• Sonuç bulunamadı

Vasfi Rıza Zobu ve ''Uzun Hikayenin Sonu'':100 aşk yaşadım''

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vasfi Rıza Zobu ve ''Uzun Hikayenin Sonu'':100 aşk yaşadım''"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

— T*

4

• 11 Şubat 1990 © P azar © S a y fa 27

Vasfi Rıza Zobu ve “Uzun H ikâyenin Sonu”

Fatma BATUKAN

İR büyük çmar Vasfi Rıza Zobu Türk tiyatro- 1 2 / sunda. 1917 yılında Da- rülbedayi-i Osmani Tiyatro M ektebinde kök salm aya başlayan 88 yaşındaki bir bü­ yük çmar.

Türk tiyatrosu denilince akla ilk gelen isimlerden olan vasfi Rıza Zobu, 1975 yı­ lında Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliğinden yaş haddi nedeniyle emekli oldu. Oldu olm asın a am a ona emekli damgası vurmak yan­ lış. Esprileriyle, zekâsıyla, genç gönlüyle emekli değil. Bir uzun hikâyenin sahibi o. Bu büyük çmar ölene dek emekli olmayacak. Şimdiler­ de de hem tiyatro tarihi hem de toplumsal tarih için çok değerli bir kitabının yayın­ lanm asının sevincini ya­ şıyor. Kitap “Uzun Hikaye­ nin Sonu” adını taşıyor. Gerçi onun hikâyesi hep ola­ cak suna yine de hüzünlü...

Bu büyük tiyatro adamı Vasfi Rıza Zobu ile “Uzun Hikâyenin” hikâyesi üzerine görüşmek istedik. Bizi kır­ madı. tatlı diliyle anlattı:

2 SATIRDAN

MAKALEYE

“Hatırat yazmak benim aklımdan hiç geçmez. Oku­ rum, çok severim. Ama devlet adamları, ehemmi­ yetli mevkilerde bulunmuş adamlar yazar ki, umumi bir alaka uyandırsın. Ben öyle değilim. Alelade bir aktörün hatıratından ne olacak? Kimsenin teşvikiy­ le değil, kendi kendime günlük hadiseleri defterle­ rime, kâğıt parçalarına ya­ zardım. Gençliğimden bpri bunları biriktirirdim, ilk önce “O Günden Bugüne” isimli bir kitabım çıktı.

1917 - 1950 yıllan arasında tuttuğum notlardan oluşu­ yordu. Daha sonra da tut­ tuğum notlan kaybetme­ meye çalıştım. Taaa emek­ li oluncaya kadar bütün o notları muhafaza ettim. Sonra oturdum o notlan gözden geçirdim. Bazıla- nnda yalnızca iki satır bir şey ve tarih vardı. O olay­ ları hatırlayıp, makaleler haline getirdim. O maka­ leler birleşince “Uzun Hi­ kâyenin Sonu” meydana geldi.”

Vasfi Rıza Zobu'nun gün­ lük olarak tuttuğu notlan bir kitap olarak bastırmak önce­ den planladığı bir şey değil. Tamamen rastlantı sonucu... Vasfi Rıza, gazeteci Sema Sel- çuker’e “Kızım notlarım orada hazır ama ben bun­ larla uğraşamam. Öldük­ ten sonra kitap yapın.” de­ diği zaman Sema Selçuker Vasfi Rıza’ya bu kitabı sağlı­ ğında göstermek için kollan sıvayıvermiş.

Ne var ki, Vasfi Rıza

Zobu, “Sağlığımda göreyim diye kolları sıvadı ama az daha öldürüyordu beni” di­ yor. “Sıkıntı bastı bana. Uğraşamam öyle şeylerle, bir yazdığımı bir daha okuyamam.”

Sema Selçuker, her ne ka­ dar bu büyük tiyatrocunun içine fenalıklar vermiş olsa da bu işin kendisi için çok gurur verici olduğunu söy­ lüyor:

“Bu kitabm çalışmala­ rım yaparken, tek kişilik bir oyunda tek kişi seyre­ diyordum. Mesela Tepeba- şı Tiyatrosu’nun yanış sahnesine geldiğimizde be­ raber oturup ağladık. Baş­ ka kimse yoktu. Bu kita­ bm ilk okuyucusu oldu- •jum için onur duyuyorum. Kitap yalnız tiyatrodaki- lere değil, tiyatronun dı­ şındakilere de hizmet veri­ yor.”

Vasfı Rıza Zobu ortaya çok güzel bir eser çıkmasına rağmen, başansımn tesadüfi oldu ğ u n d a ıs r a r ediyor:

“Ben muharrir falan deği­ lim. Becerecek bir adam da değilim . T esadüfen

6100 A8K yasadım

Zobu, tu ttu ğ u

günlükleri bir

kitap haline

getirdi. 8 8

yaşındaki

sanatçıyla kitabını

konuşurken,

öğrendik ki, aşkta,

yaşından

önce

dalya”

demiş

• Zobu, kitabının

çalışmaları sırasında

adeta tek kişilik oyun

sahnelemiş: Seyirci de

tek kişiymiş. Kitabın

yayınlanmasını

sağlayan gazeteci

Sema Selçuker

* * *

Vasfı Rıza ölünceye dek tiyatrocu kalacaklardan. Kitabının hazırlıkları sırasında notlarını yeniden gözden geçirirken bile adeta oynuyordu (üstte).Bu oyunun te k seyircisi ise gazeteci Selma Selçuker'di.

Vasfi Rıza' nın gençlik günleri i

(solda) sanatçı "Güzel

i

adam değildim , ama m

bende şeytan tüyü var " diyor. M

not defterinden

TİYATRONUN CANLI TARİHİ

Vasfi Rıza Zobu. T ürk tiya tro su n u n h a ya tta olan en eski ustalarından. K uliste, sahnede, ko stü m le r arasında, provalarda y ılla r boyu nice a n ıla r b irik m iş sanatçının belleğinde. S ahnelerin to zla rı g ib i adeta sin m iş le r beyninin k ıv rım la rı arasına... T iy a tro ustası Vasfı Rıza Zobu "K ib a rlık Budalası nın

15y ıl aradan sonra başlayan provalarında... Bu fotoğrafın ardında yazan ta rih ise 3 0 E ylül 1969.

1951 K a sım

Buyurun bakalım lohusa şerbetine... "Cahide Sonku gebeymiş.” Kocasından ayrıldıktan sonra bunun farkına varmış... Ve farkında iken de tiyatroya talip olmuş...Ve “Kahraman-ı Hürriyet” olarak kadroya alınmış. Cevad Fehmi'nin yeni piyesi “Soygun ’da rol vermişler, işe başlamış. Derken mazeretini beyan ile rolü' terk etmiş, idareyi de zor duruma sokmuş.

Kocasını bilirim, bizim İhsan, iyi adamdır, kazancı bol, sarfiyatı geniştir. Cahide'yi boşanmış da olsa sıkıntı da bırakmaz. Hele çocuğu baştacı eder. Bunu kadın da bilir... Demek bir geçinme

endişesi yok. Be mübarek, halini bilirsin de ne diye tiyatroya gider, vazife alırsın. Bir sene daha bekleseydin de çocuk karnından çıktıktan sonra gelseydin ne kaybedersin?

6 H a z ira n 19560

İzmir: 16 temsille 27 bin lira hasılat yapmış. Sordum: Bugünkü borsada Reşat altını 160 lira imiş... Gelirimizin maddi kıymetini buna göre ölçüyorum.

Bu yıl küçük tiyatronun kirasını 350 liraya çıkarttılar. Aşağı yukarı hasılatın % 40' ına geliyor vereceğimiz para.

Geçinmemize bir darbe bu. Behzad'ı zorladım. Celal Bey'e gidip anlatsın

halimizi. Maarif Vekiline bir haber gönderirse. Yalnız hademe masrafı olarak 150 lira verebiliriz... Devlet Tiyatrosu İstanbul'a geldiği zaman bizim idare onlardan yalnız

müstahdemin yevmiyesini alıycr. Yaptıklarının ayıp olduğunu düşünmek kimsenin aklına gelmemiş demek.

oldu. A slında kendim den b ah setm ey i sevm em . Ne g ö rdüm se ne y aşad ım sa onu yazdım .”

