• Sonuç bulunamadı

Baraba Türkleri’nin İslâm Öncesi Şamanizm İnancı ve Bazı Etno-Genetik Sonuçlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Baraba Türkleri’nin İslâm Öncesi Şamanizm İnancı ve Bazı Etno-Genetik Sonuçlar"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

V

VEE B

BA

AZ

ZII EETTN

NO

O--G

GEEN

NEETT‹‹K

K SSO

ON

NU

ÇLLA

AR

R

V

Viillmmooss DDIIÓÓSSZZEEGGII Ç

Çeevv:: EEbbrruu ÖÖZZDDAA⁄⁄* Ö

ÖZZEETT

Bu yaz›, k›fl say›s›nda (2004/32) ilk bölümünü yay›mlad›¤›m›z, Vilmos DIOSZEGI ve M. HOP-PAL’›n editörlü¤ünü yapt›¤› Shamanism in Siberia (Akademiai Kiado, Budapest, 1978) adl› kitab›n dördüncü makalesinin son bölümüdür. ‹lk bölümde Baraba Türklerinin ‹slam öncesi fiamanizm inan›fllar›; yani ibadetleri, ibadetlerini nas›l yapt›klar›, tapt›klar› eflyalar, dinî törenleri, kurban törenleri, kâhinleri ve yas törenleri ele al›nm›fl, ayr›ca Bat› Sibirya Tatarlar›na da k›saca de¤inilmifltir. ‹kinci bölümde ise Baraba Türkleri’nin ‹slâm öncesi inançlar› ile di¤er Türklerin inançlar› karfl›laflt›rmal› çal›flmalarla ele al›nm›fl ve özellikle ibadetlerinin en önemli parças› olan fiaman davulu ve di¤er ritüeller üzerinde kapsaml› bir flekilde durulmufltur.

A ABBSSTTRRAACCTT

This article is the last part of the fourth article of the book named Shamanism In Siberia (Akademiai Kiado, Budapest, 1978) the editor of which were Vilmos Dioszegi and M. Hoppal) which we published in our winter volume (2004/32). In the first part, Shamanism belief of Baraba Turks before Ishlam, to say their workshipping, how they perform their workshipping, things they regard as divine, religious, sacrifice, Mourning ceremonies and their soothsayers are dealt with also West-Siberia Tatarsa re shourt-ly described, as well. In the second part, belief of Baraba Turks before Ishlam and the belief other Turks are studied comparingly and especially Shaman Drums and other rituels which are the most important things in their workshipping.

A

Annaahhttaarr KKeelliimmeelleerr:: fiamanizm, Tönürcek, Kurban, Selkuplar. K

Keeyy WWoorrddss:: Shamanism, Tönürcek, Sacrifice, Selkups.

B

Biirr DDaavvuullddaa SSaanneemm

D. G. Messerschmidt’in günlü¤ünün, bir davulda sabit sanem (7. ve 8. figürler) fleklinde adland›rd›¤› Baraba Türk sanemlerinin bu türünün benzeri, yine Altay Türklerinin fiamanist objeleri aras›nda bulunabilir. Bunun ismi Altay Kizhi, Teleut ve Telengut dillerinde tünürcek~tönürcek,150 Tuba dilinde türücektir.151 Ayr›ca

calu kelimesi Altay Kizhi ve Teleutlarda da kullan›l›r.152

G. N. Potanin, Sadrincev’in Kumandinler ve Chernevy Tatarlar›n›n (Tubalar) birkaç ongana (saneme) sahip olduklar› bilgisinin kendisine verildi¤ini yazar. Küçük davul modelleri bu iki halk aras›nda ortaya ç›kar. Onlar, bir kasnak ve iki çapraz çubuktan oluflur. Biri dikey (mars) ve di¤eri yatayd›r (kris) (kiris~qyrys),

(2)

ikincisi, bir kungura (qunura~qanura, fiaman davulu üzerinde metal pandantif), suyr küpe olarak adland›r›lan dört tahta çember; bunu çubu¤a çaprazvari ba¤lamakta kullan›lan bir deste kurdeleden oluflur (Figür 19a).153 Teleutlar

aras›nda fiaman›n ölümünden sonra baz› ailelerde onun davulunun sap› (calu) akrabalar› taraf›ndan korunur ve evde inanca ait olarak saklanan di¤er eflyalar aras›na yerlefltirilirdi. Bu sap›n, ölü fiaman›n ev sakinlerini korumas› ve (fiamanik) arma¤anlar› alt›na almas› fikri ile ba¤daflt›r›lmas› kal›tsald› (sap, fiaman›n atalar› olarak yorumlanm›flt›r). Davulun sap›, di¤er ruhsal simgelerle; difli atalar›n resim-leri (emegender, enekeler) evin koruyucu ruhu (kürmüs) koruyucu avlanma ruhlar› (qanattular) ile birlikte y›llarca korunurdu. Bu, babadan genellikle babas›n›n evin-de mirasç›s› olan en küçük erkek çocu¤a geçerdi. Bunun yan› s›ra küçük tahta davullar, mümkün oldu¤unca gerçek fiaman davuluna benzesin diye ölü fiaman atalar›n yadigâr›ndan meydana getirilirdi (Figür 19b).154

Bu minyatür fiaman davullar›n›n Baraba Türk davul sanemlerinden farkl› olmas›n›n yan›nda yine de tam olarak en önemli özelli¤i onlarda antromorfik ruh tasvirlerinin bulunmamas›d›r. Bu sanemler, davullar›n küçük ölçekli kopyalar› oldu¤u için tünürcek~türücek terimince de iflaret ediliyor bile olamaz. Zira sözcü¤ün ilk k›sm› tünür~tün davul ve onun son eki küçülme son eki –cek’tir.155

Fakat gördü¤ümüz gibi Tuba ve Teleut fiaman davulunun sap› antromorfik de¤ildir,156ya da tam olarak sadece Altay Kizhilerden devral›nan Tuba davulunun

bir tür tutamac› vard›r.157

(3)

Di¤er taraftan, davulun tutamac› antropomorfik olan bu Altaik Türkler aras›nda davul saneminin kendisi de insan formundad›r. Altay Kizhi tünürcekleri her zaman bir çubuktan, yani Chernevy Tatarlar›n›n (Tubalar) davul modelleri ve davullar› üzerinde bulunmayan insan yüzünün bir imaj›n›n bulundu¤u dikey çapraz parçalar üzerinden ç›kar.158

A. V. Anokhin, el yazmas›ndan kalan koleksiyonda bunun hakk›nda yazm›flt›: “Altayl›lar, kendi klan fiamanlar›n›n ya da fiamanist atalar›n›n resimlerini yapt›lar ve onlar› çad›rlar›n›n ço¤unlukla ön k›sm›na bazen erkeklerin taraf›na ast›lar. Kocalar›n›n (fiaman atalar) resimleri yan›nda onlar›n efllerinin tasvirleri de çad›rdayd›, bunlar onun kendi klanlar›n›n atalar›yd›. Bunlar ya onun çeyiziyle getirilir, ya da o hasta oldu¤unda fiaman›n tavsiyesi üzerine oraya yerlefltirilir (ya d ayap›l›r). Her yeni resim üzerine fiaman dinî araqy (sütten çekilen brendi) ser-pintisi yapar; araqy cacyp dat (o süt brendisi serper). Resimler oldukça nâdir kul-lan›l›r. Fakat buna ihtiyaç varsa örne¤in annenin ya da baban›n ölümünden sonra erkek ata eski olan› ormanda yolun d›fl›nda bir yere götürüp onlar› bir a¤aca asarken yeni resimler yapar. Tüm resimler calu olarak adland›r›l›r, fakat farkl› tür-leri vard›r ve bunlar dört tipe bölünebilir:

1. Davullar (tönürcek)

2. Silindirik püsküller (mandaq) 3. Parçalar ya da kurdeleler (dalama)

4. Giysilerin yerine geçen parçal› (kürmüs) tahtadan yap›lan antopomorfik simgeler.

Tönürcek, büyük (fiaman) davulunun ya da onun kasna¤›n›n modeli üzerine yap›l›r. Kasnak (qas) hufl a¤ac›ndand›r. Onun çap›na göre bu, küçük (11 cm) orta (19 cm) ya da büyük (22 cm) olabilir. Bu, kurflunî gözlü (ezi) (onun üstad›, yani fiaman davulunun üstad›) bir insan figürü fleklinde tasvir edilen bir çapraz parçay-la iki bölüme ayr›l›r. Omuzparçay-lar›nda bir (tahta) de¤nek bazen demir bir çubuk (kirifl) (fiaman davulunun yatay girifli) taraf›ndan ayr›l›r. De¤nek ya da çubukta as›l› olan pendantiflerdir (qanura). Befli sa¤da dördü solda bulunur. Bu say›lar, her zaman göz önünde bulundurulmaz. Pendantifler burada tahtadan ya da arada demirden olabilir. Baz› dokuma parçalar› (dalama) çapraz parçalara ba¤lan›r. Yeni tönürcek, kendi yaflamlar›nda bir fiaman davuluna ya da bir fiaman kostümüne sahip olmufl atalar›n flerefine yap›l›r ve havaya kald›r›l›r.159

(4)

Altay Türkleri aras›nda yine Güney Altayl›lar anlam›nda yani Teleutlarda davu-lun kasna¤›n›n deriyle de kaplad›¤› davulda Baraba Türk saneminin bir baflka çeflidini bulabiliriz. Saneme adak olarak ikram edilen hediye bile bunun üzerinde bulunmaktad›r, burada bununla birlikte baz› hayvanlar›n pençeleri ya da kürkleri de¤il fakat baz› kufllar›n tüyleri as›l›d›r. Elbette ki Kirmen flekilli tutamaçl› Teleut fiaman davuluna uygun olarak, sanemin sap› da Kirmen flekillidir (MAE 3974-197A, B). Küçük bir davulu deri kapl› tahta kasnak ve ortada daralan payandal› saptan oluflur ve ç›k›nt› yapan dikey bir sivri tepeli¤e sahiptir. Payanda, flekil olarak büyük davulun (fiaman davulunun tutamac›) payandas›na uyumludur; bafltan bafla buna büyük davulun kiriflini (kirifl) taklit ederek, bir tel geçirilmifltir. Payanda, kasna¤›n içerisinden desteklenir ve iki demir pendantifi vard›r. Tüyler, davulun üst kenar› üzerinden geçirilir ve benzer tüyler emegenderin (difli atalar›n sanemi) dokuma tasvirine eklenir.160(Figür 21a, b).

Kumaflla kapl› davul sanemleri Teleutlar aras›nda,161ince zarl› di¤erleri yani

periton Tubalar162aras›nda ortaya ç›kar.

Altay Türkleri aras›nda yine Güney gruplar anlam›nda davul flekilli saneme dair hayvan kürklerinin ve kufllar›n pençelerinin kurban›n›n Baraba Türk gelene¤inin benzerini bulabiliriz. A. V. Anokhin’in el yazmalar› Altay Kizhilerle ilgili olarak, “Onlar tavflan derisini (bafitan) biraz tönürcek’e ba¤larlar. Onlar bunun ne anlama

Figür 20, Kasnakta bir insan figürü ile birlikte bir fiaman atan›n flerefine yap›lan bir davul flekilli Altay Kizhi Sanemi (mae no. 1853-17)

(5)

geldi¤ini bilmezler.”163 Der. Sanemin yan›na bir pençe ba¤layan Altay Kizhi

gelene¤inden G. N. Potanin taraf›ndan söz edilir: Altay Kizhiler bazen tönürcek’i mandaq’la ya da bir sicim üzerine dalama ile birlefltirirler. Bundan dolay› Jadrincev, bir dalama sicimi tasvirini bir ongan (sanem) çizimi olarak kabul eder; sicimin ön taraf›na do¤ru iç yüzünün üzeri, demir bir çubuk tasviri olan bir tönürcek ilifltirilmifltir. Tahta figürler, sa¤ ve sol tarafa ba¤lan›r ve birkaç av kuflunun aya¤›, her bir sicimin sonuna ba¤lan›r.”164

fiaman atalar›n›n onuruna yap›lan minyatür davul sanemlerinin kültü ve bu kültün ideolojik arka plan› hakk›nda bir fikir edinmek için A. V. Anokhin’in mundus klan›ndan Beleges olarak adland›r›lan s›radan bir Altay Kizhi adam›n›n (fiaman olmayan) evinin tönürcek’inin tarifinden al›nt› yapmak ayd›nlat›c›d›r: “Onlar›n parçalar›, onun kar›s›n›n çeyizine aittir. Hem annesinin hem babas›n›n taraf›ndan miras kalm›flt›r ve kalan› onun atalar›n›n (ayn› flekilde babas› ve annesi taraf›ndan) imajlar›yd›. Belegeler bundan dolay›, dört Altay Kizhi klan›n›n (mundus, ocy›, todos ve kergil) bile fiamanlar›n›n tönürceklerini korurlard›.” Onun evinin kad›na ait olan yar›s›nda fiaman Akyt’nin tönürcek’i, onun kar›s›n›n çey-izinin parças›yd›, Toici (kergil klan›). fiaman Akyt’nin an›s›na göre onlar, ayd›nl›k renkli bir at, bir koç, vahfli keçi kemikleri, saba (ev yap›m› bira) ve araqy (sütten kesilen brendi) kurban ettiler. fiaman Akyt’nin yard›mc› ruhu (tös) dezim biz idi.

Figür 21a, b, Bir fiaman Atan›n flerefine Teleutlar›n bir deri kapl› davul-flekilli sanemi (MAE no 3974-197a, b içinde)

(6)

Todos klan›n›n fiaman atas› Tojada’n›n tönürcek’i. Tojada, kar›s›n›n taraf› üzerinde koruyucu ruhtu. E¤er Tojada, fleytan ruhu (daman körmös) evden kovalayamazsa Altayl›lara nakleder, o zaman onun öfkesinde o kendisi insanlara vahflice sald›r›r ve onlara hastal›klar verir. Tojada’ya ikramlar, Akyt’e yap›lanlar›n ayn›s›yd›. fiaman ata Tokjyok’un kankardefli, ödök, bir fiaman gibiydi. Tokyjok fiamanl›k yaparken baca deli¤inden (tünük) geçer, bir baflka evin dam saça¤› üzerine yerleflirdi. fiamanizm vas›tas›yla Ödök, hastal›klar›n her çeflidinden insanlar› iyilefltirirdi. Abu qan, hem Tokjyok hem de Ödök’ün yard›mc› ruhu (tös) idi. fiaman Sadon’un tünürcek’i (evin sahibinin annesi) Sodon 11 y›l önce öldü. Onun ölümünden sonra ruhu Abu qan saf ruha geçti (aru tös). fiamanistli¤i esnas›nda fiaman flunlar› bildirdi: Sodon, onun akrabalar›nca sayg› duyulmaya de¤erdi. Ölümünden üç y›l sonra bir tönürcek onun için yap›ld› ona di¤er atalara yap›lan kurbanlar›n ayn›s› yap›ld›.165

Bir Telengit bana davul flekilli sanemlerin kaderinin mühürlendi¤ini bildirdi: “Tünürcekler fiamanlar (qam) taraf›ndan yap›l›r. Onlar her zaman çad›rda (ajyl) durur. Onlar çad›rda bir yere as›l›r, ba¤lan›r. Bu da fiaman taraf›ndan yap›l›r. Tünürcek her zaman burada durur. Hiçbir fley at›lamaz ya da her zaman as›l› duran tünürcek bir kurban olarak verilemez. Uzun bir zaman orada b›rak›l›r. Bu, onun sahibi ölene kadar orada kal›r. Onun üstatlar›n›n hepsi öldü¤ünde, hiçbir torun kalmad›¤›nda, o zaman tünürcek yak›l›r çünkü art›k çad›r›n sahibi yok-tur.”166

Baraba Türk sanemleriyle ba¤lant›l› olarak, sanemlerin Baraba Türk isimlerinin ba¤lant›s›n› qurcaq fleklinde al›nt› yapmadan önce göstermek zorunday›z. Gördü¤ümüz gibi L.V. Dmitrieva, qurcaq kelimesini tahta oyuncak bebek anlam›nda çevirir. Bu, onun gerçek anlam›n›n sanem olmas› ba¤lam›ndan ortaya ç›kar; alar qurcaqqa tabynyanar. Onlar tahta oyuncak bebeklere sayg› gösterdil-er,167 ya da qurcaqny alla tep pilganar. Onlar tahta oyuncak bebeklere

(sanem-lere) Tanr›’n›n yerine tap›nd›lar.168Sanem elbette tahtadan yap›lan bir oyuncak

bebek olabilir, gerçekten gördü¤ümüz gibi ça¤dafl kaynaklar taraf›ndan sözü edilen bu gibi fleylerdir. Fakat kelimenin etimolojisi onun orijinal anlam›nda a盤a ç›kar ve bu yine Altay Türklerine uzan›r. Asl›nda Baraba Türk kelimesi qurcaqla ba¤lant›l› olan kelimeler flunlard›r (W. Radloff’un sözlü¤ü temele al›narak): Tobol qurcaq, ölü puppe; kazan qurcaq, ehe Statue, Puppe; Teleut qurcaq, der Tannenreifen, ein schmaler Leibgurt; Altay Kizhi, Sagai qurcaq, ein schmaler Leibgurt; sagay qurcaq der Tannenreifen die Rodsciene. Semantik de¤iflim, çem-ber-sanem kelimemizin flu Altay Kizhi anlamlar› taraf›ndan anlafl›labilir yap›l›r:

(7)

Qurcu: 1. kasnak; 2. Çember; 3. fiamanl›¤› esnas›nda fiamana efllik eden bu ruh-lar› sembolize eden ç›ng›rakruh-lar›n (fiaman›n ritüel kostümünün kufla¤› alt›nda) çem-beri.169Onun orijinal anlam› çemberden Baraba Türk kelimesi qurcaq’› hakk›nda

fikir edinmek için öncelikle sadece bir çember flekilli sanem belirtildi, fakat onun anlam› daha sonra sanemleri farkl› formlar›nda örne¤in tahtadan yap›lan oyuncak bebekleri belirtmek için geniflletildi.

fiimdiye kadar yap›lan karfl›laflt›rmal› analizler süresince Baraba Türk objelerinin ve Güney Sibirya Türk halklar› aras›nda kavramlar›n benzerliklerini bulduk ve en yak›n denklikler, Altaik daha do¤rusu Güney Altaik Türkler olarak adland›r›lan yani Altay Kizhi, Teleutlar ve Telengitler taraf›ndan sa¤lanm›flt›r.

Ortaya koydu¤umuz Baraba Türk fiamanizmi fenomeni di¤er yandan Güney Sibirya halklar› aras›nda bulunmaktad›r, fakat sadece de¤il; onlar Khantaty ve Mansi kadar tipik Samoyediktirler (Sbirya’da yaflayan Mo¤ol halk›n›n dili ya da üyesi). Dahas›, varl›¤› bu halklar›n ötesine giden bir fenomen bile vard›r. Hemen hemen bu türün bir gelene¤inin takdimiyle bafllayal›m: Hayvan kurban›, özellikle at kurban› formu (bir direk üzerinde, kesilmifl at›n as›l› derisinin Baraba Türk gelene¤i) Güney-Sibirya Türkleri aras›nda yayg›n olmaktan uzakt›r. Abakan Türkleri (Khakalar) genellikle ruhlar için hayvan› öldürmediler, sadece onlara kur-ban olarak sundular. Bu gibi bir hayvan yzyx olarak adland›r›ld›.170 Söz konusu

etnik toplumdan sadece birkaç grup ruhlara sunulan hayvan› öldürme gelene¤ini uygulad›. S. D. Majnagasev bu halklar›n inançlar›nda meflhur bir uzman ve ken-disi Abakan Türk vatandafll›¤›na sahiptir. Bu kanl› ritüelin (tigir taji cennete kuran) oluflu hakk›nda flunlar› belirtti: “Bu kurban etme, daha s›k olarak Kochinler taraf›ndan gerçeklefltirilmifltir. Türklerin geri kalan›na gelince, bildi¤ime göre bu sadece Abakan’›n ›rmak aya¤›n›n sol taraf› olan Teya boyunca yaflayan Beltirlerde ola¤and›r.”171Fakat, kiflisel gözlemlere dayanarak o, kurban kabilinden hayvan›n

derisinin yak›ld›¤›n› iddia etti.172Genel di¤er Güney Sibirya Türk halklar› aras›nda

Tajalar (Karagalar) birkaç ruha hayvan da sunuyorlard› (ydyq, ruha sunulmufl hay-van).173 Durum, Yenisey nehrinin yukar› taraflar›nda ve kaynak bölgesinde

yaflayan Tuvalar (ya da Soyotlar, bilimsel literatürde daha eskiden adland›r›ld›¤› flekilde Uriankhai) aras›nda benzer flekildedir.174 Fakat, Bat› Tuvalar Altay

da¤lar›n›n civar›nda yaflayanlar zaten bir direk üzerine kurban kâbilinden hayvan derisini asma gelene¤ini uygulam›fllard›: Bo¤an›n ortak takdisine ek olarak birey-sel takdisi de Mangun-Taiga’da yaflayan Tuvalar aras›nda ola¤and›: Bu, tajylyan qylyp orandanduya maryul qylyr (tajliyan a¤açl› da¤lara ölümsüz hediye) olarak adland›r›l›r. Bu ifade, özel bir aç›klama gerektirir. Tajyljan vas›tas›yla, onlar, da¤›n

(8)

üstad›na takdis edilmifl hayvan›n derisinin as›lmas›na efllik eden duay› anlarlar (…) Bu ismin do¤ufl sebebi, aç›kça ydyq öldürüldükten sonra onun derisi ova’n›n yan›na (obö: bir y›¤›n ince dal ve büyülü amaçlar için y›¤›lan tafllar) as›ls›n diye bireysel ydyq bo¤a takdisinin ortak ydyq bo¤a takdisinden olmas›d›r.175

Bir dire¤e as›lm›fl olan kurban kabilinden hayvan›n derisi ile yap›lm›fl kurban sonunun klasik bölgesi Altay’d›r. 1964’te alan çal›flmam›z esnas›nda bunun kal›nt›lar›n› hem Kuzey-Altay Türkleri aras›nda örne¤in Tubalar, Kumandinler hem de Güney Altay Türkleri aras›nda örne¤in Altay Kizhi, Telengitler bulduk. Daha erken zamanlar›n etnografyac›lar› ve gezginleri de Altay Türkleri aras›nda hayvan kurban›n›n bu türünden söz ederler.

