• Sonuç bulunamadı

Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Öz-Etkililik-Yeterlik Düzeyinin Değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Öz-Etkililik-Yeterlik Düzeyinin Değerlendirilmesi"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAĞLIK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN ÖZ-ETKİLİLİK-YETERLİK DÜZEYİNİN

DEĞERLENDİRİLMESİ

Çağla YİĞİTBAŞ * Ayşen YETKİN**

* Öğr. Gör., Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Van. ** Yrd. Doç. Dr., Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü, Van.

ÖZET

Tanımlayıcı, analitik ve karşılaştırmalı nitelikte olan bu çalışmanın amacı; öğrencilerin öz-etkililik-yeterlik (ÖEY) düzeyini, verilen eğitimin ÖEY üzerine etkisini, sınıflar ve bölümler arasındaki farkı belirlemektir. Çalışma 4-8 Mart 2002’de, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Van Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik ve Sağlık Memurluğu Bölümünde yapılmıştır. Tüm öğrencilerin (286 kişi) çalışma kapsamına alınması hedeflenmiş, fakat verilerin toplandığı gün dershanede olan 240 gönüllü öğrenci örneklem grubunu oluşturmuştur.

Veriler ÖEY (Öz-Etkililik-Yeterlik) Ölçeği ile toplanmış ve varyans analizi, t testi, Kruskall Wallis ve korelasyon önemlilik testleri ile değerlendirilmiştir.

Sonuç olarak; öğrencilerin ÖEY puan ortalamasının (91.01) ortanın üstünde olduğu, sınıflar ve bölümler arasındaki puan farklarının önemli olmadığı, sadece 4. sınıftaki Sağlık Memurluğu Bölümü öğrencilerinin puanının Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin puanından önemli bir şekilde yüksek olduğu belirlenmiştir.

Anahtar Sözcükler: Sağlık Yüksekokulu öğrencileri, öz-etkililik-yeterlik.

SUMMARY

Evaluating of self-efficacy-sufficiency levels of students in the health college

The aim of this descriptive, analiytical and comperative type study, is to determine the level of student’s self-efficacy- sufficiency (SES) and the diffferences between classes and departments and the effects on the (SES) of given education. The study has been carried out between 4 - 8 March 2002 in Department of Nursing and Health Officer in Health College of Yuzuncu Yıl Universty (Van, Turkey). The whole population (286 students) were aimed to be included in the study, but 240 voluntary students, who were present in the classrooms during data collection comprised the sampling group.

The data were collected by means of SES (Self-Efficacy-Sufficiency) scala, and were evaluated by means of arithmethical mean, variance analysis, t-testing, Kruskall Wallis and correlation statistical tests.

Finally, it was determined that SES mean of the students (91.01) were upper of medium level, the difference between the departments and classes was not significant, only senior students in department of Health Officer had a significantly higher level of SES than senior students in department of Nursing.

Key Words: Students of Health College, self-efficacy-sufficiency.

GİRİŞ

Öz-Etkililik-Yeterlik (ÖEY) kavramı ilk kez ünlü psikolog Albert Bandura tarafından 1977 yılında, “Bilişsel Davranış Değişimi” kapsamında ileri sürülmüştür. Güçlü bir bireysel yeterlilik hissinin; daha sağlıklı olma, daha yüksek başarı ve daha sosyal bütünleşme ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Dolayısıyla bu kavram; okul

başarısı, emosyonel bozukluklar, mental ve fiziksel sağlık, kariyer seçimi ve sosyo-politik değişim gibi pek çok farklı alanda kullanılabilmektedir (Schwarzer ve Fuchs 1995).

Birey bir sonuca ulaşabileceğine inanıyorsa, daha aktif davranır ve yaşamının seyrini kendisi belirler. Bu “yapabilirim” inancı, bireyin içinde bulunduğu şartları kontrol altına alma hissini yansıtır.

(2)

Öz-etkililik; bireyin nasıl hissedeceği, düşüneceği ve davranacağını belirleyen önemli bir özelliğidir. Düşük öz-etkililik hissi depresyon, anksiyete ve çaresizlik ile birliktedir. Ayrıca böyle bireyler düşük öz güvene sahiptirler ve bireysel başarıları ve gelişimleri hakkında kötümser düşünceler beslerler. Güçlü bir bitirme hissi ise, işlemleri kavramayı kolaylaştırır ve akademik performansı artırır. Öz-etkililik düzeyi, harekete geçmek için güdüleri engelleyebilir ya da arttırabilir. Öz-etkililiği yüksek olan bireyler daha karmaşık ve riskli görevleri seçebilirler. Onların hedefleri yüksektir ve bu hedeflere ulaşmak için azimle çalışırlar (Schwarzer ve Fuchs 1995).

Bununla birlikte öz-etkililik; gerçekçi olmayan iyimserlikle ve hayallerle aynı değildir. Aksine, deneyime dayanır, mantıklı olmayan riski almaya yol açmaz ve bireyin yeteneklerini geliştirmesiyle atak davranışlara öncülük eder. Bireyin kendi yeteneklerini, kapasitesini daha objektif bir şekilde değerlendirmesini sağlar.

Andrew ve Vialle’in (1998) çalışmasında, öğrencilerin öz-etkililik düzeyi ile yeteneklerini algılamaları arasında, Andrew (1998) tarafından yapılan bir çalışmada, hemşirelik öğrencilerinin öz-etkililik düzeyi ile derslerdeki başarıları arasında, benzer şekilde başka bir çalışmada (Chacko ve Huba 1991) ise öz-etkililik ile hemşirelikte akademik performans arasında pozitif bir ilişki olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle ÖEY’nin yüksek olmasının, günümüzde tüm profesyoneller için olduğu kadar Hemşire ve Sağlık Memuru olacak öğrenciler için de gerekli ve önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Hemşirelik lisans eğitiminin hedefi; öğrenciye bilişsel, duyuşsal ve psikomotor boyutta temel bilgi, beceri ve tutumlar kazandırmaktır. Eğer bu öğrencilerin ÖEY düzeyi bilinirse; öğrenmelerini kolaylaştıracak stratejiler geliştirmeleri konusunda yardım edilebilir. Böylece öğretim elemanlarının öğrencilerini, öğrencilerin de kendilerini daha iyi tanımaları sağlanabilir. Çünkü; bilişsel, motivasyonel ve davranışsal olarak kendi öğrenme sürecine aktif olarak katılan, düzenli ve sistemli bir şekilde çalışan (self-regulated) öğrencilerin öğrenmelerinin kolaylaştığı, daha başarılı olduğu ve ÖEY düzeyinin yüksek olduğu bilinmektedir (Risemberg ve Zimmerman 1992).

Bu bilgiler doğrultusunda bu çalışmanın amacı, öğrencilerin ÖEY düzeyini belirlemek ve öğrencilerin ÖEY düzeylerini cinsiyet, sınıf ve bölümlerine göre karşılaştırmaktır.

YÖNTEM

Tanımlayıcı, analitik ve karşılaştırmalı nitelikte olan bu çalışma, 4-8 Mart 2002’de gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın evrenini, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Van Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik ve SAM Bölümü öğrencilerinin tamamı (286 kişi) oluşturmaktadır. Örneklem seçimi yapılmayıp öğrencilerin hepsinin çalışma kapsamına alınması hedeflenmiş, fakat verilerin toplandığı günlerde dershanede olan 240 öğrenci örneklem grubunu oluşturmuştur (1.sınıf:Hemşirelik 37, SAM 31; 2.sınıf: Hemşirelik 35, SAM 30; 3.sınıf: Hemşirelik 32, SAM 19; 4. sınıf Hemşirelik 30, SAM 26 kişidir). Ulaşılabilen öğrenci oranı %83.9’dur. Diğer öğrenciler o gün derse gelmediklerinden çalışma kapsamına alınamamıştır. Yüksekokulda Ebelik Bölümü de olduğu halde, Ebelik Bölümü son sınıfta sadece 2 öğrenci bulunduğu için, alt sınıflarla karşılaştırma yapmanın istatistiksel açıdan güvenilir olmayacağı düşünülmüş ve Ebelik Bölümü öğrencileri çalışma kapsamına alınmamıştır.

Veriler 1982 yılında Sherer ve arkadaşları tarafından geliştirilen ve 1999 yılında Gözüm ve Aksayan tarafından Türkçe’ye uyarlanan Öz-Etkililik-Yeterlik Ölçeği ile toplanmıştır. Ölçeğin Türkçe formunun güvenirlik ve geçerliliği aynı örneklem için Cronbach Alfa iç tutarlılık katsayısı .81, test-tekrar test güvenirliliği .92 olarak bulunmuştur (Gözüm ve Aksayan 1999).

Öz-Etkililik-Yeterlik Ölçeği (ÖEYÖ), 5’li Likert tipi bir öz-değerlendirme ölçeğidir. 23 maddelik ölçekte, her bir madde için; 1-“beni hiç tanımlamıyor”, 2-“beni biraz tanımlıyor”, 3-“kararsızım”, 4-“beni iyi tanımlıyor”, 5-“beni çok iyi tanımlıyor” seçeneklerinden birisinin işaretlenmesi istenmektedir. Her madde için verilen

puan esas alınmaktadır. Ancak

2,4,5,6,7,10,11,12,14,16,17,18, 20,22. maddeler ters yönde puan almaktadır. Böylece ölçekten en az 23, en fazla 115 puan alınabilmektedir. Ölçekten alınan toplam puanın yüksek olması, bireyin ÖEY algısının iyi düzeyde olduğunu göstermektedir.

Ölçeğin dört alt faktörü vardır. Bunlar:

1. Davranışa başlama:2,11,12,14,17,18,20,22. maddeyi, 2. Davranışı sürdürme: 4,5,6,7,10,16,19. maddeyi, 3. Davranışı tamamlama: 3,8,9,15,23. maddeyi, 4. Engellerle mücadele: 1,13,21. maddeyi içermektedir.

(3)

Çizelge 1. ÖEY Ölçeğinin Alt Grupları, Madde Sayısı ve Puan

Aralığı (Gözüm ve Aksayan 1999).

Alt Gruplar Madde

Sayısı Puan Aralığı Davranışa Başlama (DB) 8 8-40 Davranışı Sürdürme (DS) 7 7-35 Davranışı Tamamlama (DT) 5 5-25

Engellerle Mücadele (EM) 3 3-15

TOPLAM (ÖEY) 23 23-115

Öğrencilerin ölçek üzerinde bölümünü, yaşını, cinsiyetini ve sınıfını da belirtmesi istenmiştir. Formlar, öğrencilere ders saatinde dağıtılarak hemen

doldurmaları istenmiştir. Ölçeğin uygulanması yaklaşık 10-15 dakika sürmüştür. Uygulama öncesi çalışmanın amacı öğrencilere açıklanmış ve örneklemi oluşturan tüm öğrenciler gönüllü olarak çalışmaya katılmışlardır. İsteyen öğrenci anket formuna rumuz yazarak daha sonra ÖEY puanını öğrenebilmiştir. Verilerin istatistiksel değerlendirmesinde; varyans analizi, t testi, Kruskall Wallis ve korelasyon önemlilik testleri kullanılmıştır.

BULGULAR VE TARTIŞMA

Çalışma kapsamına giren öğrencilerin (240 kişi) yaş ortalaması 21.23 + 12 (min.17, max.30) olup, %28.3’ü I.sınıf, %27.1’i II.sınıf, %21.3’ü III.sınıf, %23.3’ü IV sınıfta; %55.8’i Hemşirelik, %44.2’si SAM bölümünde öğrenim görmektedir.

Tablo 1. Öğrencilerin Öz-Etkililik-Yeterlik Ölçeğinden (ÖEYÖ) Aldıkları Toplam Ve Alt Grup Puan Ortalamaları (N=240)

ÖEY ve Alt Grupları Madde Sayısı PuanAralığı Min. Max. Ranj. X+SD

Davranışa Başlama (DB) 8 8-40 14 38 24 29.6 + 4.03

Davranışı Sürdürme (DS) 7 7-23 9 25 16 21.19 + 3.13

Davranışı Tamamlama (DT) 5 5-25 7 25 18 19.15 + 3. 50

Engellerle Mücadele (EM) 3 3-15 3 15 12 9.62 + 2. 50

TOPLAM (ÖEY) 23 23-115 62 115 53 91.01 + 9. 99

Tablo 1’de; öğrencilerin ÖEY Ölçeği toplam puan ortalamasının X: 91.01 olduğu, alt gruplara bakıldığında, davranışa başlama (DB) X:29.61, davranışı sürdürme (DS) X: 21.19, davranışı tamamlama (DT) X:19.15 ve engellerle mücadele (EM) X: 9.62 olduğu görülmektedir. Bu değerler incelendiğinde; öğrencilerin EM puanının nötr durumda olduğu, diğer puanların ise nötr düzeyden yüksek düzeye doğru bir kayma gösterdiği anlaşılmaktadır. Oysa sağlık eğitiminin önemli bir uygulayıcısı olan hemşireler, bireylerin sağlıkla ilgili davranış değişikliklerini başarılı bir şekilde başlatmaları ve sürdürebilmeleri için en iyi stratejileri ve son gelişmeleri her zaman yakından takip etmek zorundadırlar (Damrosch 1991). Bunu sağlayabilmek için; öğrenciler önce öğrenci iken edindikleri bilgi ve

becerileri kendi bireysel yaşamlarında kullanabilmeli ve istendik davranışlar geliştirebilmelidir. Aksayan ve Gözüm (1998) ile Schwarzer ve Fuschs (1995) da davranışların başlatılması ve sürdürülmesinde öz-etkililik algısının önemli bir belirleyici olduğunu belirtmiştir. Karshin, Vicary ve Koch (2000) da kampüste yaşayan ve alkollü içki tüketen üniversite öğrencilerinin güvenlerinin düşük olduğunu, bu durumun algılanan öz-etkilik düzeyinin düşük olması ile ilişkili olabileceğini belirtmişlerdir. Hemşirelik kuramcılarından Orem; “Birey; yaşamını, sağlık ve iyilik durumunu korumak için kendine düşeni yapmalıdır ve bir erişkinin kendi sağlık ve iyiliği için sürekli kişisel çabası olmalıdır” şeklindeki görüşü ile yeterli öz-bakım gücüne sahip olunması gerektiğini vurgulamıştır ( Velioğlu 1999).

