<
1
Hâtıralarının nesri münasebetile
|
>
'
«
Âhmed Rıza
Rey
kimdir?
Yazan: Halûk
Y,
Şehsuvaroğlu
Ahmed Rıza Bey, ceddi T ürk olan Viyanalı b ir hanım la, İngi liz Ali Beyin izdivacından 1857 yılı eylülünde V aniköyünde de
desi Z ahire N azırı Rıza Efen dinin yalısında dünyaya geldi.
Ali Bey gene yaşında Avrupai fikir ve h arek etlerile tanınm ış Koca Reşid Paşanın takdirini k a zanmış bir zattı. K ırım harbinde i İcadiye tepesindeki kasra y erle şen İngiliz subay ve erlerilç gö rüşm esi ve lisan bilmesi halk ta rafından kendisinin (İngiliz Al: Bey) diye anilm asına sebeb ol muştu.
Ali Bey, İslâm iyeti kabul e t miş zevcesi Naile Hanım la b era ber çocuklarını büyük bir vatan, h ü rriy et ve vazife sevgisile y e tiştirdi. Ali Bey, m uhtelif h a riciye hizm etlerinde, hariciye teşrifatçılığında, Şûrayi Devlet azalığında bulunm uş ve ilk k u rulan Meclisi Ayana da aza ol m uştu. İleri fikirliliği dikkati çektiğinden 1879 da K onyaya sü rüldü ve orada vefat etti.
Ahmed Rıza Bey, sultanî tah silinden sonra henüz pek gene yaşındayken H ariciye Nezareti tercüm e odasında kısa bir m ü d det kâtiblik yapm ış ve babası t a rafından ziraat tahsiline Parise gönderilmişti.
Babasının ölüm haberile m em lekete dönen Ahmed Rıza Bey, Bursa M ülkî idadisinde m üdür ve m uallim olmuş, mesaisi M a arif N azırı M ünif Paşanın d ik katini çektiğinden bir sene son ra Bursa M aarif M üdürlüğüne tayin edilmişti.
M em leketin İçtimaî ve siyasî gidişini fena bulan, inkilâb ve ıslahat yapılm asını zaru rî gören Ahmed Rıza Bey 1889 senesinde Parise gitmiş ve II. Abdülham id idaresine karşı on dokuz sene süren azim kar bir mücadeleye girişmişti.
Evvelâ Padişaha m em leketin terakkisi için lüzum lu gördüğü ıslahatı bildiren lây ih alar ta k dim etmiş, cevabını alam ayınca bu lâyihaları bastırıp dağıtm ıştı.
Mücadelesi ve m em leketçe nınm ası böyle başlamış ve hareketi M eşveretin intişarı kib etmişti. 1
P ariste istibdada karşı çalışan lar arasında anlaşam am azlıklar başgösterm iş ve bir kısım a rk a daşları Ahm ed Rıza Beyi te rk et- m işlerdi. Ahmed Rıza Bey sara yın tek lif ettiği para ve rü tb e lere iltifat etm iyerek davası uğ runda h er tü rlü m eşakkati göze almıştı.
P ariste b ir taraftan siyasî m ü cadelelerine devam ederken bir taraftan da tahsil ve tetkikle m eşgul olmuştu. Kendisi Auguste Comte’in positiviste felsefesine inanm ış ve bu sahada b ir çok çalışm alarda bulunm uştu.
M eşrutiyet ilân edilince A h med Rıza Bey İstanbul m ebuslu ğuna seçildi. Ve Mebusan Mecli sinin açılış günü halk tarafından benzersiz bir tezahüratla selâm
landı. ‘
II. M eşrutiyetin ilk Meclisi M ebusan Reisi, doğru bildiği şey leri söylem ekten sakm m ıyan ö- zü, sözü bir kalbi temiz b ir in sandı. Meclisi M ebusanın, son raları A yandaki tenkidleri m ua rızlarını çoğalttı.
Meclisi Mebusan Reisi Ahrned Rıza Beyi iyi tanıyanlardan biri olan eski M abeyin Başkâtibi Ha- lid Ziya Bey, onun şahsiyetini ve doğru söylem ekten çekinmiyen karakterini şöyle anlatıyor: (U- zun bir boyu, tab ’ının m etaneti ne bir delil şeklinde dim dik du ran bir kam eti, başını tetviç eden güzel saçları, çehresine v a kur bir zeyl yapan uzunca bir
Yeni Padişah Ahmed Rıza Be yi b ir kasidle A yan Reisliğine getiriyor ve bu kasdini Başm a- beyinci L ûtfi Sim avi Beye şu şekilde açıklıyordu: (A yan R i yaseti için benim b ir namzedim var. Kim olduğunu keşfedem i- yeceğinizden eminim. O mevki için A hm ed Rıza Beyi^ düşün düm. Bu zatın Meclisi A yandaki m uhalefetinin h ırs-ı ikbalden neş’et ettiğine şüphe etmemeli, kendisini o m em uriyete tayin e t m ekle m ünasebetsizliğine n ih a yet verileceği tabiidir. Tarafım dan Sadrâzam a gidip arzum u teb liğ ediniz.)
Vahideddin, M ebusan M eclisi ni feshetm eğe k a rar verdiği va k it Ahmed Rıza Beyi de h uzu runa kabul etmişti. Ahmed Rıza ı Bey, Padişahın huzurundan çı kark en Başmabeyinciye (Âlemde ! dem okrasinin icrayi saltanat e t tiği bir zam anda hiç Meclisi Meb usan fesholunur m u?) diyordu.
Sonraları bir m üddet için Va- hideddi.ne inanm ış olmanın ü- züntüsünü duyan Ahmed Rıza Beye Süleym an Nazif Bey 26 teşrinievvel 1924 te yazdığı bir m ektubda aynen şöyle d yordu: (V ahideddine M ütarekenin ilk günlerinde her vatanperverin üm idi dört el ile sarılm ıştı. E- fendimizin yerinde kim heyeti ayan reisi olsaydı aynı suretle harek et ederdi. B undan dolayı h a k -ı devletlerinde hiç kimse zerre k ad ar bir suizan besliye- mez, k ırk senelik h ay a t-ı m ü- cahede sizi âleme ve tarihe le kesiz ve pâk olarak tanıtm ıştır. Vahideddin, hal ve m evkiini id rak edem iyerek kendi kendini gayyayı lânete yuvarladı. Ş ah sının da tac ve tah tın ın da m ü- ebbeden izm ihlâline sebeb gene bizzat Vahideddindir.)
M ütareke senelerinm b 'r kıs m ını A vrupada geçiren Ahmed Rıza Bey İtalyan ve Fransız d ev let adam larile T ürkiyeye y ü k lenilen ağır sulh şartların ın tâ dili üzerinde bazı görüşm eler yaptı.
Âhmed Rıza Bey, hayatının son günlerini Çengelköy üstündeki çiftliğinde yalnız geçirmiş ve bir düşm eden hasıl olan rahatsızlık yüzünden kaldırıldığı Şişli Etfal hastanesinde 27 şubat 1930 ta ri hinde vefat etm iştir.
Yakub K adri Karaosmanoğlu, ölümü m ünasebetile Ahmed Rıza Beyin siyasî hayatını anlatan bir yazısında şöyle dem ektedir: (Ah m ed Rızanın hayatı, daimî bir tevazu ve feragat içinde geçm iş tir. Y azılarında tan tan alı cüm leler yapm aktan çekindiği k a dar, yaşayışında da şatafatlı jestler yapm aktan m üstağni idi. Bu m em leket belki ondan daha büyük vatan ve h ü rriy et m ürşid- leri gördü. Ondan daha çok y ü k sek ve kudretli inkılâbçılar ye tişti, lâkin, en A vrupai mânasile, m edenî cesaretin, m edenî ah lâ kın bu diyarda yegâne timsali idi.)
* * *
Kendisi, OsmanlI İm p a ra to r luğunun sukûtile biten siyasi hayatına aid h atıraların ı zaman zaman dağınık notlar ve mevzu lar halinde tesbit etm iştir. 1
Kendisine yazılmış bazı mek- tubların ve jö n tü rk faaliyetleri ne aid vesikaların da yardım ı ile bu n o tlar tanzim edildiği vakit Ahmed Rıza Beyin çocukluk y ıl larından, son mücadele devirle rine k ad ark i hatıraları meydana gelmiş bulunuyor. Hatıralar Bi
raya konularak, olduğu gibi bı rakılm ağa çalışılmış, yalnız bazı kısım larda yazıların takibini ko laylaştırm ak üzere ilâveler ya
nılmıştır. 1
ta bu ta
-A'ımed Rıza Bey, pederi 111.11112 Ali Bey ve hemşiresile birlikte sakalı, maviliğ nde sıcak bir sev gi mânası uçan gözleri vardı.
Meclisi Mebusan Reisi olunca Sadrâzam dan evvel, Ayan Reisi- le beraber en yüksek m akam o- lan o sandalyeyi de belki idare itibarile büsbütün doldurmaz, fakat h er halde pek süslerdi.
H ünkâr onu kazanm aya lüzum görürdü. Onun için ikam etgâhına M açkada bir saray tahsis olundu ve M efruşat İdaresi tarafından döşetildi. S araya geldikçe her defasında huzura çıkar ve ilti fata m azhar olurdu.
Sonraları nasıl oldu da. H ün k â r ondan eskisi k ad ar hazzet mez oldu. B unun izahı pek ko laydır. B ütün insanlar gibi bu adam ın da bir kusuru vardı; doğ ruluk!.. Yahud daha sahih bir tâbir ile doğruculuk, yani doğru olarak bulduğu bir şeyi hiç bir ihtiyata, hiç bir istihzarata lü zum görmeksizin hem en p ü sk ü r- mek.
Mizacının bu icabından dolayı Ahmed Rıza etrafında da epeyce soğuk tesirler bırakm ıştı. Onda herkese karşı b ir m ürebbi, b ’r m usahhih, hiç olmazsa bir nasih olmak tarafı vardı.)
Ahmed Rıza Bey, VI. Mehmed Vahideddin tah ta çıktığı vakit M eşrutiyet rejim inin korunaca ğına inanmıştı. H albuki VI. M eh med Vahideddin, Ahmed Rıza Beye hiç bir vakit itim ad etm e miş ve kendisinin A yan Mecli sindeki tenkidlerini hoş karşıla-
mamıştı. •
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi