• Sonuç bulunamadı

Musiki Üstadlarımızı tanıyalım:Tabiata aşık ince ve şuh bestekar:Rahmi Bey

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Musiki Üstadlarımızı tanıyalım:Tabiata aşık ince ve şuh bestekar:Rahmi Bey"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Musiki iistadlarııııızı tanıyalım

^ ^ v

Tabiata âşık ince ve şuh

bestekâr: Rahmi Bey

...

...

(

Bestekâr, bizzat yazdığı güftelerinde gözü yaşlı, hicrandan yaralı ;

: âşıkların feryat ve hıçkırıklarına yer vermemiş, daha ziyade tabiatın j

füsun ve zarafet saçan güzellikleri karşısında duyulan bediî heyecan

j

^

ları bütün şiiriyetiyle canlandırmıya çalışmıştır ...J

Yazan: Avni ülSâü

«Üstad merhumun aşağı­ daki makalesi Haziran 1951 tarihli «Türk Musikisi Der­ gisi» nden alınmıştır.»

Musiki âlemimizin ince ve şuh bestekârı, Rahmi bey, 27 Aralık 1864 tarihine rastla­

yan Sah günü İstanbulda

Beyazıtta Divanı Ali mahal­

lesinde dünyaya gelmiştir.

Sancak muhasebeciliklerinde bulunmuş Trabzonlu Ahmet Hilmi bey isminde bir zatın oğludur. Orta tahsilini Gümül cüne ve Bursada yaparak 1886 senesinde de Mülkiye mekte­ binden rûus ve şehadetname alarak mezun olmuştur. Aynı sene Devlet Şurasında resmî hizmete giren Rahmi bey, bu rada 30 sene vazife görerek Mülkiye Dairesi azalığma ka dar yükselmiş, daha sonra â zalığına tayin edildiği temyiz dairesinin lağvı üzerine açık­ ta kalmıştır.

Henüz mektep sıralarında iken 'şiir ve edebiyat ile de­ vamlı iştigali ve bu arada li­ rik tarzda bazı şiirler mey­ dana getirmiş olması sebe­ biyle arkadaşları arasında şa ir, âşık diye adlandırılan Rah •;mi beyin musikiye karsı de­

vrin alâkası da bu sıralarda başlamıştır. Yaradılışı itiba­ riyle harikulâde musiki kabi liyetine ve sanatkâr bir ruha malik olan Rahmi bey, şiir ve musiki gibi iki bediî cere­ yan arasında kendine ahenk dar bir hava yaratmış ve ölünceye kadar bu havayı te­ neffüs etmiştir. Tabiat oha

hassas bir kulak, derin bir

rikkat, ince bir zevk bahşey-

lemişti. Şiirlerinde olduğu

kadar bestelerinde de bu has sasiyetinin engin izleri görü­ lür. Haddizatında gayet mu­ nis ve mütevazi bir tab’a ma­ lik olması itibariyle şu ve bu sebeple kendini göstermekten hele gurur ve tefahürden da­ ima kaçınmıştır.

Musikide kendini bizzat

kendi yetiştirmiş ve yine ken dine has bir tavırla nısfiye çalmakta üstün bir maharet göstermiştir. Rahmi beyin vü

cüda getirdiği ve bir çoğunu bizzat bestelediği birer oya gi bi zarif şarkı güfteleri de ede bi kudretinin birer müeyye- desidir.

Gençliğinde Serveti Fünun mektebini kuran Edebiyatı Cedide müntesipleri arasına karışan Rahmi beyin yetiş­ tiği ve içinde yaşadığı dev­ re, Türk Musikisinin bilhassa şarkı bestekârlığı vadisinde kemale erdiği bir zamana te sadüf eder. Büyük bestekâr Hacı Arif ve Şevki beylerin yaşadıkları zamanı da idrâk etmiş olan Rahmi bey’in eser lerine verdiği cazip ve sehhar renklerde bu iki büyük üsta­ dın hayli tesirleri olduğunu kabul etmek lâzım gelir.

Rahmi Bey bizzat yazdığı güftelerinde gözü yaşlı, hic­ randan yaralı âşıkların fer­ yat ve hıçkırıklarına yer ver­ memiştir. Daha ziyade tabia­ tın füsûn ve zarafet saçan gü zellikleri karşısında duyulan bediî heyecanları bütün şiiri­ yetiyle canlandırmağa çalış­ mış ve böyle sıcak ve engin bir tahassüs içinde meydana getirdiği güftelerini hususi bir eda taşıyan nağme uslübi le dile getirmiye muvaffak ol ; muştur.

Form ve seyir bakımların, dan umumî beste kaidelerine olduğu kadar biraz da kendi tavrına ve zevkine bağlı ka­ lan Rahmi Beyin eserlerinde kuvvetli bir lirizmin baskısı gezilir. Denilebilir ki, Rahmi Beyin musikide en karakteris tik tarafı budur. Maamafih bazan orijinaliteye de mey - leden bu sanatkârın güftesi Recaizade Ekrem Beyin olan: Süzüp süzüp de ey Melek diye başlıyan Nihavent Yü rük semaisi, hissi, bir hava içinde yeni bir tarz ve edada

meydana getirdiği orijinal

eserlerindendir.

Bazan da coşkun bir neşeyi

ritmik akışlar içinde fakat

hüzün ile telif etmek istediği de görülmüştür. Meselâ Suzi­ nak makamında:

Bir sihri tarap nağmesi sa­ zındaki tesir

Ve Hicaz makamında: Aşkın erdi yine sular ka -

rardı Şarkıları bu vâdide bestele diği eserleri arasındadır.

Rahmi Bey muhtelif ma -

kamlardan 40 küsur şarkı

vücuda getirmiştir. Bunlar a rasmda segâh makamında:

Dilde artık kalmadı tabı tuvan, Beyati Araban makamların da:

Bana ne oldu değişti şimdi halim Bama seyranı cemalindir

emel Güftesi şair Nedimin olan muhayyer makamında:

Serapa hüsnü ansın, dilsi- tansın nazıpervcrsin Tahirpuselik makamında: Geçti o gamlı eyyamı serma

Hisarpuselîk.

Bir nevcivansm, Uşşak makamında.-

Agyare nigâh ettiğin naz sanırdım (Bu güfte Nefi'nindir) Mahur makamında:

Servi nazı seyret çıkmış o- yuna Şarkıları gibi her biri ken­ di janrmda birer kıymet ta­ şıyan ve dinliyenleri içten sa ran eserleriie musikimize se lim zevkinden ve kudretin - den bediî örnekler vermiştir.

1918 senesinde Ziya Paşa- nıh riyasetinde . açılan Da - rülelhan müdürlüğünde ve bir aralık ta Vefa idadisi ki tabet-i resmiye muallimliğin de bulunarak bu sıfatlarla 'birçok talebe yetiştirmiş olan Rahmi Bey, ömrünün son se nelerini biraz sıkıntı içinde geçirmiştir. Dairesinin lağvı üzerine uzun müddet açıkta kalan bu edip sanatkârın ni hayet ekalliyet mektepleri - nin birinde hocalığa tayin e- dilmek suretile geçinme duru mu kısmen olsun tehvin ve ıs lâh edilebilmiştir.

Şekil ve tavrı itibarile kısa boylu, tıknaz, kısa ve mevzun

sakallı olan merhum gayet

halim, giyinişi sade ısıırabını kimseye ihsas etmez son dere cede vakur ve o nisbette rind ve deryadil idi.

Rahmi Bey, fıtrî nezaketi­ ne, hüsn-ü muaşeretine, asil

ve kibar tavrına bütün ta­ nıdıklarım hayran bırakmış­ tır.

Rahmi Bey, hayat şartları­ nın kendini zaman zaman ü- zen ve hicrana düşüren saf­ haları içinde bile neşesini hiç kaybetmedi. Nihayet 12 Ma­ yıs 1924 Salı günü tutulduğu kalb krizi neticesinde vefa£ etti. Bundan sonra eserlerde yaşamak bahtiyarlığına erdi. Nur içinde yatsın.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

hükümlerine dayanmış ve böylece bir ilke imza atmıştır. 1968 yılından itibaren Almanya'da ikamet eden ve bu süre içerisinde belli dönemlerde de çalışan İspanyol

Ancak parçal› tutulma bafllang›c›ndan sonra, Dünya’n›n gölgesi Ay’›n üzerine düflmeye bafllayacak ve ay bir kenar›n- dan bafllayarak gölgede kalacak.. Tam

Büyük Ata’nın isteği üzerine “ilk Türk kadın oyuncu" olarak Çeşitli ressamlara sık sık poz veren ünlü kadın sanatçımı- sahneye 1922 yılında çıkan

Çalışmamızda, AKH olan hastalarda OTH değerini, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksek bulduk.. Nazal obstrüksiyonun en yaygın sebeplerinden biri

• Romanın tartışılması bence bir gerek- Ulikti. Üstelik geç kalınmış bir tartışma bu. Birçok konu ve alanda olduğu gibi, romanımı­ zın

Fakat asıl sürpriz, daha sonra gelen sebzeli kalkan oldu.yeşil salata yaprağıy­ la pişirilmiş olan ve bizim hemen kuzu ka­ pamadan galat, kalkan kapama adını

6) Çarşı dünya yüzünde bir misli daha olma­ yan orijinal bir eser olarak gerek memleketi­ mizde ve gerek âlemi medeniyetteki hükümet­ lerce tanınmış ve

Bu iş Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Er- tuğrul Özkök’ün yazdığı gibi “Cem Karaca’nın an­ nesinin Ermeni olması neyi değiştirdi ki, Sabiha G