• Sonuç bulunamadı

Tılsımlı ebediyet

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tılsımlı ebediyet"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OCAK 1962=

nn~

,» K V V V V \X SSX -,X V « S.V X X X X V W .X \X X V \X X X X V V V V « V X V

1

Ahmet K A B A K L I

#/

Tılsımlı Ebediyet,,

S

evgili hocam, üstadım, şairim Ahuıet Hamdi Tanpınar'a «öldü» demeğe kıya­ mıyorum. «Zamanın aralığından» onunla sohbete dalmak istiyorum. Eceldir, mecal yok­ tur direnmeğe, anlıyorum. Ölene ölünmez, bi­ liyorum ama, ben her ölen şair ve yazar ile, dostlar hocalar, İle biraz azalıyorum. Birşeylcr kaçırıyorum. Birşeylcr tükeniyorum. Ölüm, bu dünyaya bir sönüş müdür? Başka hayatlara açı­ lış mıdır? Ben ölümden, insanları büsbütün «öldürmemek» gibi bir lütuf bekliyorum.

«Bursada Zaman» şiirinde, Çelebi Mehmet- In Yeşil Türbesi kadar sakin bir yerde, «Bir musiki gibi zamandan, çinilere sinmiş olan Kur’aıı sesini» diııllyerek «Fetih günlerinin sâf neşesini» duyarak «Son uykusunu» uyumak İstemişti:

«Bir İlâh uykusu olur elbette Ölüm bu tılsımlı ebediyette; Belki de rüyası eski cedlerin Beyaz bahçesinde su seslerinin»

diye, huzurlu ölümlere İmreniyordu. Bilmem kİ, beklenmiyen bir kalb duruşu İle, çok sevilen bir İstanbul’dan ayrılmak, çok İyi anladığı bir atalar medeniyetinden çözülmek. Kendisine ağ- lıyan genç omuzlar üzerinde son bir cevelân ve en sonu kavuşulan «anne toprak» ondaki zaman korkusunu, ebediyet özlemini dindirmiş mi o- la?

«Ben zamanı gördüm,

İçimde ve dışımda sesiz çalışıyordu, B ir mezar böyle kazılırdı ancak,

Yıldırmışız vc baltasız, B ir orman böyle devrtllrdi! Ben zamanı gördüm. Kaç bakışta bozdu hayalimi, Ve kaç düşüncede!

Ben zamanı gördüm.

Şimşek gibi bir ânın uçuramunda Kim tanır bizi şiınden sonra Aydınlığı kıt gecemize Misafir olanlardan başka.,»

Sanki bütün soyutlara cisim vermek İsti­ yordu. Sonsuzlukları görüyor, ona tırmanıyor kendine doğra çekiyor, en sonu bir resini gibi çizip o sonsuzluğu seyretmek hoşuna gidiyor­

du.

Bütün şiirlerinde dönüp dolaşıp «zaman» üstüne varıyordu. «Zaman» duygusunu onun kadar çözememiş, onun kadar kurcalamış, «za­ man» a öylesine bağlanıp sarılmış, öylesine kaçmış kaçamamış bir başka şairimiz yoktur.

«Sessizlik» kavramını yakalayıp bir çift göz takmış ve «Güvercin bakışlı sessizlik» haline ge tlrmişti. «Zaman» kavramı derseniz «bir yav­ ru kuş gibi kayalardan doğuyor», «Bir rüyadan kopmuş gibi bembeyaz» oluyor, «Billfır bir avi­ ze» haline giriyordu. «Hareket, varlığın cömert çeşmesi» idi. «Aydınlıklar, bir büyük masal», «Hayal, her susuzluğun tılsımlı kadehi.»...

Ahmet Hanıdl Tanpmar, o kadar hayran ol­ duğu Yahya Kemal’dense, Ahmet Haşlın’e da­ ha yakındı, denilebilir. Yahya Kemal'den aldığı «iç musiki» zevkini, hecenin ve serbest mısralı şiirlerin ruhuna doldururken Haşinı'dcki müp­ hem ve soyut hayalleri, Edip Cansever «kuşağı» na kadar sürdürmüştü. Şiirde bir iklim yapan mutlular arasına karıştı. Şunun gibi mısralar söyliyen bir adamın, Türk dili süresince yaşıya- cağıın sanıyorum:

«Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim.»

«Tılsımlı Edebiyat» 1 bulduğu için «öldü» demeğe dilim varmıyor. Ama Tnnn’mdan gani gani rahmet diliyorum.

- - » • » ... ...«■ »«»<... ...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

gun adımlarla ilerlersiniz._Paranızı ödemenin verdiği gururla, tekrar durağınıza gitmek ve bu insan yığınından kurtulmak için sadece Yüksel'in aşılması

Genç, güzel ve dul kadın bir gün iyice giyinip kuşandıktan sonra sokakta İbrahim ağanın karşısına çıkmış, onun karşısında kırıtmış, süzülmüş,

ulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi dergimizin 2019 yılı ilk sayısının zamanında ve bilimsel açıdan zengin makalelerle yayınlanması bize mutluluk vermiştir..

Roy'un Uyum Modeli'ne göre hemşireliğin amacı bireyin çevresel uyaranlara karşı düzenleyici ve bilişsel-duyuşsal baş etme mekanizmalarını kullanarak fizyolojik,

A nosocomial outbreak of Crimean-Congo ha- emorrhagic fever at Tygerberg Hospital. Watts DM, Ksiazek TG, Linthicum KJ,

jenli solunumla enerji üreten organel) say›s› daha yüksek, daha fazla besin tü- ketiliyor; ve bunu karfl›layabilmek için de çok daha s›k besleniliyor ve daha bü- yük

Donatısız ve sarılmış yığma yapı durumları için duvarlardaki kesme kuvvetleri karşılaştırıldığında genel olarak sarılmış duvarlar için daha küçük

Bu yüzden bizim gibi ülkelerde insan olmak, insanca yaşamak çok daha zordur.. Benin dönüm noktası ise sistemin