AAAH KADINLAR

Vasfı Rıza Zobu 88 yaşın­ da. Ama gönlü hâlâ genç. Yü­ rüme zorluğu çekmesi de yıl­ lar önce sahnede geçirdiği bir kaza yüzünden kınlan be­ linden kaynaklanıyor. Yoksa iki büklüm yürümesi yaşlı­ lıktan değil. Hâlâ eski sevgili­ lerin sa y ısın ı h a tırlıy o r.

“Geçen gün saydım da yüzü buldu” diyor. Pekiyi yüzlerce sevgiliyi çok dolu bir yaşantıya sığdıran bu adamın çekiciliği nerede? Vasfi Rıza Zobu. “Ben haya­ tımda hiç güzel erkek

ol-madım. Boyu, poşu, beli, kaşı, gözü yerinde... Amma velakin hiçbir erkek de be­ nim k ad a r öm rü m uvaffa­ kiyetle geçmemiştir bu ko­ nuda. Bende şeytan tüyü v a r h e rh a ld e dediğim de kadınlar, ’Bir tüyle olacak iş değil’ derlerdi” diyor.

Vasfi Rıza’nm tüm sevgi­ lileriyle ilişkisi kavgasız gür­ ültüsüz sona ermiş. Yalnız bir tekinin hırıltılı geçtiğini söylüyor. Sevgililerinin hep­ sini de çok güzel idare eden ve kadın erkek ilişkilerinde böylesine tecrübeli olan bü­ yük usta şimdiki ilişkiler için “D aha rahat, am a o devrin zevki yok. Nereden biliyorsun diyeceksin. Bili­ yorum, öyle boş otu rm u ­ yorum b u rad a” diyor.

Desenize 100’ün üzerine rakamlar ekleniyor!..

“BEDİA bana arkadaş emanetidir’

Sr* ÜRK Tiyatrosu’nun unutulmaz

U iki ismi Bedia Muvahhit ile Vasfı Rıza Zobu tiyatroseverlerin aklında hep birlikte yer etmiştir. Üstelik pek çok kişi senelerdir bu beraberliğin duygusal temellere dayanıp dayanma­ dığını merak eder durur. Oysa bu be­ raberliğin arkasında çok güzel bir ar- ’kadaşlık yatıyor. Vasfi Rıza Zobu ise arkadaşlık dışında başka bir ilişkiye girmemelerinin nedenlerinin Bedia HanımYn eşi Muvahhit Bey’i çok sev­ mesi ve tüberkülozdan ölen Muvahhit Bey’in de ölürken eşini en iyi arkadaş­ larından Vasfi Rıza’ya emanet etmesi olduğunu söylüyor.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Beileği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Her gerçek sanatçı gibi ele avuca sığ­ maz, anlaşılmaz, tanımlara sığ­ maz yanları var Ara Ustanın. Sa­ nırım işin heyecan verici yanı da burada; duyarlı

Slıakespeare, Yeats ve Sefer is 'ten çeviriler de yapan Bonnefoy ’tun ayrıca Rimbaud, İtalyan ve Fransız sanat tarihiyle ilgili incelemeleri de vardır. Burada

Fosil yakıtla çalışan motorla kullanılan elektrik motor, bazen tek başına bazen de diğer motora destek olarak sadece benzinle çalışan modellere kıyasla gaz

The present study involved 30 patients (31 ears) who had tympanic membrane perforations (diameter, 2- 6 mm) and were operated on in the Department of ENT, Haseki Research and

Kendisine yazılan kadı­ nın “benim için yazdı”, yazanın da onun için yaz­ dım demesine rağmen Pi­ raye Hanım’m öz oğlu, Nazım Hikmet’in üvey

Çiinkü, onlar - bilhassa başkaları - hangi nadide kitabın, hangi kitap meraklısında bulunduğunu bilen insanlardır... Sahafların Türk kültürüne, hizmetleri

Hünkâr suyu, dik yokuş olduğu için fa m ızı kadife palanlı merkeplerle çıkılırdı, fakat Çırçır düz ayaktı.. O zamanlar Çır- çır’ı Alyanak Hüsnü

21 Aralık’ta Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni Jüpi- ter ve en küçük gezegeni Merkür gün doğumundan önce güney- doğu ufkunun üzerinde çok yakın görünümde. Satürn,