(4)

Tablo 2. Öğrencilerin Sınıflarına Göre ÖEY Ölçeğinden Aldıkları Toplam ve Alt Grup Ortalama Puanları ( N: 240) Alt Gruplar 1.sınıf n: 67 II.sınıf n: 65 Sınıf III.sınıf n: 51 IV.sınıf n: 57 F p Davranışa Başlama (DB) 29.47+3.83 30.13+3.76 29.80+4.26 29.01+4.35 0.844 p>0.05 Davranışı Sürdürme (DS) 20.85+3.57 21.36+2.74 21.25+3.05 21.35+3.10 0.388 p>0.05 Davranışı Tamamlama (DT) 19.58+4.03 18.67+3.12 18.9+3.18 19.40+3.52 0.905 p>0.05

Engellerle Mücadele (EM) 9.83+2.37 9.72+2.57 15.45+5.74 9.50+2.46 0.403 p>0.05

TOPLAM (ÖEY) 91.32+10.56 91.18+9.65 91.01+9.86 90.43+10.07 0.952 p>0.05

Tablo 2’de; I., II., III., ve IV. Sınıf öğrencilerin ÖEY ölçeği ve alt grup puan ortalamalarının birbirine çok yakın olduğu ve aralarındaki farkın önemsiz ( p>0.05) olduğu görülmektedir. Oysa; öğrencilerin sınıfı ilerledikçe, eğitimin etkisi ile ÖEY ve alt faktörlerine ait puan ortalamasının yükselmesi beklenirdi. Bu varsayımı destekler şekilde; Tiller (1995) kendi geliştirdiği 16 maddelik başka bir ÖEY ölçeği kullanarak, öğrencilerin sınıfı ilerledikçe ÖEY puanlarının yükseldiğini, birinci sınıfların ortalama puanının diğer öğrencilerin ortalama puanlarından önemli ölçüde düşük olduğunu, ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencilerin ÖEY puanları arasındaki farkın ise önemli olmadığını belirlemiştir.

Bandura’nın öz-etkililik mekanizması, Sosyal Öğrenme Teorisi’nde, bireyin davranışlarını değiştirmede rolü olan bilişsel algılama faktörlerinden sadece birisi olarak gösterilmiştir (Bandura 1982, Damrosch 1991). Bu teoriye göre, bireysel davranışlar sadece iç psikolojik güçler tarafından değil, aynı zamanda sosyal çevre tarafından şekillenmektedir. Bireye ait kişisel ve bilişsel

faktörler ile çevresel faktörler karşılıklı etkileşim içerisindedir. Bireyler negatif çevre baskılarına direnip üstesinden gelerek destekleyici bir çevre oluşturdukları zaman büyük olasılıkla başarılı olurlar (Aksayan ve Gözüm 1998). Yapılan bu çalışmanın sonuçlarına dayanarak; öğrencilerin SYO’nda aldıkları eğitimin ÖEY düzeylerini destekleyecek / geliştirecek nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum öğrencilerin ÖEY düzeyi üzerine geçmiş yaşam deneyimleri, yaşadığı yer, daha önce almış olduğu eğitim, anne babanın eğitim düzeyi, kardeş sayısı, ekonomik durum gibi bir çok faktörün etki etmiş olabileceğini akla getirmektedir. Orem de bu sonucu destekler şekilde öz-bakımın; insan, çevre, kültür ve günlük yaşamın değerleri gibi pek çok kavramla ilgili olduğunu, ailenin bireye kültürel değerleri ilk öğreten kurum olduğunu, bireyin gereksinimlerini karşılama biçiminin, içgüdüsel olmaktan çok, kültürel kökenden kaynaklanan öğrenilmiş bir davranış olduğunu belirtmiştir (Velioğlu 1999).

Tablo 3. Öğrencilerin Bölüm ve Sınıflarına Göre ÖEY Ölçeğinden Aldıkları Toplam Puan Ortalamaları (N:240).

Sınıfı n Hemşirelik n Bölümü SAM n TOPLAM t p

I. Sınıf 37 90.69+10.62 31 92.06+10.60 68 91.32+10.56 -0.26 p>0.05 II.Sınıf 35 91.31+9.15 30 91.03+10.36 65 91.18+9.65 0.05 p>0.05 III.Sınıf 32 92.09+9.08 19 89.21+11.07 51 91.01+9.86 1.90 p>0.05 IV.Sınıf 30 86.16+10.81 26 95.18+6.60 56 90.43+10.07 -3.52 P<0.05 TOPLAM 134 90.17+10.07 F= 1.41 p>0.05 106 92.05+9.84 KW= 1.10 p>0.05 240 91.01+9.99 F= 0 .95 p>0.05 1.28 p>0.05

(5)

Tablo 3 incelendiğinde; I. II. ve III. Sınıftaki Hemşirelik ve SAM Bölümü öğrencilerinin ortalama ÖEY puanları arasındaki farkın önemli olmadığı (p>0.05), IV. Sınıftaki Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin ÖEY puan ortalamasının SAM Bölümü’ndeki öğrencilerin puan ortalamasından önemli (p<0.01) bir şekilde düşük olduğu görülmektedir. IV sınıftaki Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin ÖEY puan ortalamasının diğer sınıflardaki ve bölümdeki öğrencilerin hepsinden daha düşük olması dikkat çekicidir. Bu durum IV. Sınıf Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin SAM Bölümü öğrencilerinden daha az düzeyde gelecek kaygısı yaşıyor olabileceğini düşündürmektedir. Çünkü Türk toplumunda geleneksel olarak erkeğin ailede lider rolü oynaması ve ekonomik yönden daha güçlü olması anlayışı yaygın olarak kabul görmektedir. Öte yandan bu sonuç; IV. Sınıftaki kız öğrencilerin birkaç ay sonra mezun olacağı ve mesleki yaşama başlayacağı göz önünde bulundurulursa; bu öğrencilerin performans düzeylerinin, iş verimlerinin düşük olabileceğini, motivasyonlarının zayıf olabileceğini akla getirmektedir. Oysa; güçlü öz-etkililik algısına sahip olan bireyler, daha zorlu işlere girişmeye eğilimlidirler ve

kendileri için büyük amaçlar belirleyerek amaçlarına ulaşmaya çalışırlar (Aksayan ve Gözüm 1998). Öz-etkililiği yüksek olan kişiler, düşük olanlardan daha çok ve daha uzun süre çaba harcarlar. Herhangi bir aksilik durumunda daha çabuk toparlanarak amaçlarına ulaşma çabalarını sürdürürler (Bandura 1982).

Her iki bölümün sınıfları arasındaki puan ortalamaları karşılaştırıldığında; aradaki farkın önemli olmadığı (p>0.05) görülmektedir. Dolayısıyla Tablo 3’de ki bulgular ile Tablo 2’de ki bulgular birbiri ile örtüşmektedir. Oysa; lisans düzeyinde eğitim alan bu öğrencilerin bir üst sınıfa geçtikçe ÖEY düzeylerinin yükselmesi beklenirken aynı kalması / düşmesi öğrencilerin hayal kırıklığına uğramış olabileceklerini düşündürmektedir. Çünkü aynı yüksekokulun son sınıf öğrencilerinin dahil edildiği başka bir çalışmada (Yetkin ve Yiğitbaş 2003); öğrencilerin %75’inin bu okulu 13.-18. sırada tercih ettiği, dolayısıyla isteyerek gelmediği, %94.6’sının bu okulda teorik eğitimi, %87.5’inin ise uygulamalı eğitimi yetersiz bulduğu ve %42.8’inin mesleğini sevmediği belirtilmiştir.

Tablo 4. Öğrencilerin Bölümlerine Göre ÖEY Ölçeğinden Aldıkları Toplam ve Alt Grup Puan Ortalamaları ( N:240)

ÖEY ve Alt Gruplar Min

Hemşirelik (n:134) Max. X+SD Bölüm Min. SAM (n:106) Max. X+SD t P Davranışa Başlama (DB) 14 35 29.58+4.12 16 38 29.65+3.92 0.008 p>0.05 Davranışı Sürdürme (DS) 9 25 21.03+3.15 11 25 21.40+3.10 0.84 p>0.05 Davranışı Tamamlama (DT) 10 25 18.63+3.53 7 25 19.79+3.37 2.43 p<0.05

Engellerle Mücadele (EM) 3 15 9.54+2.49 3 15 9.73+2.51 0.56 p>0.05

TOPLAM (ÖEY) 63 115 90.17+10.07 62 108 92.05+9.84 1.28 p>0.05

Tablo 4’te; Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin ÖEY puan ortalamasının 90.17, SAM Bölümü öğrencilerinin ise 92.05 olduğu ancak aradaki farkın önemsiz (p>0.05) olduğu görülmektedir. Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin hepsi kız, SAM Bölümü öğrencilerinin ise hepsi erkek olduğu için, bu tablo aynı zamanda her iki cinsiyete ait puanların karşılaştırılmasını yansıtmaktadır. Her iki bölümün müfredat programı aynı olduğu ve aynı

öğretim elemanları tarafından eğitim aldıkları için, ÖEY puanları arasında bu bakımdan fark olması zaten beklenemezdi. Ortaya çıkan sonuca benzer şekilde; Tiller (1995)’de öğrencilerin cinsiyetinin öz-etkililik düzeyine önemli bir etkisinin olmadığını belirlemiştir. Bonnet (1994) ise; öz-etkililiğin kariyer yapmaya etkisini ele alan Kariyer Tutum Ölçeği ile yaptığı çalışmanın sonucunda, kadınların öz-etkililik düzeyinin ve

(6)

beklentilerinin erkeklerden daha düşük olduğunu belirlemiştir.

Hem fiziksel özelliklerinden dolayı, hem de geleneksel olarak erkekler daha zor, karmaşık, güç gerektiren işlerde çalıştıklarından daha aktif, atılgan ve girişken olmaya şartlandırılmışlardır (Schwarzer ve Fuschs 1995). Bu durumun, doğal olarak erkeklerin ÖEY düzeylerini daha çok yükseltmesi beklenirdi.

Aynı tabloda; kız öğrencilerin alt faktörlerden DT puan ortalamasının (18.63), erkek öğrencilerin puan ortalamasından (19.79) önemli bir şekilde (p<0.05) düşük olduğu görülmektedir. Öz-etkililik-yeterlik algısı; bireyin istenilen sonuca ulaşmak için gereken eylemleri

yapabilme yeteneğine olan inançlarıyla ilgilidir. Diğer bir deyişle; bireyin gereken davranışı başarılı bir şekilde yapabileceğine olan inancıdır (Schwarzer ve Fuschs 1995, Aksayan ve Gözüm 1998). Ortaya çıkan sonuç, kız öğrencilerin DT konusunda kendilerine güvenmediklerini (öz-güvenlerinin zayıf olduğunu) düşündürmektedir. Gözüm’ün (1999) çalışmasında; ÖEY algısının alt faktörlerinden olan “Davranışı Tamamlama” boyutu ile stresle başa çıkma algısı arasında pozitif bir ilişki olduğu belirtilmektedir. Ülkemizde hemşirelik literatürüne yeni giren ÖEY algısına etki eden faktörlerin belirlenmesi için değişik özellikteki popülasyonlar üzerinde daha çok sayıda çalışma yapılmasının gereği ortaya çıkmaktadır.

Tablo 5. Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Sınıflarına Göre ÖEY Ölçeğinden Aldıkları Toplam ve Alt Grup Puan Ortalamaları (n:134)

Alt Gruplar I.sınıf n:37 II.sınıf n:35 III.sınıf n:32 IV.sınıf n:30 F p Davranışa Başlama (DB) 29.47+3.91 30.68+3.12 30.28+3.88 27.70+5.07 7.09 p>0.05 Davranışı Sürdürme (DS) 20.77+3.50 21.28+2.45 21.59+2.97 20.43+3.59 2.11 p>0.05 Davranışı Tamamlama(DT) 19.05+3.90 18.57+3.18 19.15+3.35 17.66+3.61 3.01 p>0.05

Engellerle Mücadele (EM) 9.77+3.90 9.65+2.75 9.46+2.67 9.20+2.55 1.10 p>0.05

TOPLAM (ÖEY) 90.69+10.62 91.31+9.15 92.09+9.08 86.16+10.81 1.41 p>0.05

Tablo 5’de hepsi kız olan Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin ÖEY Ölçeğine ve alt gruplarına ait puan ortalamalarının sınıflar ilerledikçe giderek yükselmesi beklenirken, genellikle düştüğü dikkati çekmektedir. Sınıflar arasındaki puan ortalamaları arasındaki farklar önemli olmasa da (p>0.05) bu düşmenin ve nedenlerinin araştırılması gerekir. Örneğin; bireyin kendisinin ve başkalarının deneyimleri, profesyonel yardım, anksiyete ve stres gibi durumsal faktörlerin yanı sıra; aile yapısı, eğitim, sosyal destek, sağlık durumu, kültürel faktörler ve yerleşim yeri gibi faktörlerin ÖEY algısı üzerine etkili olduğu belirtilmektedir (Gözüm 1999; Tripp www.umm.maine.edu.,).

Yapılan bir çalışmada (Yetkin ve Özer 1997) Hemşirelik Yüksekokulu birinci sınıf öğrencilerinin klinik uygulamaya ilk başladığı sırada durumsal kaygı

düzeylerinin önemli ölçüde yüksek olduğu belirtilmiştir. Öğretim elemanlarının, bu ve benzeri durumlarda, öğrencilerin ÖEY algısının olumsuz etkilenebileceğini göz önünde bulundurarak öğrencileri daha çok desteklemeleri ve empatik yaklaşımda bulunmaları yararlı olacaktır.

Williams ve Koob’un (2002) bir çalışmasında; sosyal hizmet öğrencilerinin sınıftaki derslerini tamamladıktan sonra alan uygulamasına başlayan öğrencilerin algılanan öz-etkililik düzeyinde önemli bir yükselme olduğu belirtilmiştir. Aynı durumun hemşirelik ve sağlık memurluğu öğrencileri için de geçerli olabileceği varsayılabilir. Yani öğrenciler uygulamalı derslerin teorik eğitimini tamamladıktan sonra, daha donanımlı bir şekilde uygulama alanına çıkarılırlarsa ÖEY durumları olumlu bir şekilde gelişebilir.

(7)

Tablo 6. Sağlık Memurluğu Bölümü Öğrencilerinin Sınıflarına Göre ÖEY Ölçeğinden Aldıkları Toplam ve Alt Grup Puan Ortalamaları (n:106) Alt Gruplar I.sınıf n:31 II.sınıf n:30 III.sınıf n:19 IV.sınıf n:26 KW p Davranışa Başlama(DB) 29.48+3.79 29.50+4.36 29.00+4.83 30.48+2.80 1.27 p>0.05 Davranışı Sürdürme (DS) 20.93+3.70 21.46+3.08 20.68+3.19 22.37+2.05 2.98 p>0.05 Davranışı Tamamlama (DT) 20.19+4.15 18.80+3.11 18.52+2.91 21.33+2.21 14.77 P<0.01

Engellerle Mücadele (EM) 9.90+2.76 9.80+2.39 9.21+2.63 9.85+2.36 0.93 p>0.05

TOPLAM (ÖEY) 92.06+10.60 91.03+10.36 89.21+11.0 95.18+6.60 1.10 p>0.05

SAM Bölümü öğrencilerinin; sınıflarına göre ÖEY ölçeğine ve alt gruplarına ait ortalama puanları karşılaştırıldığında; DB, DS ve EM ve toplam ÖEY puanları arasındaki farkın önemli olmadığı (p>0.05), sadece davranışı tamamlama puanları arasında önemli (p<0.01) fark olduğu belirlenmiştir (Tablo 6). Özellikle IV. Sınıf öğrencilerin DT puanının (21.33) hem alt sınıflardaki öğrencilerin puanından hem de, Tablo 5’te görüldüğü gibi, kız öğrencilerin Davranışı Tamamlama puanından (17.66) belirgin bir şekilde yüksek olduğu görülmektedir. Bu sonuç; erkeklerin sosyal özellikleri ile ilişkili olarak, herhangi bir davranışı tamamlamak üzere gereken her çabayı gösterme kararlılığını ve kendine olan güvenini yansıtmaktadır.

Öğrencilerin yaşı ile ÖEY puanları arasındaki ilişkinin önemli olmadığı belirlenmiştir (r=0.065, p>0.05). Bu sonuç, öğrencilerin yaş aralığının dar olmasından kaynaklanmış olabilir. Diğer taraftan, daha önce de değinilen birçok bireysel ve çevresel faktörün etkisi ile ÖEY algısının yaşam boyunca artan yada azalan bir seyir izlediği, dolayısı ile ÖEY’nin yaştan çok bireyin yaşam deneyimleri ile ilişkili olduğu belirtilmektedir. Fakat yaşlılık döneminde yapısal ve fonksiyonel bozukluklar nedeni ile ÖEY düzeyinde bir gerileme olabileceği ileri sürülmektedir (Aksayan ve Gözüm 1998, Tripp www.umm.maine.edu.). Bununla birlikte ÖEY ile yaş arasında ilişki arayan herhangi bir çalışma elde edilememiştir.

SONUÇ ve ÖNERİLER

Çalışma kapsamına alınan öğrencilerin; genel olarak ÖEY puan ortalamasının ortanın üstünde olduğu, sınıflarına göre hem toplam puan hem de alt gruplara ait puan ortalamaları arasında önemli bir fark olmadığı, sadece 4. sınıf SAM Bölümü öğrencilerinin ÖEY puanının Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin puanından önemli bir şekilde yüksek olduğu, benzer şekilde SAM Bölümü öğrencilerinin alt faktörlerden DT puan ortalamalarının Hemşirelik Bölümü öğrencilerinin puanından önemli bir şekilde yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlara dayanarak; öğrencilerin ÖEY algısı üzerine okulda aldıkları eğitimin önemli bir etkisinin olmadığı ifade edilebilir. ÖEY algısı üzerine etkili olabilecek başka faktörlerin daha ileri çalışmalarla belirlenmesi önerilebilir. Özellikle; sosyo-kültürel, ekonomik durumun, yerleşim yerinin, yaşın, cinsiyetin, eğitim durumunun, etkisi belirlenebilir. Diğer yüksekokullardaki öğrencilerin ÖEY algısı, sağlık davranışları, atılganlık durumları, yaşam kalitesi, anksiyete, okul başarısı, kariyer yapma isteği, içki / sigara kullanımı gibi etkili olabilecek faktörlerle karşılaştırma yapılabilir.

ÖEY algısının gelişiminin öz-bakım gücünün gelişimi ile benzer olabileceği varsayılarak, ÖEY durumunun, değişik kültürel özellik taşıyan, öğrenci olan ve olmayan gruplar üzerinde çalışılması yararlı olabilir.

Öğretim elemanları; öğrencilerin olumlu yönlerinin takdir etme, karmaşık işlemleri ya da kavramları parçalara bölme, basitten karmaşığa doğru bir yol izleme gibi stratejileri kullanarak öğrencilerin ÖEY düzeyinin geliştirilmesine katkıda bulunabilirler. Öğrenciler istendik davranışları gerçekleştirme kapasiteleri konusunda ikna edilmeli, belirli bir konu ile

(8)

ilgili en önemli noktalar eğitimin ya başında ya da sonunda verilmeli, olumlu rol modellerinden yararlanması sağlanmalı ve bu konuda motive edilmelidir.

Sınıflar ilerledikçe ÖEY düzeyinde hiçbir yükselme olmadığı için; bu çalışma sonuçlarının ilgili okuldaki öğretim elemanlarına duyurulması, öğretim elemanlarının ÖEY algısını geliştirici bir tutum sergilemeleri için ÖEY düzeyine etki eden faktörler hakkında bilgilendirilmeleri önerilebilir.

KAYNAKLAR

Aksayan S, Gözüm S (1998) Olumlu sağlık davranışlarının başlatılması ve sürdürülmesinde öz-etkililik algısının önemi. Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi , 2(1):35- 42.

Andrew S (1998) Self-efficacy as a predictor of academic performance in science. J of Adv Nurs, 27:596-603.

Andrew S, Vialle W (1998) Nursing students’ self efficacy, selfregulated learning and academic performance in science. Nursing Times, 76(10):427-432.

Bandura A (1982) Self-efficacy mechanism in human agency, American Psychologist,37(2):122-147.

Bonett RM (1994) Marital status and sex:Impact on career self-efficacy. J of Counseling and Development, 73: 187-190.

Chacko SB, Huba ME (1991) Academic achievement among undergraduate nursing students. The development of a causal model. Journal of Nursing Education, 32(6):255-259.

Damrosch S (1991) General strategies for motivating people to change their behavior. Nurs Clin North Am, 26(1):833-843.

Gözüm S (1999) Öz-Etkililik-Yeterlik Ölçeği’nin Türkçe formunun yapı geçerliliği : Öz-Etkililik-Yeterlik ile stresle başa çıkma algısı arasındaki ilişki. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2(1):35-43.

Gözüm S, Aksayan S (1999) Öz-Etkililik-Yeterlik ölçeğinin Türkçe formunun güvenirlilik ve geçerliliği. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2(1):21-34.

Karshin CM, Vicary JR, Koch PB (2000) Perceived self-efficacy in the control over college students’ drinking.

apha.confex.com/apha/128am/techprogram/paper-9710.htm-3k-

Risemberg R, Zimmerman BJ (1992) Self-regulated learning in gifted students. Roeper Review, 15(2):98-101.

Schwarzer R, Fuchs R (1995) Self-efficacy and health behaviors. To appear in: Conner M, Norman P. Predicting Health Behavior: Research and Practice with Social Cognition Models. Buckingham: Open University Press. trochim.human.cornell.edu/gallery/walkley/self-eff.htm - 20k -

Tiller D (1995) Self- efficacy in college students. www.mwsc.edu/psychology/research/

psy302/fall95/tiller.htm - 12k-

Tripp MA. Perspectives on the development and influence of self-efficacy beliefs www.umm.maine.edu/BEX/students/MarkTripp/mt310.h tml - 36k

Velioğlu P (1999) Hemşirelikte Kavram ve Kuramlar, İstanbul, Alaş Ofset, s.323-346.

Williams NR, Koob JJ. Increasing perceived self-efficacy in social work students through service learning. sswr.org/papers2002/129.htm - 4k -

Yetkin A, Özer H (1997) Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu birinci sınıf öğrencilerinin klinik uygulamaya ilişkin kaygı düzeylerinin incelenmesi. 6. Anadolu Psikiyatri Günleri Kongresi Bilimsel Çalışmalar Kitabı, (Ed. İsmet Kırpınar) Psikiyatri Derneği Erzurum Şubesi Yayınları, s.215-220.

Yetkin A., Yiğitbaş Ç. (2003).Van Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik ve Sağlık Memurluğu son sınıf öğrencilerinin eğitimlerine ve mezuniyet sonrasına ilişkin görüşleri. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 6(2), (baskıda)

Referanslar

Benzer Belgeler

Kişiliğin ne olduğunu, kişilik bozukluklarının belirtilerini, kişilik bozukluklarının sınıflandırılmasını, paranoid, şizoid, şizotipal, antisosyal, sınırda,

Akıllı telefonlar ile entegre elektronik izleyici&amp;bulucu, kaybolma ihtimali yüksek olan tüm eşyalarınızı bulma konusunda yardımcı olur, ışıklı ve sesli uyarı,

sınıflara göre yüksek ve anlamlı olduğu, ayrıca kongre sempozyum gibi bilimsel faaliyetlere katılan öğrenci hemşirelerin Bilimsel Bilginin Artmasına

Results: It was determined that all students had knowledge about the family medicine and they got this knowledge at school, also 62 % of these students have comprehended enough of

Ancak bu çalış- mada hemşirelik öğrencilerinin birçoğu kariyer planla- rında kendileri için mevcut fırsatların farkında olma- dıklarını, çok azı ise yabancı

Üniversite öğrencilerinin umutsuzluk düzeyleri ve problem çözme becerilerin incelendiği bir çalışmada da erkek öğrencilerin kadın öğrencilere göre

[r]

[r]