• Sonuç bulunamadı

Türkiye ve yakın çevresindeki diri faylar ve özellikleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye ve yakın çevresindeki diri faylar ve özellikleri"

Copied!
69
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MADEN TETKİK VE ARAMA

GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETİMİ BAŞKANLIĞIAFET VE ACİL DURUM

KANDİLLİ RASATHANESİ VE

DEPREM ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ HARİTA GENEL KOMUTANLIĞI

Türkiye Sismotektonik Haritası

Ölçek 1:500 000

T

ü

rk

iy

e

S

is

m

otek

to

n

ik

Harit

ası

(2)

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE SİSMOTEKTONİK HARİTASI ÖLÇEK 1:500.000

Editör

Tamer Y. Duman

Özel Yayın Serisi - 34 ANKARA - 2017

(3)

MADEN TETKİK VE ARAMA (MTA) GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA SAHİBİ GENEL MÜDÜR: Cengiz Erdem

REDAKSİYON KURULU Cahit Dönmez (Başkan) Hafize Akıllı Nihal Görmüş Ayhan Ilgar İlker Şengüler Nuray Karapınar Gökhan Atıcı İNCELEME GRUBU Mustafa Erdik Levent Gülen Hasan Sözbilir

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: Fatih Dumanlı

Bilimsel Dokümantasyon ve Tanıtma (BDT) Dairesi Başkanı e-posta: fatih.dumanli@mta.gov.tr

YÖNETİM YERİ

Redaksiyon Kurulu Başkanlığı, MTA Genel Müdürlüğü, Üniversiteler Mahallesi, Dumlupınar Bulvarı No:139 A Blok 06800 Çankaya–ANKARA, TURKEY redaksiyon@mta.gov.tr

Yayınlar ücreti karşılığında MTA Genel Müdürlüğü, BDT Dairesi, Basın ve Halkla İlişkiler Servisinden doğrudan veya posta ücreti ödenerek yazışma ile elde edilebilir. Dizgi ve baskı işlemleri BDT Dairesi, Neşriyat Servisi tarafından yürütülür ve takip edilir.

Basım Tarihi: 17.07.2017

Matbaa: Kuban Matbaacılık Yayıncılık

İvedik Organize San. Matbaacılar Sitesi 1514. Cadde No: 20 06190 İVOGSAN - ANKARA Tel: 0 312 395 20 70 Faks: 0312 395 37 23

Sertifika No: 13403 Yayın Türü: Yaygın Süreli ISBN: 978 - 605 - 9516 - 19 - 8

2017 © Eserin telif ve iktibas hakkı MTA Genel Müdürlüğü’ne aittir. MTA Genel Müdürlüğü’nün yazılı izni olmadan basılamaz, çoğaltılamaz, satılamaz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Adres: Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Üniversiteler Mahallesi, Dumlupınar Bulvarı No: 139, 06800 Çankaya–Ankara / Türkiye

(4)

ÖNSÖZ

Türkiye dünyanın en etkin deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağında bulunur. Bu jeolojik konumu nedeniyle, gerek tarihsel gerekse aletsel dönemde, Türkiye ve çevresinde çok sayıda yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Sadece son yüzyılda meydana gelen 72 yıkıcı deprem 90 binden fazla can kaybına ve büyük ekonomik zararlara neden olmuştur. 1999 Doğu Marmara bölgesi depremleri, ülkede meydana gelen deprem kaynaklı kayıp ve zararların azaltılması çalışmalarında yeni bir dönemin başlatılmasına neden olmuş-tur. Bu yeni dönemde afet sırası ve sonrası yapılması gereken işlemlerden çok, afete hazırlık araştırmalarının ön plana çıkarılmasına ağırlık verilmiş, ülke genelinde yapılması gerekenleri konu alan ulusal çalışma planları hazırlanmış ve bu kapsamda araştırmalar başlatılmıştır.

Bu planlardan sonuncusu 2009 yılında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın kurulmasıyla ülkede doğa-afetleri konusunda yeni bir yapılanmayı ve bu konularda mevcut politika ve planların gözden geçirilmesi gerekliliğini ortaya koyan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planıdır (UDSEP-2023). UDSEP-2023 planı ül-kedeki tüm kurum ve kuruluşların yoğun katkısı ve çabasıyla oluşturulmuş ve 2011 yılında Afet Yüksek Heyeti tarafından imzalanarak resmi gazetede yayımlanmış ve ülkede deprem zararlarının azaltılması çalışmalarında izlenecek resmi bir belge niteliğini kazanmıştır.

UDSEP-2023 kapsamında deprem kaynaklı kayıp ve zararlarının azaltılmasında gerek duyulan yerbilim bilgi alt yapısının oluşturulması için sistematik araştırmalar planlanmıştır. Bu araştırmalardan birisi de, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğümüz sorumluluğuna verilen Türkiye sismotektonik veri tabanının oluşturul-ması ve ilgili haritaların hazırlanoluşturul-masıdır. Bu çalışmada Genel Müdürlüğümüzün yanı sıra, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Harita Genel Komutanlığı ve üniver-siteler de ilgili kurumlar olarak gösterilmiştir. Genel Müdürlüğümüz bu kurumlarla beraber Türkiye Sismotektonik Haritası’nın hazırlanması için ulusal bir proje oluşturmuştur. Proje hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin sismotektonik bilgi alt yapısını oluşturmaya yönelik diri faylar, aletsel ve tarihsel depremler, fay düzlemi çö-zümleri ve kabuk kalınlığı konularında çalışmalar yürütülerek CBS ortamında Türkiye Sismotektonik veri taba-nı oluşturulmuştur. Bu veri tabataba-nı kullataba-nılarak 18 paftadan oluşan 1:500.000 ölçekli ve bir adet duvar haritası olarak 1:1.250.000 ölçekli Türkiye Sismotektonik haritaları hazırlanmıştır. Türkiye Sismotektonik Haritası ve ilgili veri tabanı ülkede deprem tehlike analizlerinde gerekli temel bilgileri sağlamaktadır.

Türkiye Sismotektonik Haritası ve ilgili veri tabanının hazırlanması projesinde ortaklarımız olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’ne ve Harita Genel Komutanlığı’na desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Ayrıca, bu çalışmanın gerçekleşmesi ve yayımlanma-sında emeği geçen tüm proje araştırıcılarına katkılarından dolayı teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim. Cengiz ERDEM

(5)

BÖLÜM-1

All maps and the individual contributions including in the issue are under copyright by General Directorate of Mineral Research and Exploration (MTA) and should not be distributed, reproduced or printed electronically, mechanically or other means without permission by MTA, and should not be used without citing as given below.

Bu bölümde yer alan harita, şekil, bilgi ve belgelerin her hakkı Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'ne aittir. Her ne amaçla olursa olsun bu bilgi ve belgelerin aşağıda verilen kaynakça adresi belirtilmeden kullanılması ve yazılı izin alınmadan elektronik, optik, mekanik veya diğer yollarla çoğaltılması, dağıtılması, basılması, yayımlanması durumunda gerekli hukuki yollara başvurulacaktır.

BU BÖLÜMÜ AŞAĞIDA VERİLDİĞİ GİBİ KAYNAK GÖSTERİNİZ / CITE AS THIS

Duman, T.Y., Emre, Ö., Selim Özalp, S., Çan, T., Olgun, Ş., Elmacı, H., Şaroğlu, F. 2017, Türkiye ve yakın çevresindeki diri faylar ve özellikleri. Türkiye Sismotektonik Haritası (Ed. T.Y. Duman), Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Özel Yayınlar Serisi-34, s 11-56. Ankara. Türkiye.

(6)
(7)

TÜRKİYE VE YAKIN ÇEVRESİNDEKİ DİRİ FAYLAR VE ÖZELLİKLERİ

Tamer Y. Dumana, Ömer Emre b, Selim Özalpa, Tolga Çanc, Şeyda Olguna

Hasan Elmacıa ve Fuat Şaroğlud

a Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, TR-06800 Çankaya/Ankara b FugroSial Yerbilimleri, Farabi Sok.No:40/4 Kavaklıdere-Çankaya/Ankara c Çukurova Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, TR-01330, Balcalı/Adana d Magtur A.Ş. Çankaya-Ankara

1.1 GİRİŞ

Türkiye dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya dağ sırası içinde, Doğu Akdeniz bölgesinde bulunur. Türkiye ve yakın çevresinde son yüzyılda büyüklüğü 6,0 ve üzeri olan 203 deprem kayıt edilmiştir (Kadirioğlu vd., 2016). Bu depremler arasındaki 72 yıkıcı deprem, bu coğrafyada yaşayan 90 binden fazla kişinin ölümüne ve tahmini 50 milyar doların üzerinde ekonomik zarara yol açmıştır. Bunların yanı sıra bu depremlerin yaratmış olduğu psiko-sosyolojik etki ise çok daha fazla olmuştur.

Deprem zararlarının azaltılması çalışmalarının ilk ve temel aşaması depremi oluşturan diri fayların mekân-sal dağılımları ve özelliklerinin ortaya konmasıdır. Diri fayların mekânmekân-sal dağılımları haritalama çalışmalarıyla belirlenir. Amaca yönelik olarak farklı ölçeklerde hazırlanabilen diri fay haritalarında fayların aktiviteleri (yaş), ayrıntılı geometrik, yapısal ve kırılma mekanizması özellikleri verilmelidir. Bu özelliklerin tanımlanabilmesi ise ancak jeoloji, jeofizik, sismoloji ve jeodezi gibi farklı disiplinlere dayanan yöntem ve bilgilere dayalı yapılabil-mektedir.

Günümüzde deprem tehlike analizlerinde ihtiyaç duyulan gereksinimleri karşılamak amacıyla, diri fay haritalarında parametrik fay bilgileri de diri fay bilgi alt yapısının temel bileşenleri olarak sunulmaktadır. Bu parametreler; fayın uzunluğu, niteliği, geometrik özellikleri ve segment yapısı, kırılma zonunun derinliği ve genişliği, uzun ve kısa dönem kayma hızı, deprem tekrarlanma aralığı, tek bir depremde meydana gelebilecek olan yer değiştirmenin miktarı gibi bilgilerden oluşmaktadır. Bu parametrelerin elde edilebilmenin ilk aşaması diri fayların orijinal geometrik özelliklerini gösteren ayrıntıda (ölçeklerde) haritalama yapılması ve fay paramet-releri hakkında sistematik veri toplanmasıdır.

Diri fay haritaları deprem sırasında yüzey kırığı oluşturan, dolayısıyla jeolojik ve morfolojik olarak izler bırakan fayların haritalanmasına dayanır. Bu kapsamda hazırlanan haritalardaki diri faylar, çizgisel deprem kaynağı olarak tanımlanır. Çizgisel deprem kaynakları, olasılıksal deprem tehlike analizlerinde hedef yüzey yırtılması oluşturabilecek ve gerçekte üç boyutlu olan fay düzleminin, yer yüzeyindeki izinin, harita üzerinde gösterilmesidir. Çizgisel kaynaklar oluştukları veya etkisi altında oldukları tektonik rejime göre normal, doğrultu ve ters/bindirme mekanizmalarda olabilirler. Faylanma genelde tek bir mekanizmada meydana gelmemekte, çoğunlukla bir diğer mekanizmayı da bileşen olarak bünyesinde bulundurmaktadır. Örneğin; ters atım bileşenli sağ yanal doğrultu atım, normal atım bileşenli sol yanal doğrultu atım gibi.

Çizgisel kaynakların yanısıra benzer sismik özellikler gösteren bölgeler, alansal kaynaklar olarak tanım-lanmaktadır. Benzer veya farklı mekanizmalarda olan fay sistemi, zonu veya demetleri bir alansal kaynak olarak bir arada değerlendirilebilmektedir. Bununla birlikte, jeolojik ve morfolojik bilgilere dayalı herhangi bir diri fay (çizgisel kaynak) haritalanamayan alanlarda güncel sismik aktivitenin meydana geldiği bölgeler de

(8)

bulunmaktadır. Bu durum yüzeye ulaşamamış (kör) bir kırılmadan kaynaklanabileceği gibi, kabuk içindeki ge-rilmelere bağlı herhangi bir alanda meydana gelen enerji boşalması gibi nedenlerden de kaynaklanabilmekte-dir. Söz konusu bu sismik aktivitelerin meydana geldiği alanlar, doğrudan yüzeyde jeolojik ve morfolojik izlere dayalı haritalanabilen bir diri fay ile ilişkilendirilemezse de alansal bir kaynak olarak tanımlanabilmektedir.

Sismotektonik model, sismik tehlike analizlerinde depremin kaynağı olan çizgi veya alan kaynakların mekânsal dağılımları ve karakteristik özelliklerin tanımlanması olarak kabul edilir. Bu özellikler depremin oluş-tuğu sismojenik kabuğun özellikleri ve meydana gelen depremin zamansal - mekânsal oluşma olasılıkları hakkında istenilen düzeyde bilgi sağlamalıdır.

Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından 1992 yılında basılan 1:1.000.000 ölçekli Türkiye Diri Fay Haritası (Şaroğlu vd., 1992), ülke genelindeki deprem kaynağı diri fayların belirli bir standart kapsa-mında gösterildiği ilk veri kaynağıdır. Bu haritada sunulan diri fay bilgileri yayımlandığı tarihten itibaren Türkiye ve yakın çevresinin güncel tektoniği ve depremselliği üzerine yapılan çok sayıdaki bilimsel araştırmalarda ve ülkedeki deprem tehlikesinin belirlenmesi çalışmalarında kullanılan temel başvuru kaynaklarından birisi olmuştur. Ancak, deprem jeolojisindeki hızlı ilerlemeye bağlı olarak sahip olunan bilgi birikimi, deprem tehlike ve risk araştırmalarında yeni analiz tekniklerinde, daha kapsamlı fay parametre bilgilerine ihtiyaç duyulması bu haritanın yenilenmesi ihtiyacını gündeme getirmiştir.

Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla, 2004 yılında MTA Genel Müdürlüğü, Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı tarafından, deprem jeolojisindeki güncel yaklaşımlar ışığında, 1992 basımı Türkiye Diri Fay Haritası’nın yeni-lenmesi amacıyla “Türkiye Diri Fay Haritası’nın Güncelyeni-lenmesi ve Diri Fay Veri Tabanı Oluşturulması” adlı bir araştırma programı başlatılmıştır. Program amacı doğrultusunda, 2004–2011 yılları arasında, Türkiye anaka-rasının tamamında ayrıntılı diri fay araştırmaları yürütülmüş ve farklı ölçeklerde diri fay haritaları hazırlanmıştır (Emre vd., 2013).

Bu çalışmada, Türkiye kara alanındaki diri fayların özellikleri ayrıntılı olarak sunulmuştur. Bu amaçla Türkiye’nin diri fayları tanıtılırken kapsamlı bir literatür değerlendirmesinden daha çok, belirli bir standart kap-samında 10 yılı aşan arazi çalışmalarına dayalı hazırlanan yenilenmiş Türkiye Diri Fay Haritası (Emre vd., 2013) bilgilerine ağırlık verilmiştir. Bununla birlikte, Türkiye’nin depremselliğini doğrudan ilgilendiren yakın çevredeki tektonik yapılar da mevcut literatür bilgilerine dayalı olarak tanıtılmıştır. Burada sunulan bilgilerin Türkiye ve yakın çevresinde deprem tehlikesi değerlendirmelerinde, aktif tektonik araştırmalarında, bölgesel planlamalarda yönlendirici ve sismotektonik bilgi alt yapısında önemli katkısı olacağı düşünülmektedir.

1.2 TÜRKİYE VE YAKIN ÇEVRESİNİN AKTİF TEKTONİĞİ - ÖZET

Türkiye ve yakın çevresinde büyük depremlerin sık meydana gelmesi, Doğu Akdeniz bölgesinin aktif tek-toniğiyle doğrudan ilişkilidir. Doğu Akdeniz, Neotetis Okyanusu’nun kapanmasına neden olan levha tektoniği olaylarının gerçekleştiği ve etkilerinin günümüzde de devam ettiği bir bölgedir.

Neotetis Okyanusu Geç Triyas döneminde, günümüz Doğu Akdeniz bölgesindeki kıtasal riftleşme ile oluşma-ya başlamış ve Orta Jura dönemine kadar gelişmeye devam etmiştir (Şengör ve Yılmaz, 1981; Garfunkel, 1988). Yaklaşık 90 milyon yıl öncesinde, Geç Kretase döneminde, Avrasya ve Afrika levhaları arasında başlayan yakınlaş-ma Neotetis Okyanusu’nun kapanyakınlaş-ma sürecini başlatmıştır (Şengör ve Yılyakınlaş-maz, 1981; Dewey vd., 1989).

İç Pontid, Kuzey ve Güney olarak üç farklı havza veya koldan oluşan Neotetis Okyanusu’nun kapanması geniş bir zaman aralığında ve aşamalı olarak gerçekleşmiştir. Kuzey Kol Avrupa ve Anadolu-İran platformu-nun Geç Paleosen-Geç Burdigaliyen döneminde çarpışması ve İzmir-Ankara-Küçük Kafkaslar kenet kuşağını oluşturmasıyla sonlanmıştır (Bozkurt ve Mittwede, 2001). Güneydoğu Türkiye’den Kıbrıs’a uzanan ve Bitlis

(9)

Okyanusu olarak da bilinen Güney Kol ise Arabistan ve Avrasya levhalarının Bitlis-Zagros kenet kuşağı boyun-ca kıta-kıta çarpışmasıyla kapanmıştır (Şengör ve Yılmaz, 1981; Dewey vd., 1986).

Türkiye ve çevresindeki neotektonik dönem, Arap-Afrika levhaları ile Avrasya levhası arasındaki yakınsa-ma sonucu Orta-Geç Miyosen’de Doğu Anadolu’da Bitlis-Zagros kenet kuşağı boyunca gerçekleşen kıta-kıta çarpışmasıyla başlar (McKenzie, 1972). Bu kıtasal çarpışma öncesinde Anadolu’nun büyük çoğunluğu penep-len morfolojisine sahip bir alçak ülke konumundadır (Erinç, 1953, 1973; Şengör, 1980). Orta-Geç Miyosen’de gerçekleşen çarpışmayla Doğu Anadolu bölgesinde kıta kabuğu daralarak kalınlaşmış, toptan bir yükselime uğramış ve tektonik rölyef terslenmesiyle, yüksek ülke konumunu kazanmıştır (Şengör vd., 1985). Kuzey-gü-ney sıkışmalı rejime bağlı kabuk kalınlaşmasının Doğu Anadolu’daki tektonik yapılarla karşılanamaması so-nucu, Anadolu levhası şekillenmeye başlamış ve bunu sınırlayan sağ yönlü Kuzey Anadolu ve sol yönlü Doğu Anadolu transform fayları ortaya çıkmıştır. Bu iki transform fay arasında oluşan Anadolu mikro-levhası, batıya doğru hareket etmeye başlamıştır (Şengör, 1979, 1980; Şengör vd., 1985). Kaçış tektoniği olarak adlandırılan bu yeni dönemde Türkiye’de farklı tektonik yapı ve süreçlerle temsil edilen alt neotektonik bölgeler oluşmuştur (Şekil 1.1).

Şekil 1.1- Doğu Akdeniz bölgesinin diri fay haritası (Duman vd., 2016). Türkiye kara alanındaki faylar Emre vd., (2013)’ten basitleştirilmiştir. Türkiye’nin güneydoğu, doğu ve kuzeydoğu sınır ötesindeki faylar Hessami vd. (2003), Gudjabidze (2003), ve Garfunkel (2014)’den basitleştirilerek alınmıştır. Ege Denizi ve Balkanlardaki faylar Burchfiel vd. (2006), Caputo vd. (2012, 2015), Woessner vd. (2015)’den, Akdeniz’deki faylar Angelier vd. (1982) ve Papa-zachos ve Papaioannou (1999)’dan yorumlanarak, Neotektonik bölgeler ise Şengör vd. (1985)’den alınmıştır. Dal-ma-batma zonları kalın ve üzerleyen levhayı işaret eden içi boş üçgenlerle, transform faylar yanal hareketi gösteren oklarla birlikte kalın çizgilerle, bindirmeler kalın ve bindirme yönünü işaret eden içi dolu üçgenlerle gösterilmiştir. Türkiye kara alanındaki fayların ayrıntısı için şekil 1.2 ve ek haritalara bakınız. Kısaltmalar: EY; Ege Yayı, KY; Kıbrıs Yayı, ÖDFZ; Ölü Deniz Fay Zonu, DAFZ; Doğu Anadolu Fay Zonu, KAFZ; Kuzey Anadolu Fay Zonu, GABZ; Güney-doğu Anadolu Bindirme Zonu, PY; Pontid Yamaç, KK; Küçük Kafkaslar, BK; Büyük Kafkaslar, BAAB; Batı Anadolu açılma bölgesi, OAB; Orta Anadolu Ova Bölgesi, DASB; Doğu Anadolu Sıkışma Bölgesi, KAB; Kuzey Anadolu Böl-gesi, PFKZ; Palmira Fay ve Kıvrım Zonu. Kalın oklar göreli levha hareket yönünü göstermektedir.

(10)

Bölgede devam eden güncel tektonik süreçte, Kafkaslar ile Bitlis-Zagros bindirme kuşağı arasındaki Doğu Anadolu bölgesi, kuzey-güney yönlü sıkışmalı tektonik rejim altında deformasyona uğramaktadır. Bu tektonik rejim altında Doğu Anadolu’daki güncel kabuk deformasyonları, farklı geometride ve mekanizmadaki faylar tarafından karşılanmaktadır (Şaroğlu ve Güner, 1981; Şaroğlu, 1985; Şengör vd., 1985). Bunlar KD-GB uzanımlı sağ, KB-GD uzanımlı sol yönlü eşlenik doğrultu atımlı faylar, K-G uzanımlı normal fay ile açılma çat-lakları ve D-B uzanımlı kıvrım, bindirme ve ters faylardır (Şekil 1.1).

KAF ve DAF zonları boyunca batıya doğru hareket eden Anadolu levhası, saat yönünün tersine dönerek, GB yönünde, Ege-Kıbrıs dalma batma zonunda okyanusal Afrika levhasının üzerine itilmektedir (McKenzie, 1972, 1978; Jackson ve McKenzie, 1984; Şengör, 1979, 1980; Şengör vd., 1985; Le Pichon vd., 1995; Armijo vd., 1999). Bu durum aynı zamanda Batı Anadolu’daki kıtasal genişleme tektoniğini de kontrol etmektedir (Le Pichon ve Angelier, 1979; Şengör vd., 1984; Reilinger vd., 2010). Batı Anadolu’daki bu neotektonizma, kuzey-güney yönlü gerilmeyi tanımlayan doğu-batı uzanımlı horst-graben yapıları ile karakteristiktir (Şekil 1.1). Doğu Anadolu sıkışmalı ve Batı Anadolu açılmalı tektonik rejimleri arasındaki Orta Anadolu’da ise doğrultu atımlı, normal ve ters faylarla karşılanan karmaşık bir güncel deformasyon izlenir.

1.3 TÜRKİYE ÇEVRESİNDEKİ DİRİ FAYLAR

Anadolu levhasının batıya kaçışını sağlayan ve Doğu Akdeniz bölgesinin kinematiğinde önemli rol üst-lenen KAF ve DAF transform faylarının yanısıra Türkiye çevresindeki bölgenin depremselliğini kontrol eden devasa yapılar bulunmaktadır. Bunlar Ölü Deniz Fayı, Kıbrıs Yay Sistemi, Ege Yay Sistemi, Pontik Yamaç, Kafkaslar bindirme/ters fay zonudur (Şekil 1.1).

1.3.1 Ölü Deniz Fay Zonu

Afrika ve Arabistan levhalarının birbirinden ayrılma süreci ve Kızıldeniz Okyanusu’nun oluşum evre-si Oligosen-Erken Miyosen’de başlamıştır (Dubertret, 1932; Freund vd., 1965, 1970; McKenzie vd., 1970; Garfunkel ve Bartov, 1977; Le Pichon vd., 1973; Bosworth, 2005; Garfunkel ve Beyth, 2006). Henüz okya-nuslaşma evresinde olan Kızıldeniz tabanındaki açılma ve buna bağlı olarak her iki yakasında bulunan lev-haların birbirinden uzaklaşması günümüzde de devam etmektedir. Bu süreç içerisinde Arabistan levhası ile Bitlis-Zagros kenet kuşağı arasındaki transfer işlemi Ölü Deniz Fayı (ÖDF) tarafından gerçekleştirilmektedir (Freund, 1965; Garfunkel, 1981; Joffe ve Garfunkel, 1987; Quennell, 1956).

ÖDF, kuzey-güney uzanımlı ~1000 km uzunlukta, sol yanal doğrultu atımlı bir transform fay zonudur (Şengör ve Yılmaz, 1981; Dewey vd., 1986; Gülen vd., 1987; Westaway ve Arger, 1998; Garfunkel, 1981; Rotstein ve Kafka, 1982; Aksu vd., 1992; Bozkurt, 2001). Bu zon Lübnan sıkışmalı büklüm yapısının güneyi ve kuzeyi olarak iki ana geometrik bölüme ayrılır. Güney bölümü İsrail ve Ürdün sınırını izleyerek Akabe Körfezi çukurluğunu ve Tiran Boğazı üzerinden, Kızıldeniz okyanus tabanı yayılmasına bağlanır. Lübnan boyunca KKD yönünde bükülerek sıkışmalı bir zonu oluşturur ve sonrasında yaklaşık K-G uzanımında Suriye’ye geçer ve kollara ayrılarak güney Türkiye’ye ulaşır.

ÖDF zonundaki ilk sol yanal hareketin başlangıç zamanı için farklı öneriler yapılmakta ve bu öneriler için de farklı dayanaklar gösterilmektedir. Fayın Miyosen öncesi izleri veya önceki yapılarının yeniden ha-reket kazandığına yönelik belirtiler bulunmamaktadır (Garfunkel ve Ben-Avraham, 2001). Bu nedenle, fayın ortaya çıkışı hakkındaki önerilerin hemen hepsi Miyosen döneminin farklı zamanları için yapılmaktadır. Bazı araştırıcılar Erken Miyosen’de (~18 My önce) Arabistan ve Afrika levhalarının birbirinden ayrılmaya başla-masıyla birlikte (Hempton, 1987; Garfunkel ve Ben-Avraham, 1996), bazıları da Orta Miyosen’de (Garfunkel

(11)

! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! ! ! ! ( ! ! ! ! ! ! ! !!! ! ! ! ! ! ! !!!! ! ! !!!!!!!!!!!!!! !! ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! !! ! ! ! !! ! !! ! ! ! ( ( !! ! ! ! ! ! ! ( ! ! ! ! !! ! !!! ! ! ! !!! ! !! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! ! ! !! ! !! ! ! !! ! ! ! ! ! ! ! !! ! !! ! ( ! (! ! ! ! !!! ! ! !!!!!!!!!! ! ! ! ! ! ! ! ! !!! !! ! ! ! ! !! ! ! !! ! ! ! ! !! ! ( ( ! ( ! !! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !! !!!!!! ! !!!!!! ! ! !!!! !! ( ( ( ! ! ! ! ! !! !! ! ! ! ! ! ! ! !!! ! ! ! ! ! ! !! ! ! ! ! ( ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! ! ! !! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ( ( ( ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! ! ! !!!!! ! ! ! !! ( ! ! !!! ! ! !! ! ! ! ! ! ! ( ! ! ! ! !! ! ! ! !! ! !! !! ! ! ! ! !! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! ! !! !! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! (( (( ! (( ( ( ( ( !!! ! ! !! ! !! ! ! ! ! !! !!! ! ! ! ! ! ! !! !! ! ! ! ! ! !! ! ! ! !!!!! !! ! ! ! !! ! ! ! ! !!!! ! ! ! ! !!!! ! ! ! ! ! !! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! ! ! ! (! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! ! ! !! ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! ! ! !! ! ( ! ! ! ! !! ! ! ! ! ! ! ! !! ! !!! ! ! ! ! !!!! !!! ! !! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! !! ! ! ! ! ! !!!! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !! !!! ! ! ! ! ! ! !!!! !! ( (( ( ( ! ! ! ! ( ! ( ! ( ! ! !! ! !!! ! ! ! ! ! !! ! ! !!! !!!! !!! ! ! ! ! ! !! !! ! !! ! ! ! ! ! !! ! ! !! ! ! !! ! ! ! !! ! ! ! ! ( ( !! ! ( ( (( ! ( ( ( ( ( ( ( ( ! ! ! ! !! ! ! ! ! ! ! !! ! ! !!! ( ! ( ( ( ( ( ( ( !!! !!!! ( !! ! ! ( ( ( ( (! ! ( ! ! ! ( ! ! ! ! ! ( ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ( ! ! ! ( ( !! ( ! ! ! !!!!!! !!!! !! !!!!!!!!! !!! ! ! !!!!!!!!!!! ! ! ! ! ! ( ( ( ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !! ! !!! ( !( ( ( ! ! ( ! !! ! ( ( ( ( ! ( ( ( ! ! ! (( ( ! !! !! !!! ! ! !!!! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! 1-38 1-37 3 4 5 1-36 1-35 6-1 18 7 8 9 10 11 12 14 15 16 17 19 20 21 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82-1 241 238 242 243 244 246 247 249 250 251 252 253 260 -2 120-1 1-33 302 324 279 257 -1 257 -3 256 58-1 44-9 44-10 44-11 44-12 44-13 44-14 44-15 44-16 44-17 47 48 50 51 52 54 55 56 57 58-2 59 60 61 62 28-2 86-3 143 142 1-24 1-23 1-27 1-26 1-25 1-28 1-29 1-30 1-31 1-22 1-21 1-20 207 -2 175 -3 175 -5 175 -2 175 -1 175 -6 1-18 83 84 85-1 86-1 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 254 255 257 -2 258 259 260 -1 261 262 263 265 -1 264 265 -5 267266 265 -3 265 -4 2-2 265 -6 310 -1 161 327 22 23-1 23-2 23-3 23-4 24-1 24-2 25 26 27 28-1 29 30-1 30-2 31 32 33 34 35 36 37 38 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 11 8 119 120-2 121 122 123 124 125 1-17 304 -2 304-3 305 307 306 308 309 -5 309-7 309-9 2-4 2-3 2-5 309 -1 309 -3 310 -2 309-11 309-12 316 315 326 -6 260 -3 265 -2 319 127 128 129 130 126 -1 126 -2 126 -3 126-4 126 -5 126-6 126 -7 126 -8 126 -9 131 133 134 132 135 136 137 138 139 85-2 140 141 144 145 146147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 162 325 313 312 311 309-2 317 318 320 321 322 326 -7 326 -3 2-7 326 -4 323 1-6 326 -1 326 -5 2-6 309-8 232 -2 309-6 248 163 164 165 126 -10 126 -11 126 -12 126 -13 126-14 167 168 166 170 171 172 173 169 174 175 -4 176 177 178 268 269 270 271 272 273 275 274 278 276 277 2-1 280 281 282 283 284 285 309-10 245 328 286 288 289 291 292 293 294 295 287 290 297 296 298 299 300 301 303 304 -1 179 180 181 182 183 184 185 186-4 187 188 1-8 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 189 39 40 41 4243 44-6 44-5 44-4 44-7 44-2 44-3 44-1 44-8 49 45 46 13 30-3 30-4 30-5 30-6 30-7 200 201 202-2 203 204 205 206 207 -1 208 209 210 21 1-1 212 213 214 215 216 217 218 219 220 -1 220 -4 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 21 1-3 232 -1 231 233-1 233-2 234 235 236 237 240 239 309-4 202 -1 1-14 1-11 1-19 1-32 53-1 53-2 53-3 53-6 53-4 53-5 6-2 6-3 1-34 82-6 82-2 82-5 82-3 82-7 82-4 86-2 202-3 1-16 1-15 1-13 1-12 186-5 186-6 186-3 186-2 186-1 202-4 21 1-2 21 1-4 220 -2 220 -3 326 -2 232 -3 1-7 1-10 1-9 1-5 1-4 1-3 1-2 1-1 314 SİNOP

MARMARA DENİZİ DÜZCE

ANTAKYA KOS BULGARİSTAN YUNANİSTAN SVİLENGRAD MALKO TIRNOVO VAN GÖLÜ DİCLE N. GEORGIA ERMENİSTAN ARAS NEHRİ CO RUH NE HRİ SAKARYA NEHRİ MU RAT NE HRİ FIRAT NE HRİ AK DENİZ SEYH AN N. CEYH AN N . FIRA T N. SYRIA VAN MUŞ BOLU AĞRI RİZE ORDU KARA DENİZ KIZIL IRMAK N. KIZI LIRM AK N . TUZ GÖLÜ KARS UŞAK BİTLİS IĞDIR BATUMI SİVAS TOKAT KONYA İZMİR BURSA İZMİT MUĞLA AYDIN RODHOS DOHUK AFYON NİĞDE ADANA BAB KİLİS SİİRT BARTIN ARTVİN AMASYA SAMSUN BURDUR YOZGAT AKHALTSİKHE TİFLİS TBILISI MANİSA EDİRNE ŞIRNAK ANKARA MERSİN BİNGÖL ELAZIĞ MARDİN BATMAN KARABÜK TRABZON BAYBURT MALATYA ÇANKIRI GİRESUN ANTALYA ISPARTA KAYSERİ AKSARAY ARDAHAN MAKHARADZE KÜTAHYA BİLECİK HAKKARİ KARAMAN ERZURUM TUNCELİ DENİZLİ NEVŞEHİR KIRŞEHİR İSTANBUL SURİYE MUNBİC OSMANİYE ADIYAMAN ERZİNCAN TEKİRDAĞ ZONGULDAK GÜMÜŞHANE KASTAMONU KIRIKKALE BALIKESİR ÇANAKKALE ESKİŞEHİR GAZİANTEP ŞANLIURFA HASEKE ADAPAZARI DİYARBAKIR IRAN HALEP K.MARAŞ SAMOS YEREVAN HASKÖY HASKOVO IRAK MITILINI ÇORUM KARPATOS EGE DENİZİ GİRİT AD. KRİTİ 45°0'0"E 42°0'0"E 42°0'0"E 39°0'0"E 39°0'0"E 36°0'0"E 36°0'0"E 33°0'0"E 33°0'0"E 30°0'0"E 30°0'0"E 27°0'0"E 27°0'0"E 4 2 °0 '0 "N 4 0 °0 '0 "N 4 0 °0 '0 "N 3 8 °0 '0 "N 3 8 °0 '0 "N 3 6 °0 '0 "N 3 6 °0 '0 "N 1. Kuzey Anadolu FZ. 1-1. Kargapazarı S. 1-2. Elmalı S. 1-3. Yedisu S. 1-4. Erzincan S. 1-5. Refahiye S. 1-6. Suşehri S. 1-7. Reşadiye S. 1-8. Ezinepazar S. 1-9. Niksar S. 1-10. Erbaa S. 1-11. Destek S. 1-12. Havza S. 1-13. Köprübaşı S. 1-14. Kamil S. 1-15. Kargı S. 1-16. Ilgaz S. 1-17. Sarıalan S. 1-18. Bayramören S. 1-19. İsmetpaşa S. 1-20. Gerede S. 1-21. Yeniçağa S. 1-22. Bolu S. 1-23. Taşkesti S. 1-24. Dokurcun S. 1-25. Düzce S. 1-26. Karadere S. 1-27. Arifiye S. 1-28. Tepetarla S. 1-29. Gölcük S. 1-30. Karamürsel S. 1-31. Darıca S. 1-33. Çınarcık S. 1-34. Avcılar S. 1-35. Kumburgaz S. 1-36. Tekirdağ S. 1-37. Ganos S. 1-38. Saros S. 2. Doğu Anadolu F. 2-1. Karlıova S. 2-2. Ilıca S. 2-3. Palu S. 2-4. Pütürge S. 2-5. Erkenek S. 2-6. Pazarcık S. 2-7. Amanos S. 3. Kestanbol F. 4. Evciler F. 5. Edremit FZ. 6. Biga-Çan FZ. 6-1. Çan S. 6-2. Yuvalar S. 6-3. Biga S. 7. Sarıköy F. 8. Sinekçi F. 9. Edincik F. 10. Bandırma F. 11. Zeytinbağı F. 12. Ulubat F. 13. Mustafa Kemal Paşa F. 14 .Gündoğan F. 15 .Atıcıoba F. 16. Yenice-Gönen F. 1-32. Adalar S. 93. Gelendost F. 94. Kumdanlı F. 95. Senirkent FZ. 96. Uluborlu F. 122. Aslıhanlar F. 97. Yarıkkaya F. 98. Adlanmamış F. 99. Koçbeyli F. 100. Arızlı F. 101. Karaadilli F. 102. Tatarlı F. 103. Adlanmamış FZ. 104. Dinar F. 105. Baklan F. 106. Çivril F. 107. Sivaslı F. 108. Kızılören F. 109. Düzbel F. 110. Örenkaya F. 111. Sandıklı F. 112. Akharım F. 113. Adlanmamış F. 114. Adlanmamış F. 115. Adlanmamış F. 116. Güre FZ. 117. Selendi F. 118. Rahmanlar F. 119. Kızılüzüm F. 120. Emet-Gediz FZ. 120-1. Emet S. 120-2. Gediz S. 121. Çukurören F. 123. Adlanmamış F. 124. Çatkuyu F. 125. Gecek F. 126. Afyon-Akşehir GS. 126-1. Sultandağı F. 140. Eskişehir F. 126-2. Gazlıgöl F. 126-3. Erkmen F. 126-4. Işıklar FZ. 126-5. Kaliçayı FZ. 126-6. Çobanlar FZ. 126-7. Bolvadin F. 126-8. Büyükkarabağ F. 126-9. Çukurcak F. 126-10. Yunak FZ. 126-11. Piribeyli F. 126-12. Yavaşlı F. 126-13. Ilgın FZ. 126-14. Yazlıca F. 127. Naşa FZ. 128. Çavdarhisar F. 129. Tavşanlı F. 130. Şahmelek F. 131. Kütahya F. 132. Parmakören F. 133. Seyitömer F. 134. Orhaneli F. 135. Soğukpınar F. 136. Bursa F. 137. İnegöl FZ. 138. Oylat F. 139. Dodurga F. 141. Kaymaz F. 142. Adlanmamış F. 143. Adlanmamış F. 144. Taycılar F. 145. Barakfakı F. 146. Gençali F. 171. Akhöyük AÇ. 172. Nasuhpınar F. 147. Gemlik F. 148. İznik-Mekece F. 149. Geyve F. 150. Armutlu F. 151. Esenköy F. 152. Orhangazi F. 153. Yalova F. 154. Altınova F. 155. Yalakdere F. 156. Hendek F. 157. Çilimli F. 158. Yığılca F. 159. Devrek F. 160. Karabük F. 161. Kurumcu F. 162. Orta F. 163. Çamlıdere F. 164. Cihanbeyli F. 165. Altınekin F. 166. Adlanmamış F. 167. Konya F. 168. Alacadağ FZ. 169. Hotamış FZ. 170. Berendi F. 173. Seyithacı F. 174. Leşkeri FZ. 175. Tuz Gölü F. 175-1. Bor S. 175-2. Altunhisar S. 175-3. Helvadere S. 175-4. Acıpınar S. 192. Gökçe F. 175-5. Koçhisar S. 175-6. Büyükkışla S. 176. Ovalıbağ FZ. 177. Derinkuyu F. 178. Adlanmamış FZ. 179. Adlanmamış F. 180. Gümüşkent F. 181. Akpınar F. 182. Bala F. 183. Karakeçili FZ. 184. Keskin FZ. 185. Çankırı F. 186. Merzifon-Esençay F. 186-1. Esençay S. 186-2. Amasya S. 186-3. Suluova S. 186-4. Diphacı S. 186-5. Laçin S. 186-6. İskilip S. 187. Adlanmamış F. 188. Sungurlu F. 189. Adlanmamış F. 190. Turhal F. 191. Almus F. 193. Kazankaya F. 194. Çekerek F. 195. Buğdaylı F. 196. Adlanmamış F. 197. Akdağmadeni F. 198. Boğazlıyan F. 199. Yemliha F. 200. Yuvalı F. 214. Saimbeyli F. 201. Divriği F. 202. Deliler F. 202-1. Bünyan S. 202-2. Sarıoğlan S. 202-3. Dökmetaş S. 202-4. Tecer S. 203. Erkilet FZ. 204. Erciyes F. 205. İncesu FZ. 206. Yeşilhisar FZ. 207. Ecemiş F. 207-1. Demirkazık S. 207-2. Pozantı S. 208. Çamlıyayla F. 209. Aladağ F. 210. Adlanmamış F. 211. Sarız F. 211-1. Bakırdağı S. 211-2. Fettahdere S. 211-3. Gövdeli Dağ S. 211-4. Böğrüdelik S. 212. Demiroluk F. 213. Çatalçam F. 215. Adlanmamış F. 216. Misis F. 217. Karataş F. 218. Yumurtalık F. 219. Toprakkale F. 220. Düziçi-İskenderun FZ. 220-1. Düziçi S. 220-2. Osmaniye S. 237. Karakoçan FZ. 220-3. Erzin S. 220-4. Payas S. 221. Çokak F. 222. Adlanmamış F. 223. Savrun F. 224. Kahramanmaraş FZ. 225. Engizek FZ. 226. Çardak F. 227. Sürgü F. 228. Beyyurdu F. 229. Gürün F. 230. Ayvalı F. 231. Doğanşehir FZ. 232. Malatya F. 232-1. Akçadağ S. 232-2. Arguvan S. 232-3. Kemaliye S. 233. Ovacık F. 233-1. Arapgir S. 233-2. Munzur S. 234. Heltepe F. 235. Pülümür F. 236. Nazımiye F. 238. Adlanmamış F. 239. Uzunpazar FZ. 240. Sudüğünü F. 241. Adlanmamış F. 242. Adlanmamış F. 243. Adlanmamış F. 244. Adlanmamış F. 245. Adlanmamış F. 262. Ağrı AÇ. 246. Bahçeköy FZ. 247. Taşlıçay FZ. 248. Adlanmamış FZ. 249. Tercan F. 250. Adlanmamış F. 251. Adlanmamış F. 252. Adlanmamış F. 253. Adlanmamış F. 254. Kandilli F. 255. Çat FZ. 256. Palandöken F. 257. Erzurum FZ. 257-1. Nenehatun S. 257-2. Dumlu S. 257-3. Börekli S. 258. Pasinler FZ. 259. Karayazı F. 260. Horasan-Şenkaya FZ. 260-1. Gerek S. 260-2. Balabantaş S. 260-3. Gaziler S. 261. Göle F. 17. Manyas FZ. 18. Adlanmamış F. 33. Gülbahçe FZ. 19. Bekten F. 20. Pazarköy F. 21. Şamlı F. 22. Susurluk F. 23. Havran-Balya FZ. 23-1. Havran S. 23-2. Osmanlar S. 23-3. Turplu S. 23-4. Ovacık S. 24. Balıkesir F. 24-1. Gökçeyazı S. 24-2. Kepsut S. 25. Zeytindağ FZ. 26 .Bergama F. 27. Soma-Kırkağaç FZ. 28. Gelenbe FZ. 28-1. Doğu S. 28-2. Batı S. 29 .Düvertepe FZ. 30. Simav FZ. 30-1. Sındırgı S. 30-2. Çaysimav S. 30-3. Şaphane S. 30-4. Abide S. 30-5. Banaz S. 30-6. Elvanpaşa S. 30-7. Sinanpaşa S. 31. Yenifoça F. 32. Mordoğan F. 34. Yağcılar F. 35. Seferihisar F. 36. Güzelhisar F. 37. Menemen FZ. 38. İzmir F. 39. Tuzla F. 40. Gümüldür F. 41. Dağkızılca F. 42. Adlanmamış F. 43. Adlanmamış F. 44. Gediz GS. 44-1. Alaşehir S. 44-2. Salihli S. 44-3. Akçapınar S. 44-4. Armutlu S. 44-5. Nif Dağı S. 44-6. Kemalpaşa F. 44-7. Manisa F. 44-8. Killik F. 44-9. Çapaklı S. 44-10. Kemerdamları S. 44-11. Temrek S. 44-12. Halitpaşa F. 44-13. Ozanca F. 44-14. Gölmarmara F. 44-15. Akselendi F. 44-16. Akhisar F. 44-17. Muradiye F. 45. Adlanmamış F. 46. Adlanmamış FZ. 47. Adlanmamış F. 48. Köprübaşı FZ. 49. Kiraz F. 50. Efes F. 51. Kuşadası FZ. 52. Davutlar F. 53. Büyük Menderes GS. 53-1. Söke F. 53-2. İncirliova S. 53-3. Umurlu S. 53-4. Atça S. 53-5. Pamukören S. 53-6. Buharkent S. 54. Çine F. 55. Bozdoğan F. 56. Adlanmamış F. 57. Adlanmamış F. 58. Milas F. 58-1. Karakuyu S. 58-2. Beçin S. 59. Yatağan F. 60. Muğla F. 61. Adlanmamış F. 62. Gökova FZ. 63. Datça F. 64. Selimiye F. 65. Bozburun F. 66. Taşlıca F. 67. Kekova F. 68. Kale F. 69. Eşen F. 70. Adlanmamış F. 71. Adlanmamış F. 72. Altınyayla F. 73. Acıpayam F. 74. Kelekçi F. 75. Çameli F. 76. Beyağaç F. 77. Göktepe F. 78. Karacasu F. 79. Adlanmamış F. 80. Tekkeköy F. 81. Cankurtaran F. 82. Denizli GS. 82-1. Pamukkale FZ. 82-2. Buldan FZ. 82-3. Sarayköy FZ. 82-4. Denizli FZ. 82-5. Babadağ FZ. 82-6. Honaz F. 82-7. Kaklık F. 83. Adlanmamış F. 84. Adlanmamış F. 85. Acıgöl GS. 85-1. Maymundağı F. 85-2. Gemiş F. 86. Burdur Grabeni 86-1. Karakent F. 86-2. Hacılar S. 86-3. Gökçebağ S. 87. Davras FZ. 88. Kovada F. 89. Barla F. 90. Mahmatlar F. 91. Sarıidris F. 92. Beyşehir Gölü F. 263. Iğdır FZ. 264. Doğubayazıt F. 265. Balık Gölü FZ. 265-1. Canderviş S. 265-2. Perilidağ S. 265-3. Kovancık S. 265-4. Tirso Gölü S. 265-5. Yeni Çadır S. 265-6. Çetenli S. 287. Adlanmamış F. 266. Tendürek AÇ. 267. Diyadin AÇ. 268. Hamur F. 269. Tutak F. 270. Adlanmamış FZ. 271. Adlanmamış F. 272. Kazbel F. 273. Adlanmamış F. 274. Adlanmamış F. 275. Akdağ F. 276. Varto FZ. 277. Yorgançayır -Kaynarca FZ. 278. Akdoğan Gölü F. 279. Adlanmamış F. 280. Adlanmamış F. 281. Bulanık F. 282. Haçlı Gölü F. 283. Malazgirt F. 284. Adlanmamış F. 285. Süphan F. 286. Bulamaç F. 288. Erciş F. 289. Çaldıran F. 290. Adlanmamış F. 291. Hasantimur Gölü F. 292. Dorutay F. 293. Saray FZ. 294. Başkale F. 295. Van FZ. 296. Adlanmamış F. 297. Adlanmamış F. 309-6. Lice S. 298. Nemrut AÇ. 299. Adlanmamış F. 300. Nazik Gölü F. 301. Muş FZ. 302.Yeniköşk F. 303. Adlanmamış F. 304. Kavakbaşı F. 304-1. Kaleköy S. 304-2. Kayalısu S. 304-3. Ilıcaköy S. 305. Kuşburnu F. 306. Yenisu F. 307. Adlanmamış FZ. 308. Yayla F. 309. Güneydoğu Anadolu Bindirmesi 309-1. Çubuklu S. 309-2. Hakkari S. 309-3. Şirvan S. 309-4. Kozluk S. 309-5. Kulp S. 309-7. Çüngüş S. 309-8. Gerger S. 309-9. Narince S. 309-10. Işıklar S. 309-11. Konalga S. 309-12. Beğendik S. 310. Şemdinli-Yüksekova FZ. 310-1. Yüksekova S. 310-2. Şemdinli S. 311. Cizre F. 312. Adlanmamış F. 313. Adlanmamış F. 314. Adlanmamış F. 315. Adlanmamış F. 316. Adlanmamış F. 317. Karacadağ AÇ. 318. Karacadağ F. 319. Günaşan F. 320. Harran FZ. 321. Bozova F. 322. Besni F. 323. Antakya FZ. 324. Reyhanlı F. 325. Amik Gölü F. 326. Ölü Deniz FZ. 326-1. Narlı S. 326-2. Sakçagöz S. 326-3. Yesemek S. 326-4. Hacıpaşa S. 326-5. Armanaz S. 326-6. Sermada S. 326-7. Afrin S. km 50 0 100 200 ÖLÇEK

Şekil 1.2- Türkiye diri fayları (Emre vd., 2013’ten sadeleştirilmiştir). Yeşil çizgiler yüzey kırıklarını kırmızı çizgiler Holosen faylarını, mor çizgiler Kuvaterner faylarını, siyah çizgiler olası Kuvaterner fayı veya çizgisellikleri göstermektedir. Kısaltmalar: FZ, Fay zonu; S, Segmenti; F, Fayı; GS, Graben Sistemi; AÇ, Açılma çatlağı.

(12)

vd., 1981) fayın harekete başladığını belirtirler. Bir diğer gruba (Lyberis, 1988; Steckler, 1988) göre ise, ÖDF, Arabistan levhasının Afrika levhasına göre göreli hareketine başlamasıyla Sues Körfezi’nin açılmasını takiben Geç Miyosen’de aktivite kazanmıştır. Bunlardan Geç Miyosen dönemi önerisi atım ve kayma hızı kıyaslama-sında kabul edilemez olduğu görülmektedir (Bozkurt, 2001).

Bu görüşlerden özellikle fayın güney kesimleri için önerilen yaş, Sina’da yüzlek veren ve ~105 km sol yanal yönde ötelenmiş olarak Ürdün’de bulunan 20-24 My yaşındaki bazaltik dayk parçasına dayanır (Eyal vd., 1981; Steinitz vd., 1981; Steinitz ve Bartov, 1991). Fay zonunda gelişen havza çökellerinin yaşlandırılmasına dayanan veriler de benzer şekilde Erken Miyosen zamanını işaret etmektedir (Garfunkel, 1981; Garfunkel ve Ben-Avraham, 1996, 2001; Horowitz, 1987). Bu görüşü destekleyen başka bir veri de, Tiberias yakınlarında fay zonundaki havza dolgularının orta kesimlerindeki bazalt seviyelerinden alınan 15-17 Milyon yıl yaşıdır (Shaliv, 1991).

Fayın orta ve kuzey kesimleri için farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı araştırıcılar (Freund vd., 1970; Dewey vd., 1986; Westaway, 1994; Yurtmen vd., 2002) güney ve orta bölümün aynı dönemde oluştuğunu ve hareketine günümüze kadar devam ettiğini, bazıları ise (Girdler, 1990; Butler vd., 1997, 1998; Butler ve Spencer, 1999) yine güney kesimle aynı dönemde sol yanal harekete başladığı, ancak Geç Miyosen’ de aktivi-tenin kesilerek batıda kıyıdaki segmentlerde devam ettiğini belirtmektedirler. Bir başka grup ise ÖDF zonunun kuzeyde Erken Pliyosen dönemine kadar aktivite kazanmadığını savunurlar (Brew vd., 2001).

Kuzeyde, Latakiye havzasında denizel Erken Miyosen çökellerinin fayın aktivitesinin kısa bir zaman ön-cesinde Akitaniyen’de oluşmaya başladığı ve Orta Miyosen döneminde fay zonu etkisinde bir graben havzası olduğu belirtilmektedir (Ponikarov, 1964; Krasheninnikov, 2005; Hardenberg ve Robertson, 2007).

ÖDF zonu boyunca hareketin iki aşamada gerçekleştiğini savunanlar da bulunmaktadır. Bunlardan Freund vd. (1968) ile Girdler ve Styles (1978) 60-65 km atım miktarının fayın 25-14 milyon yıllık ilk etkinlik dönemde, diğer 40-45 km uzunluktaki atımın ise, son 4,5 milyon yıl süresinde meydana geldiğini belirtmektedirler.

ÖDF zonunda sol yanal yönde toplam ~105 km uzunlukta ötelenme meydana geldiği kabul edilir (Dubertret, 1932; Quennell, 1958; Freund, 1965; Garfunkel, 1981; Hatcher vd., 1981). Ancak, bu miktar daha çok fayın güney yarısındaki etkinliği için daha karakteristiktir. Güney kesimleri için sözü edilen atım miktarı Kızıldeniz tabanında meydana gelen 100-110 km açılmayla da uyumludur (Freund, 1970; Joffe ve Garfunkel, 1987). Fayın kuzey bölümü için 65–70 km toplam atım önerilmektedir. Bu miktar için Türkiye-Suriye sınırına yakın alanda ötelenmiş ofiyolitik kayalardaki (Freund vd., 1970; Al-Maleh vd., 1992) ve denizel Erken Miyosen çökellerindeki (Ponikarov, 1964; Krasheninnikov, 2005) atımlar kanıt olarak gösterilmektedir. Aynı bölgede aynı birimlerdeki ötelenme miktarı için farklı görüşler de bulunmaktadır. Bunlardan Westaway (2003) 55 km, Trifonov vd. (1991) ise 20-25 km ötelenmenin olduğunu savunmaktadırlar. Bunların dışında Chaimov ve Barazangi (1990) ÖDF zonunun tamamında toplam atımın sadece 10-20 km kadar olduğunu belirtirler.

Güncel GPS çalışmalarına göre, ÖDF zonunda gerçekleşen kayma hızı 4,0-5,5 mm/y olarak öneril-mektedir (Reilinger vd., 2006; Le Beon vd., 2008; ArRajehi vd., 2010; Le Pichon ve Kreemer, 2010; Al Tarazi vd., 2011). Bu kayma hızı son 100 bin yılda jeolojik ölçümlerden elde edilen hızlara (Garfunkel, 2011) uyum göstermektedir. Ancak, bu güncel verilerin gösterdiği kayma hızı miktarının son 5 milyon yıllık döneme göre daha az olduğu da söylenebilmektedir (Garfunkel, 2014). Kuzeyde Alchalbi vd. (2010) yapmış oldukları GPS çalışmalarında diğerlerinden daha az 1,8–3,3 mm/y değerinde bir kayma hızı bulduklarını belirtmektedirler. Bu durum fay zonunun güney ve kuzeydeki farklı atım miktarlarına bir bakış açısı da getirmektedir.

(13)

ÖDF, Arabistan ve Afrika levhaları arasında 10-80 km genişlikte bir zonda aktivite gösterir. Yapısal biçim düzeninin zaman içinde değiştiği, günümüz davranışının ikinci zamanda kazanıldığı kabul edilir. Günümüzde ÖDF zonu Anadolu levhası ve Kıbrıs yayıyla etkileşim içerisindedir. Bu durum bölgedeki levha hareketlerinin yeniden düzenlenmesiyle, Anadolu levhasının batıya kaçışı ve DAF’ın ortaya çıkmasıyla ilgilidir. Fakat, bu kinematik değişimlerin tam zamanı net olarak bilinmemektedir (Garfunkel, 2014).

Fayın geometrik özelliğine bağlı olarak gelişen segmentler boyu veya arasında meydana gelen açılma ve sıkışma alanlarında karakteristik yapılar ve kontrol ettiği alanlar gözlenir (Quennell, 1959; Garfunkel, 1981, 2014). Bu yapılar 5-25 km genişlikte neredeyse fay zonu boyunca genellikle çöküntü alanları ve aralarında sıkışmalı sekme/büklüm yapıları şeklinde izlenir. Bunlar arasında 15-20 km genişlik ve 12 km derinliğe kadar ulaşabilen çek-ayır havzaları, gerçekten çarpıcı örnekler sunarlar (Garfunkel, 2014). Fay boyunca sıkışmalı alanlarda ~1 km’ye ulaşan yükselmeler (Garfunkel ve Ben-Avraham, 1996) ve fay kontrollü havzalarda 5,5-7 km kalınlığında çökeller (Ginzburg ve Ben-Avraham, 1997) oluşmuştur.

Bu yapılardan Lübnan’ın güneyinde olanlar, genellikle 5–20 km genişlikte olan fay vadileriyle karakteris-tiktir. Bunlardan 30 km uzunluktaki Hume çek-ayır havzasıyla birlikte üç büyük havza Elat Körfezinde bulunur (Ben-Avraham vd., 1979; Ben-Avraham ve Garfunkel, 1986; Ben-Avraham vd., 2008, 2012). Bu alanın yakın kuzeyinde literatürde iyi bilinen Ölü Deniz ve Yaalon havzaları bulunur (Quennell, 1959; Garfunkel, 1981; Garfunkel ve Ben-Avraham, 1996, 2001; Ben-Avraham vd., 2008, 2012). Bunların kuzey devamında Korazim sıkışmalı büklümü ile ayrılan Hula (Heimann ve Ron 1993; Sneh ve Weinberger, 2003; Weinberger vd., 2009, 2011) ve 50 km uzunluktaki Kinnarot-LK (Ben-Avraham vd., 1996) çek ayır havzaları izlenir. Uzunluğu 150 km’ye, genişliği 2 km’ye ulaşan sıkışmalı yapıların geliştiği Lübnan büklümü ve buna eşlik eden Palmira kıvrım ve ters fay kuşağı fay zonundaki büyük ölçekteki tek sıkışmalı alandır (Heybroek, 1942; Hancock ve Atiya, 1979; Gomez vd., 2006; Garfunkel, 2014). En kuzeyde gelişen sonlanma yapılarından önce Ghab çek-ayır havzası bulunur (Dubertret, 1955; Ponikarov, 1964; Brew vd., 2001a, b; Rukieh vd., 2005).

Yenilenmiş Türkiye Diri Fay Haritasında, ÖDF (326) zonunun Türkiye sınırları içinde kalan kesimi 7 fay segmentine ayrılmıştır (Şekil 1.2 ve Ek 7.16). Bunlar; Narlı (326-1), Sakçagöz (326-2), Yesemek (326-3), Hacıpaşa (326-4), Armanaz (326-5), Sermada (326-6) ve Afrin (326-7) fay segmentleri olarak adlandırılmıştır (Şekil 1.2). Bu fay segmentlerinin parametrik özellikleri Ek-1.1’de verilmiştir.

1.3.2 Ege Yay Sistemi

Doğu Akdeniz’de Afrika ve Anadolu-Ege levhaları arasındaki yakınsama Ege ve Kıbrıs yayları (Şekil 1.1) boyunca meydana gelen yitimle karşılanır (McKenzie, 1978; Papazachos ve Comninakis, 1971). Bunlar Doğu Akdeniz’de deprem tehlikesi bakımından son derece önemli iki devasa tektonik yapıdır. Bu yapılar sayesinde Afrika levhası K-KD yönünde Anadolu-Ege levhalarının altına dalmaktadır.

Ege Yay (EY) sistemi, Ege bölgesinin jeodinamik evriminde önemli bir rol oynar. Hendeğin yapısı ve do-ğası yanal yönde değişkendir. Hendeğin batı uzantısı İonya Havzası ve Ege Levhası arasındaki yakınlaşma sonucu oluşan İonya hendeğini izler. Diğer taraftan, EY sisteminin doğu bölümü daha çok bir transform fay gibi davranır (Le Pichon vd., 1979). Yayın bu kesimlerinde Pliny, GD Grit, Strabo gibi hendekler bulunmaktadır (Jangsma, 1977).

EY sisteminde yitimin başlangıcı ~13 milyon yıl öncesi olarak önerilmektedir (Le Pichon ve Angelier, 1979). Ancak, bu yaydaki yitimin en az 26 milyon yıl öncesinde başladığını da savunanlar bulunmaktadır (Meulekamp vd., 1998). Bazı araştırıcılar tarafından Akdeniz’deki yitim için daha yakın zaman (5-10 My) da öne-rilmektedir (McKenzie, 1978). Dalan levhanın güney-güneybatıya göçü, gerilemesi (subduction-roll-back) bunu

(14)

üzerleyen Ege levhası üzerindeki yay gerisi alanında (back-arc region) gerilme rejiminin oluşmasına olanak sağlamış, dolayısıyla, günümüz Ege Denizi’nin oluşumuna ortam hazırlamıştır (Le Pichon ve Angelier, 1981).

Güney Ege bölgesinin Geç Neojen ’den günümüze değin gerçekleşen jeodinamik evriminde EY sistemi-nin güneye göçü süreçlerisistemi-nin etkisi süregiden bir tartışma konusudur (Meulekamp vd., 1988; Spakman vd., 1988; Le Pichon ve Angelier, 1979, 1981; Taymaz, 1996). Meulekamp vd. (1988) sistemin göçünün 12-11 My önce (Geç Serravaliyen-Erken Tortoniyen) başladığını ileri sürerken, Le Pichon vd. (1995) Afrika burnu ile Orta Ege yayı arasındaki çarpışmanın Pliyosen’de başladığını önermektedir. Ayrıca, dalan litosferik dilimin yüksek eğim açısı ve gerileyen doğası, sismik tomografi çalışmalarıyla da desteklenmektedir (Meulekamp vd., 1988).

1.3.3 Kıbrıs Yay Sistemi

Kıbrıs Yay (KY) sistemi Neotetis Okyanusu’nun kalıntısı, devamı olan Doğu Akdeniz çanağında levha sınırı niteliğindeki ana tektonik yapıdır (Şekil 1.1). KY sisteminde Afrika levhası, Anadolu levhasının altına dalmaktadır. Dolayısıyla, KY sistemi Doğu Akdeniz havzasında Afrika ve Anadolu levhaları arasındaki güncel yakınsama hareketlerini karşılayan diri yapılardır (McKenzie, 1970; Dewey vd., 1973; Mc Kenzie, 1972; Smith, 1971; Le Pichon ve Angelier, 1981; Vidal vd., 2000). Bu yapılar Kıbrıs’ın batısı ile Kahramanmaraş-Antakya arasında yer alır. Batıda EY sistemi, doğuda ise ÖDF ve DAF zonlarıyla bağlantılıdır. Batıda belirgin sismik aktivitenin sürdüğü kuzeye dalan okyanusal kabuğun oluşturduğu EY sisteminin devamı olduğu, çoğu araştır-macı tarafından kabul edilmektedir (Dewey ve Şengör, 1979; Oral vd., 1995; Woodside, 1977; Şengör, 1979; Nur ve Ben-Avraham, 1978; Ambraseys ve Adams, 1993). KY sisteminin güneydeki sınırı Eratosthenes de-nizaltı dağı ile meydana gelen çarpışmadan dolayı iyi bilinmektedir (Robertson ve Grasso, 1995; Robertson vd., 1995; Rotstein ve Kafka, 1982; Robertson vd., 1994; Glover ve Robertson, 1998). Ancak, KY sisteminin doğuya olan devamı, deformasyon tipi ve genişliği hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Kıbrıs’ın doğusunda yay-hendek yapısının olmadığı (Robertson ve Grasso, 1995; McKenzie, 1972; McKenzie, 1976; Mart, 1994; Morelli, 1978; Payne ve Robertson, 1995), deformasyonun ters bileşenli baskın doğrultu atım mekanizmasın-dan meymekanizmasın-dana geldiği belirtilmektedir (Kempler ve Ben-Avraham, 1987; Kempler ve Garfunkel, 1994; Bozkurt, 2001). KY sisteminin doğuya olan devamı için Ben Avraham (1978) yayın doğu levha sınırının belirgin olmadığı görüşündedir. Bazı araştırıcılar ise yayın Kıbrıs’ın kuzeyinde ve güneyinde iki kola ayrıldığını savunur (Lort, 1971; Biju-Duval vd., 1978; Le Pichon ve Angelier, 1979). Bir diğer grup KY sisteminin İskenderun Körfezi’ne uzandığı ve buradan Maraş üçlü birleşim alanında DAF ve ÖDF zonlarıyla birleştiği görüşündedir (McKenzie, 1970; Dewey ve Şengör, 1979; Westaway ve Arger, 1996; McKenzie, 1972; Şengör, 1979a; Girdler, 1990; Rotstein ve Kafka, 1982). Vidal vd. (2000) KY sisteminin en doğudaki etkinliğinin baskın doğrultu atımlı faylan-ma mekanizfaylan-masına geçiş gösterdiğini ve deforfaylan-masyonun keskin bir levha sınırından çok pozitif çiçek yapısın-daki zon içerisinde aktivite gösterdiğini belirtirler.

Girne-Misis ve Larnaka fay zonları KY sisteminin evrimi içerisinde gelişmiş ve güncel deformasyon zonu içerisindeki yapılar olarak kabul edilmektedir. Bunlardan Girne-Misis fay zonu literatürde Girne zonu, Girne-Misis kıvrım/bindirme zonu, Girne-Misis tektonik zonu gibi adlarla da tanımlanmıştır. Bu fay zonu Kıbrıs adası kuzeyindeki Girne tektonik zonu ile Anadolu karasındaki Misis-Andırın tektonik zonunu birbirine bağlar. Doğu Akdeniz’in taban topoğrafyasında Adana ve Mesarya-İskenderun havzalarını ayıran bir morfotektonik yapıdır (Aksu vd., 2005 a, b; Robertson ve Woodcock, 1986). Zon Neotetis Okyanusu’nun kapanması sü-recinde ortaya çıkmış bir yığışım prizması içinde gelişen tektonik yapılar olarak tanımlanabilir (Şengör ve Yılmaz, 1981; Yılmaz, 1993; Yılmaz ve Gürer, 1996; Robertson vd., 2004; Calon vd., 2005a, b; Hall vd., 2005). Girne-Misis Fay zonu içindeki faylar kuzeye eğimli ters ve bindirme faylarından oluşur. Zonun doğrultu atım bileşeni hakkında yeterli veri yoktur. Ancak, doğu devamında yer alan Karataş ve Yumurtalık fayları sol yönlü doğrultu atımlıdır (Emre vd., 2016). Kara ile sualtı verisi birlikte değerlendirildiğinde fay zonunun ters

(15)

atım bileşenli sol yönlü doğrultu atım mekanizmasında olması beklenir. Zonu oluşturan tektonik olaylar dizisi Neotetis Okyanusu’nun kapanma süreçleriyle eş yaşlıdır. Ancak, zonda Kuvaterner birimleri deformasyona uğ-ramıştır (Aksu vd., 2005 a, b; Calon vd., 2005 a, b; Hall vd., 2005). Bununla birlikte güncel deprem etkinliği de (Kadirioğlu vd., 2016) fay zonunun diri olduğunu göstermektedir.

Amanos-Larnaka fay zonu, Doğu Akdeniz’de KY sisteminin kuzeyinde ve ona koşut uzanan bir diğer diri tektonik yapı olarak adlanır (Hall vd., 2005). Bu fay zonu Amanos dağları ile Kıbrıs adasındaki Trodos dağları arasında uzanır. Doğu ucunda, DAF zonunun güneybatı devamında yer alan normal eğim atım bileşenli sol yönlü doğrultu atımlı Antakya fayına bağlanır. Batı ucunda ise Trodos dağlarındaki bindirme sistemleriyle bağ-lantılıdır. KY sistemi gerisinde gelişmiş bir bindirme kuşağında yer alan bu zondaki faylar Kuvaterner çökellerini keser. Güncel deniz tabanında izlenen fay sarplıkları Holosen’de yüzey yırtılması gelişen büyük depremlerin meydana gelmiş olduğunu göstermektedir. Fay düzlemi çözümleri zonun Türkiye kıyısına yakın olan doğu kesimin transtansiyonal, Kıbrıs adasına yakın batı bölümünün ise transpresyonal olduğuna işaret eder. Fay zonunun ayrıntılı geometrisine ilişkin haritalama verisi yoktur.

1.3.4 Kafkas Bindirme Kuşağı

Küçük ve Büyük Kafkaslar BKB yönünde ~1150 km uzunlukta ve ~350 km genişlikte uzanan ters fay ve bindirme faylarla karakteristik kuşaklardır (Şekil 1.1). Bu fay kuşakları Arabistan ve Avrasya levhaları arasın-da gerçekleşen çarpışmanın neden olduğu deformasyonun en kuzeydeki etkileri olarak kabul edilmektedir. (Koçyiğit vd., 2001; Philip vd., 1989). Bu kuşaklarda güncel kıta içi sıkışma deformasyonun varlığı meyda-na gelen depremlerle açıkça desteklenmektedir. Bu depremler 7 Aralık 1988’de Ermenistan’da ve 29 Ni-san 1991’de Gürcistan’da meydana gelen sırasıyla Spitak ve Rachat-Dzhava depremleridir (Cisternas vd., 1989; Fuenzalida vd., 1997a). Kafkaslardaki göreli daha düşük sismik aktivitenin meydana gelmesi çarpış-manın etkilerinin mesafeye bağlı azalmasıyla açıklanabilir (Westaway, 1991; Mitchell ve Westaway, 1999). Kafkaslarda güncel sıkışmalı deformasyon yılda ~10 mm’lik bir kısalmayla gerçekleşmektedir (Reilinger vd., 1997, 2006). Bu bölgede meydana gelen kısalmanın ise toplamda ~200 km olduğu tahmin edilmektedir (Dotduyev, 1986).

1.3.5 Pontid Yamacı

Mezozoyik Tetis Okyanusu’nun kapanması sırasında bir yay gerisi havza olarak gelişen Karadeniz’in (Okay vd., 1994; Okay ve Tüysüz, 1999) neotektoniği hakkında veriler sınırlıdır. Sinop kuzeydoğusuna rast-layan verev uzanımlı Andrusov yükselimi tarafından doğu ve batı Karadeniz olarak iki alt havzaya bölünür. Bölgesel sıkışmayı Kafkaslarda karşılayan yapıların batıya devamı Karadeniz havzasının her iki tarafını sı-nırlar (Finetti vd., 1988; Robinson vd., 1996; Okay ve Şahintürk, 1997; Nikishin vd., 2003). Doğu Karadeniz, Afrika-Arabistan ve Avrasya levhaları arasındaki gerçekleşen çarpışmanın bölgede neden olduğu sıkışma rejiminin etkisi altındadır. GPS hızları ve deprem aktiviteleri Doğu Karadeniz’de kuzey-güney yönlü sıkışma-lı tektonik deformasyonun etkin olduğunu destekleyen güncel verileridir (Barka ve Reilinger, 1997; Tarı vd., 2000; Koçyiğit vd., 2001; Taymaz, 1990; Taymaz vd., 2004; Tan ve Taymaz, 2006).

Pontid Yamacı (PY) Karadeniz’in abisal çukurluğu ile Pontid kuşağını ayıran önemli bir tektonik yapıdır (Şekil 1.1). PY literatürde ters fay zonu olarak bilinir ve bu zonun güncel aktivitesine 1968 Bartın depremi kanıt olarak gösterilir (Şengör vd., 1983; Alptekin vd., 1986; Barka ve Reilinger, 1997). Karadeniz çanağını güneyden sınırlandıran ve kuzey yönlü ters/bindirme fay zonu günümüzde aktivitesi iyi bilinen Küçük Kafkas

(16)

bindirme / ters fay zonunun devamı niteliğindedir (Zonenshain ve Le Pichon, 1986; Robinson vd., 1996; Rangin vd., 2002; Okay ve Şahintürk, 1997).

Batı Pontidlerde paleotektonik dönem Orta Miyosen sonlarına kadar etkin olmuştur. Neotektonizma KAF transform sisteminin ortaya çıkışıyla bölgedeki mevcut paleotektonik dönem yapılarının yeniden etkinlik ka-zanmasıyla başlamıştır (Emre vd., 1998). Bartın’da meydana gelen 1968 depreminin (Ms 6,8) fay düzlemi çözümleri (Alptekin vd., 1986) Batı Pontidlerin günümüzde sıkışmalı tektonik rejimin etkisinde bulunduğunu açıklar. Ters faylanma mekanizmasıyla oluşmuş bu depremde kıyı boyunca kara (tavan blok) yaklaşık 40 cm kadar yükselmiştir (Ketin ve Abdüsselamoğlu, 1969). Bu depremi oluşturan fayın tavan bloğundaki morfotek-tonik veriler ise Batı Pontidlerin Kuvaterner döneminde yükselmenin kanıtı olarak önerilmektedir (Şengör vd., 1983). Doğu Pontid bölgesindeki buzullaşmaya ilişkin bulgulara ise Kuvaterner’de yaklaşık 600 m tektonik yükselmeye işaret eder (Erinç, 1973). Doğu Karadeniz kıyılarındaki Pleyistosen denizel sekileri Pontidlerde meydana gelen tektonik yükselmeyi gösteren diğer bulgulardır (Erinç, 1973; Şengör vd., 1985).

1.4 TÜRKİYE DİRİ FAYLARI

Bu çalışmada, Türkiye kara alanındaki bulunan fay sistemi, zonu veya segmentlerinin mekânsal dağılım-ları ve genel özellikleri Türkiye Diri Fay Haritası (Emre vd., 2013) temel alınarak, Şengör vd. (1985) tarafından önerilen neotektonik bölgeler içerisinde sunulmuştur. Bu nedenle Türkiye diri fay haritalarında yer alan verinin kaynağı, haritalama yöntemi, fayların adlanması, tanımlanması ve sınıflandırılması hakkında öncelikle öz bilgi sunulmuştur.

1.4.1 Türkiye Diri Fay Haritası

Türkiye’nin tamamında diri fay haritalamasını bir bütün olarak ele alan iki çalışma bulunmaktadır. Bunlar Şaroğlu vd. (1992) ve Emre vd. (2013) tarafından hazırlanan Türkiye Diri Fay Haritalarıdır. Bu haritalar sahip olunan bilgi birikimine ve gelişen deprem tehlike-risk analiz tekniklerinde ihtiyaç duyulan verilerin sağlanması amacıyla birbirinin devamı olarak hazırlanan geliştirilmiş ve yenilenmiş olan halleridir. MTA Genel Müdürlüğü tarafından basılan ilk diri fay haritası (Şaroğlu vd., 1992) yayımlandıktan sonra Türkiye ve yakın çevresinin güncel tektoniği ve depremselliği üzerine yapılan çok sayıdaki bilimsel araştırmalar için olduğu kadar, ülkedeki deprem tehlikesinin belirlenmesi çalışmalarında da kullanılan temel başvuru kaynaklarından birisi olmuştur.

Diğer taraftan 1992 basımı diri fay haritasının yayımlanmasından sonraki on yıllık dönemde gerek ülke gerekse dünyada diri fay ve paleosismoloji çalışmalarında kısa zaman aralığında önemli mesafeler kat edilmiş ve bilgi birikimi sağlanmıştır. Özellikle Marmara bölgesinde 1999 yılında meydana gelen İzmit (Mw 7,4) ve Düzce (Mw 7,2) depremleri neden oldukları kayıp ve zararlarla birlikte, yerbilimcilere deprem jeolojisi konu-sunda çok değerli bilgiler sunmuşlardır. Bu yaşanan afetler, bunlardan çıkartılan deneyimler ve sahip olunan deprem jeolojisindeki bilgi birikimi beraberinde deprem tehlike ve risk araştırmalarında birçok konunun sorgu-lanmasını getirmiş ve deprem tehlikesinin azaltılması çalışmalarına stratejik planlamaların yapılmasının kaçı-nılmaz olduğunu göstermiştir. Bu planlarda afete hazırlık araştırmalarına ağırlık verilmiş, bu kapsamda ülke genelinde bir dizi araştırmalar planlanmıştır. Bu planlar kapsamında öncelikli olarak mevcut diri fay haritaları-nın gelişen teknolojik olanaklar ve ulaşılan bilgi birikimi doğrultusunda yenilenmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.

Bu nedenle, 2004 yılında MTA Genel Müdürlüğü, Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı tarafından, deprem je-olojisindeki güncel yaklaşımlar ışığında 1992 basımı diri fay haritasının yenilenmesi amacıyla “Türkiye Diri Fay Haritasının Güncellenmesi ve İlgili Veri Tabanının Oluşturulması” adlı bir proje başlatılmıştır. Program amacı

(17)

doğrultusunda, 2004–2011 yılları arasında, Türkiye anakarasının tamamında ayrıntılı diri fay araştırmaları yü-rütülmüş ve fay haritaları hazırlanmıştır.

Yenilenmiş Türkiye Diri Fay Haritası (Emre vd., 2013) toplam 326 tekil fay, fay zonu veya sistemi içermek-tedir. Bu fay zonu veya sistemleri geometrik özelliklerine dayalı olarak segmentlere bölünmüş ve kendi başına bağımsız orta ve daha büyük deprem oluşturabilecek 485 fay segmenti belirlenmiştir (Şekil 1.2).

Yenilenmiş Türkiye Diri Fay Haritası çalışmaları sonucunda üç farklı temel ihtiyacı karşılayacak olan üç farklı ölçekte diri fay haritaları hazırlanmıştır (Emre vd., 2013). Bunlar; (1) 1:25.000 Ölçekli Temel Diri Fay Haritası, (2) 1:250.000 Ölçekli Türkiye Diri Fay Haritaları Serisi ve (3) 1:1.250.000 Ölçekli Türkiye Diri Fay Haritasıdır. Temel diri fay haritaları orijinal 1962 paftadan oluşur, özel kullanımlara açıktır. Orijinal ve sayısal-laştırılmış halleri MTA Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi Harita Arşivlerindedir. 1:25.000 ölçekli temel ha-ritalardaki fay bilgisinin sayısal ortamda küçültülmesiyle Türkiye Diri Fay Harita Serisi oluşturulmuştur. Toplam 59 paftadan oluşur, tamamı 2010-2012 yılları arasında basılmıştır (Emre 2010; Emre ve Doğan 2010; Emre ve Özalp 2011; Emre ve Duman 2011a-c; Duman vd., 2011; Emre vd., 2011a-t; Duman vd., 2012a-c; Emre ve Duman, 2012; Emre vd., 2012a-r). Üçüncü harita ülke ölçeğinde deprem kaynağı diri fayları gösteren duvar haritasıdır, 2013 yılında yayımlanmıştır (Emre vd., 2013).

Bu haritaların CBS ortamında hazırlanmış olan sayısal halleri kurum, kuruluş ve tüzel kişiler tarafın-dan ücreti karşılığında temin edilebilmekte, belirtilen ilke ve sınırlamalar kapsamında araştırmalarda kul-lanılabilmektedir. Yine bu haritalar aynı kurallar çerçevesinde MTA Genel Müdürlüğü harita portalında

(http://yerbilimleri.mta.gov.tr) servis edilmektedir. Bunlarla birlikte basılı haritaların tamamının görüntü

formatın-da, kullanım ilkeleri ve sınırlamalarıyla birlikte http://maps.mta.gov.tr web sayfasında kullanıcılara sunulmaktadır. Türkiye diri faylarının genel dağılımları ve özelliklerinin tanıtılmasından önce aşağıda Yenilenmiş Türkiye Diri Fay Haritasının veri kaynağı, haritalama yöntemi, fayların adlanması, tanımlanması ve sınıflandırılması hakkında öz bilgi verilmiştir.

1.4.1.1 Veri Kaynağı

Yenilenmiş Türkiye diri fay haritalarında sunulan bilgiler proje araştırıcıları tarafından gerçekleştirilen hava fotoğrafı analizleri ve ayrıntılı arazi araştırmalarına dayanmaktadır. Bunlardan bazıları 1992 basımı Türkiye diri fay haritasında (Şaroğlu vd., 1992) yer alan fayların ayrıntılı geometrik özelliklerinin belirlenmesi veya para-metrik bilgilerinin hazırlanmasıyla geliştirilmiştir. Araştırmalar sırasında MTA Genel Müdürlüğü, Jeoloji Etütleri Dairesi’nin Türkiye Jeoloji Veri Tabanında yer alan 1:25.000 ölçekli jeoloji haritalarından, araştırılan fayların yaşı ve yerdeğiştirme miktarı gibi konuların değerlendirmelerinde esas başvuru kaynağı olarak yararlanılmıştır.

1999 İzmit depremi sonrasında Marmara Denizi, Saros Körfezi ve Sapanca Gölü’nde yapılan ayrıntılı batimetrik haritalama ve yüksek ayrımlı sığ sismik araştırma sonuçlarını içeren geniş literatür verisi bulun-maktadır. Bu veriler adı geçen alanlarda KAF’ın su altı bölümlerinin haritalanmasında kullanılmıştır. KAF’ın su altı bölümleri Marmara Denizi’nde İmren vd. (2001), Rangin vd. (2001), Kuşcu vd. (2002), Le Pichon vd. (2001, 2003), Armijo vd. (2002, 2005), Cormier vd. (2006), İmren (2007), Saros Körfezi’nde ise Ustaömer vd. (2008)’den yorumlanarak haritalanmıştır. Söz konusu literatür bilgisi ışığında haritalarda KAF zonunda sade-ce Holosen yaşlı su altı fayları gösterilmiştir. KAF’ın Sapanca Gölü bölümünün haritalaması ise, MTA Genel Müdürlüğü ile Japon Jeolojik Araştırma Kurumu (JICA) işbirliğinde yapılan yüksek ayrımlı sığ sismik araştırma sonuçlarına dayanmaktadır.

Çalışma kapsamında haritalanan fayların bölgesel neotektonik yapı içindeki yeri, deprem–diri fay ilişkileri ve fayların deprem davranışlarının tartışılması açısından 1:1.250.000 Ölçekli Türkiye Diri Fay Haritası

(18)

açıklama kitabı ekinde geniş bir kaynakça listesine yer verilmiştir (Emre vd., 2013). Daha ayrıntılı kaynakça bilgisi için araştırıcıların bu esere başvurması önerilmektedir.

1.4.1.2 Haritalama Yöntemi

Haritalama 1:35.000, 1:20.000 ve 1:10.000 ölçekli hava fotoğrafı, yüksek çözünürlüklü uydu görüntüsü ve 10 m hassasiyetindeki sayısal yükseklik modellerinin analizleri olan büro araştırmalarıyla başlamıştır. Bü-roda çalışmalarında elde edilen ve hassas şekilde 1:25.000 ölçekli haritalara işlenen verinin arazi kontrolü ile devam etmiştir. Arazi çalışmaları sırasında fay ilişkili güncel fay çizgisi, fay sarplığı (fault scarp), fay–sed gölü (sag–pond), ötelenmiş akarsu ağı (offset drainage), basınç sırtı (pressure ridge), kapatan sırt (shutter ridge) vb. jeomorfolojik yapılar toplanmış, yapısal köken, atım değerleri yaklaşık kayma hızı, segment sınır yapıları gibi jeolojik özellikler ayrıntılı incelenmiştir. Büro ve arazi çalışmaları birlikte değerlendirilerek 1:25.000 ölçekli orijinal topoğrafik haritalar üzerine işlenmiş temel diri fay haritaları hazırlanmıştır. Bu haritalar CBS ortamına aktarılarak sayısallaştırılmıştır. Böylece hem orijinal, hem de sayısal temel diri fay harita arşivi oluşturulmuştur. 1.4.1.3 Adlama

Fayların adlamasında 1992 basımı Türkiye Diri Fay Haritası’ndaki (Şaroğlu vd., 1992) adlarının kul-lanılmasına özen gösterilmiştir. Ancak, 1992 basımı haritada tanımlanmış bazı fayların yeni haritalarda fay segmentlerine ayrılmış olması nedeniyle yeniden adlamaya gidilmiştir. 1992 haritası dışında kalan fayların adlamasında genelde Harita Genel Komutanlığı’nca yayımlanmış olan 1:250.000 ölçekli topoğrafik haritalarda söz konusu faya en yakın ve büyük yerleşim yeri (il, ilçe ve belde) isimleri kullanılmıştır. Literatürde bazı faylar birden çok isimle anıldığı gibi, bazı faylara da köy, dere, tepe, dağ gibi çok yerel isimler verilmiştir. Literatürde bu tür isimlendirilmiş faylarda yukarıdaki yaklaşım doğrultusunda adlamaya gidilmiştir. Öte yandan, literatürde belirli parçası adlanmış ancak, bir fay zonu veya sisteminin alt bölümünü oluşturan küçük faylar adlamada üst fay sistemi içerisinde değerlendirilmiştir.

1.4.1.4 Tanımlama

Geometrik bütünsellik veya tekçe uzanım sunan faylarda tek isimli adlamaya özen gösterilmiştir. Geniş bir zonda gelişmiş, birbirine paralel, yarı koşut veya uzun aşmalı parçalardan oluşan fay grup veya demetleri ise “fay zonu” olarak tanımlanmıştır. Çok sayıda fayın yer aldığı grabenlerdeki fayların adlamasında “graben sistemi” terimi kullanılmıştır. Çok parçalı fay, fay zonu ve fay sistemleri segmentlere ayrılmış ve adlanmıştır. Fay segmentlerinin tanımlanmasında 1:25.000 ölçekli temel diri fay haritalarındaki orijinal fay geometrisi esas alınmış ve fayların alt bölümlenmesinde geometrik segment (dePolo vd., 1989, 1991; Knuepfer, 1989; Mc Calpin, 1996) yaklaşımı kullanılmıştır.

1.4.1.5 Sınıflama

Diri fay haritalarında yer alan faylar karakterlerine ve jeokronolojik ölçütlere dayalı olarak dört sınıfta sunulmuştur. Bu dört sınıfın tanımlaması; (1) Deprem yüzey kırığı: 1900 - Günümüz zaman aralığında yü-zey kırılmasıyla sonuçlanan büyüklükte deprem üretmiş faydır. Araştırma kapsamında üretilen diri fay hari-talarında varlığı ve toplam uzunlukları hakkında güvenilir veri toplanabilen deprem faylarına yer verilmiştir. (2) Holosen Fayı: Holosen’de (son 11.000 yılda) yüzey kırılmasıyla sonuçlanan büyüklükte deprem üretmiş faydır. (3) Kuvaterner Fayı: Kuvaterner’de (son 2.588.000 yılda) yüzey yırtılmasıyla sonuçlanan büyüklükte deprem üretmiş ancak, Holosen aktivitesi kuşkulu faydır. Kuvaterner fayı sınıfında haritalanmış diri faylar, Holosen’de yüzey yırtılmasıyla sonuçlanan deprem üretip üretmedikleri hakkında yeterli jeolojik ve jeomorfo-lojik veri toplanamayan faylardır. (4) Olası Kuvaterner fayı veya çizgisellik: Kuvaterner aktivitesi kuşkulu fay veya güncel topoğrafyada belirgin çizgiselliği tanımlar. Olası Kuvaterner fayı veya çizgisellik sınıfında

Şekil

Şekil 1.1- Doğu Akdeniz bölgesinin diri fay haritası (Duman vd., 2016). Türkiye kara alanındaki faylar Emre vd.,  (2013)’ten basitleştirilmiştir
Şekil  1.2-  Türkiye  diri  fayları  (Emre    vd.,  2013’ten  sadeleştirilmiştir).  Yeşil  çizgiler  yüzey  kırıklarını  kırmızı  çizgiler  Holosen  faylarını,  mor  çizgiler  Kuvaterner  faylarını,  siyah  çizgiler  olası  Kuvaterner  fayı  veya  çizgisel

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışma kapsamında Nasrettin Hoca beldesi civarında bulunan Bağbaşı Kaynakları (BK-1, BK- 2, BK-3), Hatip Kaynağı (BK-4), Babadat Kaynağı (BDK), Ali

Madde 1- Bu yönetmelik Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Yayım ve Redaksiyon Kurulları ile Editörlük oluşturulmasını ve bunların çalışma esasları, görevleri

Çünkü hayvan saman yiyen işini bilir, ne için yaratıldığını.. Kemik yiyen, o da bilir ne

taşıma kapasitesi değerleri sayısal analizlerden elde edilen ve izin verilebilir oturma koşullarını 342. sağlayan üniform düşey gerilmeler ile

7) Ciltli raporun iç kapağında (Ek 5);. Sayfanın üst kenarına büyük harflerle " MADEN TETKİK ve ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ " yazılır ve sol yanına kırmızı,

erken Miyosen yaşlı Oyaca, Kedikayası ve Boyalık adakitlerinin oluşumunda dalma-batma süreçlerinin etkilerini açıkça ortaya koymuştur. Yüksek silis ve

配合公司設 置審計委員 會替代監察 人修改。. 第十二條

Çizelge 4’te incelenen kömür örneklerindeki toplam nem, kül, kükürt, uçucu madde ile kalori değerleri, çizelge 5’te ise petrografik bileşenleri ve