Kahve ve
Tiearet
Ahlâkı...
«İslâm Ansiklopedisi» nin 57. cüzünde Alunet Râşid’in Yemen ve San’a tarihinden nakledilerek ya zıldığına göre kahve 16. asırda Ha beşistan valisi Özdemir Paşa tara fından Yemen’c getirilmiştir, o ta rihten sonradır ki Yemen âdeta hir | kahve memleketi olmuştur; bu ! memleket 1918 senesine kadar Tiirklerin idaresinde kaldı, ve Tür- kiyede hep Yemen kahvesi içilir di; bu kahve çok güzeldi, gerek kokusu, gerek tesiri ve gerek bes leyici kudreti Brezilya kahvesine nisbetle çok yüksekti; ben ilk kah vesi yirmi yaşından sonra içtiğim için Yemen kahvesini içmek kıs met olmadı; içmiş olanlar çok ö- vüyorlar.
Kanuni Süleyman devrinin meş hur Şeylıüslâmı Ebussuud Efendi kahvenin haranı olduğu hakkında fetva verdi ama bu fetva halkın bu içkiye alışmasına mâni olamadı; Ebussuud Efendi de yanıldığını an lamış olmalı ki daha sonra kahve hanelerin kapatılması için fetva istedikleri zaman vermedi. Meyha neler açık dururken kahvehanele rin kapatılması sahiden gülünç o- lurdu; zira tarih boyunca meyha nelerin ve alkollü içkilerin insanla ra verdiği zarar pek büyük olduğu- halde kahveden kimse zarar görme miş gibidir; alkollü içkiler sayısız cinayetlere sebep olduğu halde kah ve içtiği için şuurunu kaybederek insan öldürene rastlanmış değil dir.
Osmanlı padişahlarından Dör düncü Murat çocukluğunda Yeni çeri ve Sipahi isyanlarının korkunç sahnelerini gördü, idareyi ele alın ca Yavuz Sultan Selimi taklide kalktı, tarihin en zalim hükümdar (arından biri oldu, doğrusu, o kar gaşalık ve ahlâksızlık içinde dev- •let kudretini devam ettirebilmek
için başka çare de yoktu.
Sultan Murat kahveyi ve tütünü yasak etti, kahvehaneleri yıktırdı, kahve içenleri idaııı ettirdi; bir is yan çıkarsa yahut bir isyan çıka cağına dair alâmetler belirirse bü tün suç kahveye yükletilir, kahve haneler kapatılır, kahve içenlerin başları kesilirdi.
Dördüncü Mehmet zamanında kahve serbest bırakıldı, o kadar kî sokaklarda bile satılıyordu; Köprü lü Mehmet Paşa bir müddet için, siyasî sebeplerle kahvehaneleri ka pattırdı, fakat oğlu Fazıl Ahmet Paşa bu yasağı kaldırdı, hattâ kah ve Hatlarının indirilmesi için ted birler aldı.
Kanunî Sultan Süleyman zama nında kahveden okka başına Müs- lümanlar sekiz, Hıristiyanlar ■ , akçe vergi verirlerdi; bir altın l'jra altmış akçe olduğuna göre bu 'ver ginin bugünkü paramızla tıutan yedi sekiz lira idi; verginin b<u de rece ağır olması kahvenin ’oir ke yif maddesi telâkki cdüunesi ve fazla yayılmasının istenmemesi yü zündendi, 1697 de Y-'hv« vergisine beş para zam yapıldı ve halk bu- jnu hiç iyi karşılamadı.
I Araplar kahve çekirdeklerini / kaynatırken bazan karanfil ve zen- \ cefil de katarlar, süt kattıkları da \olur ve şeker katmazlar. Kahveye şeker katmak Türklere mahsus bir sadettir. Mekkede birini kahve iç meğe çağırmak yemeğe çağırmak-
j
tır.Bugün kahveden alınan vergi /Kanuni Sultan Süleyman devrinde / alınandan azdır; buna rağmen fi- 1 atlar yüksektir. Haber verildiğine \göre kahve ithali için yeni bir mü saade verilmiştir. Allah vere de fi- atfar bir daha yükselmese.
Tedbirin en kolayı da budur, fa kat en faydasız olanının da bu ol duğu muhakkaktır; zira bugünün ticaret ahlâkı kâr haddi tanımıyor, İkinci Dünya Harbinde, hükümetin fiat kontrolünde müsbet değil men fi rol oynadığını henüz unutmuş değiliz,
Kadircan KAFLI