V. I. Verescogin, Barnaul’dan Mo¤olistan’a yolculu¤unun hikâyesinde, at kur-ban›n› flu flekilde izah eder: “Seminsk’i geçince ötesinde… Altayl›lar›n çad›rlar› vard›r. Fakat hiçbir yerde, birkaç y›l önce gerçekten her kalmuk (Altay Türk) aul (meskeninin) bir zaruri parças› olan bir tajlga’y› (tajylya) göremeyiz. Tajlga fluna benzer: Bir tarafa yaslanan bir direk üzerinde, bir fiamanistik gösteri esnas›nda kur-ban edilmifl ve kurkur-ban ziyafeti esnas›nda yenilmifl bir at›n derisi sark›yordu; bunun önünde, toprak üzerine saplanm›fl iki hufl a¤ac› dal›n›n aras›nda bir yanda di¤erine uzat›lm›fl bir ba¤ vard› ve bu ba¤dan farkl› renkli çuha kurdeleleri sark›yordu. Tojlga’n›n kayboluflu birkaç y›l önce bafllayan dinî hareketin (lamaism) ilerlemesi yüzündendi.”176J. G. Granö de Altay Kizhi at kurban›n›n zikrini yapar: “Bir

vakit-ler yaz›n en s›cak oldu¤u bir y›l di¤er fiamanist Altayl›lara benzeyen Kuyum halk› (Kuyum nehri boyunca yaflayan) ebedî saltanatta 17. alanda oturan yüce hüküm-dar Ülgen’in iyi ruhun dünyas›na takdim edilen kurban kabiline ait festivali kut-larlar. Sürünün yavrulamas›, dünyan›n arma¤anlar›, ormanlar ve sular, iyi her fleyde tamamen onurlar›na, bu sebeple kurban ayinleri gerçeklefltirilmesi gereken müflfik ruhlar›n ihsan›d›r. Bu gibi f›rsatlar esnas›nda sunulan fley ekseriya, rengi beyaz de¤ilse de her zaman parlak olan bir att›r. Çünkü saltanat›n ruhlar› siyahtan hofllanmazlar. Cennette hayvanlar›n favorisi olarak göz önünde tutulan›n rengi ve yafl› üzerine bilgileri toplamak büyücünün görevidir. Ayr›ca, Tanr›lar› memnun eden kurban kabilinden bir a¤ac›n yani kal›n b›rak›lm›fl dallar› ve çap› iki ya da üç kar›fl olan bir gövdeye sahip hufl a¤ac›n›n bulundu¤u Kara Orman’da güneflli aç›kl›k uygun bir kurbansal mekân› seçmek de onun görevidir. Uygun bir günde kurban edilecek hayvan, kurban kabilinden hufl a¤ac›n›n dibine yönlendirilir ve takriben onun ölmesine yard›mc› olmas› için dayan›lmaz iflkenceye baflvurulur, o zaman hayvan›n derisi yüzülür. Bunu yaparken insanlar derinin içinde kafatas› ve

(9)

afla¤›da olan el ve ayak parçalar›n› yerinde b›rak›rlar. Eti, kemiklerden herhangi bir kayba sebep olmamak için dikkatlice ay›r›rlar, bunu k›zart›r, k›smen çi¤ k›smen piflirilmifl olarak yerler. Kemikler dikkatlice temizlenir ve sonra hufl a¤ac› de¤ne¤inden yap›lm›fl dört kulaç uzunlu¤unda bir kaz›¤a ilifltirilmifl ayr› bir suna¤a koyarlar. Platform, kurban kabilinden at›n derisi için de tesis edilmifltir ve dört ilâ befl kulaç uzunlu¤undaki güçlü bir direk, onun üst ucunu do¤u yönünü iflaret etmesi için topra¤a meyilli olarak s›k›flt›r›lm›flt›r. Deri, do¤uya yönelen kafayla bunun üzerine as›l›r.”177Bu durum münasebetiyle fiaman›n söyledi¤i flark›yla da

beraber Altay Kizhi at kurban› gösterisi, her ne kadar çeviri yap›lsa da V. I. Verbickij taraf›ndan kaydedilmifltir.178 W. Radloff’u Verbickij’in materyaline,

Altay Kizhi fiaman flark›lar›n›n büyük ço¤unlu¤unun Almanca çevirisiyle ek olarak yapt›¤› hayvan kurban› (tailga) ritüelinin tarifi de ondan sonrad›r fakat o, orijinal Türk dili metinlerini yay›mlamakta baflar›s›z olmufltur.179

Bir di¤er Güney Altayl› etnik grup olan Teleutlar taraf›ndan kutlanan hayvan kurban›n›n k›sa bir tarifi G. Spasskij’in incelemesinde aç›k hâle getirilmifltir: “Bireysel hayvan kurban›n›n yerleflmifl tarihi yoktur; özel bir yemin vesilesiyle gös-terilirdi. Kurban takdim etmek isteyen bir Teleut, kam (fiaman) ile beraber arka-dafllar›n› ve erkek akrabalar›n› davet eder. Herkes bir kurban alarak niyet edilen at ya da bo¤ay› alarak d›flar› gider; dört tahta kaz›k üzerinde bir sahzen ve bir yar›m yüksekli¤inde (1 sahzen, 2,13 metredir) bir platform yükseltirler, onlarla getirilen hayvan› bo¤arlar ve bunun üzerinde derisini buharla dezenfekte ederler, sonra ya kafas›n› ya da t›rnaklar›n› kesmeden derisini yüzerler; bundan sonra uzun bir direk üzerine bunu asarlar, gözleri do¤uya dönüktür. Sonunda ba¤›rsaklar› ç›kar›lm›fl bedeni kemiklere zarar vermemeye çal›flarak parçalara ay›r›rlar, sonra eti piflirir ve yerler. Bu gösteriler, tüm hararetli niyazlar ve kam’›n davuluna vurmas› eflli¤inde yap›l›r.”180

Benzer bir seramoni, üçüncü güney Altay halk›yla görüflen W. Amschler taraf›ndan gözlemlenmifltir: “1930’un yaz›nda bafllayan ve Altaik halklar aras›nda evcil hayvanlar›n üremesi üzerine çal›flt›¤›m kefliflerimin biri esnas›nda merkezi Asya’da yerleflik Telengitlerin hayvan kurbanlar›n›n baz› özelliklerini görebildim. Tüm çabalar›m›za ra¤men, bütün 1000 km. lik yolculu¤umuz esnas›nda sadece bir f›rsat yakalad›k, çünkü fiamanlar (onlar›n en güçlü zalimlerinden kaç›nmak için) en uza¤a ve ulafl›lmaz yukar› vadilere geri çekilmifllerdi ve hayvan kurban› orada oldukça nadir oluyordu.”181 Ayr›ca onun hayvan kurban› tarifi maalesef

(10)

malzemelerin yeni verisi yoktu. Yazar, de¤erli foto¤raflar da yay›nlad› (Figür 22).182

Kuzey Altayl›lar da at kurban› ayinini uygulam›fllard›r ve Tubalar183 ile

Kumandinler184aras›nda seramoninin ayr›nt›l› bir tarifine bile sahibiz.

Bir hayvan› do¤aüstü varl›klara kurban etme yolu, Baraba Türklerinin etnik bir karakteristi¤i olan bu ayin, yani topra¤a çak›lm›fl bir direk üzerinden kurban hay-van›n›n derisinin sark›t›lmas› gelene¤i bizi Güney Sibirya’n›n bütün Türk halk-lar›ndan Altay Türkleri’ne götürür.

Fakat bu kurban etme metodu hiç de Güney Sibirya’n›n Türk halklar›yla s›n›rland›r›lamaz. Bunu anlayabiliriz, örne¤in Ob Ugrianlar ve Samoyedik halklar gibi Baraba Türklerinin kuzey komflular› aras›nda.

N. Witsen taraf›ndan az önce söz edildi¤i gibi Ob Ostyaklar (Khanty) Tanr›’n›n kulübesi yan›na sanemin onuruna kurban hayvan›n›n derisini, aya¤›n› ve bafl›n› ast›lar.185Novickij flöyle yazar: “Kurban hayvan›n›n derisi onun kafas›yla ve

diz-lerinden afla¤› bacak bölümleriyle bir dekorasyon ve sanem kulübesinin üzerinde ebedî bir hat›ra olarak a¤açlara as›l›rd› ve Pelim Tanr›s›n›n a¤ac›ndan o kadar çok at derisi sark›t›l›rd› ki bu a¤ac›n bu kadar a¤›r yükü nas›l tafl›yabilece¤i merak edilirdi.”186 Vogullar da (Mansi) hayvan kurban›n› uygulam›fllard›r. Munkasci

flunlar› belirtir: Ren geyi¤i en ortak kurban hayvan›d›r, fakat at özellikle de beyaz at Tanr›lar nedeniyle en favori hayvand›r. Kurban hayvan›n›n derisi ve kafatas› yüksekte büyüyen a¤açlara as›l›rlar.187

Kurban derileri sadece a¤açlara as›lmazd›, ayr›ca a¤açlara koyulan bir direk üzerine de yay›l›rd› (Figür 22).

Figür 22, Sygva nehri üzerinde, a¤açlar üzerine yerlefltirilen bir direkte as›lm›fl bir Mansi kurban at›n›n derisi (foto¤raf CME no 1705-106 içinde)

(11)

Baraba Türklerinin Samayed komflular› da hayvan kurban etmeyi, özellikle ren geyi¤i takdimini uygulad›lar. (Ostyak Samayed -Selkup- fiaman›n›n bal›kç› kulübesinin kenar›nda bütün kassyl po-kurban a¤açlar›) bir hufl a¤ac›, bir kara-çam a¤ac› ve bir sedir a¤ac› bulunuyordu. Selkuplar›n kavram›nda bu a¤açlar, yüce cennette büyüyen yedi kurban a¤ac›n› temsil eder. Yedi kassyl po, Selkuplar’›n kartal taraf› (limpyl pelat) kartal klan›na üçü sedir taraf› (kassyl pelat) jay klan›na aittir. Bu a¤açlar (her iki klanda, hufl a¤ac›, kara çam a¤ac› ve sedir a¤ac›) cenneti dünyaya ba¤layan kurban eden a¤açlar (nop tet tanty nymy carmyl kassyl po) olarak adland›r›l›r. Her bir klan›n kendi özel klan kurban›n› takdim etmesi bunlar›n yan›ndad›r. Her iki klanda ortak olan biri (kara-çam) orada onlar›n aras›nda büyür. Kurban, Selkuplar’›n özel klanlar›nca de¤il, fakat tüm Selkup soyunca takdim edilir.188Çizimde de görülebilece¤i gibi kurban kabilinden ren geyi¤inin

boynu-zlu kafas›, üç dala ayr›lm›fl kurban a¤ac›ndan as›lm›fl ve kurbanda takdim edilecek ren geyi¤i, a¤aca ba¤lanm›fl, orada duruyor.

Yurak Samayedleri (Nenetler) de ren geyi¤i kurban etmifllerdir. S›ra d›fl› yard›mlara ihtiyaç duyuldu¤u özel durumlarda birkaç Tanr›ya (geleneksel kurban-lara ek okurban-larak) tamamlay›c› bir kurban takdim etmek gereklidir. Bu gibi durumlar-da Nenetlerin tundra topra¤›na ve ormanl›k tundradurumlar-daki a¤açlar üzerine çak›lm›fl direklerin üzerinde kurban hayvan›n derilerini, Altay Türklerinin yapt›¤› gibi ben-zer bir yöntemle ast›klar›na iflaret etmek ilginçtir.”189

Yenisey Samayedleri (Enetler) ço¤unlukla aç›k renkli bir ren geyi¤i ( bir bo¤a ya da bir inek) seçerler. Fakat bu herhangi baflka bir tür de olabilir. Bunu tafl›rlar, genellikle ba¤larlar ve kurban etme yerine do¤ru bir k›zak üzerinde yat›r›rlard›. Bazen, bir k›za¤›n arkas›na ba¤lanm›fl yafll› ren geyi¤ini yanlar›nda götürürlerdi. Var›fl üzerine derhal hayvan› bir iple bo¤arlar ve ruhlar›n dikkatini kurbana çek-mek için ba¤›rmay› sürdürürler. Ayn› zamanda, ren geyi¤inin kafas›n›n güneye do¤ru ya da güney do¤u yönüne do¤ru döndürülmesi gerekir. Yamal yar›madas› üzerinde rengeyi¤i, yüzü do¤uya dönük olarak yat›r›l›r. Onun derisi soyulur ve parçalara ayr›l›r. Etin küçük bir parças›, sanemlerin yan›na koyulur, kalan›n›n bir parças› çi¤ olarak yenilirken bir k›sm› kurban edilen alandan uzak olmayan bir yerde piflirilir ve kalan› eve götürülür. Kurban edilen hayvan›n bafl› ister istemez kurban edilen alanda b›rak›l›r, güney a¤ac›nda saklan›r (ijalja pja). Bir kurban, ayn› flekilde avlanmadan önce takdim edilir (pinnipedler ya da kutup ay›lar› için). Ren geyi¤inin kafas› en iyi kurban olarak düflünülür. Sahil üzerinde ya da dosdo¤ru topra¤a yerlefltirilmifl bir dire¤e kaz›klan›r.190

(12)

Tavgi Samayedleri (Nganasanlar) de kurban olarak ren geyi¤i sundular. Çeflitli felaketler zaman›nda onlar, yalvararak bir fley ya da hasta bir insan gibi biri için yard›m göndermesini sa¤lamak amac›yla günefle ibadet edebilirlerdi. Ve sonun-cusu iyileflti¤inde, beyaz bir geyi¤ini günefle bir kurban olarak öldürürler. Bu ren geyi¤inin eti, fiaman hariç, kat›l›mc›lar taraf›ndan ortak bir ziyafetle tüketilebilir ve onun derisi, kafas› ve toynaklar›yla birlikte bir a¤aca as›labilir. Sonbaharda günefl, bir kutup gecesi için batmadan evvel hemen hemen her aile, kafas› ve toy-naklar›yla bir a¤aç üzerine as›lacak olan, beyaz bir ren geyi¤i takdim ederler.191

Bu, bir a¤aca karfl› meyilli duran bir direk üzerine bilfiil serilen derinin yazarca çekilen foto¤raf›nda ortaya ç›kar.192

Buriyatlar193ve Kalmuklar194gibi Mo¤ol halklar› taraf›ndan da kurbanda

hay-vanlar takdim edilmifltir ve Mo¤ollar›n Gizli Tarihi 13. yy. ›n hayvan kurbanlar›ndan söz eder.195

Kurban›n bu çeflidi, bununla birlikte evvelce söylenilen halklar taraf›ndan ikamet edilen alanlar›n ötesinde de meydana geldi: Bu, bat›da örne¤in 10. yy. ›n Kafkasya Hunlar› aras›nda196 ve do¤uda ren geyi¤i terbiyecisi Koryaklar197

aras›nda kutland›.

TTiinnsseell GGöömmmmee ((DDeeffnneettmmee))

Gördü¤ümüz gibi Baraba Türkleri topra¤a ölü bedeni defnetmenin yan›nda bir a¤aç üzerine bedenini örne¤in bir çocu¤unkini defin metodunu da uygulad›lar. Bu uygulaman›n benzeri yine Güney Sibirya Türkleri ve Ural halklar› aras›nda bulun-abilir. P. S. Palas, 18. yy. kadar erken bir tarihte Beltirlerin Kvznetik Tatarlar›n›n (Shorlar) ve Da¤ Tatarlar›n›n kendi ölülerini topra¤a gömmeleri yerine ormanda uzak bir yere bir a¤aca koyulan tabut gelene¤ini gözledi¤ini kaydeder.198 Bu

gömmeden daha sonraki bir tarihin raporlar›nca da söz edilir. Sagailer aras›nda Shor kökenli Karga (yarya) klan›nda. ** Shorlar›n kyzaj klan›n›n geleneklerine göre, “Önceki zamanlarda ölü insanlarda bir a¤aca yerlefltirilirdi. Memurlar ve misyonerler flöyle söylediler:199Onlar› asmay›n! Ölüyü bir a¤aç üzerine asmay›n.

Onlar› bir a¤aca yerlefltirmemelisiniz. Bundan sonra sadece küçük çocuklar›n kara-çam a¤ac›n›n kabu¤una sar›lmas›ndan sonra, iptal edildi.”200 Bir a¤aca

gömme gelene¤i Altay Türkleri aras›nda da vard›. Bundan aralar›nda Verbickij,201

Stygosev’in de202 bulundu¤u birçok misyoner taraf›ndan söz edilir. Yüzy›l›m›z›n

erken zamanlar›nda bas›lan kitab›nda S. P. Svecov da Altay Türklerinin yukar›da zikredilen gelene¤ini kaydeder.203N. P. Dyrenkova’n›n gözlemlerine göre “A¤aç

(13)

üzerinde gömmenin izleri 1925’e kadar canl›yd›. Uzak yerlerde ölü çocuklar, özellikle erken do¤mufl bebekler a¤aca gömülürdü ya küçük kalaslar aras›na yerlefltirildi ya da bir kara-çam a¤ac›n›n kabu¤una sar›l›rd›. Bu gibi gömme mekân-lar› dikkatlice saklan›rd›.”204

Ölü bedeni yerlefltirme gelene¤i asl›nda pratikte sadece Güneyliler aras›nda de¤il, Bat› Sibirya Türkleri halklar› aras›nda da vard›. Gerçekten, K. F. Karjalainen, M. A. Castren’in Fin-Ugur halklar› aras›nda da ölüyü, özellikle çocuklar› a¤aca yerlefltirme gelene¤inin var oldu¤u iddias›nda yan›ld›¤›n› düflünür.205 Oysa ki

benim bir soruma V. N. Cernecov 3 Ekim 1966 tarihli mektubunda flunlar› yazar: “Tinsel gömme yayg›n olarak Bat› Sibirya’da; Khanty, Mansi, Samayedler (her-halde Nenetler) Ket ve Yukagirler aras›nda biliniyor. Onlar genellikle bu yöntem-le bir fyöntem-leyyöntem-lerde iyöntem-leryöntem-lemifl olanlar (bu fiamanlara ait olabilir), k›smen, seramoniyöntem-lere gitmemifl küçük çocuklar› (olgunlaflmam›fl çocuk olarak adland›r›lanlar) gömdüler. Bir tünek ya da direk üzerine defin, Yamal yar›madas›n›n Nenetleri aras›nda her yerde olmaktad›r. Orman kufla¤›nda ölü, a¤açlar ve a¤açlar›n oyuklar›na gömülürdü.”206 Benzer bir defin gelene¤i, Enetler aras›nda da ola¤and›.

Prokofjeva bununla ilgili olarak, izleyen flu sat›rlar› yazar: “Cenaze töreni ayinleri a¤açlar üzerine ölü bedenlerin yerlefltirildi¤i bu zamanlar›n izlerini korur. Bu, düflürülen çocuk embriyolar›n›n defnini, ölüler üzerinde dallardan yap›lan konik çad›rlar›n yükseliflini kan›tlar.”207O, daha sonra flunlar› yazar: “Düflürülen çocuk

embriyolar›n›n cenaze törenlerinden bahsetmek zorunday›z. E¤er bir kad›n düflük yapt›ysa embriyoyu paçavralara sorar ve onu bir a¤aç ya da çal›ya asard›. E¤er yak›nlarda a¤aç yoksa, kad›n topra¤a ya da kara bir de¤nek saplar ve küçük çocu¤un bedenini bir ip vas›tas›yla buna asard›.”208Kuzey Samayedlerin üçüncü

grubu Nganasanlar da bir a¤aç üzerine defin yaparlard›. A. A. Popov: “E¤er yeni do¤mufl ya da küçük olan bir çocuk ölürse, bedeni bir sand›k üzerine yat›r›l›r ki o zaman bir a¤açtan as›l›r ve e¤er yak›nda a¤aç yoksa o zaman sand›k, toprak üzerinde b›rak›l›r.”209

Bu ölü defninin özel yolu sadece Kuzeyde de¤il Güney Samayedler taraf›ndan da bilinmekteydi. A¤aç üzerinde gömmeye birçok referans, ölülerin bir sedir a¤ac›na bazen bir kara-çam a¤ac›na yerlefltirildi¤inden fakat asla bir hufl a¤ac› kul-lan›lmad›¤›ndan do¤rudan söz eden Güney-Samayed grubunun (Selkuplar) folk-loründe bulunmal›d›r.210Tinsel gömme pratikte Narym nehri bölgesinde de

uygu-land›. Ket nehri bölgesinde, oyuncak bebeklerin (ruh tasvirleri) özellikle a¤açlar üzerine gömüldü¤ü bir orman vard›r.211

(14)

Y

Yaayy ‹‹llee KKeehhaanneett

Kehanette bulunman›n bu al›fl›lmam›fl yolunun Sibirya halklar›n›n fiamanlar› taraf›ndan kullan›mda farkl› türleri vard›.**212 Buryatlar da bir yay vas›tas›yla

kehanette bulundular: “Yay ile kehanet iki yolda vuku bulabilir: Bir yanda, kâhin yay› kendi kula¤›na yak›n konuma getirirken daha çok veya daha az güçle kavisli kirifl taraf›ndan üretilen sesin karakterine göre ve di¤er taraftan kirifl boyunca ç›kan atefli inceleyerek.”213Yay ile kehanette bulunman›n bu yollar›, yay ile kehanetin

yerini tutan Baraba Türk eyleminden tamamen farkl›d›r. Fakat yay ile Baraba Türk kehaneti Sibirya halklar› aras›nda bilinmemektedir.

Altay Türk Tubalar›n›n kâhinlik yapan yay›, Leningrad Devlet Etnografi Müzesi’nde saklanm›flt›r (no 43332-127 içinde). A. N. Glukhov, yay›n afla¤›daki ayr›nt›l› tarifini ve tatbikini belirtir: “fiaman taraf›ndan gerçeklefltirilen kehanet eylemi için küçük yay; akasya a¤ac› kabu¤undan sicimli kavak a¤ac› dal›ndan yap›l›r; kehanette bulunurken fiaman bunu sa¤ elinin içine al›r, yay›n iki ucunu dengelemek için baflparma¤› ve iflaret parma¤›yla sicimin ortas›n› tutar; bilmek istedi¤i fleyi tahmin ediyor (yani olas›l›klar› birer birer sayar) bekliyor; bunu kendi kelimeleri izliyor, yay bir eksen üzerindeki gibi sicim üzerinde hareket etmek zorundad›r. Bu, fiaman›n soru sordu¤u ruhu görünmez gücünün sonu-cudur; farkl› fiamanlar olumlu ya da onun sallanma derecesinden).” Kapsha

Figür 23, Tubalar aras›nda yay vas›tas›yla kehanet (Foto¤raf GME, no 4721-25 içinde)

(15)

nehrinin zengin sa¤ taraf›nda Koz bölgesinden icat edilen söz konusu Tuba yay›, sicim boyunca 50 cm uzunlu¤undad›r. Devlet Etnoloji Müzesi, yay ile kehanet eden Tuba eyleminin bir foto¤raf›n› da saklar (no 4721-25 içinde) (Figür 23). Bu yay, benze yolla Chelkanlar taraf›ndan da kullan›ld›. Bu, Leningrad Devlet Etnogrofi Müzesinde tutulan bir foto¤raf ve bir obje (5069-25) taraf›ndan kan›tlan›r (Figür 24). Bu müzenin koleksiyonuna dayanarak, bu çeflit kehanetin Kumandinler (no. 5063-75 içinde) ve Shorlar (no. 3646-89 içinde) taraf›ndan da bilindi¤ini belirtebiliriz.

Fakat sadece kuzeyde de¤il, güney Altayl›lar da yay arac›l›¤›yla kehanette bulundular. Altay Kizhiler dölgö olarak adland›r›lan fiamanist eylem süresince fiaman davulunun yerine geçen küçük bir yay kulland›lar.214 A. V. Anokhin’in

haberi, yay hakk›ndaki malumat›m›za flunlar› ekler: “Ender durumlarda fiaman ya da fiamanlar davulu küçük bir yay (dölgö) ile yer de¤ifltirebilirler. Yine de dölgö, tüm fiamanizm aktivitesi esnas›nda ifl görmemelidir, ancak sadece ruhlar›n arzu-lar›n›n ö¤renildi¤i evrede olabilir. Seramonilerde sadece dölgöyü kullanan birkaç fiaman vard›r. Fakat onlar, sadece kendi akrabalar›n›n dinî ihtiyaçlar›n› tatmin ederler.”215 Teleut fiamanlar› da yay ile kehanette bulundular. Bu, aç›kça Teleut

fiamanlar›n›n seramonik flark›lar›ndan ortaya ç›kar. fiaman, etkinli¤i esnas›nda Tajlye qan’la ba¤lant› kurar, bunu ona sorar:

Ne tegenin ürenizin? Senin torunu oldu¤un birinin (yani bir fiaman) ismi ne? Ady pazyn ajdyn qam! ‹sim, senin ismin ve kafan, qam (fiaman)!

Figür 24, Chelkanlar ars›nda yay vas›tas›yla kehanet (Foto¤raf MAE, no I-135-293 içinde)

(16)

fiaman, a¤›r bir tonda flark› söyledi ve davulunu sallad›. Ruha tekrar flark›y› çald›:

Ne tegenin qaldya polojyn? Torunu oldu¤um birinin ismi ne? Ne tegenin üen polojyn? Çoluk çocu¤u oldu¤um birinin ismi ne? Uqtu udul üreni-min! Gerçek bir fiaman›n çoluk çocu¤uyum Ucuqcunun qoldyyy Kirifller büken birinin torunu

Töstü pamnyn edem Ruhlara sahip olan bir fiaman›n torunuyum

Dölgö cünün üreni edem! Yay ile (dölgö) fiamanl›k yapan birinin çoluk çocu¤u 216

Ve N. P. Dyrenkova bir notta flunlar› ekler: “Jölgö: Özel kahinlerin ve fiaman-lar›n fiamanl›k etkinliklerini gerçeklefltirdikleri küçük bir yay, jölgölöjjipyü: Bir yay›n yard›m›yla, sihirbazl›k ve fiamanl›k yapma.”217

Güney Sibirya Türk halklar›na ek olarak, Fin-Ugur halklar› da yay arac›l›¤›yla kehanette bulundular. K. F. Karjalaina, Tremiugan Khanty’nin benzer uygulamalar› üzerine bilgi verir.**218 Baraba Türk fiamanizminin karakteristiklerinin en yak›n

grubunun karfl›laflt›r›labilir fenomeni hususu, flimdiye kadar gözlenmifl özellikler-den fliddetle farkl›d›r. Bu, Baraba Türk objeleri ya da ayinlerinin mukayesesi her zaman Altay Türklerini iflaret etmektedir. ‹lk grup bizi yaln›z Altay Türklerine (yani Güney Altayl› olanlar) götürdü ve ikinci grubun özellikleri, onlar›n muadilleri Ob Ugrian ve Samayedik halklarca da bilinse de, Altay Türklerine de hast›. Di¤er yan-dan, flimdi analiz edece¤imiz üçüncü grup objeler, Baraba Türklerini Altaik Türklerden ay›r›r. Çünkü onlar, Ob Ugrian ve Samoyedik halklar aras›nda sadece tesadüfen bir araya getirilmifltir. Bunlar›n birkaç› ya da di¤erleri Altayl›lar aras›nda bilinse de bizim iflaret edece¤imiz flimdiye kadar yap›lan çal›flmalar, bunlar da Ural Halklar›n› tamamen birlefltirir.

SSaanneemm BBaarraakkaass››

Messerschmidt’in günlü¤ünden görebilece¤imiz gibi, Baraba Türkleri yerleflim yerlerinden üç günlük mesafe uzakl›kta bir yere sanem için özel bir baraka infla ettiler. Bu gibi yap›lar, Güney-Sibirya Türkleri aras›nda bilinmemektedir. Fakat 2675’te Sibirya boyunca yapt›¤› seyahati esnas›nda N. Spafarij, içinde görmüfl, bak›r ve ayakta duran tahta sanemlerin bulundu¤u camileri gördü; onlara önce Ostyaklar (Khanty) tap›nd›lar.219 40 y›l sonra, Gr Novickij, zaten Ob Urgrianlar

taraf›ndan infla edilen içinde tahtadan oyulmufl ve paçavralara sar›lm›fl antropo-morfik sanemleri tuttuklar› yap›lar› sanem kaleleri (kumirnja) olarak tarif etti.220

Sonraki etnografik araflt›rma, sanem barakalar›n›n Ob Ugrianlar aras›nda al›fl›lm›fl oldu¤unu destekledi.221

(17)

V. N. Cernecov’un incelemeleri, sanem barakalar›n›n sanemlerinin klan ata-lar›n› temsil etti¤inin aç›k bir hâle getirmeye yard›m etti: “Tahtadan, daha az s›kl›kla metalden yap›lan klan atalar›n›n zoomorfik ya a antropomorfik tasvirleri ya klan›n yerleflim yerinde ya da klan kurbanlar›n›n yap›ld›¤› mekânlarda s›kça sisli bir ormanda korunur. Bir kural olarak, klan›n gizli yiyecek deposu da oradad›r. Klan üyeleri aras›ndan seçilen yafll› bir adama tasvirleri koruma görevi verilir. Bu atalar, gizli yerde, emanet edilen her fleyin oldu¤u kadar tasvirlerin bütünlü¤ünden de sorumludur. Klan türbeleri, genellikle uzakta, ormanda zorlukla bulunur ve sadece klan üyelerinin buraya ulaflan yolu bildikleri yerde bulunmaktad›r. Onlar, buraya ya gruplar hâlinde ya da tek tek gelebilirler ve bu yüzden tasvirlerin tutul-du¤u küçük inflalar kapal› olmamal›d›r. Fakat di¤er klanlar›n üyelerine, kutsal yere girmeleri yasaklanm›flt›r, onlar sadece bir klan kurban›n›n takdimine kat›lmalar› sebebiyle oraya gidebilirler.”222

Sanem barakas› genifl olarak Ob Yarianlar›n Samayed komflular› Selkuplar aras›nda da bilinmektedir. Bu zaten M. A. Castren taraf›ndan nakledilmifltir.**223

Castren’in haberine dayanarak N. Kastrov da Selkuplar›n Sanem barakas›ndan söz etti.224Ne yaz›k ki o, Castren’in özel deneyimi ve gözlemlerine bir fley

ekle-mekte baflar›s›z oldu. Fakat befl y›l sonra bas›lan bir makalede fiamanlar›n sanem barakalar›n›n bekçileri oldu¤unu belirtti.225 Söz konusu Selkup objesi E. D.

Prokofjeva taraf›ndan bütünüyle aç›kland›: “Tam olarak ayn› klan›n üyelerinin ortak bir tap›nma yeri vard›. Her klan›n topraklar›nda bir lazyl sesan ruhlar›n (kut-sal) barakas› vard›. Selkuplar› müteakip, bu ifadeyi ruhlar›n barakas› olarak çevir-iriz. Laz, ruh; sesan, baraka (Selkuplar›n baraka için bir kelimesi daha oldu¤unu söylemek zorunday›z: kor. Sesan sözcü¤ü sadece kutsal barakalara atfedilir-Yazar’›n notu). Bu barakalara uzanan yolu bulmak zordu. Yol sadece a¤açlardan sarkan paçavralarla iflaretlenmiflti. Bu gibi iflaretlenmifl a¤açlar, ›rmak kenar›ndan barakaya yola uzan›rd›, bazen birkaç kilometrenin üzerindedir.

“Her zaman barakaya götüren, sarpy olarak adland›r›lan dar bir patika vard›. Barakaya götüren bu gibi yollar, sabit dikey (çapraz) tatar yay› taraf›ndan korunur-du, çünkü herkese buna yaklaflma salahiyeti verilmezdi ve kad›nlar da yasak-lanm›flt›.

Özel günlerde bahar festivalinden önce yaz festivalinden sonra ya da klan›n özel önemli durumlar›nda, baz› yetiflkinlerin eflli¤inde fiaman, barakaya ibadete giderdi. fiaman barakay› ve sabit tatar yay›n› korurdu. Bu gibi birkaç baraka da gözden geçirdik. Bunlar, Khanty ve Mansi barakalar› tipiyle özdefltir ve d›fl

(18)

görünüflte çiftlik barakalar›ndan farkl› de¤ildir. Onlar, iki meyilli çat› stilinde küçük yap›lard›r. Barakalar, buna girilecek yola deliklerden ç›kan kemirgenleri durdurun diye iki ya da üç yüksek sütun üzerinde durur. Barakan›n karfl›t duvar›ndaki kesim, bir kap› vas›tas›yla kapanan bir girifltir. Zeminden barakaya götüren bir merdiven-di, pürüzlü bir kirifl ortada yatay bir durumdayd›. Bazen kesikler (basamaklar) kiriflten yap›l›rd›.

Kutsal klan barakalar›nda henüz belirtti¤imiz gibi, bunlara ait olan çok say›da nesneye ilâveten hayvan atalar›n›n tasvirlerini buluruz (…). Bu baraka, klan›n atas›, Ija’n›n tasvirini içinde bar›nd›r›rd›.”226

SSaanneemm KK››zzaa¤¤››

Y. E. Ides’in verdi¤i bilgiden gördü¤ümüz gibi Baraba Türkleri kendi sanem-lerini özel bir k›zak vas›tas›yla tafl›rlard›. Benzer amaçlar için tahsis edilen k›zak-lar, Güney Sibirya halklar› taraf›ndan kullan›lmaz, fakat Ob Ugrianlar aras›nda bunlar bilinmektedir. Leningrad Devlet Etnografi Müzesi, bu gibi Mansi k›zak-lar›n›n foto¤raflar›n› saklamaktad›r ( no. 2634-25 içinde).227 Taife göre: “Eve ait

Tanr›lar ile birlikte k›zaklar: pubykhs (pupyy tanr›i klan atas›, onun tasviri). Pubykh, ren geyi¤i derisi ve karaçam a¤ac› kabu¤u ile sar›lm›fl bir biçimde küçük bir sand›k içerisindedir; K›zak mendillerle doludur ve buna çanlar as›lm›flt›r; Seramonik ayinlerin her türü, göçebelik süresince bunun etraf›nda gerçeklefltirilir.” Sanem k›za¤›n›n Mansi hayvan kurbanlar›nda da rol oynayan bir bölümü vard›r. Örne¤in, Lazva Mansi, “Pubykh k›za¤›n›n yan›na küçük bir kara-çam a¤ac› dik, onun dallar›na, köflelerine gümüfl para ba¤l› iki mendil as. Kara-çam a¤ac› ya da k›za¤a (s) (malumat veren kifli, hangisi oldu¤unu hat›rlam›yor) bir ilmek ba¤lad›lar: Alt› adam bunu s›k›ca tuttu ve güneye do¤ru e¤diler. Alt› uzun-çekilen 盤l›k boyunca giden yay›n pefli s›ra, derken alt› yaya sözlü kelimelerce efllik edilir, o zaman tekrar üç 盤l›k at›l›r. Bu arada iflçi, önceden kesilen çam›n dallar›ndan haz›rlanan flenlik ateflini yakt› ve ilme¤i s›k›ca tuttu: Dizleri üzerine düflürülen ve ellerini kald›ranlar›n tümü, neredeyse hayvan› öptüler ve topra¤a e¤ildiler. Jeremiah, baltay› ald›, k›za¤a ba¤lanm›fl beyaz geyi¤i kafa taraf›ndan vurdu ve b›ça¤› kalbine soku. Tam bundan sonra birkaç geyik daha b›çaklanm›flt›.”228

‹dol k›za¤›, Khanty’ler taraf›ndan da kullan›ld›. Örne¤in, Leningrad Devlet Etnografik Müzesi bu gibi takdimlerin mekân›nda bir k›za¤›n foto¤raf›n› saklamak-tad›r (no 1706-133 içinde) (Figür 25).

(19)

‹dol k›za¤›, Samoyedik halklarca da iyi bilinmektedir. 1925 ve 1928 y›llar› aras›nda keflif seferleri esnas›nda Selkuplar›n iki meflhur ö¤rencisi G. N. Prokofjev ve E. D. Prokofjeva, Janov Stan’›n mahallinde, Selkuplu genç insanlarla mahalin bilgisi üzerine anlaflt›lar ve dünyay› kendi fiamanlar›n›n kavramlar›nca resmetme su-renkli çizimler yapmada hüner sahibi oldular. Bir çizimde (Antropoloji ve Etnoloji Müzesi, no 6361-4 içinde) ressam, bir fiaman› fiamanizm ayini esnas›nda resmetmifltir.229 Resimde iki k›zak vard›r. ‹lki, topra¤›n üzerinde bir çukurun sol

taraf›nda bir kurban kabilinden a¤aca ba¤lanm›flt›r, çukurun alt taraf›nda bir ren geyi¤i, bunun gibi kurban kabilinden a¤aca ba¤lanm›fl flekilde ayakta durmaktad›r. Sa¤ tarafta bir taç bafll›kl› fiaman› ellerinde bir davul ve davul çubu¤unu kald›r›rken görebiliriz. Di¤er k›zak, bir a¤aca ba¤l›, iki kavisli çizgi taraf›ndan iflaret edilen gökyüzünde solda durur.

Toprak üzerindeki k›zakla alâkal› olarak Prokofjeva flunlar› yazar: “Az bir uzakl›kta (a¤açtan çukura) bir baflka a¤aç (tepenin dibinde güneflin alttaki takdim a¤ac›: karral celynt ylty kassyl po) durur. Bu, yukar› dünyan›n a¤ac›d›r, bir hufl a¤ac›. Buna as›l› duran aksesuarlar, kara-çam a¤ac›na as›lanlar kadar parlakt›r. Kara-çam üç kutsal a¤ac›n ikincisidir. Söz konusu resimde hufl-a¤ac› do¤an güneflin yönüne do¤ru meyleder. Bunun yan›nda duran k›zak ayaklar› üzerinde birlefltirilmifl bir k›zakt›r.”230 Gökyüzünde duran ikinci k›zakla ilgili olarak:

“Uhrevi alan›n bafllang›c›nda sola dair alan ›fl›k yayan günefltir, celyt. Sol tarafta afla¤›s› kutsal bir a¤açt›r, yani güneflin do¤du¤u yerde büyüyen tür -bunun için Bat› taraf›d›r). Bu a¤ac›n alt›nda, ruh servetiyle sabah güneflinin (harfi harfine, tepenin dibinde güneflin alt›nda ruh k›zaklar›) kutsal k›zaklar› korur.”231

Figür 25, Oksyr-gort yerleflim yerinde kurban yap›lan alanda Khanty sanem k›za¤› (foto¤raf GME, 1706-133 içinde; resim 1909-1910’da S. I. Rudenko taraf›ndan çekilmifltir.)

(20)

Selkuplar›n yan› s›ra bir baflka Samoyedik etnik grup Nganasanlar da sanemleri tutmak için kullan›lan k›zaklardan haberdard›r. 1936-38’de A. A. Popov, bu halk-lar aras›ndaki mevzu üzerine, de¤erli bir materyal toplad›:**232

Enetler ve Nenetler de sanem k›za¤› kulland›lar: “Hemen hemen her Enet ve Nenet’in bir kutsal k›za¤› vard›, fiamanizme ait aletlerini saklamak için bu gibi k›zaklara sahip olan fiamanlar› zikretmiyoruz. Günlük konuflma dilinde, bu k›zak yeye yan (Nenetlerde) ve kiyo kan (Enetlerde) olarak adland›r›l›rd›. fiamanlar bunu nuvu yan (Nenetlerde) ve nae kan (Enetlerde) uhrevi k›zak olarak adland›rd›lar. Bu gibi k›zaklar, her gün kullan›lanlardan farkl›yd›. Bir k›za¤›n genelde her bir taraf›nda iki, bazen üç ya da dört tane k›zak aya¤› vard›. K›zak üzerinde, kapaks›z ya da kapakl› bir sand›k vard›. K›zak, bacaklar› ve üzerinde aln› olan ren geyi¤i derisiyle kaplanm›flt›. Ön taraftaki çapraz-çubuklardan paçavra parçalar› ve di¤er kurbansal hediyeler, çeflitli metal pendantifler sarkard›. Üstteki uzunlamas›na demir çubuk üzerinde belkemi¤i tasviri kesikleri vard› (maya leda), yani s›rt›, ruhun. Ön taraf›, ruhun kafas› olarak kabul ediliyordu ve ya¤ ve kan sürülüyordu (bu, sanemler gibi beslenirdi). K›zak ayaklar›n›n ortas›nda, ruhun bacaklar›n›n diz-lerini sembolize eden yumrular vard›. K›zak ayaklar›, nae yanne olarak adland›r›lan bacaklard›. Sonuç olarak k›za¤›n kendisi, yaflayan bir varl›¤›, tahmi-nen içinde bir ruhun hareket etti¤i bir hayvan› (ren geyi¤i) sembolize etti. Hemen hemen tüm k›zaklar, bu ruhlar›n tasvirini (sjadej) tutmaya hizmet etti: 1. nuvnju (narka yeye) yani köpek o¤ul, verilen mahalin ruhunun bir tasviri (…) 2. Ana ruhun bir parças› (ekseriya bir paçavra parças›) (…) 3. Semavi insanlar›n birkaç tasviri (…). Bu ruh tasvirlerine ek olarak Yenisey ve bunun bat›s›nda yaflayan Enetler ve Nenetler, kutsal k›zakta tutulan sanemler, koni flekilli çad›rlar›n›n koruyucular› (mjad-yeye) olarak kabul edildi. Bunlar ikinci sanemlerdi (…) Kutsal k›za¤›n ortaya ç›kmas›, genellikle (cinsel bak›mdan olgunlaflmam›fl) bir erkek ya da k›z taraf›ndan gerçeklefltirildi. Bir çocuk bulunmad›¤›ndan, kutsal k›za¤a bir erkek ve ren geyi¤i sürücüsünü idare eden adamla ilerleyen bir kad›n taraf›ndan yön verilirdi. Yetiflkin kad›nlara kutsal k›za¤› idare etme salahiyeti verilmemiflti. Bu, alay›n arkas›nda iler-lerdi. Her renkten iki erkek rengeyi¤i buna koyulurdu fakat ayd›nl›k renk daha fazla tercih edildi. Bu erkek geyikler her iki taraf üzerinden iflaretlendi. Çok yaflland›klar› zaman öldürüldü ve yenildi. Rengeyi¤i koflumunun kufla¤› kahveren-gi ya da beyaz ay› derisinden (flüphesiz) ya da ay›bal›¤› derisinden yap›l›rd›. Koflum tak›m›nda ya da kutsal k›za¤› ba¤lamak için ip kullan›lmad› çünkü ip, kad›nlar taraf›ndan yap›l›rd› ve murdar olarak görülürdü. E¤er k›zak özellikle bir kutsal obje, özellikle sayg› gösterilen bir ruh tasvirini tafl›yorsa, bu kesinlikle bir

(21)

erkek taraf›ndan yönlendirilirdi ve alay›n bafl›nda bundan biraz ayr› olarak ilerler-di.”233

B

Biirr SSiivvrrii UUççlluu BBaaflflll›› SSaanneemm

Messerschmidt’in el yazmas›nda bulunan daha do¤ru çizimler dahi Baraba Türklerinin davulda saneme ek olarak sivri uçlu kafas› olan sanemleri oldu¤unu gösterir. Bu tip, Altay Türkleri taraf›ndan bilinmemektedir ya da daha do¤rusu sadece Kumandinler234taraf›ndan bilinmektedir ve L. P. Potapov bunlarla genetik

olarak Khanty sanemleri aras›nda ba¤lant› kurar.235

Bunun örnekleri, V.T. Sirelevus’un Ajppalov köyü yak›n›nda bir göl kenar›ndaki kulübeden toplad›¤› puyos~puyos ebe olarak adland›r›lan Khonty sanemleridir (Helsinki Konsallismuseo Koleksiyonu no. 3904-804 ve 3904-811 içinde). Müzenin envanterinde önceki: puyos, ebe, Torom’un k›z›, hufl a¤ac›

tah-Figür 26, Sivri Uçlu bafla sahip Khanty sanemi: pupyy (Foto¤raf,

GME no. 2634-3 içinde)

Figür 27, Sivri uçlu bafla sahip Selkup sanemleri (Foto¤raflar Tomsk müzesinde, R. A. Uraev

(22)

tas›ndan yap›lm›fl; sonraki: puges, ebe, Paimi’nin ufla¤›, kurflundan yap›lm›fl (Paimi Jorlulekov kahraman›n kar›s›d›r, adan›n han›m›) (Figür. 26).

Mansiler de sivri uçlu kafaya sahip sanemler yapt›lar. Örne¤in, I. K. Zelenov, foto¤raf› Leningrad Devlet Etnografik Müzesinde tutulan, bu gibi bir obje toplad› (no. 2634-23 içinde). Envanterde tarifi flöyledir: pvbyx (pupi). Ev halk› tanr›s›, k›rm›z› kereste a¤ac›ndan oyulmufl, Tanr› Vit- jal’be’nin flerefine toplumsal kur-banlar›n mekân›nda. Pupyy, göçebelik sonunda Vogol’un kaç›n›lmaz bir arka-dafl›d›r. Tanr› Vit-jal’be, Vit-Jelpin, yani su azizidir. B. Munkacsi’nin koleksiy-onuna göre Lozva suyunun kutsal hükümdar›n›n ismini tafl›r. (lüsem vit jelpin ater)236ve flerefine, büyüler taraf›ndan kan›tland›¤› gibi, kurbanda rengeyikleri ve

atlar takdim edilir.237

Sivri uçlu kafal› idollere, Samoyedik halklarca tap›lm›flt›r. Bir Tomsk müzeci olan R.A. Uraev, örne¤in, Selkuplar›n bu gibi bir sanem barakas›n› keflfetti.238Bu

objeler Tomsk Bölgesi Müzesince korunmaktad›r (Figür. 27). Benzer sanemler Nenetler aras›nda da ortaya ç›kt›.239

Baraba Türk fiamanizmi fenomenin mukayeseli analizi, 17. ve 18. yüzy›llardan eldeki tüm k›s›tl› bilgiye, ayd›nlat›c› bir ilavedir. Bu y›lda edindi¤imiz görüntü, elbette, ayr›nt›l› mukayese materyalinin az ya da çok parças› ya da bölümdür ve binaenaleyh tüm detaylar› göstermez. Fakat ekseriya (örne¤in davul çizimleri, davulda sanem, sanem k›za¤›, sanem barakas›yla iliflkili olarak) görüntü, hemen hemen, küçük detaylar› bile kapsayarak, tamamlanm›flt›r ve sadece birkaç durum-da (örne¤in sivri uçlu bafll› sanem hususundurum-da) kabaca, gelecek araflt›rmac›larca izlenmesi gereken yolu bildirerek, tasla¤› ç›kar›lm›flt›r. Genellikle, bundan dolay›, son dönemdeki etnografik materyallerin karfl›laflt›rmas›n›n, Baraba Türk fiamanizm kavram›n› ve objeler ideolojik arka plan›n tasla¤›n› çizdi¤ini, yani, karfl›laflt›rmal› analizinin dinî-tarihsel görüfl noktas›ndan Baraba Türk fiamanizmine ait olan bil-gimize ilavede bulundu¤unu vurgulad›k. Di¤er yandan karfl›laflt›rma neticesinde a盤a ç›kar›lan ›rklar aras› kimlikler, etno genetik sonuçlara ulaflmay› da mümkün k›lar.

Gördü¤ümüz gibi, inceleme alt›ndaki Baraba Türk fiamanik objeler ve kavram-lar›, di¤er insanlar›n dinî fenomeni olarak, onlar›n olufluna göre, üç gruba ayr›l›r. ‹lk grup, Güney-Sibirya Türk halklar›n›n yönetiminde gösterilen özelliklerden ter-tip edildi; üçüncü grup Ural (Ob Ugrian ve Samoyedik) halklar do¤rultusunda gös-terilenleri kapsar. ‹kinci grup fenomeni, münhas›ran, Türk ya da Ural halklar›na hapsedilemez, fakat her ikisinin inançlar›n›n büyük k›sm›na ait özelli¤i vard›r;

(23)

dahas›, gördü¤ümüz gibi, onlar›n olufl alan›, söz konusu halklar›n ötesine yay›lm›flt›r.

Bu sonraki grubun fenomenini, flimdi göstermemizin sebebi, bizim flimdiki etno genetik çal›flmam›z›n bir objesinin, ba¤›ms›z çal›flmalar›n, bu ziyadesiyle kar›flt›r›lan ritüellerin tarihini ve kökenini (hayvan takdimleri, tinsel gömme, yay arac›l›¤›yla kehanet), ›rklar aras› kimliklerin meselesinin etkili aç›klamas›n›n tasavvur edilemeyen bilgisi olmaks›z›n, ayd›nlatabilmesidir. Güney Sibirya ya da Baraba Türk ve Ural ›rklar aras› kimliklerin temeli üzerine, yine de etnogenetik sonuçlar saptamaya çal›flabiliriz.

Öncelikle, Baraba ve Güney Sibirya Türk etnogenetik kurulufllar›n›n etnolojik mukayeselerine bakal›m. Bu grubun etnolojik fenomeninin muadilleri fiaman davulunun yap›lar› (bunun tamam› ya da bunun özel figürleri, 17 kan’›n yolu, kanatlar› yay›lm›fl kufl, kurba¤aya ilâveten canavar hayvan gibi), davul çubu¤u, davulda sanem, sanemlerin ad› (qurcaq) –güney- Sibirya Türk halklar› aras›nda keflfedilmiflti. En yak›n benzerlikler yine de, Yenisey kayna¤› bölgesinin ve Sayan da¤lar›n›n (Tuvanlar ve Tofalar) sakinlerince, hatta Abakan bölgesinin nüfusu (Khakalar yani Kachinler, Sagalar, Beltirler, K›z›llar, Koiballar) de¤il, güney Altay Türkleri olarak adland›r›lanlarca gösterildi.

Baraba Türkleri ve güney Altay Türkleri yani Altay Kizhiler, Teleutlar ve Telengitler aras›ndaki özdefllikler, ne flekilde olursa olsun, etnolojik oluflumlarda s›n›rland›r›lamaz.

N. A. Baskakov, Altay Türklerinin dili husunda flunlar› vurgular: “Altaik dil, K›rg›z diliyle özel bir alt grup oluflturan Türk dillerinin bat› grubuna aittir. Yine de Altaik lehçelerden baz›lar›n›n, yani onlar›n kuzey grubunun, güney grubun lehçe-sine ait olan gerçekte Altaik (Altay Kizhi) lehçeye dayanan bugünün edebî dilinin standartlar›ndan epeyce farkl› oldu¤unun belirtilmesi gerekir. Ölçütlerin tüm bir serisi, Türk dillerinin bat› Hun dal›n›n Uygur O¤uz s›n›f› olarak adland›r›lmas›nda, Altaik dilinin kuzey lehçelerinde yer al›r.”240 Türkolojinin daha ortak terimlerini

kullanmak için: Kuzey Altayl›lar›n dili, O¤uz dilleri ailesine aittir ki O¤uz dilleri Güney Altayl›lara, bu ise K›pçak dillerine aittir. N. A. Baskakov Tatar dilleri241

aras›nda Baraba Türk dilini s›n›fland›r›r ve bu Bashikir’le birlikte K›pçak -Bulgarik alt grubunu flekillendirir.242Bundan dolay› Baraba Türk dili - Türkolojinin

al›fl›lm›fl terimlerinde kalmak için - K›pçak dillerinden biridir. Baraba Türklerinin ve Güney Altay Türklerinin dilleri, bundan dolay› K›pçak dilleri olan ayn› gruptur ve bunun üyeleridir. Baraba Türk dili üzerine çal›flmas› yo¤unlaflm›fl olan L. V.

(24)

Dmitrieva, di¤er Türk dilleri aras›nda bu, yerini afla¤›da gösterdi¤i biçimde belir-ler: “Barabalar›n dilinin K›pçak Türk dillerinin bu gruba ve dillerin iki grubun nite-liklerini toplam›fl Sibirya lehçelerine: Volga – Ural grup (kendi lehçeleriyle Tatar ve Baskir dilleri) ve Kazak – Altay grubu (kendi lehçeleriyle Kazak, Nogay, Karakalpak, Altaik [Güney Altaik] dilleri), ait olan› mümkündür.”243 Bu sonraki

s›n›flama sadece K›pçak grubunda iki dili içermez, ayn› zamanda bunun parçalar›ndan biri olarak kesinlikle, Güney Altay Türk dili olarak kabul edilir.

Baraba Türk fiamanizminin tezahürlerinin tam da Güney Altay Türklerinin nite-likleriyle uzlaflmas›, e¤er Güney Sibirya halklar›n›n yaln›z bu etnik grubun dili olarak belirtirsek, yine daha anlafl›labilir olur. Çünkü Güney Sibirya Türk halk-lar›n›n kalan›n›n dilleri -yani Tuvalar, Kachinler, Sagailer,Beltirler, Koflballar, K›y›lar, Shorlar, Tubalar, Kumandinler, Chelkanlar- bütün O¤uz tipine aittir. Sonuç olarak sadece fiamanizm konusunda de¤il, onlar›n dilleri konusunda da, kesinlik-le Güney Altayl›lar, tüm Güney Sibirya halklar› aras›nda Barabalara en yak›n olan›d›r.

Baraba Türk fiamanizminde, Güney Altay’›n daha aç›k duruflu, sadece dil araflt›rmac›lar›nca de¤il antropoloji taraf›ndan da desteklenir.

Tobol ve Baraba Türkleri aras›nda özel antropolojik çal›flmalar yapan T. A. Trafimova flunlar› yazar: “Alan çal›flmas› esnas›nda seçilen tiplerin analizi, her iki grupta (Tobol- Baraba), Uralik (Kuzey-Asyatik) tip orada hâkimken, özel bir yerin Güney Sibirya tipi ve iç Asyatik tip vas›talar›yla Barabalar aras›nda tutuldu¤unu gösterir.”24422 Baraba Tatar› antropolojik deneye tabi tutuldu. % 45,9’u Uralik,

% 17,2’si Güney Sibirya ve % 9’u ‹ç Asya tipine aittir. Uralik tip konusuna daha sonra dönece¤iz: Baraba Türk ve Güney Altay Türkleri aras›ndaki söz konusu antropolojik ba¤lant›larda önemli olan bir Güney Sibirya ve bir iç Asyatik tipin varl›¤›d›r. Güney Sibirya Türkleri aras›ndaki antropolojik çal›flmalar›n sonucu olarak A. I. Jarkha, Türklerde, çeflitli Güney Altay gruplar›n› flu flekilde karakterize etti: “Tipolojik olarak Teleutlar› fark› bir tip olarak ele ald›k. Onlar›n ›rksal evrim-in katk›da bulunan faktörler, hem k›sa kafal›l›k elementleri hem de kuzeyde, Kuzey Altaik elementleridir. Tipte ilerleyen de¤iflim, uzak Sohalardan Teleutlara izlenebilir. Sohalarda Teleutlara farkl›l›klar, ayn› yönde, Sohorlardan Güney Altayl›lar (Altay Kizhi ve Telengitler) aras›ndaki antropolojik ba¤lant›lar hakk›nda, bizi teyit eder. Teleutlar ve Güney Altayl›lar aras›ndaki antropolojik farkl›l›k, e¤er onlar›n öz kütleden ayr›lmalar›n› ve onlar›n di¤er tiplerin kabilelerine co¤rafi yak›nl›klar›n› hesaba katarsak do¤ald›r.”245 Jarkha, Teleutlar›n durumunda,

(25)

sadece onlar›n antropolojik olarak Altay Kizhi ve Telengitlere yak›n oldu¤unu belirtirken, bunlar›n iliflkisinde sonucun sonuncu halk›n antropolojik tipinin varl›¤›n› zaten belirler. Altay Kizhiler hakk›nda flunu yazar. “Onlar›n antropolojik tipinde iç Asya elementinin bask›nl›¤›, Güney Sibirya tipinin de inkâr edilemez kriterlerine ra¤men, kolayl›kla anlafl›labilir.”246Telengitlerle Güney Sibirya ve iç

Asyaitik tipler, temel faktörü teflkil eder.”247

Bundan dolay› antropolojik çal›flmalar, Güney Sibirya ve Baraba Türklerinin Uralik tipinin yan›nda göze çarpan bir rol oynayan iç Asyatik tipinin (iki antropolo-jik veri %26,2’sini oluflturdu¤unu gösterir), tam olarak Güney Altay Türklerinin karakteristik antropolojik tipleri oldu¤u için (Altay Kizhi ve Telengitler aras›nda neredeyse özel olan, fakat bugün co¤rafi tecritte yaflayan Teleutlar aras›nda da göze çarpan), Baraba Türkleri ve Güney Altaik Türkler aras›nda ba¤lant› sa¤lar.

Baraba Türkleri ve bugün bunlardan uzakta yaflayan Güney Altay Türkleri aras›nda kültürel, dilsel ve antropolojik meylin kuruluflu, erken 17. yy. da yaz›lan kaynaklarca oldukça ayd›nlat›ld›.

“1628’den sonra ayaklanma serileri bafllad› ve bunlar (Kara) Kalmuklar›n ve Kücüm klan›n›n prenslerinin deste¤iyle Tara ve Tomk Tatarlar› taraf›ndan organize edildi(…) ‹lk ayaklanma Tara askeri servisinin 18 adam›yla, Boyar Jeremej Pruzinin’deki Baraba steplerinde patlak verdi, Kalamuklardan sald›r› gelmesi duru-munda, Tatarlara yard›m göndermek maksad›yla ertelendi. O zaman onlara, tehlikeli (Tatar) prensi Kogutoj’un savaflç›lar› vas›tas›yla bir adam ile, katliam yap›ld›. Bu sonuncusu, böyle bir suçtan sonra kendi ola¤an göçebe kamplar›nda güvende olamayaca¤›n›n fark›ndayd›, bundan dolay› bar›na¤›, Teleutlar ve Ob’un daha üst sahalar› üzerinde göçebe olan (Beyaz) Kalmuklar [ Teleutlar] aras›na tafl›nd›.”248 Al›nt› yap›lan kaynaklarca teyit edildi¤ine göre, bugün Altay

da¤lar›n›n güneyinde yaflayan Güney Altayl›lar erken 17. yy. da yine Kuzey Altayl›lar›n kuzeyinden daha kuzeyde yaflad›lar; bu bilgi, di¤er dokümanlarca da teyit edilir ve B. O. Dolgikh’in, Güney Altayl›lar›n yerleflim alan›n›, Carys’in orta cihetlerinden kuzeye do¤ru Ob k›vr›m›na ç›kan Ob’un daha üst ciheti boyunca oldu¤unu göstermeksizin sebebi budur.249 Güney Altay Türklerinin topra¤›,

Baraba Türklerinin topra¤›ndan 200 km bile uzakta de¤ildi. Bu mesafe bir göçebe halk için önemsizdir. Bu co¤rafi yak›nl›ktan ve Baraba ve Güney Altay Türkleri aras›ndaki özdefllikten de¤erlendirme yaparak, kültürel tezahüre do¤ru bir k›s›tlama yap›lamaz, fakat bu, dil ve antropolojik tiplerden de ç›kar›l›r, iki halk aras›ndaki tesirin sadece kültürel olmad›¤›n› farz edebiliriz. Güney Altay

(26)

Türklerinin, Baraba Türklerinin genetik evrimlerinde bir pay› oldu¤unu hakl› olarak iddia edebilece¤ini düflünüyoruz, di¤er bir ifadeyle, kültüre gelince, ayn› flekilde dil ve antropolojik tip, bu, Baraba olarak adland›rd›¤›m›z alt tabaka halk-lar› Türklefltirmifl Güney Altay Türkleriydi. Elbette ki di¤er Türk halklar› da bu sürece kat›ld›lar. Örne¤in Volga – Ural Türkleri, Özbekler (Barabalar boyunca yerleflmifl Buharal› tüccarlar içinden), fakat kesin rol Güney Altayl›lar, ya da onlar-la, dil kültür ve antropolojik tipte münasebeti olan her etnik grup taraf›ndan oynanm›fl olmal›d›r.

Daha az önemli olmayan, Baraba Türk etno genetik faktör, alt tabakad›r. Bu hususta, inançlar›n Baraba bölümünün nitelikleri (örne¤in idol k›za¤›, idol barakas›) gördü¤ümüz gibi, Ob Ugrian Samayedik halklar› iflaret eder. Fakat Baraba klan isimleri de gayri Türk alt tabakay› gösterir. Barama ( Baraba), Kargany, Kelebe, Tara, Terena klanlar›na ek olarak V. V. Khramova, Longa ve Lovej klan-lar›n› da bilmektedir.250 17. yy. dan gelen vergi kay›tlar› da benzer flekilde, langa

ve ljubaj formlar›nda son söyleyen iki ismi kaydetmifltir ve ayn› zamanda Logus ismiyle bir klan bile orada yaflam›flt›r.251“L” sesiyle bafllayan orijinal Türk

kelime-si olmad›¤› için j ilk harfi ilk harfi l olan bu klan ikelime-simleri Türk kökenli klan ikelime-simleri olamaz.

Literatürde, Baraba Türk halklar›n›n tümünü içeren, Baraba klan isminin (ilk harfine dayanarak Türk kökenli olabilen) bilimsel Türk etimolojisi olmad›¤›n› belirtmek zorunday›z. Baraba kelimesi hakk›nda, L. V. Dmitrieva flunu yazar: “Onun etimolojisi -Türk fiili parge’nin olumsuz formu: parma -gitmemek, bofllamamak- tüm Sibirya boyunca yayg›nlaflt›r›ld›. Bu folk etimolojisinin, eskinin, belki Türkçe bile de¤il, yer ismi ve etnik ismin, daha yeni bir popüler yorumu olmas› muhtemeldir.”252

Henüz al›nt› yap›lan etnolojik koflutluklar ve co¤rafi yak›nl›klar›n temeline dayanarak, bu. Baraba Türklerinin kuzey komflular› olas› alt tabaka halklar olarak kabul edilen Ob Ugrianlar ve Somayedlerdir – daha ayr›nt› olarak Vasiugen nehri boyunca yaflayan Khanty ve Ob havzas›nda yaflayan Selkuplar- Bunun dil hususuna göre aksi iddia edilemez, çünkü al›nt› yap›lan isimlerin Türk kökenini hariç b›rakan, daha önce sözü edilmifl L bafllang›ç harfi Khanty ve Selkuplar taraf›ndan ço¤unlukla bilinmektedir.

Alt tabaka halklar›n dilindeki de¤iflim zarurî olarak, Sibirya hakk›nda Rusça yaz›lan kaynaklardan önce vuku bulmufl olmal›d›r. B. O. Dalg›kh, Baraba Türklerinin de yaflad›¤› idarî birlik hakk›nda flunlar› yazar: “Tara bölgesinin bütün

(27)

nüfusu kaynaklar›m›zda Tatar olarak adland›r›l›r. Bu Tatarlar aras›nda di¤er köken-li gruplar ([Ob ] Ugrian ya da Samoyedik ) varsa bile, onlar geç 16. yy. ve erken 17. yy. da tamamen Türklefltirilmifl olarak görülür.”253

1721’de Baraba Türklerini ziyaret eden iki seyyah, D. G. Messerschmidt ve Ph. J. Strahlenberg, Türk dilindeki de¤iflimi ve alt tabaka halklar› aç›kl›¤a kavuflturan sözlü bir gelenek kaydedebildiler. Messerschmidt, bu ba¤lamda flunlar› yazar:**254. Strahlenberg benzer bilgi verir, fakat o, hakk›nda yazd›¤› Ostyaklar’›

kastetmesi, Sibirya halk›n›n dillerini s›n›flad›¤› çal›flmas›na eklenmifl. ‘Harmonium linguarium’ bafll›¤› alt›ndaki tablodan aç›kça ortaya ç›kar. Yani Samoyedik halklar› dahil etti¤i s›n›f III’te (…),**255Ob Ostyak kelimeleri, ikinci sütunda listelenmifltir.

Sütun bafll›¤› fludur:**

Bu Strahlenberg’e göre, Ob Ostyaklar’›n, Ob Ugrianlar›n ( o ayn› zamanda söz konusu tablonun s›n›f I’de gördü¤ü ve yazd›¤›:** Khanty (Ostyak) grubu olmad›¤›, fakat Ob havzas›n›n Samoyedleri, yani Selkuplar› (Ostyak Samyedleri) oldu¤udur. 17. yy.da Selkuplar, hâlâ, Ob havzas›nda genifl bir toprakta yerlefliklerdir. Selkuplar sadece Ob’un (Vakh, Tym, Chulym) bol akan sa¤ ciheti boyunca de¤il, onun sol ciheti aya¤›n›n k›y›s› (Parabel vs) üzerinde de yaflad›lar. Anlam›, Baraba Türklerinin evinin bu topraklar›n yak›n komflular› oldu¤udur. Bu bölge, 18. yy. ›n ilk yar›s›nda Selkuplar taraf›ndan da yerleflim yeri olarak kullan›lm›flt›r. Bu dönemde M. A. Castren, isimlerini flu flekilde kaydetti¤i: tschumelgan Ob boyun-ca Narym’den daha afla¤›, sysse-gam ket boyunboyun-ca schöschkom Ob bounboyun-ca Narym’dan yukar› do¤ru ve tjuje-gam (hulym nehri boyunca) dört Selkup grubu bulmufltur.256 Asl›nda bu görünümün de¤iflmesi bizim dönemimizdedir:

Cumylkuplar hemen hemen tym nehri bölgesine hareket etmifltir, Cujekumlar tamamen Ruslaflt›r›lm›flt›r ve kendilerine verdikleri isim günlük dilde yaflam›yor, Soskumlar›n 30 ailesi ket boyunca ve kendisinin söskum fleklinde isim verdi¤i hiç kimsenin olmad›¤› Ob bölgesinde kald›.257Baraba Türkleri ve Selkuplar›n birlikte

yaflad›¤› topra¤›n, bir ve ayn› olmas› 20 yy. ile birlikte sona erdi.

Baraba Türklerinin Selkup alt tabakas› olmas›na iliflkin hipotez, antropolojinin sonuçlar›nca da onaylan›r. Henüz sözünü etti¤imiz T. A. Trofimova antropolojik çal›flmalar›na dayanarak bu halkta Uralik (Kuzey Asyatik) tipin kesin bir üstünlü¤ü oldu¤unu vurgular.258 ‹ncelemeye tabi tutulan 122 Baraba uyru¤unun %45.9’ u

Uralik tipe aittir.259 G. F. Debec taraf›ndan yap›lan ölçümler ve hesaplardan Ob

Selkuplar›n ›rk tipini biliyoruz. O, sonuçlar› flu flekilde özetledi: “Ob Selkuplar (Chumylkuplar) aras›nda oluflan kriterlerin bileflimi, Ural-Altay olarak tarif edilen

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunun d›fl›nda ile- ri sürülecek görüfllerin ilmen bir mâna tafl›mayaca¤› aç›kt›r” (17) sözlerine yer veriyor. Dolay›s›yla Türk Edebiyat›nda Bektaflî

1879 yılında Altay Ruhani Misyonu’nun idarecisi olan Arhimandrit Vladimir Şorya ve Askiz’deki bozkır dumasını ziyarete geldiğinde İoann onunla birlikte tercüman olarak

SSCB öncesinde Altay Türklerinin yazı dili Teleüt ağzı temelinde geliştirilmeye çalışılmış, ancak daha sonra Oyrot Otonom Bölgesi kurulduktan sonra Teleut ağzıın genel

 Makrognati: Üst veya alt çenenin normalden büyük olması  Mikrognati: Üst veya alt çenenin normalden küçük olması  Makrodonti: Diş veya dişlerin normalden büyük

İnceleme konumuzu oluşturan kararda, tıbbi mümessil olarak çalışan davacının iş sözleşmesi haklı neden olmaksızın feshedilmiş, bunun üzerine davacı da

Anadolu’da köçek ve köçeklik kavramının temsil ettiği ikinci yapı olan “kadın kılığına girerek dans etme” ise bize göre, kökenini belirtmek gibi zor bir

Anlatılarda havanın genellikle ilahi bir rüzgâra dönüşerek kahraman için çoğu zaman dönüştürücü bir güç olduğu görülür.. Kahramanın rüzgârla teması onu canlandırır

Gruplar koku, kaşıntı ve renk değişikliği dağılımı açı- sından incelendiğinde rahatsız edici kokuya sahip hasta sayısının, renkli (beyaz, sarı, yeşil) akıntıya