T T -
5*1
1
Text and Photos By E R S İN A L O K *
‘Tasvir’ denen,
bazı bölümleri
hareketli,
renkli ve saydam
figürlerin
gölgelerinin bir
perdeye yansıtılmasıyla
oynatılan Karagöz, yüzyıllar
boyunca Ramazan
gecelerinin vazgeçilmez
eğlencelerinden biri oldu.
For centuries the shadow
play entertained Turkish
audiences during Ramazan.
Known as Karagôz after the
main character, these
puppet plays are enacted
by jointed, coloured and
semi-transparent
figures behind
a white
curtain.
TOE
TUIW KM
SHAIDOW
IPUAY
6 6 S K Y U F E Ş U B A T F E B R U A R Y 1 9 9 6 Karagöz HacivatT
ürk gölge oyununun en önemli tiplemesi, hiç kuşkusuz Karagöz’dür -ve elbette Hacivad.. Önceleri zıll-ı hayal (hayal gölgesi) veya hayal-i zili (gölge hayali) diye girdi Türk insanının ha- Ve yüzyıllardır yaşamaya devam edi-yatınayor.
‘Karagöz’ oyununun Anadolu’ya geliş tarihi konusunda kesin bilgi yok. Cava ve Hindis tan’dan, İspanya ve Portekiz’den veya Mı sır’dan geldiği ileri sürülmüştür. Osmanlı- Memluk ilişkileri sırasında Mısır’dan geldiği ve I. Selim’in önünde oynandığını öne süren ler de vardır.
Evliya Çelebi’nin ‘Seyahatnam e’sinde oyunun I. Bayezid (Yıldırım) dönemin den başlayarak saraylarda oynatıldığı,
17-19- yüzyıllarda ise sarayda, kibar konaklarında ve halk arasında büyük ilgi gördüğü, Ramazan ayı boyunca (Kadir Gecesi dışında) her gece belirli kahvehanelerde oynatıldığı bilinmekte dir.
Karagözle ilgili bir hikaye var. Söylenti ye göre, Orhan Bey (Gazi) za-Rumelili manında Bursa’da bir ca miin yapımında, Kara göz ve Hacivad adlı
iki işçi çalışmış. Bun lar komik davranışla rı ve güldürücü ko nuşmalarıyla öteki ça lışanları sürekli işlerin den alakoyarlarmış. Ca minin tamamlanması
bu nedenle gecik miş. Bunu duyan Padişah öfkelenmiş, ikisini de öldürtmüş. H ikayenin bundan
sonrası biliniyor: Karagöz ve Haci- vad’ın fıkralarını iyi bilen
şeyh Küşteri adında biri, onların ^raP deriden tasvirlerini yaparak bir perde arkasında oynatmaya koyu lur. Giderek Karagöz, Hacivad’a karşı halkın sağduyusunu temsil et meye başlar. Özü sözü bir, dürüst, mert ve halktan biridir Karagöz. Okuma yazması kıttır, genellikle iş sizdir, parasızlık yüzünden hiç iste mediği ve anlamadığı işleri
K
Black-Eye, is the hero a ragöz, lite ra lly U fa ., o f the Turkish shadow play. Uneducated hut with plenty o f native wit, he inevitably gets the better o f his genteel friend Hacivad, who is no match fo r Karagöz despite his education. For centuries the zıll-ı hayal ( imaginary $ shadow), as the shadow play was called in the past, enter ta in e d Turkish a udiences.Diverse origins have been cited fo r the shadow play, in c lu d in g Java, In d ia , Spain, P o rtu g a l a n d Egypt. It is believed by som e th a t the p la y was f ir s t p e rfo rm e d f o r the
Ottoman sultan Selim I (1512-1520) in Egypt fo llo w in g his conquest o f the
Memluks.
According to the 1 7th century Turkish w rite r Evliya Çelebi, however, Karagöz was first performed at the Ottoman palace during the reign o f Bayezid I Cl389-1402). The shadow play is known to have been widely performed to the public a n d in p ri vate houses between the 17th a n d 19th centuries, particularly during the month o f Ramazan, when there were nightly perform ances (except f o r the Night o f Power) in the coffee houses. Legend attributes the character o f Karagöz to a real person who lived during the reign o f
O rhan Bey (1 3 2 4 -1 3 6 0 ). A m osque was being built in the then Turkish capital o f Bursa, a n d among the labourers were two
named Karagöz and Hacivad, who kept dis tracting the others from their work with their humorous repartee. As a result construction o f the mosque took longer than expected, and when the angry su lta n h ea rd ab o u t their antics he had them both executed. However, the pair o f comedians were so sorely missed by the townsfolk that a man named Şeyh Küşteri made images o f Karagöz a n d Hacivad from camel hide a n d began to give puppet shows. Karagöz came to represent the ordinary man o f common sense; forthright a n d trustworthy. He is virtually illiterate, usually unemployed,
yapmaya hazır, herşeye bur nunu sokan, aşırı meraklı, pa tavatsız bazen hilekâr ve
a n d embarks on money earning ventures which never work. He is
inter-açık sinter-açık konuşmalar ya pan bir tiptir. Sık sık zora baş vurur, Hacivad’ı ve öbür tipleri tokatlar.
Karagöz’ün nasıl oy natıldığına gelince: Ka ragöz, ‘tasvir’ denen, bazı bölümleri ha reketli, renkli ve yarı saydam figürlerin gölge
lerinin bir perdeye yan sıtılmasıyla oynatılır. Mer merşahiden yapılmış perde nin kenarlarında, başka bir kumaştan çiçekli motifler bu lunur. ‘Ayna’ adı verilen Kara göz perdesinin arkasında ‘şem ’a ’ ( ‘mum’) denilen bir ışık yakılır. Şem’a, yağ dolu bir kaba daldırılmış pamuk fitil ve
ya balmumuna batırılmış si cim yakılarak elde edilir. Tasvirler deve veya manda deri sinden yapılır. Deri işlenerek yarı saydamlaş tırıldıktan sonra, özel bir bıçakla kesilir ve kökboyayla özgün renklerine boyanır. Oynak yerlerindeki iğne deliklerinden ut teli veya kursakla tutturulur. Genellikle 35-40 cm. uzunluğunda olan tasvirlerin bazısı çok hare ketlidir.
Karagöz oyunu dön bölümden oluşur: ‘Mu kaddime’, ‘Muhavere’, ‘Fasıl’ ve ‘Bitiş’. ‘Mu kaddime’ bölümünde çalınan tefin ritmine uygun hareketlerle, perdeye önce Haci- vad gelir ve her oyunda başka olmasına dikkat edilen bir semai okunur. Karagöz oyununda sadece Hacivad farklı şarkı larla perdeye gelir ve “O ff... Hay Hak” diyerek perde gazelini söyle meye başlar. Dua okunur ve bir arkadaş aradığını belirten söz lerle Karagöz’ü perdeye ça ğırır. “Yar bana bir eğlence” diye biten bu gürültülü çağrı dan sonra, Karagöz Hacivad’ın karşı kenarından perdeye gelir. Bu gelişe ‘Karagöz indirmek’ denir. ‘Karagöz indirmek’ dövüşle so nuçlanır.
Oyunda Karagöz ve Hacivad’dan başka Nigar
Uzun Efe
fering, nosy, tactless, often deceitful a n d inclined to lew d ta lk. Like his European c o u n te r part Punch, he fre
q u e n tly resorts to violence, b ea tin g Hacivad an d the other characters.
The shadow play puppets are coloured a n d sem i transparent, with jo in te d lim bs. Light fr o m a la m p behind the stage reflects their images onto the muslin curtain, around which is a border o f flo ral m a te ria l. This c u r ta in is know n as the ayna (mirror) a n d the light as şem ’a (ca n dle). The latter consists o f an oil lamp with a wick o f cotton or string soaked in beeswax.
The puppets are made fro m camel or water buffalo hide. Worked until it is semi-transpar ent, the hide is cut into the desired shape with a special knife a n d painted with vegetable pig
ments. The joints are made by threading g u t strings through p e rfo ra tio n s made with a needle. Some o f the puppets have many joints, a n d are u su a lly 3 5 -4 0 c e n tim e tre s in
height.
Karagöz plays consist o f fo u r parts, know n as the m ukaddim e,
m uhavere, f a s ı l a n d bitiş. The m u k a d d im e or in tr o d u c tio n a lw a ys beg ins w ith H a c iv a d ’s entry, the puppet m oving to the rhythm o f the tambourine. He sings a song known as semai, which is different a t each performance. After reciting a prayer he declares that he is searching fo r a friend, a nd noisily calls Karagöz to the stage with a speech which always en d s w ith the words, “O f o r som e amusement. ” Karagöz enters on the opposite side a n d the story begins. There is alw ays a fig h t a t some
point in the action.
(Zenne) The other characters are the drunkard
6 8
tipler de vardır: Elinde şarap şişesiyle sarhoş Tuzsuz Deli Bekir; adı nı boyunun uzunluğun dan alan Uzun Efe; elinde ki çubuğundan afyon
çeken Kanbur Tir yaki; kavruk ve ya rı deli bir cüce olan Altı Karış Beberuhi; oyunun kusurlu ve hasta tipi aptal Denyo; mirasyedi Civan; erkekleri peşine takan mahalleni- nin yosması Nigâr (Zenne). Bazı oyunlarda çengiler, köçekler, cinler, cadılar ve canavarlar da perdede görünürler.
Bitiş, genellikle kısa bir bölüm dür. Karagöz ile Hacivad arasın daki tartışma, Hacivad’ın ünlü, “Yıktın perdeyi eyledin viran...” deyişiyle sonuçlanır. Karagöz de, “Her ne kusur ettikse af ola...” diyerek oyunu bitirir.
Karagöz oyunununda tipler’in dışında bazı ka rakterlerden de söz edilebilir, Bunlar Arap (Türkçe bilmeyen tatlıcı veya dilenci), Zenci kadın (ev ha layığı), Çerkez (cariye veya lala), Arnavut bekçi (gürültücü ve laf an lamaz), Rum (genellikle hekimdir), Ermeni (uşaklık veya sarraflık ya par), Yahudi (eskici veya kuyum cudur), Laz (kayıkçı) ve Acem’dir (Azeri aksanıyla beyitler okur). Karagöz oyununu oynatanlara ‘Karagözcü’ denir. Bu tek san’atçının gösterisi olan Karagöz ‘hayalî’ veya ‘hayalbaz’ diye bilinen ustalar tarafından oynatılır. Hayalînin yanında çalıştırdığı ve mesleğin inceliklerini öğrettiği per deyi hazırlayan, tasvirleri sıralayan çırak geleceğin oynatıcısıdır.
‘Sandıkkâr’ ise hayal takımının bulun duğu sandığın sorumlusu, çırağın yar dımcısıdır. Ekipte bulunan Yardak, şarkı ve türküleri söyler; Dairezen de def
çalar. •
Tiryaki
Arnavut
Tuzsuz Deli Bekir carrying a w ine bottle, Uzun Efe with his long neck, Kanbur Tiryaki the opium addict with his pipe, Altı Karış Beberuhi the eccentric dwarf, the h a lf-w itte d Denyo, the spendthrift Civan, a n d Nigâr, who spends her tim e chasing men. The cast o f some plays may also in clu d e dancers, djins, witches, and monsters, as well as nameless characters such as the Arab (a sweet seller or beggar who knows no Turkish), a black servant woman, a Circassian ser vant girl, an Albanian watchman (who is noisy a n d insolent), a Greek ( u su a lly a doctor), the A rm enian (a fo o tm a n or money changer), a Jew (a goldsmith or
scrap dealer), a Laz (a boat m an) a n d a Persian (who recites poetry with an Azeri
accent).
There is just one puppeteer, known various ly as Karagözcü, hayalî or hayalbaz, assist ed by an apprentice, who installs the cur tain a n d brings the puppets in order o f
appearance. The apprentice learns the craft from his master, and eventually sets up on his own. In the past the ap prentice was assisted by the sandıkkâr, responsible fo r the chest or san dık holding the equipm ent. The songs were sung by another member of the team, known as the yardak, and the tambourine was played by the dairezen. Before the advent o f cinema and radio the Karagöz shadow play was one o f the most popular forms o f entertainment in Turkey. Although no longer so, it is still performed (without the risqué jokes)
fo r mainly child audiences.
The conclusion or bitiş is short and consists o f an argument between Karagöz and Hacivad, the latter finally shouting, “You have brought the curtain down, you have ruined it!”, to which Karagöz
replies, “May my transgressions he for given. ” •
Ersin Alok, fotoğraf sanatçısı. Beberuhi * Ersin Alok is a Dhotoeravher
7 0
S K Y L IF E Ş U B A T H r * F E B R U A R Y 1 9 9 6
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi