BİR Ç IK A R
şpnnyi
D E R G İ S İ
SELÂHATTİN BATÜ
ORHAN HANÇERLİOGLU
ATTILA İLHAN
M. BAŞARAN
MUZAFFER UYGUNER
HALİL ÖZTAŞ
ZEKİ KURUCA
M. ALPTEKİN
RUSTEM BİLEN
H. ZEKAİ YİĞİTLER
FAKİR HAYKI RT
S. N. ÖZERDİM
RIZA APAK
TALİP APAYDIN
ÖZCAN DOGRUÖZ
JEAN COCTEAU
CEYHUN ATUF KANSU
ERGİN SANDER
FARUK AKÇA
FARUK YENER
ÜMİT YAŞAR
İHSAN AKAY
CEVDET ATMACA
WILLIAM SAROYAN
MAHMUT KURU
S. GÜNAY AKARSU
OSMAN TÜRKAY
MUSTAFA UZ
T. KAKINÇ
GARİP TATAROGLU
ÖMER SERİN
Sayı: 567
1 ŞUBRT 1962
1 LİRA
S
"T l- SO
Ahmet Hamdl T A M 'I N A BT A N P IN A R DA...
Canlı, zeki, sevimli kişiliğiyle her zaman çevremizde ras tlamaya alışık olduğumuz Ahmet Hamdi Tanyınar'ın da ardın dan yazmak düşecekmiş bizlere.
Şu son yıllarda bir şeyler oldu edebiyat dünyamıza. Bir
cami avlusunda buluşup yitirdiğimiz yeni bir değerin arkasın dan ağlaşmalanmız o kaldar sıklaştı ki. Hep de en seçkinler dir aramızdan aynlanlar. Terazi kefesinde en ağır çekenler.
Tanpmar da onlardan biriydi. Edebiyatımızda bir benzerine
daha raslanmıyan bir kişiliği vardı. Eski edebiyatımızı en iyi bilenlerimizden biriydi. Yahya Kemal gibi o da bu çağım tü ketmiş, edebiyatla yuğrulmuştu. Bununla beraber yeniyi sever ve denerdi. Yeniye karşı olmamış, bütün doğulu yanlarına rağ men batı sanatı ölçülerine sadık kalmaktan geri durmamıştı.
Sairdi, romancıydı, denemeciydi. Her şeyden önce bir es
tetti. Değer yargılarında kılı kırka yavan bi'A, titizliği, batı
edebiyatında geniş bilgisi vardı. Mimarilerin en İlâhisi dediği
Yeşil Cami sanatına hayrandı, Dede Efendi’ye de hayrandı,
ama Paul Yalöry’yi hepimizden çok anlar ve severdi. Bu sanat ikiliğini kişiliğimde ömrü boyunca taşıdı. Davranışlarında da bir yanı batılı, bir yanı derbeder, ehlidil doğulu idi.
Yahya Kemal gibi bir türlü kitap haline getiremediği şiir lerini sonunda bu yakınlarda Yeditepe yayınları arasında bas tırmıştı. İsabet oldu. Huzur adlı romanından sonra Saatleri Ayarlama Enstitüsü de geçen ay çıkmıştı. Abdullah Efendi nin Rüyaları ve yayınlarımız arasında çıkan Yaz Yağmuru adlı iki hikâye kitabı vaıidır. Beş Şehir adlı denemeleri çok beğe nilmişti. X IX . asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı eseıinin ilk cil di yayınlanmıştı. Euripides’ten üç piyes çevirmişti. Yahya Ke mal için hazırladığı eser gene yayınlarımız arasında çıkacaktı. Haberi aldığımız zaman Varhk’m sayfalan hazvrlanmakta olduğundan ancak bu sütunu değiştirebildik. Gelecek sayımızda kişiliği ve eserleri üzerinde aynca duracağız.
B U R S A D A Z A M A N Bursa’da eski bir cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdayan su, Orhan zamanından kalma bir duvar, Onunla bir yaşta ihtiyar çınar Eliyor dört yana sakin bir günüj Bir rüyadan artakalmanın hüznü içinde gülüyor bana derinden, Sanki bir hâtıra serinliğinden, Ovanın yeşili, göğün mavisi Ve mimarilerin en İlâhisi... Bir zafer müjdesi bıırda her isim, Yekpare bir anda gün, saat mevsim Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın, Halâ bu taşlarda gülen rüyanın. Güvercin bakışlı sessizlik bile Çınlıyor bu eski zaman vehmiyle... Gümüşlü, bir fecrin zaier aynası, Muradiye, sabrın acı mey vasi, Ömrünün timsali beyaz Nilüfer, Türbeler, camiler eski bahvçler. Şanlı menkıbesi binlerce erin, Sesi arşa çıka» Hengâmelerin Nakleder yâdını gelip geçene... Bıı hayalde uyur Bursa her gece; Her şafak onunla uyanır, güler Gümüş aydınlıkta serviler güller Serin hülyaslyle çeşmelerinin. Başındayım saııki bir mucizenin, Bu ses ve kanat şakırtısından Billûr bir avize Bursa’da zaman. Yeşil türbesini gezdik dün akşam, Duyduk bü- musiki gibi ¿amandan Çinilerde sinmiş Kur'an sesini Fetih günlerinin mucizesini Aydınlanmış buldum tebessümünle, isterdim bir eski yerde seninle Başbaşa uyumak son uykumuzu. Ve bu hayal içinde... Ve ufkumuzu Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk; Havayı dolduran uhrevi ahenk, Bir bahar uykusu olur elbette Ölüm bu tılsımlı ebediyette; Belki de rüyası eski cetlerin Beyaz bahçesinde su seslerinin,
A . H. T A N P IN A R
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi