• Sonuç bulunamadı

Asmalımescit'te Yakup

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Asmalımescit'te Yakup"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

nsooo^íms Wnntt

>QSTv u ks apkiiari

S lk H Ş m . K O N SIRI

YAKUP

*

tabında şöyle anlatır.

★ ★★

“Macera peşinde vatanını bırakan, hudut dışında atılan, yayan devri aleme çıkan ecne­ biler ve barlarda çalışan bütün artistler Asmalımescit’te otu­ rurlar. Dünyanın her köşesin­ den gelmiş, ekserisinin m illi­ yetleri ancak pasaportlarında - eğer varsa- yazılı bu insanların etrafında, gene ecnebi, fakat en aşağı yirmi yıldır Asmalımes- cit’e yerleşmiş bir grup daha vardır. Bunlar artist acenteliği, tefecilik, pansiyonculuk ve tel­ lallıkla geçinirler, her lisanı ko­ nuşurlar, hiçbirisini okuyup ya­ zamazlar, Türkçe imzalarını al­ mayı bilirler ve zabıtadan tanı­ dıkları çoktur.

Marsilyalı bir “Souteneur”, Napolili bir “Lazzarone” Şika- go’lu bir “Gangster” kendini Asmalımescit’te yabancı say- m—rrsm maz- Buranın hususiye- \ \ tini, güneş görmeyen,

dolambaçlı, rutubetli, her köşe başı amonyak

akup, İstanbul’un As- malımescit semtinde

bir m eyhanenin adı. Bu m eyhane, bulun­ duğu sokağın, bulun­ duğu sem tin özellikleri ile bü­ tünleşmiş, yoğurulmuş bir mey­ hane.

Bu nedenle Yakup’u anlat­ madan, sizlere Asmalımescit’i anlatmam gerekir. Asmalımes-

cit, Perapalas Oteli’nin karşı­

sından, Te-

pebaşı Etap

Oteli’nin ar- k a s ı n d a n başlayıp, di­

kine istiklal Caddesi ne inen

sokağın adı. .

Bu sokağın ve bu semtin hi­ kayesini Fikret Adil, Semih Lütfi’nin Suhulet Kütüphanesi tarafından 1933 yılında bastırı­ lan “Asmahmescit 74” isimli

ki-kokusu neşreden sokak­ lara açılan demir kapılı, demir kepenk ve par­ maklıklı pencereleriyle bu müteaffin havayı te­ neffüs etmeye hazırla­ nan karanlık evlerin sa­ kinleri tamamlar.

Odalardaki çiçekler, sak sıları içerisin d en pencerelere doğru zayıf dallarını uzatmaya çalı­ şırlar; yirmi beş mumlu­ ğu geçmeyen elektrik lambaları küvetlerdeki suların pisliklerini göstermez­ ler ve insan eğer bu evlerden birisinde oturursa geceleri uyu­ yamaz, çünkü Asmalımescit’in nabızları gibi, mütemadi topuk sesleri, sofalarda, bitişik evler­ de dolaşır, her an odanızın

rm

akup, daha çok "entel" meyhanesi diye bi­ linen çağdaş, içkili bir lo­ kanta. Buranın "raconu" masa donatmak.. Klasik Beyoğlu mezeleri.. Pilaki, fava, tarama, çiroz, kızart­ ma, ciğer tava, börek...

önünde birinin nefes aldığını zannedersiniz. Sabaha karşı da uyanmak kabil değildir. Bu sa­ atlerde artistler işlerinden dö­ nerler, ekserisi içmiş olduğu için yüksek sesle konuşurlar; beraberlerinde getirdik leri adamlarla “Daha içelim, yatma­

yalım” diye münakaşa ederler,

gramofon çalarlar. Bütün bun­ lara, sokaktan geçmeye başla­ yan simitçi, zerzavatçı, sütçü

naraları, tramvay dandanları karışır. Asmalımescit’-te insan, ancak oraya yerleştikten bir hafta sonra ve sabah sekiz ile onaltı arası uyuyabilir.”

★ ★★

Fikret Adil’in Asmalımescit 74- Bohem Hayatı isimli kitabı

ve diğer bazı kitapları İletişim

Yayınları tarafından bastırıldı.

Okumanızı tavsiye ederim.

Murat Belge’nin Tarih Vak­

fı Yurt Yayınlan arasında bastı­

rılan “İstanbul Gezi Rehberi” ismini taşıyan güzel çalışmasın­ da Asmahmescit ve Yakup hak­ kında şu bilgiler verilir. Asmah­

mescit ilginç bir sokaktır. Bura­

da şimdi Refik ve Yakup gibi aydınların da pek rağbet ettiği oldukça kurumlaşmış, ama gele­ nekten kopmamış meyhaneler var. Yakup’un yerinde, Maltalı

Levanten Mizzi’nin İngilizce ve

Fransızca yayımladığı “The Le- vant Herald” gazetesi çıkarmış.

Bu sırada, ilerideki köşedeki bi­ na da, ünlü opera bestecisi Doni-

zetti’nin kardeşi, İstanbul’da sa-'

ray Mızıka-i Hümayunu’nu ku­ ran, şefliğini yapan, Osmanlıla- r’a marşlar besteleyen Donizetti

Paşa’mn evidir.

Antikacılığın “Sosyete mes­

leği haline gelip, İstanbul’un dört bir yanma yayılmadan ön­

ceki dönemlerde”, Asmahmes­ cit antikacı dükkanlarının bu­

lunduğu bir sokaktı. “En yaldız­

lı paşa konağı mobilyaları” ile

en “süslü” avizeler bu sokakta satılırdı. Sonra pek bir perişan hale geldi. Fakat her zaman bir özelliği oldu. Asmalımescit’in iki yanına dizili binaların bod­ rum katlarındaki “Hanımlı ve

de bazen sazlı”, “Efkar meyha­ neleri” faaliyetini sürdürüyor.

Benim aslında “R efik”ten • başlayıp, “Yakup”u sonra anlat­ mam gerekirdi ama, ne yapa­ lım, ters oldu... Çünkü Asmalı-

mescit’e Yakup’u getiren amca­

sı Refik. İlk meyhaneyi Refik açıyor. Yakup 1975 yılında Ri­ ze’den gelip amcasının meyha­ nesinde komi olarak çalışmaya başlıyor. Sonra Yakup 1 ve der­ ken Yakup 2 açılıyor.

Yakup’a Raffi Portakal’ın daveti ile gittik. Bekri Çeşnici ustamızın kaleminden Yakup’u okuduğumuzdan az çok nereye gittiğimizi tahm in edebiliyor­ duk. Bekri Çeşnici ustanın öv­ düğü kadar varmış. Birçokları­ mızın “entel” meyhanesi diye

“küçüm sediği” türden, “çağ­ daş” bir “içkili lokanta”. Bü­

yük, tavanı yüksek bir salon. Duvarlarda değişik sergi, oyun afişleri. Müşterilerin yarısı ha­ nım, yansı bey... Orta yaş grubu ağırlıkta. Kimse kimseyi süz­ müyor, kimse kimse ile ilgilen­ miyor, kimse kimseyi rahatsız etmiyor.

Yakup olduğunu bana söyle­

dikleri güler yüzlü bir kişi müş­ terilerle ilgileniyor. Biz yeni müşteri olduğumuzdan bizi ta­ nıyor. Kaymakamlık daire mü­ dürü gibi giyinmiş kravatlı, ince yapılı, kibar bir bey bize hal ha­ tır soruyor... Yakınlık gösteri­ yor... Meğer Yakup Bey’in or- taklanndan Cavit Saatçi imiş... Garsonlar “Ateş gibi”... koca sa­ londa servis aksamıyor. Ali Rıza

Kaya, Refik Bey’in birinci dük­

kanından bu yana Yakup Bey ile birlikte çalışıyormuş. Arslan

Arslan, İbrahim Arslan, b ar­

men Uğur, komiler Ali, Latif,

Hakan masalan donatmak için

birbirleriyle yarışıyor.

Buranın “R aconu” masa donatmak... Klasik “Beyoğlu”

mezeleri... Pilaki, fava, tarama, çiroz, kızartma, eritme peynir, ciğer tava, börek getiriyorlar... Köfte nefis... Balık isterseniz, fi­ yatım sipariş sırasında size fısıl­ dayıp “Uyarıyorlar”: “Abicim

kalkan 200 bin, lüfer 200 bin, hamsi 75 bin lira... Haberin ol­ sun....”

Biz bir tabak hamsi ısmarla­ dık... Raffi “Kalamar”da ısrarlı oldu. Aşçıbaşı Cemal Güler, yardımcıları Salih Taşa, İlhan

Kefeli, midemizi hiç de rahatsız

etmeyecek yiyecekler hazırladı. Yakup, öğle yemeği de veri­ yormuş. Akşamları bir kişi, ba­ lık yememek şartı ile içki dahil 200 ile 250 bin lira ödüyormuş.

(Yakup, Asmahmes­ cit No: 35, Telefon: 249 2925)

Stattı

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ve sanatçının pek bilinmeyen bir özelliğini açığa vurur: Picasso, İlk eserlerinde, İnsanların duygularını İfade etmeye çalışmış ve klasik sadeliğe

ber bir yeri olan sanatkâr Istanbul- da doğmuştur. Müzisyen bir aileye mensup bulunuşu, pek tabiî olarak daha çocukluk yaşlarında onun da aynı mevzua merak

Bu çalışmada, genel anestezi altında sol taraf endoskopik sinüs cerrahisi yapılırken, hastanın sağ gözünde pro- pitozis gelişen ve anesteziden uyandırılma sonrası göz

Yahya Kemal gibi bir türlü kitap haline getiremediği şiir­ lerini sonunda bu yakınlarda Yeditepe yayınları arasında bas­ tırmıştı.. Huzur adlı romanından

Konunun yanındaki rakamlar, makalenin ilk sayfa numarasını göstermektedir.. Türkçe / Turkish English

Yüzyılın düşünürü Noam Chomsky’nin aydın sorumluluğuna dair fikirlerinin ve yorumlarının Hatay yerel basınının gelişimi bağlamında ve 150’likler boyutun- da

Kurbanlar kesildi, dua­ lar edildi, işçiler, ustaları­ nın yanı sıra münavebe ile bir gün Yeniçeriler, bir gün Sipahi askerleri camiin in gaası için civardan

Daha sonra kabukları soyu­ larak fındık gibi doğranmış domatesleri, yarım bar­ dak su, tuz ve karabiber katarak biraz kaynatın.. Pat­ lıcan dilimlerini tek tek,