• Sonuç bulunamadı

Çok isimlı değil, çok kimlikli

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çok isimlı değil, çok kimlikli"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Vesika-lık TAKMA ADLAR, SANAL KİMLİKLER

Çok İsimli Değil, Çok Kimlikli

UĞUR KÖKDEN

Memduh Şevket Esendal.

Öykücü, romancı ve siyaset adamı. Ama, her şeyden önce, bir İttihat ve Terakki Fırkası (Cemiye­ ti) üyesi. ‘İttihat ve Terakki üyesi” olmak, özellikle XX. yüzyılın ilk yıllarında, herhangi bir ‘seçim’ de­ ğil; ikinci ve gerçek bir yaşam demek! Kendi yaşa­ mını ve tüm ilişkilerini bir yana itmek, neredeyse bütün bütüne yadsımak demek!

Dolayısıyla, yirmi yaşında İttihat ve Terakki’ye girmek, özellikle o dönemde —Meşrutiyet’in ilanın­ dan da önce- belirli bir yeraltı yaşamım kabul etmek anlamıyla eşdeğer. Memduh Şevket Esendal’ı, önce­ likle bu ana verinin ışığında görmek ve kabul etmek gerekir. Ondan sonra da, kullandığı nice ismi bu gerçeğin ışığında değerlendirmek.

Bilinen ‘yazı isimleri’ tam altı tane: M. Ş., Mus­ tafa Memduh, İstemenoğlu, Mustafa Yalınkat, M. Oğulcuk ve son olarak da M.Ş.E. —yani, isminin baş harfleri.

G örüldüğü .gibi, takma imzalarının çoğunda ‘Mustafa’ ön adını ya da Mustafa’nın ‘M ’sini koru­ muş; bu durum, yasadışı yaşamlarda genellikle yararı görülen —herhangi bir sürpriz etkisini önleyen— bir önlem sayılır. Esendal da buna uymuş.

1908’den başlayarak, Memduh Şevket’i Cemi- yet’in Rumeli ve Anadolu’yu içine alan siyasi mü­ fettişi olarak görürüz. Kendi aıllatımıyla, hiçbir okuldan mezun olmaz. Ancak yüzyılın büyük kar­ gaşasıyla da o değişik yönlere sürüklenir. Önce Bal­ kan Savaşı (çünkü, o bir Rumeliliydi; üstelik, savaş nedeniyle toprakları askeri tarıma ayrılınca, İstan­ bul’a göç etmek zorunda kaldı; yani, bir ‘göçmen’ oldu), sonra Birinci Dünya Savaşı, ardından gelen İstanbul’un ve ülkenin işgali, daha sonra Kurtuluş Savaşı ve yeni bir devletin kuruluşu; yeni siyasal ya­ pılanmanın zorunlu olarak yanı sıra getirdiği çalkan­

tı ve tehlikeler, kaçışlar ve dönüşler; yaşamın önle­ nemeyen tehlikeleri.

Bu arada, M em duh Şevket Esendal iki kez ölümle burun buruna gelir: birincisinde, İstanbul’un işgali ardından, İngilizlerce hakkında tutuklama ka­ rarı çıkartılır ve o, son dakikada, çatıdan kaçarak kurtulur. Bu noktadan sonra —İtalya’ya kaçmıştır— Esandal’m yaşamında bilinmeyen bir boşluk ortaya çıkar. Zaten, bu döneme ilişkin şu ana dek herhangi yazılı bir belge de bulunmamaktadır.

Yaklaşık bir yıl —biraz az, biraz çok- böyle ge­ çer: 1919-20.

Mustafa Kemal’in, Ankara H üküm eti adına, kendisini Ankara’ya çağırmasıyla resmi bir görev üstlenir. 1920-24 yılları arasında, yeni devletin ilk ‘ortaelçisi’ kimliğiyle Bakû’ya atanır. Oradan, 1924 yılı içinde yurda döner. Bir süre gazetecilik ve öğ­ retmenlik yapar. Bu özgür yılların sonunda ikinci tehlike patlak verir. İzmir Suikastı’nın İttihat ve Te- rakkililer’e karşı bir siyasal mahkemeye dönüşmesin­ den önce Esendal T ahran’a elçi olarak kaçırılır. Böylece, bir kez daha ölümden kılpayı kurtulmuş­ tur.

Oradan Kabil’e (Afganistan), sonra da Mosko­ va’ya büyükelçi olarak atanır. 1941’den sonra da, milletvekili olarak ikinci kez Meclis’e girer. CHP genel sekreterliği görevine seçilir. Savaş sonunda si­ yasetten ve milletvekilliğinden ayrılır.

Esendal’m yarım yüzyıla yayılan hareketli, tehli­ keli ve iniş çıkışlı yaşantısında, açık yaşamla gizli ya­ şamın iç içe girmiş biçimi, büyük ölçüde Bruno Traven’in yaşamöyküsünü ve bilinmeyen yönlerini andırmakta. Dolayısıyla, herhangi bir yazann —birta­ kım yazınsal gerekçelerle- kullandığı kalem isimle­ riyle Memduh Şevket’in takma imzalarını karşılaştır­ mak gerekir.

(2)

Fot oğraf: Ara G ü le r Vesika-lık TAKMA ADLAR, SANAL KİMLİKLER

________________________ rr

o Q > d

UĞUR KÖKDEN

İlk öyküsü 1908’de Taniride yayımlanan Esen- dal 1913’e dek yedi öykü yayımlar.

Ardından, 1916-24 yıllarını kapsayan suskunluk dönemi gelir. Bu ayracın içinde Savaş, Mütareke ve İtalya yıllarıyla Ankara ve Bakû devresi de bulun­ maktadır.

1925 Ağustosunda yeniden yazış; 1925-30 ara­ sında ikinci bir suskunluk dönemi.

1934’te ‘M.Ş.’ imzasıyla Ayaşlt ve Kiracıları ya­ yımlanır. Zaten, otuzlu yıllar, Genç Cumhuriyet’in belli başlı yazınsal ürünlerinin kendisini gösterdiği bir zaman dilimidir; sözgelimi, Reşat Nuri’nin Yeşil

Gece (1928) ve Yaprak Dökiiınii (1930), Yakup Kad­

rinin Yabanı (1932), Halide Edip’in Sinekli Bakkal (1936) ve Tatarcık'ı (1939), Peyami Safa’nın Bir Te­

reddüdün Romanı (1933), Sadri Ertem’in Düşkünler i

(1936), Sabahattin Ali’nin Değirmen’i (1935), Sait Faik’in Semaveri (1936).

Bu arada, M. Ş. Esandal’ın Vassaf Bey i de, bü­ yük olasılıkla, bu tarihlerde yazılmış olsa gerekir.

Ayaşlı’nm beşincilik, Sinekli Bakkal’m birincilik

kazandığı “İnönü Rom an Yarışmasl’nda (1942), Memduh Şevket Esendal CHP genel sekreteriydi. Aynı yılın eylülünde, İsmail Habib Seviik, Cumhuri­

yet’e yazdığı bir değerlendirme yazısında, “Ayaşh

eserinde müellifin o kadar sanat davası yok ki, kita­ bına ismini bile yazmayarak ancak (M.Ş.) inisyalleri- ni kullanmış. Belli ki, eseriyle övünmek değil, gö­ rünmek bile istemiyor” der. Gene de, Esendal’ı, “san’atkârlığı aklından geçirmeyen bir tevazu” ola­ rak selamlamaktan geri durmaz.

Öykülerini kitaplaştırırken de, bu kez , “M.Ş.E” imzasını kullanıyor. Zaten yaşamının ¿on altı yılı onun en verimli dönemine denk düşmekte.

Aslına bakılırsa, Memduh Şevket Esendal, çok imzalı yazar olmaktan çok, çok kimlikli bir insandı. Bu yanıyla topraktan gelen ve hem yaşamda hem yazıda yalınlığı öne çıkaran bir kişiliğe sahipti; öbür yanıyla da, terk parti döneminin tartışmasız erkini temsil eden, gücün ve seçkinliğin simgesiydi.

Oktay Akbal da, “M.Ş.E. Yüz Yaşında” başlıklı bir yazısında, “Önceleri ünlü bir politika adamı olan bir kişinin ‘öykü yazmak’ gibi bir işi küçümsediğini, kendine yakıştıramadığını, gerçek imzasını bu yüz­ den atmadığım sandık. Biraz kızdık, üzüldük, genç yazarlar olarak. Sonra, gerçek anlaşıldı” demiştir, 1983’te.

Taha Toros Arşivi

* 0 0 1 6 4 0 9 7 0 _L_

Referanslar

Benzer Belgeler

Böylece tarımsal üretim azalmakta ve artan nüfusun tarım ürünleri ihtiyacı ithalat yoluyla karşılanmaya çalışılmaktadır. Erozyona maruz kalan topraklar, akarsular

Yaklaşık üç yıl önce kentsel dönüşüm projesi kapsamında evleri yıkılan İkitelli Ayazmalılar kendilerine verilen sözlerin tutulmadığını belirterek evlerinin

Muhalefetteki Şii bloku parlamentoyu boykot etme kararı alırken, halkın önüne nadiren çıkan Kral Hamad Bin İsa Âl Halife televizyonda öldürülenler için üzgün oldu

İl Çevre ve Orman Müdürü Emin Karaman'ın açılış konuşmasının ardından, firma yetkililerin sunumuna sıra geldiğinde salonu dolduran çevreciler, s

Kafkas Cephesi ile ilgili olarak Alman Yarbay Guze tarafından yazılan ve Yarbay Hakkı tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olan “Büyük Harpte Kafkas Cephesindeki

Bu tez çalışmasının konusunu, Afyonkarahisar, Emirdağ İlçesi’nde bulunan Amorium Kenti’ndeki kazı çalışmaları sırasında ele geçen maden savaş

ve soyut bir mefhum olarak “mekân”›, co¤rafî, tarihsel ve kültürel katmanlar› içerme ve ortaya koymada çok daha kadîm ve somut bir mefhum olan “yer” üzerinden

Savaş nedeniyle göç etmek zorunda kalan, yaşadıkları çevreden çok farklı bir ortamda yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan göçmenlerin SYBD sergilemesi