• Sonuç bulunamadı

9.Sınıf Edebiyat 1.Dönem 1.Yazılı (5)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "9.Sınıf Edebiyat 1.Dönem 1.Yazılı (5)"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

https://yazilidayim.net/TOKAT MPİB FEN LİSESİ 1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVINA HAZIRLIK SORULARI METİN – (DERS KİTABINDAN)

“Edebiyat, diğer sanatlara oranla bu gücünü ve zenginliğini, kullandığı malzemenin “söz” olmasına borçludur. Aynı zamanda günlük hayatın anlaşma vasıtası olan dil, insanlık tarihi boyunca diğer güzel sanatların kullandığı malzemelerle mukayese edilemeyecek seviyede büyük bir gelişme göstermiştir. Bütün kelime, terim, tabir, argo, özel meslek dilleri gibi sözlük çerçevesindeki zenginleşmenin dışında mecazlarla ve sanatkârların şahsi tasarruflarıyla âdeta sınırsız bir büyüme gösteren dil, bu gelişmesini hâlâ devam ettirmektedir. Ancak günlük konuşmada ve diğer alanlarda kullanılan dille edebî dil birbirinden oldukça farklıdır. Günlük dil en yalın ve doğrudan bir anlatımı gerektirirken edebî dil mecazî ve sembolik bir tecrit istikametinde gelişir. Bu husus günlük hayatta mecazların, edebî eserde de yalın ifadenin kullanılmayacağı manasına gelmez. Yalnız kelimelerin sözlük anlamları edebî metinde birtakım sapmalara uğrar. Yazarın edebî bir eser meydana getirme gayesi ve gayretiyle dile tasarruf etmesi bir ölçü olabilir. Ancak böyle bir gayret olmaksızın hazırlanmış bir siyasi nutkun veya bir mektubun zamanla edebî bir değer kazanması bu ölçünün de yeterli olmadığını göstermektedir. Halk dilinde “edebiyat yapmak” deyimiyle sözlük dilinin edebiyattaki sapması yani üslûp hâline gelmesi, biraz da sanat ve edebiyat zevki teşekkül etmiş kişilerin sezgi ve tecrübelerini ilgilendirmektedir.

Edebî eser, herhangi bir aracıya gerek olmaksızın orijinal yapısıyla her seviyeden okuyucusuna doğrudan doğruya ulaşabilen tek sanattır. Bunu da kullandığı malzemenin söz olmasına borçludur. Diğer sanat alanlarında eserler hemen daima tektir ve onu seyretmek-dinlemek için o tek nüsha ile karşı karşıya gelmekten başka yol yoktur. Edebî eser ise yazarının meydana getirdiği orijinal şekliyle her zaman okuyucusuna ulaşabilmektedir.”(M. Orhan Okay, TDV İslâm Ansiklopedisi)

S:1. Altı çizili kelimelerin anlamlarını yazınız. (5 PUAN)

S:2. Metne göre edebiyatın ana malzemesi nedir? (5 PUAN)

S:3. Metinden hareketle dille ilgili çıkarımlarda bulununuz. (10 PUAN)

S:4. Günlük hayatta kullanılan dille edebi eserlerde(metinlerde) kullanılan dil arasındaki farkın nedenleri nedir? (10 PUAN)

S:5. Metinden hareketle edebiyatı nasıl tanımlarsınız? (5 PUAN)

S:6. Aşağıdaki cümlelerde virgülün(,) kullanılış amacını yazınız. ( 6 PUAN)

-Edebiyat, diğer sanatlara oranla bu gücünü ve zenginliğini, kullandığı malzemenin “söz” olmasına borçludur.

-Bütün kelime, terim, tabir, argo, özel meslek dilleri gibi sözlük çerçevesindeki zenginleşmenin dışında mecazlarla ve sanatkârların şahsi tasarruflarıyla âdeta sınırsız bir büyüme gösterir.

- Bir varmış, bir yokmuş, Allah’ın kulları çokmuş.

- Tokat MPİB Fen Lisesi, bölgemizin en başarılı okulu, birinci ortak sınavlara hazırlanıyor. - Evet, 1932’den beri Türkçe kademe kademe asıl kimliğine dönüyor.

-Sayın Başkan, gelmeyen var mı?

S:7. Nokta ile gösterilen boşluklara “ sanat, duruluk, yalınlık, öğretici, sanat metinleri, lehçe, öğretici metinler” kavramlarının hangisi uyuyorsa yazınız. (10 PUAN)

Metinler, ……….. metinleri (edebî metinler) ve ……… (bilgilendirici) metinler olmak üzere ikiye ayrılır.

Anlatımda gereksiz ayrıntılardan, süslü ve sanatlı söyleyişlerden kaçınmak ………tır.

………..: Anlatımda gereksiz sözlere yer vermemektir. Bir söz cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında daralma veya bozulma olmuyorsa o söz gereksizdir.

………. ………..; edebî bir heyecan uyandırmak, estetik zevk ve anlayış kazandırmak amacıyla yazılır.

Coşku ve heyecanı dile getiren metinler (şiir), öyküleyici (anlatmaya bağlı) metinler (masal, fabl, destan, hikâye, roman), göstermeye bağlı metinler (tiyatro) bu metinlerdendir.

………..; tanıtmak, bilgi ve haber vermek, uyarmak, düşündürmek, kanıları değiştirmek, yönlendirmek gibi amaçlarla yazılır. Tarihî metinler, felsefi metinler, bilimsel metinler, gazete çevresinde gelişen metin türleri (makale, deneme, sohbet, fıkra, eleştiri,

(2)

mülakat, röportaj, haber yazıları), kişisel hayatı konu alan metin türleri (anı, günlük, gezi yazısı, biyografi / otobiyografi, mektup) bu metinlere örnektir.

Bir dilin, tarihî gelişimi içinde yazılı kaynaklarla izlenemeyen dönemlerinde ayrılmış kollarına ………..denir.

“ Hani sessiz, zenginliğini bile belli etmez, mütevazı adamdı da… Konu komşusu da severdi hani. Hiçbir şeye, hiçbir dedikoduya karışmazdı. Sabahleyin işine kısa kısa adımlarla koşarken, akşam filesini doldurmuş vapurdan çıkarken görseniz; iriliğine,

sallapatiliğine, Karamanlı ağzı konuşuşuna, basit ama, hesaplı fikirlerine, (…) yine basit, sevimli şakalarına karşı, hakkında kötü bir hüküm de veremezdiniz. Kendi halinde, işi yolunda, hesaplı yaşayan bin bir tanesinden bir tanesiydi.”S:8. Metnin bakış açısın yazınız. (4 PUAN)

METİN-1 METİN-2

Boğuk bir bakışın oluyor senin

Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim

Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan Durma bana türkü söyle Anadolu olsun

Susuz dudak gibi çatlak olsun

Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün

Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma Ağıyorum bir karanlık karayel saçlarına

Çekme ülkemden nar yangını gözlerini Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni

Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini (...) Erdem Bayazıt, Yok Gibi Yaşamak

Fen bilgisi eğitimi, çocuğun çevresindeki çekici ve şaşırtıcı zenginliğin eğitimidir. Çocuğun yediği besinin, içtiği suyun, soluduğu havanın, bedenin, beslediği hayvanın, bindiği arabanın, kullandığı elektriğin, güneşin eğitimidir (Gürdal, 1992).

Fen bilimleri ile günlük yaşantımız bu kadar iç içe iken, öğrencilerin en çok zorlandıkları, başarısız oldukları, anlamakta güçlük çektikleri, sevmek istedikleri ama bir türlü sevemedikleri derslerin başında da fen dersleri gelmektedir (Durmaz, 2004).

S:9. METİN-1 ve METİN2’yi “dil, içerik, biçim” yönünden karşılaştırınız. (10 PUAN)

S:10. Aşağıdaki cümlelerin başına, yargılar doğru ise (D), yanlış ise (Y) koyunuz (5 PUAN)

( ) Her sanatsal metin yazarının hayatından izler taşır. Bu nedenle edebi metinlerde anlatıcı, yazardır.

( ) Durum veya kesit hikayeleri, olayın serim, düğüm ve çözüm bölümlerine uygun olarak mantıksal bir sıralamayla sonuca bağlandığı hikâye türüdür.

( ) Bugünkü anlamda hikaye türünün ilk örnekleri, edebiyatımızda, Tanzimat Edebiyatı Döneminde verilmiştir.

( ) Olay hikayelerinin bir diğer adı “Maupassant Tarzı” hikayelerdir. Ömer Seyfettin, bu tarzın edebiyatımızdaki önemli ismidir.

( ) Hâkim bakış açısında anlatıcı, kendisinden “ben” diye söz etmez, hep III. tekil kişi “o”yu kullanır. Hâkim bakış açısıyla yazılan eserlerde anlatıcı her şeyi bilir, her zamanda ve her yerdedir.

S:11. Tablodaki metinlerde kullanılan anlatım tekniklerini belirleyerek ilgili yerlere yazınız. (5 PUAN) “Yüzü tatlı esmer renkli idi. Sakalı uzamıştı. Yirmi beş, otuz yaşlarında gözüküyordu. Yalnız özlerinde büyük, korkak, acele bir şeyler vardı. ( … )

O devam etti:

— Benim gibi ağabey, dedi. (Üstünü başını gösterdi.) İşte bu biçim adamlar görmedin mi? Bazıları şu yoldan geleceklerdi. Birtakımları da (Taksim Sineması’nın aşağısındaki yolu göstererek) şu yokuştan çıkacaklardı.”

“Gece. Saat on ikiyi on geçiyor. Taksim’de saatin altında tramvay bekliyorum. Öyle olmasa bu kadar ince eleyip sık dokumaya lüzum görmez; vakit gece yarısını geçmişti, derdim.”

“O zamanlar daha Camlı Köşk’ün camlarını ve hanende ilanlarının mavi ışığını üşüterek geçen buz gibi bir rüzgâr esiyordu. Benimle beraber belki ona yakın insan, gördükleri herhangi bir filmin rüyasını ayakta görüyor ve yataklarının ümit, hayal, güzel günler veyahut uykusuz, muharebeli geceler, sığınaklar düşündüren ılıklığına bir an evvel kavuşmak için bir türlü gözükmeyen tramvaya sabırsızlanıyorlardı.”

“Anadolu’nun mayası Tokat’a her zaman uğrayın. Çay Mahallesinin tarihi evlerini görmeden gitmeyin. Behzat’taki saat kulesini mutlaka fotoğraflayın. Ayrıca serinliğini yaşayın Yeşilırmak’ın doya doya. Hele Sulusokak’ın ufak tefek taşlarında yürümek…”

(3)

“Güzel bir ekim akşamı.Tokat’ı GıjgıjDağı’ından seyrediyorum. Bir tarafta Karşıyaka, tüm güzelliğiyle akşam sessizliğini yaşamaya hazırlanıyor. Tarihi mekanlarıyla Sulusokak, dar sokaklarıyla samimiyetin, dostluğun hazzını yaşatıyor. Şehrin ışıkları yanmaya başlayınca bir başka manzara canlanıyor gözlerimizde. Sevincin, mutluluğun doruklarındasınızdır artık. Gün boyu kalabalık

görüntüsüyle hareketlene Cumhuriyet Meydanı da sakinleşmiş bir halde. Yeşilırmak da sanki günün yorgunluğunu atmak kaygısıyla sakin sakin akıyor.”

S:13. Altı çizili isimleri “verilişlerine, durumlarına, yapılarına ve sayılarına” göre örnekteki gibi inceleyiniz. (10 PUAN) ÖRNEK - Ekim: Türemiş isim, tekil isim, somut isim, cins isim

https://yazilidayim.net/

“Tokat ili, TürkiyeninKaradeniz bölgesinde yeralan illerinden biridir. Kuzey’de Samsun, kuzey doğuda Ordu, doğu ve güneyde Sivas, güneybatıda Yozgat ve batıda Amasya illeriyle komşudur. Tokat ta yemek kültürü önemlidir. Farklı halaylarıylada öne çıkan bir şehirdir. Günümüzde yeni bir teknoloji ve şehir kültürünün hızla gelişmiş olduğu çağımızda, ilimiz de hâlâ orta asya kültürünün gelenek ve göreneklerinin bozulmadan devamediyorolmasıda Tokat için önemli bir olgudur.”

S:14. Verilen parçada yazım hatası yapılan kelimelerin ya altını çiziniz ya da aşağıya doğru yazılışlarını yazınız.(10 PUAN)

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrı ortamlarda yaşayan primer bakım vericilerin bakım verme yükü puan ortalamalarının bakım alan bireyle aynı ev ortamında yaşayan bakım verenlere göre

Erkeklerin akılcı, kadınların ise duygusal olduğu yönündeki toplumsal cinsiyet kalıp yargıları, kadınların ev içi işlere ayırmak zorunda kaldıkları zamanla

Araştırma sonucunda; Hemşirelik Öğrencileri Kongreleri’nde sunulan bildirilerin; sayılarının yıllar içerisinde arttığı; çoğunlukla SYO’ları tarafından

Araştırmanın evrenini, Selçuk Üniversitesi Selçuk Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkla- rı Polikliniğine başvuran KOAH ve Astım tanısı alan hastalar

Hizmet içi eğitimlerin süresi kısaldıkça, pek çok bankacının mesleki vasıflarının değersizleştiğini söylemek mümkündür. Açıkçası, bankalar maliyet

Hemşirelikte Araştırma Geliştirme Dergi- si’ne yazı gönderilirken Yayın Hakkı Devir For- mu’nun tüm yazarlar tarafından (editöre sunum sayfasındaki isim sıralaması ile

ABAAN Süheyla (Hacettepe Üni.) Prof.. AKYOLCU Neriman (İstanbul Üni.)

Geleneksel ve sanal topluluklar arasında iletişimin niteliğine bağlı olarak bu türden bir farklılığı göz önüne alan birçok kişi, aynı zamanda teknolojinin