ÖZGEN ACAR
G
eçenlerde 14 yaşındaki oğlumu Paris’te Louvre Müzesi'nde gezdiriyor dum. Sabah girdiğimiz müzeden gece karanlığında çıktığımızda oğlum İslamiyet adına üzüntü duydu. îslamiyetin resim ve hey kel gibi güzel sanatları neden ya sakladığını bir türlü anlayama mıştı. Gördüğü tablolar arasın da, çoğunlukla îsa ve Meryem olmak üzere çeşitli dinsel kişi ve konuları işleyen klasik dönemin ressamlarının yapıtları da vardı. Sanatçılar, sanki Hıristiyanlığın halkla ilişkiler uzmanı’ gibi ça lışmışlardı. Neden Müslüman\an- lya-ressamlar îslamiyetin propag dasını yapan böyleşine güzel pıtlar ortaya koymamışlardı? İslamiyet’in temel kitabı olan Kuran’da resmin yasaklandığına ilişkin bir “ayet” yoktu. Ancak daha sonradan İslamiyet’te “su ret (resim ve heykel)” yapmanın Peygamber Muhammed’in “ha disleri” ile yasaklandığı söylen mişti. Bu hadislerde “Kıyamet gününde azabı en şiddetli olan lar, suret yapanlardır; onlara yap tığınız suretlere hayat veriniz, ” denilmiş, ardından “Suret yapan herkes cehennemliktir. İçinde su ret bulunan eve melekler gir mez.” diye eklenmişti. Bu du rumda yarım binyıl önce resmini yaptıran Fatih Sultan Meh m et’in cehenneme gitmesi gerek mez miydi? Oysa, ‘İstanbul'u alacak fatih kişinin cennete gide ceğini” Peygamber buyurmamış mıydı? Fatih’in nereye gittiğini bir yana bırakacak olursak, tüm minyatür sanatçılarının, Pey gamber ve Emevi dönemindeki sikkelerde betimlemelere yer verenlerin nereye gittiklerini bu hadislere bakıp yorumlamak oldukça güç olmalı!
Ressam ve heykeltıraşları bir ya na bırakın, tüm fotoğrafçıların, TV kameramanlarının ve onları finanse eden ya da ekranda “su
ret” gösterip vaaz verenlerin, ca milerden yapılan canlı mevlit ya yınlarında görülenlerin, hatta tür banla da olsa “suret” çektirenlerin geleceği acaba ne olacak?
Amacımız bu konuyu burada tartışmak değil. Konumuz bu yasağın yarattığı, güç lendirdiği, değer kazandırdığı, bir sanat dalı olan “Hat Sanatı” ile ilgili üç
kitabın tanıtımıdır. Bu yazı, sadece elimize ulaşan bu üç kitabın eleş tirisini değil, tanıtımını amaç- pirtnçten alem lamaktadır.
Hat sanatı sergileri
hat sanatı
Osmanlı Sanatın da Hat/Filiz Çağ man - Şule Aksoy /Kültür Bakanlı ğı/115 s. Özelliği: Aşkabat Sergi Kataloğu ISBN. 975-17- 2017-6
B
u kitap, Aşkabat’ta Türkmenistan M üzesinin açılışı için özel giden Osmanlı sergileri arasında yer alan“Osmanlı Sanatında Hat” sergisinin kata
loğu niteliğindedir.
Kitapta serginin amacı, İslam sanatının kendine özgü en önemli dalı olan “hat”m seçkin yapıdannı ve Türk sanatının este tik anlayışım tanıtmak olarak açıklanıyor. Kitap, hat sanatının geliştirdiği benzersiz motiflerle bezeli süsleme dünyasını yan sıtıyor. Yazarlar, doğru bir yaklaşımla hat sanatının gelişmesinin “Kuramn en iyi
bı-E
'mde yazılması amacını güttüğünü” vur-lyorlar.
Genel olarak “hat" sanatının tanıtıldığı
kitabın ağırlığını, bu sanatın uygulanıldı- ğı tüm alanlardan seçilerek sergiye çıkan
rayı ile Türk-lslam Eserleri Müzesi gibi iki dev kuruluşun zengin koleksiyonlarından derlenen örneklerle konuya yabancı okur, neyin ne olduğunu öğrenmekle kalmıyor, bu alanda bilinç altında bir hat sevgisinin yaratıldığım da kısa sürede fark ediyor.
Hat sanatının kitap, levha, fermanların vanı sıra maden, ahşap, çini, dokuma gi bi sanat eserlerine yansımasını, okur ser giyi görmese de fotoğrafların güzelliğin den kolayca algılıyor.
Hat sanatçılarının kullandıkları kalem, kâğıt, mıstar, kalemtıraş gibi malzeme ör nekleri tanıtılıyor. Bu arada ünlü usta hat tatlar arasında Fatih ve İkinci Bayezid dö neminin Şeyh Hamdullah (1436-1520) daha sonra Ahmed Karahisari (1520- 1566) Hafız Osman gibi sanatçılan hak kında bilgilere yer veriliyor. Ustaların bi rer “kompozitör” gibiyaratıcı olduklarının
vurgulandığı kitapta nat sanatındaki “gra fik” olgusuna da değiniliyor.
İlkokulda, okuma yazma öğrendiğimiz günlerde çizgisiz sayfaya düzgün yazabil mek için altına koyduğumuz çizgili kâğı dın hat sanatında “mıstar (satırlık)” adını
taşıdığını örneği ile görüyoruz. (Öteki iki kitapta da mıstar örnekleri bulunuyor.) Galiba günümüz çocukları okuma yaz mayı önce bilgisayarda öğreniyorlar!
Bu kitabı gönderen Kültür Bakam ts-
temihan Talay’a teşekkür ederim. Bugü
ne değin bir noktayı hiç anlamış değilim. Kültür Bakanlığı d utür sergileri Aşka bat’tan Londra’ya; Kanada’aan Paris’e kadar gönderir, bu gibi güzel kataloglar bastırır da neden Türkiye içinde gezici sergiler düzenlemez? Örneğin böyle bir gezici sergiyi, yaz aylarında Antalya, ara lıkta Konya Mevlana, sonbaharda Bod rum, baharda Samsun müzelerinde dü zenleyip halkın ayağına götürmez, halkın ayağını da müzeye alıştırmaz? Böyle bir sergiyi görmek için Türk vatandaşı Aşka bat’a mı gitmeli? Neden Paris’ti ya da New York’luya bu olanak verilir de Eski şehirli ya da Diyarbakırlıya sağlanmaz? Neden bu harika sergi kataloğu çoğaltı lıp kitapçılarda her isteyene satılmaz?
Letters in Gold
(Altın Harfler) /M. Uğur Derman /New York M etro politan Museum o f Art/196 s. Özelliği: Sabana Koleksiyonu Sergi Kataloğu ISBN: 0-87099- 873-0
zellikle Amerika’daki sergileri
O
:ile geniş yankı uyandıran, yakın da Avrupa’da sergilenecek ı '
Sakıp Sabancı’nın hat koleksiyonunun,
Türkiye’de özel koleksiyonlar içinde en zengin hat sanatı yapılarından oluştuğu biliniyor. Sergi hakkında çok pey yazıl dı, çizildi. Önsözünü Metropolitan M ü zesi Müdürü Philippe de Montebello ile Los Angeles County Müzesi M üdü rü Graham W. J. Beal’ın yazdığı bu ka talog hakkında, İngilizce olduğu için ol sa gerek, basında hemen hemen hiç ya zı çıkmadı. Bu değerli katalog yurtdışın- da ciltti ve ciltsiz olarak iki ayrı fiyatla sa tılıyor.
Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde hat sanatı, özellikleri, araçları ve kullanım alanları, ikinci bölümde ise Sabancı koleksiyonuna girmiş, gerçek ten hat ustalarının eşsiz örnekleri tanıtı lıyor.
Kitabın sonundaki hat sanatçıları soy ağacı bileolağanüstü bir çalışmanın ürünü. Okur, tek sayfalık bu soy ağacı nı bir çırpıda sağlamış, bu verileri bir anda luşisel bilgi bankasına aktarmış oluyor. Bu bir sayfanın bile yıllarca sü ren titiz çalışma ve araştırma sonucun da gerçekleşmiş olduğu kuşkusuz oku run dikkatinden kaçıyor. Bir bakıma bu kitap, hat sanatçılarına ödenen bir vefa borcu olarak da kabul edilebilir. Kitabın ağırlığını tarih boyunca hat sanatçıları nın koleksiyondaki örnekleri oluşturu yor. Dolayısıyla bu konuya daha sonra il- duyacak kişiler, “Hat sanatında kim 'imdir” sorusuna da bu kitapla kolaylık
la yanıt bulabilecekler. Hat sanatını (ka ligrafi) “maddi araçlarla yapılmış tinsel bir geom etri” olarak tanımlayan yazar,
hat sanatını güzelleştiren esnekliğe sahip Arapçanın kökeninin Fenikece olduğu nu da anımsatıyor.
Yazar, Türklerin hat sanatına katkısı nın Selçuklularla ve özellikle mimaride Kufi yazının çeşitleri olan “satrançlıya da murabbalı (kareli) geom etrik biçem li” ya
zı ile başladığını söylüyor. Hat sanatının Osmanu’da en yüksek düzeyine ulaştı ğım vurgulayan yazar, hat sanatının de korasyon, bezeme, tezhip, tuğra gibi alanlardaki önemini de örnekleri ile vur guluyor.
Bu arada kitap, hilye, ferman, berat, menşur gibi kullanım alanları ve hat sa natım tanıtmadan önce, hat eğitimine de değiniyor. Hat eğitiminin “meşk”, us
tanın yaptığmı kopyalayan çırağın çalış masının da “taklid” olduğunu yabancı
okurlara yalın bir anlatımla aktanyor. Kitabın ikinci bölümü sergi kataloğu özelliğini taşıyor. Şeyh Hamdullah sülüs ve nesih Ahmet Karahisari ile daha nice usta sanatçının örnek yapıtlarım gören, her üç kitabı da okuyan okur, özel bir koleksiyon olmasına karşın Sabancı ko leksiyonunun önemini bu kitapla daha
________
TT-
•ST lio'L Oiyi kavrıyor. Kitapta Cumhuriyet döne mi ustalara da geniş yer ayrılıyor.
Belki ben bilmiyorum. Yeni yapılm ış tır. Yapılmadıysa, bu kitabın neden Türkçesi basılmaz? Türk Hat Sanatı (Turkish Callig raphy) /M. Şınasi Acar /Antik AŞ Kültür Yayınları/305 s. Özelliği: Türkçe- Ingilizce ISBN: 975-7843- 03-2
İ
ster Türk, ister İngilizce bilen bir bancı olarak hat sanatı hakkında bilmek istiyorsanız, her sorunuzun karşılığım bu kitapta bulabilirsiniz. Türk çe ve İngilizce olarak basılan, üç bölüm den oluşan bu kitap (alfabe dizini izleme se de) bir “hat sanatı sözlüğü” ya da “hatmşı ve yazı malzemeleri tanıtılıyor. İkinci bölümde hat sanatının genelde uygulan dığı yerler ve biçimleri anlatılıyor. Üçün cü bölümde hat sanatının kullanıldığı de ğişik alanlar örnekleri ile aktarılıyor. (Hat sanatı âşığı olan yazarla soyadı benzerliği dışında bir ilişkim olmadığım da belirt mek isterim.)
Kitabı Osmanlı Devletinin 700. Kuru luş Yıldönümü nedeniyle yayımlayan An tik AŞ adına Turgay Artam önsözünde şöyle diyor: “Osmanlı sanatı için bir şey ler söylem ek gerektiğinde (mimariyi dışta bırakırsak) en ön em li sanat dalı Hüsn-ü Hat olmuştur. Kuran’dan ötürü yazıyı kut sal sayan bir anlayış daha da ileri götürül müş, yazıya yardım a her türlü araç v e g e rece de özen gösterilm esine neden olmuş tur.”
Yazarın özel koleksiyonundan destek lenen örneklerle yüzlerce resim ve çizimin yer aldığı kitapta yazar “Aşk olmayınca meşk olmaz. (Sevgi yoksa öğrenim ol maz.)” diyerek bir hat öğrencisinin "meşk (öğrenim )” tutkusuna sahip olması gerek
tiğini vurguluyor.
Kitapta, hat sanatında kullanılan kâğıt üretiminden başlayıp kullanılan araçlara değin çeşitti konularda ayrıntılı bilgilere er veriliyor. Okur, yazıda kullanılan ka- emleri açan kalemtıraş ustaları ve bunla rın ürünlerinin yanı sıra hokkalar, divit ler, yazı çekmeceleri, hattat sandıkları hakkında da geniş bilgi sahibi oluyor. Ku ran çeşitleri, ölçüleri, kumaştan keseleri hakkında bilgiler örneklerle anlatılırken yazar şu yaygm tanımlamaya da dikkat çekiyor: “Kuranı Kerim Hicaz’da indi, Mı sır’da okundu, İstanbul’da yazıldı.”
Kitapta, hat sanatının Arapça sözcük hâzinesi de küçük bir Türkçe sözlük ola rak genç okuru aydınlatıyor. Hat sanatı- nın kâğıt dışında kullanıldığı, çini, yaprak, metal, duvar, tahta, taş, mermer, mühür gibi nesnelerdeki başarılı örneklerini ve önemini de okura sunuyor. ■
I
Celi sülüs Müsenna Levha iCumhuriyet Dönemi)
S A Y F A 8 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 5 3 1
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi