• Sonuç bulunamadı

Amerikan Board Okullarında Yürütülen Misyonerlik Faaliyetleri / Missionary Activities of the American Board Schools

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Amerikan Board Okullarında Yürütülen Misyonerlik Faaliyetleri / Missionary Activities of the American Board Schools"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

0. yüzyılın başlarında, Osmanlı ülkesinde, kendi ülkeleri adına misyonerlik faaliyetleri yürüten örgütler tarafından açılan ve faaliyetleri devletin çıkar-ları aleyhine oldukça etkili olan din, eğitim, sağlık, yardım vb. alanlarda ça-lışmalar yapan birçok yabancı kurumun varlığı bilinmektedir.1 Osmanlı topraklarının hemen her köşesinde faaliyet gösteren kurumların, bağlı oldukları misyonerlik örgütlerinin mensup oldukları ülkelerin başında Avrupa’nın önde gelen ülkeleriyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri yer almaktadır.

Sayıları itibariyle kurumların ait olduğu ülke sıralamasında ise Fransa ve Ame-rika Birleşik Devletleri ilk sırayı almaktadır. Fransa’nın, Osmanlı ülkesinde bu tür kurumları ilk açan ülke olma özelliğine sahip olduğu bilinmektedir. 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman’ın verdiği imtiyazları kullanarak, Katolik mezhebi tari-katlarına mensup rahiplerin çalışmalarıyla bu önceliği elde eden Fransa’yı, ilerleyen yıllarda İngiltere, Avusturya, Rusya, İtalya, ABD ve Almanya vatandaşları -her biri farklı bir Hıristiyanlık mezhebi adına misyonerlik çalışmalarında bulunmak ama-cıyla- takip etmiştir. Dolayısıyla bu kurumlar hakkında; doğrudan doğruya devlet eliyle açılan kurumlar olmadığı, ülkelerin vatandaşları aracılığıyla misyonerlik ça-lışmalarını yürütmek için kurulan örgütlerin faaliyetleri çerçevesinde açılan ku-rumlar olduğu kanaatine varmak mümkündür. Faaliyete başlayan her ülke ilerleyen yıllarda, diğer ülkelerin kurumlarıyla, hem sayılarını artırma hem de hizmet ulaş-tırdıkları kitlelerin ve alanların sınırını genişletme yönünde büyük bir yarış içine girmiştir. Yarışın en hızlı yaşandığı 19. yüzyıl boyunca ABD, hem ülkelerin bir kıs-mına nazaran biraz geç başladığı Osmanlı ülkesindeki bu yarışta kısa sürede ulaş-tığı rakamsal değer ve hem de kurumların yürüttüğü çalışmaların -kendi ülkeleri çıkarına- ulaştığı başarılı neticelerle dikkat çekmektedir.

Hangi ülke vatandaşlarına ait olursa olsun, 19. yüzyılın ikinci yarısından iti-baren faaliyetlerini artıran ve Osmanlı ülkesinin dört köşesini bir ağ gibi saran ya-bancı kurumların sayısının ve faaliyetlerinin bu derece artmasının sebeplerini, bazı batılı devletlere verilen imtiyazların, devletler tarafından kendi çıkarlarına uygun şekilde yorumlanıp kullanılması ve Osmanlı Devleti’nin artık, dünya devletler are-nasında ömrünün sonuna yaklaşmış olması nedeniyle gerekli tedbirleri alamaması, alsa dahi uygulayacak siyasi güce sahip olamamasında aramak gerekmektedir.

Osmanlı ülkesinde faaliyet gösteren kurumlar ağırlıklı olarak din, eğitim, sağ-lık, yardım çalışmaları vb. alanlarda faaliyet yürüten kilise, okul, hastane, yetimhane

Amerikan Board Okullarında Yürütülen

Misyonerlik Faaliyetleri

Yrd.Doç.Dr. Gülbadi ALANa aErciyes Üniversitesi,

Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, KAYSERİ

Yazışma Adresi/Correspondence: Yrd.Doç.Dr. Gülbadi ALAN Erciyes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, KAYSERİ

gulbadi@erciyes.edu.tr

(2)

vb. kurumlardır. Bunların yanında yayın faaliyetleri yü-rüten matbaalar ve buralarda görev yapan misyonerle-rin kişisel ihtiyaçlarını karşılamak için inşa edilen meskenler de yer almıştır. Ancak bunlar arasında sayıları en fazla ve faaliyetleri en yoğun olan kurumlar, eğitim kurumları yani okullardır.

Yabancı devlet vatandaşlarının, misyonerlik leri çerçevesinde açtıkları kurumların, yürüttüğü faaliyet-lerin oldukça geniş alanlara yayılması ve devlet aleyhine cereyan etmesi, bunları Osmanlı Devleti için önemli bir sorun haline getirmiştir. Osmanlı Devleti’ne verdiği zarar noktasında hiçbir ülke kurumunun diğerinden bir farkı yok-tur. Her bir ülke vatandaşları tarafından Osmanlı ülkesinde açılıp faaliyet gösteren kurumların çalışmalarının bütün ay-rıntılarıyla incelenip ayrı ayrı ortaya konması durumunda, devlete verdikleri zarar hakkında kesin ve doğru bir hüküm vermek daha kolay olacaktır.

Bu nokta dikkate alınarak çalışmada, ABD vatan-daşları tarafından, Amerika’nın dışa yönelik en kuvvetli misyonerlik örgütü olan Amerikan Board2bünyesinde yürütülen misyonerlik faaliyetleri çerçevesinde, Os-manlı ülkesinde açılan eğitim kurumlarının, OsOs-manlı Devleti ve halkına; siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan rarları ve zararları noktasında bir değerlendirmesi ya-pılmaya çalışılacaktır. Bu alanların her birinde yürütülen çalışmalar önemli olmasına rağmen araştırmamızda, Amerikan Board’un özellikle eğitim alanındaki faaliyet-leri üzerinde durulacak ve bu alanda yürütülen çalışma-ların amacının ne olduğu, özellikleri, hangi alanlarda yoğunlaştığı ve Osmanlı halkı üzerinde ne gibi etkileri olduğu konuları üzerinde durulacaktır.

OSMANLI ÜLKESİNDE AMERİKAN

BOARD’IN YÜRÜTTÜĞÜ EĞİTİM ÇALIŞMALARI Amerika Birleşik Devletleri’nin Osmanlı ülkesinde mis-yonerlik alanında faaliyet yürüten en önemli ve etkili kuruluşu,American Board of Commissioners for Fore-ign Missions adıyla 1810 yılında Boston’da kurulan ör-güttür. ABCFM ya da Amerikan Board olarak isimlendirilen ve zamanına göre en modern imkanlarla çalışan bu örgüte bağlı misyonerler, Osmanlı ülkesindeki çalışmalarını 1820 yılında İzmir’de karaya çıkarak baş-latmışlardır. Osmanlı ülkesinde özellikle din, eğitim, yardım ve sağlık alanlarında yürütülen çalışmalarla, ör-güte bağlı misyonerler kendi ve ülke çıkarları doğrultu-sunda başarılı neticeler elde etmişlerdir. Bundan dolayı, özellikle okullar vasıtasıyla yürütülen çalışmalar, Os-manlı Devleti’nin ABD ile olan ilişkilerinde yazışmalara en fazla konu olan meselelerin başında gelmiştir.

Amerikan Board misyonerleri Osmanlı ülkesindeki çalışmalarına 1820 yılında İzmir’de başlamalarına rağ-men, ilk eğitim kurumlarını 1824’te Beyrut’ta açmışlar-dır.3İlerleyen yıllarda bunu Osmanlı ülkesinin farklı bölgelerinde açılan eğitim kurumları takip etmiş ve 20. yüzyılın henüz başında, diğer yabancı eğitim kurumla-rını geride bırakacak bir sayıya ulaşılmıştır.

A) AMERİKAN BOARD EĞİTİM KURUMLARININ AMAÇLARI

VE KULLANDIKLARI YÖNTEMLER

Faaliyet sahaları incelendiğinde oldukça geniş bir alanı kaplayan eğitim kurumlarının temel amaçlarının ne ol-duğu merak konusu olmaktadır. Amerikan Board okul-larının, misyonerler tarafından açıklanan amacı veya hedefi; Osmanlı’nın Müslüman ve Hıristiyan halkının kaynaşmasını sağlamaktır. Ancak Amerikan Board mis-yonerlerinin bu alandaki çalışmaları incelendiğinde, tam tersi uygulamalar karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı ülke-sinde yaşayan farklı din, mezhep ve ırka mensup olan, fakat devletin bu farklılıklarını asla hissettirmediği top-luluklar -özellikle gençler- arasına ayrılık ve düşmanlık, buralarda yürütülen eğitim faaliyetleri sonucunda yer-leşmiştir. Böyle bir neticeye ulaşabilmek için öncelikle aralarında rahatlıkla faaliyet gösterebilecekleri, kendile-riyle aynı din ve mezhebe inanan bir topluluk yaratma-ları gerekmektedir. Bu da ancak okullarda yürütülecek eğitim çalışmalarıyla mümkündür.

Buradan hareketle Amerikan Board eğitim kurum-larının ve buralarda faaliyet gösteren misyonerlerin esas amacı, etkin bir sosyal hizmet bütünü getirdikleri okul-lar vasıtasıyla Protestan kiliseleri ve çevresinde bir Pro-testan cemaati oluşturmak4 ve bunalar vasıtasıyla Osmanlı ülkesindeki Amerikan çıkarlarını korumaktır. Amerikalı bir misyoner olan ve Suriye Misyonu’nda Araplar üzerine çalışan Dr. Gregory Vartabet, Amerikalı misyonerler için okulun bu noktadaki önemini şu cüm-lelerle açıklamaktadır:

Şimdi iki etkili vasıtadan bahsettim, gerçek Hıristi-yanlığın yayılmasında büyük vasıta olan İncil ve Tıp; İkisi iki ayrılmaz arkadaş ve biri diğeri için elzemdir... Fakat gençler üzerinde etkili olmak ve eğer doğru kullanılırsa -tanrının inayetiyle- Suriye’nin yeniden doğuşuna aracılık edecek başka bir önemli vasıta daha vardır. Bu ülkenin gençlerinin eğitiminden bahsediyorum. Çürümüş kilise bilgisinden başka hiç bir şeyin öğretilmediği başka mez-hepler tarafından açılan okullardan bahsetmiyorum. Bütün dünyanın mirası olan İncil’in standart kitap olduğu, körpe beyinlerin onun saf sularını dibine kadar içebile-cekleri Hıristiyan okullarından bahsediyorum.5

(3)

Amerikan Board misyonerleri yukarıda belirtilen amaca ulaşmak için, eğitim alanındaki çalışmalarını ol-dukça sistemli bir şekilde planlamışlar ve uygulamışlar-dır. Öncelikle çocukların okuma-yazma ve dört işlemi öğrenmesini sağlayacak olan ilkokullar açılmıştır. Bu amaç doğrultusunda Pazar okulları yoluyla da yetişkin-lere okuma-yazma öğretme çalışmaları sürdürülmüştür. Amerikan Board misyonerlerinin bu aşamada eğitimden beklentileri; İncil’in insanlar tarafından okunup anlaşıl-masını sağlamak ve bu yolla halkla ilişkileri geliştirerek, onlar arasında daha çabuk ve rahat kabul görmektir. Bu aslında Amerikan Board misyonerlerinin eğitim politi-kasının ilk aşamasıdır ve bekledikleri gibi Osmanlı ülke-sinde girdikleri bölgelerde konumlarını sağlamlaştırma ve halk tarafından daha çabuk benimsenme imkanı bul-muşlardır.

Temel eğitimin verilmesinin ardından, halkın daha gelişmiş okullarda, daha kaliteli eğitim talebini karşıla-mak için üst düzeyde eğitim verilebilecek orta öğretim kurumları açılmıştır. Ancak bu seviyede başlatılan eği-tim çalışmaları iki ayrı alanda birbirine paralel yürü-tülmüştür. Bunlardan birincisi; oluşturulan Protestan cemaatine hizmet edecek din adamlarını hizmet verilen halk arasından yetiştirmek, Protestan kiliseleri ve çev-resinde oluşan Protestan cemaatinin dini hizmetlerinde kendi kendine yeterli hale gelmesini sağlamak amacıyla açılan ruhban okullarıdır. Ruhban okulları, Amerikan Board eğitim kurumlarının dini kanadını teşkil eden eği-tim kurumlardır. İkincisi ise; Amerikan Board eğieği-timinin laik kanadını temsil eden, hizmet edilen kesime etkin bir sosyal ve kültürel hizmetler bütünü sunmak amacıyla açılan orta dereceli eğitim kurumlarıdır. Ruhban okul-larına kıyasla sayıları oldukça fazla olan orta dereceli laik eğitim kurumları, hem daha vasıflı gençler yetiştirilmesi, hem de Board okullarının belirli bir öğrenci potansiye-line ulaşmasını sağlamıştır.

Son aşamada misyonerler eğitim seviyesini bir adım daha ilerleterek, gençlerin özellikle mesleki yönden uz-manlaşmalarını ve tecrübelerini artıracak, kendilerine güven duygusunu geliştirecek kolejler açmaya başlamış-lardır. Sayıları orta dereceli eğitim kurumlarına kıyasla oldukça az olmasına rağmen, genelde vilayet veya sancak merkezleri gibi büyük yerleşim yerlerinde faaliyet gös-teren okulların, mezun ettikleri öğrenciler vasıtasıyla, hem eğitim hayatı hem de toplumların sosyal yaşantı-sındaki etkisi diğerlerine göre oldukça fazla ve dikkat çe-kici olmuştur. Buradan mezun olan gençlerle misyonerler, bir yandan yürüttükleri faaliyetlerde ken-dilerine yardımcı olacak iyi yetişmiş eleman ihtiyacını

karşılamışlar, diğer yandan da ABD’nin Osmanlı ülke-sindeki çıkarlarına hizmet edecek iyi eğitimli, öz güveni oldukça yüksek genç bir topluluk oluşturmuşlardır.

Okullardaki eğitim şekline baktığımızda, ağırlıklı olarak ilkokullar seviyesinde karma eğitim yapılmasına rağmen, eğitim seviyesi yükseldikçe okulların genelde erkek ve kızlara yönelik eğitim veren kurumlar haline geldiği, yani erkek ve kız okulları şeklinde ayrıldığı dik-kat çekmektedir. Karma eğitim veren orta dereceli ku-rumlar da bulunmasına rağmen sayıları pek fazla değildir. Ancak okullar sayı itibariyle karşılaştırıldığında, kızların6eğitimine de en az erkeklerinki kadar önem ve-rildiği, aynen erkekler için açılan okullarda olduğu gibi, kızların eğitiminin de ilkokul seviyesinden yüksek okul seviyesine kadar devam etmesine özen gösterildiği, ay-rıca Amerikan eğitim kurumlarının kız ve erkek okul-ları ayırımı yapmaksızın, hem yatılı hem de gündüzlü olarak eğitim faaliyetlerine devam ettiği görülmektedir. Yatılı okullarda eğitime önem verilmesi, buralarda öğrenciler ile iletişimin daha sıkı ve kolay olması dü-şüncesinden kaynaklanmıştır. Böylece öğrencilerin daha kolay etki altına alınabilmesi mümkün olabilmiştir. Ay-rıca yatılı okullar; ulaşım şartlarının yetersizliği, ailele-rin ekonomik yönden içinde bulundukları durum gibi günün şartları dikkate alındığında, en ücra köylerdeki çocukların ailelerine bağımlı kalmadan eğitimlerine devam edebilmelerine, misyonerin onlar aracılığıyla ai-lelerle iletişim kurabilmesine de imkan sağlamıştır.

Amerikan Board okullarının bir başka özelliği de modern bir eğitim için hiçbir fedakarlıktan kaçınmama-larıdır. O dönemdeki Müslüman ve azınlık okullarına göre kullandıkları araç-gereç ve öğretim yöntemleri açı-sından çok ileri seviyede oldukları bilinmektedir. Ame-rikan Board misyonerleri olan Goodell ve Dwight’ın 28 Ağustos 1833 tarihinde yazdıkları mektupta, Amerikan Board’ın Boston’daki merkezinden prizma, piramit, pa-ralel kenar gibi geometri malzemesi ve okuma-yazmayı kolaylaştıracak kartlar, büyük harflerle yazılmış okuma kartonları istemeleri7bunu açıkça göstermektedir.

Böyle bir plan çerçevesinde ve dönemine göre ol-dukça modern şartlarda eğitim yapan Amerikan Board okullarına devam eden öğrencilerin mensup oldukları din genelde Hıristiyanlık olmuştur. Çok az sayıda farklı dinlere mensup öğrenci, Amerikan Board okullarına devam etmiştir. Bunlar arasında zaman zaman Müslü-man öğrenciler de yer almıştır. Ancak gerek devletin takip ettiği politikalar,8gerekse çevrelerinden gördük-leri tepkiler nedeniyle Müslüman öğrencigördük-lerin büyük bir kısmı eğitimlerine ara vermek zorunda kalmışlar, çok az

(4)

Müslüman öğrenci okullardan mezun olmuştur. Neti-cede neredeyse tamamı tek bir dine -Hıristiyanlığa-mensup öğrenci kitlesiyle Amerikan Board okullarının, başta belirtilen Osmanlı’nın Müslüman ve Hıristiyan halkının kaynaşmasını sağlama düşüncesinde olduğunu kabul etmek imkansızdır.

Amerikan Board okullarına devam eden öğrenciler, etnik bakımdan daha renkli bir görüntü sergilemektedir-ler. Hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, genelde Os-manlı vatandaşı öğrenciler okulların sunduğu eğitim imkanlarından yararlanmışlardır. Bunlar içerisinde ço-ğunluğu Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Arnavutlar, Sırp-lar, UlahSırp-lar, Kıptiler, Süryaniler, Maruniler ve Dürziler teşkil etmiştir. Bunlardan da çoğunluğu kimlerin teşkil et-tiğini, okulların faaliyet gösterdiği yerleşim yerlerinin top-lumsal yapısı belirlemiştir. Çok sık olmasa da Türk öğrencilerin de Board okullarında eğitim gördüğü olmuş-tur. Ancak daha önce de belirtildiği gibi, Osmanlı Devle-ti’nin konuyla ilgili takip ettiği politikalar ve Müslüman halkın konuya yaklaşımı, çoğunlukla öğrencilerin eğitim-lerini tamamlayamadan okullardan ayrılmalarına sebep olmuştur. Bunlara ilave olarak, İstanbul, İzmir gibi çok merkezi bazı vilayetlerde başka ülke vatandaşı öğrenciler de Board okullarında eğitim görmüşlerdir. Bunlar içinde ABD, İngiltere, Rusya ve Romanya devletleri vatandaşı öğrenciler çoğunluğu teşkil etmişlerdir.

Neticedeneredeyse tamamı tek bir dine -Hıristi-yanlığa- mensup ve Osmanlı’nın azınlık tebaası öğrenci kitlesiyle Amerikan Board okullarının, Osmanlı’nın Müslüman ve Hıristiyan halkının kaynaşmasını sağla-mak peşinde olduğu şeklinde başta belirtilen amacı ger-çekleştirmesinin imkansız olduğunu, ya da böyle bir amaç peşinde oldukları görüşünün kabul görmesini im-kansız hale getirmektedir. Çünkü her iki açıdan da ser-giledikleri manzara, yukarıda belirtilen amaçtan oldukça çok uzak bir görüntü arz etmektedir. Zaten ilerleyen yıl-larda Amerikan Board okullarından mezun olan öğren-cilerin siyasi alanda gerçekleştirdikleri faaliyetler, bunun en açık göstergesidir.

19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında Os-manlı ülkesi, ilkokullardan kolejlere uzanan eğitim çiz-gisinde gelişme gösteren Amerikan Board okullarından mezun olan ve buralarda aldıkları eğitimin sayesinde devletle bağları zayıflayan azınlıkların isyanlarına sahne olmuştur. Dolayısıyla devletin parçalanmasında, Ame-rikan Board okullarından yetişen gençler, Osmanlıyı parçalayan unsurların başında gelmişlerdir. Yine bu gençler, Amerikan Board eğitimiyle kendilerine ulaş-mayı başaran misyonerlerin, Osmanlı ülkesinde

Ame-rikan çıkarlarını koruma noktasında sergiledikleri poli-tikanın da en büyük aracı olmuşlardır. Bütün bunlar dikkate alındığında Amerikan Board okullarının ama-cının; farklı milliyetlere mensup Osmanlı vatandaşı Hı-ristiyan azınlıkların, buralarda aldık eğitimle, kendi kendilerine yeter hale gelmelerini temin ederek, ida-reye karşı manevi bağlarını zayıflatmak olduğunu söy-lemek mümkündür.

B) AMERİKAN BOARD EĞİTİM KURUMLARININ

OSMANLI ÜLKESİNDEKİ YAYILMA ALANLARI

Dönem dönem ülkesinde faaliyet gösteren yabancı eği-tim kurumlarının kendi aleyhindeki çalışmalarından ra-hatsızlık duyan Osmanlı Devleti, bazı yıllarda ülkenin neresinde ne kadar kurumun faaliyet halinde olduğunu anlamak için ilgili devlet kurumlarına ve adamlarına in-celemeler yaptırmıştır. İnin-celemeler sonucunda, Ameri-kan Board’ın Osmanlı ülkesinde faaliyet gösteren kurumlarının sayısı itibariyle ortaya çıkan manzara ol-dukça ürkütücüdür. 1900’lü yılların başında Osmanlı ül-kesinde Amerikan misyonerlerine ait 300 civarında okulun faaliyet gösterdiği tespit edilmiştir.9Ancak Ame-rikan Board’ın belgelerinden tespit edilebildiği kadarıyla aynı dönemde dört misyon bölgesinde10faaliyet göste-ren Amerikan eğitim kurumlarının sayısı 430 civarında-dır. Bu sayıya Suriye-Filistin Misyon bölgesi içerisinde faaliyet gösteren kurumlar dahil değildir. Çünkü bu mis-yon bölgesi içerisindeki çalışmalar, 1870’teBoard of Fo-reign Missions of the Presbyterian Church adlı örgüte devredilmiştir. Taraflar arasında yapılan sözleşme ile sa-dece kurumlar değil, bölgede faaliyet gösteren misyo-nerler ve diğer çalışanlar da yeni örgüte geçmiştir.11 Bundan dolayı Suriye-Filistin Misyon Bölgesi’ndeki okullar Amerikan Board belgelerinde yer almamaktadır. Bu bölge de dikkate alındığında, 430 civarında olan okul sayının 500’lü rakamlara ulaşması kaçınılmaz gözük-mektedir.

Aslında sayıları 19. yüzyıl boyunca hızla artan eği-tim kurumları sadece Amerikan Board okulları değildir. Diğer devletlerin Osmanlı ülkesinde faaliyet gösteren eğitim kurumlarının da sayıları, 19. yüzyıl boyunca yıl-dan yıla artış göstermiştir. Ancak Amerikan Board ör-gütü, hem okulların sayısı hem de yürütülen faaliyetlerin gücü itibariyle zirvede yer alan kurumlar arasındadır. Okul sayısında 20. yüzyılın henüz başla-rında ortaya çıkan manzaran en büyük sebebi, Osmanlı idaresindeki batılılaşma eğilimidir. 19. yüzyıl boyunca takip edilen batılılaşma faaliyetleri ile okulların sayıla-rındaki artış doğru orantılı bir çizgi takip etmiştir. Sıra-sıyla 1839 ve 1856 yıllarında yayınlanan Tanzimat ve

(5)

Islahat Fermanları ve 1876 yılında ilan edilen I. Meşru-tiyet, Osmanlı Devleti’ndeki batılılaşma çalışmalarının dönüm tarihleri olmuşlardır. İlk olarak 1820 yılında Os-manlı topraklarına gelen Amerikan Board misyonerleri de bu tarihlerde meydana gelen olaylarla ilişkili olarak hızla artan batılılaşma eğilimiyle beraber, her geçen gün açtıkları okulların sayılarını arttırmışlardır. Bunun ne-ticesi olarak özellikle de 1870’lerden sonra okul sayıla-rında hızlı bir artış başlamıştır.

Okul sayılarının bu derece artmasında başka sebep-ler de etkili olmuştur. Ancak hangi sebepten olursa olsun sayı itibariyle Amerikan Board okulları adına 20. yüzyılın henüz başlarında -Osmanlı belgelerinden veya Amerikan Board belgelerinden- tespit edilen rakamlar oldukça faz-ladır. Bu sayılara ulaşan okullar özellikle İstanbul, Adana, Aydın, Halep, Erzurum, Hüdavendigar, Van, Konya, Trabzon, Mamuratülaziz, Ankara, Sivas, Bitlis, Diyarba-kır, Selanik, Manastır, Beyrut, Suriye vilayetleri ile İzmit, Kudüs, Cebel-i Lübnan sancakları ve buralara bağlı en ufa-cık yerleşim birimlerine kadar faaliyet göstermişlerdir. Ayrıca Amerikan Board örgütü Cezayir-i Bahr-i Sefid, Basra, Musul vilayetlerinde eğitim kurumları açmasına rağmen, daha sonra kapatmak zorunda kalmıştır.12Ancak eğitim alanındaki çalışmalarını 20. yüzyılın başında devam ettiren okulların yer aldıkları vilayet ve sancakla-rın Osmanlı ülkesinde ulaştığı sınırlar dikkate alındığında, Amerikan Board eğitim kurumlarının ülkenin her köşe-sini bir ağ gibi sardığı anlaşılmaktadır.

AMERİKAN BOARD EĞİTİM

KURUMLARININ OSMANLI HALKI

ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Amerikan Board misyonerlerinin Anadolu’da yürüttüğü çalışmaların ve bu çalışmaların bir sonucu olarak eğitim faaliyetlerine başlayan okullarının, Osmanlı ülkesi ge-nelinde oldukça önemli etkileri olmuştur. Bu etkileri ağırlıklı olarak Osmanlı Devleti bünyesinde yaşayan azınlık gruplar arasında görülmüştür. Hiç kuşkusuz Türkler de misyonerlerin ve onların okullarının yürüt-tüğü faaliyetlerden etkilenmiş ve bu etkiler yaşam tarz-larına yansımıştır. Ancak Amerikan Board okullarının Türkler ve azınlıklar üzerindeki etkisi aynı ölçüde ve aynı hızda olmamıştır. Doğrudan misyonerlerin faali-yetlerinin merkezine oturan azınlıklar, çok hızlı ve etkili bir şekilde Amerikan Board misyonerlerinin etkisi altına girmişlerdir. Türkler arasındaki etki ise zamana yayılarak yavaş yavaş gerçekleşmiş ve azınlıklara göre şiddeti daha az olmuştur.

A) AMERİKAN BOARD OKULLARININ

TÜRKLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Amerikan Board okullarının Türkler üzerindeki en büyük etkisi, modern yaşam tarzının benimsenmesinde görülmektedir. Özellikle bu okullarda görev yapan mis-yonerlerin sergiledikleri yaşam tarzları, etraflarında ya-şayan Türkleri etkilemiştir. Bu okullara devam edip bitiren veya kısa bir süre de olsa okullarda eğitim gören Türk öğrenciler misyonerlerin etkisinin daha da artır-masına sebep olmuşlardır.

Amerikan Board misyonerleri faaliyetlerini, kendi inşa ettikleri binalarda yürütmüşlerdir. Binalarda kul-landıkları planlar ve tesisatlar Türk halkı tarafından be-nimsenmiş ve uygulanmıştır. Binaların üzerinde inşa edildiği arsaların etraflarının muntazam duvarlarla çev-rilmesi, bina etrafında düzenli bahçeler oluşturulması, bahçelerin sulanması için oluşturdukları sulama sistemi, bina içinde oluşturulan su şebekesi donanımı,13binaları ısıtmak için oluşturulan kalorifer tesisatı ya da binalar arasında iletişimin daha kolay hale getirilmesi için ku-rulan telefon ağı,14inşa ettikleri hastane binalarında has-taları taşımak için kurulan asansör sistemi gibi zamanına göre oldukça modern olarak yorumlanabilecek Ameri-kan Board misyonerlerinin bu faaliyetleri Türkleri de et-kilemiş ve Türkler Amerikan Board misyonerlerinin uyguladıkları bu sistemleri kendi yaşamlarında uygula-maya başlamışlardır.

Aynı şekilde ilk baskı makinesi, ilk dikiş makinesi ve ilk modern tarımsal aletler Osmanlı ülkesine hep mis-yonerler tarafından getirilen yenilikler olmuştur. Do-mates, patates ve diğer bazı değerli sebzeler ve meyveler yine onlar tarafından Türk halkının günlük yaşantısında vazgeçilmez bir yere konmuştur. Modern manada tesis edilmiş okul, hastane ve dispanserlerin en ileri düzeyde örnekleri, yine onlar tarafından açılmıştır.15Bütün bu yeniliklerin birçoğu -ilk olmasa bile- ilk başlarda Ame-rikan Board misyonerlerinin çalışmalarının bir parçası iken, ilerleyen yıllarda hayata getirdiği kolaylıklar dik-kate alınarak Türklerin de yaşantısına etkili bir şekilde girmiştir.

Amerikan Board okulların Türkler açısından bir başka etkisi de Türkçe’nin öğretimine sağladığı katkı noktasında olmuştur. Sivas valisi Sırrı Paşa’nın, Merfon’da faaliyet gösteren Anadolu Koleji’ne yaptığı bir zi-yaret sonrası, Anadolu Koleji’nin bölgenin en iyi okulu olduğu, şehrin en yüksek seviyedeki Türk okullarında bile Türkçe’nin burada öğretildiği kadar iyi öğretilme-diği16yönündeki ifadeleri bunu açık bir şekilde göster-mektedir.

(6)

Amerikan Board misyonerlerinin Türkler üzerin-deki etkisi, okullarında Türkçe’nin oldukça iyi öğretil-mesiyle kalmamıştır. Eğitim alanındaki çalışmalarının son derece başarılı olduğunu gören çeşitli din ve mezhep mensupları gibi Müslümanlar da kendi cemaat okulla-rında kaliteyi artırmak ve seviyeyi yükseltmek için çalış-malar yapmaya başlamışlardır. Sadece şehir merkezleri değil, ufak kasabalarda bile misyonerlerin açtığı eğitim kurumlarına benzeyen okullar açmaya başlamışlardır. Özellikle Anadolu’da bazı şehir ve kasabalara misyoner okullarına az ya da çok benzeyen modern binaların di-kilmeye başlanması, buralarda iyi eğitimli öğretmenlerle ileri seviyede eğitim verilmesi yönünde çalışmalar yürü-tülmesi şeklinde kendini gösteren bu girişimler, Anado-lu’da Türklerin eğitiminde ilk özel teşebbüs faaliyetlerin başlamasına neden olmuştur. Amasya’da ileri gelen bir Türk tüccar ailesi iyi bir ticaret okulu açmış ve okulu tıpkı Amerikan Board’ın yaptığı gibi, mali yönden des-teklemiştir. Benzer çabalar Anadolu’nun diğer vilayetle-rinde, sancak merkezlerinde ve küçük kasabalarında da uygulanmaya başlamıştır.17

Amerikan Board misyonerlerinin Türklerin eğitim alanında sağladıkları gelişmeler üzerindeki etkisini David Porter, Amerikan büyükelçisi olarak atandıktan sonra Washington’a gönderdiği yazılarında oldukça açık bir şekilde dile getirmiştir. Yazılardan birinde konuyla ilgili şu cümleler yer almaktadır:

... Her tarafta sultana karşı ayaklanmalar var. Av-rupa devletlerinin entrikaları onun canını sıkıyor, zira kendisinin türlü yönden tehdit edildiğini görüyor. Sul-tan II. Mahmut bu isyanları bastırmak ve ıslahat yapmak suretiyle milletinin durumunu değiştirmek gayesiyle ça-lışıyor. Türkler buraya ilk geldiğim zamanki yani 1831’deki Türklere benzemiyorlar, dinleri hariç hemen hemen her şeyleri değişmiştir. Memlekette her sahada büyük ıslahat yapılmıştır. Bunlar, sanki hiç eski Türkler değillerdir. İmparatorluğun her tarafında ve hatta köy ve kasabalarda bile açılmakta olan okulların bu hususta faydası büyük olmuştur. Bu okulların kuruluş ve çalış-malarında Amerikan misyoner teşkilâtı tarafından bura-lara gönderilen misyonerlerin tesiri görülmüş, onların tatbik ettikleri Lancaster18metodu bu Türk mekteple-rinde benimsenmiştir. Bu suretle, Osmanlı İmparatorlu-ğu’nun Birleşik Devletlerle tesis ettiği dostluktan sağladığı en büyük istifade, belki de eğitim sahasında ol-muştur. Amerikan misyonerlerinin Türkiye’de bu saha-daki faaliyetleri ve Amerikalıların fikir hayatınsaha-daki terakkileri, Amerikalıların insanlığa her hangi bir fayda temin etmedikleri yollu bir iddiada bulunanlara en iyi

bir cevap teşkil eder. Amerika, birçok Avrupa memle-ketlerinde yapmış olduğu tesiri Türkiye’de de icra ede-cek ve belki buralarda faydalı değişiklikler yapılmasına hizmet edecektir.19

David Porter’in vurguladığı bu etki, en çok kızlar üzerinde hissedilmiştir. Bunun en önemli sebebi, Os-manlı Devleti’nde, Amerikan Board misyonerlerinin en yoğun çalıştığı dönemlerde kızların eğitimine verilen önemin oldukça yüzeysel olmasıdır. Bir başka sebep de Amerikan Board misyonerlerinin kız öğrencilerine karşı göstermiş olduğu aşırı ilgidir. Herhangi bir Türk kızı -misyoner okullarından mezun olmasa dahi- bir süreli-ğine bu okullardan birinde eğitim görmesi, bu dönem içerisinde yaşadığı ortam ve kurduğu ilişkiler netice-sinde, dünyaya başka bir pencereden bakmayı öğren-miştir. Bunda da en büyük etkiyi, yine Amerikan Board misyonerlerinin okula giren Türk kızlarıyla girdiği ikili münasebetler yapmıştır. Genç kızlara misyonerler, oto-riter bir öğretmen gibi değil arkadaşça bir tavır sergile-yerek yaklaşmışlardır. Bu tavırlarıyla Türk toplumunun kendilerine karşı olan bakış açısını değiştiremeseler dahi, en azından öğrencileri olan genç kızların kalbini kazan-mayı başarmışlardır.

B) AMERİKAN BOARD OKULLARININ

OSMANLI AZINLIKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Osmanlı Devleti bünyesindeki azınlıkların, kendi ce-maat okulları haricinde başka okullara uzun süre eği-limleri olmamıştır.20 Ancak misyonerlerin yoğun bir şekilde başlattıkları eğitim faaliyetleri ve azınlıklar üze-rindeki çalışmaları, misyoner okullarına en büyük tale-bin öncelikli olarak azınlıklardan gelmesini sağlamıştır. Amerikan Board’un açtığı okullar için de aynı durum söz konusu olmuştur. Böyle olunca da Osmanlı ülkesinde faaliyet gösteren Amerikan Board eğitim kurumlarını ağırlıklı olarak azınlıklar tercih etmişlerdir. Bundan do-layı Amerikan Board okullarının geniş çerçevede en büyük etkisi Osmanlı azınlıkları üzerinde görülmüştür. Amerikan Board okullarının azınlıklar üzerindeki etkisi, aynen okullaşmada izlenen sistem gibi bir gelişme göstermiştir. İlk başlarda Amerikan misyonerleri, yürü-tülen çalışmalarla insanlara dini, sosyal ve kültürel alan-larda yeni bir hayat görüşü kazandırmaya çalışmıştır. İlerleyen yıllarda verilen eğitimlerle bu insanların ka-zandıkları yeteneklerle toplumda ekonomik açıdan kendi kendilerine yeter hale gelmeleri sağlanmıştır. Son aşamada da bütün bu gelişmelere siyasi bir kimlik ka-zandırılması için çalışmalar yürütülmüş ve Osmanlı bün-yesindeki azınlıklar misyonerlerce kendi devletlerinin

(7)

çıkarları doğrultusunda Osmanlı Devleti ile karşı karşıya getirilmiştir.

Yukarıda belirtilen çerçevede, Amerikan Board okulları Osmanlı azınlıkları üzerinde en büyük etkiyi mezun ettikleri öğrencileri ile gerçekleştirmişlerdir. Bu noktada özellikle kız öğrencilerin yarattığı etki dikkat çekicidir. Okullarda aldıkları eğitimle Osmanlı’nın Hı-ristiyan azınlık toplumlarında kızlar üretken hale geti-rilmiştir. Aslında Türk toplumunda olduğu gibi, Osmanlı azınlıkları da kadınların eğitimine fazla önem verme-mişlerdir. Amerikan Board misyonerlerinin eğitim ala-nındaki faaliyetleri, azınlıkların bu kabuğunu kırmıştır. Bu en güzel ifadesini, bir Türk Paşa’nın Merzifon’da faa-liyet gösteren Yatılı Kızlar Okulu’ndan mezun olan kız öğrenciler hakkında görüşünü ifade ettiği:bir kız Ame-rikan okulundan geldiği zaman, bir kız değil fakat etkisi dört misli artırılmış bir okul geliyor21sözlerinde bul-muştur.

Board misyonerlerinin eğitiminden çıkan kızlar, okullarda belli bir süre eğitim görüp eğitimini tamamla-madan ayrılan öğrenciler de dahil olmak üzere, bura-larda edindikleri bilgi ve görgülerini olduğu gibi ailelerine aktarmışlardır. Genç kızların eğitimi öncelikli olarak iyi bir ev hanımının, iyi bir ev idaresinin ve her şeyden önce iyi bir annenin nasıl olması gerektiği konu-ları üzerinde yoğunlaştırıldığı için okullardan mezun olan genç kızlar, Amerikan Board okullarından mezun genç erkekler için iyi eğitimli birer eş adayı olarak top-lum hayatında yerini almıştır. Bunun neticesi olarak da kızlara verilen eğitim, Amerikan Board eğitimini sadece toplumda bir bireyin eğitilmesine yönelik bir sistem ol-maktan çıkarmış, bir birey ile bir aileye, aile ile de top-lumun geneline nüfuz etme kimliği kazandırmıştır. Yani bireyin eğitimi ile toplumun genelinin eğitilmesini hedef haline getiren Amerikan Board okulları, bu politikayı en güzel kızlar arasında yürüttüğü eğitim çalışmalarıyla gös-termiştir.

Okullardan mezun olan kızların, -öğretmen veya rahibe olarak- din ve eğitim alanlarında yürüttükleri ça-lışmalar, Osmanlı toplumunda kızlar vasıtasıyla Ameri-kan Board okullarının etkisinin sergilendiği bir başka boyutu gözler önüne sermiştir. Eğitim konusundaki bilgi ve tecrübelerini topluma aktarma noktasında, çalışma merkezlerini sadece mezun oldukları okulların bulun-duğu yerleşim yerleri veya kendi memleketleri ile sınırlı tutmayan mezun kızlar, Osmanlı ülkesinin her köşesine ulaştırdıkları hizmetlerle Amerikan Board misyonerle-rinin görüş ve düşüncelemisyonerle-rinin daha geniş kitlelere ulaş-masını sağlamışlardır. Aslında burada dikkat çeken

husus, Board okullarının verdiği eğitimle Osmanlı azın-lıklarının genç kızlarına iş ve çalışma imkanı sağlaması-dır. O dönemdeki Osmanlı toplum yapısı ve kızların toplum içindeki yeri dikkate alındığında, bu konunun çok önemli olduğu anlaşılır.

Amerikan Board okullarında eğitim gören erkek öğrenciler, kız öğrencilerle sergilenen bu toplumsal et-kinin daha fazlasını ortaya koymuşlar ve misyonerler için Osmanlı azınlık toplumlarında bir etki kaynağı oluş-turmuşlardır. Hatta Amerikan Board misyonerleri, me-zunlarının toplumdaki etkisini daha da artırmak için onlara mezuniyetlerinden sonra, Amerika’nın ve Avru-pa’nın ileri gelen üniversitelerinde eğitimlerine ileri se-viyede -master ve doktora- devam etme imkanı sağlamışlardır. Eğitimlerini tamamlayarak ülkeye dön-düklerinde çoğu, Amerikan Board kolejlerinde ve alt se-viyedeki okullarında öğretmen olarak çalışmışlardır. Hatta bu öğrencilerden bazıları yine Avrupa ve Ameri-ka’nın önde gelen üniversitelerinde öğretim üyeliği yapma şansını dahi yakalamıştır.22

Osmanlı Hıristiyan azınlıklarının başka ülkelerde hayatlarını devam ettirme isteklerine Amerikan Board misyonerlerinin katkısı, sadece yabancı ülkelerin eğitim kurumlarında öğretim üyeliği yapma şansı yakalamala-rına bu yönlü sağladıkları katkılarla sınırlı kalmamıştır. Amerika’ya gidip oraya yerleşmek isteyen -özellikle Er-meni- aileleri için Amerikan Board misyonerleri, hem gidişleri sırasında hem de gittikleri şehirlerde işlerini ko-laylaştırmak için nakliyat şirketleri ve gidecekleri şehir-lerdeki insanlarla yazışmalar yapmışlar ve aracılık rolü üstlenmişlerdir. İlerleyen yıllarda bu yolla Amerika’da kendilerine yeni bir hayat kuran Ermeniler, Amerikan Board misyonerlerinin Anadolu’da Ermeniler arasında Osmanlı Devleti’ni parçalamaya yönelik başlattıkları ça-lışmalarda onların en büyük yardımcıları olmuşlardır. Hatta Osmanlı topraklarındaki Ermenilerin hukuk ve menfaatlerini korumak amacıyla cemiyetler kurmuşlar,23 Anadolu’daki Ermenilere adına yardım toplamak için iane komiteleri kurmuşlardır.24

Amerikan Board okullarının eğitim çalışmalarında, esas olarak misyonerlerin kendi kültürlerini Osmanlı azınlıklarına benimsetme düşüncesi hâkim olmuştur. İlk olarak kültürün bir unsuru olan dini ve mezhebi anla-yışlarını azınlıklar arasında yaymaya yönelik faaliyetler yürütmüşlerdir. İkinci olarak da eğitim kurumları vası-tasıyla, kendi dillerinin Osmanlı azınlıkları arasında be-nimsenmesi ve yaygınlaşmasına imkan sağlayacak çalışmalarda bulunmuşlardır. İlkokullar ve orta dereceli okullarda genelde eğitim dili olarak -öğrencilerin

(8)

İngi-lizce bilgisinin yetersiz olmasından dolayı- Türkçe veya azınlık öğrencilerinin ana dillerini kullanmışlardır. Bu-nunla beraber okullarda, İngilizce’nin iyi derecede öğ-retilmesine yönelik dersler, öğrencilerin alması gereken dersler arasında yer almıştır. Kolej seviyesinde devam eden eğitimde, alt seviyedeki okullardan aldıkları eğitim sayesinde daha yüksek ve daha bilinçli bir öğrenci kitle-sine sahip oldukları için İngilizce’yi eğitim dili haline ge-tirmişlerdir. Buna bağlı olarak derslerde izlenilen kitapların dilinin İngilizce olması, bir noktada eğitimine devam etmek isteyen öğrenciyi bu dili iyi bir seviyede öğrenmeye mecbur etmiştir. Daha sonraki yıllarda bu okullara eğitim görmek için gelen birçok öğrenci ama-cını, ilerde kendi babalarının ticari işlerine yardım etmek ve babalarından daha başarılı bir ticaret adamı olmak şeklinde belirlediği için, okullara geliş amaçlarını sadece İngilizce öğrenmek şeklinde açıklamışlardır. Hatta bunun için Amerikan Board kolejlerine giren öğ-rencilerin bazıları yeterli derecede İngilizce öğrendik-ten sonra eğitimlerini yarıda bırakıp ayrılmışlardır.

Amerikan Board okulları Osmanlı azınlıklarına, sa-dece İngilizce’nin değil azınlıkların kendi ana dillerinin de öğretildiği merkezler haline gelmişlerdir.25Hatta Türk halkı ile her yönden tamamen kaynaşmış olan azınlıkla-rın büyük birçoğunluğunun kendi ana dillerini unuta-rak Türkçe’yi ana dilleri haline getirmesinden dolayı halk arasında fazla konuşulmayan azınlık dillerine, Board okullarında yapılan çalışmalarla yeniden hayat ve-rilmiştir. Azınlık dillerinin canlandırılmasına ve gelişti-rilmesine yönelik 1850’li yılların ortasından itibaren başlatılan çalışmalar, 19. yüzyılın sonlarında başarıya ulaşmış ve azınlık grupları ile Türkler arasındaki ileti-şime büyük bir darbe indirilmiştir. Bu yöndeki çalışma-ları özendirmek için de, herhangi bir azınlık dili derslerine giren öğretmenlere, Türkçe derslerine giren öğretmenlere oranla daha yüksek ücretler ödenmesi yo-luna gidilmiştir.

Amerikan Board misyonerlerinin Osmanlı ülkesinde yürüttükleri çalışmaların azınlıklar üzerinde bir başka et-kisi de ekonomik alanda yaşanmıştır. Kolej seviyesinde faaliyet gösteren Amerikan okullarının bir kısmının bün-yesinde açılanKendine-Yardım Sanat Bölümü ile Ameri-kan Board misyonerlerinin azınlıklar üzerindeki ekonomik etkisine bir süreklilik kazandırılmıştır.26 Bura-larda yürütülen faaliyetlerle okulBura-larda eğitim gören öğ-rencilere birçok imkanlar sağlanmıştır. İlk olarak Amerikan Board misyonerlerinin verdiği eğitimden rarlanmak isteyen, ancak ekonomik yönden zorluklar ya-şayan öğrencilere sanat bölümlerinde çalışarak kendi

eğitim masraflarını kendilerinin karşılamasına imkan ve-rilmiştir. İkinci olarak, amacı bir meslek/sanat eğitimi ver-mek olmasa da, öğrenciler buralarda yaptıkları çalışmalarla belirli bir sanat dalında becerilerini artırmış-lar ve bir meslek öğrenmişlerdir. İlerde okuldan mezun olmadan ayrılsalar dahi hayatlarını kendilerine yeterli bir şekilde devam ettirebilecekleri bir meslek öğrenmişlerdir. Sanat bölümlerinin, meslek öğrenme yönünde en büyük yardımı Amerikan Board misyonerleri tarafından açılan yetimhanelerdeki kız ve erkek yetim çocuklar üzerinde olmuştur.27 Yetim çocukların, belli bir yaşa gelip hayata atılmak için yetimhaneden uzaklaştırılma-sından önce, buralarda yaptıkları çalışmalarla kendile-rine bir meslek edinmeleri sağlanmıştır. Özellikle Amerikan Board yetimhanelerindeki kızlara, dokuma tezgahlarında çalıştırılarak dokumacılığın bütün ince-likleri öğretilmiş ve böylece hayatta kendi başlarına kal-dıklarında yaşamlarını kimseye muhtaç olmadan devam ettirebilmelerine imkan sağlanmış.

Misyonerlerin çalışmalarının ekonomik alandaki bir başka etkisi, Anadolu’nun bazı bölgelerinde nere-deyse kaybolmak üzere olan bazı sanat dallarının yeni-den canlandırılması çalışmalarında görülmüştür. Ünü yılların derinliklerine giden ve Evliya Çelebi’nin Seya-hatnamesi’nde28bile dile getirilen Merzifon pamuklu do-kumacılığı, Osmanlı Devleti’nin bazı yanlış ekonomik politikaları neticesinde yok olma noktasına gelmiştir. Ancak Board misyonerlerinin, Merzifon dokumalarının öneminin farkına varması nedeniyle başlattıkları çalış-malarla, pamuklu dokumacılık 20. yüzyılın başlarında kasabanın önde gelen bir endüstri dalı olmuş, çalışamaz hale gelen tezgahlar yeniden üretime katılmıştır. Çalış-malar özellikle Merzifon, Zile ve Hacıköy’de yoğunlaş-tırılmıştır. Ancak misyonerler bu alanda yürüttükleri çalışmaları, Osmanlı idaresindeeziyet gören mazlum(!) azınlıkların maruz kaldıklarısoykırımların(!) ardından geride kalan dul ve yetimlerine yardım etmek için baş-lattıklarını açıklamışlardır. Her şeye rağmen çalışmalar bir yandan yok olmak üzere olan Merzifon pamuklu do-kumacılığına yeniden hayat verip gelişmesini sağlarken, diğer yandan birçokinsanın -Osmanlı azınlıklarının- bir meslek edinip hiç kimseye muhtaç olmadan ekonomik açıdan kendi kendilerine yeterli hale gelmelerine imkan vermiştir. Misyonerlere göre, bu şekilde bir yardım uy-gulaması ile yardım edilmek istenen toplulukların sada-kaya muhtaç hale gelme tehlikesi önlenmiş, ayrıca beyinlerin ve ellerin işle meşgul olmasının sağlanmasıyla -güya uğradıkları soykırımdan dolayı- zor durumda olan insanlar üzerinde dolaylı bir rahatlama sağlanmıştır.29

(9)

Amerikan Board okullarının ve buralarda görev yapan misyonerlerin, ülkede azınlıklar arasındaki en büyük etkisi, siyasal alanda sergilenmiştir. Aynı zamanda Osmanlı Devleti’ne misyoner okulları vasıtasıyla yürütü-len çalışmalarda veriyürütü-len en büyük zarar yine bu alanda olmuştur. Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara’ya gay-riresmi olarak yolladığı temsilci Robert İmbrie’nin An-kara’dan hükümetine gönderdiği 11 Temmuz 1922 tarihli bir raporda geçen;...kuşku yok ki, Türk hükümeti, Türk halkı ile Birleşik Devletler ve Amerikalılar arasında daha dostça bir duygu yaratılamamış olmasının başlıca ve en büyük nedeni, Amerikan misyonerleri olmuştur ve ol-maktadır. Misyonerlere karşı oluşlarının nedeni dinsel değildir, siyasaldır. Türk halkı, misyonerlerin sadece din-sel alanda çalışmadıklarını, siyasal eylemlere giriştiklerini sezmektedir. Bunda da pek haksız değildir30ifadeleri, bu noktada Amerikan Board misyonerlerinin Osmanlı Dev-leti aleyhine cereyan eden siyasi olayların içinde yer aldı-ğını bizzat bir Amerikan vatandaşı ve Amerikan hükümet görevlisinin kaleminden tartışma götürmez bir şekilde gözler önüne sermektedir. İmbrie’nin Amerikan Board misyonerleri hakkında açıkça dile getirdiği bu doğrular, Osmanlı ülkesinin her köşesinde faaliyet yürüten misyo-nerler ve onların eğitim kurumları için, ülkede görev yap-tıkları süre içerisinde daima geçerli olmuştur.

Osmanlı topraklarında faaliyet gösteren Amerikan Board misyoneri, takip ettikleri ders programları ve ders-lerde okuttukları kitaplar ile öğrencileri hürriyet fikirleri ile besleyerek milli şuurlarını uyandırmayı okullarının temel politikası haline getirmişlerdir. Başka bir ifadeyle azınlık gençlerini zihnen, Osmanlı Devleti aleyhine faa-liyetlerde bulunmaya ve devlete karşı isyan etmeye ha-zırlamışlardır.31Mezun olduktan sonra kendi mensubu oldukları toplulukların aydın kişileri olarak bağımsızlık firiklerini halk arasında yaymaya başlayan32 öğrencile-rin faaliyetleri, Board misyonerleöğrencile-rince desteklenmiştir. Konu ile ilgili bütün araştırmacıların açık bir şekilde beyan ettiği gibi Bulgaristan Devleti’nin kurucu devlet adamı kadrosu, Robert Kolej’de eğitim görmüştür.33Aynı şekilde Arap milliyetçiliğini yöneten idareciler Suriye Protestan Koleji’nde yetiştirilirken, Merzifon’da faaliyet gösteren Anadolu Koleji34de milliyetçilik fikrinin Er-meni öğrenciler, Pontusçuluk hayallerinin de Rum öğ-rencilerin kafasına yerleştirildiği merkezlerin başında gelmişlerdir.

Aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin, kendi gelece-ğini tehlikeye sokan azınlıkların bu tür faaliyetlerini en-gellemek için başlattığı çalışmalarda, Amerikan Board eğitim kurumlarında görev yapan misyonerler, kendi

ül-kelerinin gözü-kulağı olmuşlardır. Hatta hazırlanması ve faal hale gelmesinin her kademesinde rol aldıkları azın-lık isyanlarını dış dünyayaOsmanlı Devleti’nin uygula-dığı katliamlar olarak duyurmuşlardır. Böylece Amerikan hükümeti ve kamuoyu, Osmanlı’nın Hıristi-yan azınlıklarının devlet aleyhine yürüttüğü siyasi faali-yetlerinde onları desteklemişlerdir. Bu noktada özellikle Ermeni isyanları, Amerikan Board misyonerlerinin ve okullarının en yoğun faaliyette bulundukları bir konu olmuştur.35

Bu tür faaliyetler, Amerikan Board okullarında görev yapan misyonerlerin, ülkelerindeki gazetelerde yayınlanmak üzere gönderilen mektup ve raporlar vası-tasıyla yürütülmüştür. Yazılarında yer alan yalan be-yanlarla, kendi hükümetlerini ve kamuoyunu Osmanlı Devleti aleyhine tavır almaya itmişlerdir. Bu tür yazıla-rın etkisiyle Amerika’da yapılan toplantılayazıla-rın çoğunda Amerikan hükümeti, azınlık vatandaşlarına yaptığı hak-sız uygulamalarından dolayı Osmanlı aleyhine bazı ted-birler almaya ve zor kullanmaya davet edilmiştir.36

Amerikan hükümetine alınması gerekli tedbirlerle ilgili yapılan önerilerin başında, özellikle Osmanlı ülke-sinde faaliyet gösteren misyonerleri korumak ve ABD’nin kararlılığını göstererek Osmanlı Devleti’ne gözdağı vermek için, Osmanlı karasularına savaş gemisi gönderilmesi yer almıştır. Amerikan Board misyonerleri, hükümetlerini konuyla ilgili ikna etmek için, Amerikan kamuoyunu, hükümet üzerinde baskı yapması yönünde kışkırtmıştır.37Hükümetin, Amerikan kamuoyunun tah-riklerine kapılarak, misyonerleri korumak gerekçesiyle Osmanlı sularına gönderdiği bir başka savaş gemisi de Mineapolis’tir. Gemi komutanları, Avrupa politikasın-dan uzak durmaları yönünde uyarılarak, İzmir’e gitme-leri yönünde 1895 tarihinde emir almışlardır.38

Amerikan kamuoyunu etkileyerek hükümetleri üzerinde baskı kurma derecesine getiren misyoner yazı-larında Osmanlı Devleti’ne yöneltilen suçlamalar da ol-dukça ağırdır.39 Suçlamalardan en önemlisi, Osmanlı Devleti’nin ülkesinde yaşayan Hıristiyan azınlıkları din değiştirmeye zorlaması, hatta Müslümanlığı kabul et-meyenlere -sözde- katliam uygulaması ve bu olayların yaşandığı yerleşim merkezlerinin yerel idareleri tarafın-dan kiliselerin camiye dönüştürülmesi yalanlarıdır. Ro-bert Kolej öğretmenlerinden olan Cyrus Hamlin,North American Review’de yayınlanan ve Müslümanlığı kabul etmeyen Ermenilerin Osmanlı hükümeti tarafından kat-ledildiğini iddia eden yazısı buna açık bir örnektir.40

Bir başka suçlama, Osmanlı hükümet yetkililerinin ve halkın Anadolu’da yaşayan azınlıkların mallarını

(10)

yağ-maladıkları yönündedir. Van’daki Amerikan Board oku-lunda görev yapan Miss Grace Kimball’ın buradan gön-derdiği veReview of Reviews’te yayınlanan Amerikan misyonerlerinin Van’da azınlıklara yaptığı yardımları uzun uzun anlattığı mektubunda, Türklerin şehrin dı-şında yer alan çiftliklerdeki yiyecek maddelerini, zahire-leri ve Ermenizahire-lerin mallarını yağmaladıkları, ardından da onları öldürdükleri iddia edilmektedir. Sığınacak yeri ol-mayan çaresiz insanların birçoğunun şehir merkezine geldiği belirtilmektedir. Benzer bir yazı da, Antep’deki yağmayı anlatan ve Madmazel Carolin Hamilton tarafın-dan kaleme alınıpOutluk’ta yayınlanmıştır.

Amerikan Board okullarında görev yapan misyo-nerlerin, Osmanlı azınlıkları üzerine siyasal alanda yap-tıkları bir başka etki de, onların mezhep değiştirerek Protestanlığı kabul etmeye41ikna etme çalışmalarında kendini göstermektedir. Çalışmalar, Hıristiyan azınlık-lara yönelik yürütülen yardım faaliyetleriyle maskelen-meye çalışılmıştır. Burada amacın, gerçekten Hıristiyan azınlıklarına yardım etmek olmayıp, oluşturulan Pro-testan cemaati vasıtasıyla, ABD’nin siyasi çıkarlarını Os-manlı ülkesinde korumak olduğu42 Amerikan Board misyonerlerinin kendi ifadelerinden anlaşılmaktadır. Miss Kimball’ın Anadolu’da yürütülen yardım çalışma-larıyla ilgili olarak hazırladığı raporundaki,Osmanlı’nın doğu vilayetlerinde -Batılı devletlerin baskısıyla- yapı-lacak olan ıslahattan çok ümitli olduklarını, yine de böl-gedeki yardım dağıtımına iki ay daha devam edeceklerini, misyonerlerin sanayi kuruluşlarının faali-yetlerini üç ay daha işletmeleri gerektiğini belirten ifa-deleri43 bunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Osmanlı hükümet yetkilileri de yardım çalışmalarının altında siyasi kaygıların olduğunu farklı bir pencereden değerlendirmişler ve eğer Amerikan Board okullarında görev yapan misyonerlerce Ermenilere yapılan yardım faaliyetleri insaniyet namına yapılıyor ise, çalışmaların Osmanlı Devleti memurları eliyle yürütülmesinin daha doğru olacağı44görüşünü beyan etmişlerdir.

Amerikan Board misyonerlerinin görev yaptıkları bölgelerden gönderdikleri mektup ve raporlar; Amerikan okullarında görev yapan misyonerler ve buralarda aldık-ları eğitimin yönlendirmeleriyle45Hıristiyan azınlığın başlattığı isyanlar sırasında zarar gören Amerikan mülk-leri için hükümetmülk-lerini, haksız bir şekilde Osmanlıdan tazminat talebinde bulunmaya teşvik etmiştir.46Hatta ra-porlarda, çıkan olaylar sırasında Amerikan misyoner mülklerine bizzat zarar verilmesinin yanında, birçok Hı-ristiyan Ermeni’nin katledildiği47yönünde yalan açıkla-malar yer almıştır. Neticede Osmanlı Devleti, özellikle

Anadolu’da çıkan Ermeni isyanları sırasında zarar gören Amerikan Board binalarının zararlarını ödemek zorunda kalmıştır.

Amerikan Board okullarının Osmanlı’nın Hıristi-yan azınlıkları üzerinde çok güçlü şekilde etkili olması, azınlıklar tarafından okullara gösterilen ilginin büyük olmasından kaynaklanmaktadır. Peki, Osmanlı azınlık-ları neden misyoner okulazınlık-larına bu kadar ilgi göstermiş-ler ve sunulan hizmetgöstermiş-leri kabulde pek zorlanma mışlardır? Aslında bu sorunun cevabı biraz Amerikan Board misyonerlerinin okula ve okullar vasıtasıyla da eğitime bakışlarında, biraz da Osmanlı azınlıklarının Board okullarından ne beklediklerinde gizlidir.

Amerikan Board misyonerlerine göre okullar, genç-lerin beğenisini ve sempatisini, hatta sadakat derecesin-deki bağlılığını kazanmada her yöntemden daha etkilidir. Çünkü bu alandaki çalışmalarda misyonerlerin sahip oldukları bütün kaynaklar seferber edilmekte ve bundan dolayı da istenen sonuç en kısa zamanda, iste-nen şekliyle alınabilmektedir. Özel olarak yetiştirilmiş bir öğretmen ordusu, istenen düşünceleri aktaracak ders programları ve ders kitaplarının özel olarak sağlanan maddi imkanlarla birleştirilmesi neticesinde Amerikan Board okullarında yürütülen eğitim çalışmaları, Osmanlı azınlıklarına milli tarih ve dillerini öğrenme imkanı ver-miştir. Azınlıklar da bu okulları kendileri için Batının bir parçası olma ve Batılılaşmanın bütün nimetlerinden -özellikle de bağımsız bir devlet olmada- yararlanmak için bir fırsat ve bir yol alarak görmüşlerdir. İki tarafın okullardan beklentisinde ortak nokta;baskı altında ezi-len Hıristiyan kardeşlere yardım elinin uzatılması ge-rektiği düşüncesidir. Bu da Amerikan Board okullarını azınlıkların milliyetçilik duygularının yeşerdiği mer-kezler haline getirmiştir.

Elbetteki bu soruya verilecek başka cevaplar da vardır. Osmanlı hükümetinin halkına sunduğu eğitim hizmetindeki yetersizliği; Amerikan Board okulları sunduğu eğitim hizmetlerinin bilgi, teknoloji, beceri ve zamana uygun bir şekilde tasarlanmış olması; Ameri-kan Board okullarından mezun olan öğrencilerin, ken-dilerine iyi bir hayat şartı sağlayacak öğretmenlik, mühendislik, doktorluk vb. mesleklerde çalışma imkanı yakalamaları gibi…. Ancak sebep her ne olursa olsun, Amerikan Board misyonerlerinin açmış oldukları eği-tim kurumları, Osmanlı Hıristiyan azınlıklarını, yıl-larda egemenliği altında yaşadıkları devletlerine ihanet etme noktasına getirmiş, içine girdikleri siyasi faaliyet-ler neticesinde de devletin yıkılmasına aracılık etmiş-lerdir.48

(11)

SONUÇ

İlkokullardan koleje uzanan çizgide modern eğitim için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Amerikan Board misyo-nerlerinin kendilerine sunduğu imkanları kabullenme noktasında zorluk çekmeyen ve eğitimlerine buralarda devam eden Osmanlı Hıristiyan azınlık ailelerinin çocuk-ları; beyinlerinin her taze bilgiyi zorlanmadan alabileceği, eğitilmeye, etki altında bırakılmaya en uygun dönemle-rini Amerikan vatandaşlarının idaresi altında geçirmişler ve zihinleri onların ellerinde şekillenmiştir.

Neticede, Amerikan Board okullarında eğitim, Os-manlı’nın azınlık Hıristiyanlarına Osmanlı toplumunda;

sosyal açıdan önemli bir mevki kazanma ve medeni bir yaşam tarzı edinme, ekonomik olarak yüksek bir hayat standardı yakalama, idari olarak devlet kademelerinde et-kili bir yer elde etme, ayrıca yabancı ülkelere -özellikle Amerika ve Avrupa’ya- giderek yeni hayatlar kurma şansı yakalamalarında etkisi tartışılmaz bir araç olarak sunul-muştur. Buna ilave olarak, yine Amerikan Board okulla-rında aldıkları eğitimin sistemli siyasi yönlendirmesi sonucu Osmanlı Hıristiyan azınlıkları, yıllarca bir arada barış içinde yaşadıkları Türklere ve Osmanlı Devleti’ne karşı düşmanca duygularla donanmışlar ve devletin par-çalanması ve yok olmasında katkısı tartışılmaz olan se-bepler arasında yer almışlardır.

1 Osmanlı ülkesinde faaliyet gösteren yabancı

kurumların isimleri, hangi ülkeye ait oldukları, bulunduğu yerler, açılış tarihleri, dereceleri, öğrenci sayıları, öğrencilerin tabiiyetleri gibi ayrıntılı bilgilerin yer aldığı birçok arşiv belgesi mevcuttur. Bunlar içerisinde en geniş bilgilere şu belgelerde bulmak mümkündür. BOA, MF.MGM, Belge No:3/30, 4/66, 6/104, 7/19, 7/24, 7/41, 8/60, 8/77, 9/32; Y.PRK.MF., Belge No:4/80, 5/20.

2 Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. William E.

Strong, The Story of the American Board (An Account of the First Hundred Years of the American Board of Commissioners for Foreign Missions), The Pilgrim Press, Bos-ton, New York, Chicago 1910; Uygur Koca-başoğlu, Kendi Belgeleriyle Anadolu’daki Amerika (Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Amerikan Misyoner Okulları, Arba Yayınları, 2. Baskı, İstanbul 1991.

3 Kocabaşoğlu, age, s.35.

4 Justin McCarthy-Carolyn McCarthy, Turks

and Armenians, Washington 1989, s. 31; İlhan Tekeli-Selim İlkin, Osmanlı İmparator-luğu’nda Eğitim ve Bilgi Üretim Sisteminin Oluşumu ve Dönüşümü, T.T.K. Yayınları, VII. Dizi, S. 154, Ankara 1993, s.113.

5 Zeıne N. Zeıne, The Emergence of Arab

Na-tionalism, Beirut 1966, s. 47; Sebahattin Samur, “XIX. Ve XX Yüzyıllarda Suriye’de Aç-ılan Protestan Okulları Üzerine Bir İnceleme”, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der-gisi, S. 7, Kayseri 1990, s. 175.

6 Amerikan Board, kızların eğitimi noktasında

bayan misyonerlerden yararlanmışlardır. Ancak bu misyonerlerin yetersiz kalmasın-dan dolayı istenilen neticelerin alınama-ması, örgütü başka tedbirler almaya itmiştir. Bu alandaki çalışmaların etkisini güçlendir-mek ve çalışmaları daha sistematik hale ge-tirmek için üç ayrı bayan misyoner örgütü kurulmuştur. Aslında bu örgütler Amerikan

Board’ın parçası olarak kurulan ve onun alt birimi olan örgütlerdir. Bunlardan birincisi 1868 yılında Boston’da kurulan Kadın Mis-yon Cemiyeti (Woman’s Board of Missions-W.B.M.), ikincisi yine aynı yılın Ekim ayında Chicago’da kurulan Dahilî Kadınlar Cemi-yeti (Woman’s Board of Missions of the In-terior-W.B.M.I.), üçüncüsü de 1873 yılında San Francisco’da kurulan Pasifik Kadınlar Misyon Cemiyeti (Woman’s Board of Missi-ons for the Pacific-W.B.M.P.)’dir. Bu üç örgüt Amerikan Board’a bağlı olarak, onun adı altında çalışmalarını sürdürmüştür. Ayrıntılı bilgi için bkz. Papers of the Ameri-can Board of Commissioners for Foreign Missions (P. A. B. C. F. M.), Unit 5, Item: (ABC 16.9.3), Reel 505, No:512, 731; Flo-rence A. Fensham-Mary I. Lyman-H. B. Humphrey, A Modern Crusade in the Tur-kish Empire, Published by Woman’s Board of Missions of the Interior, Chicago 1908, s. 37.

7 Kocabaşoğlu, age, s.60.

8 Konuyla ilgili olarak bkz. BOA, Y.A.Res, Belge

No:127/35; Hariciye İradeleri, Belge No:31/19.S.1320; Hususi İradeler, Belge No:83/24.N.1310, 86/ 2.Ra.1323; Y.EE., Belge No:5/127, 49/76, 86/11.

9 Bkz. 1. dipnot.

10 Batı Türkiye Misyonu, Doğu Türkiye Misyonu,

Merkezi Türkiye Misyonu ve Avrupa Türkiye’si Misyonu sınırları içerisinde yer alan eğitim ku-rumları. Amerikan Board’ın Osmanlı ülkesin-deki teşkilatlanması hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. İdris Yücel, Kendi Belgeleri Işığında Amerikan Board’ın Osmanlı Ülkesindeki Teşkilatlanması, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Kayseri 2005.

11 A. L. Tibawi, American Interests in Syria

1800-1901, Clarendon Press, Oxford 1966, s.191-192.

12 BOA, Y.PRK.MF., Belge No:5/20. 13 PABCFM, Reel 589, No:339.

14 Bunun en güzel örneği Merzifon’da

ya-şanmıştır. 1896 yılında hastalığından dolayı karantinaya alınan Merzifon bölgesinde ça-lışan Miss King’in karantina odasından bilgi-lerin, buradan dışarıya kurulan telefon hattı ile alınması mümkün olmuştur. P. A. B. C. F. M., Reel 606, No:633, 698. Ancak Meydan Larousse Ansiklopedisi’nin Telefon madde-sinde Türkiye’de ilk telefonun 1908 yılında İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra kullanıl-maya başlandığı yazılmaktadır. Ancak Merzi-fon’da yaşanan konuyla ilgili gelişmeler, bu bilginin doğruluğunu tartışılır hale getirmek-tedir.

15 William Eleroy Curtis, Around the Black Sea,

Hodder and Stoughton, George H. Doran Company, New York 1911, s.185.

16 NAMP, Mc T-681, Roll 1, No:20. 17 PABCFM, Reel 618, No:196.

18 Okullarda üst sınıflardaki başarılı öğrencilerin

alt sınıflara verilen derslere katkı sağla-masının esas alındığı eğitim sistemidir. Aslında bu metod ile eğitim yapma geleneği-nin Türk okullarına Amerikan Board misyo-nerleri ile girdiği söylenemez. Bu sistem Osmanlı medreselerinde kullanılan bir sis-temdir. Medreselerde kıdemli öğrenciler arasından seçilen mu’îd müderrisin yardımcısı olarak ilk seviyedeki öğrencilerle meşgul olur, onlara derslerini ezberletirdi. Anadolu medreselerinde de genelde iki mu’îd bulunurdu. Ayrıntılı bilgi için bkz. Ahmet Gül, Osmanlı Medreselerinde Eğitim-Öğretim ve Bunlar Arasında Dâru’l-Hadîslerin Yeri, TTK Yay., Ankara 1997, s.14.

19 Akdes Nimet Kurat, Türk-Amerikan

Münase-betlerine Kısa Bir Bakış (1800-1959), Ankara 1959, s.22.

(12)

20 Hidayet Vahapoğlu, Osmanlı’dan Günümüze

Azınlık ve Yabancı Okullar (Yönetimleri Açısından), Türk Kültürünü Araştırma Ensti-tüsü Yay., Ankara 1990, s.58.

21 Florance Fensham, A. Mary Lyman, H. B.

Humphrey, A Modern Crusade in the Tur-kish Empire, Published by Woman’s Board of Missions of the Interior, Chicago 1908, s.48.

22 1910 yılında Anadolu Koleji’nden mezun

ol-duktan sonra Amerika’da lisansüstü eğitim

gö-rürken, İngiltere’de Cambridge

Üniversitesi’nde eğitime hak kazanmış, daha sonra aynı üniversitede öğretim üyeliği kadro-suna kadar yükselmiş ve orada bir öğretim elemanı olarak çalışmaya başlamıştır. Daha sonra aynı öğrenci Harvard Üniversitesi’ne girip doktorasını tamamladıktan sonra Harvard Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak kalmıştır. George Edward White, Adventuring With Anatolia College, Herald Register Publishing Company, Grinnell-Iowa 1940, s.70-71.

23 BOA, Y.A.Hus., Belge No:347/75, 348/45. 24 BOA, Y.A.Hus., Belge No:350/9.

25 Diğer vilayetlerde faaliyet gösteren Amerikan

okullarının birçoğunda olduğu gibi, Van ve An-tep’teki Amerikan misyoner okullarında Erme-nice eğitime verilen önem bu politikanın bir ürünüdür. BOA, MF.MGM., Belge No:4/66, 6/104; Y.PRK.MF., Belge No: 5/20.

26 Bunun en güzel örneği Sivas’ta Küçük

Yengi-ler mahallesinde faaliyet gösteren kız ve erkek okulları içinde yer alan marangozhanede, öğrencilere marangozluğun öğretilmesidir. BOA, MF.MGM., Belge No:4/66, 6/104, 7/41.

27 Van’ın Bağlar mevkii ve Tepebağ

mahalle-sinde faaliyet gösteren yetimhane, kız okulu ve içerisinde yer alan sanayi kısmı bu tür çal-ışmaların sergilendiği en güzel örnektir. Bkz. BOA, MF.MGM., Belge No:8/57.

28 ... ve gûna-gûn pembe bezi senede niçe bin

yük Kırım diyârına tüccârlar götürüp esire de-ğişirler. Cümle Kırım halkının ferâceleri ve si-yâbları cümle Merzifon bezidir. Ve basma kalemkârı, latif çit yorkan yüzleri ve çarşef ve perdeleri dahi mevsûfdur. Ve mahbûb ve mah-bûbesi dahi memdûh-ı âfâkdır. Evliya Çelebi b. Derviş Mehmet Zillî, Evliya Çelebi Seya-hatnamesi, 2. Kitap, Haz. Zekeriya Kurşun-Seyit Ali Kahraman-Yücel Dağlı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1999, s.207.

29 PABCFM, Reel 606, No: 700-701, 791-793. 30 Orhan Duru, Amerikan Gizli Belgeleriyle

Türkiye’nin Kurtuluş Yılları, Milliyet Yayın-ları, Ankara 1978, s.183.

31 Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. BOA,

Y.EE., Belge No:1/11.

32 Mine Erol, Birinci Dünya Savaşı Arifesinde

Amerika’nın Türkiye’ye Karşı Tutumu, An-kara 1976, s.53.

33 BOA, HR.SYS., Belge No:62/1.

34 Okulun bu yöndeki faaliyetleri hakkında ayrıntılı

bilgi için bkz. Gülbadi Alan, Merzifon Amerikan Koleji ve Anadolu’daki Etkileri, Erciyes Üniver-sitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri 2002 (TTK tarafından yayınlanacaktır).

35 Konuyla ilgili ayrıntılar için bkz. BOA,

HR.SYS., Belge No: 55/1. Gülbadi Alan, Ame-rikan Board Okulları ve Türk-Ermeni İlişkile-rinde Oynadıkları Roller, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.10, Kayseri 2001, s.168.

36 BOA, HR.SYS., Belge No:55/1, 61/11, 64/28,

64/39, 64/43, 65/12, 65/53.

37 Böyle bir gelişme, Bitlis’te görev yapan

mis-yoner Knapp’ın Osmanlı Devleti aleyhine faa-liyetlerde bulunduğunun tespit edilmesinden sonra, Osmanlı hükümeti tarafından konuyla ilgili yapılan tahkikat aşamasında yaşanmıştır.

Amerikan kamuoyu, hükümetlerini Osmanlı ül-kesindeki misyonerlerini korumak için böyle bir tavır sergilemesi yolunda kışkırtarak Batkorof gemisinin Osmanlı sularına gönderilmesini sa-ğlamışlardır. Aslında bunda dönemin Ameri-kan elçisi Mr. Terrell’in İstanbul’da Ermenilerin girişimlerinden dolayı genel bir isyan başlaya-bileceği fikrine kapılması ve hükümetini bu yönde bilgilendirmesi de etkili olmuştur. BOA, HR.SYS., Belge No:55/1.

38 BOA, HR.SYS., Belge No:73/17.

39 Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. BOA,

HR.SYS., Belge No:55/1, 73/18, 73/19, 73/20, 73/22.

40 BOA, HR.SYS., Belge No:55/1.

41 BOA, Hususi İradeler, Belge

No:81/15.R.1318.

42 BOA, Y.A.Hus., Belge No:352/89. 43 BOA, HR.SYS., Belge No:55/1.

44 BOA, Hususi İradeler, Belge

No:78/18.R.1315.

45 BAO, Y.A.Hus., Belge No:326/102; Hususi

İradeler, Belge No:36/11.B.1310.

46 BOA, Y.A.Hus., Belge No:402/41, 405/59,

405/60, 406/55.

47 BOA, HR.SYS., Belge No: 73/19. Y.A.Hus.,

Belge No:314/4.

48 Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde zamanın Millî

Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey tarafın-dan yapılan bir konuşmada, yabancı okulların bu yöndeki etkisi vurgulanmış, ancak Ermeni-ler ve Rumlar tarafından açılan azınlık okul-larının bu azınlık grupokul-larının bağımsızlıklarını kazanmaları yönünde yürüttükleri faaliyetlerin yabancı okulların yürüttüğü faaliyetlerden daha önde ve önemli olduğunu belirtilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Zabıt Cerideleri, Devre I, C.8, s.169.

Referanslar

Benzer Belgeler

Amerikan Board Arşivi’ne Göre Misyonerlerin Adana, Antep ve Maraş’ta Müslüman Halka Yönelik Faaliyetleri.. According to American Board Archive Activities of Missionaries

Keywords: American Board, Missionaries, Missionary activities, Traveller, Henry Fanshawe Tozer, Harput, Euphrates (Fırat) College.. Öz: Boston’da 1810 yılında kurulan American

The American Board began its work in the Ottoman State in 1820. The American Board followed two great methods of work among the Ottoman women. The first method

3 Macleod argues, however, that British women tended to continue to wear some elements of the Turkish woman‘s attire (such as the pants) upon returning to England and

Kurtuluş Caddesi No: 114 A Blok Kat:5 Kurtuluş-Şişli/İSTANBUL Yazı İçerik-Teknik Sorumlusu: İlkim MENGÜLEREK Kurtuluş Caddesi No: 114 B Blok Kat:5

Üyesi Ender GÜLVER (İstanbul Üniversitesi) Prof.. Recep GÜNEŞ (İnönü Üniversitesi)

to promote gender diversity did not work in Turkey despite the efforts of various initiatives, including Independent Women Directors Project (IWD), as the

Selçuk URAL- Vice-Chancellor of Kafkas University Nihat BÜYÜKBAŞ – Vice-President of Ataturk Research