• Sonuç bulunamadı

Anı mağduruyum hakim bey!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anı mağduruyum hakim bey!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bilgi Yayınevi ATTÎLÂ İLHAN'a . MEKTUPLAR 1 • Mrrlt t Hfl'ryiı al I Nıv.fi Unit. SADUN AKSÜT Bülent Ersoy’un hocasıyla ilişkisi olduğunu yazdı.

JüTgpIıI

DlillviOlQl-isí ’7 ■ r MATBUAT BASIN derkeen CÜNEYT ARCAYÜREK Çankaya anılarıyla Süleyman Demlrel’l kızdırdı. YILMAZ saçlarını Faik Türün’ün BEDİİ FAİK At t ilâ Ilhan’ı muhbir İlan etti

TUĞRUL ERYILMAZ

(Milliyet Sanat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni)

Yazarken iki kere

düşünmek lazım

ATILLA ILHAN Kendisine gönderilen mektupları yayımladı.

Anı mağduruyum hakim bey!

✓ Kanıtlanması

mümkün olmayan

olaylar

✓ Anı niyetine

yazılan fantezi

öyküler

✓ Özel kalması

gereken kişisel sırlar

✓ İnsanları birbirine

düşüren dedikodular

9

✓ Aslı astarı olmayan

büyük suçlamalar...

A

nı yazmak tarihe kişisel bir kayıt düşmek demek. Tanığı olduğun dönemi, içinde yaşadığın olayları, insanlarla ilişkilerini anlatmak demek. Anlatılan anlatanın olduğu kadar anlatı­

lanların da hikâyesi olunca, iş hassaslaşı­ yor. Temkinli olmak, kimseyi rencide et­ memek, iyi hatırlanamayan şeyleri kesin­ miş gibi aktarmamak, kulaktan duyulan­ ları tamlanış gibi anlatmamak gerekiyor...

BİR DE BOYLESI VAR

Puskin’in anılan 100 yıl bekledi

1837'de güzel karısı hakkında ileri geri konuştuğu İçin Rusya'da görev yapan Hollanda Büyükelçisinin evlatlığı Georges d'Anthes'le girdiği düelloda ağır yaralanan Rus yazar Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, Rusya'nın gelmiş geçmiş en büyük çapkınlarından biri. Puşkin’in anıları, ölümünden 153 yıl sonra Am erika'da yayım landığında inanılmaz bir gürültü kopardı. Kim ine göre anıları tam am en hayal ürünü, kimine göreyse kesinlikle ünlü yazara aitti. Puşkin'in güncesini ‘edebi bir

pornografik eser' ya da ‘yakılacak bir

kitap’ olarak değerlendirenler ünlü yazarın ölümünden kısa bir süre önce "Bu günce ölümümden ancak 10 0 yıl sonra yayım lanacaktır” şartının da yerinde olduğu görüşünde. Puşkin, sözünü ettiği insanların üzerinden iki, hatta üç nesil geçmesini istem işti. Peki bir insan derin, gizli hayatını bu kadar açık ve sansürsüz hem de yüzyıl sonra yayım lanm ak üzere yazabilir m i? Bunu Puşkin ince bir ayrıntıyı dikkate alarak gerçekleştirdi. Anılarında ismi geçenlerin m anevi açıdan yara alm am asına özen gösterdi.

Gerekiyor gerekmesine ama son dö­ nemde birbiri ardına kitapçı raflarına çı­ kan anılar, büyük tartışmalara yol açtı. Süleyman Demirel, Çankaya anıları yü­ zünden Cüneyt Arcayürek’i ‘dedikoducu’ ilan etti. Eski gazeteci Bedii Faik ünlü şa­ ir Attilâ Ilhan’ı ihbarcılıkla suçladı. Atillâ İlhan ise kendisine gönderilen özel mek­ tupları kitap haline getirince edebiyat dünyasını karıştırdı.

“Fantastik senaryo”

Ünlü yönetmen Atıf Yılmaz’ın anıları daha da ilginçti. Yılmaz, sonradan aslın­ da eski kitabının adı değiştirilerek yapıl­ mış üçüncü baskısı olduğu ortaya çıkan anılarıyla, Türkân Şoray’ı zor durumda bıraktı. Şoray’ın Yılmaz’ın askerliğini ertelettirmek için Faik Türün ile görüş­ mesini “ Saçları Paşa’mn yüzünde gezi­ yordu” diye tarif etti. Bu tarife karşın Şoray’ın tepkisi nazik oldu: “ Atıf Yıl­ maz fantastik bir senaryo yazmış!”

Ölçüsüz ya da fütursuz yazılan anıların

mağdurları Şoray’la sınırlı değil. Bir baş­ ka mağdur da Sadun Aksüt’ün anılarından nasibini alan Bülent Ersoy. Aksüt anıların­ da işi, Bülent Ersoy’un kendisine ders ve­ ren Rıdvan Aytan’la cinsel ilişkide bulun­ duğunu yazma noktasına kadar vardırdı.

Anı mağduriyetinin en büyüğünü ise hiç kuşkusuz Psikiyatr Erol Mengi’nin anıları oluştumyor. Mengi, hastalarının kendisiyle paylaştığı sırları ortaya dökün­ ce iş anı mağduriyetinden da çıkıp meslek ahlakı tartışmasına dönüşüyor...

Peki neden? Yoksa yazarlar anıları çok satsın diye hayal güçlerini devreye soka­ rak farklı bir öykü mü yazıyorlar? Kitap­ lar nedeniyle mağdur duruma düşenler gerçekleri saklamak için mi tepki gösteri­ yorlar? Anılar birilerini mağdur edecekse Puşkin gibi yıllar sonra mı yayımlanmak? Yayın dünyasının yöneticileri Tempo'nun

bu sorularına yanıt verdi. IH

N İl u f e r Ka s

nkas@dbr.com.tr

r a Tempo I 73712002

<1 H - l * ' ^

v c r y

Anılar, karışık bir durumun ortaya çıkmasına neden oluyor. Anı yazdığı­ nız zaman şunu düşünüyorsunuz. Ce­ vap veremeyecek durumda olan in­ sanlarla ilgili iddialı şeyler yazdığınızda onlara haksızlık etmiş olursunuz. Buna karşılık anılar suya sabuna dokunma­ dan yazılırsa, bu da başka bir haksızlık olacak. Garip bir durumla karşı karşı- yayız. Kanıtlana-

mayacak, karışık durumlarda anı yazarları çok özel şeylere girmeme­ li. Kamunun daha çok bildiği ya da kanıtlanabilecek durumlar yazılma­ lı. Kişinin elinde bir belge ya da mek­ tup varsa veya o kişi yaşıyorsa olur. Ben tutup size “Yılmaz Güney

demişti ki” diye başlayan bir olay anla­ tabilirim. Dikkatli olmak gerekir. Ka­ musal yaşamdan çekilmek niyetinde olanlar anı yazabilir. Bu kişiler kendisiy­ le ilgili her şeyi yazabilir. Bu anılar dün­ yanın en müstehcen şeyleri de olabilir. Başka insanlarla ilgili anılarda ters, kar­ maşık ve tepki alacak şeyler yazılacak­ sa iki kere düşünülmesi gerekiyor.

Tempo 1737 i 2002 E 3 -*

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ergonomics strives to create a balance between human, equipment, and environment. It takes into account human physiology and the demands on it by the processes,

Bu çalışmada, Haziran 2014-Ağustos 2014 tarihleri arasında Niğde merkez ve ilçelerine bağlı köy ve köy pazarlarından 57 adet çiğ koyun, 43 adet çiğ

Florya’yı yeniden ziyaret etmek için Ziya Osman Saba’nın çocukluk anılarına ko­ nuk oluyoruz: “O zamanların Ayastefanos’undan (Yeşilköy) sonra, bir

Yani küçük atomlar ya da moleküller (örneğin hidrojen ve helyum) daha büyük olanlara göre (örneğin CO 2 ve su) daha hızlı hareket eder ve bu nedenle atmosferden daha

Mil­ liyete tefrika edildiği sırada roman diye haber verilen ve (roman) ismini taşıyan bu eserde, İnkılâp davaları daha açık ve «daha kat’î bir li­

Bu iki mekanizma, beynin duygu merkezi olan limbik kor- teks ve planlama, dikkat gibi daha yüksek bilişsel konu- ların merkezi olan frontal korteks kendi aralarında sürek- li

BİR ÖLÜNÜN AKŞAM GEZİNTİSİ Derin ve ıslak gölgem suda ölü yaz dalgalarından biraz incelmiş bana kalırsa bir ölünün deniz kenarıyken ayaklarını

Eski mesirei dilârada Tasladığım değişiklikler — Fener bahçeye gidişin üç vasıtası: Araba, tren, sandal — Narlıkapıdan kayıkla denize açılan