

maddedir. Orta sertliğe ve parlaklığa sahip plastiklerdir. Polipropilen malzeme; şekerlemeler, kurutulmuş meyveler, kuru yemişler, unlu mamüller, snack gıdalar, kahve, kakaolu ürünler vb. gıdaların ambalajlamasında başarıyla kullanılmaktadır. Polipropilen’den ayrıca, oluklu mukavva benzeri içi boşluklu levhalardan yapılmış, değişik boyutlu kutu ve kasalar da üretilmektedir. Levhaların çekimi ekstruzyon profil yöntemiyle gerçekleştirilmektedir. Malzemenin içi boşluklu olduğu için, kısmen ısı yalıtımı sağlanabilmekte ve sebze, balık gibi gıdaların ambalajlanmasında kullanılmaktadır. Polipropilen kopolimerlerinden şişe imalatı da önemli aşamalar

(35)

göstermiştir. Bu tür şişelere sıcak dolum yapılabilmektedir. Ayrıca bu şişeler bir çok çeşit sıvı gıda maddesi doldurulabilmektedir. Polipropilen levhalardan injeksiyon termoform veya şişirme yöntemleriyle yapılan kaplara; reçel, marmelat vb. gıdalar konulabilmektedir. Oksijen ve karbondioksit geçirimsizliği diğer ambalajlara göre yüksektir (Üçüncü, 2007).

Polistiren (PS) Ambalaj: Rijit ve köpük olabilirler, çok yönlü ve amaçlı kullanılan bir

plastiktir. Oldukça sert, kırılgan ve parlak bir plastiktir. En önemli özelliği baskıda kullanılacak boyayı üzerinde muhafaza edebilmesidir. Gıda sektöründe en yaygın kullanılan malzemedir. Polistirenler genelde kristal, antişok ve köpük olmak üzere sınıflandırılırlar. Maliyetinin ve yoğunluğunu düşük olması ve kolay şekillendirilebilmesi olumlu yönüdür. Olumsuz yönü ise organik çözücülere karşı dayanıksızdır. Sıcaklıkta kolayca deforme olur. Kristal polistirenler; yoğurt, ayran, dondurma, kahve kreması, quark, reçel, et gibi ürünlerin konulduğu kaplar; kahve ve çay otomatları için tek kullanımlık sıcak içecek bardakları; meyve, yumurta, şekerlemeler, kek ve benzeri gıdaların ambalajlamasında kullanılmaktadır. Antişok polistirenler ise; High impact PS (HIPS) olarak bilinmektedir. Çeşitli gıda ambalajları, bardaklar, tabaklar vb. ambalajlar bu malzeme ile yapılır. Köpük polistirenler ise; ısı iletimi düşük olduğunda, dış darbelere karşı absorblama etkisi bulunduğundan dolayı, yaş meyve ve sebze, balık kasaları, et, tavuk vb. tabakları, yumurta ve hazır gıdalar, için kapaklı kap ya da içecekler için tek kullanımlık bardak üretiminde kullanılır (Üçüncü, 2007).

Polietilen(PE) Ambalaj: Çamaşır suyu, deterjan ve şampuan şişeleri, motor yağı

şişeleri, çöp torbaları gibi birçok kullanım alanı vardır. Geri dönüştürülmüş PE'den deterjan şişeleri, çöp kutuları ve benzeri ürünler yapılır. Polietilen ambalajlar yoğunluklarına göre ikiye ayrılmaktadır. Bunlar;

Yüksek Yoğunluklu Polietilen(HDPE): Oldukça sağlam ve ekonomik bir malzemedir.

Doğal olarak süt rengi görünümündedir. Bu nedenle berraklığın önemli olduğu ürünlerde kullanılmaz. En çok kullanılan plastiklerden biridir. Düşük maliyetli, kolay şekillenebilmesi ve kırılmaya dayanıklı olması nedeni ile geniş bir kullanım alanına sahiptir. Plastik tüpler, atık torbaları, kâseler, kablo yalıtımları, kovalar, ince taşıyıcı torbalar ile süt, su, meyve suları, sıvı deterjanlar, motor yağları, çamaşır suları, şampuanlar, parfüm ve losyon kapları HDPE den yapılmaktadır.

(36)

Alçak Yoğunluklu Polietilen (LDPE) : Polietilen F2-12, sahip olduğu üstün optik ve

mekanik özelliklerinin kombinasyonu sayesinde genel amaçlı film uygulamaları için mükemmeldir. Yüksek parlaklığı ve düşük pusluluğu nedeniyle teşhir amaçlı (tekstil ve yumuşak eşyalar dahil) ambalaj üretiminde tercih edilmektedir. Filmlerinin darbeye ve yırtılmaya karşı dayanımlarının iyi olması, ürün paketlemelerinde ve diğer orta ve ağır hizmet torbaları uygulamalarında da kullanılmasını sağlamaktadır. Sahip olduğu iyi akışkanlık ve çekilebilirliği sayesinde, bu üründen 25 mikron kalınlığında film kolaylıkla çekilebilmektedir (PETKİM, 2004).

Polikarbon(PC) Ambalaj: İşlenmesi, kalıplanması, ısıl olarak şekillendirilmesi kolaydır,

bu tip plastikler modern imalat sektöründe çok geniş kullanım alanı olan plastiklerdir. Polikarbonat çok dayanıklı bir malzemedir, kurşungeçirmez cam yapımında kullanılır. Ayrıca bu polimer oldukça şeffaf ve ışığı geçiren bir yapıdadır. Birçok cam türünden daha iyi ışık geçirgenlik karakteristiğine sahiptir. Su damacanaları ve biberonlar da yine polikarbonat malzemesinden üretilirler. Darbelere karşı dayanıklı olması bu malzemenin en iyi özelliğidir (www.ambalaj.org.tr, [Ziyaret Tarihi: 08.10.2013]).

2.2.2.3. Metal Ambalajlar

Teneke Ambalaj: Metal yeryüzünde oluşan çeşitli minerallerin saflaştırılmasıyla

üretilmektedir. Metaller elementler ve element alaşımlarından oluşur ve bu elementin adı ile anılırlar. Ambalaj endüstrisinde en yoğun olarak kullanılan metaller teneke ve alüminyumdur. Türkiye’de metal ambalajlar, kozmetik ürünlerin, boyaların, endüstriyel ürünlerin ve veteriner ürünlerinin ambalajlanmasında kullanılmaktadırlar. Son yıllarda hediyelik eşyaların pazarlanmasında da aktif rol oynamaya başladığından kullanımında bir artış görülmektedir. Ayrıca gelişim gösteren bir başka teneke kutu çeşidi ise fantezi teneke kutulardır. Bugün birçok mutfak aksesuarı, çay, şekerleme, kurabiye kutularında fantezi teneke kutular kullanılmaktadır. Kare, küp olarak dizayn edilmiş bu kutular mutfak dolaplarında yuvarlak ürünlere göre %20 daha az yer kaplamakta dolayısıyla her açıdan daha çok tercih edilmektedir (Demircioğlu, 2003).

Genel olarak gıda, kozmetik ürünleri, boya ambalajı olarak üretilmektedir. Gıda ambalajı olarak kullanılan metal kutular, ana malzemesi veya kaplaması farklı levhalardan yapılırlar. Bunlar:

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Mersin’de festival etkinliği kapsamında her yıl yapılan ve 2019 yılında yedinci yapılmış olan Narenciye Festivali, çeşitli etkinlikler düzenleyerek festival turizmini

Bir cenazeye karşı yapılacak vazife, E i ölünün yıkanması, kefenleıımesi, namazı kılınarak defnedilmesi- § : dir ve İslâmiyet budur. Bâzı câhiller

[r]

h) Depo, sağlık kuruluşu giriş-çıkışı gibi yoğun insan ve hasta trafiğinin olduğu yerler ile gıda depolama, hazırlama ve satış yerlerinin yakınlarına tesis edilmez.

Bu birikim, şairin 27 yıl gibi çok kısa ömründe, yaşadıklarıyla bütünleşmiş ve çağdaş Tatar edebiyatının temel taş- ları olarak adlandırabileceğimiz eserleri

Enerji elde edilerek yakma: Ambalaj atıkları ve diğer ısı değeri yüksek olan katı atıklar gibi yakıldığında kalorifik değerleri yüksek olduğu için enerji elde

(d) Sürdürülebilir kalkınma hedefine uygun olarak atıkların bir ekonomik değer olarak kabul edilmesi, bu ekonomik değerlerin insan ve doğa yaşamına zarar vermeden