BİLİM Jeoloji
189
T T- f g
1 X 5 ^
İLM -İ M A A D İN VE TABAKA TÜ'L- A R Z : Halil Edhern’in 1891’de yayımladığı bu kitap Türkiye’ye ilişkin bilgiler taşıdığı için diğer jeoloji kitaplarından ayrılmaktadır. “128 adet şekil ile bir de boyalı tabakatü ’1-arz haritasını havidir" biçiminde lumtılan kitabın yuzarı Halil Edhenı (Eldem) (1861-1938) İbrahim Edhenı Paşu’nın oğludur. Bern ve Viyana’da doğa bilimleri ve kim ya öğrenimi gördükten sonra yurda dönmüş, bir süre çeşitli okullarda jeoloji ve kim ya dersi verdikten sonra ağabeyi müze müdürü Osman Haindi Bey ’in yardımcısı oldu. Onun ölümü üzerine müze müdürlüğüne getirildi. Kimyacılığından çok arkeolog ve müzeci yanıyla tanınır. Yukarda Halil Edhenı yanda ise kitabının kapağı görülmektedir.
sınıfında da Tabakatü’l-Arz (jeoloji), Topografya ve Ameliyatı (uygulaması), Kimya, Fenn-i Maadin, İzabe-i Maa- din, Nizamat-ı Maadin ve Kitabet ders leri okutulmaktadır.
Recep 1297 (Haziran 1880) tarihin de 12 maddelik bir nizamname çıkarı larak daha önce kurulmuş olan Orman Mektebi ile Maden Mektebi birleştiril miş; öğretim süresi dört yıla çıkarılmış tır. İlk iki yıl ortak olarak okuduktan sonra üçüncü yılda öğrenciler Orman ya da Maden bölümüne ayrılmaktadır lar. Bu okulun Orman bölümü giderek İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi ni oluşturmuş olmakla birlikte Maden bölümünün sonu konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
■ J * .i î- ' Sİ*ijh ‘>ji -t);1 J t TA
‘T A T ü
v *->--■ J l e ( 0 'j * » )
w>v
Halil Edhem (Eldem) Bey ve Jeoloji
İbrahim Edhem Paşa’nın oğlu olan Halil Edhem Bey (1861-1938) babası nın kimya ve maden mühendisliği öğ renimi görmesini istemesi üzerine
İsviç-de’de Bern Üniversitesinde doğa bilim leri, 1881-1884 arasında Viyana Poli- teknik Yüksek Okulu’nda doğa bilim leri ve kimya okudu. Okulu bitirdikten sonra Bern Üniversitesine dönerek 1885’te Erweiterte Studien über die Umsetzungen des
Merkur-Ammonium-BİLİM Jeoloji
chlorids (Cıva anıonyumklorürün reak siyonları üzerine geliştirilmiş araştırma lar) adlı tezle kimya dalında doktora sını verdi. Bu, Osmanlı döneminde ya pılmış ilk doktora çalışmasıdır. 1301 (1885/1886) yılında İstanbul’a dönen Halil Edhem Bey, bulunduğu çeşitli gö revler yanında 1301-1309 (1885-1893) yılları arasında Darüşşafaka’da fahrî olarak ulûm-ı tabiiye muallimliği yap mış, Mekteb-i Mülkiye, Mühendisha- ne-i Mülkiye, Darülmuallimîn gibi okullarda kimya, ilm-i maadin ve tabakatü’l-arz dersleri okutmuş, 1317 (1901/1902) yılında Darülfünun’a taba- katü’l-arz muallimi olmuştur. 1326 (1910/1911) yılında muallimlikten çe kilmiş ve kendisine fahrî muallimlik un vanı verilmiştir. Daha öğrenciliği sıra sında başlayan arkeoloji ilgisi öne geç miş ve bir jeolog olarak değil bir arke olog olarak tanınmasına neden olmuş tur.
Halil Edhem Bey’in jeoloji alanında ki önemli yapıtı, İlm-i Maadin ve Taba- ka tü ’l-Arz (Mineraloji ve Jeoloji)’dır.
Avusturya jeoloji okulunun görüşleri ni yansıtan ve özellikle hocaları olan Hochstetter ile F. Toula’nın yapıtların dan derlenmiş olan bu kitap H.1307 (1889/1890) yılında İstanbul’da basıl mıştır. Toplam 304 sayfa olan kitapta 128 şekil vardır ve sonuna Avrupa kı tasına ilişkin renkli bir jeoloji haritası eklenmiştir. Kitap anlatımının sadeliği, şekil ve resimlerinin güzelliği, Türkiye’ ye ilişkin bilgilere yer vermesi açısından daha önce yayımlanmış jeoloji kitapla rından ayrılır. Birçok mineral ve taş ad larının kaynağı ayrıntılı bir biçimde in celenmiş ve bunlardan ülkemizde bulu nanların yerleri belirtilmiştir.
Hochstetter ile Bisching’in jeoloji ki tabını Muhtasar İlm-i Tabakatü’l-Arz adıyla çevirmiş ve bu kitap 1317 (1901/ 1902) yılında İstanbul’da basılmıştır. Ki tabın yeni düzeltmelerle 1898 yılında ya pılan 14. baskısı gözönüne alınarak, çe virinin düzeltilmiş ikinci baskısı İstan bul’da 1321 (1905/1906) yılında yapıl mıştır. Bu kitap ortaöğretimde jeoloji öğretiminde önemli bir yer tutmuş, da ha sonra yazılan okul kitaplarına gerek içerik ve gerek şekilleri bakımından te mel olmuştur. Halil Edhem Bey’in 28 Haziran 131Ö’da (10 Temmuz 1894) İs tanbul’da meydana gelen zelzeleye iliş kin gazete yazılarından oluşan Hareket- i Arza Dair Birçok Söz adlı 32 sayfalık bir risalesi de İstanbul’da 1895’te basıl mıştır.
İstanbul-İzmit demiryolunun geçece ği yerler konusunda jeolojik inceleme ler yapmak üzere 1894’te İstanbul’a ge len F. Toula, eski öğrencisi Halil Ed hem Bey ile birlikte çalışmalar yapmış ve buldukları bazı yeni fosillere onun adını vermiştir (Rhynchonella Ethemi, Acrocordiceras Haİili gibi).
Darülfünun’da Jeoloji
1869 yılında çıkarılan Maarif-i Umu miye Nizâmnâmesi ile kurulması öngö rülen Darülfünun’un Ulûm-ı Tabiiye ve Riyaziye Şubesi’nde İlm-i Tabakatü’l- A rz (jeoloji) İlm-i Maadin (mineralo ji) derslerinin okutulması öngörülmüş tür. Açılan kurumda bu derslerin oku tulup okutulmadığı kesin olarak bilin memektedir. 1900 yılında açılan dör düncü Darülfünun’un programında je olojiye ilişkin bir derse rastlanmamak- la birlikte, Halil Edhem Bey tarafından jeoloji derslerinin okutulduğu bilin mektedir. 1909’da yapılan düzenleme de programa İlm-i A rz ve Maadin (je
oloji ve mineraloji) dersi konulmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında Almanya’ dan istenen öğretim üyeleri arasında Privatdozent (yardımcı doçent) Dr. VValther Penck 1916’da İstanbul’a gel miştir. Genç ve yetenekli bir jeolog olan Penck, Vefa’da satın alınan Abdülke- rim Paşa konağında laboratuvarları, zengin koleksiyonları ve geniş kitaplı ğı bulunan bir Arziyat Darülmesaisi (Jeoloji Enstitüsü) kurulması yönünde büyük çabalar harcamıştır. Yardımcı sı Hâmit Nafiz (Pamir) Bey ile birlikte yaptığı araştırma gezileri sonuçlarını Fen Fakültesi Mecmuası'nda yayımla mış, topladığı malzeme ile enstitünün koleksiyonlarını zenginleştirmiştir. Penck ile Hâmit Nafiz Bey, İstanbul Boğazı’nın her iki yanındaki bölgede - linyit kömürü aramak amacıyla- Geli bolu Yarımadası’nm jeolojik özellikle rine, dolayısıyla Boğazların oluşumu na ilişkin uzun ve ayrıntılı incelemeler yapmışlardır. Bu araştırmaların birço ğu gerek makale gerek kitap biçiminde yayımlanmıştır. Marmara çevresinde iki yıl kadar süren incelemelerden son ra inceleme alanını genişleten Penck, 1917 yılında Bursa ve Kütahya dolay larından Batı Toroslara ve Doğu Teke’- ye kadar Batı Anadolu’nun tektoniği nin ana çizgilerini saptamaya çalışmış tır. Türkiye’de modern jeolojinin ku rulmasına büyük katkıda bulunan Penck, öğrencileri için İstanbul ve Ulu dağ çevresinde bilimsel geziler düzen lemiştir. 28 Ağustos 1918’de çıkan Ve fa yangınında Arziyat Enstitüsü de bü tünüyle yanmış, toplanan değerli mal zemenin hemen hemen tümü yokol- muştur. Yangının ardından gelen mü tareke sonucu Penck İstanbul’dan ay rılarak Almanya’ya dönmüştür. □
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi