7"X-~ S ö ' O b
Qü
______ ___________ ______________ _____________
Türh sahnesinin ahıncılart
10
7
-7
Sahne sanatkârlarımızı
himaye ediyor muyuz?
Cemiyete düşen bu vazifeyi^ Emekli Sahne Sanatkarları
Yurdu Derneği, elindeki zayıf ve mahdut imkânlarla ye
rine getirmeğe ç a lış ıy o r___________
S stanbulda sessiz şada- U sız çalışan bir teşkilât vardır. Emekli Sahne Sanat kârları Yurdu Cemiyeti...
Bu teşkilâtın gayesi Türk sahnesine emeği dokunmuş sa nat akıncılarının hakkını ko rumak, onları himaye etmek tir. Bu demeğin kuruluşu sev gi, anlayış ve kadirbilirliğe da
yanır.
Türk sahnesinin ölmezleri sı rasında yer almış büyük kadın sanatkârımız Neyire Ertuğru- lun vasiyetini yerine getirmek üzere bir araya gelen yakın dostları ve sahne arkadaşları bu hayırlı teşekkülü kurmuş tur. Başta Devlet Tiyatrosu re jisörü Muhsin Ertuğrul olmak üzere bütün kalburüstü sanatkâr lar bu cemiyette vazife almış lardır.
1943 senesinde kurulmuş o- lan bu cemiyetin emeli artık çalışamaz hale gelen hasta ve ya yaşlı sanatkârlara bir yurt açabilmektir.
Sanatkâr sanati için yaşar. En ufak rolünü bile büyük bir aşkla oynayan artist kederli sn larımızda bizi güldürür, sıkın tı ve üzüntümüzü unutturur, veya tarihi gözümüzün önünde canlandırır. Sahnede yaşattığı insanla yaşar, onunla nefes a- lır, onu kendisinde bulur.
Bizlere hoş vakit geçirten sa natkârı alkışlarız, takdir ede riz, fakat tiyatrodan çıkınca o- nu unutmuşuzdur bile. Hele aradan seneler geçip de, sah neden ayrılan, o emektar yara tıcıyı hatırlayan soran var mı dır? Aldığı para ile binbir zor luk ve meşakkat içinde ancak günü gününe yaşıyabilen, kıt kanaat çoluğunu çocuğunu ge çindiren artist, sahneden ayrıl dığı gün belki on parasızdır. İhtiyarlık günleri için para bi- riktırememiştir, yaşlı olduğu için iş bulamaz. Belki evi yok tur, belki de aç, hattâ dilenecek vaziyettedir. Hâmisiz, parasız kalan bir sanatkâra, ister meş hur olsun, ister olmasın, yar dım etmek, hayatının son sene lerini rahat geçirmesini temin etmek bir vicdan borcudur.
İleri memleketlerde sanatkâr, lara verilen kıymet malûmdur. Şöhret merdivenin en üst ba samağına varmışından en basit figüranına kadar hemen hemen hepsi cemiyetin en mümtaz sı nıfından sayılır. Eski Yunanda sahne sanatkârları Olimpus da ğı ilâhları ile bir tutulurdu. Bizde ise daha çeyrek asır ev veline kadar artistler âdetâ mesleklerinden utanır bir hal de idi.
Türk sahnesini, Türk temasa hayatını ayakta tutan bir avuç sanat âşığıdır. Maddî ve mânevi her türlü bağlarla sanatlerine, her şeyden çok sevdikleri
sah-YAZAN :
Sara Ertuğrul
Rahmetli Neyire Ertuğrul nelerine bağlanmış bu sanstkâr ların geçmişleri meşakkat, fe dakârlık ve feragatle doludur. Bunların geleceklerini aydınlık,
rahat ve huzur içinde görmek en büyük arzumuz olmalıdır.
Bugün meşhur olmuş, maddî ve mânevi refaha erişmiş sa natkârlarımızın yanıbaşında, herhangi bir sebep yüzünden karanlıkta kalmış, unutulmuş lar da çoktur. İşte bu meçhul sanat fedailerinin yardımına kc şacak olan müessese «Emekli Sahne Santkârları Yurdu Ce miyeti* dir.
Bu teşkilâtm resmî bir geliri yoktur. Ancak belediyeden, ban kalardan, resmî ve hususî mü- esseselerden ve bilhassa kadir bilir halkımızdan gördüğü yar dım ve yakın alâka sayesinde vazifesini yapmaktadır.
Yirmi beş, otuz yoksul sanal kâra yardım edilmekte, ölenle rin ailelerine her ay muayyen bir geçim parası verilmekte dir. Bundan başka iki üç sa natkârın çocuğu bu cemiyet sa yesinde mekteplerde okutul maktadır.-Cemiyet hasta ve ih tiyaç içinde olanlara da elini uzatmaktan çekinmez. İki sene evvel tertip edilen eşya piyan gosundan temin edilen hasılat ye her sene verilen miisamere- lerin geliri her medenî memle kette olduğu gibi bizde de bir yurt kurulmasını sağlıya çaktır. Böylece Türk sanatkârının ya rını karanlık bir meçhul olmak tan kurtulacaktır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi