• Sonuç bulunamadı

Atatürk sulh ve insanlık hizmetinde

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk sulh ve insanlık hizmetinde"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A K Ş A M Sahife 8

Bugün bütün vilâyetlerde

merasim yapılacak

Saat on dörtte Atatürkün heykeli

veya büstü önünde toplanılacak

H e y k e l v e b ü s to lm ıy a n y e rle rd e C ü m h u r ly e t m e y d a n la r ın d a

to la n ıla c a k , m e r a s im s a a t o n a ltıy a k a d a r b ite c e k

Istanbulda Gülhane parkınde, Taksimde ve

üsküdarda iskele meydanında toplanılacak

Bugün saat on dörtte, Ankaradan başka bütün vilâyetlerde toplantılar yapılacaktır. Halk tam saan on dörtte Atatürkün heykel ve büstü olan yerlerde bunların etrafında, ol- mıyan yerlerde Cumhuriyet meydan­ larında toplanacaktır.

Îstanbulda toplantı Gülhane parkın­ da, Taksim âbidesi önünde ve Üskü­ darda İskele meydanında olacaktır. Heykel ve büst bulunmıyan mey­ danlarda güzel ve büyük bir kürsü üzerine Atatürkün iyi bir fotoğrafı konacaktır. Kürsü Türk ve Parti bay­ rağı ile örtülecek, hiç bir siyah işaret bulundurulmıyacaktır.

Atatürkün büyük eserini emanet ettiği Türk gençliğine ve talebelere toplanma meydanında ön safta yer verilecektir.

Bando mevcud olan ve Şopenle Bethofenin matem havalarını çalabi­ lecek vaziyette bulunan yerlerde İs­ tiklâl marşından sonra bu marşlarla törene başlanacaktır. Bando yoksa İstiklâl marşından sonra tören açıla­ caktır.

Tören bu suretle açıldıktan sonra

Türk milleti,

Kurtuluş savaşma başladığı­ mızın on beşinci yılındayız- Bu­ gün cümhuriyetimizin onuncu yı­ lını doldurduğu en büyük bay­ ramdır. Kutlu olsun.

Bu anda büyük Türk milleti­ nin bir ferdi olarak bu kutlu gü­ ne kavuşmanın en derin sevinç ve heyecam içindeyim.

Yurddaşlanm,

Az zamanda çok ve büyük iş­ ler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türk cümhuriyetidir. Bundaki muvaf­ fakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve bera­ ber olarak azimkârane yürüme­ sine borçluyuz. Fakat yaptığımı­ zı asla kâfi görmüyoruz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve az­ mindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memle­ keti seviyesine çıkaracağız. Mil­ letimizi, en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahib kalacağız, Mülî kültürümüzü muasır me­ deniyet seviyesinin üstüne çıka­ racağız.

Bunun için bizde zaman ölçü­ sü, geçmiş asırların gevşetici zih­ niyetine göre değil, asrımızın sü­ rat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nisbetle daha çok çalışacağız. Da­ ha az zamanda, daha büyük iş­ ler başaracağız.

Bunda da muvaffak olacağı­ mıza şüphem yoktur- Çünkü Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk m il­ leti birlik ve beraberlikle güçlük­ leri yenmesini bilmiştir. Ve çün­ kü Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet

yo-her yerde üç nutuk söylenecektir. Bunları Parti mümessili, Belediyeden biri, Belediye olmıyan yerlerde köy ihtiyar heyetlerinden biri ve halktan bir genç söyliyeeektir.

Nutuklarda Atatürkün eserlerin­ den, memlekete ve millete yaptığı büyük hizmetlerden, hayatı ve ara­ mızdan ayrılmasile duyulan yas ve elemden bahsedilecektir.

Kendi nutuklarından onuncu yıl nutku ve gençliğe hitabı gibi parça­ lar, vecizelerden seçilmiş bazı kısım­ lar okunacaktır.

Nutuklar, milletin, Atatürke saygı ve sevgisini ebedî olarak, onun mane­ vî varlığı ve hatırası etrafında topla­ nacağını ve bu topluluktan en büyük millî vahdet ve kudreti alacağını, ese­ rine bağının ebedileşeceğini söyliye- rek ve nihayetinde Atatürkün eser­ lerine ve yaptığı inkılâplara daima artan bir inanla bağlı kalıp onları ileri götüreceklerine and içerek bite­ cektir.

Tam saat 16 da Dahiliye Vekâleti­ nin yaptığı tamimde zikrettiği veç­ hile ve vasıtalarla bildirilerek üç da­

lımda elinde ve kafasında tuttu­ ğu meşale müsbet ilimdir.

Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettireyim ki yüksek bir insan ce­ miyeti olan Türk milletinin tari­ hî vasfı da güzel sanatları sev­ mek ve onda yükselmektir. Bu­ nun içindir ki milletimizin yük­ sek karakterini, yorulmaz çalış­ kanlığını, fıtri zekâsını, ilme bağ­ lılığını, güzel sanatlara sevgisini ve millî birlik duygusunu müte­ madiyen ve her vasıta ve tedbir­ lerle besliyeı-ek inkişaf ettirmek, millî ülkümüzdür.

Türk milletine çok yaraşan bu ülkün, onu bütün beşeriyette hakikî huzurun temini yolunda kendine düşen medenî vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.

Büyük Türk milleti,

On beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki bu sözlerimin hiç birinde mil­ letimin hakkımdaki itimadını sar­ sacak bir isabetsizliğe uğrama­ dım.

Bugün ayni iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet ol­ duğunu bütün medenî âlem az zamanda bir kere daha tanıya­ caktır.

Asla şüphem yoktur kî Türklü­ ğün unutulmuş büyük medenî vasfı, kabiliyeti, bundan sonraki inkişafile, âtinin yüksek mede­ niyet ufkunda yeni bir güneş gi­ bi doğacaktır.

Türk milleti,

Ebediyete akıp giden her on senede bu büyük millet bayramı­ nı, daha büyük şerefle, saadet­ lerle, huzur ve rahat içinde kut­ lamanı gönülden dilerim.

Ne mutlu Türküm diyene.

kikalık bir sükût ve ihtiram vakfesi yapılacaktır.

Üç dakikanın hitamında altı meşa­ le derhal ateşlenecek ve Atatürkün heykeli, büstü veyahud resmi önün­ de ihtiram geçidi yapılacak, bundan sonra merasim bitecektir.

Halkevleri 22 ikineiteşrin 1938 salı gününe kadar kapalı kalacak ve bina içinde hiçbir faaliyet yapılmayacak­ tır.

Hareket, toplantı ve merasim es­ nasında hiç bir siyah işaret bulun- mıyacaktır.

Halkevlerinde sabah

toplantısı

Büyük Önderin cenaze merasimi münasebetile bu sabah Ankaradan maada her tarafta Halkevlerinde saat 11,45 de toplantılar yapılacaktır. ★ Fatih Halkevinden: 1 — Ulu Şe­ fimiz ve eşsiz Atamızın yüksek ve ebedî hatırasını anmak ve bağlılığı­ mızı sunmak üzere bugün saat 11,45 de ev kurağındaki toplantı salonunda bir tören yapılacaktır.

A — İstiklâl marşı, B — Söylev,

C — Atatürkün gençliğe hitabeleri, Ç — Üç dakika ihtiram vakfesi, 2 — Bu toplantıya herkes gelebilir.

Çanakkalede bir vapur

karaya oturdu

Çanakkale 20 (Akşam) — Doyçe

Levant kumpanyasının İthaka vapu­ ru, 1885 ton hamule ile İzmirden İs- tanbula giderken bu sabah saat 4 de Kepez fenerinin 500 metre açığında sahile muvazi şekilde karaya otur­ muştur. Kaptanı vapuru kurtarmağa çalışmışsa da muvaffak olamamıştır. Alemdar tahlisiye gemisi yardıma gitmiştir. Vapurun vaziyeti tehlikeli değildir.

Atatürkün cenaze merasiminde Cümhuriyetçi İspanya hükümetini temsil edecek olan heyet evvelki gün tayyare ile Atinaya ve dün de saat 13,58 de gene tayyare ile Atmadan Yeşilköy hava istasyonuna gelmiştir. Heyeti hâmil tayyare saat 15,10 da

0 Yeşilköyden Ankaraya hareket

etmiş-Atatürk sulh ve

insanlık hizmetinde

Bir arkadaşımız diyordu ki:

«— Atatürkün şahsına ve eserine karşı her taraftan hayranlık sesi ge­ liyor. Fakat bunun ehemmiyetini an­ lamak için nasıl bir zamanda yaşa­ dığımızı düşünmelisiniz!»

Öyle bir zaman ki bütün kıymetler hakkmdaki hükümler derin bir buh­ ran geçirmektedir. Demokrasi ile fa­ şizm, sol ve sağ, rejim ve sınıf kav­ galarına hususî bir şiddet vermiştir. Milletler arasında veya ayni millet içinde fikir ve his tezadlan azamiye çıkmıştır. Atatürkün şahsında ve eserinde ne var ki herkes onu sev­ mekte ve övmekte birleşiyor?

Bir tarafa göre, tamamen vasıtasız bırakılmak dahi, bir milleti kurtuluş imkânlarını arayıp bulmaktan mah­ rum etmiyeceğini ilk defa o göster­ miştir. Bir diğer tarafa göre, eğer demokrasi ve diktatörler onun gibi hareket etselerdi; rejim ve ideolojiler arasındaki amansız mücadeleye lü­ zum kalmayacaktı. Bir başkasına gö­ re, Atatürk, demokrasinin otoritesiz- lik hastalığını tedavi etmiştir. Ame­ rikan kiliselerinde ise, sulhun büyük adamı için dua edilmiştir.

Bunun sırrı, Atatürkün, kendi mil­ leti için istediğini başka milletler için reddetmemesinde, şeref, sulh ve hür­ riyeti kendi milleti kadar bütün mil­ letler için de aramasındadır. Balkanlar ve Sadâbad paktları, Kemalizm için yalnız bir emniyet değil, bir prensip Idavası idi. Osmanlı imparatorluğu için sınırdaş demek, ebedî düşman demekti: Türkiyenin hudutları, itti­ faklar ve dostluklarla çevrilmiştir. Lozan Türkiyesini bir sulh tehlikesi gibi karşılamış olanlar, sonraları ge­ ne ona, eğer olmasaydı icat edilmek lâzım gelen bir sulh kuvveti olarak istinat etmişlerdir.

Türkiye başancıhğı, hiçbir müca­ deleyi tahrik etmeksizin ve hiç bir cep­ he ayrılığı teşvik etmeksizin, vazife­ sini yaptı. Bu vazife üstünde, on dört sene derin bir hassasiyetle çalışan İsmet İnönü, cümhuriyet reisliğinde Atatürkü takip etmiştir: Millî emni­ yet ve beynelmilel sulh için, Kema­ list Türkiye ayni prensip ve hare­ ketler istikametini muhafaza edecek­ tir.

Bizim gibi, hiç kimsenin unutma­ dığı cihet, Kemalizm davasımn bü­ tün inkişaf seyrinde, her türlü vasıf­ larından başka, yüksek bir tefekkür adamı olan İsmet İnönünün daimi iştirak ve tesiridir. Kemalizmin ar­ tık tekerrür eden esaslarının aranış ve bulunuşunda Atatürkün en yakın emektaşı (Collaborateur), İsmet İnö­ nü olmuştur.

F. R. Atay

mandanı, hariciye teşrifat müdürü ve daha iki generalden mürekkeptir.

Ankara 20 (Telefonla) — Cenaze

merasiminde bulunacak İspanyol he­ yeti bugün saat 17,12 de tayyare ile gelmiştir

' Ne mutlu Türküm diyene

Bugünkü toplantılarda okunacak olan

A T A T Ü R K ’ün bir hitabesi

Ispanyol heyeti geldi

Istanbulda kısa bir tevakkuftan

sonra Ankaraya gitti

I

Dün gelen İspanyol heyeti Yeşüköyde ¡7

(2)

ku-Bahife 4 A K Ş A M

Suriye gazetelerinin makaleleri

“Atatürkün başardığı işler

mucize, harika kabîlindendir,,

“ Birkaç sene İçinde yaptığı inkılâblar birkaç

asırda yapılması mümkün olmıyan işlerdir,,

“Atatürk, bütün dünyada misli pek az

yetişmiş nâdir şahsiyetlerden biridir,,

Atatürkün 1905 de Yafa piyade alayında bulunduğa zamana aid bir hatıra: Soldan sağa doğru mülâzım Zeki (şimdi ticarette meşgul), yüzbaşı Mustafa Kemal, mülâzım İhsan Kurtkan (Çoruh mebusu), alay kumandam

kaymakam Ahmed Uamdi Al tuğ, zabitlerden biri, yüzbaşı Miifid Özdeş (Kırşehir mebusu), mülâzım Cemal (emekli albay)

Atatürkün vefatı Suriyede büyük bir teessür uyandırmıştır. Şamda bu haber üzerine bütün daire ve mü- esseselerde bayraklar yarıya çekil­ miş, hükümet erkânı, konsoloslar, binlerce halk konsoloshanemize gi­ derek taziyette bulunmuşlardır- Ehali büyük bir teessür içindedir. Gazete­ ler Atatürkün büyüklüğünden bah­ seden uzun makaleler yazıyorlar.

Halebde de halk konsoloshanemi­ ze giderek taziyette bulunmuşlardır. Haleb gazeteleri de uzun makaleler yazmaktadır.

Suriye gazetelerinin en eski ve en muteberlerinden biri olan Elifba gazetesi bu münasebetle yazdığı baş­ makalede diyor ki:

«Atatürk, bir asrın yetiştirdiği nn büyük şahsiyetlerden ve en muaz­ zam dehâ ve ahlâkı nefsinde cemet- miş liderlerden birisi idi. Liderlerin âdeti kendi semerei mesailerini ken­ dilerine hasretmektir. Ancak Musta­ fa Kemal mücadelesinin, semerei mesaisini, ahlâkının ve dehâsının se­ meresini kendi milletine vakfetmiştir.

O millet ki, muzmahil bir dereceye düşmüşken O büyük bir kudretle kaldırdı ve büyük devletler seviyesi­ ne çıkardı. Atatürk, Türkiyenin ge­ misini müthiş ve mütenevvi fırtına­ lardan kurtararak sahili selâmete eriştirdi. Buna mukabil milletinden ne bir taht istedi, ne arkasında mi­ rasa konacak bir varis bıraktı.

Biz Atatürk’ü beynelmilel bir in­ san olarak böylece tarif edebiliriz. Ancak, bir Türk recülü olmak itiba- rile Türk milleti Atasının büyüklü­ ğünü ve memleketine hizmetini da­ ha ziyade takdir eder. Ve onlar biz­ den ziyade Büyük Şefin açtığı boş­ luğun acısını duyar. Her halde sayın Türk milletini uğradığı bu büyük darbeden dolayı onun matemine ve duygularına iştirak etmemek ve O büyük ölü için Allahın bol rahmetini dilememek elimizden gelmiyor.»

Halebde çıkan «Eltekaddüm» ga­ zetesinde meşhur muharrirlerden

Şükrü Kender, Atatürkün ölümü har berine tahsis ettiği başmakalesinde diyor ki:

«Biz, Atatürk için Türkiyenin ya­ ratıcısı dediğimiz zaman bu sözü­ müzle bir mecaz veya mübalâğa et­ miş olmuyoruz. Avrupa siyasilerinin uzun müddettenberi «hasta adam» diye tesmiye ettikleri Türkiye umu­ mî harb sonunda ihtizar dakikalan geçiriyordu.

İşte tam bu esnada bir adam çıktı, hem Türklere ve hem de bütün dün­ yaya hitaben:

— Hayır; Türkiye ölmemiştiı*. On­ da henüz hayat damarları yaşıyor, o dirilecek ve kurtulacaktır, dedi.

Bu sözleri söyliyen Atatürktü. Atatürk, ölü zannedilen hastanın tedavisine devam etti, ve Türkiyeye bugünkü yüksek hayatını bahşetti. Bugün düveli muazzama ile at. başı yürüyen kuvvetli, sarsılmaz bir Tür­ kiye yarattı.

Bugün ölen Mustafa Kemal, Tür- kiyeyi hakikî ölümden kurtarmış olan ve onu yoktan var eden bir ya­ ratıcı olmak itibarile beşerin fev­

kinde bir mertebe ihraz etmiştir-Şurası şüphesizdir ki, Atatürk’ün başardığı işler mucize ve harika ka- büindendir. Bir kaç sene zarfında memleketinde yaptığı inkılâb bir kaç asırda yapılması mümkün olmayan işlerdendir.»

Muharrir burada Büyük Şefin yap­ tığı bir çok ıslahatı da yazdıktan sonra sözlerine şöyle devam ediyor:

«Atatürk, Türkiye ülkesini şarktan garbe nekletti ve onu Avrupalılaş­ tırdı. Bu suretle halkın ruhuna yüz­ lerce, binlerce senelerdenberi inmiş olan bir takım âdet ve hurafelere ni­ hayet verdi.

İşte Türk milleti böyle müstesna büyük adam kaybetti. Bu kaybı te­ lâfi edilemiyecek kadar büyüüktür.

Atatürk yalnız Türkiyede değil, bütün cihanda misli pek az ve mah- dud olarak yetişmiş olan nadir şah­ siyetlerden biridir.

Şüphesiz ki, tarih onu cihanın ölmez büyükleri arasında kaydede­ cektir.»

Figaro

Atatürk t

bir in

Atatürk

yeni Ti

olduğu kadar mi

yetiştirici!

Yeni Türkiyede bütün bir millet te­ essür içindedir: Türkiye cümhuriye- tinin babası olan şahsiyet İstanbulda- ki beyaz Dolmabahçe saraymda son nefesini vermiştir. Avrupanm en meşhur üstadları tarafından temsil edilen tababet, bütün gayretlerini beyhude yere harcamıştır,. 938 senesi içinde Büyük hastayı tedavi için iki defa Ankaraya çağrılmış olan profe­ sör Fiessinger, Fransız ilmini liyakat­ le temsil ediyordu.

Çelik mavisi gözlerini Şarkın gü­ zel aydınlığına yummuş olan adam ne harikulâde bir insandı.

29 ilkteşrin923 tenberi, Atatürk —

kendisinin hakikaten «Türklerin ba­ bası» olduğunu senbolize etmek için memleketinin ona verdiği ad buydu — Türkiye cümhuriyeti reisliği vazifesi­ ni ifa ediyordu.

O Hitler veya Mussolini gibi ikti­ dar mevkiine gelmiş halk adamı de­ ğildi; bu devlette diktatör sıfatı kuv­ vetle reddedilirdi. Atatürk yeni Tür­ kiyenin yaratıcısı olduğu kadar mil­ letinin mürebbisi ve yetiştiricisi ol­ muştur.

İtilâf devletlerinin biraz hafif meş­ rep bir cömertlikle İzmire ihracına müsaade etmiş oldukları Yunan or­ dularının boyunduruğundan Anado- luyu kurtarmak için, Sultanın arzu­ su hilâfma ve ona karşı millî iradeyi tutuşturmuş olan muzaffer kuman­ dan olduktan sonra memleketinin modernleşmesi işine cesaretle giriş­ mişti. Altıncı Sultan Mehmede karşı cüretkâr mücadelesi Onu, bir yandan 10 ağustos 1920 de Türkiyeyi ağır şartlar dikte eden, ve Yunanistana Anadoluda çok geniş bir hisse ayıran Sevr muahedesi imzalanırken, ihanet cürmile idama mahkûm ettirmişti.

O zaman, bütün iradeleri etrafında toplayarak, general Mustafa Kemal,

Asrım ızın <

sim a sı:

Bir Arnavud gazetesi]

gazetelerinin

ha

Tiran 20 (A.A.) — Alba ajansı teb­

liğ ediyor:

Demokraita gazetesi, «Asrımızın en , mümtaz siması Atatürk» başlıklı ma­ kalesinde, Büyük Ölünün tercümei halinden ve eserlerinden bahsetmek­ tedir. Bu gazete ezcümler şöyle diyor: «Atatürk, asrımızın en mümtaz si­ masıdır. Filozofların muhtelif meta­ fizik manalar ve şairlerin en güzel ve en yüksek sözlerle tasvir etmiş olduk­ ları ideale, O, realist nafhası ile can vermiştir. O, sözleri icraata kalbetmiş- tir ve büyük icraatın lisanı kendinde- dir.»

Yunan gazetelerinin

makaleleri

Atina 20 (A.A) — Atina ajansı bil­

diriyor: Gazeteler, Türk milletinin

ULU ŞEFİMİZ

A T A T Ü R K ’ün

H A Y A T ve

İCRAATINDAN

P A R Ç ALAR

Ebedî ve mukaddes hatırasını tebcil için filim arşivlerimizde mevcut sesli ve sözlü

ve bugün milyonlar değerinde olan bütün filimlerimizi toplayarak kıymetli bir eser

hazırlanmıştır.

Ayrıca:

İSTANBULDA, DOLMABAHÇE SARAYINDA

Dolmabahçe sarayından - Sarayburnuna, İzmitten Ankaraya kadar ve Ankarada

yapılacak bütün törenlerin tamamı Türkiyenin en mahir 6 film operatörü

tarafından

filme alınmaktadır.

ve bilhassa bu merasim filmini çekmeğe gelen Avrupanın meşhur Foks ve Paramount operatörlerinin yardımı ile

3000 metre uzunluğunda yapılacak olan bu muazzam ve tarihî filimler pek yakında

Beyoğlunda

İPEK - SARAY - MELEK

Sinemalarında

İZM İR D E E L H A M R A ve Yeni, B U R S A D A Tayyare, ve Türkiyenin bütün büyük

sinemalarında birden gösterilecektir.

FİTAŞ - BEYOĞLU

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İç Mimar Aydın Burteçene Mimar Ömer Derin — 'Heykeltraş Mine Sunar (grup başı).. Mimar Naim Bekitoğlu — Heykeltraş

Yağ doku artınca leptin artar ve besin alımı enerji sarfının altına düşer (negatif enerji dengesi). Şişmanlarda leptin düzeyi yüksek - tir; fakat leptine direnç

Viranelerden toplanan ay- landoz dallan, çalı Çırpılar tıkılır, hızı saman alevi gibi çabucak geçer, kızar- masile kararması bir olur, sanki ateş yüzü

anlaşamayacağımızı, daha doğrusu beni -ve daha pek çok kişiyi- anlayamayacağım düşündüğüm, ama zamanla onu yaşlı ve dalgın görenlerin tavır ve sözlerini,

Nurten ÇETİN- Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Doç.. Türkan

Türk milleti daima Allah’a inandığı ve taptığı için özgürlük onun hakkıdır.. Ben ezelden beridir hür yaşadım,

İstiklâl Savaşı’nı sevk ve idare eden bu Meclis, çok büyük iç ve dış tehditlere maruz kalmıştı. Bu tehdit ve tehlikelerle mücadele temek, risk almak şüphesiz

Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya