4 0 Îı yılların Vatan başyazarı Ahm et E m in Yalm an’m kitabı
Beyne ve yüreğe seslenen yazılar
Yarının Türkiyesine Seyahat
/ Ahmet
Emin Yalman / Cem Yayınevi / 2.
basım, İst. 1990 / 216 s. / 10.000 TL. /
C K K Kod No: 022.475
FAKİR BAYKURT DUİSBURG
Aklımdan, anılarımdan çıkma yan, ydlar öncesinin çok okunmuş, ama zamanla unutulmuş bir kita bı, güneşten bir parça gibi pırıl pı rıl bir aydınlıkla çıkıp geldi. İlk ba sılışından tam 46 yıl sonra...
1940’lı yılların başı... Milli Eği tim Bakanı Yücel, Meclis’te, mer kezdeki işlerinin başında... Türki ye’nin uzayan cumhuriyet yıllarında çözümünü bula mamış İlköğretim sorunu için Eğitmen Kursları açıl mış, Köy Enstitüleri kuruluyor. İlköğretim Genel Mü dürü Tonguç, bürosunu yakın yardımcılarından Ferit O ğuz Bayır’a bırakmış, o il senin, bu köy benim dur madan dolaşıyor. Türkiye genelinde 21 Köy Enstitüsü nü kurmak ve iyi işletmek için her ayrıntıyı yerinde denetliyor, öğrencilere, öğretmenlere yol gösteriyor... Enstitülerin kiminde bin, kiminde binden çok köy ço cuğu, başlarında seçme ilkokul öğretmenleri ve yöneti cileriyle toprağı işliyor, yapılar yapıyor; gördükleri haf tada 44 saat dersin yarısını kültür, yarısını sanat ve ta rım çalışmalarına ayırıp harıl harıl okuyor, öğreniyor lar. içeride çivi, cam, tuğla, kireç bulmak olanaklı de ğil. Kendilerini parçalamasına bir çalışma... Dışarıda kız gın savaş on dört cephede birden sürüyor.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, ilköğretim seferberli ğ in i yakından izliyor. Yöneticilerin dikkatini, gücünü oraya çevirmek istiyor. Dıştan bakarsan, çoğunluk bü rokratlar, politikacılar bu seferberliği canla başla des tekliyor. İçten içe bir direnç var. Enstitülerde uygula nan yenilikleri, yeni eğitbilim çabalarını, özellikle de bürokrasi dışı yönetim biçimini
“Milli Eğitim Bakan
lığının eski dar usullere bağlı mensuplan”
ile“Ku
rulu geri düzeni benimseyen kötü politikacılar”
sev miyor, ama bunu belli etmiyorlar.Ünlü Vatan Başyazarı Ahmet Emin Yalman, Köy Ens titülerinden beşini (Arifiye, Çifteler, Kepirtepe, Kızıl- çullu, Hasanoğlan) iki üç kez gezip görerek hem baş kent Ankara’da hem uzak yakın köylerde sayısız görüş me ve gözlemler yaparak, izlenimlerini dizi yazılar ha linde yayımlıyor. Yalman içeride, dışarıda uzun yıllar eğitim görmüş, iyi yetişmiş, deneyimli bir gazeteci. Kı lı kırk yarıyor. Diyelim Tonguç’tan bir ad duydu. Bu adın sahibini arayıp bulmak için o yılların kıt ulaşım olanaklarıyla, işini gücünü boşlayıp yollara düşüyor. Anılan kişiyi arayıp buluyor, görüşüyor. Yaptığı söyle nen işleri görüyor, sonra oturup özenle, okuru inandı racak kanıtları bir bir sıralayarak yazıyor. Sadece usta bir gazeteci değil, iyi bir yazar; tatlı, babacan bir anlatı mı var. Issız köylerde karşılaştığı bu yeni, akıncı, güleç, şakacı, başargan insanlardan ayrılırken üzülüyor. Köy Enstitülerinde yetiştirilmiş köy çocukları gibi yalın bir öğretmen olarak oralarda kalıp çalışmak istiyor. Gaze tesinin yönetimevinde işleri onu beklediği için isteme ye istemeye gene.yollara düşüyor. Köy Enstitülerine öy lesine gönül veriyor ki orada yetişenlerden Bolu’nun Ka- racaviran köyünün çocuğu Muhittin’i evlât ediniyor (ev lâdı olduğu halde). Muhittin tatillerinin bir bölümünü
Yılmanlar’da geçiniyor. Yalman kaç kaz kendisi Karaca- viran’a, Muhittin’in çalışmalarım görmeye gidiyor. İs tanbul’da masasının başında otursa, ara sıra politikanın merkezi Ankara’ya gelip gitse, başyazarlığını öbür mes lektaşları gibi rahatça yürütse olm az mı? Bunca koşup yorulmaları neden? Ç ok sevdiği enstitüleri kamuoyu na tanıtmak, onları sevdirmek için. Elimizdeki 200 say fayı aşkın güzel kitap dikkatle okunduğunda görülüyor, böylesine sevgiyle yazıldığı için gazetecilik çalışması, ya zınsal değerde bir yapıta dönüşüyor. Çünkü gerçekten gönül diliyle yazılmıştır. Okurun hem kafasına hem yü reğine seslenmektedir. Birkaç kez içtenlikle
“Gazeteci
liği bu derece sevmesem bir köy öğretmeni olarak ça
lışmak isterdim”
cümlesini yineliyor, inanıyoruz.T ür olarak yazınsal röportajın başarılı bir örneği sa yacağımız kitap, dil yönünden biraz geri kalmış ne ya zık! Yer yer rastladığımız
‘esiri bir âlemde, perilerin
diyarında imişim gibi bir hafiflik ve saadet hissi
duyuyorum’
benzeri cümleler Türkçenin her güçlüğe karşı sağlıkla geliştiğini gösteriyor. Bugün artık bu söz lerin özbeöz yerlilerini kullanıyoruz. Gene de belirte yim, bu sözler kitabın genelinde az yer tutuyor, özel likle yeni kuşaklar için anlamayı fazla zorlaştırmıyor.Yalman, kitabının sonuna enstitülü gençlerin öykü ve şiirlerinden' örnekler koymuş. Yarım yüzyıl önce halk diline yaslanarak yazılan bu yazılar bugün kale me alınmış gibi taze. Bu ikinci baskıya ayrıca Yalman ın enstitüler yıkılırken yazdığı bir makaleyi eklemiş ler. Kırk altı yıl önce Hasanoğlan’da görüştüğü genç lerden Ali Yılmaz’ın çileli, uzun meslek yaşamında ba şından geçenleri özetleyen kısa bir yazısı da ekler ara sında... Okura kıyaslama olanağı veren bu ekleri, nasıl anlatayım, gözlerim yaşararak okudum.
Yukarıda andığım makalesinde Yalman’ın belirttiği gibi enstitüler ne yazık, kuruluşlarından on yıl sonra yıkılmış, yerlerine köy çocukları ve bütün Türkiye için imam hatip okulları açılmıştır. Yalman dönüp dönüp,
“Enstitülerde yetişetı öğretmenler desteklenmeli”
di yordu. Başta devlet, küçüklü büyüklü politikacılar, es kiye bağlı yöneticiler destek yerine enstitülere köstek vurmayı politik çıkarlarına ve rahatlarına daha uygun buldular.Oralardan yetişmiş bir köy çocuğu olarak kaç kez şu tür sorulan yanıtlamak zorunda kaldım:
“Madem ens
titüler iyiydi, siz de orada yetiştiniz, niçin şimdi
köylerde değil de şehirlerde, hattâ yurtdışındasınız?”
Çünkü daha öğretmen olduğum gün Ankara da rota de ğiştirdi. Bakanlar, milletvekilleri hattâ Meclis Başkanı el ele verdiler. Günümüz gecelerden beter karartıldı. Üç günde bir arama taramalarla durmadan tedirgin edildik. Eskiden bir olan karşıtlarımız 1950’den sonra bin ol du. Çoğum uz canımızı ölümlerden, ölüme benzer sa kıncalardan zor kurtardık. Lütfen biraz ciddi düşüne lim: Köy öğretmenlerini devlet tutmazsa eğitim öğre tim öğretim işleri nasıl yürür?
Kimi insanın işi eleştirmektir sadece Ama hiç değil se, 46 yıl önce Yalman neler yazmış, enstitüleri ve eği tim seferberliğini baltalamakla nelerden kalmışız, “ Ya
rının Türkiyesine Seyahat”
adlı bu yapıtı okuyarak görsünler. Kimsenin yurtseverliğinden kuşkulanmak is temem ama okusunlar Yalman’ın bu kitabini, boşalan köylerimizle, köyleşen şehirlerimizde eskisinden beter karanlığa gömülen kadınlarımızla, yaban ellere akan ış gücümüzle neden ve nasıl bu hallere geldiğimizi anlar lar belki.□Taha Toros Arşivi
* 0 0 1 5 1 4 6 4 9